13 Aralık 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

13 Aralık 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Resimli Makale: Hergün Stoyadinoviçin zaferi Yazan: Muhittin Birgen Y ugoslavya intihabatı, Başvekil | doktor Stoyadinoviçin kat'i bir | Muzafferiyetile neticelendi. Yugoslavya- D min hemen her tarafında, etrafında bü - | yük bir ekseriyet topluyan listeler, onun pamzedlerinin listeleri oldu. İlk verilen Drakamlara bakılırsa, yeni Skopçinada | bugünkü hükümetin istinad ettiği parti, beşte dörde yakın bir ekseriyet ga. hibi olacaktır. Okuyucularımız hatırlar ki bundan beş hafta evvel bu sütunlarda yazdığımız bir Mmakalede, biz doktor Stoyadinoviç için D böyle bir neticenin tahakkukunu pek Dmümkün ve hattâ çok muhtemel olmak Üzere tahmin ediyorduk. Netice tahıni - Dnimizin yanlış olmadığını gösterdi. Yugoslavya başvekilinin elde ettiği bu muyaffak!yet, her şeyden evvel sırf hv) Cintihab muvaffakıyeti olmak bakımın - dan mühimdir. Yugoslavyanın Y'u; Dya olduğu tarihtenberi hiç bir intih: | bu memleket halkı Yugoslavyanın ay - Uzumaz bütünlüğü fikrini temsil eden | biç bir hükümete bu kadar geniş - bir Ditimad göstermiş ve bu kadar kuvvetli | bir itimad reyi vermiş değildi. İlk defa “olmak üzere doktor Stoyadinoviç serbest bir intihab rejimi içinde kendisine kuv- | vetli bir ekseriyet ve geniş bir rey küt- lesi temin etmiştir. Hâdise, Yugoslavyanın tekâmülü ba - kımından çok mühimdir: Yirmi sene - denberi bu memleket, ilk defa olarak, | Belgrad hükümetinin etrafında bu kadar 1""“’ bir ekseriyetle toplanmış bulunu- Doyor. Bu hal, Yugoslavyanın, artık Sır - bistanla Hırvatistandan, yani birbirine | eklenmiş iki parçadan mürekkeb — bir memleket değil, belki de hududları 918 | den sonraki muahedelerle çizilmiş olan saha dahilirkte bulunan bütün Yugoslav- ların müşterek bir devleti olarak mey « | dana çıkıyor. Demek oluyor ki Yugas - çiftçiye benzer. Hasadı idrak etmesi 90 yaşında, Gözlük takmadan Dikiş dikiyor yirmi sene içinde dahilen tedrici Kkoynaşma hareketi yapmış ve birbirile mücadele halinde bulunan iki muhtelif | milletten mürekkeb bir devlet olmak ye- rine. tek bir bayrak etrafında, tek bir >millf irade ve tek bir millf gaye ile top-| Bu İngiliz kadını 90 yaşındadır. Bura fanan bir millet haline istihale etmiştir. | rağmen gözlük takmadan dikiş dikmekte, * yün örmektedir. Bu neticede şüphesiz tarihin tesiri bü -| 014 ortodoks ve katolik kiliseleri ara - yüktür. Fakat, işi Çekoslovakya ile mü-| çindaki mücâdelede, Stoyadinoviç — sert — kavese ettiğimiz zaman görürüz ki arada ve keskin bir siyasetle ekseriyeti teşkıl siyasetin ve onu idare eden insanların| .gen artodoksları iltizam edecek yerde — tesiri küçük olmamıştır. Bu mükayese, | hılâkiç bu ekseriyete rağmen katolik - bize şu müşahedeleri yapmak imkânını| yerın tarafını tuttu. Daha sonra, Çekos- | verir: lovakyayı yıkmakta birinci derecede &- 1 — Gerek Yugoslavya, gerek Çekos -İmi zolünü oynamış olan Alman unsuru ovakya birbirine çok yakın iki Slav| a» Yügoslavya intihabatında, Yugoslav- unsurunun bir bayrak ve bir hakınılyet | Çanın bölünmez birliğini müdafaa eden altında toplanmalarından ve bunlara ümet lehinde rey verdi. biraz da Slav olmıyan unsurların ilâve| — Sözü fazla uzatmıya lüzum görmeksi- edilmelerinden mürekkeb olarak meyda-| zin, bu ve bu gibi daha bir çok alâmet - ma getirilmişlerdi. Birincide Sırblarla|tere bakarak, hüküm vermekle iktifa e- Hırvatlar, ikincide Çeklerle Slovaklar. | gersek şunları söyütyebiliriz: 2 — Her iki memleketin dahili unsur-| Cihan Harbinden sonra, dahili bünye- Jarının terekkübü bakımından şu farklar)jeri karışık unsurlardan mürekkeb ola- göze çarpar: Çekoslovakya daha çok ka-İrak kurulan üç devlet arasında, en çok rışık, Yugoslavya daha az karışıktır. Ay-|muvaffak olan ve bugün meydana, kay - n zamanda evvelkinde daha fazla, naşmış bir kütle olarak çıkanı Yugoslav- cisinde daha az Alman vardır. ya ise bu neticeyi elde etmek bakımından 3 — Çekoslovakyada da, YUĞUS:”V."""IP:ı çok muvaffakiyet baş göstermiş o - da devlete hâkim unsurla o hakimiyetelyan devlel adamı da doktor Stoyadinevıç- eklenen unsur arasında, kesafet bakımın- | tir, O, gert, dar, keskin olmıyan, bilâkis, dan, hemen hemen ayni nisbetler vardır. | umumt ve müşterek bir refah ve saadet Şu farkla ki Çekoslovakyada ekseriyete | gayosile bütün zıd menfaatleri telife çan- sahib ve hâkim olan unsur, yani Çekler|şan bir devlet adamı oldu. Siyaset me - kültür ve medeniyet bakımından daha | gelelerinden ziyade iktısad meseleleri - çok ileride olduğu halde bu üstünlük. Yu-|nin hallini düşündü ve birbirlerile çarpı- geslavyada. küçük Slav parçası olan Hır-| çan kuvvetleri bir araya toplamıya ehem- vatların elinde idi. miyet verdi. Bunun için, neticede onun Bu üçüncü nokta, Yuşpslavyada iki (başına bir muvaflakiyet çelengi koydu. muhtelif Slav unsurunun birbirine kay -| A-tık Yugoslavya, eski Yugoslavya de - Zemini hazırlamadan, müuhitini tedkik edip anlamadan işe girişen adam, tarlasını sürüp bellemeden tohum atan Sârfettiği emek, attığı tohum havaya gitmiştir. —.. SOÖOZ ARASINDA mümkün değildir. — muhit edin, çok öaanere ee sencekesererek eee nenALAR AAA YAK YAK AR AA ARrAN, Hergün bir fıkra Birinci perde çok kısa oldu Genç tiyatro muharriri yazdığı pi- yesin birinci perdesini bir münekki- de okudu. Perde şöyle bitiyordu: *Sahnedeki dört aktör bir masımın etrafına otururlar, aralarından biri: — Haydi çocuklar dört kol altmış altı aymıyalım. Der ve altmaş altı oynarlar. Münekkid sordu: — Bu altmış altı oyununa ne lü- ; Zum var? Genç muharrir izah etti: — Birinci perde çok kısa oldu da, altmış altı oyunile bu perdeyi bir müddet daha uzatmak imkânmı te- ; *in ettim. ; N — d Londra mankenleri Sözün Kısası Arab Bilâl.. Çurçur Mahmud.. Fransa.. Çekoslovakya E Talu ünlük hâdiselerin en ehem- miyetsizinde bile bazan insâ- tıratını mahfuz bulundurduğu bei- en derin köşesine nüfuz eden â- cib bir kudret oluyor. Bakın, şimdi, gözlerimin önünde canlar nan şu sahnenin vukuu tarihi, en aşaği kırk seneliktir! O şek'tler oturduğumuz samtte bir kabadayı Arab Bilâl vardik Kuzgunt siyah, ardarda sarıp içtiği sigü* raların zifiri ve hölpürdettiği hesabstfi Çalışırken alnında beliren terin meyva vermesin! istiyor | musun, hayatın üsiünde kalma, içine gir, dost, arkadaş, dan sönra işe başla.. MENYULYONA YOYEYAA DUDUERCEASEECECEKEKE KüLEAAASERAEEEREEBEEDSESEDAASE SA SECCAEREEE T! nle, çok tedkik et, zemin hazırla ve on- Radyonun Temin ettiği İzdivaç | | Mister Filby İngilizlerin tanınmış mu- karrirlerinden biridir. Sayılı kâşifler - dendir. Mukannen günlerde Londra rad. yosunda seyahatlerinden bahseder, Geçen Bol haftalık istiyorlar [. C | | Londra mankenleri, haftalıklarının az Jolduğunu iddia ederek bir toplantı yap- mışlar ve patronlarına bir istida ile mü- racaat etmeğe karar vermişlerdir. Res- mimiz, mankenler cemiyetinin retsin: bir arkadaşile bir arada gösteriyor. Eski Kayzerin tahsisatı kesildi Naziler, sabık Alman Kayzeri Vil - helm'in Almanyadaki emlâkinden her ay çektiği 700 İngiliz liralık tahsisatı kesmişlerdir. Buna sebeb de döviz ih- Tacatının tahdidi keyfiyetidir. Talihsiz bir hırsız! İngiltere le İpeviç'te bir hırsız, bir eve penceresinden, girmiş, diğer bir pencereyi kirarak, bir maymuncukla da üç dört tane kapı açtıktan sonra, bulunduğu yerin tamtakır olduğunu görmüş, bütün zahmetleri boşa git- sene Haziran ayında, gene böyle bir mü- sahabesinde, kendisini radyoda dinliyen- lerden Mis Tayler isminde bir genç kız, muharririn tatlı sesine bayılmış, müsa - habeden sonra hemen radyo idarehanesi- ne telefon ederek, muharrirle konuşrmuk | istediğini söylemiş. Bir gün kararlaştırı!- mıiş, ve aradan on gün geçmeden de, Yü zünü asla görmediği muharrirle evlen- Miştir. Şimdi her ikisi de, Afrikayı dolaşa - taklardır. Hasta karısını bir çocuk arabasında Londraya getiren amele Londranım uzak kasabalarından birin- de yaşıyan 72 yaşlarında işsiz bir İngiliz amelesi, karısı ve 13 yaşlarındaki çocuğu ile birlikte kıtkanaat geçiniyor, bazı günler de aç kalıyorlarmış. Barınacak yerleri de olmadığından, açıkta kırlarda, bayırlarda, gübreliklerde yatıyorlarmış. Bir gün, karısı patates tarlalarında çalı- şirken hastalanmış. Hastalığı ağırlaşmış, bunu gören kocası, çok sevdiği karısını bır çocuk arabasına bindirerek kazını da yamına almış ve kırk kilometrelik yolz, sis, tıpi arasında katederek, Londraya gelmiş, bir hastanenin önünde düşüp ba- naşması bakımından daha müşkül — bir| öildir, yeni bir devlet meydana gelmiş - miştir. Hırsız topu topu 15 kuruş ça -| yılmıştır. Kadın, hemen tedavi altına a- vaziyet bulunduğunu gösterir. * Vaziyetin bu müşkülâtı dikkate alın - dığı zaman, kabul edilmek lâzım gel'r ki, bugün Yugoslav başvekilinin elde et. miş olduğu netice çok mühimdir. Bu hneticede bir çok âmillerin tes'ri bulunduğu aşikâr olmakla beraber dok- ftor Stoyadinoviçin hissesi büyüktür. O, Çekoslövakyada Masaryk ve Beneş ta - yafından temsil edilen sert siyaseti tut- madı, Bilâkis yumuşak bir yoldan gitti ve elrafına, bilâkaydü şart menfaatleri Açin Çalıştığı halk kütlelerini muvaffaki. “yetle toplıyabildi Bu yolda yürürken, me- tir. Muhittin Birgen İSTER İ miye başladı Bu faaliyeti görenlerden mütalea şuydu: İSTER Tramvay şirketi dün İstanbul ve Beyoğlu semtine öbek öbek işçi kafileleri çıkarttı. Şurada burada kavis - teşkil €den rayları değiştirtmiye, çökmüş parke taşlarını yükseli- şallah» dediklerini şittik. Bir kısmının ise ileri sürdükleri «— Nafia Vekâletinin Tramvay şirketine biçtiği kıymıet labilmiştir. NAN İSTER bir kısmının ema - cilâlamıya başladı. budur.> İNAN, İSTER hnmıştır. İNANMA! 1,500.000 raydı, bu paranın nısfi borca vesalreye karşılık tutulunca şirketin eline takriben 800,000 lira — geçecekti. Halbuki şirket 14,000,000 dan kapı açınca müzakere kesil. di, ertesi gün de gazeteler hatların ve tesisatın bozuklukla- rını birer birer gösterm'ye kalkışınca şirket hemen rayları Bugün gördüğümüz faaliyetin sebebi İNANMAİ kahvelerin “i. vüculünün yoğruldu" ğu çamu: n katılmış gibi idi. Boğe bos yerin” - pazılar yaman.. ense takke” € kalıbı. Tüttuğunu koparır, dokındüe ğunu devirır, ters baktığını yerin dibin€ geçirirdi. Bilâlın yanında kendisini gölge — Bitf takib eden, ufaktefek angaryelerini ren, ona; «Ağabeycim!» diye hitah ede” rek, gözlerinin içine bakan bir de ÇUf” çür Mahmud vardı, Bu zavallıcık, sekseti yaşında bir baba ile on üç, ön dört yaşıt* da bir ananm mahsulü idi. İbtiyar babir © çocuk enmnenin rahmine bunu aşılarkefir damarlarına, sağlam ve temiz bir kan yE“ rine macun usaresi ve bin türlü hastal iştidadı hediye vermişti. Mahmud bİF fücübe idi. Bir karış boy, upuzun ve iplit* ce bir boyunun üzerinde cılız bir kefük titrek bacaklar, sıska kollar, içeriye ÇE” kik bir göğsün altında, ileriye çıkıe bİf karın.. işte Çurçur lâkabına hak kazaf* miş zavallı Mahmudun portresi' Mahmud, bir gün çeşme başında, Mür hallenin sakasile kavgaya tutuştu. Bi fia başına teneke savururken, Bilâla gü verliyordu. Fakat karşıki kahvede otüf” makta olan Bilâl yerinden kımıldı Çurçur, sakadan adamakıllı dayak Ve o, sümüğünü çeke çeke, mecalsız sünden tıkanan hıçkırıkları dışarı VUP” mağa dahi küdret bulamıyarak <ağabtl” : sine» iltlca ettiği vakit, izbandud ArTAb? —Ey! dedi.. kendi haline bakmayıp t& sağa sola çatanın hali budur! t Ve biçare Çurçur, o gün mağdur Öf rünün en büyük sukutu hayaline uğulr dı.. Gel zaman, git zaman, mahallede BAF ka bir zorba türemişti. Haddehanedtf matrud, Allahın belâsı bir şeydi. KâİnİT ta çatıyor, esnafı haraca kesiyor, ""H yıldırıyordu. Daha ilk gürklen, Arab Bilâl bu beri fia gözüne batmıştı. Günlerce fırsat kok ladı, açmazlar hazırladı. Ve nihaye', gün, ayni kahvenin önünde karsılaştılaf Haddehaneli yamandı. Boyu da AY binkinden fazla idi, Kurşun külçesi W lığindaki yümruklarını kafasına: M dikçe, Bilâl silkiniyor, fakat mukâ edemiyordu. Bu sırada, Çurçur Mahmud B'—"ğ peyda olduysa oldu. Ağabeysinin b"#" de, ihtiyaten yirmi adım geride d0 dikildi.. o Haddehaneli Arabı yumrukladık$f da, sıska basını iki tarafa sallıyarak” v — Oh! giyorda.. vurur., vurur, a? şimdi senin. Zararı yök: Yiyiver dAY7 ağabeyciğim!. indör Dövüş bitip te, Bilâl kan revan “ı'"a burnundan soluyarak yerine dö”':n" bir an için, Çurçuru yakalayıp ”;A’ cağını, hımcını ondan çıkaracığını :.f. denler oldu. Lâkin Bilâl, eski W hatırlamıştı. Ehemmiyet bile kışkırimak maksadile soranlara da $' ” vabı verdi: (Denamı 10 ncu IIIY_’:a) #renseruraesAnesAARA Ka kek eee bake serAAnENAA A TAKVİM BİRİNCİKANUN

Bu sayıdan diğer sayfalar: