17 Şubat 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

17 Şubat 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Bayfa Meseleler; (Kömür - Demir limanı ) nı Çatalağzında yapmak doğru olur mu? (Baş tarafı 7 inci sayfada) Bu arada Bartın deresini de unutma- © mak lâzım. Büyük Milli Şefimiz İsmet İnönünün yüksek bir alâka ile tetkik buyurdukları Bartın deresi biraz emek ve masrafla mühim bir ticaret limanı © Olur. Boğazda rıhtım yapıldığı takdir -| © de, her havada vapur dereye girer. 9000-1400 tonluk gemiler Gürken pı - harına kadar yanaşacakları gibi küçük | © gemilerin ve motörlerin Bartın iskele -! © Sine kadar ineceklerine şüphe yoktur. © “Ancak derenin derinleştirilip sık sik ta- 'ranması ve iki tarafına birer dekovil — yapılması ve Ankara hattına bağlanma- gi gerek. © 4 — ÇATALAĞZI: Sahilde ahmin- 1e- 350 metre açıklığında bulunan kar- “gılıklı iki tepe üstündeki ağızdan içe - riye doğru düz ve hemen deniz seviye - sile bir olarak genişleyen oldukça mü-|! te Said, kumlu bir toprak tabakasının ka- zılıp kaldırılmasile ve bir taraftan 200, “diğer taraftan 809 metrelik dalga - kı - ranla vücude (getirilmesi tasarlanan #un'i bir limandır. Liman ihtiyacı ve limanlar arasında mukayese LİMAN İHTİYACI: | — Hüküme - #imiz takib ettiği milli siyasetle kömür havzasını millete maletmiş, kömür is - Kihsalâlumı birkaç yıl içinde beş milyon #ona çıkarmak kararını vermiştir. 5 milyon ton tüvenan kömür, 4 mil- yon yrkanmış kömür demektir. Zongul “ daklan şimendiferle içerlere gönderi - © len kömür miktarı (37 yılında 75 bin tonu bulduğuna göre, kömür sarfiyatı- gın artımına bakarak birkaç yıl içinde bu miktarın iki yüz bin tonu aşacağını söyliyebiliriz. Karabük demir ve çelik fabrikaları - on yıllık sarfiyatı da 450 bin tondan ibaret olacağına göre şimendiferle içeri ye sevkedilecek kömür tutarının 650 © bin tomu bulacağı yakın bir hakikattır. © Havzanmn mahalli satış ve fabrikalar sarfiyatı da 937 de 70 bin tona yakın - dır. Şu halde yuvarlak hesabla deni den sevkedilmesi icabeden kömür mik 'tarının 3 milyon 300 bin tondan fba - ret olacağını tahmin etmek kolaydır. İşte bu miktarda kömürü bugünkü Zonguldak mendireğinden ve ağız (*) lardan yükleyebilmek kabil olamıya - cağından havzada büyük ve modem © bir limana ihtiyaç görülüyor. Gene or talama: 3000 tonajı şileplerimiz için e- 8as kabu! edersek, bugünkü imrarat bu tonajda 523 vapur hamulesi tutar, Ge - en aşağı on abilirse, en az on beş, gönde t yirmi vapur münhasıran kömür nakli-(r n çalışıyor demektir. gün bile Türk şileplerinin smmın kömür nakliyatın l iyor. Türk şilepçi-| şaflandıran kö- bugünkü en fazla fırtınalarına karş barınma ve sığınma yeri olacak bir liman, en şiddetli bir ih- tiyaç olarak önümüze çıkar, Bu ihtiy; « son Ereğli faciasında olduğu göbi Ber yıl buralarda batan veya karaya “saplanan birkaç vapurun ve bunlarda can veren bahisızların acıklı akıbetle - rile, kalblerimizi sızlatacak bir şekil - de ifadeleşmiş oluyor. Bugün ağızlar - dan ve hattâ Zonguldak limanından 6-7 bin tonluk bir vapuru yüklemek için © mutlak havanın müsaade lütfuna ve en aşağı bir baf'alık zamana ihtiyaç var - dır. Kald, ki Zonguldak Ilmanı bile 6-7 bin tonluk bir vapuru tam harulesile yüklemeğe müsaid değildir. Bir kısım hamule liman da veriliyor. Halbu- çıkarabilme purlarla na dir. Denizden nakledil: $ miyon 3 bin ton kömürü bir yılda © mrar edebilmek için günde 10 bin ton kömür yüklemek gerek; bugünkü şi - için yüksek tonajda va - (9) Zonguldaktan başlıyarak «Külml, İn- ağ, Kasaptarla, Korlu...» gibi imansız ve © © ancak tahmllât iskelelerile ocaktan gemile - © ve kömür yüklence yerlere «ağız, denir ki, © buralardan kömür vermek için müsald ba - yalar lazımdır, ) leplerimizin ortalama tonajını 3 bin ü- zerinden hesablarsak günde 1/3 - 3 va- pur yükletecek demektir. Bir o kadar vapurun da her gün nöbet beklemesi icab eder, Bunlardan her biri en aşağı bir hesabla 10 günde bir sefer yapa- bilir £i bu bale göre (30, 40 vapurun münhasıran kömürlerimizi taşımak i - çin havza ile İstanbul ve diğer liman - lar arasında arasız, seyrüseferde bulun maları lâzımdır, Bunu temin edebilmek için, bu hat üzerinde çalışacak vapur- ların seferlerini kat't bir emniyet altı - na almak, ilk önce düşünülecek bi: rurettir. Demek ki 5 milyon ton vapurlarının y sürat ve emniyetle yükletilmesini de il, ayni zamanda sıra (obekliyecek ve seyrüsefer edecek vapurların da fırtı - nalı havalarda barınmalarını ve â Bugünkü kömür imraratımız | mil - yon 506 bin tondur, bundan, içeri ih - tiyaçlara gönderilecek miktardan maa- dasile 55 bin ton kok ve 16 bin ton bri- ket, hemen tamamile denizden nakle - diliyor. Hele dış piyasaları için bu kat'i bir zarurettir. Dış piyasaları için ha - mule almaya gelen 6-7 bin tonluk ec - nebi vapurları hamlelerini alabilmek üzere çok defa on beş yirmi gün ve hat- tâ daha fazla bekledikleri vakidir. Ve bunlardan işitilen sesler, çok acıdır. Ka Tadenizde sefer yapan ecnebi şilepleri- nin (hrakiyelerini kömür havzasından almakta her bakımdan kâr oldukları meydandadır. Bütün zorluklara rağmen ihrakiye almağa gelen ecnebi vapurla- rı eksik değildir. Bunun için yakımlık kömürlerini kolaylıkla, yetle alebileceklerin daha birçok ecnebi şileplerinin hav- zamıza geleceklerine şüphe yoktur. On lara böyle bir güven verebilecek mo - dern bir liman yaptığımız anda, hav - zada ih yeliği tesis edebiliriz. Mhrakiyelik; gerek kömürün peşin pa ra ile ve daima hamule fiatlarından da ha yüksek tutanda satılmakta olması, gerek şileplerin komanyalarının ayni limandan tedarik etmek ihtiyacında bu Junmaları bakımlarından yurd için & -|« min ve kârlı bir döviz kaynağıdır. En aşağı 800 veya bin ton kömür alan bu ecnebi gemilerinden her biri memle - kete 8-10 bin Tira bırakıyor. Ayda on yılda 120 ecnebi vapurunun bira - akları döviz miktarı; | milyon Türk ecne- ise bu miktardan bir Kk ır. Bugün bunlardan çoğu si Pireden veya diğer ecne » bi limanlarından almak mecburiyetinde kalmışlardır. 2 — Karabük demir ve çelik fabri - nakliy ş , bir limanın vücudile kabildir. Bu ih - tiyaç üzerinde daha fazla durmaya lü- zum yoktur. (Arkası v - U'udağa üç giin . ( Baştarafı 9 uncu sayfada ) Bursanm kayak metropoliteni yeni tay yare otobüsleri istasyonu acentası. Hareket memurluğunu da fahriyen Fazıl isminde hayırsever bir delikanlı yapıyor. Biz, sevimli Bursada sevimsiz bir öğ - le yemeği yedik. Saat 3 te kayaklarımız kaptıkaçtı - nın Üstüne yerleştirildi. Bu vasıta da bizi dağın İleri mmtakalarına kadar kapıp kaçıracak bir nesneye benzemi- yor amma bakalım!, Bizimle beraber ç kişi daha var: Bursa Ziraat Barkası Müdürü Halük, muhasebecisi Sedad. Bir de bayan. Kız San'at mektebi öğretmenlerinden Bayan Saadet.. Hafta tatillerini geçirmek için Ki -| razkıyaylaya, kaymağa orlar. Da- ğın tepesine çıkmıyacaklar, Hep bera- ber kaptıkaçtıya dolduk. Yedi Kişiyiz. Hakkınızı helâl edin. Gidip gelmemek de var bu işin ucunda. (Arkası var) Nusret Safa Coşkun - |peretinden SON POSTA RADYO Türkiye radyo difüzyon postaları Ankara radyosu DALGA UZUNLUĞU 1699 m. 183 Kos, 180 Kw. TAG, 19/4 m. 15198 Kes 29 Kw. TAP, 31.70 m. 9483 Kos, 20 Kw. CUMA - 17/3/39 1230: Profram, 1285: Türk mdiziği - PI. 13: Memleket saat fiyarı, meteoroloji haber- İleri, 13.10 - 14* Müsik (Küçük orkestra - Şef: Necib Aşkın). 1 — Vinkler - Kemanın aşk şarkım, 2 — Beethoven - Menuetto (sol ma - 4ör). 3 — Anbert - Şişmanlar resmi geçidi (komik parça), 4 — Zlehrer - Aşık oldum; (Romans), 5 — J. Strauss - Sabah havadis- leri (Vals), 6 -— Hanns Löhr - Tempo Tempo (Galop), 7 — 3. Bitrausş - Rider Pasman © - (Polka), 8 — Niemann - Zenci dana, $ — Leopold - Yeni dünyanın (eski kıları, (Amerikan havaları - potpurisi), : Proğram, 1435: Müzik (Bir konser - - PI). 19: Konuşma - (Haftalık epor ser- vis). 1915: Türk müziği < (İnce saz heyeti- Şehnaz faslı - Celâl Tokses, Hakkı Derman, Eşref Kadri, Hasan Gür, Hamdi Tokay, Bas TI! Üller). 29” Ajans, meteoroloji haberleri, zirnat borsası (fat), 20.15: Türk müziği. Ça- lanlar: Refik Fersan, Fahire Fersan, K. Ni- yazi Seyhun, Eşref Kadri. Okuyanlar - Mah- mud Karındaş, Safiye Tokay. 1 — Emin ağı- Suzinik peşreri. 2 — Şükrü Osman - Suzi - Dük şarkı. (Müpteleiyi derd olan), $ — Udi Ahmed - Surinâik şarkı: (Meth içinde), 4 — Ahmed Rasim - Suzinâk şarkı: (Pek reva - dir sevdiğim), 5 — Fahire Fersan - Kemen- çe taksimi. e « Gülizar halk türkü- sü: (Sinemde bir tutuşmuş). 7 — Sedettin Kaynak - Muhsyyer türkü: (İşte seni se - ven), $ — Tanburi Cemil - Muhayyer saz 80- mali, 9 — Selâhattin Pınar - Nihavend gar-| Kı: (HÂJA yayıyor), 10 — Udi Hasan - Niha - vend şarkı: (Hatırımdan hiç çıkmı). Ji — Sadettin Kaynak - Muhayyer şarkı: (Bağ - rıma taş basaydım). 21: Memleket saat Âya- rı, 71: Konuşma, 2115: Esham, £tahvrlât, kambiyo - nukut borsası (flat). 21.0: Müzik (Radyo orkestrası - Şef: N. Ferid o Alnar). 1 — W. Mozart - Senfoni mi bemol majör. Adaglo - Allegro, Andante Con mote, Minu- etto - 'Trlo. Pinsi, Allegro. 2 — Pr. Behubert- «Rosamunde, perda arası müziği Nr. 1 ve 3 8 — E. Grleg 1 inci Per. Cünt gülü. Morgens- timmung (Sabah), Ases tod (Ozenin ölümü), Anitrana Tanr (Anitranın dans). İn der Hallo des Bergkön'gs (Değ kralının ininde), 1130: Müzik (Hafif müzikler o öpereller ve öilre - PV, 2245: Müzik (Oazband - Çiğan). Lanloş orkestrası, 23.46 - 24: Son ajans ha- berleri ve yarın! proğram. Tramvay Şirketi 14 bin lirayı Cümhuriyet Merkez Bankasına yatırmış Eski Tramvay şirketini müstahdemin yardım ve jna aid 14,000 altın hakkımda gümrük mu- faza teşkilâtı tarafından sorulan suale, amvay şirketi dün cevabını bildirmiş- ür. Gümrük muhafaza başmüdürlüğü ta - rafından şirketin verdiği cevab ve gös- terdiği vesaik tetikik olunmuş ve mev - yuubahs paranın muhtelif tarihlerde iyet Merksz Bankasına yatırıl - (Baştarafı 8 inci sayfada) — Fahri Bey oğlum.. biraz hızlı söyle. Demeğe mecbur oluyordu. Bir âdeti vardı. Süflörden alamazsa, ayni cümleyi tekrar eder, bundan arka- sını getiremediği anlaşılırdı. Süflör daha hızlı söylerdi. (Büyük iman) heyecanla oynanıyor, heyecanla seyrediliyordu. Fakat perde- nin kapanışı muvaffakiyetle olmadı. Oy- mıyanların da, seyircilerin de heyecanını yarı yarıya kaybettiren bir hâdise oldu. Fahrinin önündeki eserin parça parça kâğıdlara yazıldığını söylemiştim. Oyu- na kendisini kaptıran rahmetli Fabri kâ- ğıdlardan bir ikisini aradan düşürüyor, bir de bakıyor, sayfa numaralarının ara- sı açılmış, bulayım derken telâşla büs- bütün karıştırıyor, tam bu sıralarda da perde kapanacak. Manakyanm şöyle bir sözü var: — Bu büyük ihtilâlet de dua ediyor. Cümle uzun olarak devam edecek, böy- lece perde de inecek. Lâkin Manakyan: — Bu büyük ibtilâlci de dua ediyor. Dedikten sonra durmuştu. Fahri delikte kan ter içinde kalmış, sayfa numaralarını bulmağa uğraşıyor. du. Aksilik bu ya. bir türlü lâzım olan kâğıd ele geçmiyor. Manakyan bir kere dahe tekrarladı: — Bu büyük ihtilâlej de dua ediyor. (Papa) seçimi dünyanın en garip seçimidir! (Baştarafı 7 inci sayfada) 1 — Deruni tesir şuna derler: Bütün kardinailer, yahud kardinallerin ekserisi muayyen bir kardinsle evvelden anlaş- madan hep birden reylerini verirler. 2 — Anlaşma: Müntehibler araların- da içtima ederek grup halinde hareket ederek intihabı yaparlar, İntihab mevcudun dörtte üçünün itti $akı ile temin edilebilir, Papaların miiliyetleri Şimdiye kadar papalik mevkilni işgal eylemiş olan papaların sayısı ile milli- yetlerini zikreylemenin tarih bakımından İaydalı olsa gerek... İtalya 214 Fransa 1“ i Almanya İspanya İngiltere Portekiz Felemenk İsviçre İtalyanın elde 4 3 ı 1 ı t ) eylediği ekseriyet İlal- .| yan kardinallerinin sayısının fazla olma» sından neşet eylemektedir. Pana seçiminden sonra Kati intihsba varmazdan evvel ihzari intibablar vardır. Ekseriyet hâsıl olduk- tan sonra imtfhabı kararlaştırılan kardi- İnalin ayağa kalkıp: «— Kabul ettim!...» Demesi şarttır. Bunun yerini başka hiç bir cümle tutamaz... Bunun akabinde intihab edilen kendi- ne bir isim seçer, İsmin kendi ismile alâ- ” İkası olmamalıdır... Bu dakikadan #ibaren papa intihab e- dilmiş sayılır... Derhal Siztine kilisesi. nin dua yerine gider, Evvelden hâzırlan- mış olan üç beyaz cübbeden birini iksa eder, Ayaklarına kırmızı terlikler geçi rir ve kilisede hazırlanmış olan tahta o- turur. Kendisine ipek bir yastık üzerinde beyaz bir takke uzatılır, onu alır... Dahiliyeci kardinal parmağına mukad- des yüzüğü geçirir ve halka yeni papanm ismini bağırarak ilân eder. Bunun Üzeri- ne balkona papa dahi çıkar ve halkı ilk defa olarak takdis eder... ar 75 yaşında bir ihtiyar kalb sektesinden öldü Hasekide oturan gümrük memurlu - ğundan mütekaid 79 yaşında Bekirin 2 gündenberi görülmediği zabıtaya ih - bar edilmiş, evinde yapılan araştırma» da cesedi taşlıkta bulunmuştur. Ölü - nün başında kan mevcud olması hâdik senin bir cinayet eseri olduğu şüphe- sini tevhd etmiştir. Adliye tabibi En - ver Karan tarafından yapılan muaye. ne sonunda, Bekirin kalb durmasından öldüğü tesbit edilmiş ve defnine ruh - sat verilmiştir. Hayatım: Manakyanı nasıl tanıdım ? Fahriden sas yok. bir kere, bir kere daha tekrar, Manakyan seslendi; — Fabri Bey oğlum, arkasını getir. Zavallı Fahri büsbütün şaşırmış, onu alıyor, bakıyor, değil, atıyor, bunu abp bakıyor, değil, atıyor. Piyes durdu. Nihayet Manakyan: — Bu büyük ihtilâlci de dua ediyor. Oümlesini beşinci defa tekrarlarken perdeyi kapattılar. İşte bu da Manakya- na aid bir hatıradır. Manakyanın büyük takdirlerine maz. har oldum. Beni pek beğenir, dalma rs kibsiz bir komedyen olacağımı tekrarlar. dı. "Tövsiyelerine tuldatı muhakkak terketmem lüzumunu ilâveyi de unut mazdı, Ona göre ben tulüattan daha çok alafranga komedğilerde muvaffakiyet gösterebilirmişim. Bunu birçok değerli münevver ve san'atkârlar da tasdik edi- yorlar. Fakat ben tulüatı alafrangalaştır. mak, ona yeni bir veçhe vermek kararı- nı daha evvelden verdiğim için yalnıs yazılı eserler oynıyan bir aktör olmağı tercih etmedim. Filhakika vodvillerde, tulüsttan daha çok muvaffak olduğum iddia edilmekte- idir. Fakat ben mazbut tulüatı da bugün- İkü tiyatro zevkimizin yanısıra yürütme gi daha doğru buldum ve buluyorum. (Arkası var) Çorluda bir avukat kazaen öldü Çorlu (Hususi) — Kazamız dava ve killerinden Zühtü Erol tabancasını ka- rıştırırken silâh her nasılsa ateş almış, çıkan kurşunla avukat yaralanarak on beş dakika sonra ölmüştür. ! Çorlu Zirast Bankasında tayinler Ziraat Bankası (Ayvalık şube“ si muhasebecisi Mustafa Enver Pasam Ziraat Bankası Çorlu ajans memurtu « ğuna gelmiş ve işe başlamıştır. Eski a- jans Sabit de mmtaka seyyar ajanı ol « muştur. Şehir işleri: İtalya General konsolosu Vali musvinini ziyaret e'ti İtalya general konsolosu, dün Vali muavini Hüdai Karatabanı makamın - da ziyaret etmiştir. Belediyede bütçe hazırlıkları devam ediyor Belediyede bütçe hazırlıkları devam etmektedir, Dün muhasebe müdürü - nün odasında fen heyeti müdürünün İde iştirakile fen heyeti bütçesinin ha. zırlıklarile meşgul olunmuştur. İlik tedrisat müfettişlerinin toplantısı İlk tedrisat müfettişleri dün sabah İstanbul Maarif Müdürlüğünde topla - narak Devlet Şürasına verilecek rapo- run hazırlanmasını ikmal etmişlerdir. Ayın 20 sinde umumi bir toplantı y pılacak, rapor Vekâlete gönderilecek » tir, Toplantılar : Denizlili geeçler bir memleket gecesi tertib ettiler Şehrimizde yüksek tahsilde bulunan De- nini gençler yarın akşam Perapalas oteli #alorlarındn bir memleket gecesi tertib et mişlerdir. Memleket gecesi toplantısı saat 29 den sabaha kadar devam edecektir. Bir sarhoş birahane camlarını kırdı Üsküdarda Selimiye kışlası içinde bakkallık eden Halil, sarhoş olarak Beyoğlunda Firavun Mbirahanesinin camlarıni kırmış, dükkân sahibi Mel - konu da dövmüştür. Suçlu hakkında takibata başlanmıştır. Mezbahadan bir manda kaçtı Mezbahada kamb Eskinaziye aid manda, kesilmek için götürülürken birdenbire caddeye fırlıyarak etrafa saldırmağa başlamış, halkı ürkütmüş - tür, Mandanın tutulamıyacağı anlaşıl dığmdan zabıta memurları tarafından tabanca kurşunu ile öldürülmüştür. Bir çocuğu beygir ısırdı Ekmekçi Nuri adında birinin beygir Tİ Şişli pazar yerinde 7 yaşında Salihe adlı çocuğu ısırımıştır. Beygir müşaha de altına alınmış, çocuk hastaneye kak dırılmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: