20 Temmuz 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

20 Temmuz 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20 Temmuz DÜNün, BUGÜNün ve YARINın tarihi: 2 IN ALTINDAKİ ATEŞ AVRUPAN SON POSTA Almanya (0 milyon insan işsiz ve aç kalmışlı — — k alınırken bir milyon mark bir İngiliz lirası etmiye fakirleşti. Maaş diye alınan paranın kıymeti Bir İngiliz lirasına 71000 mar başlamıştı. Aşağı kalmadı. Haftalığını, günü ayni Yazan : Emrys Jones - Çeviren : İbrahim Hoyi yukarı ay | Almanyanın hak: kından — gelindikten sonra, sulh kurucu- ları, diğer mağlüb devletlere — çullandı- lar ve ilk büyük iş ©- larak ta, Avusturya - Macaristan impara - torluğunu oymak ol - du. Şimalde yeni Çe - koslovak Cumhuri - yetini, oyarak orta - ya attılar. Canubda ve Dalmaçya sahilin- de de yeni Yugoslav krallığını yarattılar. Avusturya - Maca- istan imparatorlu - ğunun bir parçası, mududlarını genişlet- tek üzere Polonya - eklendi. Cenubda se Tirol İtalyanlara hibe edild. Avus - urya, kuşa döndü - ülmüş, harbden ön « seki nüfusunun beşte biri kadar kalan ba - kiyesi ve beslemek - ten üciz kaldığı hü - kümet merkezi Vi - yanası ile dımdızlak kalmıştı. Bulgaristan da ora. ian buradan parça * lanmış ve köylü olan halkına tam 120 mik yon sterlinglik bir jle - en çok yanan- letler hep Ona hü- —:ı:l:moılîl BYI:;I:WM kaçan m:lux:; ler, açlık, kıtlık içinde yüzen hükümı merkezini doldurdular. Macarlar, © nahlarının kefaretini ödemek için inden geleni yaptılar. Habsburglu kralları ıttılar. Başvekillerini Ve ılanları birer birer öld Karolyiyi kendilerine başvek' siç te merhametli olmıyan ibil erinin lütuf ve merhametine 5) Fakat Macarlar sulh Fnlınnj aldıkları zaman kefaretlerini iyi H memiş olduklarını anlayjıca, K"-o.î;, Bela Kun ismindeki komünisti !îıî;s.ca_ çıkararak çekildi. Bela Kun btlkıh ıNı ristanı kurtarabilirdi. İş€ bışî:d" 'cn:h_ bir terör siyaseti kurdu. Bolıcvııılı;îmü_ yandı ve itilâf devletleri, bu azılı ei nisti işden uzaklaştırdılar, l'a_kıt lıL" terör kızıl terörden daha baskın çıl ;t 1918 muahedesi sulh yaratmadı. 0: d.ı ya bir Hitler çıkardı. Bunu yapan > Versaydır. Biraz da harb sonrası Alman- yaya bakalım. elle- Karl'i başlarından harbden mes'ul ürdüler. Sulhcü kil seçtiler VE n⣠devlet- gındılar. haber emri garb cebhesinde gün evvel, 9 ikinciteş- kaklarında 9 kişi Ö- Bü küçücük ihtilâl, onarşist impa- de ediyordu. isminde birisi ler, Alman Atoşi kesiniz!.. akislenmeden iki rin 1918 de Berlin sol 1ü olarak yatıyordu. Kayzerin ve muazzam .m ratorluğunun yıkılışını ifa Kayzerin yerine Ebert ism geçti. Heidelberg eski bir s;ıdn' e Cumhuriyetinin ilk başkanı oldu Yeni cumhuriyetin anası, m ilk arkadaşı da kargaşalık idi dare eden sosyalistler arasıncda Çıkmıştı. Ebert, İngilizlerinkini :.ııdı_ parlâmanter bir demokrasi kurmak. isli- yordu. Sol cenah sosyalistlerin Jideri Karl Liebknecht te, bir Sovyet çumhu— riyeti ve çalışan sınıf diktatörlüğü taraf- dübiyet, yan harb gü | ihtilâf | Muvazenesini Kaybetmiş, Çok Derin Bir Fakrü Zarnret Gayyası İçine Dalıp Gitmişti herkes « lığını alan işçi bunu o gün kıymetin yarısını tutacağından emin değildi 1922 de Berlin sokaklarında bir fakru zaruret sahnesi tarıydı. Binaenaleyh beynelmilel harbin arkasımdan dahili harb başladı. 1919 yılı ikincikânun başlangıçlarında Spartaküs müstear ismile yazılar yazan Liebknecht Spartakistlerini, Berlinde isyana sürük- di ve gazete idarelerini zaptetti. »rtin mağlüb ordudan geri kalanlarla kurduğu sosyal demokratları, isyancıla- siyaseti aldı, yürüdü. Liebknecht ve Alman komünizmin- de pek büyük bir nüfuz ve kudreti'olan Rosa Luxemberg öldürüldüler ve bu hâ- dise «kaçarken vürulmüştür. resmi şekli ile bütün dünyaya bildirildi. Bavaryada da, Kurt Eisnerin reisliği altında daha ziyade Sovyet rejimine ben- ziyen bir cumhuriyet ilân olundu. Kurt Eisner, harbden sonra mühim si- yasi nüfuzlar elde eden Troçki, Bela Kun gibi birçok Yahüdilerden i. Galiç- ya Yahudisi idi. Berlindeki cumhuriyet i— metinin ekseri azasını burjuva Ya- hudiler teşkil ediyordu. Bavaryalı bir aristokrat olan Kont Ar- ka, Münich caddelerinde Eisneri tabanca ile öldürünce, Bavarya cumhurreisir saltanatı nihayet erdi. Bu sıralarda itilâf devletleri Pariste gulh müahedesini hazırlamakla — meşgul idiler, Almanlar da, yeniden kurdukları günyaları için yeni bir kanunu esasi vü- cude getirmeğe uğraşıyorlardı. 1919 şubatında, yeni ve daha iyi bir Al- manyaya yarıyacak yeni bir ana yasa hazırlamak için Almanlar küçük Weimar sında toplandılar. Fikirlerde müd- ayrılıklar vardı, fakat muahede şart- lân olununca işler değişti, bütün an- ar ortadan kalktı, unutul- Almanlar, Ebertin arkasın- da yürümek icab ettiğini anladılar. Yeni ana yasada, Reichstag adile * bir n moclisi, Reichsrat ismile de se- #yan meclisi | laşamamazlı! dü ve bütü meb'usal j çilmiş âzadan mürekkeb bir E-| daki mı bastırdı. Arkasından da mutad tedhiş| | sında ilk inkıta, bozuşma bu yüzden doğ- | ne ederek, Ruhr İ rüldü. Maaş diye alınan paranın kıymı harcıyordu. Çünkü ertesi kurulması maddeleri vardı. İtilâf devlet- leri insaf bilmiyor, gartları kabul ediniz Giyerek Almanyayı tazyik — ediyorlardı. Alman filosu Seapa'- da batmıştı. Yukarı BSilezyanın zengin madenleri Polonya - ya, diğer bir toprak parçasında plebisitte reylerin çoğu Alman- ya lehine çıkmakla beraber, — Çekoslo - wakyaya verilmiştit Euper ve Malmedy eyaletleri de Belçi « kaya geçmişti. İtilâf devletlerinin | şapmadıkları bir şey | vardı. O da Kayzeri muhakeme edeme « | mişlerdi. Zira Vil » helm Holandaya kaç- muş, Holandalılar o0- hu teslim etmemek İstemi â. Tamirat komisyo- nu, faturasını hazır- Jamış ve Almanyayı Ktlâf devletlerine lras ettiği zararlardan dolayı — 6,000,000,000 İngiliz lirası ödeme- ğe mahküm etmişti. Bütün ticareti mah vedilmiş olan Al - manya buna itiraz ett. Bu para verilmez dedi. Uzun müzakerelerden sonra, mikdardan birazcık indirdiler, Lloyd George, bu muazzam — paranım ödenmesi, İngiltere ile Almanya arasın- tün ticaret münasebetlerini orta- dan ki cağını idrak etti. Fransızlar, borcun derhal ve peşin olarak ödenmesi- ni istiyorlardı. İşte itilâf devletleri ara- nihayet du. İngiltere ile Fransa uyuşamıyorlardı. Almanya vaktinde para yetiştirip borç- larını ödiyemiyordu. Fransa bunu baha- havzasına retaliatlon mukabili olarak asker sevketti. Avrupa seması gene kararmıştı. 10 bin Fransız askeri 1923 ikincikânu- nundan, 1924 temmuzuna kadar Ruhr'da kaldı. Bu aylar sarfında da küçük çapta bir harb cereyan etmiş ve yüz kişi kadar ölmüştü. Mukavemet gösteren Almanlar, evle- rinden çıkarılmış ve Ruhr'dan 150 — bin| Alman tehcir edilmişti. Bununla bera- ber, Ruhr'dan Fransaya bir ton kömür bile gitmiş değildir. Zira Alman hükü « meti, bu halka pasif mukavemeti esna- sında daima yardımda bulunmuştur. 10 milyon işsiz, boş kalmıştı. Almanya müvazenesini kaybetti ve derin bir fakrü zarüret gayyası içine daldı. Para kepaze oldu, düştü. Bir İngilize 1010 mark alınırken, bir milyon mark bir İngiliz Hrası etmeğe başladı. Aşağı yuka- rı herkes fakirleşti. Herkes tekaüd maaş- larile kıt kanaat geçinmeğe koyuldu. Bir komünist ihtilülinin vücüde geti- receğinden “daha çabuk ve mücessir — bir şekilde orta sınıf ortadan silindi, ü kalmıd. Haftalığını, aylığını alan İşci, h men harcadı. Zira ertesi günü, elindeki paranın ne kadar, belki de yarısından a- şağı edeceği bilinemiyordu. Artık bıçak asayıe Hind kadını hakkında bilmediğimiz şeyler Hindistan kadınları neden ölen kocalarile- beraber kendi kendilerini de yakarlar? (Hindistanda yaşayan bir F Ahmedâbâdda eski Brahmen ailelerin- den birinde misafirim. Vaktile çok muh- teşem olan bu şehir şimdi tamamile ca- miler ve türbeler şehrkdir. Bu kibar alle- nin içinde çok samimi günler geçiriyo- rum, yiyorum, içiyorum, uyuyorum, çalı- şıyorum, Sayısı otuzu bulan efradı aile- nin hepsinin kardeşiyim. Bana hep kar- deş müamelesi yapıyorlar. Birbirinin ya annesi, ya anne annesi, yahud enişlesi, teyzesi olan bu kalabalık yemek zaman- ları ayni sofranın başında birleşiyorlar, Ben de Hindli kıyafetindeyim. Arkamda Hindin sıcaklarına karşı en uygun bir el- bise var. Bütün vücudü saran uçları ba- caklar arasında katlanan ve bacakları a- çık tutan beyaz bir ihram. Odamın kapısında duran Hindli k ürkek ürkek gülümsüyor, ellerini göğ- sünde çaprazlamış beni selâmlıyor. «Kar- deş geliniz, kahvaltı hazırdır» diyor. Ben de gülümsüyor. çıplak ayaklarıma meşin sandalları geçiriyor; genç Hindli kızı takib ediyor, çıplak ayaklarla bah- çeye açılan büyük yemek salonuna giri- yorum. Maymunlar etrafımızda bağırışıp | koşuyorlar, tavuk gibi yürüyen bir ta- kım acaib kuşlar Ürkmeden odaya giri- yorlar. Büyük anne — Hayırlı sabahlar kar- deş oturunuz, diyor. Onu ve odada bu- lunanları Hind usulile yere eğilerek ge. lâmlıyorum. Önümüzde büyük bakır bir sini var. Hizmetçiler (karanfil, tarçın, biber, saf- ran) —mahlutundan yapılmış baharlı Hind yemeklerini bu siniye diziyorlar Evlenme ve aşk Bugün bu büyük (sininin) etrafın çok canlılık var. Ortada çok mühim bir mesele dönüyor. Üç genç kızdan birinin nişanlısı Londrada hukuk tahsilini bitir- miş, memlekete geliyor. Bunların yakın- da evlenecekleri konuşuluyor. — Düğün nerede olacak? diye soruyo- rTum. Yanımdaki genç: — Burada, diyor ve ilâve ediyor: Ra- hibler büyük bir âdak ateşi yakacaklar, üyin de evde yapılacak, — Evlenecekler, bunlar yibi ayni sınıf halktan olmasa ne olur? — Merasimin bir kısmından sarfınazar olunur. Bütün fark bundan ibarettir. — Hemen evlenecekler mi? Baba gülümsüyor, bahsi uzatmak isti- yorum: — Görüyorum ki sınıf farkı Hind sos- yetesini esaslı surette birbirinden ayırı- yor ve bizim eski sınıf teşkilâtımıza ben- ziyor, Ancak daha dini, daha mistik. Me- selâ: Bir genç Brahmen kızı bir Paryayı veya çok aşağı sınıftan sayılan birini se- verse ne olur? — Durunuz size anlatayım. Ben Avru- pada seyahat ettim, Sizde de faraza bir kontes bir lâğımcıya gönül kaptırırsa ne yaparlar? Beni s#özümle yakalamıştı. — Evvelâ böyle bir şey pek az muhte- meldir, çünkü bu iki sınıf halk birbirle- rile temas ve münasebette bulunmazlra. Buna rağmen böyle bir hâdise olursa genç kız kendi yüksek muhitini terkede- rek sevgilisile beraber uzaklara kaçmıya ve bambaşka bir hayat sürmeye mecbur kalır, — İşte siz benim yerime cevab vermiş oldunuz. Hindlinin bu cevabı müşkülümü hal- letmiş değildi. Gene sordum: — Hakikatte böyle bir hâdise olabilir mi? — Evet nadiren vaki olur. Ama aksi cihetten. Meselâ: Brahmen gençleri genç Paryalı kızları severler, (Gandi) nin sı- nıf farkının kaldırılması hakkındaki tel- ransız muharririnin notları) kinlerindenberi bu gibi hâdiseler daha sık olmuya başladı. Müslümanlarla, Brah. men kızlarının evlenmelerine de dııma! i|tesadüf ediliyor. Fakat Hindli muhafa- zakâr ve dindar muhitlerde bu modern | birleşmeler fena karşılanıyor. — Zaten bu dünyanın her tarafında böyledir. Beki nesiller kendilerinden son- kemiğe dayanmıştı. Almanlar boyun eğ- (Devamı 11 Wnci sayfada) rakileri anlamak istemezler. Hindli ka- dınlarla dullar ve daha çocuk yaşta ev- Hind kadını lendirilenler için çok korkunç şeyler işit. tim, Bunları bana anlatır mısınız? Ailenin genç kızları kahkahalarım tu. tamadılar. Acaba sualimi gülünç mü bul- muşlardı? Büyük anne anlatmaya başladı: Hindli dul kadın — Hindliler ölülerini hiç toprağa göm« mezler, Daima ateşte yakarlar, Ölen Hinâlinin karısı aşkı ve ilâhi saydığı kocasımın başını sandal ağacının koku: larile dolu ellerinin üstüne alır. Onunla beraber diri diri yanıp kül olur gider, İn« kilizlerin bu âdeti meneden 1835 tarihli emirnamelerinin neşir ve tatbikine kadar, HEindli kadının böyle cenaze için hazırla- nan odun yığınının üstüne çıkıp erkeğile birlikte yandığı sık sık görülürdü. Her kadın bu cesâreti göstere ma gösterenler de çok takdir ve t edilirdi. Bu gönüllü intihar hâdisesi eve lenme şartlarına girer ve erkek tarâfın« dan ileri sürülürdü, — İşte bunlar garbda fena karşılan» yor. Çok meraklı şeyler anlatıyorsunuz. Biraz daha rica edebilir miyim? Buruşuk ve yorgun fakat güzellik ve asaletini muhafaza eden ince yüzü gü- lümsüyor: — Her şeyden evvel söylemeliyim ki biz dindarız. Varlığımızda ilâhların va bizi muhafaza eden dâhilerin tesiri dala midir. İlâhlar, insanlara mütemadiyen yardım ederler, Çünkü bizim aonlara muhtaç olduğumuz kadar onlar da bize muhtaçtırlar, Hilkatin büyük sırrı da işte buradadır. «Aile ocağının devamı her işin başında gelir, Hep bunun için çalışılır, her n temeli budur. Karı koca clacak - çiftler iya çok sıcak ve çok şiddetli bir aşka eşirler. Onların fikrinde bu aşkı ebediyete beraber götürmek kanasti hâs kimdir. Böyle olunca Hindli kadının her şeyi erkeğidir. Hayatı yaratmakta kadı na yardım eden erkek, zevk ve saadet (Devamı 11 tnci sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: