9 Haziran 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

9 Haziran 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BATTAL GAZİ K. .ğ Vanın yüzüne bakti; muldandı: van, cevab verecekti. Fa- sip bulamadı. Çünkü, ko- Ge bişi meydanda bir - velvele i, Yerinden ie koptu ki, sanki Ve hattâ binlerce insan se- iyordu. Her taraftan: » yükseliyordu. Kilise çan- çet Ve miltemadi sesleri de, bu kunç bir çeşni veriyor » G iyen bu hâdise karşı - azi birdenbire irkildi. yereddid geçirdikten sonra, l meydana göz gezdirdi. a arkdaşlar koğuş kapılari- ir pla. dılar. Esir askerler bo- ae ge Fakat #aca karan - lesine dalgası gibi ilerliyen in- Yar, ye kina: 2k Balı, © Hunlar, kalenin başı bo - ışla,, “ala herifler. ecelleri- Kaleyana gelmişti ki, Sö sözleri hiç kimsenin | Maja Zeten, meydanda bu- | p Snda eğer Bata dd İm Pek ciddi oldu- esi, müz koğuşlarda mahpus askerler de boşanıp bu meselenin Sönü zabtetmek için | berhava geçirdiği en Malatya kahramanlarının O zar ek ep Battal Gazi, geri dönerek| İğ kanlör damlıyordu. Ve bu kılıçları kul- lanan kahramanlar, yorgunlüktan ge- niş geniş nefes alırlarken, mağrur gö- üsleri, bir kat deha kabarıyordu. Battal Gazi, öfkeden parıl parıl par- liyan gözlerini, teslim olan halkın üze- rinde gezdirdi. Kılıcının ucu ile, yerde, üstüste yığılmış kanlı cesedleri göstere- rek, hiddetli bir sesle: — Beğendiniz mi, şu marifeti.. yazık değil mi şu insanlara? Dökülen bu kanların mes'uliyeti, size ald... Defo - lun. Evlerinize gidin. Dininizce ibadet ederek Allahtan af dileyin. Diye bağırdı. Halk kütlesi, bir anda sessiz sadasız dağıldı. Ortada, tek bir adam kaldı. Bu adam sırtında, Bizans ordusu ku- mandanlarına mahsus bir üniforma ta- şıyordu. Ve elinde de; geniş yüzlü, uzun bir kılıç bulunuyordu. Battal Gazi, bu adamı derhal tanıdı. Ve ağır ağır ona yaklaştı. — Anladım.. evinin niçin bomboş ol- duğunu, şimdi anladım... Mutlaka, giz- li bir yoldan çıktın. Halkı bizim aleyhi- mize kışkırttın, değil mi?. Diye bağırdı. Kumandan; büyük bir sükfnetle ce- vab verdi; I — Şartnamesi mucibince «1» âded eksiltmeye konmuştur. Yazan: ZIYA ŞAKİR dövüşü | —Evet.. bir hile ile kaleyi bastığını- zi gördüm. Vazifemi ifa ettim. Dedi. Bu cevab, Battal Gazinin kalbine bir İyumusaklık verdi. Çünkü, bu büyük kahraman, vazifesini ifa edenleri sever, İonlara hürmet ederdi. Buna binaen, da- | ha mülâyim bir sesle sordu: | — Pekâlâ. ne istiyorsun?. — Vazifemi sonuna kadar ifa etmek listiyorum. — Ne yapacaksın?. — Seninle çarpışacağım. — Benimle mi?. — Evet. — Şuradaki kanlı cesedler, sana ib- ret olmuyor mu?. Vazifeni ifa ettin. Bu kadar insanın ölümüne de sebebi - yet verdin. — Vazifem, kılıcım elimde iken öl- mektir. Battal Gazi, gözlerini kumandanın ikti. Şu anda, vazife uğrun- iy ı hiçe sayan bu adama karşı kalbinde derin bir merhstnet hissetti. Ona, tamamile yaklaştı, Sert ve çevik bir hareketle, onun elindeki kılıcı çek- ti aldı. Kota demiri dizine davıyarak “İbir tahta parçası ribi kırdı attı. Sol eli- ni, kumandanın omuzuna davadı. (Arkası var) sigara paket makinesi kapalı zar! usulile HU — Muhammen bodel sif «10.000., muvakkat teminatı «750» Mradır. HI — Eksiltme 3/V11/939 Pazartesi günü saat 10,30 da Mübayaat Şubesi Müdüriyetindeki Alım Komisyonunda y; ataşta Levazım ve pılacaktır. IV — Şartnameler her gün sözü geçen şubeden parasız olarak alınabilir. V — Münakasaya iştirak etmek istiyen firmalar fiatsız fenni teklifi müna- kasadan «l9» çün evvel tetkik edilmek üzere tütün fabrikalar şubesine vermele- ri ve tekliflerinin kabulünü mutazammın vesika almaları lâzımdır. VI — Mühürlü teklif mektubunu kanuni vesaik ile © 7,5 güvenme parası mak- buzu veya banka teminat mektubumu ihtiva edecek kapalı zarijarı münakasa günü ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde verilmelidir. e «3475» rine daha gir-| Ga daima Ünder yat, birdenbire eğildi, ççp Silindi. Artık, o bir in- Belen miyen, işitmiyen, sade- ip ber maniayı çiğneyib bir mahltik.. sanki bir — güel imdi hk, Mite atıyor.. elindeki ağır Pen eyi, : yen savuruyordu. Ve Ma <1 bir feryad takib edi- Gazinin, — ile arkadaşları, Bat- sında bir saf teşkil et- — “ geniş bir deniz dal- ları Yorlar.. korkunç nâralar 1 savurarak, halk kütle Yük! i. kanda birbirlerine çar - boğa ların alamıyacağı bir tai biga asan bu iki insan küt- aşi idrak ve insaflermı bir Li ardı. Yalnız, ölüyorlar. ve n Mükate Banu, 0: De kadar devam etti?. 3yd kimse bilmiyor... Fakat, maki A başladığı zaman, manzaranın fecaati, halka vermişti ki, artik hayat- ini kesen bu adamlar; ışları birer tarafa fırla- teslim... tya kahramanlarının kar- an unlarını eymişlerdi. rla e devam a zİnin üdeti değildi. kadaşları da, derhal kı- yere indirmişlerdi... sıpır şıpır TİR, ii Pirinç Mercimek Bezelya Yulaf Pirinç nişastas» Kornflör (Mısır hülâsası) Bakla i Fasulya Nohut Arpa ve sair Hububat unları 2 75 Bu mükemmel ve eşsiz müstahzarat tabii po Tarihi tesisi: 195 MM. N ihtiyacımızın hakiki karşılığıdır URi ÇAPA Beşitaş Son Posta'nın te'rikxsı: 132 şırken Gisadan gece yarısı Arablarla beraber yola çıkmıştım. Beni ehramlara b unlar getirmişlerdi Terelime eden: Hüsayin Cahid Yazın Bu sayede tepelerine çıkmak kolayla - maktadır. Abidenin etrafında hâlâ dağı- nik bulunan granit menşurlara bakılım- ca nasıl hazırlandıkları görülüyor. Ben bir taş buldum ki ehramın köşelerinden birinde kullanıl! üzere yontulmuştur. Bu keşif M. Maillevi sıvanın vaz'ını ârâ- mak hususundaki zahmetten kurtarabi- lirdi. Tâ ki kayanın bazı parçalarını mer- mer zannetmek hasasına düşmesine de meydan vermezdi. Öyle tahmin edilebilir ki hâlâ ikinci ehramın üst kısmını örten menşurlerı bu kütlelerin aşağıya doğru yuvsrlandıklarını görmek zevki için ©-| radan ayırmışlardır. Bu sebeb eksik men- şurların mahvolmasına sebebiyet vermiş olacaktır. Bünu yapmak için ufacık bir zahmet kâfidir. Bu türlü meraklar eğlen- ce için hiçbir zahmetten çekinmezler. Kayanm birdz ilerisinde bulunan bu ikinci ehram karşısında, hâlâ o meşhur Sphinx görülüyor, Bu lâyık olduğu de- receden ziyade şöhret kazanmış bir abi- dedir. Filhakika bu bir kaya kütlesidir ki bu ehramın merkezi istikametinde büyük kaya tabakasına doğru eşek sırtı halinde uzanmıştır. Bu kayaya Sphhinx şekli ve» rilmiş. Sırtında katakampa medhal metini görmek için murabba şeklinde iki kuyu açmışlar. Artık bu mezarların mu- hafazası bir nevi cansvar olan bu Sphinx'e tevdi edilmiş oluyorda, Öyle görünüyor ki her ehrama ve ka- takompuna bir mabed de ilâve etmişler- di. Muazzam taşlarla inşa edilmiş olma- larına rağmen bunların şimdi harabele- rinden başka hir şey mevcud değildir. Yirmi iki kadem uzunluğunda, yedi ka- dem yüksekliğinde ve otuz kadem kalın- lığında taşlar gördüm. Bunlar hâlâ mü. kemmel ve tam surette birbirlerile yetiş- miş bulunuyorlardı. En eski Mısırlıların, şimdi bizim yaptığımız gibi. bu binalar. dan bahsetmediklerine bakılırsa Gisanın garbındaki müteaddid büyük ehramların inşaatını hangi tarihte addetmek lâzım gelir! Bu ehramların artık birkaç kaide- lerinden başka hiçbir şeyleri kalmamıştır. Pek az farkedilir bir hale gelmiş küçük mezarlardan hiç bahsetmiyeceğim. Fakat bu abidelerin manzaralarının bana ver- diği ihtisastan bahsetmeden onlardan ay- pılamam. Hiçbir şeyle mukayese edemi- yeceğimiz için bu kütlelerin irlifanın verdiği fikri ancak bu suretle anlatmış olabilirim. Yukarıda da söylediğim veçhile, Gisa- den gece yarısı Arablarla bereber yola çıkmıştım, Beni ehramlara bunlar getir- mişlerdi. Bize birer dağ gibi görünen bu taş kütlelerini gözden kaybetmeden o is- tikamete doğru yürüyorduk, Bir müddet için ehramlarm manzarasını birden giz- lemiş olan bir köye vâsıl olunca, ehram- lar tekrar gözüme göründüler. Fakat o kadar yüksek bir halde idiler ki yanları. na geldik zannettim. Hattâ hayvandan inmek istiyordum, Fakat kılavuzlar daha bir fersahlık mesafe bulunduğunu temin ettiler. Filhakika ondan sonra üç çeyrak git- tik. Neticede ehramlar bana 0 adar kü- çülmüş geldiler ki birinci ehramdan yöz adım mesafede beygirden indim. Evvelce azametinden şaşırdığım gibi şimdi de kü- çüklüğüre hayret ediyordüm. Fakat ya- nına yaklaşınca gene eski halinde gör- düm. Benim görüşümdeki bu değişiklik” ler sebebini aramağa beni sevketti, Bu maksadle, ekramdan kaidesine müvazi bir satıh üzerinde altı yüz adım- dan daha fazlaca bir mesafeye geri çekil- dim. Sonra, döndüm, Bu noktadan bakış ehramın en yüksek irtifsıni tesbit etti. Dikkat ettim ki, bu messfeden, abidenin şakuli irtifa zaviyei rüyeti dolduruyor- du. O surette ki ehrama yaklaşınca, bir pergerin iki ucuna teşbih edebileceğim bu zaviye artık onun yalnız bir kısmını ihata ediyordu. Yüz adun mesufede abi. denin ancak üçte birini görmek kabildi. Duyduğum ihtisas buna tekabül ediyordu. İlşte bu müşahededen çıkan neticeye gö re, iki rüyet hattının çizgisini tecavuz e den her irtifa fazladır, bunu doldurmıyan irtifa da noksandır, Bu kaide resmi bina“ İlara tatbik olunabilir. j Memur edilmiş olduğum işle mumya Jar sahrasını dolaşmama imkân bırakma mışlarsa da bu sahrayı örten kumun ce- seğleri kurutmak hassasına malik oldü ğuna kat'i surette emniyet getirdim. Da; kili kaya ayni zamanda hususi mezarlar zın lüksünü de temin ediyordu. Bundan çıkan neticeye göre, eyezandan masur bulunan ve bu sebeble diriler için fayda; sız olduğu kadar ölüler için faydalı bip İhale gelen bu sahranın Mısırın küçük ka, İsaba ve köyleri ahalisine mezarlık hiz İmetini görmesi muhtemeldir. Bu köy vd kasaba ahalisi, mevkileri icabı ölül buraya taşıyabilirlerdi. ' Burada oturanların teminatına naz” ran. Thâöbalde'deki ecnaze (o abidelerinin haddi hesabı yoktur, Azamet ve haşmet #tibarile Memphis ve İskenderiyedekiler4 çok faiktirler, Orada pembe granitten sji tunları Pompâe sütunu kadar büyük ma. bedler hâlâ görüldüğünü, içerideki re simlerin pek dikkate şayan olduğunu < ilâve ediyorlar. Yukarı Mısırın da hara' beleri arasında gömülü kalmış birçok ha; zineler ihtiva etmesinden şüphe oluna maz. Biraz evvel bir kıptı altın madalya; Jarla dolu bir desti buldu. Bu madalya ların çoğunu gizlice eritti. Faket bir İn, giliz bunlardan yüz tanesini ele geçirmek İ saadetine erdi Bu madalyaların bazılarj kralın kabinesinde bulunuyor. Böyle bir misalin halkın hırs ve tama; ını tahrik ederek abidelerin muhafaza « $ı bakımından meş'um bir tesir yapacas ğma ihtimal verilmemelidir. Bir şey bu; lunursa arkasından gelecek zulüm ve tazyik korkusu bu işlerle meşgul olmağa kalkacakların arzularına daima bir ma- nia teşkil edecektir. i (Arkası var) Ankara borsası Açılış - Kapanış fiatları o 8- 6-939

Bu sayıdan diğer sayfalar: