22 Aralık 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

22 Aralık 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a Ka a BE A A k a & K üş “Son Posta,, D VEDA MEKTUBU Adnan, İ Bu seferki seyahatinden tekrar evine dündüğün zaman kapının önünde — seni güler yüzle karşılıyan sevgili karını ar- ftik bulamıyacaksın. Şüphe ve yeis başını | döndürecek ve belki hissiyatın seni hak- — Siz kararlara sevkedecek, Dinle Adnan! | Benim yüksek kalbli hayat arkadaşım, ben şimdi sana ihanot etmiş buluruyo- rum. Hiddet iradeni sarsmasın, bu mek- tubu parça parça yırtıp ayaklarının altın Ca erme, Beni dinle Adnan! Günahları- mı örtmeğe ve kendimi müdafaaya kak kacağımı zannetme. Kendi kendini mah- küm etmiş bir insanın ne müdafaası ola- bil ki?... Sadece olanları h Bim, sen ona göre hükmünü ver, Ben seninle evlenmeden önce e adamı (Orhanı) sevmiştim. Bu genç a- dam çek iyi görüştüğümüz bir ailen.n re- İsiyd. Karısı iri vücudlü, alımlı bir ka- dandı. Fakat ohların görünüşlerinde bile Uuymıyan, kaynaşmıyan birçok şey göze çarpıyordu. Sunelerce bu adamı sade içimde sev- — dim. O beni seviyor muydu? Bilmiyor- dum. Fakat hiasediyordum ki son yaman- larda beaden mümkün olduğu kadaz u- zakiaşmağa başlıyordu. Bana bakmağa bile korkuyordu. Çünkü mağrur ve dü rüst bir erkekti. Karısının b'r sil: mından iberet varlığı önün ruhunu d çiğnemek, onu aldatmanın ne tamir ka- bil olmaz bir yıkılış, ne seri bir sile ci- O hnayeti olacağını fazlasile idrak etmiş bu- © İunuyordu. İşte Adnan seninle evlenen bir buhur kadar taze, neş'eli genç kız kalbinin de- rinliklerinde bu acı hatıranın izlerinı ta- geyordu. Sen gençtin, güzeldin, zengindin ve beni fazlasile seviyordun. Bir hayattan başka ne bekliyebil'rdi? İnsan- , ların mes'ud olmak için bazan birini kâ. fi"gördüklerini zannettiğim bunlar beni de elbet mes'ud edeceklerdi. Seni daima yanımda bulmak, sesini duymak - beni sönsuz bir saadete boğuyordu. Fakat hu ncan saadet miydi bilmem? Ben buna saadet | d'yordum. Kalbimde şüphesiz senin de geniş bir yerin vardı. Fakat onun mah- rem bir köşesi henüz el sürülmemiş du- Son Postanın edebi romanı: 3 Evvelki günkü ve dünkü : kısmın hülâsası Romanın kahramanı kalabalık bir allenin Çocuğudur. Gürültüden hiç hoşlanmaz. İtal- yadan geleli henüz bir seno olmuştur. Ada- da oturmaktadır. Köşk kalabalıktır. ve sa- bahın aydınlığından gere yarılarına — kadar Bürültü, patırtı eksik olmuyor. Bir sabah Âşıklar yolunda bir genç kızin; sAnne, koş, babam fenalaştı!» diye bağırdı- ğinı düyüyor, yerinden firliyor. Bü girada ise aşağı çamlıklan genç bir erkek İle güzel bir kadın çıkazak sesin geldiği tarafa doğru Kkoşuyorlar. Yolun bir kenarında boğulacakmış Kibi derin derin nefes &lan, 45 yaşlarında bir n- dam sırtini sedte dayamış yatıyor. Hepsl de adamım batina — toplanıyorlar. - Kolonyı " koklatıyorlar. Adam sar'alıdır. Kadın soğuk- — Kanlıdır. Meammer ismindeki gence: «İki yil evvel bir otomobil kazasında başını çarp- miştil. diyor. Kadın bu alil adama karşı çok lâkayd « 9p götürüyorlar ve ro - an kabramanı da Naciye ismindeki bu Bgüzel kadınla tanışısış oluyor. Kahramanımız eve döndüğü zaman yor - Bün bir haldedir. Bu. Şadan — halasının bile nazarı dikkatini celbediyor. — Soruyor, o da vak'ayı anlatıyor. Şadan - halasi — herkezle Çabuk tanışan, kendisini çabuk sevdiren bir kadındır. Alil adamın Namık — bey isminde biri olduğunu söylüyor. Yemeğe oturdukları Zaman ise kahromammızı — düşündüren İki Ü mesele başeösteriyor: Bunlardan biri Naet - » Je hanımın o bevaz pantalonlu gençle tek - İfsiz hali... (Roman devam ediyaor) #AARR Fakat öyle gsanıyorum ki bu farla alâkamda, o güzel yüzünü ellerile kapıyarak ve sarı bükleli saçları altında — bıçkırarak uzaklaşan genç xızın da bir DA KORAZDRANASA KKD AAA AAA YA Yazar durmasa da bu genç kadının gürürünü | SON POSTA ü . ; İnci Özkurt 4ümmaiz ruyordu. Bu doldurulmamış bir beşluk| Bu şiddetli sevginin içimde kopardığı fır- tatmin edilememiş bir arzu olarak datma | tına beni çılgına döndürdü. Onu görme- kalacaktı. Be giltim Adnan! Bir akşam sen hiç haberin olmadan bu| Onu kurtarmak istiyordum, İstiyordum yarayı deştin. Bay Orhanın karısı tarâ-| ki bu adam yaşasın. Onun hayatta .ıl:r.?sı fından feci ve gülünç bir surette aldatıl- | benim yaşayışımda hiçbir şeyi değiştir- dığını gülerek hikâye ediyordun. Ben| mezdi. Nasıl ki şimdiye kadar değiştire- yumuşak şedirde canım gibi sevdiğim|nemişti. Sadece onun da nefes aldığını, küçük Gökselimle oynuyordum. Herüz|cnun da bu topraklar üstünde hisrettiği- 2 yaşındaki yavrunun bile bu sözleri du- |ni, güldüğünü, ağladığını duymanın be- yar duymaz kalb'min bütün varlığını|nim için ne büyük bir saadet olduğunu sarsan ihtizazlarını belki duymuştur. — |şimdi anlıyordum. Orhanı karısı aldatmıştı. Demek bu| İhtiyar bir kadın beni hastanın odösı- süs kadını bu mağrur erkeğin gururu ile|Na aldı. Beyaz örtüler arasında kumral oynamıştı öyle mi? Titriyen ellerimi ve| başını gördüğüm bu insan ıztırab izlerile sebitleçen bakışlarımı sana göstermeklen | S!zgilenmiş çehresile bana daha güzel gö- cekinerek kendimi toplamağa çalıştım.|Tündü. Adnan belki sen ondan güreldin. İBaşka şeylerle meşgul olmağa başladım. | Fakat sevilen bir çehrenin güzelliği bam- 15-20 gün sonra artık bu vak'ayı tama- | başkâ, büsbütün başkadır. mile unutmuş görünüyordum. Hayatımız| Yatağın yanına geldim. Ayak sesler ni |gere eskisi gibi o masum neş'e saatletile| duyar duymaz gözlerini açtı. Herhalde |doluyordu. Sen, ben ve çocuğum biribi-| Tüya gördüğünü sanmıştı. Gözlerini dur- rimize bağlı biribirimizin olmaktan | Madan kırpıyor, tekrar tekrar bana ba- mes'udduk. Beni sana bağlıyan hislerin | kıyordu. vit olup olmadığında tereddüd ediy-r-| — Orhan bey beni tanımadınız mı? düm. Fakat bir karı kocayı aşktan baska | Sarı çehvesi hafif bir kan dalgasile kı- hangi his bu kadar biribirine yaklaştıra-| Zardı: bilirdi. Fakat yanılmışım Adnan. Dün| — Emel! gece bunu bütün acılığiyle anladır. Bir| — Ateş gibi avuçları içinde ellerinin yan- güN evvel beni ziyarete gelen doktorla | dığını duydum, O bana ilk defa © karısı Orhandan bahsettiler. O bu çirkin | hitab ediyordu. İradesini kaybetmiş. ihanetten sonra buraya dönmüstü. Dek-|nız min sevkile bunları yapıyordu. tor sin'rleri harab olan bu adamın epev- | Aramızda hicbir sevgi kelimesi geçmedi. ©e ağır hasta olduğunu söylüvoerdu. İcim- Ği halde işte şimdi tamamile anıyor ve d> toplanan ıztırabı boğmağa cal-şarak | Börüyordum ki bu adam beni sevmişt ve lâkayd sordum: geviyordu. Belki ölümle karşı karşıya o- | — Yalnız mı, bakan kimsesi yok mu?|lan bu vücuddeki ruh içimdeki sırrı daha | — Kimsesi yok, psasen o kimseyi iste-| fezla gizliyememişti. Sana ağlıyarat tti miyor. Yalnız eski bir emektar olduğunu taf edevim k? Adnan, orada seni, dünye- tahmin ettiğim yaşlı bir kadın ona ba- unuttum. Ölüme doğru y kıyor. k « teessüfle söylüy: İçimden bir ses: — Ne duruyorsun d'yordu. Ölmek ü- zere olan bü zavallı adama son oir ziva- ret yapmalısın. Kimsesiz, yalnız, has'a | bir adamın eski bir aile dostuna şimdi ne | büyük ihtiyacı vardır. Bu bir insani va- zifedir. Ben kend! kendimi aldatıyordum sadece içimde tahlile muktedir. olmazı ğım mukavemet edilmez bir hissın beni ona doğru sürüklediğini dı orum ki « sehin ve sevginin bana veremediğ kiki sandeti hayatının son sözleri ile bah. şetmiş oldu. Ssadeti ve ıztırabı bir arada onun başı ucunda tanıdım. Bu varlık gö- nüyordu ha- Avuçlarımda — kımıldanun yavaş yavaş kaybed 'yordu. r dadı yanı başım kalmıştı. eli a sessiz öyle Bi — Doktor dedim döktor çağırmalıyız, galiba bir kriz geçtrecek. Öri n dudaklarile şeyler etinde çok basit bir hayat tesadülile niçin böyleyim? Bilmem, ruhumu deşe deşe bunu belki bir derece anlıyabilecek miyim? Fakat bunun için hayatım; — ve mlem arasındaki iİlk terbiyemden baslı- yarak safha safha bugüne eren rıh do- #işikliklerim! tahlil etmeliyim! Eğe- teh- ll edebilirsem... Ben, böba tarafımdan, Bedestenli meş- hur Şâhin Beyin torunuyum. Pek kü çüklüğümde ölen büyük babamı huyal. meyal hatırlıyorum ve gözlerimin önüne de onun yağız çehreli, kalın kaşlı ve u- zun bıiyıkları altında parıl parii yanan tam ve sağlam dişli etlice ağzı bazaı can- Tanır gibi oluyor. Bir de pehlivan yapılı cüssesi,.. Gözleri ne renkti?.. Yeşii Siyah mı?.. Belki ikisinin karışığı olan Bana sorsalar: Sen ki ressamsin Hal-[ıl rli bir renk... Herhalde çok yakışıktı yada senelerce atölyelerde çalışı &h- adamdı. Zaten onun sık sık kiymet! çale Ta dağlara çıkmış, kıyılara inmis, Üstağ- İır satmağa çağırıldığı Abdülâzizin a larının renk verdiği fırçanla tabiatir. gü- rayında en körpe saraylılar arasında zelliklerini tuvalinde canlandırmağa ça- Şalcı Gü: diye — çağırıldığını, büyük lışmışsın, öyle iken tabiatin ıçinde ya-|babamdan çok sonralara kadar yaşayan gyan en glzel mahlüka, kadına karşı, 'seksenlik büyük anamdan da ışitmiştim. nasıl olur da küvvetli bir tnc!zap bissel-| Babam Sadullah Bey işte o aslan yapılı mezsin? Sen ki san'atkâraın, haydi diye-|adamın oğludur ve Çarşı İçinde. Bedes. Kan ki o uzun saçlı ve dağınık siyah kra-|tene yakın en zengin mücevhercı mağa- vatlı ressamlarla benzerliğin yok, fakal zalarından birinin sahibidir. Babası bir nasıl olur da onların her şeyden evvel | Bedesten dolabından bir servet biriktir - gönül Ürperişlerinde ilham arıyan zâf TMişti. Babam da babasının oğlu olduğu. sende eksik? Ve niçin ş'mdiye kadar |nu daha onun sağlığında başladığı ve git. |maddi zevkler dışında, binbir güze! çeh- | tikçe ileriye götürdüğü bu Bedesten mü- jreye ve narin hayale rastlamışken, bu- | cevherciliğinde gösterdi. Bunun ıçin ana- Bün böyle, ilk dela olarak, Âşıklar Yolun.|mun talihi varmış derim, |da fenalık geçiren zavallı bir. babanın,| Anam.. ah anam.. eski bir kazasker kı- |sarı bukleli saçları altında yüzünü elleri-|7ı o!... Vaktile gün görmüş, safa sürmüş le kapayıp hiçkiran ve hiçkıra hiçkira ü-| bir aileden... Fakat babamla evlendik - zaklaşan kızına karşı masallardaki gibi|leri tarihde, yani bundan otuz iki, otuz bir özleyiş ve kim bilir belki de bir sev- ÜÇ sene evvel, kazasker efendi mazul ve da başlangıcı, evet sevdaya benzer bir | borç içinde imiş. Çünkü o aralık İstan- alâka duyuyorsun? Evet, şüphesiz ki sev-| bulun büyük yangınlarından birinde Zey da ilk anlarında böyle tatlı bir ruh ürpe-|rekteki konağı da yanmiş. Ailesini Fatih rişidir. ve ancak sonradan alev kesilen|de dört odulı küçük bir kira evine sı » bir bekleyiş, için için bir eehirleniştir.| kıştırmış. İşte bu sefalet içinde babem Korkuyoum, hülyaya ve uzlete düşkün-|&nnemi adetâ çeyizsiz gibi almış, Ben lüğüm bana da nihayet bu oyunu oyna-| bunları Şadan halamdan öğrendim ve masın diye... babamın bir gün o Fatihdeki evin önün- Dün niçin öyle idim? Bugün, hüznü|den gççerken annemi bir lâhza kafesi TTT nb' Yazan: Halid Fahri Ozansay | hissesi var. Hani sahiden öyle ise, yarın | kendi hissıme kendim şaşacağım, Ben ki bugüne, yirmi altı yaşıma kadar ciddi hiçbir gönül bağı duymuş değilim! Yok- sa değiştim mi? n MTL |halinden umulmıyan seri bir hareketle Nafıa Vekâleti Istanbul Elektrik İşleri Umum Müdürlüğünden Eksiltme İlânı I — Mahammen bedeli 1925 lira tutan muhtelif çeşitte 750.000 aded makbuz Xkapalı zarf usulile gatın alınacaktır. 2 — Eksiltme 29/12/938 Perşembe günü saat 16 da İdarenin Tünelbaşında Met- ro han binasının 6 cı katında tuplanacak arttırma eksiltme komisyonunda yapılacaktır, 3 — Bu işe aid şartnameler İdarenin Lovazım Müdürlüğünde parasız olarak tevzi edilmektedir. 4 — Muvakkat teminat (144.38) yüz kırk dört lira otuz sekiz kuruştur. $ — Teklif mektublarının 2490 numaralı ksnun ahkâmına uygun olarak ezsilt meden en az bir saat evvel zom.syon reisliğine verilmiş bulunması lâzımdır. (8118) Baş, iiş, 1w< zıe, Urıp, Komatızma, — € Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. WEKZ EERER İcabında günde 3 kaşe almabilir. EENE B ğ daha iyi yetiştireceğine eminim. Fakat içimde zavallı bir anne kalbi sızlıyor. Allaha ismarladık sevgili Adnan söylemek istedi, söyliyemedi. İhtiyara: —- Siz durunuz, ben doktor çağırmalı. yım, dedim ve ellerimi çektim. Orhan e Elektrik fenerlerinin yarı aydınlattığı caddede bir gölge gibi sessiz adımlarla yürüyen kadın, köşeyi dönerken bır af elierimi tuttu. Yatakta biraz doğrulmuş- tu, Bir hırıltı halinde dudaklarından son söz olarak ismim dökülmüştü: — Emel.... durdü. — İşıklı pencereye — sön bir defâ Ve sonra o bir külçe halinde yastıkların | baktı: üstüne yıkıldı. Ölmüştü, İhtiyar dasının | — hHor şey bitti. çığlığı beni sarstı. Acı hak'kat gözlerimin önünde sallandı ve oraya yığıldım. Gi Kimi gene onun yanı başında açmışt Buz kesilen ellerini son defa öptüm vin kapısından çıkarken boğuk hıçkırık. larım arasında mırıldanyordum: — Doktor yetişseydi belki kurtarırdı. Derin bir gabır ve ıztırab içinde susan | kadın cevab verdi: Köşeyi dönmüş. gözden kaybolmuştu. YARINKİ NÜSHAMIZDA: E. Yegâne mümessil Çeviren: İsmet Hulüsi ÇAUAO Bir çocuk bahçe duvarından düştü Kumkapıda Cami sokağında 4 numa —— ralı evde oturan Mehmedin 8 yaşların — Baş yavrum, hepsi boş, esasen dok- tor kurtuluş olmadığını süylemişti. İşte Adnan hikâyem burada bitiyor Şimdi evimdeyim. Sevgili Gökselin kü- çük karyolasında mışıl mışıl uyuyor. Öna el uzatmağa, onu sevmeğe artık hatkım yok değil mi Adnan' min onu bendet kardeşile bahçe duvarı üzerinde oygt * makta iken birdenb're düşerek başındaf yaralanmıştır. rıp percerenin önünü yikarket gör-|lerini kaybetmeseler de asıl incelikle —— düğünü; görür görmez çok beğendiğini|rinden gene çok şeyler kaybediyorlaf ve hemen o hafta zarfında görücü yolla-| Hele bizimki Adaya geldik geleli öyle & yip Allahın emrile istettiğini de önden|çı'dı, iskelede bağıra bağıra ve elleril işitt'm. İhtimal, son senelerde, baharrın | işaretler ede ede kalabalığın alayer nâ* — Taksimde yaptırdığı muhteşem apsrti- İzarlarını Üstüne öyle çekmeğe — haşladi — manın dalresinde bile annemin o aski ka- | ki... Vallahi bu kız bu hoppalık ve şımâ” — — zesker kızı Tühuü taşıyışında vaktile ge «|rıklığile beni deli edecek! Ne yapsatik —— çirdiği bu hayatın bir tesiri olsa gerek! | dövsem Mi, sövsem mi? Hayır, hiç Maamafih eniştem bakteriyoloğ Fuad| YaAPamam, sadece bir müddet ü Beyin teşviki ile kaç senedir yatılı ola-| münzevi dolaşmalarımı bırakıp aleşali” — rak Arnavudköyündeki Kolejde okuyan | ları onun peşisira iskeleye — inmeliytiü- en küçük kardeşim Neclâ annemi rahat| Bu. benim için bir fedakârlik amma bti bırakmıyor ki... Muhakkak annemin el-| $4 Sere de göremiyorum. Çünkü biselerini de en yeni model üstüne en | içinde herkes'n gözleri kapalı! Daver # pahali terzilere diktirtecek! Annem Nec-|Gubeyim kendi işinde ve kendi hıvı'. lâya öyle düşkün ki peki demekten baş- |1t Kafası kızmadıkça dünya yıkılsa, Ve — ka çare bulamıyor. Babamsa, babası gibi| Mürunda değil! Maamalih işine S zaten eski hovarda... bu hallerden haş- HelikP Cat Daletitni A0e ehi rd# lanıyor, Fakat'ben, ellisini doldu i|vomatizmalar: fazla rahatsızlık — ve! 4 ali iki ği ; için haftada ancak bif ik! kere inebild li m sın bi böyle, N Ş S B REULER YÖU AĞN SKU mağazaya hergün erken erken yalnığ bu yıl pek gözüme batan bazı geçkin ha-| . t Rımlarındaki göz alıcı kıyafetle dotaşme, | UYO Mmağazaya ve mağazadaki bli sıza hiç tahammül edemiyorum, Hem onlar gibi bu kilıkları kendisine yakışlır O, ah amın himmeti ve biraz da ramiiyor da! Daha yedi sekiz yıl evveline| £ —— L li l lüsü isgüzarlığı — sayolli kadar başınmdan başörtüsünü ve sırtından | elmas âlışverişinin bütün dalaverelerifİ s'yah yeldirmeye benzer mantosunu Aİ- | öğrenmiş! O derecede ki, bazan, mıyan bu dört yetişmiş evlâd anasının | bile, Iâtife sırasında: — Daver beni #t6” — bu gülünçlü bali, eminim, arkadaşları -| ti, diyor, benim yüze aldığımı elliye, PC mın bile stihzasına uğrayor. Ne çare ki yüze satacağımı bine okuüluyor!. Wı ağzım var, dilim yok. Bir iki kere hafif-|hankadaki bu kadar paramız, Taki! ce şakadan itiraz edecek oldum, herkes-|ki aparlımanımız, İstanbul l.ınıf""ııu ten, bilhassa annemden evvel, bizim Nece|ev ve dükkânlarımız, Boğaziçinde YAY 1â ağzımı kapattı, üstelik terbiyesizlen- | köydeki yalımız ve Adada bu yıl satdt VS di de,,, Hani doğrusu ya, liseyi bitirin üç|dığımız ve henüz tam're vakit ot'i yıl için Avrupaya gittiğim snelerde bu| dığımız bu tahini boyalı köşk.. — bitÜZ kız. çok fena arkadaşlarla çok fena huy-| bunlar benim için pek övünecek kıymMEt lar peydahlamış! Ona sorarsanız buna A-|ler ceğil! Değişen hayat içinde ben YAY Mmerikan terbiyesi diyor, Fakat vakur ve|nız serveti ve ihtişamı kâfi görmüyort yüksek Türk terbiyesini unutan bu zâ-| Büsbütün başka bir iç âlemi, hani di vallı kız bilmiyor ki, asıl Amerikan ter-|bir insanı yuvasına daha yakınlık VE # biyesi, berhâlde bu dil ebeliği, bu atil-| caklıkla bağlıyacak olan derin, çok di ganlık ve büyük tanımamak değildir. Bu, |bir âlem yok Mu, işte ben, ailem içinde yalnız, ecnebi mekteblerinde okuyan kız-| hiçbir zaman bulmadığım ve belki dalfi” larımız içinde bazılarının serbestliği yan-| hasretini çekeceğim böyle bir yoktuğt” lış telâkkilerinden doğan acırlâcaek —birlıztırabını. taşıyorum. neticet Böyleleri Neclâ gibi iyi kalplilik- zi ğ y rım kalmış bir orta mekteb tahsiline oB (Arkan vaf) h daki oğlu Orhan, Mazlum isminde diğtf — — memurumuza o nezaret ediyor. Hem Y# —— Yo » Wer e Bakf BR z Haa PORK PW WUĞA GK vi

Bu sayıdan diğer sayfalar: