28 Aralık 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

28 Aralık 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

l A & A AA Kaki A & BN V üKT ARTANARAYARİ Seba Kat e ©G tARİR a S8N Akifin şiir | Büyük vatan şairinin en çok sevdiğimiz eserlerinden bir kaçı eRadRA a dAERU LA KK Beskesas ae esedrsaksecanerea Gençlik Mehmed Akifi anıyor. Dün gece Yük- sek Muallim Mektebi binasında bir toplantı Yyapıldı. Bugün de mezarının temeli atılacak ve 'niversite konferans salonunda toplanılacak. Bu Münasebetle şairin en çok sevdiğimiz eserlerinden bir kaçını neşredivoruz 9 İstiklâl Marşı Yarekeseseranesenesesen erenA AA AAA AAA Bar eee rAn Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen 6İ sancak, yurdumun üstkade tüten en son ocak, O benim milletimin yıldızıdır parlıyacak D benimdir o benim mletimindir ancak, Çatma kurban olayım çehreni ey mazlı hilâl, Kahraman irkima özr göl ne bu şiddet bu celâl BSana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl, Hakka tapan mületimin iszixlâL W Ben ezelden beridir bür yaşadım, bür yaşarım Hangi çılgın dana zencir vuracı kmış şuşarım, Kükremiş sel gibiyim bendimi çığner asar:mı, ._.“lnıııdıuın,mııhııupmr_ Garbın &fâkını sarmışsa çelik zırklı caver. .—— iman delu göğsüm giti serhaddim var, Ulusun korkma, nasıl böyle bir hmanı boğar, iyet dediğin tek dişi kalmış canavar, l'klclış! Yurduma ılçakları uğratma sekm, T et gövdeni dursun bu bayasızta akın, tır sana vüdettiği pünler Hak'kın, bilir belki yarın, öelki yerından da yakım .*“im yerleri taprak döyerek geçme, tanı, , ..!İı altındaki binleree kefensiz yatanı, şehit oğlusun meitme yazıktır #tanı, Nerme dünyaları alsan da bu cennet vatanı, Kim bu cennet vatanın uğruns olmaz ki feda. eda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, G, cananı, bütün varımı alcın da Hüda, tek vatanımdan beni dünyada cüda, k“—u senden İlâhi sudur ancak emoeli, Mmabedimin göğsüne namslrem eli, Bu €zanlar ki şehadetleri d'nin temeli. —“m Yyurdumun üstünde benim in'emeli, D zaman vecd ile bin secde eder varsa taşım, Ber ©erihamdan İlâhi boşanıp kanlı yaşım, '*Inr ruhu müceryet gibi yerden na'şım, O zaman yükselerek orça değer belki başım, Bit nan, sin de şifiller göbi ey şantı hilâl, Dlsn artık dökülen Kanlarımın hepsi helâl, İyyen sana yok, ırkıma yok irzm'hifi. —ıkıdır hür yasamaş bayrağımın hürriyet, akkıdır Hakka tapan milletimin irtiklâ'i cllıakk:ıla Harbinden bir parça Böğdesi, bir baksana Gağlar, taşlar... :"Ihn almasa, cünyuda cğilmez başlar, .:“-nmç temiz alnındar, uzanmış yatıyor, d, hüği uğruna, ya Rab, ne göneşler beliyor! » bu topraklar iç'n toprağa düşmüş, #ekeri : .. eocdad inerek öpse o pük alnı değler. _:hmbün ki, kanın kurtarıyor tevkidi... —.— arslanları ancoke, Bu kadar şenli idi. dar gelmiyecek makberi kimler kazsın? llm gel seni tarfe» desem, sığmazsın, 'ç ettiğin edvara da yetmez o ktap .. £ | :i ancak rbediyyeller eder istiap. dir> diyerek Kâbeyi â'ksem başına; —— vahyini duysam da Peçirsem taşınaş Bök kubbeyi alsam da rida namiyle, “hayan lâhdine çeksem bötün ceramiyle; ...hhııım Sçık türbene çatsatmı da tavan, kandilli süreyyayı uzatsam oradan; #vizenin altında, bürünmüş kanına, gece mehtabı gelirsem yapına, arın gibi tâ fecre kalar bekletsem; fecr ile âvizeni lebriz etrem; k'“"' Mağribi, akşamları sarsam yarana... ” Bir Şey yapabildim diyemem hatırsta... İ TPf SON POSTA leri RESMİM İÇİN a 'Toprakla gezem göldeme toprak Günler şu heyalâyı da er, geç silecektir. Rahmetle anılmak; ebediyet budar amma, OKĞ heresen e7 — Sesiz yaşadını, kim beni, nerden bilecektir? Balkan Harbine : i1 bir parça Geçenler varsa is"âmin şu çÇiğnenmiş diyarından; Şu yüz binlerce yurdun kanlı, zairsiz merarından; Yürekler parçalar bir nevha dirler rehgüzarmdan, Bu matem, kim bilir, kaç mün'ekis kalbin gubarından Huruş etmekte, son ümmidinin son inkisarından? Eret, son inkisarından ki yoktur cebrin imkânı; Batıp gitmiş nazarlar beklemekten fecti râzum! Nasıl, ey yolcu, bin lânet gelip ezmez Li vicdanı; Dudaklar çâk çâk elmuş. içerken zehri hüsranı, Uzaktan baktı — Koşmak rorde! — milyon'urca yürünı! Bu ıssız âşlyanlar bir zaman candan muazzezdi; Bu damlar böyle baykuş sesterinden çın çın ötmezdi; Şu kurbağlar seken vadide, ceylânlar koşup gezdi; Şu coşmuş, ağlıyan irmak ne heandan gülgeler sezdi; Bütün maziyi bir tufan, fakat, hep boğdu, kep ezdi! Vefasız yurd! Öz evlâdın için olmun, vefa yok mu? Neden kalbin katarmış* Bin ceaktan bir ziya yok mu? Hahi, kimsesizlikten bunaldım, dşina yok mu? YVatansız, hanlımansız dir panbim... mülteca yok mu? Bütün yokluk mu her yer? Bari bir <yokf» der seda yok mu? “ Seyfi Baba,, dan parçalar Geçen akşam eve geldim. Dediler: Seyfi Baba Hastalanmış, yatıyormuş. — Nesi varmış acaba? — Blmeyiz, oğlu haber verdi geçerken bu sabah, — Keşki ben evde olaydım.. esef ettim, vah vah! Bir fener yok mu, verin.. nerde sopam” Kız çabuk ol... Gecikirsem kalırım beklemeyin.. zira yol Hem uzun, hem de balaktır... — Daha âlâ, kalınız: Teyzeniz geldi, bu akşam, değiliz biz yalnız. Sopa sağ elde, kırık camlı fener sol elde; Boşanan yağmur 'liklerde, çamur tâ belde, Hani, çoktan gömülen kaldırımın, hortlıyarak, «Gel!» diyen taşları kurtarmasa, irsan balacak. Sormayın derdimi, bitmez mi o taşlar, giderek, Düştü artık bize göllerde pekâlâ yüzmek! Yakamuzlar saçarak her tarafından fenerim, Çifte sandal, yüzüyorduk, o yüzer, ben yüzerim! Çok mu yüzdük, bilemem, toprağı bulauk ne ise; Fenerim başladı etrafını tektük hsse. Vakıâ ben de voru'dum, a fakat çek yargun.. Bakıyordum daha mahmur'uğu üstünde orun: Kâh olur, kör gibi çarpar sıvasız bir duvara; Kâh olur, mürde şuaatı düşer bir mezsra; Kâh bir sakfı çökük hanenin altında koşar; Kâh bir mâabedi fersudenin üstünden aşur; Vakit olur pek sapa yerlerde, baksrsın, dclaşır; Sonra en korkulu eşhasa çekinmez sataşır; Ya o biçare de rahmet suyu rüş eyliyerek, Hatmi infas edivermez mi hemen «cızi» diyerek? O zaman zamiamın, iâmisenin sevkile Yürüyen körlere döndüm, o ne dehşetti hele! Sopam artık bana hem göz, hem ayak, hem eldi., Ne yalan söyliyeyim kalbime keşyet geldi. : Hele yarabbi şükür, karşıdan üç tane fener Geçiyor.. sapmayarak doğru yürürlerse eğer, Giderim arkalarından.. yolu buldum zaten. Yolu buldum, diyorum, gelmiş iken hâlâ bent İşte karşımda bizim yârı kadimin yurdu. Bakalım var mua ıçik? Yoksa muhakkakz uyudu. Kapının orta yerinden ucu Ceğnekli bir ip Sarkıtılmış olacak, bir onu bu'sam a çekip Açıversem.. iyi amma kapı zalen aralık.. Galıba bir çıkan olmuş... Neme'özim, artık, Girerim ben diyerek kendimi attım içeri, Ayağımdan çıkarıp lâstiği peçtim ileri. Sağa döndüm, uzıcık gitmeden üç beş basamak m ğddı::nm Biraz tırmanmak! m, M eskı ik petdesini, Aralarken kulağım duydut!'ı,klıru ıuiu.m. — Nerede kaldın? Beni hiç yoklamadın eviğdım! ! Haklısın, bende kabahat ki haber yallamadım, Bilirim çoktur :şin, aonra bizim yöl pek uzun.., Hele dinlen azıcık, anlaşılan Yyörgünsun, Bereket versin ateş koydu demin komşu kadın., , Üşüyorsan eşiver mangefti, €ş &p te isina İ lziesim ain ee n d else l CAĞ AĞ — ĞDi İB A A hand dd dd Deniz ve denizcilik: Sayfa ? Dünkü ve yarınki deniz harbleri Demokrat ve tötaliter zümreler arasında çıkacak bir harbde denizlerin vaziyeti ne olur? ( “ Son Posta ,, nın deniz İngilterenin ar- |decekti. fındz toplamıyordu. Böyle olmadı, Harbin refah getirmesi şöyle dursun, meydana senelerin temiz- liyemediği ve hattâ asırların bile temfz- Hiyemiyeceği âfetler taşıdı. Bugün çeki - len ıztırab, Büyük Harbde karşılaşılan a- cılardan çok fazladır. Buna rağmen gene sık sık harbden bahsediliyor. Büyük Harbde en çetin çarpışmalar Çanakkale ve Alman - Fransız hududla - rında oldu. Hindenburgun — Tanenbergi de bu arada zikredilebilir. Lâkin denizle- rin bu müharebeler üzerinde oynadığı rolün ne kadar büyük olduğunu bilir işleri mütehassısı yazıyor ) S vata.. filosu 1914 e takaddüm eden senelerde dün-| kruvazörleri ile İngiliz tearetini darbe- ya en buhranlı zamanlarını yaşıyor ve-|lerken, diğer taraftan bütün kuvvetle « ya yaşadığı zannediliyordu. O zaman -|rile denizlere açılsaydı, belki de, bugün. larda da, kaç defalar, harb tehlikesi baş|kü dünya haritasını başka renklerde gö- göstermiş ve fakat yüksek öiplomatların |İTürdük. Napolyon zamanmda da böyle pek yerinde müdahaleleri ile tehlike at-|oldu. Bu asırda da denizci memleket de Iatılmıştı. Nihayet bıçak kemiğe dayan-| nizlerde düşman aradı ve karalar hâki- dı, ortalığı alevler, ateşler sardı. Kale«|mi Napolyonun filosumu evvelâ Ebukir « |min yapamadığını kılıç ve kuvvet talle-| de, sonra da Trafalgarda yok etti. Bu (lk vak'adan kimse hisse çıkaramadı. Napolk Herkesin beklediği ayrı olmakla be -| yonun (Bana bir günlük kanal hâkimi - raber, umum? kanaat, harbin pek az de-|yetini verin, İngiltereyi zaptedeyim!) vam edeceği, bitliği zaman da etrafa e- sözü tarih sayfalarında kulmıştı. Lâkin bedi bir sulh ve refah getireceği etra -| Büvük Harbin verdiği bu ilk ders her halde. denizin ehemmiyetini anlatmış ol- malıdır. Baltık cephesi Bu deniz cephesinde Ruslarla Alman- lar harb halindedir. Denizin ehemmi- yeti, Alman harb malzemes'nin Norveç tarikile bu sulardan gelmesidir. Şayed Ruslar müessir akımlar yapmış olsalar bu ticaret hattına mühim zararlar verdire « cekler ve hattâ Alman tihalâtını dure duracaklardır. Halbuki Ruslar Almanla - tTın büyük donanmazından korkarak bu denizlerde büyük bir fanliyet gösterme - mişlerdir. Bilökiş Almfanlar bir iki geml misiniz? İşte bu suali iyi münakaşa et - | ile bu vasi denizde, düşmanlarına meydan miş ve denizin kıymetini iyi anlamış hü- | okumuşlardır. kümet adamlarının komuta ettiği devlet veya devletler yarımn galibi Çünkü denizler — yarmın harbinde ayni rolü ehemmiyetie eymyacaklardır. Büyük Harbhde denizeilerin rolü Maksadlım bugün dünyada — mevcud metnun ve gayri memmun devletler grupunu ele alp, yarının harbinde, han- gisinin galb geleceğini meydana çıkar- mak değildir. Ancak geçmiş zamanı tah- Hİ ederek, gelecek için dersler çıkar - mak ve bu suretle yarınki boğuşmanın galbini gimdiden “tebarüz ettirmek iste - rim. Matüm olduğu üzere Büyük Harbin altı mühim cephesi vardır. 1 Şimal denizi, 2 — Okyanuslar, 3 — Baltık, 4 — Çanakkale, 5 — Adriyatik ve Akdeniz, € — Karadeniz. Bu denizlerden ilk üçü harekât itibarite bir grup, diğer üçü de ikinci grupu teş. kil etmektedirler. Bunlardan birinci grupta kuvvet, ikinci grupte da sevkül. ceyşi durum müessirdir. Evvelâ birinei grupu ele slırsak bura- da denizi iyf anhyan muazzam bir İn - gillere ile kara kuvvetine güvenen ve fa- kat denizin ne olduğunu bile bilmiyen bir Almanya karşı karşıyadır. Almanya kara küvvetile dünyayı fethedebileceğini Güşünüyor, donanmasını sulh yaparken müessir bir vasıta olur diye Kmanmda atıl bırakıyordu. Buna mukabil İngiltere donanmasını Şimal denizinin şimal ve ce. nubuna taksim etmiş, hiç bir tlearet ge- misini Almanyaya göndermiyor ve müt- tefikleri acından öldürmek istiyordu. Ne- ticede denizlere bâkim olan İngiltere, karalara hâkim olan Almanyayı içinden koğdu, parçaladı... Almanya Mür taraftan Okyanustaki Ruslar harb durumunu biraz münakaşa olacaktır. | ve mütalea etmiş olsalardı Alman db - nanmasının bu Çenize geçmesindeki müş- külât: hissederler ve kuvvetlerile zaman zaman Alman «halâtına akınlar yapıp hem kendilerine ve hem de müttefikle - rine faydalı olurlardı. Okyanuslar Okyanuslarda gerçi cesur Alman tah- telbahir ve «ruvazörlerinin geniş faali- yeti göze çarpar. Bununla beraber bu hâe rekât şuurlu bir harb sevk ve idaresinden ziyade münferid veya müçtemi filo kos mutanlarının cesaretleli eseridir. Biraz evvel de söylediğim gibi bu filoların ha- rekâtı ana vatandaki büyük donanma ile tevhid edilmeli idi. Akdeniz Akdenizin en mühim meselesi üç ta - vedir: 1 — Ruslarla Boğazlar üzerinden irti- bat, 2 — Avustralya ve Hindiş askerlerin Süveyş kanalından geçmeleri (kanal em- niyeti), 3 — Akdeniz yollarının selâmeti, Osmanlı imparatorluğu Boğazı, Türk evlâdının tekmil yarımadayı kırmızıya boyıyan kanlarile korudu. Karadeniz Bo Bazırı da Türk denizcis'nin hayat paha- sına olan çalışması kozuyordu. Harbe ta» kaddüm eden senelerde denize verilen kıymet tacil edilseydi bu kadar kanı dök- meğe lüzüum bile olmıyacaktı, Burada müttefik Avuslturya - Macaristanm da beceriksizliğ'ne tesadüf edilir: Dört harb yılı içinde Pola limanında kapalı kalan donanma Türk sularına gönderilmiş ole saydı, Boğazların korunması ve dolayısi. (Devamı W ncu sayjada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: