1 Ekim 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

1 Ekim 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BON FPOSTA ÇAY v YS N ÇA Yazan: Ziya Şakir Selânik ateş içinde Berrak bir mart akşamı idi. Güneş, güruba başlamışlı. Vardar üzerinde kaynıyan kızıl ışıklar, karşılara akse- derek; Hartaç, Sedes, Karaburun üze- rine pembe akisler yapmıştı. Üç kalım düdük sesi, Selânik limanı- nn sakin suları üzerinden dalga dalga kayarak, (Beyazkule) nin duvarların- da, (Yalılar) sahilinin kuştuluklarında ğ ştı. Son taşıdığı müşterilerden a para aldığı için yüzünde memnun ümle sahilte dönen Yahudi bir neş'eli bir sesle: Hadi.. uğurlar olsunuz, Diye bağırmıştı. Açıkta duran - Mesajeri Maritim kurapanyasınan - (Vadiyülkebir) — is- mindeki birinci sınıf, büyük posta va- puru, demir almıya başlamıştı. Vapu- run etrafını kuşatan sandal ve kayık- takiler, vapurdaki yolcularına mendil Ballıyorlardı. Birdenbire vapurun kıç tarafından simsiyah bir duman yükselmişti. Ve sonra, kulakları parçalıyan şiddetli bir tarraka, korkunç akisler husule getir- Mmişti,.. Bir an için herkes hayretinden donmuş, süküt etmişti. Sonra; vapur- dan, sandallardan ve hattâ gümrük nüne, Beyazkule bahçesine, M ÖZ boyuna toplananlardan yükselen acı feryadlar herkesi titretmişti, — Yangın var. — Vapur yanıyor. — İmdad... — Can kurtaran yok mu?.. Bu vaveylâ arasında, vapurda bir ypanik başgöstermişti. Merdivenler ve sandallar denize indirilmişti. Vapurun etrafındaki kayıklar, vapurdan indiri- len merdivenlere yanaşmışlar — cesur kayıkeılar, vapura tırmanmışlar; her tarafı sarmak istidadı gösteren alevler arasından kadınları, çocukları kurtar- miıya başlamışlardı. Sahilde ne kadar kayık, sandal, mav- ma varsa, en kısa bir zamanda yetişmiş- ler; vapuru fhata etmişlerdi... Yolcu- lar, - hemen hiç zayiat olmadan - tahlis edilmişti. Fakat yangın, kolayca sön- dürülememişti. Sarfedilen bütün gay- retlere rağmen, o koca vapurun bütün ahşab kısımları tanmış; demir kısmı da hın)ı bir külçe haline gelmişti. Hâdise, mühimdi... Fransız konsolo- su ile vapur acentası, bu korkunç vak-| anın limanda olması hasebile hüküme- ti şiddetle protesto etmişlerdi... Hükü- et, derhal tahkikata girişmişti. Birçok şahidlerin ifadeleri dinlendikten, ve bgrı_laıv da birbirine eklendikten sonra; Şöyle bir netice elde edilmişti: — Elin- de, şapka kutusuna benziyen bir paket- le genç bir Bulgarın kıç kamaralarının allına, âmbarla kamaraların arasına girip çıktığı görülmüştü. Yangın da, o- radan zuhur etmişti. Buma binaen; bu korkunç hâdiseye sebeb olanın, o Bul- gar olduğuna kanaat Retirilmişti. — Fakat.. o Bulgar kimdir?.. Bu su_ılı cevab vermek mümkün de- ğildt. Çünkü, yangın yapan © - infilâk maddesini ateçliyen adam, ortadan kay boluvermişti | * Aradan kısa bir zaman işti. Bgeçmişti. (P'P , Senesi nisan ayının 8 inci Bününün) akşamı... : ..3, v::ıne bile çok iyi bir ticaret ve ciyet merkezi olan Selânikte; geç va :ıııuerî kadar işlerinde, güçlerinde ça- İW'—. halk; artık eğlence zamanı geldi- n*“_'f»"" Beyazkule bahçesine, Kolombo * ydanına, Moloz boyuna akın etmiş- çuı','î;k'î' Şen, herkes neş'eli idi. Kabak vi nmîâ' Menekşe şekeri satan Muse- Hahreçrolşü. . aP çekçekilkbo. kalarin yanşça Sfranga giyinmiş sari- dinişi, Yanında yeşil kofyeli yaşlı ka- T Siyah pantalorlarının Üstüne gecelik Gütarisi Saa n Si kibartarı D l0 kürk giymiş cumarte hale güzmi:ı“’"z boyunu, geçilmez bir Dağa kaldırılan Amerikalı kız Mis Hellen Eston Şehrin sefahat merkezini teşkil eden Kolombo meydanından, Beyazkule bah- 4 çalgı sesie- çesinden nurlar fışkırıyol ri hafif bir rügârla, denize doğru s rükleniyordu. bunlardan husule gelen korkunç tarrar kalar, halkın acı feryadlarına karışarak © kananlık gecenin dürgün semasına doğru yükseliyorndu. Kışladaki askerler, derhal (silâh ba- İşi) edilmiş; bombacıların üzerlerine gönderilmişti. Karanlıkta, korkunç bir müsademe başgöstermişti. Ortaya bir takım cesedler serilmişti. Ertesi gün bunların hüviyetleri hak- kında tahkikata girişilmiş; hepsinin de Bulgar kamitesine mensub olduğu ta- hakkuk etmişti. Ertesi gün hükümet, Bulgar komite- cilerini tevkif etmek için faaliyete geç- mişti. Fakat komiteciler, sokaklara atıl mışlar.. üç kola ayrılmışlar.. nümayiş- lere kalkışmışğlar. Tahtakalede etraf- harına bomba savurmıya başlamışlardı. Bereket versin ki; bu nümayişcilerin etrafı derhal bir kurşun ve süngü çem- beri ile çevrilmiş; daha büyük ve kan- lı felâketlerin önüne geçilebilmişli. Ele geçen komiteciler; yapltıkları bu kanlı cinayetleri inkâr etmemişler; hat- tâ, yapmak istedikleri şeyleri de izah etmekten çekinmemişlerdi... Bunların rivayetlerine nazaran; o gün de, hükü- Akşam ezanı vektini, bir buçuk saat geçmişti. Artık halkın neş'esi, tam kı- vama gelmişti. Meyhane ve birahane - lerdekiler, kafaları iyice kirişlemişler- di. Sarikalar, - akşam yemeği yerine - ceblerine doldurdukları kabak — çekir- deklerini henüz tüketmislerdi. —Artık, Beyazkule bahçesinin önünde birkaç (perepato) yaptıktan sonra, - sabahle- yin erkenden işe gidebilmek için - ev- lerine döneceklerdi. İşte o zaman, Vardar cihetinden ge- len dehşetli bir tarraka herkesi titret- riyeti dai bel bina! verilecekti yaptıldarı mişleri ettik. Vakil hirde, taş miş.. birdenbire bütün hava gazları sö-| demişlerdi. nüvererek her tarafı derin bir zülmete| — Nitekim, garketmişti. BÖ nnişt-i Her yerden feryadlar yükselmiş.. korkunç bir panik başgöstermişti. Hükümet kuvvetleri; halkın bu kor- Ku ve heyecamını, güçlükle teskin ede- bilmişti. Halkı bu derecede telâşa ve he lecana sevkeden vak'anın sebebine ge- lince.. Selâniğin Vardar cthetindeki (Galik) köprüsünün bir kısmı, dinamit- lerle berhava edilmişti. Köprünün o kısmındaki hava gazı ve su boruları cesim bombalarla parçalanarak — şehre giden gazlar ve sular, derhal kesilmiş- ve oradan civarındaki ti mundan, Osmanlı * kadar bir lâğım kazmak ve bundan tifade etmekti. Fakat, aradaki mesafe, Mesele, yalnız bu vak'a ile kalsa, bir şey değildi. Ayni zamanda bunlardan daha korkunç bâdiseler birbirini takib etmişti. Osmanlı Bankasının altında müdhiş ir volkan patlamış; koca bina, cayır cayır yanmıya başlamıştı... Bankanın yanındaki (Kolomba) ismindeki Alman uzun ve bu minde bir Bulgar komitecileri; bu ihtilâl dinleyenler hayret ve dehşefle Bunlar, ifadeleri alınırken: Ne ise ,şehrin talihi varmış... Acele .» Komitenin reisleri fedaileri, Osmanlı Bankasının arkasın- * daki sokağın civarında ve Fransız has- tanesi karşısında bir eve yerleşmişler, klübü, Kolombo oteli vesaine gibi metli binaları bir anda tahrib edebil- mek için, evvelâ Osmanlı Bankasının met konağı, posta ve telgraf başmüdü - konsoloshaneler, bütün lar bombalarla berhava edi- lecek; Selâniğin her tarafına ateşler için anlatirken, titre- tedakârlıkları olarak harekete geçtik. Eğer bütün hazıslıklarımızı ikmal et- tikten sonra, bu ihtilâli yapsaydık; şe- taş üstünde kalmıyacaktı... yapılan tahkikat da bunu ile Alman kıy- işe girişmişlerdi... , Boşnak hanından - istifade etmek istemişlerdi. Bu hanın müsteci- ri olan Bulgar da, esasen komltenin re- islerindendi. İlk düşünülen plân; bu hanın bodru- na Bankasının al Tâğımı kazmak da bir hayli zamana mütevakkıf olduğu için bu fi- İkirden vazgeçmişler; bankanın hemen karşı tarafında bulunan (İstefan) — is- Bulgarın bakkal dükkânın- dan istifadeye girişmişlerdi. Evvelâ, Bulgar mektebi talebesin- klübü tavanları göçmüş, içinde kendilerini sokağa atmışlardı. Bombanın atıldığı yerde duran bir Rum garson parçalarımıştı. Bunun vü- cudünün kanlı parçaları kaçan müşteri- lerin başına yağarken, korku ve dehşet bir kat daha artmıştı. Bundan başka, birçok ezilenler ve yaralananlar da vardı. Biraz sonra, Yonyo gazinosunda da bir bomba patlamıştı. Fakat halk vakti- le kaçıp dağıldığı için, hiçbir tesiri ol- mamıştı. Gecenin bu zifirf? karanlığında, koca Selânik şehri altüst oluyordu... Vardar kapısı, Alman mektebi, Frenk mahalle- si, Fransız hastanesi taraflarında bir- kbirini - müteakib bombalar - patlıyor; camları kırılmış; bir saniye zarfında o metin ve zarif bina, bir harabe şeklini almıştı. (Elhamra) kafeşantanı da müdhiş bir. tarraka ile sarsılmıştı. Derin bir zevk ve neş'e içinde oyun seyredenler, bir- denbire şaşırmışlar; çılgın feryadlarla kapılara saldırmışlar; korku ve dehşet den, güçlü kuvvetli iki çocuk seçilmiş- ti: Bunlar, kazmak ameliyatını icra e- deceklerdi... Dükkânın köşesinden ab- desthane lâğımının tâmiri bahanesile derin bir çukur açtırmışlardı. Sonra bu çocukları o çukura sokmuşlar; Osmanlı Bankasının altına doğru kazdırmıya başlamışlardı. Bu müşkül ameliyat, tam altı buçuk ay devam etmişti... Ka- zılan taşlar ve topraklar, kese kâğıdla- rına dolduruluyor; - müşteri sıfatile - lerine verilerek gizlice denize attırılı- yordu. (Arkası var) Ürgüpte bir günde döri yer sarsıntısı oldu çe on sâniye devam etmek tur. Hiç bir hasar kaydedilmemiştir. Ürgüp — (Hususi) — 26/Eylül/938 pazartesi gecesi saat 10 da beş saniye ve gece saât 15 de ikinci olarak 7 sani- ye ve sabah saat yediyi on geçe yedi saniye ve öğleden sonra saat 1425 ge- süretile dört defa şiddetli hareketiarz olmuş - Londrada parklarda (Baştarafı 1 inci sayfada) selerek gelen uğultuyu anlamaksızın din- liyorlardı, gazetelerin ilâve nüshalarını sabırsızlıkla bekliyorlardı. İlk olarak <Entransijan> çıktı, kapiği- larak satıldı, harb tehlikesi hali neticesi olarak yarı karanlığa boğulmuş fenerle- rin dibinde harbin mi, sulhün mü geldiği merakla, endişe ile araştırıldı. | Gece yarısından çok sonra da köşe baş- | larında uzun uzadıya münakaşalar yapı-| liyordu. Şehir dışında bile yağmura ve çamura rağmen Hitlerin sörzünü dolaştıran gaze- te müvezzilerinin sesleri işitildi. Evlerinde radyo makinesi bulunanlar Hitlerin nutkunun tercümesini dinlemiş- lerdi, öğrendiklerini komşularına — ulaş- tırmak için koşuyorlardı. — Ne söyledi? — Pek iyi anlaşılmıyor. Alman top- rakları haricinde daha 10 milyon Alman bulunduğundan, fakat Südetlerden başka talebi kalmadığından bahsediyordu. — O halde? — © hakde... İşte böyle.. Bununla beraber Parisliler dahiliye vekilinin ihtiyatkârane tavsiyelerini pa- niğe kapılmadan dinlediler. Trenler hım- cahınç dolu, gözyaşı içinde kadın ve ço- cuk kafilelerini Parislen dışarıya götü- rüyorlar. Fakat gidenler de, kalanlar da yakında dönüleceği kanaalinde. * Garajlar ve sinema binaları müsadere edildi. Dün hareket ve eğlence yeri olan geniş salonlarda şimdi silâh altına çağı- rılan gençler sivil elbiseyi bırakıp üni- forma giymekle meşgul. Sokaklarda bir tek otomobil, bir tek otobüs yok. Nakil vasıtası namına mem- lekette ne varsa hepsine de askeri ma- kamlarca el konmuştur. Londrada Londra, (27 Eylül) — Bir gece geçir- dik ki... Bütün İngiltere Hitlerin söyli- yeceği nutukta harbi ilân edip etmiye-| ceğini düşünüyordu. Her radyonun ba- şında bir hkalk kümesi vardı ve gazetele- rin çıkardıkları hususi nüshalar da ka- pigilıyordu. Öte tarafta da gaz maskesi dağıtan mü- esseselerin önünde amra bekliyenler... Parklar ve bahçelerde fener ve projektör yardımı ile siper kazanlar.. Benim çalıştığım oda Daily Ekspres matbaasında... Bütün gece binanın bod- rum katmda müstahdemine mahsus bir kesi buldum, benim hisseme düşmü; Bütün bunlara ilâveten, — tay kırşg müdafaa kıt'alarının seferber- edil. diği, balon mania hattının işlemeye ha- zir olduğu, bütün ümdad ekiblerinin harb haline getirildiği, ve sivil halkın çe- hirden çıkarılması için bir dakikadan öbürüne emir beklendiği yazılacak olur- sa İngiliz hükümetinin hiçbir işi tesadü- fe bırakmamaya verdiği €hemmiyetin tam bir tablosunu gözlerinizin önünde ganlandırmış olursunuz, Berlinde Berlin, (27 Eylâl) — »Führer emret, Münihte uyuşulmasaydı bugün harb patlamış olacaktı Paris, Londra ve Berlinin harb havası içinde geçirdikleri ilk gecenin intıbaları sığınak hazırlamak için çalışıldı ve bu | ak sık ülkkâne gelen Bulgar komiteci- | MAt ta masarainı üzarlada bir gaz mas. itaat edeceğiz.> Savfa 7 siperler kazılıyor Hitler spor sarayında nutkunu soöyler- ken ve söyledikten sonra bu gülteyi bü- tün makamlarda dinledik. Saat gece yarısını geçtiği halde on bin- lerce halk başvekâlet sarayının önünde gene böyle söylüyordu. Hitlerin gözlerinden ateşler — saçarak, yumrukları mütekallis, nasyonal soszya- lizmin en çok nefret ettiği adamın evini her söyleyişinde dinliyenlerin nasıl te- pindiklerini görmeliydiniz. Kinde bu de rece birleşmek enderdir. Hitler en nihayet: — Beneş, şimdi sıra bizim, dediği za- man sahanın üzerinde bir sar'a buharı yüksekdi. * Hitler Alman halkını sulhte olduğu gibi harbde de birleştirmek — istiyordu. muvaffak oldu. * Muhakkak olan nokta şudur: — * Hitler artık ric'at edemez. Bugün salı, cumartesiye Alman kıt'aları Çek hudu- dunu geçeceklerdir. — So, ader, So, yani tüfek omuzda a- sılı olarak, yahud da harb nizamı halinde. Atatürk köprüsünün dubaları yerlerine kondu Atatürk köprüsü inşaatı devam et- mektedir. Gavri müteharrik dubalor kâmilen yerlerine konmuştur. Müte « harrik dubalar da bu hafta içinde ye - rine konmuş olacak, bilâhare üst min tesisatına geçilecektir. Köpri her dubasının arasından sandal ve ka- yıklar geçebileceklerdir. Nakil vasıtalarında sonbahar tarifelerine başlandı Bugün İstanbul vesaiti nakliyesinde sonbahar tarifelerine başlanacaktır. A- |kay yalnız Adalar ve Anadolu hattın- da değişiklik yapmıştır. Şirketi Hay - riye ve tramvay şirke'leri geçen sene- i tarifeyi cüz'i bir değişiklikle aynen tatbik edeceklerdir. Otomobil ve otobüslerin yıllık muayenesi Otamobil ve otobüslerin yıllık mua- yeneleri bitmek üzeredir. Bundan bit « kaç ay evvel yapılan yoklamalarda seyrüsefere müsaid olmıyan arabalar tesbit edilmiş, tamirleri istenmişti. O zamandanberi otomobil ve otobu.. '“de Kcab eden tadilât yapılmış olduğundan muavenelerde çürük arabalara “astian- mamıştır. öişmeğür Bir karyon devrildi, lkl!ıl yaralandı Şoför Basanın idaresindeki 3791 '. 1mara- h kamyon, Tophaneden geçerken sörd (40- rikası önünde birdenbire önüde — bir adami gıkmış, şoförün direksiyonu sola kırması nt- Hicesinde kamyon devrilmiştir. Kamyon için de bulunan amele Şamll İle şoför Hasan vü- cudlerinin muhtelif yerlerinden yaralanmış- lar ve Beyoğlu hastanesine tedavi altına a« Hınmuşlardır. İncir ağacından düşen bir çocuk öldü Üsküdarda Şetaret sokağında oturan Av- ramın oğlu 11 yaşında Eltat Tophanelioğ - hındaki bir tnelr ağacından düşerek yara « danmmış, nakledildiği. Haydarpaşa — Nümüne haztanasinde ölmüşlür. W

Bu sayıdan diğer sayfalar: