21 Haziran 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

21 Haziran 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

eee ENAM — —— — — 12 Sayfa SON POSTA ei “Son Posta, nın Hikâyesi UN ARKADAŞIM > İmana. ktik..| hul ela ce taman epey eşya”ba.| le meçk gümüş takır olduğunu söj Bir gece bizim işler iç yılacak bir saatte Bobla birlikte yola çı- kıyordulk. Ben Baba: açacak avadanlıkları yanı. n, Bob duvarda bir kaynakçı fenerini duvardan şguldü: lık! asılı ola anlar bir tavırla asrın modası k değiliz yal muncuk geçen asırdan kalma olabilir. fakst urda bununla kapı açılacağına biç aklım ermedi, | — Sen benimle beraber gel, görü Bizim meslekte daima yavaş hareket etmek, gideceği yöre kadar sessiz sessiz yürümek şarttır. Halbuki Bob sokağa çı. kar çıkmaz bir şarkı tutturmuştu; — Bob yakayı elevereceğiz, güldü — Bu benim tarzımdır. Yakayı ele ver. mek #izin usulde iş görenler içindir. Bi. 2im usulde iş görenler kolay kolay yakayı ele verimi Şarkını bitirince bir başkasına yordu. Nihayet o akşamki kurbanı - evine varmıştık. Bob: — Artık yavaş, dedim, hele evi bir kolaçan edelim, Ve lüzum var. kapıya doğru ilerledi. — Hey, kapıcı neredesin? & geçen idi, Bu asırda da dedim, Gireriz. Misafir gibi r kapıcı gibi ki Bobun bağırmasına, di. Bob Ben de'a ğile kapıyı rkasından yü -| bağı ıp çağırmana ce. » bulunmadığı. Evvelâ se görünce birde: Çünkü (o Feridunu (o yakından ta - nıyanlar ve onunla görüşmiyenler, bu genci annesinin öetede beride söylediği â ve para d künü olduğu kadar hissiz ve kalbsiz o- larak tanıyorlardı. Halbuki, bugün gözle görünen ha- Kikat büsbütün başkaydı: Ferldun bey, isine teklif edilen zengin partilere yet vermiyerek, sadece kalbi - dinlemiş ve sevdiği fakir ye karar vermişti. şka bir haber daha ta Feridun İspartalı, «Bülbül Yu- vası» tesmiye edilen ve büyük babala - nin sesini bir kızla evlenmi halde sonra 1 edilen güzel evi b tamir ettiriyor n genç karısile ko; leşecekmiş Bu son ha dikodu yapan ve b nanâ Ni aber dura konak enberi evlerinde fakir i gördüğü için ından intikam al- gelin banım k cek mi?» gibi sual mak sevdasına di “İmın kapısını i “| şabileceğime akt İBobun harikulâde zekâs en ufak bir haks; tirecek gibi barbar bağırır. Enselenec miz muhakk. Bob, sank madığı kapıcının odası Gürültü etmeden sıvı. cıkta bırakır kaçardım ken yakalanac Fakat he çare ki Bob kapıcının kadındı, çay i cak, biz üs soymuya gel ecekfi, Yavaşça dürttüm aldırmadı. iz, sü borula: Altıncı daire imiş, kap rin Kapıcı bir Boba, bir bana, bir de Bo. bun elindeki fenere baktı. Zlini duvar . daki anahtar tahtasına uzattı. Bir aroh. tar alıp-bize verdi. Kapıcının odasından çıklığım ozaman na hayran ol . muştum. Fakat gene korkum tamamile zall olmuyordu. rse nereden kaçacak. namıştık. Pat. girer girmez pencereden kaça. mıyacağımız için kuyruk kapana sıkışa . Kış ol, * yaz günü ködes çel sahibi içeri giriv tık. Dışarıdan evi şavulla lir şey değildir Bob hiç oral değildi. Babasının evinin Sağa sola yoya doğru kapısını açar gibi kapıyı açtı. baktı, Radyo gördü, ri rüdü: di, Bobu ora -| Biz hırsızlık ederken ev|” Çeviren : e sergi ai 2 Bob, 4 mi alacağız? doğru olup oL — Ne dedin, ne dedin? — Açacağım leriz. — Olmaz; İş görürken bir hava din. Bob — Sen korkma! yakayı ele vereceğiz. onun düğmelerini çevirdi. Rad. başladı yiciler şimdi.» dık Ben n ar yava İ pahada temadiyen 4 din acele ede kerin sesini duyuyorduk, «Sayın dinleyiciler şimdi — Bob cek olursa E , evin sahibi gele alimiz dumandır, hibi gelmeden çok şükür işimizi Bob radyoyu kapadı, kapıyı r ık. Sokak - . Boba sordum — Hepsi neyse, radyoyu açmaktan asıl anlamadım? muz öv radyo spikerinin darı çıkmadığına emin olabilmek için rad. İyoyu dinliyordum. Ankara Yüksek Şimdiye kadar Ziraat, Veteri 1 tevzi edilece ları ilân ol lebenin dinde Rek i, akülte kayıd numarası, » müracs — Açık künye ve soyadı. aldığı anın İndi lık damga pulu. ka fotografı. ü mektub için iktiza adresleri. Rektörlüğünden nur. Ziraat Enstitüsü olan ta- dahi- iltelerinden me: ağıdaki esaslar 235113 zun esi. eden 12 kuruşluk posta pulu. Haziran 21 an 749 NASIR iLÂâcı En muannid ve eski nasırları bile kökünden çıkarir Elli senedenberi Avrupa ve Ameri- kada mazharı takdir olmuş bir ilâçtır Kanzuk Nasır ilâcı her eczanede vardır. NE ZN VK YY TY © Gümrükler Muhafaza Genel Komutanlığından: il Niselerden mezun ve olgunluk im genel kurmay başkanlığının tensiblerile bu seneye ma sek okullarda ti e Harb Okuluna girmek istiyen i beklemeden evsafı haiz yetiştirilmek üzere anlarında muvaffak olanlar. la s olmak üzere Üni. m bulundukları sın olanlardan Gümrük Muhafaza teşk Okuluna on talebe alınacaktır. olgunluk şehadetneme ğruca Ankarada Gü «2392, «4398, bay anlarını dilek. el Komutanlığı. hüviy Muh na müracaatları 2, 148/ arada idare binasında lira olan atelyelere ald #aat 15 de kapalı zarf usulü ile Ani teminat ile kanunun kadar Komisyon Retsli. mek istiyenlerin (1871,55) liralik m ıları ve tekliflerini ayni gün saat 14 Ankarada Malzeme Dairesinden,, dağıtılacaktir. , (4270) Haydarpaşada Açık arttırma ilân ovarakası Keşan İcrm ve İfâs Memurluğundan: Edirnede Avram Almelahaya ma rifi icraiyye 766 lira 14 kuruş Hasına borçlu Ke- şan eski malmüdürü İbrahim Büyüktuncarın mahcuz Keşanın Zaferiye mahallesinde nar caddesinde 40 numaralı ma müştemilit malümülkudud fevkani bir oda ve bir »tanl bir oda ve bir hanay altı ve bitişiğinde matbah ile bahçe ve kileri şa - mil en #00 750 lira kıymeti muhammeneli hanenin indifa hakkı ânası Zehraya aid ol - mak şarlile yalnız milkiyeti satılığa çıkarılm ık arttırma suretile yapıla - ırttırma bedeli peşin olup artlırm muhammen yedi buçuk mlabâtinde pey akçesi v 1 teminat mek- tanzifat vi amesl 15/5 a ve ti wetinin ı getirmeleri icab eder. Müterakim vergi olunur. 9 tarihinden #tibaren A 15 e kadar dalremizde icra edile- akdirde ihale sırma 15 gün kinci arttırma maddesine alâkadarların den — Sübaren lde tapa #leliliyle lırlar, Hakkındaki sa» Büyüktuncanın ve arına binaen bu suretle ikametgâhla- ılmakla yukarıda ya - diğindei Yün varaka- 930/631 bulduğu üzere Mi Birinci & ktar. Aksi id edilerek 30/6/9939 Cuma günü saat 1 “tünde bırakılac, ak 5 de dairede yapılacak Wi Jacaklılarla diğer falz ve maşarife dair ol kı müsbitelerile dalre: ve irtifak haklarım sarhnde sabit olm. 1 varak ifa hakkında il bulund in ü tebliğ makamına kalm olmak ame gün sakları Zehranın sahip bulunma n meçhi 471 mahalli mübaşirin meşruhatından a ü karar ve Hân olunur. Yazan: GÜZİN DALMEN ler soran dedikoducuların ağızlarını kapadı. Feridun bey vaziyeti o şekilde idare etmişti ki; bir tarafta annesi, eski itiyadlarına sadık kalarak ve izzeti nef- #ino dokumulmıyarak konakta rahatça ve istediği gibi yaşıyacak, ötede de genç evifler, kendi saadet ve neş'elerins İl > yık şen bir dekor içinde yeni hayatla- rma başlıyacaklardı. Ortalıkta bütün bu hazerler çaika- ü â hanım içinin hiddet ve üzünden belli etmemiye çalışa- karşı elinderi geldiği ka- imli ve nazik davranmıya gây - ret ediyordu. Kurnaz kadın, artık bu kinini vaziyetin değişmesine imkân olmadığı- nı, oğlunun, çok sevdiği ve gözleri için- de yaşadı na karşı yapılacak lığı, en küçük bir imal kelimeyi affetmiyeceğini anla - mıştı. Fakat yaptığı fedakârlıklar yal- Nerimeye karşı olan hareketlerine ısır kalmıyordu. Vaktile bayram- ine kabul ettiği Reşad il dan bayrama e bey ailesini de şimdi vakit vakit davet etmiye ecbur kalıyordu; çünkü ev- velce onarın mevcudiyetlerini bile farketmez görünen Feridun bu fakir akrabalarına karşı birdenbire bir mu- habbet bağlamış, onları himaye etmiye, erkek çocukların hayatları, Okızların meşgul olmıya başlamıştı. | nde bulunmaları | ler yap-| da smetlerile nun bu yeni tarzı hareketleri karşısında Süheylâ hanım ilkin edecek oldu. — Demek meşreb insanları evine karar verdin öyle mi? Yeridun ânnesine sükünetle cevab verdi: — Bu «çalgıcı» kelimesini Reşad bey! ailesi için kullanmanız doğru değildir anne... Onların bizim pek uzak akraba- mız ölmadıklarını unutarsk kendilerini şi mdiye kadar ihmal etmekte hata et - mişiz. Bize düşen vazife, bu duf kadın- çocuklarını himaye etmek, hayatla- nı kolaylaştırmak için elimizden ge- len maddi ve manevi fedakârlığı yap- maktı. Halbuki biz onları büsbütün kendi hallerine bıraktık. — Öyle olduğu halde ne kadar İsraf ettiklerini görüyorsun. Ya fazla yardım etseydin mutlaka paralarını sokağa ata- caklardı. | Bu noktada hakkınız var amma bu çalgıcı ailesini, bu hafif kabul etimiye “ket olur! Bilâkis elimizde, adar onları israftan da menet- İmel, hele gençlerin hayat telâirkilerini değiştirmiye çalışmalıyız. Esasen bu kusurları bertaraf edilirse çok meziyot- sn hürmet bir aile. safh bir itiraz) £ usurları olduğu için onları söfalete | r mahküm etmek ne dereceye kadar in-|le Süheyii hanım daha fazla itiraz et - #unu tahmin et - gerekse ahlâk e hanımın ve kızla - meden sustu ve bir rasıl tahammül et- n dostları 0- dına da İdi rının pek fevkinde Feridun buna iti imi insanlar; halbuki gittiğini ve bu |) tan ayağa kadar hi - rg ll iel eli, nazik bir hanım! i biliyorum anne. ha hanım dünyanın çalıyor, şi rasşgul sayi musiki İB di GIŞDA ip konuşuyorlardı. Hele| “2X0. Mide odbin kadı. ğa geldiği & Sana onu kim böyle takdim etti? Mutlaka Nerime değil mi? — Onun nasıl bir insan olduğunu an- mak için şu vak'a kâfi geldi: Vaktile kocasile oldukça müreffeh bir ömür sü ren ve parasını lüzumsuz yerlere sar - feden bu kadın, yeğenlerine (en ufak bir yardımı esirgemişti; dul kaldıktan sorra da parasını yiyip bitirinceye ka - dar onlara yaklaşmadı; vakta ki muh - tac vaziyete düştü, çalışıp kendi haya - tını kazanacak yerde dul ve çoluk ço - inin üstüne yük neş'eleniyor, piyano ve şarkı sesleri or- talığı dolduruyordu. Bu ziyaretlerden memnun olmıyan biri de Meliha hanımdı. Feridunu e - linden kaçırttığı için bir türlü kendi - sini affedemiyor, bele (onu kendisine bağlayan Nerimeyi — kat'iyen çekemi- yordu. Ona karşı duyduğu kıskançlık ker gün biraz daha arttığı | İçin onun dü: manları ölan Süheylâ hanımla rine yor, üçü bir olup Nerimeyi| cuk sahibi olan yen dikodu mevzuu çıkıyordu: Kâh Feri - j bir el an da Feridunla e bakarken göz arı saatler sa am, yengesi ve davtli o - iltifatlar etmekten, n da geri kalmadı. am Nuriye hanım pek durgun u. Nejaddan bir mektub al - erile beraber yemeğe lerinden tüten 8s ton ati meşgul ediyordu. Süheylâ hanım artık Melihayı sev - başl Birgün oğluna ondan bahsetti: — Meliha hanımın böyle ciddi ve ra-

Bu sayıdan diğer sayfalar: