2 Ağustos 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

2 Ağustos 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Alaturka musiki laturkadan — bahsediyorlardı, bir an için kendimi, alatur- ka bir saz heyetinin karşısında farzet- tim, Udcu lâciverd elbiseli, kemancı kahve- rengi elbiseli, erkek hanende gri elbiseli, kadın hanende yün kazaklı idi. Udcu mendilile terini sildi ve mendilini ceke- tinin yakasına yerleştirdi. Kemancı bir- biri ardına birkaç kere öksürdü. Cebin- den tabakasını çıkardı: Daha bir sigara içecek vaktimiz var! Demek istiyen gözlerle etrafına bak- tıktan sonra sigarasını yaktı. Sahnenin parmaklığından aşağı sarktı. Aşağıda o- turanlardan birine bir şey söyledi ve ar- kadan gevrek bir kahkaha attı. Hanende kadın, bir sandalya aldı. Yü- zü halka doğru dönük olarak oturdu. Sa- ğina bakındı, soluna bakındı. Ellerini; Böğsü üzerinde çaprastvari bağladı. Son- ra birden bir hata işlemiş te tashih edi- yormuş gibi ellerini indirdi. Dizlerine koydu, Esnedi. Arkasına döndü. Kemen- çeciye lâf attı. Kemençeci bu esnada ço- rabıma düzeltiyordu. İşini bitirdikten zon- ra hanende kadına ne cevab verdiyse ver- di. Hanende kadın gene halka döndü, güldü. Kemençecinin cevabına mı gü- müştü, yoksa halka mı?. Bunu anlamak güçtü. Garson kılıklı bir adam, sahneye yak- laştı. Hanende erkek başını eğdi. Garson gitti. hanende erkek doğruldu. Tefi eline akdkb. Hohladı. Ovaladı, arkadaşlarile ko- nüştu. | Kemancı isteksiz isteksiz kemanını al- dı. Udeu oturdu. Udunu kucağına yerleş- tirmeden pantalonunun paçalarını, jar- tiyelerini gösterecek derecede sıvamayı ihmal etmedi. Kanuncu kanununa el u- zatmayı, tırnaklarile ameliyat etüiği a nındaki sivilcenin ameliyat işi bitinceye kadar tehir etti. Hanende gözlerini yum- du. — Alaturka hakkında sizin fikriniz, Kendime geldim, alaturkadan — bahse- denler bu suali bana sormuşlardı. Gözü- mün önünden bir rüya gibi bir anda ge- çen hakikatleri düşündüm: — Hiç beğenmiyorum! Dedim. İsmet Hulüsi L Bunları biliyor mu idiniz? ) En kolay evlenme ve talâk VZ / Afrikada — Şan denilen bir kabile vardır. — İnsanları dünyanın en kü- gük mahlüklarıdır. Şanlar, evlenmek için kabile reisine gider, — arzularını söylerler. Reiş el lerini bir iplikle bağlar, birer tas pilâv yedirir, sonra ipi çözer. Böylece nikâh yt? s Böyle bir kadın Tanıyorsanız Haber veriniz Bir mektub aldım, hayalinde yaşat- tığı genç kızı anlatan bir erkeğin ya - zısı, hoşuma gitti, güldüm ve sahibinin isteğine uyarak aynen sütunlarıma ge- çirmiye karar verdim. Okuyunuz: «Hanım Teyze, eskiden sizin böyle bir âdetiniz yoktu. Çok iyi hatırlarım, Bundan dört, beş sene kadar evvel size yazdığım bir mektub <Erkekler nasıl bir kadın istiyorlar» başlığı altında sütununuzda çıkmış ve Zonguldaktan buna bir cevab verildiği halde bugün- kü gibi müsaid davranmıyarak — bizi birbirimize tanıştırmaktan çekinmiş ve mânj olmuştunuz. Aradan seneler geçti. Bugün son ryi- tiğini Ümid ederseniz aldanırsınız. Ge- me ayni kadın bugün yalnız benim de- iğl, belki de yüzde seksen Türk gen- cinin hayalindeki kadındır. Fakat bu Zümrüdüanka gibi bir şey... 'Tanışırsınız, " -konuşursunuz iyidir. Size bağlı görünür. Etraftan tahkikat yaparsmız. Çok Iyi derler. Halim, se- lim bir insandır. Bu nikâha kadar böy- le devam eder. Evlenirsiniz. Fakat hayret!. Dünkü kuzu postunu atmış- tır. Karşınızda kavgacı, geçimsiz, şı - marık ve biraz da terbiyesiz bir insan bulursunuz ki bu yalnız kendini şünen, muhitinin yalnız kendi isteğile hareket etmesini istiyen, evile alâka- dar olmıyan, kaprislerine mahküm bir (zıpçıktı) dır. İnsan aç kalır, tok gezer. Evdir kav- ga olur. Fakat bunlar söylenmez.. Hal- buki o; bunlara bire bin kalarak orta- ya çıkarır, anlatır.. Böyle bir kadımla evlenmiş olmak azabların en büyüğü- dür. Halbuki herkesin aradığı kadın en başta böyle hareket etmiyen kadındır. Binaenaleyh dört, beş sene evvel ver- mediginiz fırsatı bugün bana verme - nizi sizden tekrar rica ederşem bana darılmazsınız sanırım. Bu mektubumu neşrederseniz size şimdiden teşekkür ederim. | Sokak süpüren fil Fü, uzun hortumile çalı süpürge -| * sini tutarak sokakları mükemmel su - rette süpürür, | ee — akdedilmiş olur. Boşanmak için de ayni reise gidip arzunuzu söylemeniz kâfldir.! I — Mümkün olduğu kadar az yalan söyliyen ve kanaatlerinde, fikirlerin- |ları, uçları de samimi olan. 2 — En çok orta tahsili olan ve yap- tığı tahsili hazmetmiş, bilhassa güzel san'atlar üzerinde konuşacak — kadar malümatlı. 3 — Sihhati tam olan. 4 — Dedikodu sevmiyen ve yapmı - yan. — Zengin ve ailesi efradı çok ka - labalık olmiyacak. 6 — Evine bağlı, uysal ve durbin olmak. 7 — Çocukları seven. 8 — Asriliği (züppelik) cebhesinden görmiyen. 9 — Tiyatro ve sinemayı seven, fakat iptilâ derecesinde bağlı olmıyan. 10 — Yemek ve ev işlerini kendi- ni idare edecek kadar bilen, H — Kıskanç olmıyan. 1 — Azami 21 yaşında, 2 — Boyu ve kilosu mütenasib, 3 — Kumral, yeşil veya siyah gözlü bir bayan hayalim - deki kadındır. Kim bilir belki beş sene evvel olmı- yan bugün olur. Bu Allahın bileceği Ş€ye Bana gelince: Memurum. Maaşım bir evi geçindirecek kadardır. İçki, ku- mârım ve çapkınlığım yöktur. İyi bir ailenin çocuğuyum. (27) yaşmdayım. Esmer, uzun boyluyum. Sıhhatim iyi- dir. Aldanmayı ve aldatmayı sevmem. Ve yalnız onü affedemem. Cevab ve- Ten bayana soracağım bir kaç dır. Bunlarda mutabık kalır: örrümüz oldukça dua ederiz. Bu sual- lerin bir suretini de size takdim edi - yorum. Saygılarla ellerinizden sıka - rım hanım teyzeciğim.> * Geçenlerde bir saylav bekârların s: yısını azaltacak tedbirler üzerinde dü- şünmüştü, bana öyle geliyor ki mek - tubunu aynen okuduğunuz genç, bu sırrı keşletmiştir. Mesele bütün genç kızları, istenilen şartlarla techiz eç - mektedir. TEYZE Kadın Köşesi Bu yazın saç modelleri Elbise modası gibi kuvafür modası da mevsim — ihtiyaçları- na uymak mecbüri- yetindedir. Kış biter- ken saçlar enseden yukarıya doğru yök- selmiye — başlamı Yaz ortasında istisnasız her saç modeli enseyi apaçık bıraktı. Bu sıcakta bir ye ğin saçın ensenize yapıştığını duymamak, başkalarının” terden yapış yapış - olmuş uzun buklelerini görmemek için icad e « dilmiş ne güzel bir yenilik. Bazı moda pek çabuk parlar söner. A- raştırınız, sebebini ihtiyaca uyamamasın- da bulacaksınız. Yaz saç modası bunuün tamamen aksine, Mevsimin icabıma o ka- dar uygun ki yaşlı, genç her kadının onu derhal benimsiyeceğinde kimsenin şüp - hesi olamaz. Bütün modalarda olduğu gibi bu yeni yaz kuvafürlerinin de türlüsü var. Biz |bunlardan üç muhtelif çağdaki kadına u- yan en güzel üç modeli ayırdık: Yukarıda solda: Genç olanlar için saç- büküldükten sonra censeyi ört- miyecek uzunlukta, kesilir. Yalnız uçlar ufak ulak kıyrılır. Hepsi önden arkaya taranır. - Yiv ayrılsa da ayrılmasa da e- lur - kadife bir kardelâ enseden alna ge- çirir, bir yanda bağlanır. Gür - saçlılar kordelâ yerine lâöstik te kullanabilirler, Bu kuvafür fevkalâde genç gösterir. E- sasen daha çocuk denecek kadar körpe yüzlerin kuvafürüdür. Çizgisiz, kırışık - sız. yüzünüzün bütün, tazeliğini meydana çıkarmak istiyorsanız durmayınız, saçla- rınıza bu şekli veriniz. Her genç yüze ya- raşır, Yukarıda sağda: Gençler için yepyeni bir tarz daha var: Saçları tepede topla- yıp bağlamak. Buklelt uçlarımı bu bağın üstüne dökmek, Bu şekilde-baş tıpkı bir çiçek demetine benzer. Almın üstünde bir fiyonga bırakılır. Yüze incelik ve (siluet) e uzunluk veren bu tarz iriyarılar kadar, belki, hattâ onlardan çok ufak tefekle - | rindir. Altta: Pek genç olmıyanlar ayni mo dadan - başka şekilde - istifade edebilir- ler. Gene saçların yalnız uçları buklele- nir, Önden arkadan, yandan hepsi arka- nan bir yanına doğru taranır, hattâ fır - galanır. Fırçalama dümdüz kalacak saç- lara güzel bir parlaklık ve düzgünlük ve- rir, Yaşlılarda bu, fevkalâde hoş görü - nür. Uçlar, arkanın bir yanında bir ta - rakla tutturulur. Serbest bırakılan ufa- tık bükleler tarağı kapatır. Ve kuvafü- rün sadeliği içinde hoş bir değişiklik lur. Her kadın bilmelidir Siyah robları, bluzları, önlükleri nasıl renkleri atmadan yıkıyabilirsiniz? Bir leğen suda bir kaç avuç Çöveni Kkaynalırsmız. Kirli siyah önlükleri, rob- ları, bilhassa siyah yünlüleri bu suya a- tarsınız. Lekelerini iyice oğarsınız. Son- ra çıkarır, ılık, sirkeli sudan geçirir, sı - kar, asarsınız. Hem temizlenirler, hem renkleri bozulacağı yerde güzelleşir. Avas köyü mahiyeti cinayetinin anlaşıldı Katil Osman, define arayıcısı Mehmedin telkinleri altında parası bitinceye kadar define aramış ve define- nin bulunmadığını görerek onun kafasını koparmıştır 'Katli Osman mahkemede Avas köyünde arkadaşı Mehmedi kafa - sını uçurmak auretile öldüren Osman hak - Kmda müddelumumllikçe yapılan tahkikat neticeye varmıştır. Katil Osmanın kız kardeşinin namusunu kurtarmak için Mehmedi öldürdüğü — hak- | dır. kındaki iddiaaı varid anlaşılmıştır. Ezasen katil de şimdi bu iddia üzerinde - ryarı bırakmıştır. Dün de, yazdığımız — gibi, ikinel İhtimal de maktul ile katilin müşte - reken bir kadını sövmeleri ve bunun cina - yete sebeb teşkil etmesiydi. — Bu ihtimal de, bugün elde edilen yeni delillerle sayıflamış- Adliyenin kanaati, cinayete sebeb olan #milin mahud define hiküyesinden — başka bir şey olmuyacağı merkezindedir. Katil Osman, dün Sultanahmed 2 inci sulh ceza mahkemesinde sorguya çekilmiş - tir, Gayritabil bir çok hareketleri müşahe - de edilen katçlin aorgusu sırasında hâkimin: — Babanın adı? BSualine; üvey babamı gördüm: Âdem ağayı. demiş - tir, — Ben, Mehmedi öldürmüşsün. Anlat ba- kalım, bu işi nasıl yaptın?.. Sebebi neydi?.. aualine de: — Bandırmada bir tarlam wardı 150 liraya sattım, Mehmedi üç ay evvel tanımıştım, Bu para ile define arayıcılığına — çıktık. Para bitti. Bu sefer 20 lira borç ettim. Onu da Mehmede verdim. Define filân da bulama - dık. Hocalar, bu Mehmed için Peygamber - dir, dediler, Adı da Muhammed imiş, Mu - hammed peygamber. Ben, kör gfbl olmuş - tum, ona bağlanmış, yalnız onun — hükmü altına girmiştim. Onun emri üzerine günah- tır diye, kaz kardeşimin şapkasını yırttım, de kolte elbiselerin! parçaladım. Velhasıl üç ây- dır define peşindeydik. Bir kere bir sahil ke- narında, define varmış diye, üç gece geçir - dik, çıkmadı. Bir kere de Kocamustafapa - şada bir evde polisler tarafından bazıldık. Bon defa Mehmed, bana: »— Avas köyünde Aslan ağmı — çeşmenin yakininde define varmış» dedi. Çıktık yola. yolda, kendisine: — Bu sefer de define bulamazsak ben gay- ri Bandırmaya kaçacağım. Borçluyum, ya - ©- |kama yapışıyorlar. Kız kardeşim de, senin- le kanuşmamı istemiyor. Ama, ben sana ta- isminde birinin tokat atıp da, gece ayağına kadar giderek, af dilediğini söyledi. Kavga- ya tatuştuk. Daha sonrasını iyi bilemiyo - ram. Kendimi kaybetmiştim. Kabahat, hep hocalarda. Acaba, 0 hakikat peygamber miy- di, gimdi onun anlaşılmasını İstiyorum, Bi- çak Arab hocanındı, demiştir. BHükim Salâhaddin, suçlunun karar vermiştir. Hâdiseye isimleri karışan Arab Aıdullıh. wıne Bacaksızın maskaralıkları : İfakat ve diğerleri hakkında da tahkikat ya- pilmaktadır. Maktulün bir meczup, yahud peygamber- ük kisvesi altında sâf adamları İstismar e - den birl olup olmadığı da, araştırılmakta « Bir ihtilâs suçlusunun tıbbi adliye gönderilmek talebi reddedildi Dün Ağırceza mahkemesinde bir ihtilâs suçusunun muhakemesi yapılmıştır, Hocapaşa Maliye tahsil şubesi veznedarı olan suçla Balmin makbuzlarda — ve vemme defterinde tahrifat yapmak suretile, $71 lt- rayı ihtilâs ettiği iddia edilmektedir. Buçlu geçen celsede delilik iddla etmiş, mahkeme- nin kararile adli tıbda müşahede altımna a- lınmıştı. Dün yapılan celsede adli tıb işle - rinden gönderilen rapor okunmuş, Balmde hiç bir gayritabli vaziyet müşahede edil - mediği ve cezaya ehilyeti bulunduğu anla « şılmuştır. Ancak suçlu gene bazı — gayritabillikler göstermiştir. Yeniden müşahede altına ahn- mak istemişse de, talebi kabul edilmemiştir. Yapılan sorgusunda da, bâdisenin — bir yanlışlık eseri olabileceğini, suçlu olmadı - Binı söylemiştir. Muhakeme, şahidlerin celbi — için, başka bir güne bırakılmıştır. Hırsızlık yapan genç bir kadın mahküm oldu Eliza isminde genç bir kadının dün Sul- tanahmed 2 inci sulh ceza mahkemesinde muhakemesi yapıldı. Suçu hırsızlıktı. Sultan- hamamında Suraski kumaş — mağazasından muhtelif zamanlarda kumaş çaldığı — idöla edilmekteydi. Mahkemede suçu sabit görül- dü. Hâkim Elizayı 0 ay müddetle hapse mah- küm etti. Genç kadın iki jandarmanın re - fakatinde hapizhaneye nakledildi. Hüdise, buraya kadar alelâde bir hırsız » lk vak'asından ibarettir. Fakat mahkemeden çıktıktan sonra ağ- laya ağlaya bu hırsızlığın saiklerini anla « tan Eliza: — &, 10 sene var, Daha gençtim. Yirmi ya- şımda var, yoktum. Bir adamla — tanıştık. Bana: «— Beninle evleneceğim» dedi. Aramızda- ki münasebet ilerledi. 3 sene evveline kadar fa, devam etti Fakat, Cako dünyaya gelin- ca.. Beni bıraktı. Cako şimdi üç — yaşında Babası çocuğumu tanımıyor. Onu, ben bü- yüteceğim. Fakat naml?.. İş yok, para yok Anam, babam yok. Çocuk hastalandı. Ben dr bastaydım. Açlık. Açlıktan ağızım du. Haydi, ben neyse. ya çocuk. — Ölecekti demiştir. Eliza artık adamakılı ağlamağa — başla - miş.. ve biraz durduktan sonra: — İnkâr etlmiyorum, çaldım. Ama, yavru- mu ölümden kurtarmak için, diye sözünü ta mamlamıştır. Geri dönüş

Bu sayıdan diğer sayfalar: