4 Mayıs 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

4 Mayıs 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rw ŞE VE, w BER LİLRLER ENEL ALLİ RT NALU Lv 4 Mayıs SON POSTA Kral Zogu 24 saattenberi oteldeki dairesinden çıkmıyor! Yunanistandan getiren hususi trenin Eski Arnavudluk Kral ve Kraliçesini memurları neler anlatıyorlar? Sirkeci garındayız. İstasyon saatinin akrebi 1 in, yelkovanı 2 nin üzerinde... İki saatiir çöken bir tahtın sahiblerini Evtirecek olan treni bekliyoruz. İstasyon Cİvarını dolduran, ekseriyetini Arnavud Vatandaşların teşkil ettiği kesif halk yı- ğini, dakikalar, saatler yuvarlandıkça bir Sığ gibi büyüyor. Biraz sonra, burada pek kısa bir zaman el Adriyatik sahillerinde başlıyan bir son tablosu görülecek, este acıklı bir manzarâ seyrine ha- zırlık var. İstasyon ve wwtasyonu kuşatan ler hakla dolu olduğu halde çıt yok. nin mutad sükünetini bozan hiçbir Aşırı ses duyulmuyor. Sirkeci garı geceyi ve sükütu üzerine Şekmiş, lâmbaları kısık uyuyor. Eğer yeni bir gecikme olmazsa, Arna- Vuğ kral, kraliçesi 19 dakika sonr şımızda bulunacaklar, İnsanın çıplak bulduğu her ye Miyen bir ayaz çıktı. Ellerimiz pardösülerimizin ceblerinde, rlerimiz saatin ablak çehresinde dola- Pyoruz, ni diğ Yeni bir haber: Trenin Gelmesi dördü bulacak!.. ir Etraj kum meraklılar dağılıyorlar. * biraz tenhalaştı, Ar deği, kâr olduğunu kestirerek garın üçün- i salonunun böfesini açtılar. Şim- STA girmek saadetini elde edenler sicak çay temin edebilmek işin, kah- Veci Ni a taht a bada kur yapıyorlar. Çayi içen ha klar üzerine uzanıyor. “Sr nöbeti dakikalara, dâkikalar e tan mdi yarıdan fazla azalan kalabalık. 568 bile çıkmaz oldu. Zaktan horoz sesleri duyuluyor. son amvay Sirkeci kavsinde boğuk bir say. “ çıkararak geçti, Si Gökyüzündeki ay da dörde kadar bek. icilerden olmasa birbirimizin yüzünü Göremiyeceğiz. Psronda çok az Wlmba yanıyor, Ellerim cebimde dolaşıyorum. Hangi tedainin azizliği bilmem ki?. Hafızam. dan dilime inen bir cümle parçası... Şeks. prin Otellosunda Dyağonun Senyor Bre-| bançiyonun kapısı önündeki feryadı: «— Uyanınız, uyanınız siyah kurd, ba. /t Yaz kuzuyu kaptı.» (Siyahı) kurdun kaptığı beyaz kuzunun | Şobanını bekliyoruz. Gökyüzü yavaş yavaş pembeleşiyor. Dün ve cınm makinesinden âşha mı az hâs- sas olacak!.. Çaresiz çıkacağız. 'Türk efkârı umumiyesi navud kralının İstanbula nasıl indiğ anlatacak olan talihsiz Türk gezetecisi| ve dünyaya bu gelişin tafsilâtını verecek | ecnebi muhabirler garın dışına çıkarılı. yoruz. Derhal bir meşveret: Ne yapacağız? | nilacak hiç bir şey yok.. gazeteci va- İstasyon camlarından içeri mahkümlar gibi bakıyorüz. Ümidliyiz, belki bu hata r edilir. Fakat kimin hayet bir hırsız gibi, vazifemizi yapabi mek için, istasyonun arka duvarlorından atlıyarak, tren tekerleklerinin e altından geçerek bir köşeye saklandık. Ve gaze -| teci gibi değil, bir casus gibi vazifemizi h olmakta, Horozlar ötmeğe başla. dilar, Arık dakikalar sayılıdır. Yeni bir »ö. tar vok, Türk - Yunan hududundaki Pig. Yon İstasyonundan 19 da kalkan tren vak. tinde gelecektir. Birden asabi bir ses duyuyoruz. Bu Ri. #oletto operasının temstlinden dönen Po. Müdürünün sesidir: — Hepsini dışarı çıkarınız; garda bir tek insan istemem! Halk sığındığı bekleme o mahallinden ri çıkarılıyor. İstasyon dışına mı? Ayır, hudud harici, beş dakika içinde Keci ve civarında insan isimli mahlük olarak yalnız nokta bekliyen polisler Kaldı Biz 'Türk ve ecnebi gazeteciler bir kö- yi inmiş bu kapı dışarı edilmek key. tek DİN anri olmamasından endişe ede. bekliyoruz, orktuğumuza uğradık: Kim bunlar?.. © Gazeteciler efendim!.. i Müğap Hepsi dışarı çıkacak! Kia efendim, biz gazeteciyiz. Va- De etmek mecburiyetindeyiz. < Pinlemem efendim. yat vazite, Pafçıyy, sile fin bilmem. yalrız fotog- Resin, Onlar sin emlehin yün yaptık. Trenin düdüğü beş dakika evvel düyuldu Üç yolcu, iki bağaj, iki otomobil va -| gonundan teşekkül eden hususi katar üçü | yedi geçe gara girdi. Sanki tren ölen bir milletin tabutunu taşıyordu. Gar da bir ölü süküneti hâkimdi. Bu katar göç eden Sır devleti taşıyor, Kralı, başvekili, na - nurları ve tebaasile... Arnavudluğun İstanbuldaki sefaretsiz! sefiri Asaf ve konsolosluk memurları en| arkada bulunan yataklı vagona doğru iler ediler, Vagonun kapısından evvelâ birkaç me- Mur indi, Bilâhare bavullar ve diğer pa- ketler taşımmağa başlardı. ,Trenden ilk çıkan eşya min shdin beşiği idi. Üçü beş geçe sarı genç dadısının kucağında mav! bir port- Yebeye sarılı veliahd v Ni hmamasına iti -| dilerek trenden indirildi, mera: a| nde yen otomobili birine kondu " yamp sö- ıltında şaşıran genç dadını kunda' koşuşu b ların en şidi kazandığı gün memleketini kaybeden kü. | çük yavru herşeyden bihaber maşıl Kuşıl Maamafih küçük İskender, bence gene İskenderi Kebir kadar talihli bir insan - #niş ki, gözlerini tarihe milli istiklâlin en bugün u işde muharririn dikkat objektifi f0-| şaheser örneğini veren bir milletin toprâ»| mücadele eylemeğe girişmiştim. ğında oçacak. Tren geleli yirmi dakika oldu. HAA kral ve kraliçe gözükmüyorlar. Nihayet ine bedbaht Ar-| işte. Zogu çevik bir hareketle vagondan | hatı unutursunuz artık... O vakit tıpkı| atladı. Elini uzattı, kraliçeyi indiriyor. Kral, gri renkte kırçıllı bir palto giy - mişti, Şapkası başında, eldivenleri yarıya kadar sağ cebine sokulu. Kraliçenin başında vişne çürüğü ile mer ortası bir şepka, &ynirenk eşarb, çanta, eldiven ve ayağında da ayni renk- te iskarpinler bul rdu, Mantosu eşi- nin ayni renkte, belki de ayni kumaştan idi. Boyu kraldan iki üç parmak daha yüksek. Arnavudluk sefiri ve konsolosluk er - nu “İkânı krallarının önünde tazimle eğildiler, Kraliçenin eldivenli elini öptüler. Mağnezyumun ışıklarının parlayıp sün meleri arasında bana öyle geldi ki, kral bir hayli zayıflamıştır. Yüzünde bariz ız. tırab mimikleri var. Vakur ve sakin gö - zükmeye çalışıyor. Kraliçe koluna girdi, yürüyorler. Jeraldin daha metin ve sa - kin.. Hiç bir yabancılık duymuyormuş hissini veren mütebessim bir çehre tle ilerliyor. Kral fki defa şapkasını çıkardı. İsgon pencerelerinden kendisini selâmlı. yan maiyetine ve polislere mukabele etti, Arkasından hemşireleri ağabeylerini ta » kib ettiler, Zogu, merasim salonundan geçerken e- bedi Şefle Milli Şefin yağlı boya port, leri önünde bir saniye tevakkuf ederek, tazimle selâmladı; sonra süratle yürüye. rek, balı döşeli beş ayak merdiven; indi. 2177 numaralı taksiye evvelâ kraliçeyi bindirdi. Kendisini istikbal edenlerin ay- rı ayrı ellerini sıkarak teşekkür ettikten sonra kendisi de girdi. Kralı takiben maiyeti de diğer otomo « billere bindiler. 28 otomobilden teşekkü) eden kafile Perapalasın yolunu tuttu. Şimdi kral ve kraliçenin içinde seya. hat ettiği vagondayım. Yataklı vagonun Rum memurile konuşuyorum. Memur ya rım yamalak türkçesile anlatıyor: — Kral çok dalgındı. Ona yemek ve - ken dikkat ediyorum, gözleri sabit bir noktada, bazan dakikalarca dalıyor, kra- hiçe bir söz söylediği zaman silkini - yor, cevab veriyordu. Kraliçe çok kibar Ve soğukkanlı kadın.. Kralı meşgul etmek (Devamı 10 uncu savtada) Clark Gable'in eski karısı neler söyliyor? ” «Bir vakitler Clark'ın sırtına giyecek bir tek elbisesi yoktu, Holly- wooda geldiği zaman parasız, pulsuzdu. Muvaffak olduktan sonra göhreti gittikçe arttı ve nihayet onu kaybetmeğe başladığımı anladım ve nihayet işle görüyorsunuz ki elimden gitti!» Geçenlerde havadisi bütün dünyaya| yayıldı. Meşhur smema sanatkâr Clark Gable karısından nihayet boşa- nabildi ve meşhur yıldız Carole Lom- bard ile evlendi. Şimdi gençlik adı ile Jozefin Dillon adima alan sabık madam Clark Gable eski kocan hakkında çok şayanı dik- kat bir makale yazmıştır. En mühim Amerikan ve Avrupa mecmualarında çıkmakta olan bu makaleyi aşağıya darcadiyoruz: Jark sonradan görme adamlar. dan değildir, muvaffekiyete, şe- Tele erişmek için kademe kadame yüksel- miştir. Arasıra urkadaşlarından birinin yardımı dokunmadan değil... Bir vakitler Ciark'ın sartına giyecek bir tek elbisesi yoktu... On santimi bulun mazdı. O vakit arkadaşları çok azdı. Fa- kat Rolls otamobilini aldıktan, meşhur dişçiye gittikten sonra şöhreti yayılmağa | “* başladı... pe Küçük rollerden başladı. Büyük rollere| Onu düğün geçti. Los Anceleste bir rejisör ona bir mukavelename imzalattı, İşle felâketim| © andan itibaren başgösterd l Sigara almak için bir mağazaya girer girmez camekânın önüne genç kadınlar toplanırlandı. Kibar madamlar onu çaya davete başladıl de kendi ulark Gable'in eski karısı Jozefin Dille İnünde yazıyorum. Burada her haf, .s İ güzel filmler gösterilmektedir. “ > ismi iri harfhr ile Ya irpermeğe başlarım. Üzüntü kap rım, arkadaşlarım olan Johuny Weismuller, 7 Bruce Cabot, Julie Haydon'a gider Rad Ve mu açarım: ra Van, Jimmy Fidler O.Douvel J Dragonet Bevinç kaplar beni... Çünkü bunlar nim ceki talebeler «Mutallaka» için Hayır benim için hüsran » çıkarmadan bunlara şahid olmak) yamaz Gö Adım adım Fakat| pe, İmağlüb olacağımı evvelden biliyor idim. | | Kocanız muvaffakiyetlerinden - dol, biri kaçırmasını ondan rica hüş nkü vazife hiç te kolay bir iş değild Amerikanın her taraf YIİ den, Şanghaydan, Is mestolmağa başlayınca veyl size!... Ra-| dan, ME icim atli di yım. Bu mektublara fotog, sağa sola yalpa vuran, aşağı, yukarı çıkıp | buttur... Hepsi de Clark inen uçurtmaya benzersiniz £ Erkeğiniz| meği kendilerine bir şeref bilmişlerdin sukut eder ise sizi de birlikte sürükliye.| Biçareler bilmiyorlar ki bir san'at çektir... Hayatınızı kazanmak mecburi: | benziyebilmek bir muvaffak yetinde iseniz bu çok nazik bir vaziyetİdir.. Aml muvaffakiyet, en büy ayl e vuttakiyet kendi başına bir şahsiyet olu «Gözde> artık yükselmeğe başlar...) maktır... O gahsiyeti tebarüz ettirmektiğ 4Subik zevce» ye düşen, küüçülmek, daha|O şahsiyeti hâkm kılmaktır. fazla küçülmektir. Aktör olmak çok güçtür. Ben (bu satırları muazzam «Çin tiyat| Clark Gable de bu müşkülüia uğradı, rosunun> avlısına bakan penceremin Ö- (Devamı 12 nci sayfada) 5 Oliver Hardy nin yeni partoneri akta. sr da men able'e benze Senelerdenberi ayrılacaklar, ayrılıyor. semere vermemiştir. Jar, ayrıldılar diye diye nihayet hakika. ten de ayrıldılar... bulan Hardy olmuştur. Stan Lorel ve Oliver Hardyden bahse-| Yeni eşinin ismi Harry Langdondun | diyoruz. «Sarsilmaz bir çifte olan bu iki | Beki ve kudretli bir san'stkârdir. Loreli san'atkârın dost kalmak üzere bile olaa| aratmıyacak derecede mahirdir. ayrılmaları onları çök seven sitema me-| - Bu iki san'atkârın birleşmesi üzerine raklılarını fevkalâde üzmüştür, mensub bulundukları United Artist bun» Tekrar birleşmeleri hakkında yakınla-İlara «Zenobla, adında büyük bir filin çe- m tarafından yapılan teşebbüsler hiçbir | virtmiştir. Kendisine en çabuk bir zamanda bir eş

Bu sayıdan diğer sayfalar: