13 Ekim 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

13 Ekim 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün beş senelik Cumhuriyet ize neler verdi? Yazan: Muhittin Birges emleket cumhuriyet devrinin on beşinci yıldönümü münasebetile büyük bir bayram yapmıya hazırlanıyor. Bayram güzel bir şeydir; her cemiyet küt. lesine hareket verir, şevk ve ferah ve - rir. Ruhları dinlendirir ve kalblerde ha- yat heyecanı, mücadele aşkı uyandırır. Fakat, bayramlar türlü türlü olduğu gibi insanların bayramlar karşısındaki vazi - yetleri de türlü türlü olur. Meselâ, ço - cuklar bayramları bayram yapmak için karşılarlar; onlar cumhuriyet bayramına da öyle hazıtlanıyorlar. Fakat, biz bü - yükler, cumhuriyet bayramı gfibi bayram vesileleri karşısında çocuklar gibi ha « reket edemeyiz. Onlar gibi sırf taklid sevkile ve iki gün bayram yapmak için; yahud bizi idare eden devlet rejiminin hoşuna gitmek, yahud ona cemile göster- mek maksadile bayram yaparsak yanlış bir yoldan gitmiş oluruz. Bizler düşün - meğe mecburuz: Acaba, cumhuriyet, bi- ze iyi bir hayat temin etti mi? Acaba, cumhuriyet bütün şu Türk memleketinin hayatında iyi tesirler yaptı mı? Yaptıy « sa, çok güzel, sevinelim, bayram yapalım ve bu bayramdan alacağımız şevk ile da- ha ileri gidelim, cumhurıyetin bayrağını yeni senelere ve yeni bayramlara doğru götürmek üzere omuzlarımızda taşımıya devam edelim. Böyle değilse, cumhuriyet böyle bir devir olmamış veya olamamış- sa, 6 zaman kendimize başka çareler ara- mamız lâzımdır. Çünkü, cumhuriyetten, meşrutiyetten, — istibdaddan, — vesaire « den — maksad, — nihayet, — memleket kütlesi için iyi bir hayat te - min etmektir. Bunu temin “etme- miş bir rejim için bayram yapmak, İn « sanlara değil, koyunlara yaraşır! Büugünlerde, etrafımdaki hazırlıklara baktıkça gayri ihtiyarf olarak zihnim bu 'yukarıdaki mesele tahlili Yle meşgul- dür. Cumhariyet devrinin, içinde yaşa - dığım on beş senesi gözlerimin önünden geçiyor. Seneden seneye, safhadan saf - haya on beş yıl içinde inkişaf eden bu de- vir içinde, alelâde bir vatandaş olarak yaptığım müşahedeleri, içinden geçti - ğim mülâhazaları zihnon tekrarlıyorum ve nihayet karar veriyorum ki geçirdi - Bimiz on beş yıl Türkiyenin ne bugünkü, ne de yarınki nesilleri için boş geçmiş se- nelerden değildir. Bunun için, Türk küt. lesi karşısında siyasi ve içtimal söz söy - leme vazifesini üzerine almış bir muhar- rır ve bir fikir adamı olarak bugünlerde wesile düştükçe, fikirlerimi kaydetmeğea karar verdim. * Bir kere şuna dikkat etmek 'Türkiye cumhuriyeti, Fransız c yeti gibi bir cumhuriyet di redelim ki, Fransız cumh' kopya edilmiş olan İspanyol cumhuri - yeti gibi bir cümhuriyet te olmadı. Ata - türk «Biz bize benzeriz!> diye ortaya attı- | ı bir şiarla, kurduğu rejim için bir hu- susiyet ilân etti: Tek fırkalı bir cumhuri- yet şekli Türkiye cumhuriyetinin bariz vasfı ve farık alâmeti, her şeyden evvel buradadır. Fransa cumhuriyeti tarzında bir cumhuriyet, belki F ar için iyi- dir; ben bunda da şübheliyim; fakat, an. lar için iyi olga bile bize gelemezdi. Ni - tekim, İspanyaya da uymadı ve rejim orada iki senedir bayram günlerini kan deryaları içinde idrak ediyor! Halbuki, Atatürkün «Biz bize benze « rizl» düsturile ortaya attığı ve seneden seneye inkişaf eden bir tekâmül içinde, bize mahsus bir şekil ile teşkilâtlandır - Wığı bu Türk cumhuriyeti on beş sene - Tâzam: denberi bu Türkiyonin hiç bir zaman gör- | mediği bir istikrar temin etmiş ve bu iş- tikrar sayesinde bugün gözümüze çarpan iyi şeyler vücude Şu halde, di- yebiliriz. ki cum bu memlekete temin ettiği en da, her şeyden evvel gelen en mühim iyilik şu kelime İle ifade edilmelidi. Herkes en basit bir ca anlar ki hayatt f terakkinin birinci şartı iyi şey, ancak bir terakü olabilir; teraküm de, mutlaka istikrara ğimiz şu on beş sene i kümet değiştiğini gördük. Fakat, bu de- #işen hükümetlerde de, ne sistem, ne u- Bul, ne de prensipler değişti. Değişme (Devamı 11 inci sayfada) a şunu kolay | medeniyetin, | rardır. Bu Ü('W taçtır. Biz, g Resimli Makale: Meşhur Çin filozofu, Budizm mezhebinin vazu Konluçi- yus kendi hatasını gören bir insana asla rastgelmediğini söyler ve der ki: *> Madem ki insan kendi hatasını göremez, görün göster- meyi dostlarına, hattâ düşmanlarına bırakmalı ve onların tenkidlerini daima iyi karşılamalıdır. Zira samimi ve doğru bir tenkidi kabul etmek tam olgunluğa erişmenin ilk ba - samağıdır. Gözleri açılan Kör kız bir Körle evlendi Yedi yaşında iken ani surette gözleri- nin nurunu kaybetmiş olan bu genç kız, senelerden sonra tabiatin bir mucizesile tekrar görmeğe başlayınca, bu müddet "İzarfında çektiği elem ve ıztırabı hatırlı. yarak, körlere karşı derin bir merhamet ve sevgile bağlanmıştır. Bu merhamet hissinin tabil bir neticesi olarak, genç kız geçenlerde bir kör evlenmiş ve kocasını bahtiyar edeceğini söylemiştir. Asri Robensonlar Adriyatik denizinde bilhassa Raguze elvarında bir kaya parçası halinde küçük bir ada vardır ki uzun yıllardanberi Lars Erikson isminde Danimarkalı bir adam tarafından işgal edilmektedir. Bu adam adada yalnızdır, balık tutarak, hayvan yetiştirerek, kendi elile yaptığı bir bara- kada yaşamaktadır. Fakat Adriyatik denizinde böyle küçü- eülk adalar bir taneden ibaret değildir, dü zünelercesi vardır ve son yıllar zarfında yalnız yaşamayı istiyen asri Robensonlar tarafından birer btrer Işgal edilmektedir Avrupa gazetelerinin anlattıklarına İtalyan ve Yugoslav hükümetleri tilâ ted İSTER Gazeteler: — Zarüret dolayı: (166,5) bira eder. İSTER İNAN, Düşkünler evinin bir yıllık varidatı 60 bin liraya gile buraya artık yalnız İstanbul fakirle- tinin alınmasına karar verilmiştir, diyorlar. Hesab ediniz, senede 60 bin Hra, ayda 6 bin ltra, SON POSTA Tam olğunluk bi hayali bir şehre be denbire varam; bir yola sap: ketleri ona “Hergün bir Kimler istatistikci olamazlar Meşhur bir istatistikçiy> sormuşla; — Nasıl bir insan istatist olab İ lir? İ — Meşhur istatistikçi cevab vermiş: — Gabi bir insan istatistikçi ola İ maz, fakat zeki insan da istatistik, olamaz. İzah etmiş: — Gabt insan istatistikçi olamaz, çünkü topladığı rakamlardan bir ne - tice çıkarmasını bilmez. Fazla zeki in- san da olamaz, çünkü Fransadaki el- ma istihsalâlının fazlalaşması hâdi - sesile cenubi Amerikadaki vefiyatın : azalması hâdisesi arasında münasebet aramıya kalkar. B0 senede bir kere Olsun sokağa Çıkmıyan iki kız Kentte anneleri ile 20 yıl münzev! bir hayat süren, ömürlerinde bir kere olsun sokağa çıkmıyan, dükkâna gitmiyen, ba- balarının bile kim olduğunu bilmiyen, .| anneleri ölünce de ölüsünü üç ay evle - rinde saklıyan orta yaşlı iki kız kardeşe bir milyon Türk lirası miras kalmıştır. İngiliz Başvekili 10 günde dört kilo zayıfladı İngiliz gazeti yazıyorlar: Son si yasi buhranın ve manevi tesirleri her tarafta görülmektedir. Fakat buh « randan, şahsan en fazla müteessir olan muhakkak ki İngiliz başvekili Çember - layndir. Çemberlaynin son iki hafta içinde tak « riben dört kilo zayıflamış olduğu müşa - hede edilmiştir. Pariste at hırsızları Holanda veliahdi prenses Jüliana'nın geçenlerde 275 İngiliz lirasına satın aldı- ği <Microbes» isşmindeki koşu atının, hır- sızlık malı olduğu anlaşılmıştır. Bu at, diğer doküz hemcinsile Paris oi da kâin Maison Laff n Holandaya kaçırılmı: İSTER inmiş. Binaya, memur! da ayırmız, geriye den gelebilecekleri, günde kirlerine de yetmiyı İNAN, İSTER Adım adım gider. Fakat giderken yanlış daima mümkündür. Bizi bu yanlış yolda durduran yegâne kuvvet ancak tenkiddir, onun içindir ki tenkidi dinlemek, eğrisini, doğrusunu ayırd etmek ve hare- göre düzellmek vazifemizdir. Tenkide kızmayınız. — r dağın onzer. İnsan tepesinde parıldıyan uzak oraya bir ku ve Ş uçuşu İle bir Sözün Kısası Fistan giyen heğkeller Ve C T arbi Umumi içinde, İttihadt cıların merkez kumandanlığ! mevkiine getirmiş oldukları bir 28f okakta gezen kadınların ni ölçlürmek, peçelerinin kalın koöntrol ettirmek, kadınlı erkekli ah * © bab t arını dağıttırmak gibi İŞ* lere g Bi rencide edecek mü heykellerin göz yerlere dırılması ve belden aşağı kısımlarının tredilmesi.> için Müze Mü* blar ki bu tekerrülft mevkiin de ay“ ni olması şart değil. 'Bu sefer, heykellere don, fistan giy* dirmek gene bazıların aklına esmil Rmma, burada değil, tâ Aksayişarkta4 Japonyada! Bu acib kararın sır ve hikmı şilir gibi değildir. Allah uka vermesin! i anlar zeval luk, sah n kendi keft liyen işlere milinhasır kak © «ız bir hastalıktır. I ca- ğ miaya taallük eden şeylere karışmağd başladığı andan itibaren hem muzifi hem de ünç olur. Heykelleri canlı insanlara kı ,rek, setrlavrete icbar eylemek, i: kaba sofuluğun gülünç tarafıdır. Lâkin bu zi €tte olanları bir d&t röceye Mazür Filhakika, bunlar, çıplak olduğu hakikate de düşman olan bir zavallılardır! Londranın en meşhur kadın şapkacısı tarafından icad edilen bu son moda şap- ka, sulhun timsali olan iki bayaz sun'? güvercinin bir şapka üzerine raptile mey- dana getirilmiştir. Bir Rus âlimi hayvanların açlığını giderecek ilâc arıyor Bakhmetief isminde bir Rus âlimi Vehli hayvanları kış mevsimi içinde ö - lümle hayat arasında tutarak besle- mekten kurtulmanın yolunu aramakla | meşguldür. Bakhmetief, eğer aradığı çareyi keş- fedecek olursa ehlt hayvanlara kış ay- ları başında bir ilâç zerkedilecek, bü ilâç onları ta bahara kadar yeyip iç - meden yaşatacaktır. | 68 yaşındaki kadının 28 yaşındaki nişanlısı James Beezer, 28 yaşında güzel bir gih bir dul iİle nişanlanmıştır. Güzel genç, yaşlı nişanlısına büyük bir sevgi ve saygı göstermekte iken |düğünlerinin yapılacağı gün, meydan- di ybolmuştur. 8 Hik kadın güzet nişanlısının bu - lunması için 3 polis haflyesl-angaje et- miş ve ayrıca, James hakkında m verecek olan kimselere mükâfat letmişlir. İNANMA! ına, umumf masraflarına gidecek kısmı kalacak para İle kaç fakirin yatması, ye- mesi, giymesi temin edilebilir? Binaenaleyh uzak vilâyetler- , gönderebilecekleri bir tarafa bırakınız, düşkünler evinin, hepsine bakılmak düşünülse İstanbul fa- eceğine inanıyoruz, fakat ey okuyucu sen: İNANMAIL gençtir, İki ay evvel 68 yaşındaki zen- | IFransa Hariciye Nazıri Bone Cumhuriyet bayramında geliyor (Baş tarafı 1 inci sayfamızda) başlangıcında Ankaraya gelmesi karaft —£ laştırılmış olan Fransız Hariciye N& — zırı Bone'nin bu seyahati, Orta Ayrü' padaki son siyast buhran yüzünden te' hir edilmişti. " Salâhiyettar mahfellerden aldığımıl — malümata göre, sırf Avrupadaki siy#i si vaziyet dolayısile tehir edilen Fraft sız Hariciye Nazırının mukarrer ziyi — reti, ilk fırsatta yapılacaktır. Bu ziyoretin, kat"i tehiri belli olmd4 makla beraber, Cumhuriyet bayrâ! münasebetile yapılması pek muhte mel görülmektedir. Kaymakamlar arasında nakiller Ankara 12 (Hususi) — Dahiliye Ve * kâleti, 29 Birinciteşrinde tebliğ edilme? üzere kaymakamlar arasında geniş nakil listesi hazırlamaktadı Adliyede 'Ankara 12 (Hususi) — Adli tıp işlefi kimyahane müdürlüğüne İstanbul 9 tabiblerinden Celâleddin Boran tayin & dilmişti AKVIM | "“ı.lı:.;“ 2e Ha Ruml sene - | 1344 Eşiti 30 l13 1033 PERŞEMBE 16l

Bu sayıdan diğer sayfalar: