4 Mayıs 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

4 Mayıs 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

, — Karın çok sabırlı &ir kadına benziyor. — Ben bilhassa bu Huyu için onunla ev- dendim, — Ya umduğun gi- bi çıkmamış olsaydı. — Hiç olur mu?... Benimle evlenmeden — Buyurunuz evvel on sene kadın ©Jendim. terziliği yapmıştı. Vüzik hocesi — Rica ede- rim siz buyu — Karım bu Slav şarkısını çalerken çok müteessir oldunuz. Yoksa siz de Slav gmusımz? — Slav değilim, fakat müzik hocası- yun. **. Mektebde — Napolyonun ölmüş olduğunu bilmi- yorsun ha! — Nereden bileyim bay öğretmen, al- lesi gazetelere ilân vermediyse kabahet benim mi? #** » Şölret İsminiz, Fuzuli! Meşhur bir isim! Tabit meşhur olacak — Bebam evlenmemi hiç iyi görmedi, .— Seni Nejada vermek istemiyor Bir kat daha .. ben tam yir- mi senedir bu mahallede bakkallık eği- — Guz maskes'ni bir kere almış bulur» dum, işime yaramadı. Den de şapkacır ma bozdurup şapka yaptırdım. mi imaz Küçük hanım üzülme; Zorla güzellik olmaz. Hiç kırıtıp süzülme; Zorla güzellik olmaz. * Gözleri sürmelemek ; Boştur hiç verme emek. Yapma kendini bebek, Zorla güzellik olmaz. * Yüzde düzgün olsa da; Yapma benler dolsa da; İltifatın bolsa da; Zorla güzellik olmaz. * Mantolar şık g'yilse; Şapkalar yan eğilse; Kanın sıcak değilse; Zorla güzellik olmaz. Erkek, geçen baharda tanıdığı kadını bu bahar dü ziya- rete geldiği zaman: — Size karşı 0- lan ohürmetimin, sevgimin tanıştığı- mız zamandakin- den bir kat daha arttığını bugün çok iyi anladım! Dedi. Kadın sordu: — Nasıl anladınız? — Geçen bahar da sizi ziyarete gelir- ken on kuruşluk çiçek alır getirirdim, Bu bahar da yirmi kuruşluk aliyorum. kk Moda düşkünü — İkinci kalın kiracısı bayan tam ma- nasile modaya düş konuşuyorduk; on- lar söylediler, saçlarını altı aylık yaptır-| dığındanberi, saçlarına uygun giyinsin: | diye hep kıvırcık salata alıyormuş. Evin- de bir saka kuşu varmış. Onun da tüyle- Tİnİ gene saçlarının rengine uysun diye, oksijenle sarartmış. *k* Yanlış anlamayın Kasahın çırağı, evin bayının geçerken tembih ettiği kuzu Bay otomobil kullanırdı. Korna çal mak âdeti olmadığı halde hiçbir yere çarpmaz ve hiç kimseyi ezmezdi. Yanlışlık Ayakkabı mağazasının sahibi tezgâh- farlara tembih etmişti; — Bir çift ayakkabı alana, bir kutuda ayakkabı boyası veriniz. Müşteriler hemen çoğalmışlardı; maâ- Baza sahibi tezgâhtarlarına: — Bir çift ayakkabı slana bır kutu a- yakkabı boyası vermenin faydasını gör- dünüz mü? Dedi. Tezgâktarlar şaşırdılar: — Siz bir çift ayakkabı alana bir kutu İ ayakkabı boyası verin mi demiştiniz. — Ya ne demiştim. : — Biz yanlış anlamış olacağız, bir ku- tu ayakkab: boyası alana bir çif: ayak- kabı veriyorduk. * Kabahat kimde budunu getirmişti. ! okudu: Hizmetçi © kapıyı açtı, kasabın çıra-| aldım. ğı koyun budunu uzattı; nu pişirmeniz için >» a edi — Koyun budu-| Annesi gözlüğünü kaldırdı, | baktı: ca Genç kadın kocasından gelen mektubu kızma Mahvedeceksin Hasis adam, Yes parken gördü: ; — Hayırsız evlâd, dedi, yağın kilosu on|i kuruş daha arttı. Sen gene yağlı boya Te- sim yapıyorsun, bu gidişiz beni mahve. deceksin! Bilmem | — Ne iş yapıyorsun? — Mobilya satıyorum. — Kârlı bir iş mi? Yamdan kalmadır. #4* Nasıl cldu? Nisanın ikisinde yalancıya sormuşlar: — Bir Nisanda kaç yalan söyledin? — Hiç söylemedim. — Nasi oldu? — Bir Nisan yaptım, K4* Kendinin yazdığı kitab buldu. Karısını çağırdı: bulmam, O onu okumuyor ki! — Ya me diye almış, masasında bul dum. İ — Kendinin yazdığı bir roman! — Herhalde durmasının bir sebebi o- lacak, otomobilin altına gir de bak. — Nasıl gireyim, daha vvel başkası irmiş, â iş. ser sananasasaanen ses samema © Saklamamak — Karım benden hiç sir saklamaz. — İnanmam. — İnan vallahi. ; İ ne vakit bir şapka, A İ bir iskarpin, bir çanta alacak olsa. kaça aldığını ya kendisi doğrudan bana gönderir. O karımın tarafından bu. parasini verir, adamı savarım, #X* Bir sat bir gün parkta bu- luşmaya ikna et- mişti. Genç kız randevu saatinden bır saat sonra gel- di: — Seni bir saat beklettim. Dedi, Erkek içini çekti: evlen diye sana bir saat daha az yalvara. bir saat daha az üzeceksin. Ki* Ne diye? kadınlar etrafında fırıl fırıl dönmesi- — Kocamdan gene soğuk bir mektub|ne hiç ses çıkar. mıyorsun. — Ne diye ses çıkarayım.. fırıl fı- —“Hep o hizmetçi olacik karının ka-| rıl dönüyor, sonra N getirdim. dedi, kal - | bahati, mektubu postacıdan elır almazlda başı dönüp gözleri kararıyor. Bu yüz- bimi de size vermiye geldim. Yanlış an- | sana getirmez. buz dolabının üzerinde |den hiç birini doğru dürüst göremez hale Jamayın pişirilecek olan koyun bududur. İ unutursa olacağı budur, geliyor. Ben de rahat ediyorum. — Bilmem, bizim evin mobilyaları ba- Evin erkeği çocuğunun masasında bir — Bu nasıl kitab, çocuğumuzün böyle açık saçık kitablar okumasını hiç doğru doğruya bana söyler.. kendisi söylemek istemese bile, aldığı mağazanın sahibini nu söyler. Karımın benden bir şey sak- lamamak huyunu beğendiğim için derhal Genç erkek sevd'ği genç kızı nihâyet — Böyle olduğu daha iyi oldu. Benimle cağım. Sen de olmaz, olmaz. diye beni — Kotanm, sana misafir gelen güzel Sevdiği kadın için İzmir şehrini yemle lim e ( “Son Posta,, On ikinci hicri asırda Garbi Anadolu yaylarından birinde, bir Yörük çadırın-| da doğmuştu. Çocukluğu konar göçer bir! Yörük olarak, her köşesinde bir başka güzellik olan Garbi Anadolu dağlarında, İMehderes ve Gediz boylarında geçmişti. Daima temiz hâva, temiz su ve bol gıda bülan vücudü alabildiğine serpilmiş, de- risi güneşin en tatlı renklerini almış, adı Veli olan bu yakışıklı, güzel ve gürbüz delikanlı Bergamanın Sağıncılı köyünde * | yerlöştiktlen sonra da Sağıncılı Yörük Ve- li diye meşhur olmuştu. Köylüler, Bergamaya gittikçe, Berga- ma voyvodası Araboğlu Hacı İsmail ağa- İya, yağ, bal, yumurta, oğlak, kuzu gibi hediyeler götürürlerdi. O zamanlar kasa- ba âyanlarının Kasabaya merbut kövler üzerinde çok büyük müfuzları vardı. A- raboğulları de Bergama âyanı idiler. Sağıncılı Veli kasabaya gidip gelirken ve her gidişinde Hacı İsmail ağa hazret- lerinin konaklarına uğrarken ağanın na- zarı dikkatini çelbetti. Yörük Veliyi ka- Pısına aldı. Sağıncılı Veli, İsmail ağanın ölümüne kadar sadıkane hizmet etti İsmail ağa öldükten sonra oğlu Meh- med ağa Bergama âyanı oldu. Sağıncılı| Veli ona da hizmet etti, M a İbrahim ağa temiz kalbli bir adamdı. Kasaba âyanı olunca işlerini idare ede- cek bir adam aradı, Eb... Sağıncılı Veli, İbunca senedir kapılarında sadakatle h met etmiş emektar kulları idi. Bütün iş-| İlerini önün eline teslim etti. Kendisi de konağında zevk've safasına daldı. İbrahm ağanın gayet güzel bir kız ker. deşi vardı. Abdülfettah isminde bir zatın zevcesiydi. Fettah ağaya da «Araboğlu damadı» derlerdi. Yörük Veli Fottah ağanın kanısına göz koydu. Düşündü, taşındı, nihayet, tuz, ek- mek hakkını unuttu. Hırs ve tamah ateşi ile gönül ateşi birbirine karışınca, Yö. rük Veli, hieri 1189 yılının en meşhur şakisi olup çıktı. İbrahim ağa konağının ırgad, ayvaz, uşak, seyis makulesi erazil. den, esafilden adamlarını kandırdı. Bir gece, efendisi ile efend'sine sadık on s€- kiz nefer bölükbaşısını kılıç ve hançerle katlettiler. Ertesi gün da Sağıncılı Veli, | korkusuz ve pervasız Araboğulları kona- ğına kuruldu. Velinimeti olan hanedanın bütün malmı, mülkünü müsadere etti. 1189 yılı, birinci Abdülhamid zamanı, Osmanlı devletinin en karışık bir devri idi. Bergama cinayeti, hududlarından akseden top sesleri arasında, Babıâliye bir sinek vızıltısı gibi aksetti, Bu ilk ka- nı, Sağıncılı Velinin yanına kaldı. Yörük Veli, İbrahim ağadan sonra eli- ni Abdülfettah ağaya uzattı. Evvelâ bü- tün malını, mülkünü müsadere etti. San- ra da «?evcesini alıp istifraş etmek kasd etti. (*) Bu tehdidin dehşeti karsısında, Abdül fettah ağa karısını alıp bir gece Berga- madan İzmire kaçtı, Ertesi gün bu firar hâdisesini ögrenen Sağıncılı Veli, deliye döndü, Her neye malolursa olsun Araboğlu kızını ele ge- çirmeğe karar vermişti, Sekbanlarından , İgözü pek birkaç kişiyi mektublarla İz- mir civarında Keraburun voyvodası İvaz ağaya yolladı. Karaburun voyvodası İvaz ağa da, astığı astık, kestiği kestik, asıla. cak, kesilecek mütegallibelerdendi. Sa- gıncılı Yörük Veliye her hususta yardım edebilecek şakilerdendi. Zavallı Abdül fettah ağa, malı mülkü gitmiş, karısile beraber kuşça canını İzmire güç atmıştı. Yörük Velinin Karaburunlu İvaza karısı için adam ve haber gönderdiğini öğrenin- ce, karısını İzmirde erbabı namustan bir kimseye emanet edip kendisi başını aldı, İzmirden Kütahya tarafına kaçtı. Karı- “nın tarihi bahisler muharriri Jsınlar.. avratı Sağmcılıya na | diye. sını da kâçıracaktı. Fakat, yolda İvaz a- (*) Cevdet Paşa elid 1. . muhasara eden şaki gam oğlunu resim Yâr ge kadısı düşündü, taşındı, elin karısını başkasına i teslim etmek mümkün değildi amma ehvenişer tercih i olunurdu. Kadın teslim edildi. yazıyor ) damlarının eline geçmek korkusile mirde bırakmıştı İvaz ağa, Sağıncılı Veliye «İzmire gef sin, avratı istesin, nidecekler, veriri dbet.. biz de yardım ederiz» yollu hab göhderdi, Sağıncılı Veli sekbanlarını, & vendlerini topladı. İzmire geldi. Karsbi run voyvadası da adamlarını, silâhland” rp atlanıp Sağıncılınn yardımına yoll* dı. Sağıncılı, gözünü kan bürümüş, cihan görmüyordu. Hiç çekinmeden koca İzmi şehrini muhasara etti, İzmir âyanına W€ kadısınâ da haber yolladu «Fettah ağ” nın karısını bâna teslim etsinler!...» İzmir âyanı bu garib, garib olduğu X# dar korkunç, korkunç olduğu kadar iğ renç teklif karşısında şaşırdı, kaldı. Kad elendi karakaplı kitabın kabına delgi daliın buktı: «Elin nikâhlı karısı başk& $ina nesil teslim edilir?...» Vak'ayı İstanbula yazıp istimdad ef mek kolay, kolay amma, İstanbula sd gidip, İstanbuldan Anadolu paşasına © mir gelinciye kadar Sağıncılı İzmire giri koca şehri alan taran edecekti. Derken bir haber de Karaburun voyv©" dası İvaz ağadan geldi: «Fettah ağa karr smı bırakıp kaçmış zate ağıncılı Ve liyi kızdırıp elinden bir kötü iş çıkartma" versinler.” Kadı efendi hazretleri bütün İzmir & İ yanını topladı. Belâ ik'leşmişti. Veli der" ken ortaya bir de İvaz çıkmıştı. Kar# kaplı kitabda elin nikâhlı karısının bağ Xa birisine veyilebileceği yazlı değil amma «şerlerin. ehveninin tereih edüğ ceği» yazılıydı. Kadı hazretleri: — Şerrin ehveni avratı teslim etmek İtirt, Dedi. İzmir âyanı «hükmü şer'i» ye b” yan eğdiler. Kadın Sağıncılıya teslim © dildi. Fakaş herif bu sefer: «Nikâh ta kâh! diye tutturdu. Yörük Veli, deli 8” bi sevdiği kadını kendi nikâhlı kari yapmak istiyordu. Kadı ba ikinsi teklite köpürdü, aya diredi: — Nikâh üstüne nikâh olmaz!,, Ayana da cesaret geldi: — Olmaz! Didiler. Amma Sağıncılı kadıyı dinli” mi, İzmirden bir imam getirtti, önüne bir avuç altın attı: — Kıy nikâhımızı. Dedi. İmam nikâhı kıydı, Bu suret | silânı fiskettiln il İzmir kadısı, bir tarattan Fettah off” karısını Sağıncılıya teslim ederken, taraftan da İstanbula haber uçurmuştü | Anadolu valisi Abdi Paşa Sağıncılı vali Din idamına memur oldu. Abdi Paşa G ) rinin güzide simalarından idi. Bir «ve&” dilir, idi. Kapısı halkı kalabalıktı, KsP halkını topladı. Eyalet askerinden h#? asker aldı, Kütahyadan Bergama yürüdü, Sağıncılı ancak birkaç gün © yanabildi. Başına toplananlar, sekbö” rı: «Biz padişaha, devlete asi olamağ Fermanlı olanın yanında duramayız!» © vip dağıldılar. Sağıncılı, zorla ele diği kadırı aldi, en sadık birkaç ar! ile dağa çıktı. Baktı ki dağda da b mek imkânsız. etrafı sarılmada., ? kalmıyan düşmanıma da kalmaz Ö Araboğlu kızını kendi elile öldürdü. © luğu, uzaktan akrabası Kebsut Sancaklı oğlu Süleymanın yanma Abdi Paşa bunu haber alınca, hemöl süvari kıt'asını Ilgar ile Kebsuta göl di. Yollara koydukları gözcülerle bi y da takib edildiğini anlıyan Sağıncıl Pİ | ka bir yere kaçarken Ünye denilen yeri tutuldu. Adamlarile beraber hemen i olundu. Sancaklı oğlu da Mihaliçis kalandı. Onun da boynu orada Vul Hempalarından ve ayaktaşlarından edilen birkaç kişinin kesik kellelefi beraber Sağıncılının kesik başı İstan” gönderildi. İbret olsun diye Babıhüm#”” önüne atılıp teshir olundu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: