7 Eylül 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

7 Eylül 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa SON POSTA -. Hergün Türkı'yenı'ıî;.;eîrol ve Alkol meseleleri Yazan: Muhittin Birgea ürkiyede petrol ve petrol müştakkatının sarfiyatı sene- den seneye yükselip gidiyor. Memleketi motörleştirmek politikasında gösterdiği- miz ihmale rağmen, bu memlekette hâlâ eşeği güzel bir nakil vasıtası zanneden bir zihniyet hüküm sürmekte bulunma- sına rağmen, memleket kendi kendisine, yavaş ta olsa, motörleşmeğe gayret odi- yor. Bugünkü cihan hayatı Türkiyeye de motörleşme zâruretlerini öğretiyor. Es- kimiş ve sökülmüş otomobil motörleri bile şurada burada yardımcı hizmetler görmekte ve benzin sarfetmektedir. Ne olursa olsun, motöre karşı rekabet etme- si istenilen eşeğin cinsi ne kadar ıslah &- dilirse edilsin Türkiye - her işde geç kal- mak bizim için eski bir an'anedir! - m>- törleşecektir. 'Türkiye motörleştikçe bizim İçin pet« rol ve petrol müştekkatı meslesi de e- hemmiyet keşbedecek. Bu meselenin hal' çarelerini arayıp bulmak, hem de çabuk bulmak, bugünkü iktısad meselelerimi- zin en başında gelir. Halbuki, en az meş- gul olduğumuzu zannettiğimiz meseleler- den biri de bu görünüyor; hiç olmazsa biz böyle görüyoruz. * 3) Türkiyenin etrafı bir petrol kordonile çevrilmiştir. Arnavudlukta, Macaristan- da, Ramanyada, Kafkasyada İranda, Mu- sulda petrol hazineleri var. Bunlar, az veya çok randımanla işleyip duruyor. Şimdi de Basrada, Kuveytte gayet kuv- vetli yeni hazineler keştedildi Ve işlenil- mesine başlanmak üzere, bulunuyor. Şi- mali Suriyede hududlarımızın koenarın- da petrol hazineleri bulunduğu anlaşılı- yor. Biraz daha cenubda, Hicazmın sahil mıntakasında gayet mühim hazineler keşledildi ve en son Arab gazetelerinde okuduğuma göre, kendilerine l11 küyu açmak üÜzere imtiyaz verilen Amerikalı- Jar, açtıkları tek bir kuyudan günde beş yüz ton noft çıkarmaya başlamışlardır. Etrafı böyle bir petrol kordonile çevri miş olan bir momleketin toprakları da #lbet petrol hazinelerine sahib olmak zımdır. Bir gün gelecek biz de petmml lacağız. Bu husustaki ümidlerimiz çok- tur. Yeni Türkiye de eski Osmanlı impa- ratorluğu gibi, geniş servet hazineleri Üstünde oturup ta bunların vücudlerin- den haberdar olmıyacak derecede gafil bir memleket değildir. Arıyoruz, - elbet bulacağız. Ancak, bu hazineleri buluncaya kadar memleketin bilhassa petrol müştakkatı- na olan ihtiyacını tatmin edecek tedbir- leri ihmal etmemiz caiz de değildir. Bun- ları aramakla ve temin etmekle mükel- kefiz. * Petrol noksanını telâfi edecek ve mem- leketin bilhassa karbüran ihtiyacını tat- min eyliyecek tedbirlerin başında kö- mürden ve bilhassa Hnyitten benzin ve muhtelif cinste makine yağları istihsall meselesi vardır. Bir zamanlar Ten için büyük bir mucize derecesinde mühim bir keşif sayılan ve istihaal tesisatı itibarile büyük sermayelere muhtaç görünen bu sün'i benzin işi, bugün alelâde kimya iş- leri derecesine İrimiş ve hattâ her cidat sermayenin başarabileceği bir — istihsal şekli halini almıştır. Bizdeki dahili ben- zin fiatları da bu istihsali iktısaden müm- kün kılar bir haddedir. Şu halde yapıla- cak şey, bu hususta nisbeten küçük ma- hiyetteki husust teşebbüsleri himaye et- mekten ibarettir. Böyle bir siyaset, ipti- dal maddesi yüzde yüz Türk olan ve "Türkiyenin her tarafında mebzulen mün- teşir bu istihsalin kendiliğinden memle- ketin her tarafında teşekküle başlaması- nı temine kâfi gelir. Petrol noksanımızı kısmen olsun telâ- fi edecek Ikinci bir tedbir de, benzine al-| kol karıştırmaktır. Benzin sarfiyatımı | yüzde kırk derecesinde azaltacak - olan bu usul, hemen her memlekette tecrübhe edilmiş ve hâlâ da edilmektedir. Bu usu- Tü hiç tecrübe etmiyen veya edip te vaz- geçen memleketler, benzini ucuz satan veyahud, alkol için ihtiyacı olan iptidal Resimli Makale : Alman maarif idaresi her Alman çocuğunun gündelik ha- yatında gözönünde tutthâsı lâzım gelen hedefleri tesbit etti ve bir sirküler halinde çocuk velilerine yolladı. Bu he - deflerden bir tanesi: — Her çocuğun yaşadığı muhitte dostlarını arttırması aa İnsanı aydınlatan projektör —e , Bir adam ne kadar zeki, no kadar muktedir ve ne kadar çalışkan olursa olsun dostu ve tanıdığı olmadıkça karan - Tıkta kalmıya mahkümdüur. Dost eli bir projektöre benzer, ayni zamanda da bir deslektir. Yüzünüze çevrilince sizi karanlıktan kurtarır, icabında ona dayanarak hayat yökü- lüzumlu olarak gösterilmiştir. Japonyada futbol Nasıl oynanır? Japonyada futbol 642 milâdi acne - sindenberi oynanır. 1938 yılında da, o devirdeki kıyafetlerin muhafaza edil - diğini, o zamanki futbol nizamlarına riayet olunduğunu resmimizde görü - yorsunuz. Bu oyunda geyik derisinden yapıl- ma bir top kullanılır, oyuncular, topu ayaklarile çekmeğe ve havalandırma - ğa çalışıyotlar, yere düşen top, düşü « ren takım oyuncusunum aleyhine bir sayı kaydedilmesine sebeb olur. Dr. Şaht karısından ayrılıyor Alman Retsehbank direktörü —meşhur iktısadecı doktor Şalht karısından ayrıl - mak üzere mahkemeye müracaat etmiş - tir. Doktor Şaht, otuz beş senedir evli idi. Bir oğlu, bir de kızı vardır. den güne artan şeker fabrikalarile alkol istihsaline elverişli bir hayli mahsul var. Benim vaktile bu mesele üzerinde yaptı- Bım çök ciddi ve esaslı bir tedkik, incir ve mısır fiatlarile alkol maliyetleri ve benzin flatları arasında tam bir jintibak bulunabileceği neticesini — göstermiştir. Alkol inhisarı müstakbel bir idare halin- de bulunduğu ve benim de Aydın koope- ratifleri müdürü olduğum sıralerda, in- hisar idaresile uzun müzakereler yap- mıştım ve idare de bu hususta müsald bir karar vermişti. Fakat, alkol idaresi tütünle birleştirilince, yeni müdüriyet bu fikirden vazgeçti ve işi kendisi ele al- mak istedi. O gün bugündür bu dava unutuldu. İSTER şundan kolaylıkla çıkarsımız. Dost edininiz, arkadaş edininiz.. Mehan ae raRaR a erene e seserreeSeremeN e LA LA Aken| Hergün bir fıkra *ı% Senin sözün bana da : ders oldu Vasfi Raza, İraniseyahatine çiker - ken Hazıma bir tabaka vüdetmişti. mdan dündüğü zamen Hazımı gör« İ İ t İ | İ i dü j — Sama vüdettiğim tabaka aklıma geldi, dedi, evvelâ DÜ siyara ver de enlatayım. Buzim tabakasınt çıkardı, Vayfiye bir siyana verdi. Vasfi sigara elinde devam etti: — FPakat ben orada fazla hesabsız : hareket ettim, param kalmadı, taba « kayı alamadım, İnsan hiç hesabsız hareket etmemelidir. 1? — Hazım, Vasjinin elinde tuttuğu si- : i garayı çekip aldı. i î — Bu senin sözün bama da bir ders oldu, dedi, bundan böyle hesabsar ha- | i reket etmemiye karar verdiğim - için î bu siğarayı da geri alıyorum. |e BAA e Yumurta hırsızı milyoner İspanya ile Cenubi Amerikada bü - yük bir şöhrete sahib olan ve bir çok fabrikaların direktörü bulunan, ayda bin lira safi geliri olan 68 lik bir ih - tiyarın yumurla huırsızlığı yaptığı, ve bir cürmü meşhud tertib edilerek po - lis tarafından işaret konmuş yumurta- ları çaldığı meydana çıkârilinıştır. İh - tiyar değeri 9 kuruş olan bu yumurta- lara mukabil'6 Hra ödeyerek hapis ce- zasından kurtulmüştür. Belki devlet elile idare edildiği zaman bu işde hesab bulmak müşküldür. Fakat, muayyen bir fial rejimi tesbil edilip iş hususi veyahud kooperatifler, şeker fab- rikaları gibi müesseselere bırakılacak 0- Tursa benzine karıştırılması, iktışaden mümkün bir maliyetle, mebzulen alkol istihsali kabildir. * Her bakımdan ehemmiyeti büyük olan bu meselenin İhmale uğraması csiz olma- dığını zannediyorum. Dünyanın her tara- fında barut kokusu işitilmekte olduğu bir zamanda bu işin lâyık olduğu ehem- miyetla mütalca edilmesi bilhassa el- zemdir. Muhittin Birgen İNAN, İSTER Beş aylık çocuk Konuşabilir mi? Bu bebek Macardır. Budapeşteli - Sözün Kısası Dost İran ve Trans iranien s alu an'atkâr Vasfi Rıza Zobunun Se- yahatnamesini Son Postada ta « kib ocdenler, kıymetli arkadaşımızın komşu İrana dair olan imtbalarını dik- kâtle okuyarak, bunların üzerinde dur- malıdırlar, Filkakika, aramızda, yeni İranı yakır- dan bilen ve tanıyan yok gibidir. Halbus ki, yüksek ve küvvetli bir iradenin, het Tanasile şahane bir azmin pek yakın bir mazide, şairlerin «viran» dan başka bir silat yakıştıramadıkları bir bölgeyi, dün- den bügüne nasıl baştan aşağı değiştir « meğe, ıslah ve imar etmeğe muvaflük olabileceğini anlamak ve takdir eylemek için İranı tanımak lâzımdır. Kaçar sülâlesinin elinde her türlü geri- liğin uyuşturucu ve öldürücü tesiri al « tında kasden bırakıları bu geniş memle- ket ve bu kabiliyetli, daziletli millet, Şimdiki hükümdarı âlâ hazreti şehinşah Riza Pehlevin'n dürüst, kuvvetli, şuurlu ve azimli idaresi sayesinde ea eski şeha- metine tekrar kavuşmuş, Yukınşarkla Av« rupat medeniyetin tecelligâhı olmuştur. Vatan ve milletimizin hayırhah ve ci- vanmerd dostu Majeste Rıza Pehlevinin cülüsu, denebilir ki, İran ve İranlılar için bir saadet ve itilâ devresinin başlangıcı oldu, O tarihten itibaren memleke: dahi« lindeki anarşi nihayet buldu; tagallüb va şakavet ortadan kalktı; şehirleri ve kast. baları birbirinden uzak ve dağınık bulu- nan bu kişveri muazzamın her tarafına muntazam yollar yapıldı; seyahat ve caret kolağlaştırıldı; ordu ve idare ir zam ve inzibat altına alındı; devl: tiklâli tammı sağlandı; dış politikasına, komşu memleketlerle yapılan anlaşımalar sayesinde dürüst ve sulhperver bir isti- kamet verildi.. Şimdi de, yeni idarenin son bir muvaf fokiyeti olarak, İranı Hazer denizinden “|Başra körfezine kadar kateden Trans « Üranlen — demiryolunun ikmal edildiğini meserretle öğrendik. Meserretle diyoruz: Çünkü, bugünkü Tacidarı zihaşmet tazeleyin ta y lediği, çok eski ve çok sumimi dostluk ve kardeşlik duygularile bağlı bulunduğu < muz İranın her ilerleyiş ve hor yükseliş hâmlesi, tabla'ile bizde de sevinçli akis- ler yapıyor. İran komşumuzu mamur, franlı kardeşlerimizi mesrur görmek İ- deta bizim milli ülkülerimiz meyanında « 'dır. Bunu bu vesile ile bir kere daha âle. dir. Ve beş aylıktır. Bütün Macar dok- |. ilân etmeyi bir vazife biliriz. torlarını ;naınm:ıkıedıı:. Z_m beş aylık| Bu yeni açılan demiryolu, her bakım » olmasına rağnen bülbül gibi konuş -| gan, fevkelâde ehemmiyetlidir. Bir defa, makta, ve büyük insanlar gibi uslu a -İfranın kendi içerilerine refah getirecek, kılla sözler söylemektedir. saniyen, dost memleketin tehlikeli an -, larda müdafaasını tesri ve teshil edecek- tir. Bundan başka; Transiranlenin, bey- nelmilel tcarete temin edeceği fayda a- Kedilere zulüm eden adam hapis yatacak İngilterede âdamın biri bir kediyi,| Hemen bugün için değilse bile, yakın ilkönce suya batırarak bu şeki!de ön da | pir atide, Hind dînmnân Avı:;paî'_ı &- kika tutup öldürmek, gonra mahalle -| kacak emtisi Hicariyenin, uzun ve pahalı nin tenba bir köğesinde kafasını taşla | geniz yoluna, bu seri, kolay ve ucuz de- ezmek süçile mahkemeye verilmiş ve | »miryolunu tercih eylemesi tabildir. bir ay ağır hapis cezası yemiştir, Bu suretle, şehinşah Rıza Pehlevi mem Adam, «kediyi niçin öldürdün?» su- | leketine ve milletine emsalsiz bir bereket aline karşı: «Yavrularına bakmıyor -| kaynağı ihda etmiş oluyor, Bu, onun ba- du, kızdım, Onun için öldürdüm.» de -| şardığı mücizevi işler içerisinde, namı; miştir. hbümayunlarını bütün dünyada saygı ile Ve hayranlıkla andıracak en güzel bir e- serdir. Bu eserlerin seneden seneye bihad ve besab artmasını ve komşu ve dost İran milletinin daha büyük ve daha geniş re- faha ulaşmasını, her Türk gibi can ve gönülden dileriz. Bir orgun içinden neler çıkar İngilterede 174 yıldanberi bir kili- sede bülunan org temizlenirken için - den lüzumsuz kâğıdler, fındık, fıstik, portakal kabukları, çikolata yaldızları çıkmıştır. Org'un büyük bir kısmı da içeriden, sicim, kördelâ ve fotin bağı ile bağlı olarak bulunmuştur. Kiliseye gidenlerin nezir — için bu bağları bağladıkları ve org'u da bir ne- vi çöp tenekesi gibi kullandıkları an- laşılmıştır. İNANMA! E. Talu sareameecaLecALAELALLELEBAALELAELAAKELELELEKLERLEERA STT TAKViM maddeyi ucuza mal edemiyen memleket- lerdir. Türkiyede ise, bugünkü dilmiş benzin fiatları bö Iktisaden Mmümkün kılacak bir — seviye- dedir. Türkiyede adedleri ve istihsalleri gün- «Dostlarımızdan biri geçen gün Çamlıcaya gitmiş, ilk defa olarak tepenin en yüksek noktasına çıkmış, bir ta - raftan Marmatayı, diğer taraftan Boğazı ve bütün İslan- bulu muhteşem bir tablo halinde iİnsanın önüna seren bu Mmevykli methede ede bir türlü bitiremiyordu. Yalnız — bir şikâyoti var ki o da Çamlıcanın en güzel yeri, en yüksek tepesi olduğu halde şimdiye kadar buraya basit şekilde olsun yol yapılmamış olmasıdır. Zavallı arkadaşımız beş İSTER İNAN, İSTER dakikudan ibaret olan bü yolsuz yamacı tırmanırken başına haller gelmiş. «Bir taraftan İstanbulu memleketin birinci turizm mın- takası yapacağız, sözlerini sık sık işittikçe seviniyoruz, fa- kat diğer taraftan İstanbulun bütün güzelliklerini böyle bir bakışta herkese gösterebilecek yegâne rasad mevkti olan Çamlıcanın tepesine en iptidaf surette yol bile yapamı - yoruz.> İNANMA|J

Bu sayıdan diğer sayfalar: