25 Mayıs 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

25 Mayıs 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Sayh “a Porta nın tefrikam: 74 İSE 7 m MM İngiliz esirlerile karşılaşıyorduk İmparatorn umum! O karargâha “yakın bir yerde bulunduğu z2- manlar-ki bu sk sk vâki olurdu— Hindenburg, muhtelif cepbe- erin vaziyetleri hakkında rapor ver - mek üzere şahsen onun yanma giderdi. Fakat imparator karargâhtan uzak yer de olduğu zamanlar, Hindenburg'un bu vazifesini karargâh mensublarından bir başkası ifa ederdi. O tarihlerde Alman umumi karar - gâhı Belçikanm Spa şehrine nakledil - mişti; diğer taraftan Aven şehrinde de «ileri kararrâh» mahiyetinde bir teşki- At vücude getirilmişti. Biz büyük ta- arruzun başlamasına ancak bir iki gün kala oraya gelmiştik. 'Taarruzun hazır- lanışında bilhassa Alman ordusunun pi yadesile topçusu arasında irtibat kur - mak hususunda oldukça mühim bir rol ,, oynadım. Ben general Hutyer'le bir - “Wkte Şark cepbesinden Garb cephesi - ne gelen Alman topçu mütehassısı ge- 'neral Erühmüller"n yanımda vazife gö rüyordum. General Brühmüller, hayatta rast - ladığım en çalışkan insanlardan biri I- di, O, hâdiseleri kendi gözile görme - den de onlar hakkında gayet doğru hü- kümler itmesini bilen, ve ilerisini çök iyi gören bir adamdı. temas ettikçe, böyle (bir adamın her ordu için (bilhassa İngiliz ordusu için) ne büyük bir kıymet ifade ettiğini ha - tırımdan geçiririm. 1918 yıl 21 Martında Sen - Kanlen'e geldim. Otomobilde imparatorli ri vardı. Benim vazi - fem imparatoru muhafdza etmek ve 0- ğı suallere cevab vermek - bu sabah omücadelenin sahalardan geçiyorduk. nülmemiş yüzlerce cesed yer ruvarlanıyordu. Vakıa Almanlar işgal etmeğe muvaf - fakat İngilizlerin ken- di hatlarını sonuna kadar adamakıllı müdafaa ettikleri | apaşikârdı. Çünkü ben diye kadar hiç bir muharebe sahnesinde bu kadar kesif Alman as - keri çesedlerine rastlamamıştım. Doğ- rusunu söylemek lâzım gelirse ben he- nüz o zamanlar, Alman taarruzunun bu kadar ileri gideceğini tasavvur bile etmiyordum. Almanların, İngilizlere a- id ileri hat siperlerini zaptedeceklerini önceden tahmin ediyordum. Bu, her zaman için olağan bir şeydi. Nitekim #tilâf kuvvetleri de her vakit Alman - Jara aid bir çok ileri hat siperleri zap- tederlerdi. Fakat ben İngilizlerin, ge - ride, evvelinden hazırlanmış (ihtiyat bir takım mevzilere malik olduklarını umuyordum. Sonra, benim hemiz o zamanlar İngiliz ordusunun sayıca 7a- yıflığı hakkında da hiç bir malümatım yoktu. Vakıâ İngiliz ordusu hakkında elimizde mevcud muharebe cetveli, bil fül mübarebe sahasında Obulunmakta olan beşinci ordu mmtakasındaki İngi- iz kuvvetlerinin mecmuunu 14 fırka olarak göstermekte idi. o Fakat benim şahsi kanaatime göre, en yakın harb sahasının gerisinde olmak üzere İngi - izlerin elinde, bizim hiç malümatımız olmıyan on fırkaya ykın #htiyat ku - vetleri olmak Jâzirndi. Doğrusunu is - terseniz ben bu kuvvete (güveniyor - Am. O zamanlar hesablarımda ne ka - dar yanıldığımı ancak şimdi (o ankyo - rum. İmparatorla, otamobilin içindeki yü- Tüyüşümüz esnâsında, kısım kısım ge - riye sevkedilmekte olan İngiliz esir ka- İllelerile de karşılaşıyorduk. Bu ka - dar çok İngiliz askeri (esir edildiğini ummadığım için bu vak'a benim Üze - rimde çok fena bir tesir yaptı. Alman - ların bu son taarruzu münasebetile İn- gilizlerin buhranlı dakikalar geçirdik - Teri hakkındaki ilk fikirler işte bu da - Kika kafama gelmeğe başladı. Gene bu yolculuğumuz < esnasında, fel örzü le çevrili bir ağılın içine ka - Onunla her| | mıntakasındaki bu sür'atli rie'etlerine İ bakarak adeta derin bir korku duyma- otamobille | Garb cephesinde patılmış bir grup İngiliz zabiti gördüm. Bunlar, kolayca tahmin edileceği üze-| re fevkalâde yorgun ve kederli görü -! »üyorlardı. İçlerinde tek tük orta yaş 4 klar da bulunmakla beraber, ekseriye- ti henüz mekteb sıralarından gelmiş, arkalarında ancak birkaç (O sylik harb stajı olan, çocuk denecek kadar genç! kimselerdi. Günler geçtikçe, İngilizlerin Somm ğa başladım. Vaziyet böyle devam e - derse, Amerikadan külliyetli bir yar - dım gelmeden önce bizimkilerini kat olarak mağlüb etmek bile galiba kabil olacaktı. İşte böyle bir ruht haletin te- siri altında bulunduğum içindir ki, bir kaç gün sonra, anlaşılamıyan bir se - bebten ötürü Alman taarruzunun ya - vaşladığını duyduğum zamşin tasav - vurun fevkinde sevindim. Mümkün olduğu kadar sür'atle cep - heye hareket ederek neler olup neler bittiğini tetkik etmeğe şâhsen memur edildim. Böyle mühim harekât ce- reyan ettiği zamanlar, doğrudan doğ - ruya umumi karargâh# mensub zabit- lerin bir müşahid sıfatile bu gibi yer - lere gönderilmeleri, Alman ordusunda bir âdet hükmüne gelmişti. Bu vaziye- ti, Verdün'ün müdafaası hakkında ya- pılan şikâyetleri genera! Jofir'ın ver - diği meşhur cevab ile muk#yese etme- nizi rica ederim! Askeri mütehassıslar, beşinci ordu cephesindeki bu muharebeler etrafın - da bir çok münakaşalarda (bulundu - lar; galiba bundan sonraki nesiller de ayni münakaşaları tekrar edecekler - dir. Hiç şüphe yok ki bu mağlübiyet, Umum! Harb devamınca Garb cephe - sinde karşılıklı harb eden orduların ge çirdikleri mağlübiyetin en büyüğü idi. Hem de, bu büyük mağlübiyetin, kat'i bir mağlübiyet ve hezimet haline gel - mesi için de ramak (kalmıştı. Çünkü muharebenin son s#fhalarında, ancak sümmettedarik toplanmış iskelet ha - lindeki cüzütamlar, Almanların taz - yiklerini durdurmağa < çalışıyorlardı. Sonra, bir taraftan İngiliz (o ordusile Fransız ordusu arasında, diğer taraf - tan İngilizlerin $ üncü ordusile $ inci orduları” arasında muazzam (yarıklar husule gelmişti. Amyen'e girmek için, Almanların sa- dece ileri yürüyüşlerine devam etme - si kalıyordu. Halbuki Amyen düştük - ten sonra, gerek Amyen'in cenubunda bulunan Framsızlar için, gerekse Am- yen'in şimalinde bulunan İngilizler 4 - çin mevzilerini muhafaza etmek cid - den güçleşirdi. Amven'in sukutu şuna delâlet eder- di: Almanların karşısına rastlayan kuv vetler o kadar darmadaftımık bir hâle gelmiştir ki, İngiliz ve Fransız ordula- rı arasındaki inkıta letinabı mümkün olmıyan bir vakıa haline gelmiştir. Bu takdirde muharebe iki cephe üzerinde devam etmek mecburiyetinde k#iacak- tu; İngilizler Manş denizi sahilindeki 1 İngiliz askerler manları, Fransızlar (ise Paris şehrini müdafsaya koşacaklardı. Böyle bir va- ziyet karşısında, Almanlar için nihal zaferi elde etmek hiç de güç bir şey ol- mıyacaktı. Fakat, gelgelelim nihat zafer Alman- lara kısmet olmadı; Almanların nihal zaferi çMe etmelerine ancak manevi- yatı bozuk, harikulâde yorulmuş bir - kaç bin insan mâni oldu. Kati muha rebelerin cereyan ettiği bu sıralarda, bazan günde on defa cephenin yarı! - dığı olurdu. İngiliz umumi erkânıhar - biyesi, ordudeki insan boşluğunu dol - durmak için bütün ordu artıklarmı, ge- ri hizmetteki bütün ordu mensublarını silâhlandırıp cepheye gönderiyordu. (Arkası var) Günün Bulmacası 23 4 b 6 1 8910 1 — Bağlılık. 3 — Kiran eden - Tenezzüh gerisi, 3 — Valkanlardan fışkıran - Gölge, 4 — Eatırlıyarak - Giz, $ — Ayni işi yapıp birbirinden iyi yap - mak isteyenler - Bir nota $ — Bir erkek ismi. T — Kulübe - Bün'at, 8 — Aletler - Sıfatların sonuna getirilerek isim yapılan edat. $ — Dans müziği - Grup. 10 — Âbide - Başında cAs olaa taharri eder. YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Solmak masdarından ismi fatl - Du- man çıkan baru. 3 — Cereyan eden - Kesb, $ — Bir odanın dört yanı - Rıza gözteren. 4 — Kamer - Müsterih $ — Kadından korkmuyan erkek, 8 — Lohusa - Kiranın cemi T — Daire ölçmeğe yarayan and - Yap - mak. 8 — Dost - Parasız. 9 — Taşlar, 10 — Uykusuzluk - Rüzgâr. 1 284 5 6 T 8 9160 mi 22 > | <İ İce >> 1) >lanl>İeli—) Evvelkâ bulmacanın halledilmiş şekli Balıkesir -İstanbul Alman İmparatoru ile otomobilde yürüyüşümüz esnasında ağlefizm Zarşılaşmal! Çok alâkalı olan bu karşılaşmalarda İsta Balıkesir 47 puvan aldı, Balıkesir atletleri iki birincilik kazandılar Atletizm Federasyonu tarafında ha- zarlanan 19 Mayıs müsabakalarının ü- çüncüsü İstanbul ile Belkesir takım - ları arasında Balıkesirde © yapılmıştır. Ayni tarihte İstanbulda (ve Bursada müsabaka yapan İstanbul atletlerin - den bir grup da bu münâbebetle Balı - kestre gitmiştir. Şehirler arasında atletizmi inkişaf ettirmek için Federasyonun pek yerin- de bir kararile muhtelif şehirler ara - sında müsabakalar tertibi bu sporun âtisi bakımından çok faydalı geçmiş - tir. Çok atlet yetiştiren muıntakaların ile- ri gelen atletlerini muhtelif şehirlere yollamak (suretile iyi bir propaganda temin eden bu müsabakaların yarın İ- çin mükemmel bir başlangıç olduğun - da hiç şüphe yoktur. İki şehir arasında yapılan müsaba - kalar şu şekilde neticelenmiştir. 100 — Süleyman (Balıkesir) 11.3, Nazmi (İstanbul), Cihad (İstanbul). 200 — Raif (İstanbul) 24, Üçtek .İs- tanbul), Ahmed (Balrkesir). 400 — Şevket (İstanbul) 57.3, Şev- ket (Balıkesir), Süleyman (Balrkesir). 800 — Eli (İstanbul) 2.11.9, Abdul- lah (İstanbul), Sokrat (Balıkesir). 1509 — Abdullah (İstanbul) 4.419, Hikmet (Balikesir), Hasan (Balıkesir). “ Üç dım — Üçtek (İstanbul) 12.72, Mehmed Ali (Balikesir), Emin (Balı - kesir) Yüksek — Şerif (Batvkesir) 1.64, Ah med (Balıkesir). Sırık — Halid (İstanbul) 3. Gülle — Mehmed (İstanbul) 11.90, Şevket (Balikesir). Disk — Mehmed (İstanbul) 31.06, Şevket (Balrkesir), LAtif (Bahkesir). Cirid — Kemal o (İstanbul) 47.50, Şevket (Balikesir). 4X100 — Nazmi, Cihad; Üçtek; Şev- ket (İstanbul) 47 saniye. Balskesir i - kinci. Balkan bayrağı — EHi, Şevket, Nar- mi, Raif (İstanbul) 4 dakika, Bahkesir #kinei. İstanbuk 8! puvan Balıkesir: 48 puvan Bozkurt - Kurtuluş basketbol maçı Galatasaray klübü tarafından tertib edilen basketbol maçı finali için Boz - kurt ve Kurtuluş takımları karşılaş - mışlardır. Kurtuluş 30 sayı yapmış; Bozkurt ise 45 sayı yapmıştır. İki tak tekrar karşılaştcaklardır. İstanbul güreşçileri b Ankaraya gi Ankarada yapılacak, TÜ ko-Rumen güreş birincil yl rına iştirak edecek olan Kel mı bu sibah Ankaraya tir. pe) Milli takımda bulunan 19” bö! reşciler, milli takım namı9f bakalara gireceklerinden kımı zayıf bir şekilde bul” Birincilik müsabakasına Dİ taka güreşcileri gireceğini. kalar çok heyecanlı olacak! mani En çok puvan alan ye birinciliğini kazanacağın bakalara büyük bir eherimi mektedir. Istanbul spor bolgesi" yeni binası İstanbul spor bölgesi Fi baren yeni satın aldığı B* —. Güneş klübü binasın8 imam terbiyesi teşkilât! dan itibaren geniş bir şeki başlıyacağı için, İstanbul bö kadrosu eskiye nazaran olacaktır. pi : san yeri Altı kattan ibaret muhbelif şekillerde istifed€ df binanın üst kısmı hariçten cular için yatakhane ne ols Yeni binada gi ayrılacak, yeni bölge çar bir merasimle açılacaktır. gi rı Dünya hafif ve ya boks şampiyon! luğu Nevyork 24 (A.A.) — Madison Sguare garden'ö” wi boksör Davey, Portorico'lü ro Montanez'i 10 avına İğ 8 inci Tavundunda teknik ? mağitb etmiştir. Geli bei orta sikletler dünya çin Armstrong ile sör Pedro Montanez, maç © kaşından tehlikeli surette olduğundan hakem, halkın na rağmen doktorun mütle* 5 maçı tatil etmiştir. : Bolton takımı f muhtelitini yen İngiltere birinci Wginde * Öl lan Bolton Wandrers ei Norveç muhtelitile yaptığı zanmıştır. Anadan doğma kör olan bir köylü” gözleri açıldı (Baştarafı 7 inci sayfada) tiği, onlarla meşgul olduğu halde ne şe-'dı. kilde olduklarını bilmiyor, Hasta evveâ eşyayı bir târlü tefrik e- demiyordu. Meselâ saatin ancak dinle- dikten sonra kulağının tedaisile saat ol- duğunu anlıyordu. Renkleri de iyi ayıra- mıyordu. Fakat bu hal tedricen azaldı ve hasta yavaş yavaş kendisine gösterilen ve tarif edilen şeyleri hafızasında tut- mağa,. öğrenmeğe başladı. Hastanede a. şağı yukarı bir buçuk ay kalmiş ve çık- tığı zaman muhitine adapte olmuş bir vaziyete gelmiştir. Bu gibi hastâlarda göz kusurlarından başka diğer uzuvlarda da ekseriya gerilik alâmetleri bülunur. Na- $il ki, bu hastada da zekâ ve anlayış ka- biliyeti zayıftı, O ilk zamanlar dünyaya yeni gelmiş bir adama benziyordu. — Gözleri açıldığı zaman ne yaptı?. — Bizi görmüyor musun? dedik. Görü- 3 ikin ğin su ye sorduk: — Saçları uzun, kadına Cevabini verdi. : Tamamen iyi olduktan sopri ei Yu Şükrü tramvaya, arabayi müşkülât çekmeksirin binmif hiç acemilik çekmemiştir. Görmiyen gözlerle geldiği görerek dönen Şaban oğlU şünüyorum. Acaba dünyan dükten sonra, görmeğe man olmuş mudur?.. i BOK Haz v ii 104 EN i basta kabul eder, Telefo? yordu. Yanımızda bir bay#”

Bu sayıdan diğer sayfalar: