28 Eylül 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

28 Eylül 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

öt Kerak | EĞİŞENLER — Greta Garbo saç tuvaletini tama- anile değiştirmiş Eskiden saçlarının yalnız enseye inen kısımları kıvrıktı.. bu sene ise tepeden başlıyan bukleler enseye doğru iniyor. Bu tarz tuvalet o- na daha çok yakışmış.. —lYitti — Robr Taylor bıyık bırakmış.. ama Con Cilbert'in bıyığı gibi incecik de- ğil.dıhıhk.veuçlındüı.nçhrmı — Silvi.yı Sidney'in — dudaklarının boyanış şeklinde de değişiklik var.. ko- yu renk boya kullanıyor, ve yalnız üst| dudağını boyuyor.. pek iyi gitmemiş &-| ma, göz alışabilir. — Cinger Rojer'in bu sene giydiği roblar geçen sene giydiklerine nisbet- le hem daha çok kısa, hem daha çok de- kolte... —1ti — Doroti Lâmur da öyle bir başka- laşmış ki insan güç tanıyabilir. güzel olmasına gene güzel. saçları gene u- zun, yüzü gene ayni yüz; fakat nasıl anlatayım.. bir başkalık var işte. ge- çen bir sene onu daha olgunlaştırmış, daha alımlı bir hale koymuş olsa gerek.. —ltttl! — Aslan adam, gene ayni aslan a- dam. geçen sene neyse, bu sene de o.. —İ!111! D Bunları biliyor mu idiniz? — | İnsan oturamıyan bir şehir l — SAĞ Dünyanım en yeni hükümet merkezi, Avustralyanın payitahtı olan Kanberra- Gır. Bu şehir (50) bin nüfus için yapıl - triği, kanalizasyon tesisatı, her şeyi, her geyi vardır. Yalnız sekenesi yoktur. Çün- kü hiç kimse bu modern şehirde oturmak Sevgiyi yaşatmak çin ne yapmalı? Bu suali Kadıköyde oturan bir genç kadın soruyor: — Yeni evlendim, seviyorum, sevi- liyorum, mes'udum, yalnız içimde bir endişe var: Ya kocam bir müddet son- ra benden soğursa ne yaparım? diyo- Tum, Elbette bunun önüne geçecek bir çare vardır, fakat ne olsa gerek? söyler misiniz? diyor, * Bu genç kadına tam bir söğüdname> yazabilecek vaziyette değilim. Bu faz- la düşünmeye, tedkik etmeye, tedkik- leri denemiye tevakkuf eden — bir iş. Bununla beraber hatırıma gelen bir kaç noktayı buraya kaydedebilirim: 1 — Fazla <hodbin», tazla «inhisar- €1> olmaktan çekininiz, bazı kadınlar vardır, hele İlk evlilik yıllarında ko- calarını erkek arkadaşlarından — bile kıskanırlar. Senelerdenberi kökleşmiş itiyadlarını bozmak isterler, erkeği- ne yapışırlar. Bu kadınlara benzeme - yiniz, zevce kuş tüyü olmalıdır, zincir değil. Erkek hava almıya muhtactır, efendiliğini hissettirmek ister, bunu ondan esirgemeyiniz, ta ki, sizi özle « miye vakit bulsun. 2 — Sevginizi hissettirmekte mah - zur görmem. Fakat bu sevginin her şeye rağmen devam edeceği hissi er - kekte yerleşmemelidir. ta ki, kırılma- € ihtimalinden düşünsün, çekinsin, üzerine titresin. 3 — Fazla uysal davranmayınız, er- kek hear arzusunu dinleyen kadından #lvada nas Adaranacina ailmamak car « — Marlen Ditrih de eski Marlen Ditrih değil. bu sene daha oynak bir hal almış, Konuşması da bir tuhaf. Az kalsın unutuyordum: Kaşlarını öyle al- mış, öyle almış ki.. uzaktan Gdeta kaş- sızmış gibi görünüyor, Söyleyen daha söyliyecekti, fakat dinleyen merak etmişti. Bir sual sordu: — Sinema mevsimi başlıyalı ancak on beş gün oluyor. Siz an beş gün için- de bu saydığınız artistlerin yeni filmle- rini gördünüz mü? — Ban bu sene hiç sinemaya gitme- dim!.. — ÜÖyleyse gazetelerde mocmualar- da okudunuz.. — Hayır; ne gazetelerde, ne mecmu- alarda okudum!... — Peki ama, bütün bunları nereden |öğrendiniz? — Penceremden!.. — Evet, penceremden bakarken öğ- rendim.. birim mahalledeki Greta Gar- bo, Rober Taylor, Silviya Sidney, Cin- |ger Rojer, Doroti Lümur, Aslan adam, | Marlen Ditrih mukallidleri son birkaç gün zarfında demin teker teker anlat- tığım tarzda değişiverdiler de... —?111111. İsmet Hulüsi | Hararetim'zin artması ne demektir ? Bir vücude her hangi bir hastalı « gın mikrobu girin- ce vücudde müd - hiş bir mücadele başlar. Bu müca - deleyi yapan ka - nımızdakl — beyaz cerahat ise, bu mücadelede mah- |volan beyaz küreyvelerdir. Bu müca - delenin şiddeti artan veya eksilen hara- retintizin derecesile bilen, biraz sinirli kadından hazzeder, 4 — Kocanızın ev harici işleri ile alâ. kadar olunuz, erkek arkadaş arar ki bu, ekseriya derd dökmek, anlatmak, açılmak içindir. Siz kolaylıkla bu er- kek arkadaşın yerine kaim olabilirsi « niz. Erkek gizi hem bir sevgili hem bir arkadaş olarak aramalıdır. 5 — Hiç bir zaman «asık suratlır bu- Tunmayınız, erkek gözünde kadın her zaman neş'e, güler yüz, tatlı dil, bazan da oyuncak halinde tecessüm eder. Bugünlük bu kadarını kâfi görü - yorum. İlerde isterseniz hatırıma ge- Jecek olan reçete bakiyesini de anla- tarım. * K. N. N. rümuzile mektub yazan o- kuyucum. Bir genç kızı sevmiştir. Genç kız da onu sevmiş, fakat erkek kızın ailesinden kızı istediği zuman rod cevabı almış. Bu vaziyeti hiç beklemi- yormuş. Müteessir olmuş. Bu yüzden hattâ fena şeyler de yapmiş.. Ne müteessir olmasına lüzum vardı. Ne de fena şeyler yapıp kendi başını belâya sokmasma. Kızı verirler alır, vermezler almaz. Bir kız verilmedi di- ye insanın kendi hayatını zehir etme- sine sebeb yoktur. Eğer çok seviyorsa ondan ayrılmak güçse ve yazdığı gibi kız da onu seviyorsa bu sefer başka yoldan yürüyebilirler. Kız meseleyi kendi annesine kendisi anlatır.. sev « diğini söyler, başka birisile evlenirse mes'ud olamıyacağına annesini ikna eder. Nihayet o da İnsandır. O da his- lidir. Kızının hislerinin samimiyetine inandığı zaman yapacağı şey kızının arzusunu verine getirmekten — başka BON POSTA Kadın Köşesi Pratik güzellik bilgileri Açılan cild de - Hiklerini kapamak için basit ve çok tesirli bir usul: Bir pamuk — parçasını alevol camphröy . batırıp mesamele- |ri açık yerlere sü- rersiniz. * Burun parlama- sımı gidermek için en kolay çare: Sabah akşam bol bol sabunlanmış pa- mukla, bütün burun ucunu ve kanadla- rını siliniz. * Tıurnak yanlarının derile örtülmemesi mümkündür: Deriyi geriye itip yerine yağlı bir mad- de gürünüz, * Parmakların biçimli olması için: Onları, eliniz değdikçe, yağlı bir madde ile yağlaymız. Ve uçlarından diplerine | doğru - bilhassa mafsal yerlerini - oğu - nuz. İstinye cinayetinin muhakemesine dün ağır cezada başlandı Eski bir husumet sebebile Mehmedi öldüren kahveci Mustafa suçunu inkâr ve maktulün tabanca ile kendisine hücum ettiğini söyledi İstinyede, Ayazma deresinde vuku bulan feci bir cinayetin muhakemesi - ne, dün Ağırcezada başlanmıştır. Suçlu kahveci Mustafa, eski bir iğ- birarın tesirile, Mehmed isminde biri - ni tabanca ile öldürmek iddiastyle mah kemeye sevkedilmiştir. Cinayeti mü - İteakib, yakalanınca karakolda suçunu İMamamile ikrar eden Mustafa, dün A - Bircezada yapılan sorgusunda, vak'ayı |şöyle anlatmıştır: — Mehmed bana yolda rastladı. Ni- şanlım Katina ile konuşmamamı tav - siye etti. Tabancasını çekerek: e— Se- ni öldüreceğim» diye üzerime hücum etti. Sonra, ne oldu?.. Bilemiyorum. Arama, ben onu vurmadım. Suçlunun sorgusunu müteakib, mah keme, şahidleri dinlemiştir. Şahidler - den polis memuru İsmail Olgun, şun - ları anlatmıştır: Penyuar modelleri j — Ayarma deresinde bir cinayet ol- duğunu haber alarak, arkadaşım Ha - sanla birlikte, vak'a mahalline hare - ket ettik. Hâdisze yerine varınca, Meh- medin yarah bir halde, yerde yatmak- ta olduğunu gördük Kendisinden, vak anın mahiyetini sorduğumuz zaman: «— Beni, kahveci Mustafa vurdu» dedi. Derhal, imdadı sıhhiye, haber - verdik. Hastaneye naklederken yolda, Meh - med, şunları da anlatabildi: e— Bvvel- ce Mustafanın ağabeysinin nişanlısını kaçırdığım için, bundan doğan iğbirar- la, beni vurdu» Bilâhare suçlu Musta- fayı da yakalıyarak, karakola getir - dik. Hâdiseyi ikrar etti. Bir ikrar zaptı tanzim ettik. Maktul Mehmedin yanın- da bir tabancaya rastlamadık. 'Mustafa şahidlerin ifadelerini red - detmiş ve kendisine karakolda tazyik yapıldığını iddia etmiştir. Muhakeme, diğer şahidlerin celbi i- Birbirine çok benziyen bu iki penyuar- dan sağdakinin kolları kapaklı, yakası şınlara koyu rengi tavsiye ederiz. Mevsim yemeği Patlıcanları ince ince, yuvarlak yu - varlak dilimleyiniz. Una batırıp, kızgın zeytinyağında kızartınız. (Una batırma- sanız da olur.) Damatesleri de ayni şe . kilde ilimleyip kızartınız. Bir kabın içi- |jne önce pathcanları, sonra domatesleri sıralayınız, üstüne ince ince doğranmış maydanoz serpiniz. Biraz zeylinyağı dö- |künüz. Hattâ isterseniz bir parça da dö- İvülmüş sarmısak koyabilirsiniz. Pek s0- Bumadan yeyiniz. İştiha açan bir yemek olur. çin, talik edilmiştir. Pazar günleri çalışan bir imalâthane sahibi para cezasına mahküm edildi Beyazıdda Jak isminde biri pazar günü fabrikasını işletmiş ve polis bas- kınına karşı tedbir olarak da bina dahi- linde zil tertibatı — yaptırmıştır. Fakat işin anlaşilmasile, Sultanahmed 2 inci sulh ceza mahkemesine verilerek suç- lu, $ lira para cezasına mahküm edil- miştir. Bir kadını döven diğer bir kadın bir ay hapse mahküm oldu Yenipostane önünde vukua — gelen gürültülü bir kadın kavgası, adliyeye intikal etmiştir. Sultanahmed 3 üncü sulh cezada, muhakemesi — yapılan bu hâdisenin mahiyeti, davacı — Hicranın iddiasına göre şudur: Suçlu bulunan Seherle, — Hicranın bir nakliyat ambarında — memur olan kocası arasında, münasebet vardır. Fa- kat Seher ayni ambarda — müstahdem bulunan Hasan ile evlidir. Hicranla, kocası arasında, büu alâka — yüzünden boşanma davası açılmıştır. İki rakibe, Yenipostane — önünde Bacaksızın maskaralıkları : karşılaşınca, kavgaya tuluşmuşlar, Be- her Hicranı tehdid etmiş, dövmeğe baş- lamış ve yere yuvarlamıştır. Yenipos « tane önünü bir anda karmakarışık bir hale sokan bu vak'a, polislerin müda « halesiyle, yatışmıştır. Sultanahmed 3 üncü sulh ceza hâ- heri:ı-suçunu sabit görerek, | ay | gün hapse mahküm ve tevkif etmiştir. Boyalı sirke satan bir bakkal adliyeye verildi Balıkpazarında boyalı sirke — satan Dimitri tsminde bir bakkal, Sultanah- med | inci sulh ceza mahkemesine, ve- rilmiştir. Suçlu, mahkemade: — Bozcaada sirkesi, beyaz üzümden yapıldığı için, renksizdir. Bunun için, içine biraz esans — karıştırırlar. Aksi halde, müşteri almaz, bu sıhhate mu « zır değildir, demiştir, Mahkeme, belediye doktorunun cel bi için, duruşmayı talik etmiştir. Bir hırsızlık suçlusu mahkemede ağladı Sirkeci gari inşaatında amele olarak çalışan Mehmed isminde bir genç, iki amelenin ceketlerini çalmak iddiasile, adliyeye verilmiştir. Suçlu genç, Sultanahmed ! inci sulh cezada yapılan muhakemesinde hıçkıra hıçkıra ağlıyarak, şunları anlatmıştır: — Ben, Diyarbakırlıyım, Tâ oradan, İstanbula kadar, tahsil için geldim. Li- seye girecektim. Fakat, burada sefil ve perişan kaldım. Ne yapayım, amelelik yapmağa mecbur oldum. Fakat işe 8- lışmamışım. Bir aralık, dermansız dü- şerek, çalışma sahasından uzaklaşmış- tım, Hırsızlık da, bu sırada vuku bul « muş. Ortada görünmediğim için, ben - den şüphelendiler, Fakat, ben hırsızlık yapmam. Yapamam. Hâkim, şahidlerin celbi için, muh kemeyi talik etmiştir. Poliste : Sokakta düşen bir adamın kolu kırıldı Kandilli vapur İskelesinde Arka sokakta oturan Hayati, sokakta giderken ayağı ka - yarak düşmesi netlcesinde aağ kolu bileğin- den kırılmış, Nümüne hastanesinde tedavi altına alınmıştır. Bir şarpi devrildi, bir kişi boğulda Erenköyde Altıntarlada 33 numaralı ev- de oturan Darüşşafaka talebesinden 18 ya- şında Peridun iİle ağabeysi Ekrem, Şarpi ile Heybelindadan gelirlerken havanın birden- bire patlaması yüzünden şarpl devrilmiş ve her ikisi de denize düşmüşlerdir. Bunlar - dan Feridun yüzerek Fenerbâahçeyo çıkımış, Ekrem dalgalar avasında kaybolmuştur. Ek- remin boğulmuş olmasına ihtimal verilmek- te ve cesedi aranmaktadır. Üç kumarbaz yakalandı Kadıküyünde Fıslıklıda Üçpinar soka - #inda oluran seyyar satıcı Muslafa, zabila- ya müracaat ederek Kurhağalıda — Hacının kahvesinde Hacı, Mehmed Fevzi ve Pahri e kumar oyaayıp # İlrasının alındığını iddte etmiş, suçlular yakalanarak tahkikata baş- Tanmışlar, Deve dikeni

Bu sayıdan diğer sayfalar: