20 Haziran 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

20 Haziran 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i — Sen Pos. nın | ai | TA Ft yg isi RALI ANNE | Yazan : Muazzez Tahsin Berkand Kızım, Buraya geleli on beş gün ol © duğu halde sana mektub yaz. « Mmadığıma, yazamadığıma üzül - © yorum; fakat senin benim gibi, günleri saymadığını. buna lüzum görmediğini bil. © diğim için bu bir taraflı üzüntüde bir te. © seli buluyorum. Kalemi elime aldığım zaman, sana yola giden her hangi bir ananın kızına yaza - cağı mektuba benziyen bir mektub yaz - mağa karar verdiğim halde, daha ilk sa . tırlarımın kinayeli olduğunu görünce. ilk ve son defa olarak sana içimin samimi duygusunu söylemeği, ük ve son defa 0.) larak sana kalbimi ve beynimi yoran ha. kikati bildinmeği münasib gördüm. On. dan sonra rahat nefes alacağıma eminim ve buna şimdiden seviniyorum, Bilmem ki baban veyahud sen benim! © birdenbine #miyar amcamın hastalığını bahane ederek İstanbuldan ayrılmamın, düğününe bir ay kala seni bırakıp Ana - doluya gelmemin hakiki sebebini anla dınız mı? Bunu hiç zannetmiyorum. E . sesen anlamış olsaydınız her şeye rağmen velevki benim gönlümü hoş etmek için olsun, bu seyahate itiraz ederdiniz. Çünkü © babanın da, senin de beni sevdiğinize emi. nim, ” Fakat, siz ikiniz de, tam vaktinde gelen bu amca hastalığına ve düğün merasimi esnasında benim uzakta o bulunacağıma © İçin için sevindiniz. Bunu gözlerinizde o. © Kudum; sakın inkâr etme kızım, senin yü Zünün her çiagisinin ne mana ifade ettiği. «Mİ anundan iyi kim anlar? Evet ikiniz de benim düğünde bulun - © Miyacağıma sevindiniz; çünkü giyinme - © sini, konuşmasını bir İstanbullu kadın gi. © bi beceremediğim için utanıyor, otel sa - © lohunu dolduracak davetlilerin yanında “mahçup olmaktan korkuyordunuz... Bu “endişe düğün tarihi yaklaştıkça sizde ar. tayor, birbirinize güzücile bakarken, «ne © yapacağız? Ya bir pot kırar davetlilerin içimde bizi mahçup ederse: gibisinden çekiyordunuz. Kızım, babanın beni, taşrada bir me - Bm iyeti esnasında görerek, sırf güzel . Miğim için aldığını ve sonradan benim ol. dukça tahsil görmüş bir kız olduğuma sevindiği halde, bunu ikinci, hattâ üçün. “cü derecede ahemmiyetli bir mesele adde. © derek beni sadece, evvelâ güzelliğim, son. ra da sadakat ve fedakârlığım için sev - © diğini biliyorsun. » Ben görgüsüz, sizin dediğiniz gibi taş - Falı bir kadındım. Fakat bu kusurum (e. © Ber kusur sayılırsa) beni evimi çiçek gibi «Son Posta» nın edebi romanı: 52 Ben Nerimeyi seviyorum ve ona ken- dimi sevdirmek için elimden gelen her © şeyi yapmakta zerre kadar tereddüd “etmiyeceğim. Size gelince, ona karşı muhabbet ve şefkat göstermenizi İsti- yecek kadar ileri gitmiyorum. Sizden © sadece ona lâkayid kalmanızı ve ona © kendisini üzecek veya kıracak sözler — söylemekten . çekinmenizi | istiyorum. “ “Ancak bu şartla, bugün nişanlım olan © bir genç kıza karşı Teva gördüğünüz eziyet ve işkenceleri ve onun aleyhinde söylediğiniz iftiraları unutabilirim. — Süheylâ hanım son bir isyanla ba - dı: — — Evet, ona anneni bile fedaya hazır- “sin şimdi. Sen de aklını kaybettin; mağ- “rür, müteazzım ve mütehakkim Feri - © Bun da, başkaları gibi, bir kızın karşi- “ &ında kendi şahsiyetini, gururunu ve ailesini unuttu, bir paçavraya döndü. © — Kimseyi kimseye feda ettiğim ik... Sadece Nerimenin sizin ona kar- hı duyduğunuz nefret ve husumet yü- “zünden ıztırab çekmesini istem ğer bu hususta benim arzularımı ye- e getirirseniz, şimdiye kadar olduğu İbi bundan sonra da bu konakta ra - © balça yaşamanızda bir mahzur kalmaz. — Sübeylâ hanım hiddetten tıkanan bir esle haykırdı: temiz ve süslü tulmaktan, seni sağlam ve terbiyeli bir kız gibi yetiştirmekten menetmedi, Hatitâi belki de İstanbul haya. tile imtizac etmediğimin bu bakımdan fay dası bile oldu, çünkü ömrümü yalnız evi. me, kocama ve çocuğuma hasredebildim. Bâban beni çok seviyor ve kıskanıyor. du. Bu sebebden #deta münzevi bir ömür sürüyor ve eski zaman kadınları gibi er. keğimin yalnızca gezip eğlenmesinde ve beni evde unutup bırakmasında bir mah. zur görmüyordum. Mademki baban beni unutur gibi bıraktıktan sonda daha sa - mimi ve kuvvetli bir ateşle tekrar dönü. yor ve bana: — İstanbulun bütün kadınlarının bo. yalarma, korsalarına ve binbir silâhları. ina rağmen güzellik bakımından seninle yarışa çıkamıyacaklarına eminim Fluri - ye... diyecek kdar böni seviyordu! Baban benim <«taşralı. olduğumu an - cak telkininle ve sen on altı yaşına gelip duktan sonra farketti ve ancak o zaman bunun, İstanbulda yaşıyan bir kadın için bir ayıb telâkki edilebileceğini düşündü. O güne kadar evinde oturan, bütün istirahat ve larını temin eden gü. zel ve fedakâr bir kadın gibi görmüş ve beni elimden tutup İstanbul hayatına a. lıştırmağa, arkadaşlarının karılarile gö. rüştürmeğe, adamakıllı terziler elinden çıkan elbiselerle ve şapkalarla süsleme. ğe, yani beni bir İstanbul kadını, bir şehirli yapmağa lüzum hissetmemişti. Vakta ki sen bir ecnebi mekdtebinden diploma alıp kadınlı erkekli arkadaşları. İni eve sokmağa, soframızı alafrangalaş - ırmağa, çaylar, gece davetleri yapma - ğa, uzun etekli elbiseler giyip balolara gitmeğe başladın. işte o vakit baba.kız birbirinizi çok iyi anlıyarsk beni ihmal etmeğe, biraz evvel dediğim gibi benden utanmağa başladınız. Öyle ya, ömrünü bir köyede geçirmiş olan kırkını aşkın bir kadın bir çay sof. rasında nasil oturur? Misafirleri nasıl ka. bul eder? Onlarla ne konuşur? Bu düşüncelerle hareket ederek beni arkadaşların eve gekliği zaman ortalıkta görünmekten merettin. babanla baloya iderken «annemi de gölürelim'» deme - ve ben de ilkin bunları bir çocukluk vesi, bir gençlik şımarıklığı telâkki derek mühimsemedim. Kırk yaşına kadar sakin bir ömür ge. çiren ve eğlenceye gikmeği aklına getir . memiş olan durgun bir kadının birdenbire kocasına ve kızın — Bana baksanıza, ben de sizinle bera. / Yazan: GÜZİN DALMEN huyunu iyice bilirim ben. Bir defa ev- 'endikten sonra burada «0 nun hüküm sürmesini, herkese «oxnun emretmesini istiyeceksin... — Hayır, bu konak- Nerimenin ya - şıyabileceği bir muhit değil, onun genç- liği bu loş sofalarda, güneşsiz odalarda harab olur. Ban yanımızdaki evi, bu - gün Reşad beylerin işgal ettiği evi ta- mir ettirip Nerime ile orada yerleşece- ğiz. Siz de burada, şimdiye kadar yaşa- dığınız gibi serbestce yaşıyabilirsiniz. Üstüste öğrendiği bu fevkalâde ha berler Süheylâ hanımı altüst etmi. si fazla devama mecali kalmadığı in? Ce Pekâlâ. bu meseleyi düşünürüm m... Dedikten sonra, başı önünde, omuz - ları düşük bir halde ve mağlüb olduğu için kendi kendisini yiyerek geniş so- fayı geti, doğruca odasına girdi ve sâ- atlerce orada kaldı. Birkaç sene evvel bir sığıntı gibi evi- i — Buna nasıl imkân olabilir? Senin)“ *İne kabul ettiği bir kadının kızının, öm- rürün biricik emeli ve gururu olan Fe- ridumla evlenmesini, İspartalı gilesinin yegâne gelini olmasını hazmedemiyor, bunu bavsalasına sığdıramıyordü. * Ertesi gün Feridunla Nerime «Bül i haystla münasebette bulun. | yar ber baloya gideceğim... Bana da sırtı â- çık, etekleri bol bir esvab yapın... Demesinden gülünç bir şey olur mu? Bu sözleri zevcelik ve analık gururuma yakıştıramadım ve sizin başbaşa gece ge- Zintileri yapmanızı hoş görmeğe çalış - tım. Senin bir gün evlenip gideceğini ve kocamın tekrar bana wdet edeceğini u. marak sabirsızlık göstermiyordum. Belki gene de her şeyi hoş görmekte devam edecektim; fakat sen nişan oldun ve bu defa üçünüz bir olup beni gene bir kenarda bıraktınız, Hattâ nişanlandığını ilk günlerinde Cezmi: — Gideceğimiz otele annen de gelmi - yecrk mi? Diye çok mantıki bir sual sorduğu za. man, baban da, sen de kahkaha ile gül, dünüz ve şu cevabla Cezmiyi susturdu - nuz: — Otel kim, annem kim? Ömründe evi sından çikmamış, bir İ 1amış, bir misafir kabul etmemiş bir insanın di ve müzikli yerlerde işi ne? © hanım | »de oturur ve bizi bekler deği 3 Bu sözi ime bir neşter gibi saplandığını fanketmediniz ve gitti. niz.. Ve ben gene yalnız kaldım. Belki buna da tahammül edecektim; fa. | düğün ziyafeti konuşulurken de ev - velâ benim 80 müzakere etliniz ve baban, yabancı yanında kendisini mahcup ederim kor -| müz ayrı bir masada ye -| riz, yanımıza İtimseyi almayız; boş yere ânnen üzülmesin... Gibi şefkat ve hakaretle karışık sözle: söyledi — Bakalım annem otel pılacak ste gelecek im de yalnız başına yemek yemeği tercih e. der, Sözlerini lâkayd görünmeğe çalışarak ortaya attın. İşte kızım bütün bu imalı sözler beni, âmcamın hâstalığını bahan: edip en se . vinçli günümde, kızımı beyaz tüller ara. sında göreceğim günde. onun yanından uzaklaşmağa mecbur ei, Bu yaptığım büyük fedakârlığı takdir edeceğini ve bana darılmıyacağını ümid ederim. Esssen bu satırlarımı ancak on Asfalt yol binili” Nafia Vekâletinden 1 — İstanbul - Edirne yolunun Kuleli köyünden Edirne şehri methaline » dar 374-860 kilometre uzunluğundaki kısmın asfalt kaplamalı yeni şos€ inşası (1.700.702) lira (51) kuruş keşif bedeli üzerinden ve kapalı zarf siltmeye çıkarılmıştır. ği 2 — Eksiltme 26/6/089 tarihine müsadif Pazârtesi günü öğleden evel Mİİ (11) de Nafıa Vekâletinde Şose ve Köprüler reisliği odasında yapılacaktır. 3 — Eksiltme şartnamesi ve buna müteferri diğer evrak (50) lira de Şose ve Köprüler reisliğinden ahnabilir. 4 — İsteklilerin eksiltme tarihinden Makal sekiz gün evvel bir istida de WE Veklletine müracaat ederek bu gibi işleri yapabileceklerine dair ehliyet bir almaları lâzımdır. (İstekliler müracaat istidalarına bu işe benzer inşaa işi şekilde yaptıklarına dair vesikaların: da raptedeceklerdir.) 5 — Eksiltmeye gireceklerin dördüncü maddede bahsedilen vesika e goy nesine aid Ticaret Odası vesikasını ve (65.044) liralık muvakkat tel pl havi olarak 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacakları kapal larını ikinci maddede yazılı vakitten bir saat evveline kadar makbuz z5fiö” linde komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır. Gun (3933) VENÜS kadar güzel olmak isterseniz Meşhur Alman güzellik mütehassısı Profesör Doktor E. tarafından form'lü yapılan ve dünyada mevcut müstabzaratın » mükemmeli olan VENÜS güzellik müstahzaratını kullanınız Umumi deposu : Nureddin Evliyazade Ecza, alât ve Itriyat Deposu İstanbul : — Edirne Belediye Riyasetinden 25 Mayıs 939 tarihinde ihalesi icra edilmek üzere kapalı zarf usulile müni kasaya konulan 72822 lira 60 kuruş bedeli keşifli mezbaha soğukhava depo” © ve buz fabrikasilin miinakazasi fesh ödiliniş ve bu dola: iigant kanı e ŞAMİ kısmı ayrı ayr, olmak üzere ve 20 gün müddetle tekrar münakasaya konulmUğ. tur, İnşaat kısmına işlir4k edecekler 32564 lira 36 kuruş üzerinden ve tesisat WE mına iştirak edecekler 40258 lira 24 kuruş bedeli keşif üzerinden yüzde 75 yel buçuk teminat vermeğe mecburdurlar. Talibler 2490, sayılı kanun göre ihzar edecekleri teklif mektublarını 3 Temmuz Pazartesi günü saat 19 7 kadar Edirne belediye encümenine tevdi "etmeğe mecburdurlar. İhale 4 vw 939 Salı günü saat 15 te Edirne belediye encümeninde yapılacaktır. Proje şartnameler 360 kuruş bedel mukabilinde Edirne belediyesinden tedarik ir” beş yirmi gün sonra, yani sen balayı se . yahatine çıktıktan sonra göndermeğe ka rar verdim. Düğün gününden evvel hiç bir şeyin seni üzmesini istemiyorum. Bana gelince, burada, kendi muhitimde © kadar rahat ve sükün içindeyim ki, bü. yazı, belki de kışı bile amcamın ya nında geçirip senin ilk evlilik senesinde vereceğin ziyafetlerin bilmesini ve tab hayatın avdet etmesini sabırla bekl” bilirim. çi Sana saadetler diler, gözlerini ÖP“ Şal kızım, bül Yuvasısna giderek Nuriye hanım -Idu. İsra nişanlandıklarını hsber verdiler. Ayni zamanda Feridun o civarda güzel bir ev bulduğunu, gidip görmelerini| Nuriye hanım gülümsedi.: ve — Evet, farkındayım. Ümid ederim & söyledi. ki Kızcağıza karşı her zaman iyi mua- — Bu hususla kat'i kararınızı verir) mele edecektir. Feridun pek ciddi bir vermez derhal göç etmenizi rica ede-| adamdır; Nerimeyi hakikaten sevmek - ğim. Çünkü bu evin bir an evvel ta-| te olduğuna göre, ona karşı fazla müs- edilip döşenmesini ve evleneceği- tebid ve mütehakkim bir koca olmaz miz zaman hazır olmasını istiyorum. £ Jinşellah; yoksa yavrucak pek fazla hır- Onlar gittikten sonra, Nuriye hanıma | palenır ve pek zavallı olur. kayretten dona kalmış bir halde ârka-| Bütün bu sözler Konuşulur, Nuriye larından uzun uzun baktı. İşittiği şey-| hanımla kızları fikirlerini söylerken lere inanamıyordu. Meliha hanım piyanonun yanında a « — Duydunuz mu çocuklar? Vollah yakta durmuş, parmaklarile kapağın ü- kulaklarım acaba yanlış mı işitti diye) zerine vuruyordu. Kaşları çatılmış, al- kendi kendime soruyorum. £ Balınız, | nı kırışmış, kapalı göz kapaklarının al- göç yaparken bize adımlarını göndere-| unda gözleri öfke ile parlıyordu. Fahri- ceğini bile söyledi. Ben ona he cevab| ye halasına hitab etti. verdiğimin pek farkında bile değilim.| — Siz bir şey söylemiyorsunuz hala; Adetâ abdallaştım. Bunca sene fakir) bu husustaki fikriniz nedir? akrabalar diye bir kenarda bırakılıp) Meliha hanım tembel ve gevşek bir onların bir selâmlarına bile nail olma | sesle cevab verdi: dıktan sonra şimdi birdenbire bu dere-| — Ne diyeyim? Bugünkü vak'ayı «i- ce yardım ve hürmet görmek şaşılmıya.| ze ben aylarca evvel haber vermiştim. cak şey mi? Feridun beyin ne derece Hiç biriniz inanmak iştemediniz. Neri- pazik ve mültefit bir tavir takındığım|menin müstakbel saadetine gelince, gördünüz mü? herhalde ihtiyatkâr olmak ve bu hu - İm: i ie susta kat'i bir şey söylememek muva - vere ilemi Vektnilğe fik okur. Şimdiki halde Feridun bey ta- medi . Feridun beyin değişmesine mamile. tutkun görünüyor; fakat bir sebeb hep odur. Birkaç ay evvel bun - | ön gelip aklı başına gelir ve eski huy- Yarı kim ümid ederdi? Konakta bunca | âtin: bulursa o zaman Nerime kendi sene eziyet çeken, bir besleme muame-| 7€ bir koca değil bir efendi aldığım an- lesi gören Nrime, kim derdi ki bir gün//Yac8k,,| | Rh. olup Fridun beyle evlenecek? Fahriye hafifce omuz silkti ve Zerri- Zejrin hülya dölu gözlerle kardeşine | >. koliden tutup dişârıya sürükler - baktı. © İsen iculağına fısıldadı: — Nerime mes'ud gibi görünüyor - Sr Nerimevi müthiş surette kıskanı- Hele o! Nerimeye bakarken göz- leri nasıl değişiyor, ne kadar tatlılaşı- yordu! Buna dikkat ettiniz mi? — Öyle mi zannediyorsun? — Buna eminim. Bir ara veli annemle konuşurken halamın hiç etmeden ona nasıl baktığını gö Mutlaka Feridun beye, daha doğru”. onun şervet ve samanına âşıktır. Zerrin alaylı alaylı güldü. — Meliha halamın hiç sıkılmasi ei Fakat bu devlet kuşu hiç de onu pi şna konacak gibi değil Nerime $İ güzel, sevimli ve şirin bir kız dari ken Feridun bey başmı çevirip de ©. bir kadına bakar mı? Söz aramız hakkı da var doğrusu. XIV İzmirin en tanınmış ve eski aileleri” den biri olan «Hacı Osman zade» sinin yegâne varisi olan Feridun ise talmın, kendisine vasilik ettiği fakif kimsesiz bir akraba kızile müyanlan İzmirin kibar muhitinde büyük bir yecan uyandırmıştı. Her ne kadar, İsparta girip çıkan ve bir evden ötekine kodu taşıyan Semiha hanim, vit kendi evinde yaşıyan genç ve güzl v kıza Aşık olduğunu ve Süheylâ hanım” oğlunun bu hissini isyanla karşıladığı” ortalığa yaymakla ihmal göst se de, hiç kimse Feridun gibi mağ bir adamın, etrafında bunca zengin 8 kızları dururken ve kendisine her 1” raftan müracaatler ve teklifler yapıl” ken böyle fakir ve tanınmamış bir K” la evleneceğini ümid etmiyor, onu? bu sevgisini geçici bir kapris gibi rüyordu. (Arkas var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: