18 Mart 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

18 Mart 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(Baştarafı 8 inci sayfada) 'pab edersek taarruza iştirak eden gemi- lerin adedi yüzü geçer. / Bu kuvvete mukabil, Türkler, iki eski lı, birkaç torpito ve bir alay eski top- Ja mukabele edeceklerdi. : * * İngiliz amirah mütevali bombardıman. sr ile, 18 Marta kadar, boğazın en dı. pındaki istihkâmlarımızı sukut ettirmiş- lerdi. Büyük bombardımana takadiüm eden günlerde Çanakkale şehrinin pek yakınlarına kadar olan torpillerimizi de #aramış ve kaldırmışlardı. Bundan dolayı İngiliz amirali plânın im ederken göreceği mukabelenin Gerecesini pek hesaba katmadı. Bu plân- Jarında düşman kuvveti değil, zafer dü- güncesi müessir oklu ve gözlerini kamaş- tırdı, , Bombardıman 18 Mart sabahı başlıyacak ve üç safhası olacaktı: Birinci' safha: En büyük zırhlılar uzak- fan istihkâmları bombardıman edecek- lerdi, İkinci safha: Fransız zırhları daha zi yade sokularak ufak Türk istihkâmları ma ateş ciecek ve bu suretle boğazın en (dar geçidindeki mayinlerin taranması te- min edilecekti. Üçüncü safha: Üçüncü bir grup mayin hatlarının gerilerindeki bataryaları te- xnizliyecek ve bu suretle donanma boğaz- Gan Marmaraya girecekti, Uzun uzadıya hazırlanan bu plânların mu'affak olacağından, İngiliz amirali ve Fransız am'nali o kadar emin idiler ki boğazdan e girmek hususunda adeta yarış ediyorlardı. Fransız amirali Kepra!, boğaza en ziyade sokulmak fırsatının kendisine verilmesini rica ediyordu. şafak'a İ * İ Bu arâda Türkler ne yapıyorlardı? Yü- çekleri vatan duygusu ile çarpan ve bu aziz toprakları her ne pahasına olursa ol- Bun hasımlarına vermemeğe yemin etmiş plan bahriyelilerimiz umumi durumun şne kadir müşkül olduğunu idrak etmiyor “eğillerdi. Çanakkaleyi zorlıyacak olan İüşman, gözleri kamaştıracak kadar kuv- «yetli idi, ? İşte burada Türk denizcileri kuvvete karşı imanla, gemiye karşı sandalla harbetmek zamanının geldiğini idrak et- İiler ve buna karar verdiler. Çanakkalenin Türk mayinlerinden te- mizleridiği raporu verilmiş olmasına ve tekrar torpil dökülmemesi için sıkı ted- birler alınmasına rağmen Nusret torpil gemisi, gecenin zulmet: içinde 12 torpil yükliyerek, tekmil Ingiliz ve Fransız ka- rakol hatlarını geçmiş ve boğaza tekrar Mayin dökmüştü. Bu torpillerin döküldü. ğü yerler, o kadar dikkatle intihab edil. mişli ki İngiliz ve Fransiz gemilerinin bumlara çarpmadan bombardıman yap- Mmalarma imkün yoktu... Ertesi sabuh, yani 18 Mart sabahi Türk denizcileri erkenden kalkmışlar, topbaşı #imişler, hasımlarını bekliyorlardı On- lar neticeden emin idiier. Muzaffer ola- baklardı, Vatan böyle istıyordu. Hasım- Jarını, gelecekten emin olarak bekledi Jer, emin olarak dövüştüler ve azametli düşmanlarını, vi bağrına ayak bas- madan ezdiler, parçaladılar ve kapılarını muhafaza eltiler... a © Nihayet saat ona doğru bir canavar sü- Fünü andıran hasım donanmas: boğaz ha- picinie görüldü. İçeriye muhakkık gir- meğe azmetmiş gibi görünen bu sürü ha- tırı sayılır bir süratle boğaza girdi. Dört gemiden ibaret olan birincı sıra boğazın her iki tarafındaki bataryalarımızı mer- mi yağmuru altına almağı başladığı za- Man, aslan Mehmedcikler toplarını sükü- etle dolduruyorlardı, Onların yüzünde Watan için en büyük hizmeti yapmaktan doğan bir neş'e vardı. Kuvvetle iman çar- © pişiyordu. Bambardıman başliyalı iki saat olmuş- tu, İngiliz amirali, şiidetli bombardıman © netleesi olarak istihkâmlarımızın üstünü i perine kaplıyan toz bulutlarından muvaffakiyet İlmid etmiş olacak, ki saat 12,06 da ikirici Wim bombardıman için yer almasını! «emretti. İşte bu anda toplarımızın İlk mermile. Fi de İngilizlerin Ağamemnun zırhhsı ü- ordu. Yarım saat içinde (12) alan bu geminin kaptanı mermi isab © Böeta bunalmış vaziyette idi. İlk evvelâ kendisine düşen mermilerden kurtulmak çin gemisini, olduğu yerde, çevirdi. Fa- “kat bir defa Türkün pençesine düştükten sonra nasıl kurtulabilirdi? Onsekiz mart zaferi SON POSTA İkinci battın en sağdaki gemisi olan (İnfleksible) de bir hayli mermi yemişti. Şimdi İngilizler eskisi gibi güzel ateşle- rine devam edemiyor, bir taraftan mücö- deleye devam ederken diğer tarafta da, gemilerinde çıkan yangınları söndürme- ğe çalışıyorlardı. Bilhassa ismi geçen son gemi, daha sonraları o kadar yara idi Xi, alevler içinde yanan tekneden ne dı- farısipı görmek kabil oldu, ne de diğer gemilerle konuşabildi. Geminin telsiz makineleri harab olzmuş, direkleri yıkıl mış, güvertesi delik deşik olmus... Adeta ir yangın yerini andırıyordu. Nihayet, filo amirali, bu gemive (geri dön!) işa- retini vermeğe mecbur oldu. Şimdi İnfleksible alevler içinde, geri dönüyor ve buna muksil üçüncü hattı teşki? edecek olan Süfren, Büve, Go'va »w Sarl Mavni Fransız gemileri ar. mevkölerini almağa gidi Burdan başka İngiliz komuta iğ Tolarm kâfi derecede ilerlediklerine za- hib olarak: — May'nlerin taranması!.. Emrini vermişti. Hakikatte işe mayin- leri taramanın değil, boğazı sahiblerine bırakmanın zamanı çoktan gelmiş geç miş... Nitekim Fransız gemileri, özha yerlerini almadan, birer ikişer mermi | isabeti almağa başladılar. Golva 9000| metre mesafeden birbiri peşine altı mer- mi yarası aldı ve bu yaraların tesirile Öy- le bir fena vaziyete düştü ki Fransız â- mirali diğer bir gemiye: — Golvaya yardım eti, İşaretini vermeğe mecbur oldu. Müavenete gelen bu gemi Dablin Wgi- liz kruvazörü idi. Lâkin kime, hangi ge- miye muavenet edilecekti, Çünkü Büve zırhlısı da yavaş yavaş Golvanır akıbeti- ne düşüyor ve muharebe edmez bir hale geliyordu. İşte böyle bir anda Büvenin üllında büyük bir tarraka duyuldu, gemi kâra bir bulut ile semalara kadar yükseldi ve iki dakika sonra dumenlar dağıldığı 7n- man, geminin 600 tayfesile beraber, son İ parçası suya gömülüyordu Belki bu ilk müzafferiyet herhangi bir galibi şımartabilirdi. Fakat - Mehmedeik İ vazifesinin henüz bitmediğini biliyor ve topunu çevirecek yeni bir düşman erı-! yordu. Büve gibi kocaman bir zırhlının kay- bolması, düşmanda ehemmiyetli bir te sir hâsıl etmiş olmıyacak ki, bataryaları- muzdan, düşmanın hâlâ girişe ve bombar- dımana devam etmek istediği görülüyor- | du. Bunumla beraber kahraman denizci- ler, muvaffak olacaklarına inanç getir. mişler, me batırırsak kârdır diye düşü. rüyorlardı, Toplarımız, İkinci olarak, İrresistıbl zırklısını yakaladılar, atılan birkaç mermi bu gemiye vardı ve onu ehemmiyet& derecede bir tarafa batırdı. Biröz sonra Nüsret gemisinin döktüğü mayinlerden bir tanesi gemiye çarptı ve İrresistıbi gemisi baş üzeri dikili kaldı. Bu fkinci kurbanı gören İngiliz a- mirali derhal Oşin gemisine, (İrresis- tıb) e muavenet için emir verdi. Fakat İrresistıbi'in de batacağını anlı- yan kahraman istihkâmcilar abişle aa | Oşin zırlılısına çevirmişlerdi. Bu mermi yağmuru altımda zırhlı, ne kazazedeye| yardım edebilir ve ne de onun mürette.| batını kurtarabilirdi, | Artık mühacimler için avdetten baska| çare kalmamıştı. Şimdi, bütün parlak hayaller, suya düşmüştü. Kazazede gemi- yi kurtaramıyacağım anlıyan İngilizler, akıntı fe düşen gemiyi kendi haline bi- rakmıya karar verdiler, Bir torpito ile mürettebatını kurtararak çekildiler, On- Tar, güya, gece karanlığında tekrar boğa- za girecekler ve sürüklenen kazazedeyi kuratacaklardı. | Fakat Oşin zırhlısı avdet ederken © da| bir mayine çarptı; ve bu anda gemiye düşen bir Türk merm!si tekneyi Kareket. | siz biraktı. Şimdi denizlerde tayfasız ka- lan gemi iki olmuştu. Onlar birbirlerine | İçok yakın olarak Morto Umanına doğru | İklenfyorlardı. Nihayet bunlardan bir al batarvalarımızın top mermiler ile | İdiğteri de kendi kendine battı, gitti. Gece| İyarsı boğaza giren İngilizler, gemilerin yerinde yerler estiğini hüzünle görüp av-| det ettiler, dı 24 18 Martın deniz tarihimize Kazındırdığı | büyük şerefin hikâyesi budur. Orada ta- rihile, medeniyeti ile, an'anesi ile, cesare- ti ile dünyaya nümüne olacak iki hasım umuz ve kay- Unu betin san'atkâr (Baştarafı 7 inci sayfada) sual daha sormaktan kendimi alamadım: — P'âklarda kendi sesini dinler miydi, nasıl bulurdu? — Dinlergi, Dalar, eski günleri hatır- Yardı. Fâkst plâklsrdan memnun değildi. ederdi. Sesi çok gür olduğundan, plâk bu sesi zaptta aciz gösterirdi. Dışarı çıktım Köşe başındaki muhal lebicinin hoparlörü şu şarkıyı haykın- yordu: Gösterip ağyare Hiftün bizlere bigâ- nesin! Bu onun plâklara nakşolunmuş sesi idi. Zift parçaları sanki Wftalyanın sesini değil, bizim nankörlüğümüzü haykırıyor. Jardı, O dakikada zift gözümde öyle kıy- “İmetlendi ki insanlığın ziftlenmeyi birçok iyi ve güzel şeylere gittikçe daha fazla “İdereih edişinin hikmetini anlar gibi ol- dum. Beşeriyet kadirşinas olmak isti- yordu. Nusret Safa Coşkun Birjinşaztf amelesi apırtımandan düştü Kumkapıda oturan ve Lâlelide yapıl - makta olan bir zpartıman inşaatında Ça- lışmakta olan rençper Hasan, binedan ye- re düşerek başından yaralanmıştır. Hasan Cerrahpaşa hastanesine kaldı - rılmıştır. Ankara borsası Açış Kan iy$ 5,4 46,625 k6,6Z , 5 gi b,t615 * 68 EE S6 uz 626 m.ö 60616 ii, sil 2425 085 16 1,66 Tescil edilmeniz 5 593 23,99 3, 16 075 M9 009 inMIS o 3675 1,64 2 0370 2-53 Yerebatan, Çatalçeşme sokak, 235 İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin bütün hakları mahfuz ve gazetemize ziddir, İlânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevab için mektublara 10 kuruşluk Pul ilâvesi Jâsımdır, Posta kutusu : 741 İstanbul Telgraf : Son Posta Telefon : 20203 sansanrrsanam enes ansaneanemara sani — << çerpışmıştı, Bu çarpışmanın galibi biz ol- duk. Kazandığımız zaferin kiymet ve aza- meti daha o günlerde basımlarımız tara- fından kabul ve ilân edilmişti. Bugün dahi Türk denizcisi vatanı ko- rumak hususundaki ilhamını o günün büyük şehidlerinden ve Çanakkalenin şanh terihini yazan Ebedi Şeften alıyor. A.T, Sesini iyi aksettiremediklerinden şikâyet (Baştarafı 8 inci sayfada) Zehiri madde kaçakçılarına gelince; sızlık yapan memurun yahud tehevvüren işliyenlerin ceza tayininde haleti ruhiye- lerinin aranmasım âmirdir, Yoksa böyle bir milleti zehirliyen, tereddiye sevkeden adamlar siyasi casuslara yapılan muame- İeye tâbi tutulmalıdırlar, Bana sorarsanız Izmirde bir çiftlik bir köy halkına satılıyor İzmir, (Hususi) — Yüzlerce köylünün elinde taksim edilmiş bulunan, fakat füzuli şegil sayıldıkları için çıkarılmala- rına teşebbüs edilen köylüler vilâyete müracaat ederek Bulgurca Çiftliği arazi- sinin kendilerine taksitle satılmasını iste- mişlerdi, Ziraat Bankasında ipotekli bu- lunan Bulgurca çiftliğinin taksitle, içinde bulunan köylülere verilmesi Ziraat Ve- kâletinden emredilmiştir. — Bayan GABY WAGNER hak İlmi bir anket hapsederim. Şimdi bütün söylediklerimiz! hülâsa Tecessüsüm dilimde tecelt etmişti. Bİrİ yu adamların hareketinden deni bir şey | edelim: Cürüm ile ceza arasında tenasüb tasavvur edemem. Uyuşturucu maddeleri | şarttır, Bu nisbeti yalnız kanundan bekli- salmak, yapmak, kaçırmak gibi şeyler) yemeyiz. Kanun hadler tayin etmiştir. cürümlerin en büyüğüdür, İctimaf neti. | Gerisi hâkimin bileceği iştir. Zehirli mad- celeri korkunçtur, Yukarâa söylediğim | de kaçakçıları bir katilden yahud ihti - ceza tayini işleri, ihtiyac yüzünden hır.) Yaca mtebni devlet rualından para çalan memurdan daha şöğdetli cezalandırılma « adam öldüren, buna mümasil! cürümler) kdr. Sözü biter bitmez Salim Ak Dilemre, «nokta» dedi. Zaten virgülleri, satır baş- larını kendisi #hlar ediyordu. Son emrini de yaptım. Noktayı koydum. O tesbihin! aldı, odasına doğru yürüdü. Ben notları mi toparladım, matbaanın yolunu tuttum. Nusret Saja Coşkun Egede şehirler arası telefonuna ehemmiyet veriliyor İzmir, (Hususi) — Nafış Vokâleti, Ege mıntakasının beşher vilâyet ve kazaları- n: otomalik telefonla şehirler arası tele. fonuna bağlamağa karar vermiştir. Bu hafta iki hattın tesisi için faaliyete ge- çilmiştir. Birinci hat Tire, Ödemiş ve Ba- yındır, #kinci hat Nazillidir, Nazilli hattı Aydın ve Denizli vilâyetlerini de şehirler Smile: iki yaşını itira ve bu derece carib bir tarzda nasıl güzelleştiğini izah ediyor: On gün kadar evvel çektir - diğim Fotoğrafımı o gördükçe gözlerime İnanamıyorum. En 3- şağı 40 yaşında görünüyordum. Ainımda ve gözlerie ağzımır et. ratnda buruşukluklarım vardı. Tenim esmer ve sert idi. Bugün ise cildim yumuşak ve dostla - rımın gıpta nazarile baktıkları açık ve buruşuksuzdur. Herkes benim hakkımda 35 yaşında ol- duğum hulde ancak 45 vaşında göründüğümü söyliyor. Yegâne cild unsura olan Tokslon Kre. minin gece için Pembe rengini ve gündüz İçin beyaz renkteki. ni kullanarak güzelleşmeye ma- vaffak oldum. Tokalon kremini tavsiye ettiğim dostlarımdan bir çokları da benim gibi mem- nuniyetbahş semeresinden hay» rette kaldılar, Cilâ unsuru olar Pembe renk- teki Tokalon kreminin terkibin- de Viyana (Üniversitesinden meşhur bir Profesörünün keşli ve Biocel tabir edilen kıymeti gençlik cevheri vardır. Akşam- ları yatmazdan evvel pembe rengindeki Tokalon kremini kullanınız. Siz uyurken, o, bes leyici ve güzelleştirici tesirini gösterir. Cildiniz yumuşayıp gü- zelleşir ve buruşukluklarmı gi- - derir. Gündüz için de beyâz ren. gindeki 'Tokalon kremini kulla. niniz. Siyah benler! yok eder ve &çık mesameleri sıklaştırır ve cildinizi beyazlatıp kadife gibi yumuşatır. Bu basit usulü bilen her kadın. egünde boş dak'kas daha genç görünebilir ve tene yeni bir güzellik verebilir, To- kalon kreminin semeresi garan- tilidir, Aksi takdırde paranız iade olunacaktır. let Demiryolları ve limanları işletmesi Umum idaresi ilânları 3/3/1939 tarihinde yapılan ilk eksiltmesi feshedilen ve muhammen bedeli 335000 lira olan yetmiş yedi kelem bakır ve pirinç malzeme 3/5/1939 Çarşamba günü saat 15,30 da kapalı zarf usulü ile caktır. Ankarada İdare binasmda satın alma- Bu işe girmek istiyenlerin 17150 Hrahk muvakkat teminat ile kanının tayin ettiği vesikaları ve tekliflerini ayn. gün saat 14,30 a kadar Komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır. Şartnameler 1675 kuruşa Ankara ve Haydarpaşa veznelerinde satılmaktadır, (1702) —— Muhammen bedeli 13765 kira olan 91000 kilo muhtetif eb'adda karfiça çivisi 4/4/939 Sah günü saat 15 de Haydarpaşada gar binasındaki satınalma komisyo- nu tarafından kapalı zarf usulü ile satın ahnacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin kanunun tayin ettiği vesatk ve 1032 bira 38 kuruş. luk muvakkat teminatlerile tekliflerini muhtevi zarfların: eksiltme günü saat (14) on dörde kadar komisyona vermeleri lâzımdır. Bu işe aid şartnameler Haydarpaşada rasız olarak dağıtılmaktadır. (1816) gar binasındaki komisyon tarafindan pi

Bu sayıdan diğer sayfalar: