14 Mayıs 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

14 Mayıs 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Şehre zaten hücum müfreze « idi. En önde, Devzade Üzere, atlar derhal o kan- giren suv Yakılın ateşlerin alev ve aurm Tara bulanmış olan islâm askerlerini de görünce, ne yapacağını şaşırdı. Bir an in âdeta taş gibi donup kaldı... Çü; kü kumandan, bu hücum müfrezesini, binlerce askerden mürekkeb, koca bir ordu sanmıştı. Halbuki, beş yüz atlı, yıldırım sür - atile, çarçabuk gözlerinin önünden ge- çer geçmez, bu kuvvetin küçük bir müf reze olduğunu anladı: ğ atıldığı geniş cadde, dümdüz devam * şuanda, bu cadde bir mangasi., ve 2sher görülmüyor: ber yüz athınm nal Bi rnda çy Bi — âh şa Mesel ran Bizansi; ar, pen - » © alaca karanlık Bibi &kan athla- derhal geri rku ile pen- — Saray kapılarını o kapayın. düş - man askerlerini takibe başlayın. Diye bağırdı. Ve kendisi de kılıcını çekerek İleri atıldı. Fakat, hücum kuvvetine (o yetişmek mümkün değildi. e Köpüklere ve kan terlere batmış olan atlar, Divanyolu - yokuşunu, bir su akar gibi inmişler. -İ| Ayasofya zrâbedinin önüne gelmişler-| di. HIRS VE MENFAAT MÜCADELESİ Amma bu taraftan... kumandan Emir Müslime de, büyük bir telâş ve heyecan içinde idi. Battal Gazinin, kapıyı kırarak şehre girdiğini haber alır almaz, arkasından derhal takviye kıt'aları göndermesi lâ- zimgelirken bilâkis başka işlere teşeb- -İbüs etti. Her şeyden evvel, kumamları çadırına davet ederek, şehrin yağma Günün Bulmacası 7 28 4 b 6 190 emsalsiz bir w. Fakat koca Türk ve asil düşünce farkında bile SOLDAN SAĞA ye YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Süvari - Yağmurdan hasıl olan dere. 2 — Musib, 3 — Paralamak masdarından eriri hazır. 4 — Bir nevi kalın palto - Nafi ola. 5 — Helva satan « Bayaz. © — Vermek - Dans musikisi - Dahl, 7 — İlk harfinin üstünde nokta ola işa - ret - Bizin kiyam, 8 — Bir nota - Yağmurdan hasıl olan dere. 9 — İradesi olan. 10 — Yersiz yurdanz. &aj Se in 1284 5661844 Hatam, görür görmez, - v. e Biden da bir kahkaha : RI bayt aldy em evvelâ başının - i tk Bizi sonra şiddetle aşağı # > selâmla - “ vi ilat try Hüma leri in çoka-| eğ saraymıza de - ia met olmazsa, adetini Dek bik Diy, : Baray Dalin. , - amanda lam başında bulu -) ariler uns Kalevcapımnı sarmış edilip edilmemesini. ve halifeye çön- derilmek için, ber şeyden evvel Bizans hazinelerinin ne suretle ele geçirilebi - leceğini müzakereye girişti. Bu mesele halledildikten sonra sıra, şehre en ev- vel hangi kumandanın»dahi? olacağını tayine geldi. (Hazreti peygamber)in (hadisi şe - rif)indeki medh sena ve takdire maz- har olmak için, Arab kumandanlarının hepsi de öne geçmek istiyorlar. kimisi asaletinden, kimisi şerafetinden, kimisi de kahramanlık © ve şecaatinden dem vurarak bir türlü bu münakaşayı biti- remiyorlardı. Gözlerini hırs, menfaat, kuru birer şeref endişesi bürümüş olan bu insan- lar, şu anda en büyük asaleti, şerafeti, kahramanlık ve şecaati Battal Gazinin kazarımış olduğunu bir türlü düşüne - miyorlardı. Emir Müslimenin çadırında bu lü Aımsuz muhgvereler müşavereler ve münakaşalar devam ededursun; (Velâ-| kerna) sarayından hareket eden impa- rator Leon, muharebe atına atlıyarak ve kaldırım taşlarını parçalıyarak, yıl- dırım süratile - bugün (Vefa meydanı) dediğimiz yere gelmişti, (Arkas var) Yeni Türk — İstanbul Eminönü Halkevi tarafından ayda bir çıkarılan bu meomuâ - nın 77 nel sayım dolgun (bir münderecatla intişar etmiştir. Halk Bilgisi Maberleri — Bu aylık folk - lor mecmuazının 89, 90, 91 inci sayıları çık - mıştar. Herkes için elektrik — Ziya Başaran tara- fından forma forma çıkarılan bir Xitabdır. Yücel — Bu aylık san'at ve fikir mecmu- asının Mayıs sayısı gayet zengin mündere - catia ve ilüve tablolarla çıkmıştır. NEOKALMİNA DIR Doktor Hafız Cemal (Lokmen Hekim) Divanyolunda 104 numarada Yergün basta kabul eder, Telefon 21044-23308 Sürat Müftü süngünün fay okudu ve bunun ha Tolun çi alayı teşkili dasına dair bir dua h dininin müdafaası için istimalini tavsiye etti Tercüme eden: Hü Sultan Mustafa haznelerin, tüketmeğe | başlamıştı. 600 milyondan fazla para sar- fettiği halde elde ettiği neticelerde bu ka- dar büyük fedakârlığı telâfi edecek bir şey göremiyordu. Padişah yeni bir askeri teşkilâ, Kizumunu hissetmişti. Yeni topçu kuvvetine yalnız benim tarafımdan kai- ediyordum. Buular ayni zama! deler konulmasını istemişti. Fakat her|kerin vazgeçemiyeceğ işeyden evvel bu teşkilâtın bais olacağı| hissini de uyandırıyordu. senevi masarifin devlet hazinesi tarafın-| « dan temin edilmesi lâzumdı. Defterdar ancak kalemlerindeki kâtib- lerin benimsemiş oldukları küçük bir res- mi istirdad ederek 100 bin «dcu> mikta- rında bir karşılık temin edebildi. Babıâli sonra yeni teşkilâta verilecek isim mese- Jesi ile meşgul oldu. Bu babda ülemanın reyi soruldu. «Süratçi, ismi müttefikan kabul olundu. Padişah benim kaleme al- dığım iradeyi tasvib etti ve yeni heyetin) v. İhdası hakkında hükümdarlık makamının battı hümayunu (1) ile bunu ilân eyledi. Üniforma da kararlaştırıldı Üniformayı hizmetin icab ettiği sürat ve sühuler fle mütenasib bulundurulan ve maamafih ce- haletin bunu tezyif etmesine ve taassubu tahrik eylemesine meydan vermemek için Arnavud elbisesini istiare ederek iki maksâdı telife muvaffak olabildim, Miktarı altı yüz olarak kararlaşan sü- ratçi kuvveti zabitlerile birlikte Kâğıd. hanede kışlada oturdular, Zaten mekteb de burada tesis edilmişti. Bu kuvvetin ta- dim; top talimine münhasır bulunmakla beraber elzem bir hale gelen süngü kul- lanmak mecburiyeti Türkler; s#üngüye a- laştırmak için zuhür eden bu fırsatı ihmal etmemeyi âmirdi. Rusyanın muvatfakiyetle kullandığı bu silâh yüzünden 'Türkler mağlüb * olmuş oldukları cihetle bu yeniliğin tenkidden masun kaldığı ümid edilebilirdi. Halbuki ağızları kapamak için müftüyü dile geti. rerek batıl fikirleri hükümsüz bırakmak icab etti, Bu şeriat şefi, yanında sadra- zam ve bütün vezirler olduğu halde, mek- tebe geldi. Bu fevkalâde ziyaretten beni haberdar ettiler. Gidip müftüyü istikbal ettim. Talim bitince, şeriat şefi bulundu. ğu köşkün önüne askeri harb nizamı üze re dizmemi rica etti. Sonra, yeni tifek. lerden birini istedi. Bunu kendisine ver- dim. Süngünün faydasına dair bütün te ferrüatı anladıktan sonra, bu slâhı tak-|” dis için yüksek sesle bir dun okudu ve bunun hak dininin müdafaası için isti malini tavsiye etti. Bütün askerin izhar ettiği inşallah avazı merak sevkile top- lanmış olan halk tarafından da tekrar &- dildi. Takdisi de telini de alkışlamağa daima hazır bulunan müteasblar artık süngünün imparatorluğa temin ettiği menfaatlerden başka bir şeyden bahset- mez oldular. Süratçilere her hafta aylığa mahsuben muntazam surette tevziat yapılmasını ye- niçeriler daha büyük bir alâka ile takib ediyorlardı. Üniformaları da onların dik- katini celbeyliyordu. Bu para kendileri. ne verilirse onların da ayni Gissiplini memnuniyetle kabul edeceklerini alenen söylüyorlardı. Filhakika, vaktile kabile çocuklarına münhasır kalın ve âmir ve efendilerin! o kadar korkutan bu kuvvet tâbi olduğu kaidelerin ihmali yüzünden goktanberi zelil bir hale düşmüştü. Bu düşkünMük o dereceye varmıştı ki şsörat- çilerin teşkili zamanındı, padişah yeni- gerilere dokuz devrenin aylığını borçlu bulunuyordu. Halbuki bu heyetin hiçbir zaman hüktimdarı bu kadar endişesiz bi- raktığı görülmemiştir. Ancak, bu sükü. net itaat alâmeti değil, düşmanların mu. hakkak muveffakiyetlerinin bir. işareu idi, Müstebid bir hükümette iğtişaşlar hiçbir zaman milletin canlılığına delâlet etmezler. Bir millette dahil! rulüm ve tazyike karşı bir enerji kalmazsa ecnebi kuvvetlere karşı nasl mukavemet gös- terebiir? Mevcud olan askeri cezaların giddeti (4) Jin büyük bir ferman ki kanun kur mecbarkdir, sayin Cahii Yalçır bana kendimi askerlere sevdirmek içini bir vesile teşkil ediyordu. Faka: dissip- inden hiçbir şey feda etmiyordum. Sopa atmanın, zincire vurmanın yerine, zâhi- ren bu ksdar şiddetli intizamı, itaati temin eden Ç şeref şeref ve haysiyet Halbuki bü karşılığı o bile türkçe de ir. Hafif kabahatlerin ceza- sı nöbeti iki misline çıkarmaktı. Daha büyük kabahatlere yakayı tersine kıvır» mak, süsleri indirmek v hizmete fasıla, vermemek cezaları tayin olunuyordu, O zamana kadar hiç ceza görmiyen firar vak'aları Türk cezasile mukabele gördü. Nihayet, Türklerde görülmemiş bir iş ol. mak üzere, nöbetçiler tayin edildi, Ev bulunmuş iki bazı Tatarlar at nümunesi ol askerlikte itaat ve dular, Esas itibarile küçük topçu hizmetleris ne tahsis edilmiş olan bu kuvvet hergün talim görüyordu. Çok geçmeden, dakika da on beş endaht atmağa muvaffak olus yordu (2). Fakat silâh kullanmak yolun- da askerlerin izhar ettikleri arzuyu is'af etmekten dalma geri duruyordum, Çün» kü bu kuvvet diğer ortâların istihzaları« ni red ve tedib edemiyecek kadar zayıf idi, M. de Bonneval'in Türkiyede Avrupa tarzında bir kuvvet vücüde getirmek pros jesinin (3), akim kalmış olmasını hizme tine girmiş olduğu milletin ruhunu bil mediği için, bitirecek noktadan işe başla mış olmasından ileri geldiğini anlıyop dum. Asıl manasile talim zaten yeni kuy- vetin gayesi için lüzumsuzdu. Bunlar vas zifelerini ifa etmek için dalma silâh çat mak meçburiyetinde idiler, (Arkası var) (2) Endahtta daha ax sürat, fakat nişaş almakta daha çok itina hiç şöphe yok &i müreccahtı, Fakat Türkler henüz gürüğüş den korktukları için gürültü O çıkarmamayi tercih ediyorlardı. Daha iyi bir hesab onlan rın bilgilerinin fevkine çıkıyordu. (3) Türklerin bana temin ettiklerine gön Üsküdarda Arnavudlardan mürekkeb bie kuvvet toplamış olan M. de Bonneval, onlari bir müddet sağa ve sola dönmeğe talim ebe tkten sonra, ayni maksadla ertesi sene tel ehmeğe kendilerini bir türlü ikna edom #4. Bir derviş onların böyle çarkettlim lerini görünce, merak eafkasile toplanmış bası yoniçerilere dönerek gu sözleri söylem mişti: Size de büyük Petronun Sirdliteleri yaptığı şeyin ayni hazırlanıyor, Fakat orime daki diasiptin zavahirini maiweden şey ba sözün tevtid ettiği mırltılardan siyade dim siplin altına alınan kimselerin menfnati idi Onlara en evvel aylıklarını muntazaman vermek Jzımdı. notlarından Kabakulak Kabakulak salgını bazi mekteblerde ağ çok devam etmektedir. Kabakulak eğer küçük iken çekmemişse büyüklere de gi- Ö' rayet eder, Bir defn kabakulak çeken bir daha çekmez. Mikrobu kaptıktan sonra hastalığın Uk ârazı meydana çıkması için on sekis günlük bir devri tefrin lâzımdır. He - men yapışır yapışmaz hastalık (başla - maz, İki buçuk hafta lâzımdır. Büyük erkek (© çocuklarda kabakulak sağır Ulihabı yapar, bu oldukça can si- kısı hir Shtilâttır. Bu ihtilâtın gayet cid- di ve muntasam bir tedaviye tabi tutul- ması lâzımdır. o Kabakulağın mikrobu benüz keşfedilememiştir. Fakat tükürük içinde olduğu muhakkaktır. Zaten ka » bakulak #özürük beslerinin hâd bir Dt. habıdır. Kabakulağın hususi bir ilâcı yoktur. Gargara, pansıman 6sas tedaviyi teşk #der, Hastaların iyileştikten sonra Ida « kal ön beş gün mektebe gönderilmeme - leri lâzımdır. Cevab Wtiyen okuyucularımın posta pulu yollamalarını rica ederim. Aksi tak- dirde istekleri mukabelesiz kalabilir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: