26 Mart 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

26 Mart 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Say MD” “ Sen Posta,, rın Hikâyesi “YmıAnmR2Rmn1LKsn Çok geç kaldın SİG emmi. Yaza: İnci Özkurt aymmsiniz Cemil ona: «Hayatlarımız Ve evlenmişler: birleştirelim» demişti. ne de keder duymuş- tan doğan bu! müştü. Çocuklukta! müş olan bu iki uzak akraba (o çocul ve değişik halind şıyorlardı. Mes'uddular. Gü» yorlardı ve hayatın sa bu ufacık sandetle başları Halbuki bu âlem koyn rin iztirab ; kiki saadetlerin ve ıztıri içinde geçmekteydi bir iş adamıydı. E vini, karısını, işlerini ayni derecede dü - sinen bir iş adamı... Onun için daire nasıl muntazam bir ça- Lşma yeri ise evi de muntazani bir din - lenme yeriydi, Her akşam yemek mâsâ - sında karşılıklı oturdukları zaman Feri - ha onun ağzımdan çıkan (o sözlerin aşağı yukarı ayni mevzular etrafında dolaştı - ğını farkediyordu. Bu adamın konuşma « sında, fikirlerinde bile sıkıcı bir intizam vardı. Feriha: — Sıkıcı, boğucu bir hayat diye düşün- meğe başlamıştı. Çünkü kocasını O za - mana kadar hiç kimse İle mukayese et - meden olduğu gibi kabul ettiği halde ya- meziyetleri vaş yavaş etrafındakilerin genç adamın kusurlarını ortaya çıkarı yordu, Erkekler nazik ve mültefittiler. Cemil ise fazla durgundu. Velhasıl Fe - riha bu karşılaştırınalardan d tün kusurları £ Bilhassa bi nunda herkeste! tiği Avukat K çok şeyler söylemişti. Genç ka bakışları karşısında tanımadığı iğini duymuştu. Hayat gü. #eldi ve onun önüne meçhul bi doğru giden çiçekli bir yol açmıştı. Ora - dâ bir musiki gibi ahenkli U sesiyle onu onu saadetin zirvesine adım. Fakat genç kadın çok geçmeden yaptı. ğı hareketin ciddiyetini idrak etmiş bu - “İve vicdanına mukabil “İ yepyeni bir istikamet vermek üzere olan , | tuşuy “İbağları kopararak ona ko bir şey vâdetmemiş bile olsa memnun gö- rünmek, Cemile karşı afledilmez bir fe - nalık sayılmaz dıydı? Uzun günler ve geceler hislerile ira- desinin mücadelelerile (geçti, Gururuna içinde (Obhayalına bu genç » kaybetmemek arzusu tu du. Onun © kayboluşu istikbalini renksiz ve yeknesak mazisinden daha a- İc ve karanlık günlerle (dolduracaktı. Genç kadında güneşi görüp onu tanıdık - tan sonra tekrar eski mek istemiyen bir körün çılgın hisleri vardı. O bu kararsızlık içinde çırpındığı gün- kat kocasını sık sık ziya » O akşam gene Kâzımın Ferihaya haber (vermişlerdi ya sigara ellerinde ko- Ta bulmuştu. Kâzım seri bir ha reketle yerinden kalktı, — Bonsuar Kâzım bey. — Bonsuar hanımefendi. Feriha ona oturmasını rica ederek kar- şılarındaki koltuğa gömüldü. o Sobadaki odunların alevleri akşamın loşluğu için deki odanın derinliklerini kızıl bir renge boyamışlı Kâzımın kumral başı vakur ve yüksek| bir güzellikle dimdik duruyordu. Cemil. le koruşurken çehres aldığı bütün manaları Feriha incedn inceye tetkik et mekle meşguldü. Kocasile karşılıklı o - turan bu genç adamın mevcudiyeti onun içindeki boşluğu doldurabilecekti. Bunu şu dakikada o kadar kat'iyetle anlıy: Ne olursa olsun acaktı, Kapı açılmış hizmetçi içeri girmişti: Beyefendi birisi sizi görmek istiyor. Cemil kalktı. — Beş dakika müsaade edersiniz de - gil mi Kâzım? Genç avukat nezaketle mırıldandı: — Tabii... Cemil kapıdan çıkınca Ferihanın başı göğsüne doğru eğilmişti, Yalnızken KA - zımın gözlerine bakmağa (o korkuyord sanki... Genç adam bakışlarını uzun 70 » man bu henüz bir genç kız kadar masum kadının çehresinde dolaştırdı. Onu sevi- yordu ve kırılmış saadetini bu küçük el- lerin tamire muktedir olduğunu hisse - diyordu. Fakat bu kadın... Ona hayatın| neş'elerini tekrar iade (edebilecek olan bu kadın arkadaşının karısıydı, Kim o - m diye düşündü. Vaktile onun hissediyordu ki ş Junuyordu. Bu erkeğe inanmak ona hiç “Son Posta,,nın Edebi Romanı: 28 Mükâlemel aş yavaş genişli - yor, umumi kitablara da teşmil edili - yor ve Cevad karısına okumak üzere bir çok kitablar tevsiye etmek suretile onunla daha yakından meşgul olmağa liğini göz önünde tutarak ona hayatın acı ve fena tarafle i, venç sahnele- rini gösteren ki e zekâ - açacak, hislerini in ettirecek » ediyordu. Hattâ kendi bile ancak birkaç sını : eserlerden tanesini ona verm bü ince ve nazik inde bilâ - e de bulu- ona karşı olmal a “züntü ve it ö madsizlik içinde çırpındı ği halde, ununla daha sık görüştükten, orunla ci şalar (yaptıktan sonra onun parlak zekâsıma, büyüleyi - | yacak kudar tecrübeli ve malümatlı ol- saadetini çalanlar bunu (düşünmüşler karanlığına dön - Genç kadın salona indiği zaman Cemil i-İzyl p kuzu yirmi SON POSTA — miydi? İnsanların ona (vurdukları ağır amını almanın sırası gel - vermiş bir tavırla İdarbenin İmişti. Kavi kar | Ferihaya döndi | — Feriha hâlâ düşünüyor musunuz? İ Artık yetmez mi? n göğsll heyecanla inip kal| m artik kararımı verdim.| isterseniz gideceğim. Fa- el buralardan bir taş bu kadının i duyar şkın bir ül — Hemen yarın... Evet yarm akşam bulursunuz. * Kaldırımlar yağmurun altında pırıl pi- ce bir kadın gölgesi sen gara girdi. Genç ka - bilmediği bir kor - i garda Nafın Vekâleti Samsun Su İşleri Eksitmeye konulan iş: 1 — Hamzah balaklı yaptırılacak alh aded betonarme köy deli 35544 Fra T7 kuruştur 3 — Eksiltme vahidi flat üzerinden sunda su işleri s sında icra edilecektir. 4 — İstekliler: Eksiltme şarti teminat siltmeni bir istida ile idareye 6 — İsteklilerin teklif mektublarmı amsunda su işleri şeki kabilinde vermeleri lâzımdır. u vardı. Başını kaldırıp saate baktı: Do ç dakika geçiyordu. Cemil şimdi bıraktığım o mektubu okumuştur diye düşündü. Kendisini terkettiğimi öğ. ce hiddetlenecek mi yoksa muzta- mi olacak? bakmdı Daha Kâzım görün. fun İmemişti. Feriha dalgındı. - Affedersiniz hanımefendi! Genç kadın merakla başını çevirdi. Ta nımadığı bir erkek ona bir mektub uza- tıyordu. dın acele ile zarfı onun elin - çekti, Çabucak açıp okumak istediği halde zarfı yırtarken parmakları korku- Feriha! Beni affediniz. Hi mı çiğneyip geçemedim. Hatıralarım di - yorum. Çil yakın bir mazide bizim bu firarımıza benzeyen acı bir hatıra gö- mülü... Bunu siz bilmiyorsunuz. Evet üç le bir akşam yazıha- iştüm. Masamın üs. lı zarfı görün- « arımı, vicdanı » un yazısile ya İ i bir korku kaplamıştı. Bir anda sanki E anlamıştım. Karım bir daha dönmemek üzere (gittiğini ve endisini hiç bir yerde aramamamı ya - benim | ce içimi zel ramparça etmeğe yet- ın ışıkları bu mektubu ke. lime kelime okudukça birer birer sönü - yordu. Senelerden sonra sizinle karşılaştığım ri arı ıslahı kanal! 3 — Eksiltme 3 Nisan 939 tarihine ra ne? şartnamesi, umum su işleri fermi şart jeleri 180 kuruş mukabilinde Samsunda meye girebiimek için istek ermesi Ve mümasil işleri yaptığını gösterir v vesika talebinde bulunmıyenlar eksiltmey m gecikmeler kabul edilmez Kapalı zarf usulile eksiltme ilânı Seki zinci Şube Mühendisliğinden: rı ile Aptal ırmağı ıslahı kanah özerine yolu köprüsünün inşsatıdır. Keşif be- ve kapalı zarf usulile yapılacaktır. m Pazartesi günü saat 15 de Sam- inci şube mühendisliği binasında Eksiltme Komisyonu oda- "ni şartname ve pro- sekizinci şube mühendisliğin- Yilerin 2665 | 88 kuruşluk muvskkat oraz etmesi ve ek- nden en az sekiz gün evvel ellerinde bulunan bütün ve. müracaat ederek bü işe mahsus olmak iyere veğika almaları ve bu vesikayı ibraz etmeleri şarttır. Bu müddet içinde iştirak edemezler. ö il maddede yazılı önatten bir saat zinci şube mühendisliğine makbuz mu- (1864) VROZİN Baş, Dis, Nezle, Grip, Romatizma, Nevralii, kırıklık ve bütün MAR BA) İcin. günde 3 ağrılarınızı derhal keser, kaşe alabilir. gay ——— bana bütün bir hayat m, Sizi düşüne- gınızda mazimi unut y bahşetmek küdreti bul meden, aziz ğunuzu düş r arkadaşımın karısı oldu - neden sevdim. Belki in - sanlardan intikam almak arzusu bana bunu unutturmuştu. Sizi yuvanızı yık - mak için teşvik ettim, Fakat bütün ha - yatımız müddetince yuvanızı ve koca - zın saadetin çiğnediğimi hatırlayacaktım. Bütün bunları bana tekrar düşündür - meğe Cemil sebeb oldu. Dün akşam siz yanımızdan &yrıldıktan sonra uzun müd- det beni teselli etti, Tes ma o da katıldı. Halbuki ben senel i parçalayan o ezici ak larını karşımdaki ine batırmak için syaklarımla z iztırabları- den- şaman | bu adamın | hazırlanıyordum. Hayır Feriha! Son dakikaya kadar kal bimle mücadele et halde bütün bun İarı unutup size koşamıyorum, Kocmızın temiz kırık kalbimin sevgisin- Yuvanıza dönü kalbi size benim ———— ——— —— me den daha yüksek bir sevgi ile bağlıdır. Kânm Yağmur devam ediyordu ve mektubu ren adam çoktan gözden kaybolmuş - tu. Genç kadın saate baktı. Gözlerini kap layan yaş bulutu arkasından saatin do . kuz buçuk olduğunu görebiliyordu. Dudakları titreyerek mırıldandı: — Çok geç kaldın Kâzım! Veya bunu mahsus yaptın! Karından alamadığın in- tikamı şimdi benden almış bulunuyor - sun, Çür artık evı dönemem, Cemil çoktan onu terkettiğimi bildiren mektu- bu okudu. Yağmur damlaları kaldırımlarda kı - cımlanıyordu. Sendeliyerek © yürüyen ha rıhtıma doğru uzanan yolda artık görünmez olmuştu. Yarınki nüshumızda! Ödenen borç Yazan: Peter Traill Çeviren: İbrahim Hoyi nr nakleden : Muazzez Tahsin Zx ci şahsiyetine, derin bilgisine karşı de rin bir hayrenliık duymaktan kendisini alamamıştı. Onda hiç bir şeyin sathi ol- madığmı, bahsettiği (şeyleri derinden derine tetkik etmiş olduğunu ve hiç bir zaman faraziyelere sapmadığını iti- raf ediyordu. Bundan maada ömrünü tecrübeler i- çinde geç'rmiş olan bu salon adamında, kendisinden hiç beklenilmeyen fikirler vardı; ancak Muallâ bir çok #limlerin ortaya yüksek nazariyeler koydukları halde kendilerinin bu nazariyelere gö re hareket etmediklerini ve fleri sür dükleri fikirlerle kendi yaşayışları a rasında büyük farklar olduğunu anla ın varlığından taşan se - n altında kalmıştı; fakat | yalnız kaldığı zaman bu tesir yavaş ya vaş kayboluyor, onun yerine derin ve acı bir üzüntü, bir rahatsızlık kaim o - Tuyordu. Kocasınm kendi üzerinde duran ve | kayınvalidesi daha ilk günden oğlunun İ hata ettin. ik etmek için de olabilirdi. onu, üzerinde tetkikler yapmak için in- tihdb ettiğini, bu büyük O romancınm kendisile ancak bu sebeble evlendiğini söylememiş miydi? Bi, dam altında (yaşadığı ve ismini dığı bir adamın kendisini ancak bir evzuu olarak hayatına sokmuş olması düşüncesi o kadar acı ve taham- mül edilmez bir yüktü ki, gün geçtikçe bunu daha büyük bir facia gibi görü - yor, ondan kaçmak, onunla yalnız kak mamak, bütün bis ve fikirlerini ondan saklamak ihtiyacmı duyuyordu. Bir gün kendisini çok zavallı duy - duğu bir saatte, bütün bu duygularını arkadaşı Lâmiaya anlatmaktan kendi - sini alamadı. Gelecek cevabın onu bü şkül vaziyetten kurtaracağını, her yi bırakıp kaçmasını tavsiye edece - ini umuyordu. Aksi oldu. Bir hafta sonra Lâmiadan gelen mektubda şu sa- tırları okudu: a olsun, seni şı olan vazifelerini yap ve o dan uzaklaşmak değil, elinden geldiği mağa çalış. Evet mazurdun; çünkü gençsin, nkü kaynananın karmakarışık söz - leri seni haklı olarak şaşırtmış, aklını | bazan tabiiden fazla uzayan ve hare - Ketsizleşon bakışları, ancak kendisini başından almıştı; çünkü sonradan ko *| i haklı gösterecek kadar soğuk ve sert bir tavırdı. | Sana hak veriyorum kardeşim; hattâ evlendikten sonra Cevadın o kadar za | man seni yalnız bırdkıp uzaklaşmasını da hiç mazur gi yorum. Bir genç kızın, bütün hayallerini, bü- tün emellerini istikbalde seveceği bir adama, muhayyel bir kocaya bağladık- tan sonra bir gün aile mecburiyetleri yüzünden büyük bir fedakârlığa katla- nıp sevmediği ve sevemiyeceğini zan - nettiği bır adama varması ne kadar feci bir şeydir. Hattâ bu adam memleketin en çok sevdiği bir muhari,r en tanm - miş bir zengin olsa bile... Ben, mütevazı hayatımda sehdet için- de yaşarken seni düşünüyor, her şeye yealik olduğun halde senin mas'ud ol - madığını bilerek üzülüyor, muztarib oluyorum. Ne yazık oldu sana sen ki yüksek gin ve karakterin, göz kamaştırıcı tath güzellikle dünyanın en çok sevilen en bir kadını olmağa lâyıktın! na bunları yazmadan ge- tığına bakılırsa Ce - seni seven bir kocahın türlü maddi sana ka: Diğer taraftan da saadetin namur Muallâcığım; vi guların, sağlam bil-|* şeyleri laşsan, onu cidden rdeşim? Bu sözlerim karşısında isyan edece vemiyeceğini ileri sürerek atacağını biliyorum. Peki... m, onun yanından ayrıla * mazsın Muallâ... Evlenirken onu takib ne ve kızına analık edecej n. Bunu unutma! O ş sa sen de ona yaklaşmıya- n; ancak o mademki sana karşı kocalık vazifesini, maddi cihetlerde de olsa, yapmakta kusur etmiyor; o halde de kendi üstüne düşen vazifeyi yapmalı; onun evinde, onun karısı S1 fatile yaşamalısın!» İşte kendisinden oldukça yaşlı ve tecrübeli oldn orkadaşının nasihatleri- ne ve felkinlerine uyarak Muallâ da büsbütün © uzaklaşmıyor, hattâ çiftlikte bulunduğu esnada onun ya olarak veya otomobil ve #raba ile ti ogezintilerde t ediyordu, Ancak bu gezin- mla büsbütün başbaşa miyecek misin kocasindan yapmaları öna re tilerde genç gideceğini söyliyerek e yapmasını göz Mektubunu gündenberi hep bunu düşünüyorum, aldığım canın takındığı tavır, annesinin sözle- | Acaba biraz gayret ederek ona yök | , tı. Muallâ, ser istifade noya oturmuş, çoktdodır ihmal ettiği müsikiye kendisini bırakmıştı. (Arkan var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: