4 Şubat 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

4 Şubat 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BN yak canan akneli bera - Ray, arelimi kırmadı. Tekrar iş ara- Şi, 4 Paşladım. Taltim yardım ettiği İ- aa almesciddaki sütşü Tomanın Çak 2 Kapılandım. bi büyün ki, Toma birdenbire ba- Me ye k bir emniyet gösterdi. Bütün Si dolablarının anahtarlarını ai Ky, b işler için de, E aalâhiyet Ber b verdi. İng ç emniyet ve salâhiyeti sutis - ve İstamedim. o Aşcımın, süt, © kaymak, şeker çalmak için vu- , ON tekliflerini, & deima reddet - bu adam son derece kaba ve Yağa, ulu bir adamdı. Ruhunda ve Viya, Miyler ürpertiei bir zulüm Duy hissi vardı. iki Merak nda, ©ej Vaha lap Pişmiş olarak (satılacak ap, e Mizem (görmeden, Ye zan Yerini diri diri yoluyordu. na "alli hayvanların ae âcı feryad- &ı yy ahkahalerla mukabele ediyor - akn her tarafından kanlar fışkıran Tm kafasmı bura bura (o çekip ça , emaalsiz bir zevk duyu - baş var.. küçük bir hırsızlık ya - olaya Yakaladığı kedileri derh tey, , SPeediyor, Hemen ocakta bir ma iç Kaynatıyor. O kediyi bir tor i v hu adamla kaç defa gırtlak a ten, Ve kaç kere onu To - Kayi Kiyet ettim. na da , hiç bir netice vermedi by #in'atinde mahir olan bu aş- rak de Hürtü teda edemedi. Fazla 0- Mig di mel'un berif bir gin kar e “erek beni de ölümle tehdid a İyad © kadar ekli idi ki, artık Nea de yamazdım. Buna binaen, bur süretle ayrıldım. Skye Arehanasinin yardımı sayesinde, Üre yi Zin en, (Monte Karlo) ote - Otey dm e Madam Jirden isminde bir ka- Rbet, #İlyondu, Fakat bu binada, yay al etmekten ziyade, büyük Bi iki oynatılyordu. Mimari Bn zarında madam benim ÜL Bayii Ve açık gözlülüğümü beğen- Bige, Mimar salonuna memur etti, eyi, ozi? Kazandığım bu mühim e kıza, solondaki garsonları fena hal- Kümayyti. Bunlar, derhal birleştiler. tn #zlardan birinin parasmı çal Yakış 78, bum basa #mad ettiler, baş aş, PEN bunun bir iftira olduğunu bi baar yakımı ayırmaya muvafe Bing, SEPakai artık oradan da ay » Böy, vak Yuka. - 2 Ra işenda, bentir geyri resmi n Meyag, ora tarafından da bir takım Yün yi, LatEdetermişti. Bu genç kız, line düşünüyordu: Makine yatında, olur olmaz şeylere N olay Herhangi şart dahilinde olur- Salımah. Para kazanmalı. a müzeretlerimin hiç bi- term Yordu. b eyla de böylece geçti, İş ida- dak; (Bort sefer de beni Tepebaşın- Buray, ön) oteline yerleştirdi Belâ, çe Pana çok mahat ve elverişli e imi sekin, namuslu ve b on Jehat vaaiyetten Dora da <a Diyongı, “atmayalım. Evlenelim. İLA kararın 4 Carly ETeİğiMİZ zaman, hayalimiz- nı Ümes'nd ) "mal teki, yuva)yı kurmak sakbel kayimpederime müra - m yaktin hen. Ah, melun talih 5 Ararım verdiğim gece, sa 3. “telin altkatından ateş 71 - CA olel, varım saat zarfn- kül oluverdi, vermiştim. Dors ile “İden Dora da, bu meş'üm hakikat “İrenmekte #eçikmedi ifhaneve seldiğimizin fkinel. gü-| “İnu, kendisinden bir mektub aldım, Ya- Açlık Tevkifhaneye geldiğimizin ikinci gün Otelin bına ve eşyaları kâmilen si gortalı idi. Çıkan yangın, şüpheli gö: merek (kasd)a atfedildi. Başta patron olmak üzere hepimizi derlediler, topla- dilar.. bir kaç gün Galatasarayda tev-| kif ettikten sonra, götürüp tevkifhane- ye attılar Daha tahkikatın ilk günü, hakiki hü- viyetim birdenbire mevdana çıkıverdi Ve beni her yerde adım adım ta Tev na vakıla benden şikâvet ediyor: (Beki, atçakcasma aldattın. Ulanma- dan, ârlanmadar bana. her ttirlü-feda- kârlığı yaptırdın. Tiföet disun, senin gibi yalancı, düzenbaz öşika... Artık beni, ebediyen unut.) Diyordu, * mektübi, bana Doranm bü Her Gün'n Bulmacası 1 — Şeker sat 2 — İbadet eden - Sulb halden mayi böle geçme 3 —Ci41 - Durgun 4 — Çokiyi - İni 5 — Yalvarma ü değiştirme - Yükseltmd 9 — İplik - Elemler 10 — Umld et - Gemi yapılan yer Yukarıdan aşağı: 3 — Çocuk doğurtmak sar'atı - Sporda «takım» 3 — Birine kirala 4 — Bir bankamız « Düşmanlık. 5 — Azerbaycanlı 0 — Hakemlik - Aktörün yaptığı 7 — Dost ve komşu bir devlet - İskam- bilde birli 8 — Bir şeyin yerine diğer bir geyi koy- ma - Yükseltme 9 — İmal eden - İnliyen 10 — Daha fena - Yaldız renginde kumaş | | | | İ—z>ix EE >) İkarar vererek, töhekâr nü kendisinden bir mektub aldım. şeyden ağır geldi. Beni, uzun düşünce- lere sevketti, Artık görüyordum Ki, heni, benden başka anlıyan yoktur. Hiç kimse talihi- , mukadderatının, aklımdan ve ha- den geçmiyen hAdisatın bana oy feci oyunları takdir etmiyor.. ve hiç kimse, beni mazur görmek istemi- yordu. Sevmiştim. Ve bu sevginin ilhamile| süfi ve serseri havattan kurtulmıya olup namuslu »ayatma girmistim... İyi Bir ilmek için, bundan başka ne anhvordum ki; talihimin şea- Bistirmek, ben'm elimde de - naat getirdim kiş etek şan İki demir (pençe, beni Tİ fazilete vükseltmivecek.. bilâkis süfliyet uçurumunun en derin köşele- İrine kadar “çekip: sürükliyecekti.Şu halde (Arkan var) Bir doktorun günlük notların''an “Vücudün Kalsiyom ihtiyacı Vaktinden evvel dişleri çürüyen genç, ortayaşıı veya oihtiyarlarda oyücuddeki kaleşom eksikliğini gidermek lâzundir. Diş dökülmesinin, anllarmasının ve çü- rümesinin vöcuddeki kalsyom metabo- lizm İle çok alkkası mevcuddur, Vakit vakit her yaşta olanların Xken- dilerini kalıyor körüne tâbi tutmala- rınt tazsiye ederiz. Kalsyom today, şırınga İğne şekile ve P ynan #ahlet ve yahud kı larila tatmin edilir. Dedi yaşta a şocnk ve i Du ehemmiyetle tavsiye ed syom gurub- niz gibi her arlarda bü, b Wieren o okuyuaularımızn — porta Bulu yaliamnlarımı Pion ederiz. Aksi iak- dirdn Wiehieri muknbolsala kalabilir. Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan ecraneler şun- cihetindekiler; ia (Ziya Nuri), Alemdarda (Esad), Beyazidda (Asador), Samatyada (Erofllor), Eminönünde (Salih Necat), Eyübde (Arif Beşiri, Fonerde (Vitali), gehremininde (Nazım), Şehzadebaşında, (Asaf), Karagümrükte (Suad), Küçük- pazarda (Hikmet Cemil), Bakırköyünde CENA) Beyoğlu eihetindekiler: İstiklâl caddesinde (Della Suda), Te - pebaşında (Kiryolü, Karaköyde Giüse- yin Hüsnü), İstiklâi caddesinde (Limon- ciyan), Pangultda (Nargileciyan), Be - giktaşta, (AH Riza), Bokaziçl, Kadıköy ve Adalardakiler: Usküdarde (Ömer Kenan), Sarıyerde (Asaf), Kadıköyünde (Sıhhat, Rifat), Büyükadada (alk), Meybelide (Halk) Dr. HAFIZ CEMAL Bir Cuma günü sultan Osmanın halka görünmemesi gayet şiddetli dedikoduları tahrik etmekten hâli kalmadı. Bu yüzden ertesi Cuma padişah hasta bir halde selâmlığa çıktı Genç kızı terbiye ile iştigal etmiş olan Diako (bütün Rum evlerinde âdet böy- ledir), yalnız bu işi beğenmed'. Hattâ o derece hiddetde itiraz ettiği kızın terbi - yesini bütün bütün tamamlıyamadığına içinden kızıyor, diye hükmettim. Daha bir kaç gün terelimanm evinde ayni eğlence, can şıkıntım. yahud sabır- siri hat için evime döndüm. Manoly Serdar'ı orada buldum, Kendisi gibi Racovitzaya merbut bir Rumun Babsâlinin yeni tayin ettiği prensin hizmetine geçmek Üzere ondan ayrıklığını bana haber verdi. Ma - noly bu cinayeti birar mübslâğa ediyor gibi göründü. Tavrındaki odlilik bende bir şüphe uyandırdı. Zaruret sevkile kendisinin de bu yel da bir hattı hareket takib edebileceğini, binaensleyh, ibtiyatkâr davranarak, kul lendığı tâbirlere dikkat etmesini, ihti - mal ki biraz sonra taklid edeceği bir a- dam hakkında bu kadar şiddeti bir hi- küm vermemesini ona anlatmağa çalış tım — Eğer, dedi, mesleğimi değiştirecek 0- lursam beni insanların en aşağısı diye telâkki ediniz. Bu kadar fena bir cine- İkâb etmezsem beni takdir etmek- ım ediniz. İstediklerinin ikisini de ona vâdettim mü tutmak zaman: ân çek geçme - den hulü) etti, Filhakika bir kaç gün son. ra, velinimeti lehinde bazı teşebbüslerde daha bulunacağını söyliyerek gitti. Fakat onun da, yeni voyvodanın (1) hizmetine girerek Racovitzayı terketmiş oldüğünüu haber aldım. Hattı hareketini bildirmek ifüml sormak için bana ga- akirene bir mektub yazdı. Namus ve şeref, sadakat davalarile kabahatini bizzat vahim hale sokmamış ölsaydı ah- re vakayi onu mazur gösterebilir. Hattı hareketi hakkında ne fikir besle- mek lâzım geleceğini bana kendisinin söylediğini ve kendisi prensiplerine sa- dık kalamıyorsa da benim o sözlerden Inhiraf edemiyeceğimi cevaben ona bil - dirdim. Türklerin son harbi emasmda bu adam Ulah prensi oldu. Fakâf bu'mevki İka biiyet ve ehfiyetlerinden ziyade entri- kalarını irae etti. Müsteblidin hırs ve ta ma sevkile otoritsinden keçic! bir lem'ayı kendilerine satmak suretile bir an için parlattığı süreksiz mahlüklar hangi zul- met içinde kaybolup giderlerse bu da sonra öyle gözden kayboldu. Sultan Osmanın ehmmiyeteiz. fakat garib ve dikkate şayan bir vak'ada hâsıl bir rol oğnadığını şimii göreceğiz. Bir Yeniçeri sarhöş olmuştu. Bütün gi- lâhı koca bir sopadan ibaret olan bekçi kendisini kovüliyordü. Yeniçeri yâtağa - nınm (2) temin ettiği faikiyetten “istifa- de vderek bir aslan gibi nefsini müda - faa ediyordu. Düşmanlarından bir kaç İ tanesini muharebe harlei kalasak bir ha- İle sokmuştu. Sarfettiği gayretten yor - gun düştüğü için, bir benm (8) merdi - venleri #zerinde dinlenerek yeni yeni muvaffakiyetlere hazırlanıyordu. Bekgi- ler de hücumu muhasara haline fron et- mişlerdi. Herkesin tanıdığı biri tebdiM kıyafet ile şehri sık sik dolaşan padişah oradan geçtiği için, suçluya yaklaştı. Kim olduğunu söyledi, sılâhını bırakıp bekçi ye teslim olmasını emretti. Fakat kah - raman Yeniçeri hiç aldırış etmedi. Ra - hatça yere usanmış bulunuyordu. Padi- şahının yüzüne baktı, Kim yaklaşmağa cesaret ederse canını yakacağını söyledi. Bunun Üzerine, Sultan Osman hangi or tadan (4) olduğunu sordu. Aldığı cevab üzerine, karakulkrkçuyu (5) çağırttı. He- men onu aramağa koştular, geldi. Padişah ona: İ — Bu adamın silâhm ahnız ve EH - İsara (6) götürünüz, emriii verdi. Burun Üzerine, zabit sağ olile tuttuğu kuşağını çözdü (7), astye doğru yürüdü, sağ elini uzatarak: — Arkadaş, dedi, bıçağını ver bana ve arkamdan get. 'Bu'emir hiç mukabele görmeden ira muhiti içinde kaldık. Sonra, istira-| İedildi, Sarhoş Yeniçeri derin bir itaat €- İseri gösteriyordu. Batıl fikir, daima korkudan daha zi « yade tesirli, islibdaddan daha kuvvetli kalacaktır. İ Sültan Osman da biraz sonra efkârı w- İ mumiyeye itaat etmek mecburiyetinde kalacak ve buna kurban gidecekti, Doktorların fenni bu prensin sıhhatini iade için beyhude yere çalışıp durdu. Bir teraftan da, siyaset icabı, padişahın has İtalığı halktan gizleniyordu. Nihayet, hâs talığa mukavemet edemiyerek odasına kapanmağa mecbur oldu. Bütün kuvvet Jerini her Cuma selâmlığına gitmeğe sar- i ediyordu. Usul ve âdatın takviye ettiği bu umumi! merasim ihmal edi ezdi. Çünkü sonra askerlerin ve halkın ii « rildanmasını muclb olurdu. Müstebidi hükmü altında tutan bir ka- nunun ilik bakışta arzettiği tezad bunun hakkındaki istibdad tarafından telkin €- dildiği düşünülecek olursa ortadan kak kar. Müstebidin dalma korktuğu şey halk tır, Sarayının içine nüfuz edilmez uzak» lıkta kapalı yaşıyan padişah varlığını ka- İnuni surette ancak kendisini göstermekle İlsbat edebilir. Böyle bir ihtiyat teobiri ittihaz edilmiyecek olursa, halka korku kin eden, yahud çok kurnaz olup ta padişahın vefatından sonra bir iki kişiyi tehdid veya celb ve iğfal suretile ken « dine bendeyliyen bir vezirin biperva bir takım işler yapabilmek maksadile bu ö- lümü saklıyabilmesi de düşünülür. Bir Cuma Sultan Osmanın halka gö- rünmemeşi gâyet şiddeti dedikoduları tahrik etmekten hali kalmadı. Bunlan teskin içindir ki ertesi Cuma garaya en yakın bir cami olan Ayasof ğa gitmeğe karar verdi, Zayı hastalığın verdiği son derece |havele rağmen böyle yapmak mecburi. yetinde kalmıştı. Avdetinde, beygir üze- rinde kendini zaptedemiyen ve etrafın « da yaya yürüyen kimseler tarafından İtutulan padişah saray avlusunu ayıran iki kapı arasında kendinden geçti. Ba - pnın üstüne bir çal (6) attılar. Dairesi. İBe nakledildikten biraz sonra öldü. İ Vezir, maliyeti ve imparatorluğun ri - esli Sultan Osmanın vefatını tahkik et- mek ve Sultan Ahmedden kalmış şehza- delerin en büyüğü olan üçüncü Mustafa” yı selâmlamak için derhal saraya gittiler, Ayni günde, sarayın topları bu vefatı #lân etti ve tellâllar ile birlikte müezzin- se (9) de yeni imparatoru haber verdi « (Arkası var) (1) Olah ve Moldavya prensi Türk der bu ünvanı verirler. Onlara bey denir, (2) Geniş ve gnyet usun bir nevi bıçak ki keskin tarafı zerine kıvrıktır. Kılıç yerini tutar, (3) Tacirlerin ve yolcüların indikleri lde fm! yer, (6) Yeniçeri bölüğü. İsimleri yoktur. Yaj « DE #ra numarslarile yad edilirler, Bir or « tada ne kadar asker bulunduğu tesbit edil. memiştir. Otuz beşinei ortada otüz bine kâ- dar yeniçeri bulanduğu söyleniyor. (6) Erknharbiye zabitlerinden biridir. 48 Boğusdaki Rumelihisarı, Boğmak bte- dikleri yeniçerileri oraya yollarlar. Bu mah» pesten kuçarlaraa hiç olmasan çektikleri kor ku kalır. (7) On beş alivre. ağırlığında kayış kuşağı, Bu sabitler bu kuşak fe yeniçerileri tepeli” yebilirlar. Askerler bu rütbe işaretine son derĞbede Mürmet ederler. Aşağı bir rütbe oğ- makia beraber çok otoritesi vardır. (8) — Mücasin cami delilleri odemektin Bir nevi şarkı halinde: «Tanrı uludur, Tane rı Tanrıdır, yalnız bir Tanrı vardır; hayli lere koşunuz, dunya koşunuz. Tanrı 'Tan « müminleri namaza çağırırlar, Bu son cümle keltmel şahadettir. (0 İranda ve Bindistandn yaj gayet ince yün kırmaş. Türkler sokağa çıktıkları 78 man, ya soğuktan korunmak yahud tanınma mak için bunm başlarına örterler. Kendilerini muhafaza eden mantolar da vardır, Fakat Gerk hükümdarlar, halka görün iza man, havsa şedaldine karşı bundan iztifa, de edemezler. Adeta bundan Tazgeçmeleri & cab eder. Kendilerini göstermeğe onlan mecbur eden sebebler tanınmalarına imkfm vermiyecek birşey giymelerine de mânidir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: