30 Temmuz 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

30 Temmuz 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© 0 OM. Arbaş (Adresinin neşrini istemi; H 08 Sayfa Erkekler diyorlar Ki “ Kalın ne yoktan, ne bütçeden, ne de istikbalden anlıyor. En sonunda malüm akibet... Böyle vak'aları gördükçe evlenmekten iğreniyorum ,, «Bekârlar niçin evlenmiyorsunuz? an-| le okuyar ve her İki cevabi tetkik ve tah- Bi ediyorum. Tecrübeler neticesi edin - diğim fikirlere istinad ederek, bazan kız- larımızın feryedlarmı haksız ve itham - larını yersiz buluyorum. Çünkü verdik - leri cevablarda kendilerine münhasır 0- lan ahiğk ve âdetlerinden bahsederken bütün kadınlığı himaye etmek istiyerek bekikatten pek uzaklışıyorlar. Halbuki Diyebilirim ki, gerek baylar ve ge - rekse bayanlar görünüşten. bilhassa ba - yanlar yalancı gururdan ve benlik dave- ketinin ilk başladığı günden bugüne ka-|larından feragat ettikleri gün ne bir be- dar gerek kızlarımızın ve gerekse kar -| kâr kız ve ne de dul bir kadın kalacak - deşlerimin verdikleri cevabları dikkat -Jtır.> —Eb> © 5. Gökçen (Samatya, Kasap! İlyas mahallesi): «Gözetenizde yapmış olduğunuz an - ketle, bekâr oluşumdan dolayı alâkada - rım. Bayanların bize karşı ileri sürdük - SON POSTA © S5. Kömran Ankara: Günlerdenberi kadın £ ve erkeklerin Son Posta sütunlarını dolduran yazıla - nn dikkatle okuyorum. Bunların içinde 23 tarihli gazetede Nedret Cemil ve Sedad Rifat isimli okuyucular kadınlara kar - şı son derece hodgâmca, saygısızca hü - cum ettiler. Bunlardan biri kadınları, zavallı, söy- lediğini bilmez ve aciz birer budala ye - İleri ithamlar doğru değildir. Hiç bir er -| rine koyuyor, diğeri de kadınların zevk- kendi şahsiyetlerin değil, doğrudan ĞOĞ-| kak bekâr kalmak istemez. Bütün kaba sizliğinden, anlayışsızlığından bahsedi - ruya bemşirelerini gözönüne getirip VE- ps4 kızlardadır. yahud ufak bir zahmet ihtiyar edip top-| Jantı yerlerine kadar gidecek olurlarsa, | hakikati bütün açıklığile görüp söyledik- yor. Baylar! Sizin gibi düşünen aceyib fi - Arkadaşlardan biri evlendi. Yuva ku -| rup mes'ud olacağım, diye göklerde uçu- kirli erkeklerin kurdukları yuvalarla el- , Kadınlar diyorlar ki “Bugünkü erkekte sebat denen şey yok. Yalnız gönül ve kadın işlerinde değil, fikirde, ictihadda, meslekte ve zorluk karşısında sebat yok. Hepsi zayıf ahlâklı... Bunun için mes'ud yuvalar kurulamıyor , yerinde mi diye bakacaktın!. Abırın ka-! pısına kölid takacaktın.. Hayvanı ortada bırakmıyacaktın.» Falan gibi bir sürü sözlerle hocayı kâ- bahatli çıkarmağı o çabalarlarmış. Buna fena halde sinirlenen hoca: «Peki demiş ben razıyım.. birçok kabahat bende fakat Şu hırsızın da hiç bir suçu yok mu?» Evet. ben de bir genç kız olmak sıfa- tile şa suali soruyorum: «Peki kızlar çok kusurlu ve kabahatli fakat şu yeni genç- Jerimizin de hiç bir suçu yok mu?> Bekâr baylar, biraz insaflı, müsama - balı olunuz. Alacağınız neticeden hiç ürkmiyerek kendinizi şöyle bir yoklayı - nız... Ve bize değil yalnız kendi kendi - dinize, sonra dü çuvaldızı genç kızların kalbine belırınız. Eğer kızlar ve erkekler bu münakaşa neticesi hakiki kusurlarını anlarlar ve onları birbirlerine yaklaşıp temiz yuva" lar kurmslarına engel olan kusurların nerede olduğunu büulabilirlerse ve her iki taraf bu kusurları orladan silmeğe çabalarlarsa bu münakaşa müsbet bir yo- Ja sapmış olabilir, fakat onun için yalnız karşı tarafin deği, kendi kusurlarımızı da görmemiz, anlamamız ve itiraf ede rek. tesirihine çabalamamız Mizımdır. Bekâr baylar bundan korkmayınız! yordu. Şimdi halini sormayın. Nerede i - bette snodet olmaz. Aldığımız kadınlar | Pa. © kerinin hepsine madim olacaklarını zan- nederim. Oralarda erkek (omüsveddele - rinden ziyade erkek bulacaklardır. Esas nokta şudur: Herkesi erkek müs-| veddeleri diye gösteren bayan bütün ka- dınlik #leminin aradığı vasıfda (o erkek bulamadıklarını ve bunun için de evlen- mek'len bizzat kendileri imtina etlikle - rini ortaya atmamalı idi, Bence kızlarımız arasında iyi ev ka - dını olacak kızlar yok değildir. Fakat onlar da nadide ve kıymettar bir meta gbi ebeveyni tarafından sıkı sıkı saklan- maktadır. Hemen nerede ise boyunları- na birer nazarl(k takılacak! Onun âyarında bir talib çıksa mutlaka ağır şerait karşısında © kalacaği aşikâr. Benim kanaatimce baylarla. bayanları idealleri birbirinden çok farklı, meselâ bir erkek evlenme çağına geldiği zaman! osun için idesl bir kadın, sevimli, sadik ve'her derdine ortak olabilecek bir ba - yan.. işte erkek saadeti burada arar. Ve fırsat burada kalının eline geçer. O di- lerse vaziyeti sonuna kadar idame etti - rir ve mes'ud bir hayat sürdürebilir Ba- yanların aradıkları evsaf ise; Sevebil - mesi ve saadeti için mevki, para, bilâha- re yakışıklılktır. Eğer bu vasıflar mevcud ise onu alacak İsterse kırklık, kırk beşlik olsun! Eğer kazara bu vasıf- ları haiz olmıyan birisi ( ile evlenmişse, se sırtı yerde dolaşacak. Arkadaşım bi türlü karısının gözünü doyuramadı. Bir| elbise yapsa, karısından zırıltı hazır: — Ben de isterim — Aman hanım, seninki yeni daha. İdün yaptırdık. Yok.. illâki ister bayan. ne bütçeden, ne istikbalden ne yoktan, anlar. Enj da biç şüphesiz ki sizi mes'ud edemez - ler. Nasıl etsinler ki, siz. onları dalma kendinizden aşağı ve çök aciz birer mah- Yük olarak görüyorsunuz. wdan anladığımı göre tanı - ın kadınlar (pek aşağı birer muböttendirler. Ve siz bütün kadınları onlar gibitlir zannederek hata ediyorsu- sonunda malüm âkibet! Ayrıldılar. İşte) ”©” bunları gördükçe insan evlenmekten iğ- reniyor, Kadınlar gözlerini modadan ayırıp, ev lerine çevirsinler. İşi bırakıp. ev kadını olsunlar. Erkekler evlenmeden evvel her... şeyi yaparlar amma, evlendikten sonra ine sadıktırlar. Bir erkeğin dışarda özü varsa, kabahat bayandadır. Eve diği zaman, yorgun argın. köcasın: iyi karşılamamış, evden üUlâlllah dedirtmiş -| tr. © Ahmed Akı (Vezirköprü): «Şimdiye kadar anketinize cevab ve - ren erkek arkadaşlar hep hakikatten buhsettiler. Şikâyetleri doğrudur. Son 20- manlarda bunlara cevab veren kızlarımı- zın manasız iddialarına sinirlenmemek el- den gelmiyor. Niçin inkâr ediyorlar? Şimdiki kızlar bir müddet sonra haydi mahikeme.. se -İdaha çok eğlenceyi, süsü, seviyor. Ev ikin bebini sorun! Gene haksız olan erkek'İci plânda geliyor. Anadoludaki kızlara Hâlen tanıdığım aileler içinde herkese|dâ fena bir örnek oluyorlar. Onlar da sü- misal olabilecek bir bayan, güzel olma -İse, eğlenceye, gezmeğe öüştü! v. Bir ka- dığı halde tatlı dilli oluşu ve kocasını o-| dının yegâne işi. kadınlık vazifesidir. Ks- Yalayabilmesi, evine sadakatile herkesi |dın, evlendiği erkeği mesud etmek, va- kendine gıpta ettirmektedir. Yavruları-| tana bayırlı bir nesil yetiştirmekle mü - Rın tatlı ve âbenkli sesi ile yuvalarının | kelleftir. Bunu kaç kadin düşünür? Er - Edebi tefrikamız: 30 KÖYDEKİ DOŞT o Burhan Cahid boğazlar aa Süleyman Beyi getiren taksi otomo- bili kapının yanında bekliyor. Beni bu Hemen kolumu çekip geri döndüm: |rada bulacağını ummadığı için otomo- — Beyefendiyi bekletmiyelim, ba - bili akşama kadar emrine almış, ve ka- — Haydi Beyler, başlıyor. &ın oturmuşlar bile! (Devamı 10 uncu sayfada) rısını alıp öyle döneceğine kanaatle * Boğazlar meselesi sayesinde bizim|gelmiş. Onun yerinde olsam hatta ye- dönüş meselesi de olmuş veyahud şim. 'meğe bile kalmadan sürükler götürür- dilik bastırılmış sayılırdı. Artık mükâlemeye hâkim olan Os - man Beydi ve ben de onu söyletecek geyler bulup hazırlıyordum. 4 Yemekten ilk kalkan genç kadın ol-|vardır ki iki taraftan Rahat bir piliyabı sürüklerken: — Ben şu ihlamurun altında şeker - leme yapacağım, dedi. Burada öğle uy-İler. Yemekten sonra karısı 'kusuna da alıştım. düm. Onu yapamazsam yalnız döner fakat bir daha da karımla yüz yüze gelmezdim. Karı koca her şeyden ev- vel birbirlerine hürmetle bağlanmalı. Bunda o kadar ince teşrifat kaideleri biri aksaymen arkadaşlığın şekli kalsa bile şevki kal- maz Tok karnına daha iyi düşünülür der- istirahate çekilmekle beraber Süleyman Bey ka- Bugünün, edib, san'atkâr, zevk sahibi yüksek kadınını görmemek işitmemek i - çin gözlerinizin kör, kulaklarınızın sağır olması icab öder. Bütlin kadınları itham etmeğe hakkınız voktur. Türk kızı zan- iz gibi huysuz. geçimsiz yuva yık in yaradılmış bir tıynette değil - dir. Her genç kızım emeli mes'yd bir yu- va kurmak, erkeğini ve yavrularını ebe- diyen mes'ud yaşatmaktır. Eğer kurduğumuz yuvada bulamıyorsanız bunun gü kendi - nizde arayınız. Ya eşin tihab etme - bu seadeti nize içinizden cevab veriniz «Bugünkü genç kızlarda bir aile kurmak için lâzım olan vasıfların bir çoğu eksik de acaba i İzdivaca elverişli bütün meziyetler sizde mi?» Eğer samimi okursanız hemencecik: — Hayır cevabını vereceksiniz.. bizde de iyi bir yuva kurmak için lâzım gelen vasıfların bir çoğu yok. Evet sizde bu vasıfların bir çoğu ve evvelemirde ilk lâzım geleni yok. Bu se- bat... Siz bugünün gençleri çok sebatsız- smz. Bunu yalniz gönül ve kadın me- seleleri için söylemiyorum. Aleitâmum İ söylüyorum. İşde, fikirde, içtihadda, meslekte ve bir zorluk karşısında sebat gösteremiyorsunuz. Zayıf ahlükli oldu Zunuz da muhakkaktır. Her cereyana kapılıyor, gömlek değiştirir gibi fikir de- giştiriyorsunuz. Hodgümsinız.. aile kur- mak feragatirelse muhtaç olan bir eser yaratmaktır. Bunun en iyi nümüneleri- sini bilmiyorsunuz, yahud da Son Pusta ”! her şeylerini bize vakfetmiş olan ana, sütunlermda haftalardır açığa vurduğu. | babalarımız vermiştir. Fakat siz her şe- nuz gibi daha evlenmeden boşanmağı dü-| Yinizi bir yuva kurmeğa vakfetmek şöy- şürdüğünüz için bu yuvayı nihayete ka. le dursun. en ufak bir kaprisinizden, bir dar yaşstmağa muvaffak olamıyorsunuz. itiyadmızdan dshi fedakârlik etmek su- | Kabahat kendinizdedir. © Suzan Burdur; kurken hep Nasrektin b İ hikâyesini düşündüm. Siz de bil | bet: Nasrettin hoca eşeği! tün köy halkı başlamış | çikarmağa: «Hayvanı oraya değil, buraya İba; ın.. Yarım saatte bir olsun meşhur derine şöyle bir sual sorduğunu işit - tim: — Ben erken dönmek istiyordum. Yapılacak işlerim var. Acaba Vildan sahiden dönmiyecek mi? ş Gözlerim yan kapalı Osman Beyin cevabını bekledim: — Zannetmem. Şimdiki halde göl den ve çiftlikten memnun görünüyor. Fakat belli olmaz. Bakarsınız bir gün içinde bıkar ve dönüverir. — O halde ben geç kalmıyayım.. si- zin posta arabası işliyor tahil. — Şimdi mahsul mevsimi her sabah İstanbula bir sefer yaptırıyorum. — Mükemmel, öyle ise görüşürüz. Siz dönecek misiniz Cevad Bey? Bu muhavereyi dinlememiş, yalrız ismimin söylenmesile kendime gelmi- şim gibi birderibire gözlerimi açtım: — Efendim. — Pardon. Siz de daldınız galiba. Şeh re döneceğinizi söylemiştiniz de Beyle beraber gideriz , dedim. Aklıma art bir fikir geldi. Doğruldum. ! Son Posta gözetesinde bekâr erkekle -' İretile o yuvayı ayakta tutmağa teşebbüs bile etmezsiniz. Bu sayıp döktüklerimden maada daha sayısız nice kustrlarınız vardır ki bu kusurlar âileyi baltalıyan âmillerdir. Eğer bu münskaşalardan müsbet bir mıyan, anlıyamıyan erkekle, kadını bir- birine yaklaşıp memlekette çoğalmasını temermi ettiğimiz sile ocaklarının kurul. masına uzaktan, yakından en ufak bir yardımı dokumacağını ümid ediyorsanız... evvelâ bekâr baylarım, lütfen iğneyi ken- — Âlâ o halde başka bir şey yapa - ım. Ben de sizin arabanızla dönerim. Vildan Hanım burada rahat rahat ek- zersizlerini yapar. Bu teklifim Osman Beyin hoşuna gitdi. Fakat genç mühendisin buna bir- denbire mana veremeğiğini yüzünden anladım. Her şüpheyi dağıtmak için gü Sap © Sabiha Güven: ? «Meydanı boş bulmuş yalancı pehh « yanlar gibi çırpınan. kendilerini meth ve sena, kızlarımıza ise bir sürü yalan yan- hş ithamlarla bücum eden bekâr erkek « lerin günden güne atan cür'etlerini muh- terom gazelenizin sütunlarında takib e » İdiyor ve her ne olursa olsun mili terbi « i yemize yakışmıyan bu saçma sapan idda $ İve ilhamlars, cesaret ve meziyetlerini iharb meydanlarında isbat etmiş olan | Türk kadın ve kızlarımızın ne zamani kadar sabır ve tahmmil edebileceklerini İ soruyorum. Fakat her işte bir baş ve başlangıç lâ- zım olduğu bir defa daha kendini göstere di ve çok melterem Bayan Suad Dervi- gin haklı isyanı, yâni kazan kaldırışı ni « hayet bizleri de pürsilâh olarak şeref ve haysiyetimizi müdafaa için cepheye sev i ketti, si Kendi başımızdan geçenden bir mik «. tar bahsettikten sonra esis düşünceleri « mizi arzedeceğim: 19 yaşında olan kızımı kendinin ihtihab ettiği ve benim de mu- vafık gördüğüm birile evlendirdim, iç gü veyi aldım ve her suretle İstirahat ve ih- tiyacını temin ettim. Kızıma mes'ud bir jaile yuvası kurduğumun zânnile sevinir« ken, nişanlı bulunduğu »süddet zarfın « da harikulâde komedi oynamış olduğunu nikâhtan sonra anladığımız bu züppe, hafta geçmeden metresile buluşmağa ve dolaşmağa başladı. Nasihat para etmedi. Ve hatıra gelmez rezil muamelelerden sonra senelerdenberi alışmış olduğu met- res hayatına avdet etti, biz de mahkeme de soluğu aldık. Gelelim esas davaya: Erkeklerde de, (Devamı 10 uncu sayfada? Kadın, karıştırıcı, mütecessis bir mahlüktur. Vildanın yaramaz elleri ek | bet bu kutuyu dolaşacaktır. g ve #Dömuzderes çiftliği yavaş yavaş hs yatımda mühim bir yer aldı. Bunu his* sediyorum. gelip yazılarım başladığım zaman kendimi tahlil edi" lerek ilâve ettim: — Belki şehirde otomobilin pek lü- zumu olduğu yok. İhtimal Vildan Ha- hım eli altında böyle bir vasıta buldu- ğu için aklına esince âparfımana dö - müverirler. Ve Süleymana bakarak devam et- tim: — Artık o zaman bana telefon eder- siniz, gelir. arabayı alırım. Olmaz mı? Bu mroje bütür şüpheleri dağıttı, — Muvafık. — O halde siz hazırlanıncaya kadar ben bir kere otomolhili muayene ede- yim. . Arabanın yanına geldiğim zaman .İkörüğü siper alarak (not defterinden /kopardığım bir kâğıda şu bir satırı yaz yorum. Çiftlik hafızamdan olduğu ke dar hislerimden de çıkmıyor. Şimdi bü” tün bir ha yalnız (bir fikir için yat” şıyorum. Sonunda çiftliğe gitmek zev” ki olmasa altz , X Bu hafta arası bir akşam Vedad B ye uğradım. Belki onu da kandırıp b8“ basının .yanma götürebilirdim. Het Süleyman Bey gelire onun ya bana arkadaş olurdu. Ne yazık ki bi Tamadım. Kâpıcı fk! haftadanberi Bi yükdörede olduğunu söyledi. Bekâr d€ kanlı Yazın bu sicak günlerinde Bef” oğlunda kalamaz ya. Hakkı var. Ot9 mobil merakı başlayıncaya kadar bef de onun gibi her mevsim bir tarafa Gİ” diyordum. Bu göçebelik ilk zaman hoş oluyor. Nerede akşam orada sab ie Ğ Ve kimseden cevab beklemeden çe «| yınpederile tath tarafından bir hayli kildi, gitti. konuştu OAra sıra.benim de karış” 5 Onunla hiç meşgul olmadım. Hattâ|tığım bu sohbet epey (o sürdü. Vildan konuşmadım. Daha fazla babası ve ko-İherhalde o banyonun, otomobil tali - cası ile alâkadar oldum. Genç kadının İminin ve nihayet ağır yemeğin tesirile vaziyetinden anlaş'lıyor ki bu akşamlderin bir uykuya dalmıştı şehre dönmiyecek. Bir aralık Süleyman Beyin kayınpe- — Beraber gidelim, dedim. " dım: fikri pek genç yaşlarda keyifli. Hel Ve etrafıma bakınır gibi yaparak: — «Hafta dönüşü sizl mükemmel bullinsan biraz sete a — Fakat Hanımefendi henüz uyan-|mak için otomobili bırakıyorum. Hür-| mıyacak kapı pek azdır. Mesleğim © mamışlar. metler.> bilhassa kadınları meşgul ediyor. E İkisi birden dediler ki: Bunu direksiyon tablasındaki küçük) lerimi, yazılarım okuyanlar (benim — Vildan kalacağını söylemişti. kutuya koydum ve TAstikleri, benzini | tanışmak için fırsat arıyorlar. Ben de bu cevabı bekliyordum: İmuayene edip yanlarına döndüm. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: