6 Nisan 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

6 Nisan 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

« 4 6 Nisan SON POSTA Sayfa 13 Son Postanın tarihi romanı: 33 Son Posta'nın tetri 78 i Yazan ZIYA ŞAKIR Bizasta değişen hava Battal, gideceği yeri bitmiyordu. A) <A sıra duruyor, Rastgeldiği adamlara; — Köylüyüm. Buraya, gönüllü ole- Tak geldim. Kalelere mereden gidebili- rim.? Diye, soruyordu. (Gönüllü) kelimesi, derhal tesirini gösteriyordu, Kendilerini müdafaadan Aciz olanlar, kendi hesablarına kan dö- kecek olan bu kahraman gönüllüye der- hal yolu tarif ediyorlar.. bilhassa ka - r, ona çörekler ve domuz suçuk - ları vererek: — Ye. karamı iyi doyur... Kılıcını, daha kuvvetle savurursun. Diyorlardı. Battal Gazi, tarif edilen sokaklara dalıp çıkıyor. korkudan, ne yapacak - larmı şaşırmış olan halkın arasından Etçerek, surların istikametine doğru Merliyordu. Bu sırada garib bir vak'a oldu... Ka dinin biri, mütemadiyen ağlıyan yara” maz çocuğunu bir türlü susturamıyor ” du. Nihayet, kadının aklına bir çare Beldi. Tam Battal Gazi oradan geçer , Çocuğunu korkutmak için: — Mademki susmuyorsun. Dur, ben de Battalı çağırayım... Battal. Battal, Gel. bu yaramaz çocuğu al Diye, seslendi, Tabildir ki bu, tesadilften ibaretti. Battal, bu kadının kendisini kat'iyen tanımadığına emindi. Fakat adının, 0” Cuklarının kalbine varıncaya kadar bu derecede korku salmasına hayret ve tanccilb etti, Derhal çocuğun önünde durarak: — İşte, ben Battalım... Yarsmazlıkta devam edersen, seni alır götürürüm. Dedi... Çocuk, o anda susuvermi: Kadin, dayanamadı. Ellerini kalç Ta dayıyarak katıla katıla gülmiye başladı. — Asker!,. Battal, senin bu sözlerini duymasın. Kendi adımı takındığın için mutlaka derini yüzer, içine saman dol- durur, Diye, bağırdı. * Batta' Gezi, üç gün üç gece, Bizans sakerlerinin arasında yaşadı. Surları, baştanbaşa gezdi, Askerlerin miktarı müdafaa yantalarını mükemmelen yk etti, Dördüncü gfin, artık bir ko- Yını bularak kaleden çıkıp kendi ka Yargâhma avdet edecekti. Fakat, vazi” ai birdenbire değişmesi üzerine, rhal bu fikrinden vazgeçti. Bizans surları içinde başpösteren yeni ve bü- bir kasırganm neticesini beklemi” Ye karar verdi, HAİN KUMANDANIN HİLESİ iy Kale bedenlerindeki zabitler, birer Öjeye çekilerek, başbaşa verip konu” Şiyorlar.. askerler, şurada burada top- marak, fımldaşıyorlardı. Battal Gazi, bu vaziyeti görür gör - mez, gülümsedi: — Bu memleketin, ne kadar garib & ya Durup dururken, birdenbi- e Biştveriyor. Bu, giz konuşmalara e fısıkılara bakılacak olursa, ok gene burada bir fırtma kopa * ere böyle bir şey olsada, şu e apılarından birini bizim askerle- Bin versem... Fakat, evvelâ, mesele“ ve. olduğunu anlamak. ei kimsenin şüphesini celbet * Gi fısıldaşın askerlerin arasına TSTVERİİ, e sözler, e kadar hayret ve ta- Ünü celbetti ki, bunlara adetâ amıyatağı geldi. sbaş veren askerler, hakikaten, > Güzinin inanamiyacafı bir şey- mala ahsediyorlar. Ve birbirlerine şu Matı veriyorlardı: İyem ordusunda bulunan kuman- Ye bir n'un oğlu, Silivriden bir gemi- İrga çi gizlice buraya gelmiş. Ka- Tay a, nAnmdan şehre girmiş... Sa- v azırları ve asker kumandanlarına) Sını. sal; m « Bu sefer, en islâm ki, kalenin Batt, kl ZANS ü-iee önüne kuvvetli 0 Kadar Işittiği sözlere adeta kurtulmasına imkân ve ihtimal yoktur. İmparator Ütüdosyos, mümkün değil kaleyi müdafaa edemiyecek, Türkler ve üslümanlar surlardan içeri girerek, in halkı kılıçtan geçirecektir. Halbu - m ordusu kumandanı ile anlaştı. Kaleyi ve y binlerce kişinin hayatını kurtarmak için, ber şeyi hah zırladı. Şayed gece kale kapılarmdan birini açar da, babamı içeri ve kendisi ns tahtına çıka nız, büyük bir felâketten kurtulac: #inız.» demiş... Saray nazırları ile ku mandanlar, meseleyi pa e anlatmış- lar. Onun da sızasını almışlar. Bu gece, Silivri kapısını gizlice açacaklar. ku- mandan Leon'u, içeri alacaklarmış. On-| şa: i.İdan sonra da Mukaddes saraya götü - Bizans a ötürl armış İsyan ve ihtilâller içinde yuğurul - muş olan Bizans âskerleri, sık sık im- parator değiştirmiye alışık oldukları için, bu saltanat değişmesine ehemmi- yet vermiyorlardı, Yalnız, kalenin İs - lâmlar eline ge de, kendilerinin de keskin kılıçlar altında doğranmaların- dan ürküyorlardı. Onun için kuman - dan Leon tarafından vukubulan bu tek- Wi can ve gönülden kabul! ediyorlar: yaşından yetmiş yaşına kadar bü-| inanamsyacağı geldi... — Leon, son derecede akımı, zexT ve dirayetli bir kumandandır. Bizi, ancak o kurtaracaktır, Diyorlardı. Marmsradan Haliç denizine kadar uzayıp giden surların önündeki manza- ra, Bizans halkını bu derece korku ve telâşa düşürecek kadar müthişti. Yüz yirmi bin kişilik bir ordu, kale beden lerinin karşısına gelip yerleşmişti. Her i#rafa rengârenk çadırlar kurulmuştu. Bu çadırların önünde yanan ateşlerin malara doğru yükseliyordu. Her taraf- ve çift sesli Arab zurnaları bunlara, at kişnemeleri, de- i. insan sesleri de karr cü uğultu, Bizans #skerlere ve şehir vOrdu. şittiklerinin hakikat 6 Yup olmadığını anlamak için, doğruca Silivri kapısına gitti, Bir köşeye çekile- Tek gece olmasını bekledi. Ortalık karardıktan sonra; saray na urlarından, zabitlerden ve keşişlerden mürekkeb bir heyet geldi Kapının ar kasına yığılmış olan taşların kaldırı)” ması için askerlere emir verildi, (Ar var) İİ inni Lehistan içlerine doğru aron de Tottun hâlıraları a ği Ordunun küllü kuvveti, Lehistan Cümhuriyetine karşı ibrazı icab eden iyi muameleden ayrılmamak için daima şehirler dışında karargâh kuruyordu Tercüme eden: Hüssyin Cahid Yalçın Yorulunca, kurtulmak için, esirleri ke- siyorlardı. Kam ertesi sabah için küçük Sibiloff kasabasına bir hücum yaptırmaya karar vermişti. Bu kasaba korunun arkasında, bizden bir buçuk fersah mesafede idi. Fa- Kat esirlerin ifadelerine nazaran içeride- ki garnizon kuvvetli görünüyor, top ol İmadan zaptı imkânsız olduğu anlaşılıyor. du, Bunun için, yabnız bazı fedailerin ©- raya gitmelerine müsaade eti, Kendisi, ordunun yanında, Lehistanda Boukye doğru yürüdü. Yolda giderken Sibilofftan işitiğimiz top sesi oraya gitmiş olan Tatar müfreze. sinin varoşları yakmasına ve birçok esir almasına mâni olamadı. Yolumuz üzerin- de bulunan köylerin kAffesi ayni #kıbete uğradılar. Lehstanın hududlarına dikkat etmekten ise köylerin ahalisini ele ge- çirmeğe daha ehemmiyet veren Tatarlar kendilerine tayin edilen hududların öte- İlerinde de şekavetlerine devam ettiler. Fakat Kam'ın emirlerindeki şiddet, yeni Servie sekenesini Lehistan Ukranyası a- kurnazca hırs ve tamahlarını men'e bida- yette muvaffak olamadıysa da bu pren. sin ittihaz etmiş olduğu tedbirler nihayet arzu ettiği muvaffakiyeti temin ettiler. Zaten cürmün arkasından dalma ceza geliyordu. Ordunun külli kuvveti, Lehistan cüm- huriyetine karşı fbrezi icab eden iyi mu. ameleden ayrılmamak için, daima çe- hirlerin dışında karargâh kuruyor, ken- di yiyecekleri ile besleniyordu. Evlere İ yerleştirilmemeleri imkânsız olan Türk- İer, birkaç eve âleş vermeğe cüret ettik. leri için, şiddetli cezaya çarptırıldılar. İlk bakışta, ordunun aldığı esir yirmi bin kadar tahmin olunabilirdi. Sürüler hadsiz hessbsız idi. Artvk ancak kısa mer- reketlerini nezaret altında bulundurmak mecburiyeti Krim Guerayı yedi saf orta- sinda yürür vketti, Tevakkuf etti- Radyolin Kullanmak Ve sabah, öğle niçin onunla ve akşam, her y emekten sonra dişleri temizlemek lâzımdır? Ağız mütemadiyen faaliyette olan ve daima mikropla- rın yaşadığı bir uzuvdur. Her yemekten sonra dişlerin boşluklarına kırıntılar dolar. Onların tahammürü hem dişleri çürütür, hem diş etlerinde iltihab husule zum cihazını boza getiren ifrazat yapar, mikroblar çoğalır. Geceleri hasıl olan ifrazat ise sade dişleri değil, bütün ha- r. Dişlerinizin sağlamlığını, mideni- zin bozulmamasını ağzınızın güzelliğini istiyorsanız. Sahah - öğle ve akşam, her yeme"ten sonra günde 3 defa dişlerinizi RADYOLIN Dis macunile munlazamam fırçalayınız halisile karıştırmağa çalışan Tatarların) halelerle ilerliyebilirdik. Tatarların ha. |başke bir şey düşünmüyorlardı. | Tatar esvablarının koyu rengi kar üze iz her köyde tebeşir ile işaret edilmiş olan ikametgâhlarımız sipahilere Kam'ın maiyetinin işgal etmediği evleri bırakis yordu. Krim Gueray benim ikametgâh mın dalma kendi yerine yakın olmasini emretmişti. Birkaç gündenberi bu 1gtülfe İten rahat rahat istifade ediyordum. MİŞ | şüphesiz, köyde kendisine lâyık bir mese İken bulamamış olan bir alay beyi Gİ İciddi bir tavırla evime girdi. Arkasında iki sipahi eşyasını taşıyordu. Ne İs öiğir ni sordum. Baridane: — Rahatsız olmayınız. dedi. Ayni zamanda, yanından hiç ayırmağıs ph iki yastığın arasında bir nevi krevel üzerine oturdu. piposunu istedi, Burasi: nın bana tahsis edilmiş olduğunu, berüs ber oturamıyacağımızı, hükümdarın yâ nından uzaklaşamıyacağımı, kendisinin de askerlerinden ayrılamıyacağımı beys hude yere ona anlatmağı uğraştım. Ig bir mütalea onu kandıramadı.. O artık yerleşmişti. yerinden kımıldamaz görüs nüyordu. Bunun üzerine bu müz'iç misefiden beni kurtarmasını silâhtardan rica etmös ğe karar verdim. Silâhtar beni aref vesilesile derhal geldi. İçeri girince. mis ralaya beni ne vakittenben tanıdığını sordu. Alay beyi, hiç istifini bozmadan, evim de kalarak benimle muarefe peyda ei mek Için geldiğini cevaben söyledi. Hassa yüzbaşısı müstehziyana mukebes le etti: — Koruya hücum edildiği zaman ta“ ruşmak lâzımdı. O zaman hepimiz sizi | gayet memnuniyetle kabul ederdi Fa kat bugün buradan çekilip gitmeniz JA zımdır. Yaptığınız hareketten heber ala cak Kam'ın gazaba gelmesini bekleme meniz çok münasib olur, Alay beyi cevab verdi: — Onun nüfuz ve salâhiyetini bilirim. Bir kelime fle başımı uçurabilir. Bu em ri verebilir. Fakat ben buradan ordu ha reket etmedikçe canlı olarak dışarı çık- mam. Son sözü bu idi, Hiçbir şey kendisine tesir etmedi, Bu çılgına karşı gayet hid» detlenen sil&htar vak'adan OKrim Güe- ray'ı haberdar etmek tzere yanımdan aY« rıldı, Birez sonra Kam'ın nezd'ne davst edildim. Prens bir takım emirler veri yordu. Bunların şiddeti beni titreti Çoktenberi Türklerin disiplinsizliğine ve hiyanetine karşı hiddet duymakta oldu- Ru için alay beyinin küstehlığı onun sab- rını taşırmıştı. Beni çağırmaları da t€& şebbüs edilecek tedib hareketinde ort&” lığı serbest bırakmak içindi. Kam bütün sipahilere karşı şiddet gö" termek istiyordu. Ancak tarafgirlik şüp- hesi “altında kalmaktan korku buna mi ni olabilirdi. Bu hususta tereddüd ediyör« sa miralayı rahat bırakmaları için elime den gelen her şeyi yapmağa hazırdım Ü Miralayın takib ettiği düstür ya galebe ya ölüm değil, ya uyku, ya ölümdü. Şi kâyetimin yanlış anlatılmış olduğunu. asıl benim sözlerimi dinlemek icab etti Bini söyledim. Arnavudların gülünç ina&- larını izah ederek Kam'ı eğlendirmeği muvaffak olduktan sonra meseleyi yatış” tırdım. Emir geri alındı. Ben de bir ilt5 | fat eseri olarak çadırda alıkonuldum. Yeni Servie ganimetlerini hâmil olan ordu, #ürülerin yürüyüşüne ayak uyde rarak, ağır ağır hududa (yaklaşıyordü. Hiç doymak bilmez Tatarlar, Kam'ın dikkutinden kurtularak, gayet şiddetli ve yesinde ganimetlerini biraz artırmaktan fakat ların hileleri gözden kaçmıy, mafih, bazı Nogaylar ordudan a Nog: rdudan ayrılarak bir Leh köyünün etrafını dolaşmışlard Köyün arkasına saklanmak istiyorlardı. (1) Siyasi Arnavudların miralayı. nı i cezalarla menedilmiş olan tecavüzler s8* ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: