9 Nisan 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

9 Nisan 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

..? Nisan POSTA iyi 7 Mimar Sinanın Hayatı Bugün ölümünün 351 inci yıldönümü münasebetile ihtifal yaptığımız büyük san'atkâr y Mimar Sinan, Kayâeriyenin Kesi nabi. | A köy çocukları gibi, ilk yıl sında sapanının başımda, ya- eril toprak © çapaliyarak ik » Sinan, Anadolu köy. niçeri Ocağına yetiştir. Mek üzere Atmey. danındaki İbrahim aşa acemi oğlan; lar sarayına verildi Acemi oğlan; cağı i Jar sara; İN yetiştir, —YINdA Yeniçeri o. çocuklara ör. dunun fi ni kap, hizm, si gi - Sİ gör. Mek üzere“ bazı anstlar da göste. ei Sinan İbra, mi Paşa sarayın, a dülgerlik öz elinde Yetişti, len İmei Bezip da. aşmak, yeryüzünde hârikaları görme, İSA elinden çıkın; a : 39 | almak, <“Fmek, onlardan ibret ve derg Mi ki tuz Beşmedi. bu arzusuna Kavuş. 115 | Sej da İS Yayuz lümin Orduyun. bir acemi oğ- NU olarak Ba giti, riz i dü, İra. Teb. 117 de Türk & hi ken Sinan Sene az. ker arasında idi stanbuldan *P, z 'eb. rize ve Kahireye kadar kadim me Heiyetlerin ve ış im medeniyetinin emi Ne doly Olan i > a ve şehirler acemi oi ie anin Bözleri önüne b e ” Sralanmışlardı. ği Me) #**k seferinden dönüşünde İbrahim müze Kanunt manm ilk selerle. rine basit bir ye, Siçeri nefer neferi “8 Yeniçeri o. İl KOCA MİMAR SİNAN AĞA (1490 - 1588) On altınet asırdaki Türk san's* nefis dbidelerden mürek” sini yetiştiren büyük "ista beraber, bir kül halinde mü Mimar Sinan, bir san'a: E sinin ve güzide kalfalarının elind kültür ve siy; an Mimar Sinan, ke ve kal ıdan olmuştu, kendi- yekünu, bu büyük üstadın hayatının son günlerinde muazzam bir veküna varmıştı: 8 cami, 51 mescid, 55 medrese, 28 darlilkura, 18 jmaret, 3 darlişşife, 7 muaz- zam su kemeri, 8 böyük köprü, 18 kervansaray, 6 mahzen, 33 saray 35 hamam, TI türbe ve birçok sebiller, çeşmeler, küçük köprüler vesaire... Ve bütün bu inşaat, içlerinde eşsiz şaheserler olmak üzere, 1539 dan 1588 ze kadar, 49-50 yılın içine sığmıştı. Ni m A cağının bir aefer! olarak bu cenkte Rodos /ları coşkun şövalyeleri ile kahramanca dövüştü. ... Rodos ile Belgrada azimet, İdüp geldik yine soğu selâmet! KA* Rodos dönüşünde terfi etti: Atlı sekban oldu. 1528 da Ma- car kralı ve ordu. sarun mahvi ve Macaristanın Türk hlkimiyeti altina #onulmasile neti- celenen o meşhur Mohac Oo meydan muharebesinde bulundu. Macaristan seferi dönüşünde nelerlik- ten zabitliğe terfi etti: Yolumla eylediler atlı sekban, Sefer kıldı Mohaca şahı devran, Gelüp oldum yayabaşı nica dem, Verildi Zembrekci başılık hem! 1523-1529 Alaman seferine bir yeniçeri zabiti olarak iştirak etti; 38-9 yaşların- da idi: Yine şah eyledi azmi Alaman, Gözüne dilşmenin tenk oldumeydan, KA* 1583-1534 de İran seferine gitti. Bu ve- sile ile Bağdadı gördü. Türk ordu. su Vangölü civa rında iken, düş mam ordusundan malümat almak lâ. nm geldi. Artık, usta bir dülger o- lan Sinan Ağa, Vangölünde bir gemi ya t. Kaptanlığım da kendi kari md Düşman ordusu hakkında bu suretle çok kiymetli malümat alarak büyüklerinin nazarı dikkatini celbetti. Sefer dönüşün. akan Prut ırmağına köp Tü kuramıyorlardı. Haseki Sinan A- ğa istenilen köp- rüyü kurabileceği- ni arzetti. Kanuni, Süleyman ile ordu, onun tarafından kurulan çok sağlam ve güzel bir ahşap köprüden geçti, Bu vak'a, onun birdenbire çok büyük bir şöhret sa- hibi olmasını temin etti. oldu. 49 yaşında i- di. Ömrünün yarr sını yaşamış İdi Faket, on altıncı asırdaki Türk kud- ret ve şevketi, ei- rafında toplanacak olan çok güzide çi- raklar ve kalfalar, Türk içtimaf bünyesi. nin ve kükürünün azameti ona kısa bir zaman içinde birçok şaheserler yaratmak imkânını bahşedecekti, 1543-1548 yıllarında muazzam eser| 0- lan Şehzade camisini yaptı. Bu mabedi, Kanun! Süleymanın en sev- İ gili oğlu olup genç yaşında ölen şehzade Mehmedin adına İnşa etmiş. Bekiz kö- şeli dört payeye muazzam bir kubbe 0- turtmuştu. Kubbenin dört yanında dört yarım kubbe bulunuyordu. İki zarif mi- nüre de abideyi tamamlıyordu. Haya- tında çok sevilmiş bir genelin ruhi istira- hati için yapılan bu mabedi, Mimar Si- nan, dışından, çeşid çeşi nakışlar, mer- mer çiçekler, mermer oyalarla süslemiş- $. Caminin yanında bir imaret, bir med rese, bir de aşhane yapmıştı. 1550-1597 o yıllarında Büleymaniyeyi Buğdan seferinde bütün ordu mimar. | yaptı. Süleymaniye #ngastı yalnız bir oö- nasıl yetişti? miden ibaret değildi; bu bir site idi! Ca- minin etrafında 4 medrese, 1 darülhadis, I darülkura, İ tıb medresesi, 1 ilk okul, 1 timarhane - hastane, 1 imaret, 1 mi firhane, 1 çarşı, 1 hamam, yüzlerce ha deme odası yapılmıştı. Bu muazzam inşaat bittiği zaman, 67 yaşında bulunan Mimar Sinan, padişa? ile, Süleymaniyenin resmi kül yapmıştı. On altıncı asırda susuzluk, bilhama ya- zın, İstanbulun en büyük derdlerinden biri idi. Süleymaniye inşaatı devam &- iğidhane sırtlarının gerisinde- balardan İstanbula su getirmek düşünülmüş, bu işe de Mimar Sinan mar olmuştu. Dokuz yıliçindede bu muazzam işi tamamladı: Su yolları, dört yük su kemeri ve bir büyük bend yaptı: Ol demde himmetile el urduk kemerlere B e İdi kavsi kuzah veş kemerleri Yolundan eyledik suları çeşmeye revan! 1864 te Lüleburgazda Sokullu Mehmed İni inşs ett. Burada şihe bir kervansaray, güzel bir cami, bir darülhadiş, bir hamam ve İ bir çarşı yaptı. Ergene suyunun üzerine İdokuz gözlü bir köprü kurdu. Ak*4 1567 de yalnız 'Türk san'atının ü bir değil, k mürek İ keb plan Çekmece İköprüsünün ikisi iki sahilde köprüyü sa hillere bağlıyan ve üçü de gö! ile deni? (arasında bulunup köprüleri birbirine ek. İliyen beş muazzam payesi vardır. kk*k 1568-1974 yıllarında Edirnedeki Sultan Selimi yaptı. Bu nefiseyi tamamla, dığı zaman 87 ya şında bulunuyor du. | Sekiz muazzam payoyo (o daysnan sekiz muazzam ke- merin üstüne oturttuğu (Sultan Selim | kubbesinin kutru Ayasofya kubbesinden (altı zürra büyük ve derinliği de dört zür- ira fazla idi. Kubbenin dört köşesine, her | | biri üçer şerefeki dört tane narin minara eser, Tophanede Kılıcalipaşa camisi ve civarında Kılicalpaşa hamamı oldu. #k* Sinan, şan ve şerefinin en yüksek nok- tasında iken 1588 yılında 98 yaşında olarak öldü. Bö lsymaniye o camisi civarında kendi; tarandan hazır lanmış, etrafı açık, alı küçük paye ö- zerine Olurtulmuş küçük mermer bir kubbeden ibaret olan ve yanında gene “çük bir sebili bulunan #ürbesine gö müldü. İnce ve zarif mezar taşının başına bir haseki sarığı yapılmıştı. Bu büyük us- |tanın ağzından tereümel halini yazan dostu Nakkaş Müstafa Satin tar'h man- zumesi de türbenin Dölkmeciler tarafın- daki orta penceresinin üzerine yazılmıştı: Rekletin Salyi dat #8 tarihini «Giçdi bu dem da olhandan piri mi maran Sinan» Ruhu için ihsan ide Fatiha piri olsan, BESAD EKREM Yeni vekâletler Başvekli, kabineye iki vekâlet (âve 6- dilmiş olmasının mucib sebeblerini mat- buat mümaessillerine izah ederken; hükü- metin taksimi amal noktasından bu işde zaruret ve fayda gördüğünü işâret et » miştir. Filvaki münakale işlerinin muh- telif vekâletler elinde dağınık bir şe de ve aralarında hiç bir ahenk ve rabıta mevcud olmadan idare edilmesi cidden göze çarpan sakat bir sistem İdi. İktısad Vekâletinin işleri mahmul hale gelince, burasının mes'ul tek baş tarafından çev- İrilmesine maddeten imkân kalmamıştı, İ Değil bir idareci, bu vekâletin başma on değerli ve kavrayışlı bir teknisyen de ge- tirilse idi, işlerin çeşld #tibarile çokluğu, ekonomi cihazının bugün artik günlük ih. tiyaçlara göre ayarlanmax lüzumu, bu işlerin mütehassısını bile kısa zamanda yormiya kadir idi Devlet makinesini bu noktai nazardan kuvvetlendirmek ve cihazı daha iyi işler İbr hale koymak düşüncesile hükümetin al dığı tedbir, şüphesizdir ki çok yerinde * dir. Ancak İktısad Vekâleti iki vekâlete ayrılırken, her vekâlete kendisine tahsis edilen vazifelere göre isim verilmesi de muvafık olacaktı. Ticaret Vekâleti şüp * hesizdir ki ismini bulmuş ve almıştır. Yalnız vazifeleri azalan ve teşkilâtı da- talan İktisad Vekâletinin eski :smini mu- hafsza etmesinde sezilen bir gayri tabiilik var, İktısad gibi şamil bir tabiri, muayyen azifelerle mücehhez bir vekiletin üze - rinde muhsfaza etmek maksada uygun olmaktan uzaktır. Zira bu vekâlet, ikti sadi mevzular arasında ahenk ve rabı « tayı temin maksadile bir vazife almış ok saydı, ismini muhafaza etmesi mantıkan İ doğru olurdu. Halbuki görüyoruz ki İkt İ sad Vekâleti sadece sanayi ve iş mevzi İları üzerinde vazife deruhde eylemiştir. İ Şu halde Ticaret Vekâletine Ticaret ismi wi iği gibi, İktisad Vekâletine de Sa - nayi Vekâleti veyahud da Sanayi Vekâleti demek doğru olurdu. iştirmek için önümüzde esash kanun projeleri önümüzde- içinde Büyük Millet Meclisin. de müzakere mevzuu olacaktır. Projeler encümenlerde görüşülürken, İktıssd Ve- kâletine, kendisme uyacak en doğru İs « mi vermek ve kanun projesinde ona göre tashihler yapmak kabildir. Vecdi 5. Çocuk Esirgeme Kurumunun çocuklara yardımları Çocuk Esirgeme Kurumu Eminönü kazası ve nahiyelerinin Mart ayı zar * ında Divanyolu Çocuk kütübhanesin- de hergün elli çocuğu sıcak yemek ve- rilmiştir. Bundan başka Çocuk kütüb- hanesinde hergün muntazaman Çocuk - arın müşkülüt çektikleri derslerden nferapslar verilmiş ve her hafta mü sabaka yapılarak birinci, Ikinci ve ü - ncüye istedikleri mük&latlar veril - miş ve bu suretle bir ayda 8 dolma ka- lem, 4 sulu boya takımı, muhtelif mek- teb kitybları ve defter dağıtılmıştır. Ayrıca ihtiyacı olanlara defter, kalem, ve mekteb kitabları tevzi edilmiştir. Kütübhaneye Mart ayı zarfında 3138 çocuk devam etmiş ve 575 çocuk kitab almış. 532 çocuk geri getirmiştir. Havaların açık olduğu İM Çocuk parkında kendilerine eğlence - er Serli edildiği gibi mütenddid sine- malara da yüzlerde çocuk gönderile rek eğlendirilmiştir. —— İ Etrafa saldıran bir deli yakalandı Bakırköy Emrazı Akliye hastanesin- den heniz çıkmış olan ve Beykozda 0- turan 55 yaşında Osmatı namaz kılmak İistemiş ve Ayasofya müzesine gitmiş - tr. Müze hademeleri, Ayasofyanm mü - ze olduğunu, namaz kılmak istiyorsa camilerden birine gitmesini söylemiş- İerse de deliye söz dinletememişlerdir. Osman: — Benim namaz kılmama nasıl mâ- ni olursunuz, dlye avaz avaz bağırma» ğa başlamış ve etrafa saldırmıştı. Zabıta memurları Ayasofya müzesi- ne gelerek züçhelle Osman, yakala - mışlardır. Osman, Tibbi Adliye gönderilmiş - tir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: