25 Mayıs 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

25 Mayıs 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

üvezzi koltuğunda gazeteler s0- kak sokak dolaştı; TEZA — Bu millet okumuyor. Denildi, Kadın Köşesi e. Dinleniyor musumız! | — Yazıyor. * Teiğni aş Fakat almadan , geçenler Mudanya ile Bursa arasında sefer ya- a pek çoktu : pan otobüsteki yolcular, şosenin kena- AÜ 4 Ve rında biriken köylü çocukların seslerini ğ se duydular. Müvezzi belki elli tramvaya girmiş çık- |“ “ Gazete atın! miş, belki bin ki gazeteyi göstermiş, İakat ancak ya on. ya on beş gazete sata bilmişti. — Yazıyor. Müvezzi bacaklarının var kuvvetile 80- kak sokak dolaşmış, her kapı önünde bir kere bağırmıştı: — Yazıyor. On evden birinin kapısı açılmış olsa, bir tek gazele alınmış olsa müvezzi çok sevinecekti. Fakat on evden birinin ka- pısı değil, on sokaktaki bütün evlerden ancak birinin kapısı açılmıştı. Bu kapıyı açan da müvezzie: — Çocuk köşe başındaki bakkala söyle de, bizim eve bir kilo sabun getirsin! de- müşti. — Yazıyor. Müvezzi sattığı gazetelerin hesabım yaptı. Rakam pek küçüktü, Gazete idarehaneleri bütün müvezzile- rin sattıkları gazetelerin “hesabını yaptı. lar. Satılan gazete miktarı nüfusa nis betle binde bir addedilebilirdi. Bunları biliyor mu idiniz? TİE Gazetesi olan attı; biraz otede gene bir çocuk kafilesi toplanmıştı: — Gazete atın! Biraz ötede gene ayni şey: — Gazete atın! Artık kimsede gazete kalmamıştı. Fa- kat bağırışan çocuklar susmuyorlardı: — Gazete atın! .. Gazete atın! Ekmek atın, para atın, yiyecek atın di- yen yoktu. İstedikleri gazete idi. — Gazete atın! Bu millet okuyor mu? Gazetelerin t£ rajları adedini memleket nüfusuna göre hesablarsak okumuyor. deriz. Fakat oto. büs yolcularından gazete istiyen köy ço- cuklarını da düşünecek olursak.. okuyor, Yorulup, yorulup da şöyle bir kana- ve okumak için de can atıyor, hükmünü | peye ilişivermek, kalabalık ve havasız veririz. Acaba hangisi doğru?.. Bence her ikisi! Çünkü başka türlü olmasına im- kân yok. Her ikisi de gözle görülen, bili- nen hakikatlerdir, Şu hâlde bu meselenin | içinden nasıl çıkmalı? Evlenme senelerinin tes'idi Avrupada, Amerikada, Japonyada | günü, üçüncüye meşin, beşinciye rel evlenen çiftler bir müddet sonra dü -İyedinciye yün; onuncuya kalay, o: günlerinin senei devriyesinde bir ta -İikinciye ipek, on beşinciye, la yor; kım merasim yaparlar. Bir çoğumuz bunların ancak gümüş müş, otuzuncuya inci, kırkmcıya ya -| «hakik ve gitın düğünlerini bilirler. Halbuki daha kısa müddetler için dahi senei devriyeler tesid edilmekte - dir. yirminciye billür; yirmi beşinciye gü- kut, ellinciye altın; düğünü isimleri ve- rilmiştir. Altmış sene birlikte yaşdinıya mu - Birinci izdivac senesine pamuk dü-|vaffak olan mes'ud ve nadide çiftler ise ğünü, ikinci izdivac senesine kâğıd dü-lelmâs düğünü | yaparlar... Memnune nazsamamasezas.ssazsakunazzsssanz Yaşamayı önen, Yaşamayı bilmiyen Şöyle bir mektub aldım: — «Bir ecnebi müessesesinde biri müşahede, diğeri muhavere, iki sak'a gözüme çarptı: Bu müessesenin direktörü dolgun, çok dolgun bir maaş dır. Galiba se * ne sonunda kâr nisbetinde ikramiye hissesi de vardır. İstese beher daire- si ayda 250 liraya kiraya verilen İs- tanbulun şu iki meşhur aparlıma - nından birinde hiç sıkılmadan, hat- tâ duymadan oturabilir. Fakat ken - disine seçtiği ikametgâh ayda #5 Hi - ralik, kalorifersiz bir binadadır. Gö- züme çarpan İki vak'adan «müşahe. des dediğim kısım budur. Bu ada - mın bir karısı var: İşittiğim doğru ise munzzam gelir getiren şahsi ser- veti varmış. Kendim işitmedim, söy lediler: Geçen gün kocasının büro - sunda, yahud bir salonda eldivenle - fini çıkarıyormuş, içinden — birinci mevki bir trmvay bileti düşmüş. Ka. dın yerden bu bileti alıp tablanın İ- çine korken: — Çok sıcaktı, hem © yorgundum. İkinci mevki tramvayı bekliyeme «- dim, demiş. Güya yaptığı israfı (') mazur göstermek istemiş. Siz sütunlarınızda hayatın gönül, kadın, aile muammalarını hallet - mekle uğraşıyorsunuz, istedim ki bu «hayat tablosu» hakkında ne düşün- düğünürü anlayayım. Olur mu” #* Bu satırlan yazan okuyucumun Xa dm mi, erkek mi olduğunu anlaya - madım. Fakat sunline memnuniyet - le cevab vereceğim: — İzmirli bir ailenin . hikâyesini hatırhıvorura. Bu ailenin cedlerinden biri, yüz bu kadar yıl önce Türkiye- nin en zengin adamlarının başında geliyormuş, bir gün av peşinde ya - manlar dağıra çıkmış, manzara ho - şuna gitmiş, derhak — «Buraya (bir köşk yaptırınız» emri:4 vermiş. Köşk yapılmış. Fa - kat görülmüş ki yol da yoktur, o za- man bir araba yolu yapılmış. Derler ki bu zatın evinde selâmlık dairesi daimi olarak açıktı, misafirin sayıst nisbetinde, zaman olur bâzan 10 tab- la yemek çıkardı. Şimdi bu silenin çocuklarma 80 - runuz, tabil hikâyeyi anlatırken 2evk ve gürur duyarlar, amma içlerinden cedlerinin biraz daha eli sıkı yaşa - mış olmasını tercih edecekleri mu - hakkaktır. * Fransanın Seine et Marn departı - manında Kulammier isminde bir şe- hir vardır. Ben 25 yıl evvel bu şehre çok yakın'bir şato gezmiştim. Şato sahibinin hikâyesini de dinlemiştim; 14 üncü Lüi'nin silâkşörlerinden birisi bilmem ne gibi bir kahraman- İık neticesinde efendisinin takdirini celbetmiş. 100 g#ltin mükâfatını ka « zanmış, bü para ilede derhal Ku» İommier'de geniş bir toprak almış, üzerine küçük bir ev yaptırmış. Bir gün bir başka vesile (| ile ikinci bir mükâfat kazanınca meteliğini yemi- yerek evi büyültmüş. Ve bu küçük €v yayaş yavaş babaklan oğula ge - gince biraz daha büyüyerek bir hisar halini almış. O vakit gene ayni ai - lenin tasarrufu altındaydı. Bügün gtı asırdanberi ayni sile - nin lasarrufu altında kalmış bir tek mülk gösteremezseniz bünun sebe - İerinlen bir tanesini muhtelif ka - dınlardan müteaddid çocuklar dün - yava gelirmiş olmakta bulursunuz, fakat ayni derecede mühim ikinci se- bb tek kadınlı bir afle yuvasına ma- lik olamaymca âtiyi (o düşünmeyip müsrif yaşamış olmamızdadır. Sualinize Kısa cevab vermek müm- kün olmadı, mazur (o görmenizi rica ederim. bir yerde konuşa gülüşe saatleri öldür- mek... Hakiki dinlenmek bu, değildir. Hattâ rastgele yatağına uzanıvermek, günün bin bir düşüncesi içinde uyu 3 İmıya çalışmak da tam bin dinlenme sa-| yılamaz. Açık havada, bötün gatleleri ve dü-! | şünceleri unutacak kad oyuna, gez - yürümiye dalmak... Sonra ha - İreketten yorgun düşünce tenha, biraz yerde, heri Joş fakat temiz havalı bir şeyi kafasındar. silerek uzanmâk, bü - tün addlelerini tam bir gevşekliğe bi - rakmak... İşte sinirlerinizden ayların luğunu alacak, vücudünüze can- lihk, yüzünüze tazelik ve renk verecek dinlenme» buna derler. Havaler bundan sonra güzel gider. İşiniz gücünüz ne olsa, ne kada sıkı olsa haflada bir günü böyle bir «hakiki dinlenme» ye ayırabilirsiniz. Ve mut- laka ayırmalısınız. Açık hava, rl, leaeasansanamasananasaza, Jveya deniz kenarı- nerede olsa bulu - nur. Hergün nefsinizi zorlayınız. Ka - fanızı yoran her düşünceyi unutmıya çalışınız. Hattâ en zaruri işlerle bile © gün için elinizden geldiği kadar az meşgul olunuz. Hiç değilse birkaç saat tam mânasile dinleniniz. ki: Sağlığımız, güzelli- buna şiddetle muh- ün size vereceği t926- i hiç bir ilâçte, hiç bir tu- bulmanıza imkân valet malzemesinde yoktur. Eğer yorgunsanız, yorgunluk - reni göz altla- 2 gerg se bo - ın ne faydası var? En iyi boya- esasta var olan bir güzelliği ve fi canlandırmaktan başka şey ya- pamaz. Makyaj bir maske değil bir re- tuştur.. Dinleniniz ki yüzünüze renk, gözlerize canlılk gelsin. Makyajmız da bu rengi, bu canlılığı arttırabilsin. O gün şıklığı ve boyayı bile bir ke- hara bırakinız. Dar şeyler giymekten, tan yüzünüzün i soluk, cildinizin nefes almasına mâni olacak şekilde boyanmaktan vaz geçiniz. Açık İhava, neş'e, hareket sizi nasıl ols? şi - İrin ve güzel gösterecektir. Hattâ belki İher zamandan daha şirin... Sizin kadar muhitinizdekilerin de bu değişik halini zi görmiye ihtiyacı vardır. Tecrüve e- diniz. O gün etrafınızda hergünden da- ha tatlı bir tesir bıraktığınızı görecek- siniz. | Öldürmek kestile bir adamı yaralı iki kişi mahküm edildiler Suçluların gece yarısı uyuyan adamı öldürmek i leri anlaşılarak 12 şer sene hapislerine karar VE Yeniköyde bir gece yarısı Mehmed isminde birini bıçakla ağır surette ya- ralıyarak, öldürmeğe (teşebbüs eden Emin Âli ve Ramizin Ağırcezada görü- | icrası için, va: mıştır. Dün mahkemede okunan (kararda, | hakeme edilinek üzere, Asliye © hâdise hülâsaten şöyle anlatılmıştır: Suçlu Ramiz ile Emin Âli zahiren bir sebeb olmadığı halde bir gece yarısı, Yeniköyde çalıştığı mandırada yat - makta olan Mehmedin odasına girmiş - lerdir. Mütecavizler, derin bir uykuda bu - lunan Mehmede birdenbire saldırarak, yatağının içinde bıçaklamağa başid - mışlardır. Civar odalardan birinde ya- tan mandıra müstahdemlerinden Ha - san gürültüyü duyarak. oOuyanmış ve derhal vak'a yerine yetişerek, Mehme. idi mutlak bir ölümden kurtarmışlır. Bu sırada, Ramiz ile Emin Âli de firar etmişlerdir. Ağır surette (yaralanan Mehmed ancak 74 gün süren uzun birde, Taceddinin aktan oi tedavi sonunda iyileşebilmiştir. ğircez# mahkemesi yapılan duru göre, 12 şer sene müddetle ağır hapis- lerine, müebbeden âmme hizmetlerin -| başka bir güne bırakılmıştır. den mahrum bırakılmalarına karar ver mistir. Suçlulardan Emin Âlinin tevkifhar - nede eroin kullanmak cürmünden.As- liye 3 inci ceza mahkemesince hakk:n- da veri'miş 3 ay hapis cezasının, içti -! ta olan hükümet konağının sesi 4 mâ ahkâmı mucibince yarısı, ağır bap-| çe ilerlemektedir. Binanın çati ilâve edilerek, cezası 12 sene | ay 15 İmüş olup yakında Kir i ine cıkarılmıştır. Müdafaa sırasında hakaret eden muhakeme edildi Evvelki gün Ağırceza mahkemesin - de Taceddin isminde bir (o sahtekârlık suçlu tusunun müdafaâsını Yaptığı sıra - makamını tahkir edici sö; 3 “|şı zımni değ ma neticesinde her iki suçlunun da suç! larını delillerle tesbit etmiş ve ceza ka-| * nununun 448 ve 63 üncü maddelerine| umumiliğe tevdiine katar mümeşhud. 2 shkâmina & ceza mahkemesine sevke Taceddin, mahkemede yapılan $u sırasında kendini şöyle mü miştir: — Ben, iyi Türkçe bilmem: faanamemdeki bazı sözler laşılmış olmalı. Yoksa, iddia P nı tahkir etmiş değilim. 9 böyle “bir maksad da yoktur Müteakiben, hâdisenin cer©?? rasında Ağırceza mahkemesi lunan svuket Cemil — Kivi Şerif, Ethem Ruhi ve Nurel sıfatile dinleniimişlerdir. nde olduğunu söylemişlerdi. Muhakeme, iddia o makam” İhakkında mütaleasn; serdi — — a Uzunköprü hükümet inşaatı ilerliyor Uzunköprü (Hususi) — Yeti taraftan da kapı ve ee e maktadır. Bu sene verilece! binanın döşemeleri ve iç svalsfi Mü danası tamamlanacaktır. Bins e kerindeki bütün resmi daireleti büyüklükte olup 28 kadar oda İnşaat bu yaz içinde bitirilecek " yi iyet bayramında açılma bu sebeble de Manisa, (Hususi) — Geçen hafta Manisa Halkevi Gösterit kolu yias piyesini ikinci defa temsil etmiştir. Temsil çok güzel olmu Mehpare, Nadide, - Hamiyet, Sabriye; Kerim; Natir Eyüb oğlu, fak olmuşlardır. Resim bu temsilden bir sahneyi gösteriyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: