5 Ocak 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

5 Ocak 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

.. Hergün Yeni bir icad: Otomobil yo'u Yazan: Muhittin Birgen « ünyada yavaş yavaş bir icad vukua geldi. Tik hareketi ya- panlar İtalyanlar oklular; Autostrad di- ye yeni bir yol yaptılar, Bu yolu Alman- lar genişlettiler, ona bir takım yeni hu- susiyetler ilâve ettiler ve almanca Autns- trasse dediler. Her iki ecnebi kelimenin manati da «Otomobil yolus dur. Hitler iş başma geldikten sonra, başlıyan bu - tomobil yolları inşaatını, bidayette Al- manya, işsiz Almanlara iş tedariki için bir vasıta olarak tasavvur ed yordu. İlk inşaat programı olmak üzere 3000 kilo» metre yol ınşasını düşündüler, fakat, yar vaş yavaş, bu yol hakkında yeni bir ta- kım fikirler doğdu ve progğram uzatıldı. 3000 Kilömetrenin inşaatı bitmek üzere. dir; bu esnada uzalılması mukarrer kilo- metrlerin yekünu 13000 i buldu. Ayni za- manda Almanlar yeni bir kelime ve bu kelime ile yeni bir anünakale sistemi icad ettiler: Grossverkehrstrasse, yani büyük münakale yolu. Deniz yolu, demiryolu, hava yolu gibl birbirlerinden ayrı mahiyette olan yok ların yanında, şimdi, bir de büyük mü- nakale yolu, memleketler, şehirler — ve denizler arasında otomobille nakliyat yapmak üzere, yeni bir yol icad edilmiş oluyor, Bu, alelâde, üzerinden herkesin gidebileceği, filân yeri falan yere bağlı- yan bir yol değil, başlıbaşına bir şahsi- yet ve hususiyet sahibi yeni bir müna- kale sistem Almanya, kısa bir ze- mandan bundan 3000 kilometre inşa etti; Üüzeri nakliyat lecrübeleri yaptı; ota- mobil trenleri işletli ve nihayot, bu sis- temi şimdilik 13000 kilometreye kadar uzatmaya karar vermiş bulunduğuna göre, tecrübelerinden çok memrun kaldı. Fakat, iş bununla da kalmadı. Son gün- | lerde Çekoslovakya bir kanun hazırladı. | Bu Zat a, başlıbaşına müstakil bir hükmi şahsiyet sahibi olmak üzere bir umum —k tesis ediyor. Devlet de- laresine bağlı olan bu umum «büyük m sake yolları lük bu memlekette bir ale yolu> şebekesi inş: bunu işletccektir: Tıpkı bir deniz yolu veya demir veya hava yolu işletir gibi. Bu yolun kendisine mahsus nisamları o- lacak: Hususi bütçesi, hususi hususi bir tarifesi. Bu suretle, bugünkü | medeniyet, yeni bir icad vücude getirmiş eluyor mevcud münakale sistemlerinin yanıbaşında hususi bir yol üzerinde te: sis edilen ve kendi kendisine hükmi bir şahsiyet vücude getiren umumi bir mü nakale işletmesi. Demek, yeni icad ar. ftik tekemmül etmiş, hususl bir varlık sa- hibi olmuştur. * Bu şekilde büyük ötomobil yolu, as- faltb şoseler inşa etmekten ibaret bir İş değildir. Müstakil bir nevi nakil işletmes | sidir. Bu iş büyük bir teşebbüs olduğu için her tarafta onu eline devlet almış bu- | lanuyor. Bu yol, demiryohunun gördüğü | işleri hemen bemen men görebilir bir icaddır. Bilhassa seferberlik bakımın- dan kıymeti büyüktür. Çünkü zamanımı- zın orduları motörle teehiz edilmiş ol- dukları için askeri kıt'alar daima kendi nakil tının Üzerine binmiş — bir halde nuyorlar demektir: Sefer ve hareket emri verilir verilmez bu yollara doğrulan kıt'alar, demiryolu beklemeksi- zin, *ahmil ve tahliye müşkülâtı — tanı- maksızın, süratle tahaşşüd — istikametle- rini tutabiliyorlar. Ayni zamanda, bu yollar daha ucuz inşa ediliyor, daha u- cuz işletiliyor, daha ucuz nakledebiliyor- lar. Milli müdafaa bakımından bir mezi- yetleri daha: Tahribleri çok müşkül, ta- mirleri çok kolay, * Bu yollardan bizde de yapı:lsa? Mese- lâ, Ankara :le İstanbulu birbirine bağla- mıya kâfi gelmiyen bugünkü demiryolu- çiftlemek GÜzere yol üzerinden yeni demiryolu inşa etmek yerine böyle yol yapılsa ve bu yol devlet demir- yolları tarafından işletilse? Bizde bitta. bi Almanyadaki derecede geniş yola zum yoktur. 10-12 metrelik bir genişlik kâfidir. O zaman böyle bir yolun mali- yeti, demiryoluna nisbetle çok ucuz ola- bileceği gibi hareket malzemesi bakı- mından. da çok ucuzluk ve kolaylık var. dır, Böyle bir yol, bilhassa yolcu nakli- e|büyük bir sevinç ve iştiyakla karşıla- |Er, pahalh olmaz. yâtında büyük ucuzluklar temin ettiğine Resimli Makale: Sık sik eideal» den babsederiz, fakat bu kelime 1 tiğimiz mana kafamızda kat'iyetle teressüm etmiş değ Fikrimize vazuh vermek mecburiyetinde bırakıldığımız zü- man bula bula, kendi ehemmiyetsiz şahsımızın masidi istira- hatini temin edecek emelle nlatmaya Yugosiavya Başvekili ve çocukları Sen Moriste tatillerini geçirmekte o« lan silesinin yanına giden Yugoslavya | başvekili Doktor Stoyadinoviçi Kaızları mışlardır. Resmimiz n başvekili kı- zını kucaklarken göste t göre Ankara ile İstanbuül arasındaki bü- yük nakliyatı bu yola çekmek kabildir. Ticaret eşyası nakletmek bakımından da böyle bir yol demiryolundan ucuz olabi- Denilebilir ki bizim memlekette ben- zin yoktur. Benzin Almanyada da yok- tur; Çekoslovakyada da, ne tabil ve ne de sun'i, hiç yok. Bununla beraber, Al- manya da, Çekoslovakya da bu işe ehem- miyet veriyorlar;. çünkü bugün benzin | | sun'1 olarak ta istihsal edilebiliyor. Hat» tâ kimyanın temin ettiği bir tecrübe ol- mak üzere benzini bir esas mahsul ola- rak değil, bir kenar mahsul - Nebenpro- dukt - olaark çıkarıyorlar. Eskiden bu iş güç ve pahalh idi; bugün ise kolay ve v- cuz olmuştur. Meselâ, İstanbul elektrik santralinin günde yakıp berhava ettiği kömürler, yeni usullerle, bize ayni za« manda, pek ucuz bir maliyetle benzin, €n güzel makine yağı vesaire gibi bir ta- kım mahsuller de verebiliyor. Şu halde bu yeni icadı Türkiyeye de| sokmak çok iyi bir şey olur. İstanbul ile Ankara arasında ftasavvur edilen ikinci Ankara - Bolu hattını evvelâ böyke bir yolla tesis etmek, zannedersem, tetkike ve tecrübeye değer bir fikir olur. Bilhas- sa bu yolun bütün inşast mailzemesi 'Türk olduktan sonra! Muhittir Birgen İSŞTER Dün gelen Fransız gazeteleri Paris şe toplantısında yıllık belediye bütçesmi kat't ölüarak kabul et- tiğini yazıyorlardı, bir arkadaş: 5, sab yaparak bu miktarı bizim paramıza 872 Küçük bir hesab yapalım: Paris belediyesi şehri temiz tutmak ve biraz da imar &i- mek için bir yüda (214) milyon liraya muhtaç olursu nüfusu İISTER İNAN, ehir meclisinin san 009,603 frank d:ye okuduktan sonra takribi bir he- Tamam, 214,916,384 Türk lirası eder, dedi. SON POSTA kastet. tada hitam bulduğu bin» olur, kendini: muhitinizi de koyulurua. Hergün bir fıkra Boğulalım mı istiyorsu Meşhur içki düşmanı doktor Fah- reddin Kerim bir gün dostlarile ko- nuşürken: — Bu dünyada bulunan meyhanes lerin hepsi denize batsa! Demişti. Dostlarından biri dokto- rvun yüzüne baktı: — Hepimiz kendimizi denize atalım da boğulalım mi istiyorsun? No a eeeit Umumi harbin Meşhur bir siması < İngilizlerin Harbi Umumide harbiye Jnazırlığını yapmış olan Kıçneri, Petere. burgda bekle; cın boğulma: Rus generali şimdi Londranın şimali gar- | bistnde küçücük bir darrede oturmakta - ş olan ve bu emeline, na- Rus aristokrasisinin bin türlü şatafatı içinde yetişmiş olan üç kızından biri şapkacılık, ortancası tütüncülük yapmak General Dessino Ruzs - Japon hare binde bulunmuş, Büvük EHarbde Galiç - yada harbetmiştir. Guiçya cephesinden mühimmat azlığından şikâyet etmesi ü - |İzerine, Çar tarafından Rusyaya davet o- lunmuş, ve vaziyeti an'stması üzerine mühimmat, cephane toplama reisliğine | getirilmiştir. Lord Kiçner de bu mesele- yi görüşmek üzere İngiltereden ayrılmış. hatırladığınız gibi de bulunduğu gemi » nin torpillenip batmasile denizde boğul- muştur. Bunun Üzerine General Dessino Landraya gönderilmiştir. Ve resmi bir misafir olmak sıfatile şerefine ziyafet - ler verilmiş, kendisi askeri - teftişlerde, kral beşinci Corç ile uzun süren mülâ « katlarda bulunmuş ve FPransa harb meydanlarına gitmiştir. Rus ihtilâlinin kopmasile de Rusya- | dan kaçmak mecburiyelinde kalmış ve Londraya gelmiştir. Şimdi 81 yaşında olan ve yürümek ta - İSTER Parisinki: 35 milyon liradır. E çevirdi bize lâzım olan şey artırrmadan bugünkü varidatı ö defa yükseltebilecek dâhiya- ne bir «akıl> dır. Bu aklın bir gün bulunabileceğine: İNAN; 'IST'ER olacak bir eser bırakınız Je bir türlü nail olamıyan | |hediyeleri e İdealist insan.. — İnsan maddi sahada emniyet ve huzurunu temin evnek ar- zusunda haksız değildir, fakat nayalinin hududları bu nok- ı takdirde idealist değil, sadece bir «hode 4 ihmal etmeyiniz, fakat ayni zamanda ünüz, cemiyelinize umum için müfkl rcak o zaman ideâlist ölursunuz. Sahtehkâr milyonerin Aşkını reddeden kadın Sahtekârlık, dolandırıcılık suçile tev- kif edilmiş olan sabık milyoner Sigfrid Vrezinaki, yakalanmadan evvel Ams- terdamda birkaç gün zarfında 15 bin lira harcamıştır. Adam, sonsuz bir aşk — ile sevdiği Eva Bus ismindeki Alman radyo artistine kürkler, elmaslar ve ta- nesi 60 Hraya alınan en nadide çiçekler yağdırmıştı Şerefine Amsterdamdaki barlarda iri arkasına şampanya ziya- fetleri çekmiştir. Buna Trağmen artist, müz'iç âşıkının kendisine gönderdiği bu gerisin geriye yollamıştır. Sabık milyonerin etrafa 100 bin Hra cu vardır. Bir Elen prensesi kayak şampiyonunu yendi Elen prenseslerinden, 17 yaşlarında Prenses Aleksandra, Sen Moziste, kayak klübü tarafından idare edilen bir yarış- ta, meşhur kayak şampiyonlarından Fre- &! Mak Avoyu yenmiştir. Genç atlet de- niz sathından takriben 2200 metre yük- |seklikte bulunan mahalden cehennemt bir süratle kaymaya başlamış ve 4 kilo- metrelik mesafeyi 7 dakika 34 saniyede katetmiştir. Mak Avoy ise bu mesafeyi 8 dakikada almıştır. Bununla beraber ya- |rışın galibi, İngiliz üniversiteleri kayak kaptamı Oksfordlu Radheddir. Yarışı, 3 dakika 14 aaniyede bitirmiştir. kati bulunmıyan general hep oturmaukta ve üstüste sigara içmekte, rusça, fransız. €a ve mgilizce askeri! eserler okumakta - dır. İNANMA! n 6 defa eksik olan İstanbul şehri ayni iş için ayni miktarın 6 defa eksiğine muhtaç demektir. Bu miktar Talbuki İstanbul şehrinin varideti, tahsil edilemiyen kısımlar gözönüne alınırsa takriben 7 milyan li- radır, yani lüzumundan tamam 5 defa eksiktir. Binaenaleyh şehirliyi hiç sıkmadan, yani vergilerini İNANMA| Sözün Kısası Mufritler E Talu İ trat dereceye vardırılmış mode min kurbanlarından bir aile tat rum. Uzun bir tetk'kten sonra, size, ailenin en küçüğünden en büyüğüne V dar, portrelerini çizmeğe çalışacağım. g ne başlangıcının binbir türlü - sıkıntı arasında belki de biraz eğlenir, oyalâ sınız. Aile zeisinin âdı eskiden Ahmed 'tullahtı. Soyadı kanunu çıkınca, oldu. Paralıdır, Ancak bu devirde P (olmak bir nevi felâkettir. Onun için, ? Zırter kendinı bedbaht sayar. Öyle Ticaret yok. İthalât kapısı kapalı. M | eat birçok kayıdlarla mukayyeddir. B& kalar a2 faiz verir, Devlet tahvilleri &B itibarile sağlamdır amma, göz doyurm Apartımanlar kadın şapkaları gibi ya tâbi, Bugün, ayda 150 lira getiref apartıman kalı, modası geçince 75 lirf? Büç kiracı bulur. Binaenaleyh, servet ne yolda işleteceğini bilemiyen Bay * ter, onu bir ucundan yemeğe koyulm tur, Bakalım ne kadar dayanacak? Bayan Huruşan Zirter, Abdülhaml ,yaverlerinden mütevefla Affan Paşi kızıdır. Mürebbiye ile büyümüş, iki İSörlerde okumuş, biraz piyano dersi ımış, anadan doğma medeni, adeta fi geçinir, Dedikoduları hep siyasidir. rupanın “umumi politikası hakkında beyan eder. Misafire bayılır. Lâkin tf teker görüşmesini sevmez. Haftada gün evinde toplantılar yapar. Bey0ğ inun ne kadar tatlısu frenkleri varsk günlerde, salonunu doldururlar. Huruşan geçkindir. Bu geçkinliği * eden evlâdlarına rağmen o hâlâ saltanatından feragat etmemiştir. İnır, süslenir, erkeklere cilve eder, yüz bulamadığı, yahud ki bulduğu yü/ (cali olduğunu anladığı cihetle, kadınl nın son şekerâtını le teskine çal Ve iki oyun arasında, rejimi, hüküf tenkide, dünya siyasetini istihfafa V bulur. Onun kanaatince, tarihin altın B kocasına Ünemli seryı temin Harbi Umumi ve mütareke devridif. Bay Affan Zirter on sekiz yaşınd Kendisine, doğduğu vakit, teberrü paşa babasının adı konmuştur, Fakât de onu Affi diye çağırırlar, Galat: lisesine müdavimdir. Futbola ve yüz lüğe düşkün olduğundan derslerini mal eder, Kayakçılığa da merakı Vvâl Azasından buiunduğu Dağcılık klübü Uludağ gezintilerinden hiç birini Kf maz. Kendi kanaatince âlimdir. Fiziğin ? selâ inbisat kununu bilmez de, rugt bütün kaideleri, en ince teferrüatınâ dar malümüudur. Fatihin kim old sorarsanız omüz silker, diğer tarâ' meşhur kaleci İspanyalı Zamoranın * cümei halini bülbül gibi söyler. Bu $? 28 gol atmış. 1400 metre serbest yü de iki defa rökor kırıp Türkiye nu olmuştur. Bay Affinin ablası Bayan Suzan$ isim, annesi tarafından, frenk adınâ zediği için konulmuştur. Bayan Suzan yirmi yaşındadır. Sözüm onüt silini evde yapmıştır. Erkek gibi gi: günde iki paket isgara içer. Zaman? keklerinin hiç birini beğenmez. artisti Şarl Bayer'e gıyaben Aşıktıre bir filmini kaçırmaz ve her birini ? d delalar seyreder, Karınlı ve tal olduğu için babasından nefret Kardeşi Affan da, nazarında, aptalif ridir. Türkçe okumaz. Her çeşid * (Devamı 13 ncü sayfada) krrerereeererdeeesenerarsedA DA KALA ErALARA LA Ka AARA İKİNCİKANUN

Bu sayıdan diğer sayfalar: