4 Haziran 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

4 Haziran 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Hacivad — (Perdeye gelir) gene ben perdeyi kurdum, buraya geldim durdum, kim bilir belki de Karagözümü bu « lurum. Karagöz — Vay Hacivadım, — sen geldin öyle mi? Hacivad — Vak lahi onu bilmem! Karagöz — Ne « yi bilmezsin? Hativad — Ya - ni öğle mi, yoksa ikindi mi, yoksa yatsı mı? Karagöz — O - nu demek isteme- dim, yani. Hacivad — Han A gi Yani, bizim - : yakkabıcı Yani mi, yoksa bakkal Apus - tolun yanıbaşındaki! dükkânda tuhafiye- cilik eden Yani mi? Hacivad — Her ne ise Karagöz, şimdi ben sana bazı sualler soracağım, baka - hm bilebilecek misin? Karagöz — Benim bilmediğim ne var- Gir ki!.. Hele sen sor, ben tıkır tikir ce- wvab vereyim! * Hacivad — Seni bir imtihan edeceğim! | * Karagöz — İmtihan da et.. Ben Napol- yon Bonapart değilim ki imtihandan korkayım.. Sor sorabildiğin kadar. Hacivad — Mevsim meyvalarını say bakayım. Karagöz — Sayayım: Muşmula! * Hacivad — Muşmula bu mevsimde bu- lunur mu? Karagöz — Neye bulunmasın. * Hacivad — Hele bir yemişçilere sor ba- kalım! Karagöz — Sordum. * Hacivad — Ne dediler? Karagöz — Yüzüme baktılar da bu -| Junmaz olur mu, sen bir kere aynaya bak dediler, Hacivad — Güleyim bari Karagöz..| Canım onlar seninle alay etmişler. Miş- mulanımn yüzü buruşuktur ya, Senin de buruşuk, ihtiyar yüzünü görünce muş - mulaya benzetmişler, Karagöz — Peki o olmadı diyelim, mev- sim meyvalarını sen hele tarif et bak ben nasıl bilirim. Hacivad — Kırmızı! " Karagöz — Bildim bildim. * Hacivad — Bildinse söyle? Karagöz — Bilmez olur muyum, gelin- Karagözle Hacivad cik çiçeği! Hacivad — Gelincik çiçeği meyva o - lur mu, dur biraz daha açık anlatayım. Sapı var. Karagöz — İşte şimdi bildim. Zenbil! Hacivad — Ne, ne? Karagöz — Zenbil canım, hani çu pa- zarlardan Öteberi aldıkları zaman İçine koydukları sepetten örme şeyler... Sap- ları da vardır. Hacivad — Canım Karagöz ama da saç- malıyorsun, ben meyvadan bahsediyo - rum. Karagöz — Sahi ben unutmuştum! Hacivad — Sen bilemedin bari ben söy- liyeyim, Demin sana bahsettiğim kirazdı. Karagöz — Bak hiç aklıma gelmedi. Hele sen bir başkasını sor, onu bileyim. Hacivad — Peki öyleyse gene mevsim meyvalarından birini soracağım. Karagöz — Sor, cevab vereyim! Hacivad — Mis gibi kokar. Karagöz — Bunu bilmiyecek ne var, sarımsak! Hacivad — Sus ki şözümü bitireyim.. Şeker konur, Karagöz — İşte şimdi anladım. Hacivad — Haydi söyle! Karagöz — Çay! Hacivad — A - man Karagöz bu nasıl söz, çay hiç meyva olur mu? Karagöz — Ya senin — söylediğin neydi? Hacivad — Çi- lek! Karagöz — İşte bu aklıma gelme- di, Hacivad — Se- nin aklına da ne gelir ki! Karagöz — Vay Hacivad sen be- nim aklımı beğenmedin mi? Hacivad — Beğenmedim tabil! Karagöz — Senin aklın sanki benim - kinden daha mı iyi? Hacivad — Tabil iyi! Karagöz — Haydi oradan. Hacivad — Haydi oradan. Karagöz — Eh artık kafam kızdı. (Haciyada tokat vurur.) Hacivad — Benim de kafam kızdı. (O da bir tokat vurur. Onlar çat pat dövüşürlerken perde iner!) 4 Hayvanların hayatlarını tedkik eden Alimlere göre hayvanlarda da, tıpkı sanlarda — olduğu Bi gbi, sevgi, dost - luk, annelik mu - habbeti çok kuv « vetliymiş, Bilhas- sa dostluk hissinin çok kuvvetli olduğu- nü söylüyorlar; hem de bu dostluğu, yal- nız kendi cinslerine karşı değil, başka cins hayvanlara karşı da duyuyorlar - mış. Köpeklerin sahiblerine gösterdikleri dostluk ve sadakati hepimiz biliriz. Da- ha buna benzer bir çok misaller var: Parisş hayvanat bahçesine getirilen bir aslanın yanına bir buldok köpeği koy- muşlar, bir zaman sonra her ikisinin çok iyi ahbap olduğunu görmüşler. Resmini gördüğünüz kedi de sahibi ta- rafından yanına verilen bu küçücük kir- |pi yavrularına hakiki bir anne muhab - beti gösterip, onlara bakıyormuş. Hayvanat âlimlerinden biri de balık - larda hafıza olup olmadığını anlamak için bir tecrübe yapmış. Büyükçe bir kabın içine bir tatlı su ba- hğı koymuş. Bu balık, yalnız gümüş renginde ufak bir cins balıkla karnmı doyururmuş, 5 Âlim bu balığa verdiği gümüş rengin- deki balıkların bir kaçını maviye boya - mıiş. Balık önce gümüş rengindekileri yo- miş. Ötekilere bakmamış. Fakat az za - man sonra tekrar acıkmış bu sefer ma - vileri de yemiş. İkinci bir seferde âlim gene gümüş rengindekilerle maviye boyanmış ba - lıkları atmca bu sefer Tenklerini ayırd etmeden yemiye başlamış. Bu da balığın mavi balıkların Jlezzetçe diğerlerinden farklı olmadığını anlamış. Ve unutma - mış olduğuna delâlet eder. HAPŞU HAPSŞU — Bak kardegim, ben çok güzel bir eğlence buldum. — Nedir söyle bakayım?., — Bir toz var, Onu alıp birinin bur- nuna doğru üfler üflemez o hemen hapşırmıya başlıyor. — Ne iyi şey.. Şimdi birini üfleriz. Kutu nerede? — Cebimde! — Haydi çabuk ol bir an evvel şu işi yapalım da bol bol gülüp eğlenelim! bulur — İşte en iyisi bu, sırtında bir ilân tahtası taşıyan adamın karşısıma ge- çer üfleriz. Adam kim bilir hapşıra bhapsıra ne hale gelecektir?.. — Gazetede bir ilân var, patron denilen elbi- se kalıbı alınır, ona göre kumaş biçilirse herkes el- bise dikermiş. patronları sunuz?.. — Oldu, mükemmel! Bayan, Benim de bir patrom verin, ken- dime elbise dikeceğim. — Eyvah halığı da ku- siz elbise satıyormüş- için — Patronu aldım. Ği onu eve gözürüP nemin buna aldığı maşı diçer, dikeritik bi — O$f, annemdeti 4 maşla beraber kesmişim! — gğim dayağın a0ısti nufamıyacağım. / YENİ Küçük Tekin ine - ğini otlatırken bir â- ralık bir ağacın al - tında yatmış, uyuyup kalmıştı. — Uyandığı zaman ineği göreme- di. Eyvah — ineği kaybettim. Şimdi e- ve «ineği kaybettim. diye nasıl dönerim! Dedi ve bhüngür hüngür ağlamıya başladı. Küçük Te - kin her yana koşu « yor, her tarafa bakı- yor, fakat ineği gö - remiyordu. Siz ona yardım e- diniz.. Resme bakın, ineği — görebilirseniz, bulunduğu yere işa- ret edin ve resmi ke- sip bize gönderin, bir kişiye bir kol saati, diğer yüz kişiye de Son Postanın küçük okuyucuları için yap - tırdığı güzel ve kıymetli hediyelerden vereceğiz.. Bu hafta gene hediyelerimiz arasına yeni şeyler katacağız. Bunlardan biri «Mekano» denilen fenni oyuncaklar- dır. Parçaları birbirine birleştirmek su- retile merdivenler, kuleler, arabalar, ma- kineler yapılır. Diğeri elişi oyuncağıdır. Kesilmiş renkli resimleri modeline ba- kıp yanyana yapıştırarak modeldeki res- | mayınız. BİLMECEMİ min bir ayni yapılır. Bu iki ğıumız oyuncaklardan, ve olişi, terlerinden de verilecektir. Z T başka geçen haftaki sayımızda # Bilmeceye cevab verme M“M’. beş gündür. Bilmece - cevablâ gönderdiğiniz zarfın üzerine nin gazetede çıklığı tarihi Y

Bu sayıdan diğer sayfalar: