. M * MAHALLİ KIYAFET Bu bir gazete serlevhası: «Bir Amerikan heyeti mahalli kıyafet- leri tedkik için şehrimize geldi.> Serlevhanın altında çift sütun bir re- sim var. Resme bakıyorum.... altı tane genç kadın, yanyana dizilmişler. Soldan birincinin yüzündeki hayret ifadesinden aklından geçenleri okuyorum: — Ay İstanbul dedikleri yer burası mı idi? Şaştım, kaldım.. burası bir Avrupa şehrinden farksız, insanları birer Avru- palı gibi giyiniyorlar. Halbuki ben şal- varlı, kırmızı fesli erkekler, sokak orta- larında diz çökmüş nargile içen çarşaflı kadınlar göreceğimi ümid etmiştim. Soldan ikinci gülümsüyor.. bu gülüm- semenin de bir manası olsa gerek: — Doğrusu zeki insanlarsınız, mahalli kıyafetlerinizi yabancılardan — saklamak yolunu bulmuşsunuz. Ben sanki bütün bu gördüklerime inandım mı? Mahalli kıyafetle gezenlerinizi kim bilir nereye sakladınız? Soldan üçüncü de gülümsüyor. Onun gülümsemesi daha başka; daha kurnazca: — Bir bıraksanız, diyor, şöyle şehri bir dolaşsam; sizin mahalli kıyafetlerinizi muhakkak bulur, ortaya çıkarırım. D Bunları biliyor mu iİdiniz ? Resme bakıp ben de gülüyorum. Ömer Seyfeddinin bir hikâyesindeki, gizli mabedi keşfeden ecnebinin keşfi, gözlerimin önüne geliyor, resme bir ke- re daha bakıyorum' ve ben de gülümsü- yorum. Soldan dördüncünün hali içler acısı.. resmine dokunsam, resmi ağlıyacak! Öy- le ya büyük bir ümid, garib garib tahmin- lerle buraya geldikten sonra birdenbire inkisarı hayale uğramak hiç te iyi bir şey değil. Soldan beşinci gözlerini kırpıştırıyor. Anladım, anladım, gördüklerine inana- miyor.. kendi kendine: — Acaba rüya mı görüyorum? Diyor. : Soldan altıncı yani sağdan birinci, eğer onlara mihmandarlık eden buralı biri de- ğilse, muhakkak burayı iyi biliyor, ya- 'hud iyi yerden öğrenmiş. Bakışlarile: — Ben size burasının herhangi bir Av- rupa şehrinden, halkının kıyafetçe Av- rupalılardan hiçbir farkı yoktur deme- miş miydim. Nasıl dediğim gibi değil mi İmiş? Diyor. İsmet Hulüsi aKj Güneşten daha pariak yıldız Amerikalı heyet âlimi Zwicky gü- neşten beş yüz milyon defa daha parlak- bir yıldız keşfetmiştir. — Fa- kat küremize ©o kadar uzaktır ki onuncu derece bir yıldız hissini ver- mektedir. - Şimdi âlim büu yıldızın güneşin etrafında- ki seyrinin kaç yıl üzerinde olduğu- nu tesbit etmekle meşguldür. A ç : Aslanın güğremesindeki kuvvet Bir aslanın güğremesi, kulağın alabil- diği en hafif sadaya nazaran 100,000,000 defa fazladır. * Otomobil ve beygir Milvoke eyaletinde ise hiçbir otomobil iki saatten fazla yolda bırakılamaz. Tâ ki ' bir beygire bağlanmış olsun. | ziyarette — bulun- icabıdır. Tatbik e- Garib bir Amerikan âdeti Amerikanın Ma- riland eyaletinde bir — delikanlının efradı arasında î genç kız. bulunan bir aileye altı defa ması izdivaç talebi manasına — gelir. Bu, eski bir kanun dilmemekle bera- ber iptal de olun- mamıştır. * Sarımsak yiyemeyen berberler Nebraskada da, şehir — berberleri sabahın saat yedi- sile akşamın oön dokuzuncu — saati arasında belediye- nin emrile soğan ve sarımsak - ye- mekten menedil- mişlerdir. En zengin dil hangisidir ? Dünya yüzünde konuşulan dillerin sayısı takriben 2790 kadardır. Bun larım kelime itiha«- rile en zengini in- gilizcedir. Çünkü İngilizcede 700 bin kelime vardır. Bir kadında Aranacak ilk Vasıflar... Bay. K. K. Maçkada oturuyor, he- nüz genç olmasına rağmen kendisi- ne gittikçe inkişaf edebilecek bir is- tikbal hazırlamıya muvaffak olmuş- tur ve evlenmeyi düşünmektedir. Kararı âkilâne bulurum, bir er- keğin maddi ve manevi imkânları hazırladıktan sonra erken evlenip, erken çoöluk çocuk sahibi olması on> lari kendi hayatında yetiştirebilmi- vye imkân bulabilmesi bakımından birinci derecede ehemmiyeti hâiz - dir ve doğrudur. Bununla beraber oküyucum henüz teşebbüse geçmiş değildir, daha ev- vel be : Bir genç kızda aranması lâzım gelen ilk vasıflarm neler olması icap edeceğini soruyor: t Dün mü, evvelki gün mü bilmem, || bu sütunlarda bir erkek. okuyucu - | mun mektubu çıkmıştı, kendi mek- | tubunu postaya verdikten sonra gör- | müş olacaktır, o satırları bir defa || daha okumasını tavsiye ederim. | İçinde on, on iki fane şart vardı, | hepsi birbirinden mühim. Fakat bü- tün o şartları nefsinde cemeden bir İ genç kızın «Zümrütanka» kuşuna | benziyeceğini düşünenler bulunur, bunlardan biri de benim ve başlıca | iki şartla iktifa edeceğim: * | — Genç kızin cahil, anlayışsız, hissen kaba olmamasına dikkât edi- | niz, 2 — Aranızda ahengin temin edi- lip edilmiyeceğine bakınız. Güzellik, servet, muhit, bilgi bü- tün bunlardan sonra gelir ve bunlar olmayınca ehemmiyetsiz kalır. | TEYZE yErAk, üi t $ £ - GöR at S c N aei ea S2 r3 eei F — e di a DG İ Ce z aati 8 B aei f G KT ü ae ai sten DEZLERRCİR . cal Marka nerelere işlenilir ? Marka, elbiselerinize şahsiyetinizden bir şey katmak için kullanacağınız en iyi vasıtadır. Yazlık mantonuzun cebine, su- veterinizin göğsüne, robunuzun sentürü- ne, hâsılı elbisenizin şiık bir garnitüre ih- tiyaç gösteren bir çok yerlerine onü İş - letebilirsiniz. Tek marka spor bir kazağa başlı başına süs olabilir. Başka yerlerde de bir markayı sade olarak kullanmak im- kânsız değildir. Fakat etrafını orijinal bir desenle çerçevelemek daha yeni bir tarz olur. Koyduğumuz modele bakınız. Bir kaç yıldızla, bir sıra zikzakın süslediği bu marka tek markadan Ççok daha güzel durmuyor mu? Bu modeli yaptırmak is- terseniz büyüklüğünü hiç değiştirmeyi - niz. Cebe, göğse, her yere uyar Gündelik elbise U Solda: Kollar, roba ile bir. Ön dikiş tek pli ile bitmiş. Sağda: Bunda da kollar roba ile ayni | parçadan. Eteğin yan parçaları kalçala - 'rin üstünde cep şeklini alıyor. Yemek bahsi: Patlıcan böreği Bu da pek nefistir. Patlıcanların sayısı muayyen değildir. İstediğiniz kadar ola - bilir. Bir kısmını ince ince dilimler, sade yağ- da kızartırsınız. Kalanını külde veya ha- fif ateşte kızartır, tıpkı salata yapar gibi ezersiniz. İçine süt ve rendelenmiş kaşar peyniri katıştırırsınız. Bir harç olur. Kızarmış dilimleri yağlanmış tepsiye bir sıra dizersiniz. Üstüne bir kat «harç» dizersiniz. Daha üstüne gene bir sıra kı- zarmış dilim sıralar, en üste harç yayar- sınız. Fırında hafif ateşte kızarınca ne - fis bir yemek olur. N 4 t h .. —-it S üyükde B redeyol keener ağırcezaya sevkedildiler Nişanlısının gözü önünde genç kıza tecavüz edenlerden ikisi yakalanmış, diğerlerinin de takibine başlanmıştır Müddeiumumilik bundan bir ay ka- dar önce Büyükdere civarında vukua gelen bir yol kesme ve tecavüz hâdisesi etrafında tahkikat yapmaktadır. Yapılan tahkikata nazaran, güpegün- düz vuku bulan bu hâdisenin mahiyeti şudur: Bir pazar günü akşama doğru Ândre Niko isminde biri, nişanlısı Marika ile birlikte Büyükdere çayırından iskeleye doğru dönerlerken, karşılarına meçhul beş şahıs çıkmıştır. Bunlardan Bedri, bıçağını çekmiş ve Nikonun gırtlağına dayamıştır. Diğerleri de genç kıza hücum etmiş- ler, elbiselerini çıkartmıya, yırtmıya başlamışlardır. Niko bıçak gırtlağında kımıldıyamıyacak vaziyette, muztarib ve perişan, karşısındaki sahneyi seyret- mek mecburiyetinde bırakılmıştır. Ma- rika ise, dört zorbanın ellerinden kur- tulabilmek için çırpınmıya ve haykır- mıya başlamıştır. Kızın çığlıklarını duyanlar, imdada yetişerek, iki nişanlıyı mütecavizlerin ellerinden kurtfarmışlardır. Fakat civarda bulunanlar yetişince- ye kadar, müfecavizler Marikanm pa- ra çantasını, ve diğer işe yarar eşyası- nı alarak, kaçmışlardır. “ Suçlulardan Bedri ile Mehmed der- hal yakalanarak adliyeye sevkedilmiş- ler ve sorgu hâkiminin kararile tevkif edilmişlerdir. Diğer suçlu Nusret ile hüviyetleri henüz tesbit edilemiyen diğer iki mü- tecaviz aranmaktadır. Mevkuf bulunan Mehmed ve Bedri- nin suçları sabit olmuş ve ceza kanunu- nun muhtelif maddelerine göre teczi- Pyeleri talebile Ağırcezaya verilmişler- 'dir. Muhakemelerine, bugünlerde ba- 'kılacaktır. İnegölde üvey anasını öldürenin muhakemesine başlandı Bursa (Hususi) — İnegölde üvey a- nası 34 yaşlarında Sabriyeyi öldür- mekten suçlu Nurinin muhakemesine şehrimiz Ağırceza mahkemesinde baş- lanmıştır. Davacı mevkiinde Sabriye- nin babası bulunmakta idi. Suçlu Nuri- İnin yüzünün her yanını firengi yarala- rı istilâ etmiş, ağzı, burnu ve yanakla- rını bu yaralar tamamen kaplamıştı. Suçlu sorulan suallere: «Bilmiyorum»- dan başka cevab vermemiş, bir aralık hıçkırıklarla ağlamıya başlamıştır. | Nuri jile Sabriye arasındaki geçimsiz- lik son günlerde şiddetlenmiş ve Sab- 'riyenin vak'a günü Nuriye sövüp say- ması üzerine Nuri sivri uçlu bir bıçakla ekserisi derin olmak üzere on üç yerin- den yaralamak suretile Sabriyeyi öl- dürmüştür. Duruşma, suçlunun tıbbı adlice muayenesi için başka bir güne kırakılmıştır. Davacı vaziyetinde olan biri hakkında takibata başlandı Müddeaiumumilikce tahkik edilmek- te olan bir katle teşebbüs hâdisesi, vak'ada mağdur mevkiinde bulunanın da maznun sifatile mahkemeye sevke- dilmesile neticelendirilmiştir. Bir müddet evvel Mehmed isminde biri Tophanede Fazlının kahvesi önün- de arkadaşı Mahmudu öldürmeğe te- şebbüs etmiştir. Hâdise şöyle başlamış- tır: Mehmed kahvede oturduğu sırada, Mahmud içeri girmiş ve aralarında bir oyun meselesinden dolayı münakaşa çıkmıştır. Mahmud, bu münakaşa &- rasında fazla hiddete kapılmış, arkada- şına ve kahvedekilere sövmüş, camları kırmış ve bu sırada da elleri yaralar- mıştır. Kahvedekiler teskin etmek üze- re Mahmudu dışarı çıkartmışlar, Meh- med de arkadan fırlıyarak tabancasını çekmiş ve Mahmuda öldürmek kas li ile dört el ateş etmiştir. Kurşunlar Mahmuda isabet etmeden tükenince, bu sefer Mahmud, Mehme- di kovalamıya başlamıştır. Polisler de katil zannı ile Mahmudu yakalamışlar; fakat buna büsbütün hiddetlenen Mah- mud memurlara hakaret etmiştir. Müddeiumumilik tahkikatı netice- sinde öldürmeğe teşebbüs maddesin- den Mehmedin ve zabıtayı tahkir su- çundan da mağdür mevkiinde bulunan Mahmudun tecziyesini istemiştir. Bir hırsız üç ay yirmi üç gün hapse mahküm oldu Evvelki gece bir hırsız hemen bütün bir mahalle halkını uykularından u- yandırmıştır. Sabahaddin-ismindeki bu adam, sa- baha karşı hırsızlık maksadile Abdül- cebbarın natamanı bulunan apartıma- nima girmiştir. Bekci Ahmed de, suçlu- yu görmüş, derhal içeri girerek cürmü meşhud: halinde yakalamıştır. Fakat suçlu, yakalanınca işi azıtmış, bekciyi ısırmıya, tırmalamıya — başla- mıştır. Boğuşma bir müddet devam et- miş, gürültüyü işitenler yetişerek, Sa- bahaddini yakalamışlardır. Suçlu, dün adliyeye sevkedilmiş, Sultanahmed 3 üncü sulh cezada yapı lan muhakemeyi müteakib, 3 ay, 23 gün hapse mahküm edilerek, derhal tevkif olunmuştur. Şişlide Münevveri çiğn.yen vatman tevkif edildi Şişlide 14 yaşında Münevver ismin- de bir kızı çiğniyerek, ölümüne sebebi- yet veren vatman Hakkı, Beyoğlu rhnüddeijumumiliğince tevkif edilmiştir. Toplantılar: İkmal imtihanlarma hazırlık dersleri Ç. E. K. Çocuk Kütübhanesinden: İkmal imtihanlarına hazırlık derslerine ağustosun on beşinci pazartesi gününden itibaren baş- lanacağından arzu eden ilk okul çocukları- mızın kütübhanede isimlerini kaydettirin devam etmeleri ilân olunur. Kızılay balosu Kızılay Cemiyetinin Kadıköy şubesi bu se- ne için de bir yaz balosu tertib etmiştir. Ba- lonun 6 ağüstos 938 cumartesi akşamı Fe- nerbahçe Bölvü gazinosunda verilmesi tekar- rYür etmh:.ı:.r Dün dört eroin satıcısı yakalandı Zabıta Tahtakalede Kel Celâl ile ortağı İhsan tarafından bir lira yevmiye ile ergin sâatmak için tutulmuş olan Sağfır Leman ve arkadaşı Topal Yusufu suç üstünde yakala- maştiır. Suçluların ikametgâhlarında yapılan aramada 13 paket eroin bulunmuş ve suçlu- lar yakalanarak asliye beşinci ceza mahke- mesine verilmişlerdir. İmdad istemek için yakılan ateş iki ahbab çavuşlar: