1 Ekim 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

1 Ekim 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Avrupayı kurtarmak için ört büyük devletin müşterek | gayreti ile mes'ud bir netice- ye varan son Avrupa buhranının, 918 ha- ““falarının tabif ve zaruri bir zeticesi o duğunda dünyanın ittifakı var. Fakat, ne * kadar garibdir ki, dünyanın, üzerinde pek çok zamandanberi ittifak ettiği bir hatayı tamir için, Avrupa, yirmi sene- denberi hiçbir şey yapmamış bulunuyor. .Evet, hatanın tamiri yolunda, yirmi se- nedir, Avrupa, hiçbir şey yapmamıştır. — Yapılan bütün şeyler, hep, kendilerini hatanın kurbanları telâkki edenler u-; “ gafından zorla tahakkuk ettirilmiş -| dir. Zorla istihsal edilen her hakkın ar- kasında bir kuvvet bulunması — tabildi; bünun içindir ki Türkiye Avrupaya karşı İsyan etti; bunun iç ki Hatay mese- lesinde Türkiye, işin nihayet silâha ka- dar dayanması zaruretini kahul etti. Hit-| leri Almanyanın başına Alman milleti getirmedi. Bizzat Avrupa ve 918 h: getirdi. Bugünkü demokrasi düny bir harb umacısı şeklinde tasvir ettiği Führer, zannedersem, bir harb umacısı| olmazdan çok evvel, hayat hakkı tanın- * mamış olan büyük bir milletin haksızlığa karşı yaptığı bir isyanın timsalidir. Hak—l “kan kuvvetle istihsali zaruri oldukça bu hal böylece devam edecektir. Bu noktalarda hiç kimsenin — ihtilâfı olmasa gerektir. Bu hakikatleri şimdiye Kkadar herkes o kadar çok ledi ve tek- rar etti ki artık bunlar üzerinde bir kere | “daha durmak fazladır. Fakat, şuna dik-| — kat eden pek az olmuştur ki galib garb| demokrasisi bu hataları tashih etmekte | ne kadar geç kalmışsa, ne kadar nekes | davranmışsa, netice kendisi için o kadar “fena olmuştur. Eski bir Türk sözü «nekes- “le cömerdin harcı birdir> der; halbuki bu işlerde nekesle cömerdin harçları bir bi- — le'olmamış, nekes daha büyük masraflara girmâş ve zararlara uğramıştır. b a Meselâ, Türkiyenin istiklâ! mücadele- T & alâlim Türk MmiNetinin-en basit — haklarını tanımıyanlar, bilâhare bu hak- — ların tamamını vermeği kabule mecbur “oldular, Daha dün, Hatay mesclesinde — ayni misali gördük: Eğer bizim ilk taleb- — lerimizin kabulünde nekeslik gösterilme- miş olmasaydı bilâhare daha geniş şart- — ları kabul edilmiyecekti. Çekoslovakya — da ayni hatayi yaptı. Garb demokrasisi 'onü da ayni hataya sevketti. Bu memle- keti arkadan idare eden galib dernokrasi, bugün Çekoslovakya hesabını Karlsbad — proğramının çok fevkindeki şartları ka- — bul ediyor da gene Almanya memnun ol- — müyor ve Hitler daha fazlasını istiyor. — Eğer Çekoslovak meseleleri 918 de makul bir şekilde halledilmiş bulunsaydı, ya- — bud o zaman yapilan hatalar, geçen yir-| ti sene içinde makul surette tashih edil- |Miş bulunsaydı bugün Çeklerle Alman-| |lar arasındaki bu keskin düşmanlık va- R husüle gelmezdi. Bu keskin düş- iğin bugünkü safhasının neticesi ne 0 lsun, büyük bir Alman kütlesinin / Macarlar ve Lehlerle elele vererek ku- Şattığı bu Çek milleti zarardan, pori- başka bir şey görmiyecektir, bu zararları görürken bari Çekos- yayı bu hale getirmiş olanlar, iyi * gey yapmış bulunduklarına kani ola- ! Hayır, onlar da görüyorlar ki 918 in hataları yirmi sene içinde Avru- n yalnız ağır teslihata sevketmiş ve “nihayet yeni bir harbin 914 dekinden da- ha müdhiş bir hırsla açılan ağzına kadar / getirmiştir. İnsan © ağır hataların bu ağır | “neticelerini gördükçe hayretten dehşete /— düşüyor ve nekesle câmerdin harcı bir ol- — madığına, nekes olmakta yirmi sene 15- ; j Eîş' $ — (hayet büyük bir felâkete götüreceğine — yenlden kanaat getiriyor. ci * Avrupa bu ruh içinde yaşıyamaz. Bu- gün bu mesele halledilse dahi, bu hal *kli bizi bir iki senelik bir sulha götürse dahi yirmi senedenberi Avrupaya hâkim olan ruh devam ettikçe harb, mutlaka zârüret olarak, günün birinde gelip ıyacaktır. Byunda hiç şübhe yoktur. payı, Bay Mussolininin dediği gibi, laka başka bir ruh içinde başka bir sa dökmek lâzımdır. Herkesin hak- | — kını veren ye herkese hakkına razı ol- — Mayı öğreten, Avrupada birbirine düş- Oman iki blok yaratacak yerde Avrupa Fena harekel küçük bir yağ lekesine ö örünmez, fakat dir. ür'atle yayılır, bi linde iken çok geçmeden bir dâire şeklini alır, o v linmesi, çıkarılması, zararının önlenmesi benzer, başlangıçta ir toplu iğne başıha- — lenmesi akabi mümkün değil- h etmyi öğreniniz. Hata yapmıyan insan yoktur, fakat insanlar hatanm iş- iki kısma ayrılırlar. Birinci kısımda bu- lunanlar hatayı görürler, derhal tashih ederler, ikinci kı- öremezler, hata üzerinde devam ederler. İtfaiyeciliğe Meraklı papaz İki işi birden yapıyor İngilterede Olneyde büyük bir kilise- nin papazı, ayni zamanda tulumbacılığa meraklıdır. Bu ibtilâsnı itfsiyeye yazı)- makla tatmin etmiştir. Yangın haberini alır almaz, kasketini başına geçirmekte, kilisenin divarında bulunan itfaiya mer- kezine koşarak, takımına iltihak etmek- tedir. — ear A — milletlerini birbirinin dostüu ve hattâ yardımcısı yapan yeni bir ruha şiddetle ihtiyaç vardır. Eğer bu ruhu yaratmak işini büyük devletler yapamıyorlar, yap- mak istemiyorlar ve yapmıyorlarsa, bu işi küçük devletler yapmalıdırlar, Çekos- lovakyanın gözümüzün önünde duran misali bize pekâlâ isbut ediyor ki küçük devletler, büyük devletlerin ellerinde ni- hayet bir siyaset Aletinden, birer oyun- caktan başka bir şey değildirler. Büyük devletlerin büyük hâkimiyet hesablarile | yıktıkları Avrupayı küçük devletler tek- rar kurabilirler. Bunun için birbirlerine | şuur ile el uzatmaları ve Avrupayı idare | eden büyük kuvvetleri akla ve insafa| davet etmeleri kâfidir. Avrupayı beşeri- | yetin başında dolaşan felâketten kurtar- mayı beceremiyeceklerini büyükler, yir- mi senedir kâfi derecede isbat ettiler. Ar- tık söylemek ve harekete geçmek nöbeti küçüklere gelmiştir. Avrupayı, gelecek olan muhakkak felâketlerden ancak bun- lar arasında teessüs edecek kuvvetli bir| ittihad kurtarabilir! — Muhittin Birgen İ İSTER Arkadaşlarımızdan biri bir sapartıman tutacaktı, aradı, taradı, güç hal ile münasibce bir şey buldu ve sahibi fle de anlaştı. Sıra konturatı yapmaya gelmişti, apartımanın sa- hibi: — Kefil olarak kimi vereceksiniz? diye sordu. Arkadaşımız gazetecidir, ayni zamanda da mühim bir müecssesede mühim bir mevki sahibidir, apartımandan pek büyüğünün de kirasını her vakit vere- İSTER SÖZ ARASINDA “Hergün bir fıkra Şu yorganı değiştirsinler Bundan bir iki se yatrosunun tatil ya gitmiş, bir otele inmiş- ? a çıkacağı zaman öte ğ ir eksiğiniz olma İ de ben bakayım! odaya birlikte çıktı. Pen 7a ne güzel değil mi, dedi İ Ahmed Vefik Paşa merhum bu mı raya gelir, saatlerce seyredermiş. İ de bu gece ayni manzarayı seyrei İ ceksiniz. Bu strada Vasfi Rıza yatı j ganı görmüştü. Yorgan çok eski ve çoft kirli idi: — Teşekkür ederim, dedi, paşa Mmerhumun seyrettiği manzarayı ben de şeyredeyim.. fakat müsaade edin de şu yorganı değiştir Vefik Paşanın örtündüğü yorganı ör tünmeyi fJazla Mübalilik addederi de.. l yor- '130 bin liraya Sigorta ettirilen Parmaklar 8 parmak ile iki baş parmağının değeri ne olabilir?... Ne kadar düşünseniz, bula- mazsınız. Biz, size söy orgeuların Foortun iki eline tam 20 bin (180-bin Türk lirası) değer biçilmiştir ve san'atkâr ellerim kazaya, nazara üğr eak korkusile, onları bu flata siş tirmiştir. Orgeu, Londra radyosunda haf- tada 150 İngiliz lirası almakta iken, şim- di turnaya çıkmıştır. Buü sefer haftada 800 İngiliz Hirası (1800 Hra) alacaktır. Kendi orgu tam 60 bin Türk lirası kıy- metindedir. Orgeu, ne olursa ölsun ellerini muba- faza etmeğe çalışmakta, meselâ yere dü- şecek filân olsa hemen yumruklarını ka- pamakta, yüzüne, gözüne — ehemmiyet vermemektedir. 20 köpek ve 30 kanarya ile seyahat eden kadın Cenubi Fransadan yola çıkâan ve yalnız başına seyahat etmekte olan bir Fransız| kadını, İngi İNAN, ı | mişti: tuttuğu —küçük İNAN, İSTER İSTER bilecek vaziyettedir. Bununla beraber böyle bir suale ma- rüz kalınca gücenmedi, fakat apartıman sahibi suali sor- makla iktifa etmemiş, arkasından bir de mütalea ilâve et- — Hiç değilse bir bakkal veya kunduracı aramazdım, fakat bilirsiniz ya.. serbest mesleklerde diyor- du. Ve işin garibi bunu söyliyon zat ta Üniversite mezunu, serbest meslekle ve onunla iftihar eden bir adamdı. İNANMAIL Yaz, kış hergün Denize giren 70 lik kadın Rosmini gördüğünüz kadın 74 yaşında- lâ dır. Her sabah yaz, kış denize girer. Çok ysta bir dalıcıdır. Geçen senö kadınlar arasında yapılan dalma müsabakalarında mühim farklarla birinci gelmiştir. Spor- et-|cu bayan, ayrıca bisiklet moraklısıdır. Bu seneki, kadınlar bisiklet turnuvasın- da üç günde 340 kilometre yol katetmiş- tir. Kadın 60 yaşında yüzmeyi öğren- miştir. Paradan başka her şeyi kazanan bir kâşif İngilterede, hususl teşebbüsleri ile ilk defa alarak caddelerde umumi elektrik tenviratı şebekesini kuran, bu yüzden şöhret kazandığı halde eline beş para geçmiyen Masingam 87 yaşında olarak ölmüştür. Adam, son günlerini, bir otelin metr- |dotelliğini yaparak geçirmiştir. ——— ——— beraberinde yirmi köpek ve 30 kanarya rede Folkstone'a varınca,| bulunduğu hayretle görülmüştür, İNANMA! olsaydınız Sözün Kısası Fabrika m.î ;;ıl;îs E Talu E ski devirde, geçim — yolunug Mmeczuplukta bulmuş bir Delf ü an vard. Kışın — Hocapaşada yanmış veya yıkılmış bir binanın bode rumunda, yazın da Kanlıcada Fuadpâ şa arsasındaki viran kayıkhanede ya * tıp kalkardı. Ve: — Süleyman, nerdesin? z diye soranlara, mevsimine göre: — Yalıdayım! Veyahud ki: — Konaktayım! cevabın; verirdi. mdi me zaman benim — yanımda İ fabrika veya palasların bahaj se, 6 anda Deli Süleymanın yalışj ni hatırlarım, Geçen gün gene böyle Beylerbe « yinde bir fabrikada infilâk olmuş de « diler.. er ah da Haliçte bir fab « rika y disini verdiler.. yüze lerce metre murabbalık bir sathı kap « |hyan, hud ki yanyana, geniş |pav tiva eden, eflâke ser çekâ miş bacalarile, muazzam çelik makines leri ve türbinlerile birer san'at mües « sesesi gözümün önüne geldi.. yüreğini sızlayacaktı. Halbuki — arkadaşım fota Cemali ngetirdiği resimlere — bakınca, yüreğim gene sızladı amma, başka se « beble.. : Bizde, her nedense, şeyleri isii dirmek hususunda affedilmez bir balilik var. Bozuk kaldırımlı bi ğın çirkef birikintileri karşısında, şab, dört beş odalı, odaların — her birl topal karyolaları, kirden azmış pe'! leri, ayakları tel ile tutturulmuş le beneklenmiş y ta masalarile nihaf sefalet manzarası arzeden han bozuntusu, kapısının Üzee rindeki tabelâ da pervasızca PALAĞ pasaklı Yahudi karısı, yığınla gazete « ler ve kocaman bir çanak çirişinden fe baret malzeme ile, metrük bir ulemg konağ viran ahırında kese — kâğıdı yorlardır. N Ahırm kapısında, sert havalarda ha« zin hazin gicırdayan teneke bir tabelâ görürsünüz. Ve bunun üzerine konamy nazarlarınız. hayret — şu yazıyı okurt «Mişon Gümüşgöz.. kese kâğıdı FAB « RİKA sı!! , Dedim a: Deli Süleymanın - yalisile konağı.. tıpkı. Hiç farkı yok. Lâkin böyle yapmakla ne kadar gile lünç olduğumuzu ve medeniyetle ba « yağı alay eder gibi — göründüğümüzü farketmiyoruz. Bu ise caiz değildir. Bursanın gayyur valisi bu rezalet « in birincisine paydos çekmiş: Şim « di Bursada Palas ünvanını istihkak « sız taşıyan tek otel kalmamış Bu ya « sağın fabrika olmak iddiasında bulu « nan atelyelere ve sonna da leke tin her tarafına teşmili millf namına şayanı temönnidir. E. Tala 1 Büyük müsabaka SI Yalnız çocuklar için )4 25 lira, 15 lira, 10 lira ve 100 kişiye de muhtelif hediyeler vereceğiz

Bu sayıdan diğer sayfalar: