17 Kasım 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

17 Kasım 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

l ; ler -Karşısında ÜN VE BUGÜN ——— O vunda da vardı. Hududlarımızın dışında doğmuşlardı. nlar Osmanlı hükümeti zamı Izamanında da yaşıyorlar. Gene dünya- İnın dört bucağına gönderdikleri adam- larının topladıkları haberleri yüz ginler- €« milyonlarca insana bildirmek için ba- Kadın Küşesi Bu kış ne yaptırayım ? mdudlarımızın dışında yaşarlardı.. dün- şanın dört bir bucağına gönderdikleri a- lamlarının topladıkları haberleri, yüz tKnlerce, milyonlarca insana bildirmek çin; basılı kâğıdlar halinde insan insan. *v ev dağılırlardı. Onlar Osmanlı hükümeti . zamanında İa vardı: dağılıyorlar, zamanında da var. sılı kâğıdlar halinde insan insan, ev €V Onlar Türkiye Cümhuriyeti hükümeti Gene bu zamanda onlara gazete ismini Gene o zaman da onlara gazete ismini verirlerdi. Osmanlı hükümetinden, Os- manlı hükümeti ricalinden pek arada sı- tada bahsettikleri olurdu. Bu pek arada sırada bahsedişte Os- veriyorlar. Bu zamanda 'Türkiye Cümhu- | riyeti hükümetinden ve 'Türkiye ricalin- den pek sık bahsediyorlar.. bu pek sık bahsedişte Türkiye Cümhuriyeti hükü- metinin yerinde, iyi ve doğru hareketle- ri uzun uzun sayılır ya. Türkiye hülkü- Sade ve abiyye mantolarda kışlık tayyör ve roblarda yenilikler manlı hükümeti idaresinin birkaç yanlış hareketi sayılır, Osmanlı hükümeti rica- Tinin beceriksizliği anılırdı ve sonuna: — Bunlar daha yaşamalı mıdır, orada kalmalı mıdırlar? Gibi, sual tarzında yazılmış bir ihtar leümlesi ilâve edilirdi. l Onları okuyan, saltanatı sırtlarına bir yük gibi yüklenmiş olan Türklerin içi (gızlardı, saray kuşkulanırdı.. rical ise te- Iüâşa düşerler; işaret edilenin önünü al- meti! biliyetleri methediliyor, ve sonuna: kına sahib kuvvetli bir devlettir. Cümlesi ilâve ediliyor. larına devam ediyorlar. * idare edenlerin yüksek ıdare ka- — Bu devlet yaşamak, ilerlemek hak- Türk milletinin göğsü kabarıyor. Tür- kiye Cümhuriyeti hükümetinin iera mev- kiinde olanlar gene ayni hızla çalışma- Umak değil, işaret edeni susturmak yolla- Orinı ararlardı. | * Onlara; Osmanlı saltanatı zamarında | di, Ma- |ten denilirdi, Deyl Meyl denilirdi, velha- ;'ııl hepsine bugün ne deniliyorsa o de- Uda: Tan denilirdi. Taymis deni! Dnilirdi. * | Cnlar Türkiye Cümhuriyeti hükümeti k Ş | i Damarla- rında katılaşma ©- lan yaşlıca insan - Z - ların alelürnum İ tayyare ile seya « / batlerinde mah - | — zur vardır. Çünkü d 3 Büyük Atatürkün ölüm haberin! alır almaz birçok sayfalarını, onun büyüklü- #ünü anlatmak için yazılmış yazılara tahsis eden, İsmet İnönünün Reisicüm- |hurluğa seçimini alkışlıyan bu gazetele- e bugün de Tan deniliyor, Taymis deni- liyor, Maten deniliyor, Deyl Meyl deni- liyor, velhasıl hepsine dün ne deniliyor- sa bugün de o deniliyor. İşte dünle bugünün farkı! İsmet Hulüsi L Bunları biliyor mu idiniz? —| Yaşlı insanlar ve tayyareler Denizaltında yanardağ Amerikanın Ka- — a liforniya sahife - GK rinden 150 mil a - çıklarda ve deni - zin iki mılden laz- la derinliğinde bir .y:ııırdıg köşfe - | —sür'atle uçan bir tayyarenin bu hareke- | dilmiştir. Bu yanar — tile ciğerlere kâfi derecede müvellidü! -| dağın iki menfezi olduğu tesbit edilmiş- “humuze girmemesi bayılmalarını ve tür- | se de hali fazliyette olup olmadığı anla- “İü rahatsızlıklar hissetmelerini intaç ey - | sılamamaktadır. Çünkü hiç bir kimse ya- - lemektedir * nardağa yaklaşmıya cesaret etmemekte- dir. Güneşe tapan Meksikalılar — |aerler ve ibadetlerini yaparlar. Bugün Meksikada yaşıyan bir kısım Bu ibadet saatlerce sürer, secde eden- halk güneşin kutsiyetine inanan eski İn- ler içinde bulunan ihtiyarlardan biri gü- neşten hayatiyet ve saadet dilenir. böy- Kaların âdetlerini aynen tatbik ederler.| .. 4 bir yıl sükünet ve rahat temin et- fh sene muayyen bir günde yüksek bir | tiklerini sanırlar. Tuhaf olan şu ki ibade- | Siz-. hepsi de silueti gençleştiriyor. Gağda toplanarak güneşe karşı secde e-İti yapanların hepsi hıristiyandırlar. GÖNÜLİŞLER O ÖT CA AAA TT ŞA LA S — ” y - — | — Hiyanet karşısında — Kadın.. «— Kocam beni aldatıyor, bir başka kadınla bana ihanet ediyor, bildi - Bimi henüz kendisine söylemedim, ba- Şimı alıp gitmedim, amma bilemez - siniz ne kadar bedbahtım.» - Yukarıda okuduğunuz satırları bana Bursadan gönderilmiş bir mektubdan çıkardım. Öğrendiğim mesele karşısın. da düşüncem, her vakitki düşüncem- dir. Kocanın ihaneti karşısında kadının — geaksiyonu ik türlüdür, karakterine we dürbin olup olmamasına oakar. Ya İlk dakikada asabi bir buhrana kapı - lır, kırıp döker, tamir kabul etmez bir waziyet ihdas eder, başını alıp gider, da derdin Cağını düşünmiye koyulur. — Gakika bir “ olduğuna göre ikin ünir buhr mahkemeye koşar, talâk ister, yehud de saklar ve me yapa - - Bana mektub yazan okuyucum (lk 1 geçirmemiş şıkkın. kadındır. düşünme yoluna girmiştir ve eminim — ki en iyi hareket tarzını bulacaktır. Kendisine gadece şurasını hatırla - fayım: — Bir erkek metresini sevebilir, fa- kat sevgisinin derecesi ne olursa ol - sun bakkında takdir beslemekten u - zaktır, bir zaman gelir ki, sevgi, daha doğrusu istek söner, yerine tiksinme hissi kaim olur. Fakat hirs, nad ve hiddet bu zamanın gelmesini gecik - tirebilir. Mesele erkekte hırsm, inadı, hiddeti uyandırmamaktadır. O da zev- cenin kavgaya vesile vermemesi /le mümkündür. Zira insan niçin kavga ettiğini daima bilir, fakat kavgaya ve- receği neticeyi temin etmekten ekse - riya uzaktır. Bayan «H. İ.m ye: — Muhakkak erkeklerin araszında çok akıllıları, büyük bir seziş kuvva- fine malik olanları çoktur. Fakat ha- fizaları pek kuvvetli olanlar arasında da bahsettiğiniz vaziyetle tereddüdsüz bilenler yoktur. Muvafla- Gündelik, sawe Mmantoların kesilişi ta- mamen düzdür. Önleri, kiminde iri iri düğmeletle, ktminde band altında gizli iliklerle kapanmaktadır. Burların biçim. lerindeki düzlük çoğu çizgili, kabarlma- hı, türlü fantezi desende olan kumaşları- run kiymetini ortaya çıkarıyor. Bundan başka bu kış ikt kumaştan rasntolara çok rastlıyacağız. Kumaşın böyle iki çeşld olması da hiçimin sadeli- ğini icab ettirmektedir. Abiyye mantolarda biçimler - bilâkis çok değişik değişiktir. Bir kısmı beli sa- rıp meydana çıkarıyor. Bir kısmı omuz- Gan itibaren bol. beli hiç belli etmiyor. Bazıları hemen omuz hizasında denecek kadar yandan (likli, bazılarının ilik düğ- mesi tam ortada, Tayyör modellert mantolardan — daha südlü. Birçokları da mantolara uygun. Eteklerin umum!? duruşu düz. Fakat dar etekten fazla plili etek var, Pliler ya dikili, ya pikürlü, ya da famamen dikiş- Meselâ pikörlü pliler yapılmış düz «İrenk bir etek üstünden ekose yünlüden | bir ceket, daha üstten de bol bır manto giyiliyor. Alelâde etek - ceke oiliği: Tıpkı bütün bir rop gibi lerindedir. | Kişlık roplara, takımlara, ağır manto- lara türlü türlü garnilürler konulmak- nklerin birlöşmesinde de kaç yıl- muhakemesi yapıldı Suçlu hırsızlıklarının bir kısmını inkâr etti, diğerleri için de kapıyı açık bularak girdiğini ve eşya çaldığını söyledi Dün, asliye 4 üncü ceza mahkemesinde Beyoğlu ve Tpebaşı civarında, mubtelif tarihlerde 11 apartıman katını soyan azılı bir hırsızın muhakemesi yapılmıştır. Suçlu Aram oğlu Mğirdıç, apartımanla- rın bilhassa en üst ve taraça katlarına çı- karak, kapılara anahtar uydurmak ve â- let kullanmak. suretile, içeriye girebilmiş ve kadın eşyası, altın bilezik, gramofon gibi bir çok eşya ile para çalmıştır. Mevkuf bulunan suçlu, mahkemede verdiği ifadelerde suçlarının bir kısmını inkâr etmiş ve diğerleri için de: — Açtım, sefil düşmüştüm. Mecbur ka- larak, bu suçları işledim. Fakat, kapıları uçmak için, anahtar, yahud let kullan- mış değilim. Kapıları açık bularak, içe - riye girdim, demiştir. Fakat, iddia makamı mütaleasında, suç- lunun 11 suçunu da delillerle, sabit göre- rek, hepsinden, tecziyesini istemiştir. Mahkeme, karar tefhimi için; muhake- meyi ayın 12 sine bırakmıştır. Maaş cüzdanile sahtekârlık yapan bir kadın 14 ay hapse mahküm edildi Kevser isminde, sahtekârlıktan suçlu bir kadının nakzen görülen muhakemesi Ağırcezada dün neticelenmiştir. Sulçu, büyük validesi Fatma Cemileye aid maaş cüzdanı ve mahalle ihtiyar he- yetinden aldığı yoklama ilmühaberlerine kendi resmini yapıştırmak suretile, hile “iki kadın komşuları diğer bir kadını zehirlediler Evvelki gün Sarıyerde bir hâdise ol - muş, alelâde bir münaferet yüzünden iki kadın komşularını zehirlemeğe kalkış - mışlardır. Sarıyerde Hasanpaşa sokağında 4 nu- marah evde oturan Ferihanin, ayni s0 - kakta 8 numaralı evde oturan Binnaz ve Sıdıka ismindeki kadınlarla alelâde bir mahalle dedikodusu yüzünden bir müd- dettenberi araları açıktır. Bir kaç gün evvel Binnaz ve Sıdıka: komşuların araya girmesile Feriha lle ba- rıştırılmış ve bunlar tekrar birbirlerinin evlerine gidip gelmiye başlamışlardır. fadiaya göre Feriha evvelki gün, gene eskisi gibi görüşmek Üzere misafireten Sıdıka ve Binnazın evine gitmiş, bir müd- det oturduktan sonra gelen kahveyi iç - miştir. Bir, iki saat sonra evine dönen Feriha, bürdenbire müdhiş ağrı ve sancı- larla kıvranmıya başlamış, zehirlendiğini hissetmiştir. Vak'adan derhat baberdar edilen zabı- | taya, Feriha gu şekilde ifade vermiştir: — Görüşmek üzere Binnaz ve Sıdıkala- Tın evlerine gitmiştim. Kahve getirdiler, içtim. Eve geldikten sonra sancılarla kıv- ediğimiz bir göz alıcılık var, : Menekşe moru bir etek üstün- €en kolları bu renkte, vücudü yeşil bir ceket giyiliyor. Üstten giyilen manto da eteğin renginde ve kürkle süslü... Bu İtakırm mor kordelâlı yeşil bir fötr şapka tamamlıyor. Yahad siyah bir robun korsafı açık pembe ile işleniyor, işlemenin kenarları- na açık mavi geçiriliyor. Gümüş rengi çizgili kahverengi yünlü kumaştan bir öğleden sonra süs olarak yalnız ayni kumaştan bir toka konuluyor ve ba tokaya gümüş rengi lâ. meden ikf ponpon fakılıyor. Çağala rengi, beli sıkı, basklı bir lâme Eluzun altın renkli düğmeler ve eteğinin yünlüsünden bandlarla süstendiği görü- lüyor. İğreti yakalarla m İar tayyör ve Riniz, inkârda sen anum menfaati de inanmaktadır, TEYZE mantoların en baş garnitürü gibil Kürk İgındık. Pişirdikleri kuhvenin içine göz- elbisesine | |kı ranmıya başladım. Sıdıka ve Binnazla e- pey zamandanberi görüşmüyordum, dar- taşı koyarak beni zehirlediklerini zanne- diyorum. PFerihanın iddiası üzerine Sıdıka ve Bin- naz yakalanmış, suçlular hakkında tah- Kit Başlanmıştı. İzmirde “haftalık köylü pazarı ,, kuru'uyor İzmir (Hususf) — İzmirin Basmahane istasyonu civarında 400000 Hira — sarfile inşa ettirilecek merkez halinin iHata du- varları yakında inşa edilmeğe başlana - caktır. Belediye reisliği, bu geniş saha üzerin- de toprak tesviyesi de pürdıktan sön- ra burasını haftalık Kköylü pazarı için tahsis edi tir. Bundan mazsad, hayat ucuzluğunu temin içiz haftanın muayyen bir gününde uzak akın köylerden hal- ire celbetmek ve köylünün hay - | ; ğ manşonlar çanta yerine de kullamılayor. | çanf ve nebati istihsalâtını ucuz flatlarla Bu sene şapkaların bir çoğu kürkle İzmir hallkına satış iİmkânını bazırla - maktır. İve desiseyle, devletin 534 lirasını dolan- dırmıştır. Mahkeme, Kevseri bu defa görülen mu.- hakemesi sonunda tekrar 1 sene 2 ay müddetle hapse ve hazineye yaptığı za - rarı ödemeğe mahküm edilmiştir. Bir belediye veznedarı 6 sene 4 ay hapse mahküm eedildi Zimmet ve ihtilâstan maznun bır bele. diye veznedarının muhakemesi, Ağırce - zada, dün neticeye varmıştır. Şehremini belediyesi sabık veznedar- larından olaân, maznun Salih yekünlarda tahrifat yapmak suretile, 546 lira, küsur parayı zimmet ve ihtilâs etmiştir. Ağırceza mahkemesi suçu sabit olan weznedarın, 6& sene 4 ay müddetle hapsi- ne ve 3 sene 6 ay müddetle memuüriyetten mahrumiyetine karar vermiştir. Mah'üt kahve satan Lir kahveci bir ay hapse mahküm oldu Balıkpazarında mahlüt kahve satan Veli isminde biri, polis tarafından tutu « fan zabıtnamede, isminin Hüseyin oldu « ğunu söylemiş, iş anlaşılınca, yakalana - rak, adliyeye verilmişti. Sultanahmed 1 inci sülh ceza mahke - mesinde, Velinin muhakemesine dün de, devam edilerek, neticede suçu sabit g# rülmüş; | ay hapsine ve dükkânının 1 ay müddetle kapatılmasma karar verilmiş- tir. Bir otomobil elektrik direğine çarparak parçalardı - Evvelki gece, saat 24,30 da bır müşte- rinin sarkoşluğu yüzünden bir otomobil elektrik direğine çarparak parçalanmış « fır Nereden bindikleri ve hüviyetleri hes nüz tesbit edilemiyen iki yolcu şobür Mehmedin idaresindeki 2565 numaralı taksi otomobilile Şehzadebaşına geldik - leri sırada yolculardan biri, bir sgigara al ması için şoföre durmasını söylemiş, şo- för de otomobili durdurarak sigara almak üzere otomobilden inmiş, açık bir tütün- cü dükkânı aramıya başlamıştır. Bu sırada bir motör gürültüsü işiterek arkasına döndüğü zaman, kendi otonı0 « bilinin hazeket ettiğini ve korkunç bir sür'atle ve tehlikeli zikzaklar yaparak u- zaklaştığını görmüştür. Şoför Mehmed, bütün kuvvetini sarfe. derek otomobilin arkasından koşmıya başlamış, bir taraftan da avazı çıktığı ka- dar, durmaları için bağırmıştır. Otomobil ayni fehlikeli ve korkunç zikzaklar içinde Veznecilerde Şamlı İs « kender mağazasının önüne kadar gelmiş, bütün sür'atile mağazanın önünde ve kak dırımın kenarında bulunan elektrik di - reğine çarpmıştır. Bu müsademeye rağ- men hızını alamıyan, otomobil kaldırımın üzerinde bir yarım daire şeklind& dön - müştür. doğru Çarpışmayı müteakib sarhoş yolculat otomobili terkederek kaçmışlardır. Şoför vak'adan zabıtayı haberdar et « miş, suçlular hakkında takibata başlarr mıştır. İzmitte bir maç Yeni teşkil edilen İzmilgücü apor takıml” KAfdsporla bir maç yapmış ve 3-3. berabe * ve kalmışlardır. En büyüğümüzden en küçüğümüze ka- dar Türk Hava Kurumunu benimseme yi ihmal etmiyecek olursak, Türk havar cılığına da, Türk askeri gibi, milletimize bâs bir özlülük vermek kulayca etde edi- Tesektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: