13 Ocak 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

13 Ocak 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

13 İkincikinm SON POSTA Sayfa 9 Harika çocuk pur mihraceliği bu- dudları içinde garib bir köprü bulunmak- tadır. Bu köprünün ayakları 7 tane ve boydan boya teh bir sıra halindedir. Köp- rü bu bir istikamet- teki yedi ayak Üze- rine kurulmuştur Mi issi amrda yaşamış olan bu çocuk dört yaşında iken mükemmel surette limen, Fransızsa ve Lâtincs konuşurdu. 5 yaşında Yunanca ma etti, & sanda İbramise okudu. 14 oldu, 15 yaşındı m zekâ Eklasiyastikal Sined kmrber olarak öldü i tere” um azası Tokyoda bulunan püJapon çanına bir darbe indirilince 10 dakika Kilise kulelerinde rastlanan ve rüzgö- rın istikametini gös teren fırıldaklara ko- nan horoz, vaktile, fe na ruhları kaçırmak, / İspnuya Famsda bulunsa hapishanedeki mahiküm- lar Noel yortusunda arar larında iki kişi geçerler Ba mahkümler, hepis hane idaresisin kararile serbest bırakılır, şehirde muhtelif yerlere süre cmat ederek gördüğünüz Noel #ebriki kartını ve- rerek para toplarlar 15 inci rd İngilti olan dördüscü Hanri iken tahta çıktı ve dadımm, başparmağın bastığı bir irede ibtizaz eder Fransız donanması Bir ( İtalyan- Fransız ) deniz harbinde bu donanmanın alacağı neticeler — (“Son Posta, nın deniz işleri mütehassısı yazıyor | ransa, Büyük Harbden sonra,| dünya haritasını yeniden çiz - Vazifeşini deruhte etmiş üç mem- Bi tten bir tanesidir. Amerika ve İn - n “renin politika oyunlarına rağmen Memleketin o zamanki diplomatları iz menfaatlerini büyük bir dira” korumuşlar ve paylaşılan toprak Yalan mühim bir kısmını kendi larına mal etmişlerdir. ke insa bir taraftan bu işleri yapar * İm “ğer taraftan milstakbel tehlike - My a kendisini korumak üzere ted- m yarda. Bunları şöylece sırrla- da — Mağlüb devletleri bir daha kal #mivacak bir duruma sokmak. Bun > dolayı Almanyaya ağır, mümkün b 'iğu kadar ağır yükler tahmil etme- Al vaffak olmüştu. o Bundan başka olan çiz an diğer taraftan komşuları N Çekoslovakya ve Polonyayı kuv - “endirmişti, e Galibler tarafında olup da bü - İtme İstidadını gösteren İtalyayı fren- “ k. Fransa bu maksadla ona hem hay stemleke verdi; hem de daha fe- tak) Dalmaçyayı Yugoslavlara bıraka- bu memlekete datmi bir meşgale temin, a ha tlmaçyanın Yugoslavyada kalışı, seyyar karada ve denizde, yani iki Sekiğ, birden harbetmeğe icbar ede- Fransız donanmasının Akdenizdeki vazifeleri P, Dai kat evdeki hesab çarşıya uymadı. Yaya STA davası ve daha fazla, İtal - tolik Müstemleke verilmemesi bir ka- iy rekabeti uyandırdı. İ - Tanım İddiası anavatan © topraklarımda Vesâir yaşamamı temin edecek yaşayacağım. Binaenaleyh Haragg? benim hayat yolumdur. Ben te olmalıyım. hala Du faşist memleket daha i şu idi: Yevad “ebiy Yok. Ben bunları denizden ithal değil Fransadan, İngiltereden Bitti; — deniz, orada sahili o olanların tı deneridir. Binaensleyh İngiltere e başi erden uzaklaşmalı, İtalyanlar Yaka gelmelidir Mad Du iddiaya mukabil Fransızla- — leri mantıkidir: lerine menfaatlerim dünya de - erimi Yayılmıştırr Akdeniz, menfa- Vİ ben İie İilolara malik olmalıyım. lana eat Harbdenberi geçen yirmi sene içinde kaybedeceğine bilâkis arttırdı. Bir çok tahdidi teslihat konferansları, hususi ve resmi anlaşmalar bü yarışın sürati- ni kaybettirmedi ve nihayet (Fransa 1939 senesine gene ayni gaye ile girdi. Akdeniz menfaatleri Fransız donanmasının gayeleri aşa * ğı yukarı İtalyanınkinin aynıdır. Bu iki katolik devlet arasında harb olursa her iki donanma da muayyen nakliyatı ko- ruyaöak, ve hasım ticaret ve nakliya - tına taarruz edecektir. Yalnız Fransız- lar asker vesair nakliyatını Cebelütta- rik boğuzımın emniyetine (o güvenerek Atlantikten yapabilecekleri halde, İtal yan yolları büsbütün düşman tehlike - sine maruzdur. Gerçi İtalyan yarım a- dası ile Sicilya adası Şarki Akdeniz İ- çin bir emniyet hattı (olabilir. Fakat Şarki Akdenizde Fransızların da üs leri ve filoları olabilecektir. Bundan başka, ecnebi ( gazetelerde Fransa sahillerinin tabkim edilmiş ol - duğuna dair yazılar görülmektedir. Şu halde Fransız donanması, sahillerin ko runması gibi, bir vazife ile mükellef ol- mıyacak ve açik denizlerde, bir donan- madan bekleneceği vechile, düşman yol larını tehdid edecektir. Bu hal donan - ma için mühim bir faydadır. Hülâsa Fransızlar, İtalyanlara naza- Tan şu faikiyetlere mâliktirler: I — Atlantik yolunun düşman bü - yük filosunun yaratacağı (tehlikeler - den salim oluşu. Buraya çıkmak iste - yen İtalyan filosu, Uran, Bizerta, Tu - bağlayan bir denizdir. Bina -İlon gibi mühim Fransız üslerinin teh - en kuvvetli memleketler| didine maruz kalacaktır. 2 — Sahillerinin tahkim edilmiş ol « 3 — Sanaytin memlekete dağılmış va ziyette bulunuşu... (İtalyanlarda top * lu olup, şimalde ve Korsika oadasının tehdidi altındadır.) 4 — Fransa müstemlekelerinde dahi harb malzemesi inşa (edilmektedir. (İtalya, müstemlekelerine anavatan - dan malzeme gönderir.) Görülüyor ki daha donanmalar işe karışmadan bile Fransızlar, katolik kar deşlerine nazaran hâkim bir durumda-| dırlar. Donanmalar arasında mukayı s' Şimdi asıl tetkik mevzuu olan do - namaları karşılaştıralım. İ Fransa İtalya 35,000 tonluk zirh- hı (inşada) 4 4 26,000 tonluk zırhlı 2 — 22,000 tonluk eski zırhlı o © 4 12 8 Büyük kruvazör 7 7 Küçük kruvazör 12 12 Eski kruvazör — a ey m 9 22 Torpido kruvazör 32 — Mubhrib 38 75 "Tarpidobot z 6 Za ni 82 140 Büvük denizaltı » 49 Küçük denizaltı 38 50 Mayin gemisi 6 8 87 107 Bu mukayese aded bakımındandır. Ağırlık n bir mukayese ya - parsak ü; n Fransızlarda oldu- ğunu bariz hatlarla görürüz. Gemiler mevecudunu gösteren bu ced veli şöyle tahlil edebiliriz: Hattıharb gemileri — Zırhlılar do - nanmaların bel kemiğidir. Fransızların bu tipten 4 tane fazla gemiye sahib ol- maları onları esasta üstün gösterir. İ » talyanların bu bakımdan Fransızları geçmesine imkân yoktur. Zira, para kaynakları fazla olan Fransa İtalyanın her gemisine mukabele etmektedir. Kruvazörler — İtalyanlar üstün gibi görünmektedir. Fakat o fazlalık, Bü - yük Harbten sonra, İtalyanlara veri - len Alman kruvazörlerinden doğmak » tadır, Bizim eski Midilliyi andıran bu gemiler modern kruvazörler karşısın » bet bu mütekabil iddiadan | ması, (İtalyanlar bundan mahrumdur -İda bir kıymet ifade etmezler. ve hararetini, Büyük|lar), (Devamı 10 uncu sayfada) l | j ! : ile resmen seşti arzusile ağaçların 0z6 rine yerleştirilirdi TARİHTEN SAYFALAR: Dördüncü kafa tutan vezir... Mehmede İ Padişah Bostancıbaşıya: uKaldırın!» diye emretti. Tarhuncu Ahmed : Paşa istifini bozmadı: «Padişahım, tur, Şeriatle öldürmezsin. Zulümle Names benim mucibi katil suçam yok- öldürürsün! Mahşer günü iki elim i yakandadır dedi. amnion 0n 500404 04AA 00 0AANNAA AN Yazan: Kadircan Kaflı Deli İbrahimin veziri Hezarpare Ah- med Paşa gene köpürmüştü: — Bre dinsiz imansız herif! Bu ayyaş- hktan ne zaman vazgeçersin? Sana|ğunun en zengin vilâyeti idi. Tarhuncu bunca zamandır tembih ederim: Her de- fasında söz verir, gene sözünde durmaz sın? — Efendimiz, sultanımız, bu defa ba- ğışlayın! Bir dahi içmem! Böyle yalvaran ve sadrazamın etekle- rine uzânan adam İbrahim ağa idi. Sad- razamın ondan şikâyeti sadece ayyaşlı- Zından ibaretti. Yoksa işlerinden mem- nundu. Ahmed Paşa ona artık güvenemiyor- du. Kendince son bir çare buldu: Da- yeki.. İbrahim ağayı böylelikle yola getirece- ğini umuyordu. Kepı dibinde bekliyen çavuşlara onu göstererek: — Bre yıkın! Diye haykırdı. Hemen koştular; sadaret kethüdası İb- rahim ağayı yere yatırdılar; falakayı ba- caklarına geçirdiler, çıplak tabanlarına vurdukları sopalarla bir güzel haşladılar, Fakat İbrahim ağa gene uslanmadı; çok geçmeden gene içti, gene sarhoş ol- du ve rezalet çıkardı. O zaman Hezarpare Ahmed Paşa artık dayanamadı: — Bre yıkıl karşımdan! Bir daha gö züm görmesin! Diyerek kovdu. Yerine de Ahmed ağayı getirdi. Ahmed ağa Arnavuddu. Doğru bir a- damdı. Dine bağlı, vefalı ve muntazamdı. 'Tarhuncu diye meşhurdu. Sadrazamın işlerini çok güzel yaptı. Onun doğruluğu, çalışkanlığı hemen gö- ze çarptı; kısa zamanda Diyarbekir bey- lerbeyi oldu. Burada fazla kalamadı; fa- kat daha iyi bir vazifeye tayin edildiş Mısır valiliği... Mısır o zamanki Osmanlı imparatorlür Ahmed Paşa orada epeyce işler gördüj ayni zamanda çok para kazandı; zengin bir vezirin itibarı dalma ayni ayarda, hattâ daha Üstün fakat fakir bir vezirden yüksekti. Bunun için ön safta görülmeye başladı. Gürcü Mehmed Paşadan sadrazamlık alındığı zaman Tarhuncu Ahmed Paşa hatırlandı. Kendisine bildirildi. Ahmed Paşa sadrazamlığın ne kadar berbad bir mevki olduğunu pek iyi biliyordu: Bir defa hazine tamtakırdı; yeniçeri ve sipas hi isyanları, zorbalar, saray kadınlarının rekabetleri, haris vezirlerin kıskançlıks ları başlı başına birer müthiş belâ halini almıştı. Bunun içindir ki hamiyetli ves zir Tarhuncu Ahmed Paşa şöyle diyordul — Ya iş yaparım, yahud da başım gis der, Gerçekten bu iki şeyden birisinin olas cağı şüphesizdi. Fakat iş yapmak bağ vermekten pek çok güçtü. Diğer taraftan Derviş Paşa adında zengin bir vezir vardı ki sadrazamlığı Os na lâyık görenler az değildi. Tarhuncu evvelâ onu ortadan kaldırmayı düşündü, Senelerdenberi devam eden Girid herbine gidecek olan donanmanın kumandanı bulunan paşanın hemen hareket etmesi ni istedi. Halbuki âdet olan para verik 'miyordu. Bu yüzden de Derviş Paşa git- miyordu. Bir gün tersanede toplanıp tg bu işi konuşuyorlardı. Tarhuncu Ahmeğ Paşenın adamı olan defterdar, Derviş Paşanın para talebleri üzerine sert ces vablar verdi: — Akçeyi taştan kesecek değiliz Ya... (Devamı 10 uncu sayjada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: