1 Ağustos 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

1 Ağustos 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Uzakşarkın Yakın hâdiseleri mn Yazan: Muhittin Birgen — Budapeşte, 29 Teramuz — i n ngilterenin Japonya ile, muayyen bir I sahaya münhasır da kalan. geniş bir mikyasta bir anlaşma yapmıya oturduğu sırada şimali Amerika htkümeti, birden- bire Japonya ie olan ticaret muahede - sini feshetti. Sade fesih ile de kalmıya- tük, fesih kararının meriyele girmesi için muahede mrcibince, geçmesi lâzun gelen alı ay zarfında, Japonya ile yeni bir ticaret munhedesi akdi zımnında ye- ni bir müzakereye girişmiyeceğini de bil- 'dirdi. Demek oluyor ki, Amerika hükü - meti, Japonya ie olan Licari ve iktisadi münasebetlerini dahı ziyade kesmeğe mütemayil bir hareket içindedir. Amerika, bu kadar mühim bir karan neden aldı? Pek uzun bir müddettenberi iki memleket arasındaki geniş Iktısadi münasebetleri tanzim eden bir muahede- yi neden dolayı birdenbire ortadan kak dirwerdi? Bu sualler, şu dakikada bütün Avrupa efkârını işgal ediyor. Uzakşark- ta cereyan eden her hâdisenin bizzat Av- rupa hayatı üzerinde tesiri malüm oldu- ğu için, şimdiki dünya içinde, Avrupa ef- küârinm bu gibi hâdiselere karşı Jâkayd kalması mümkün değildir. Acaba, bü kararile Amerika cümhur - reisi, Amerika sehatosunda, bitaraflık kamunumun teditine dair olan muhalif ha- rekete karşı geniş bir siyaset manevrası mı yapmak istedi? Acaba, İngilterenin Japonya ile anlaşmıya doğru giden si - yasetine karşı aleyhdarane bir nümayiş, yapmak fikrine mi düştü? Acaba, İngilte- re ile anlaştığı takdirde Juponyanın ken- disini daha rahat hissetmesi ihjimalini düşünerek onu rahat bırakmamak gaye - sine mi gidiyor? Yoksa, bu işte, bir ta- kım müşterek maksad için İngiltere ile anlaşarak m hareket etmiştir? «Avrupa efkârı ve matibuat, birkaç gün- derberi, meydana bu tarzda sualler atı- yerler ve bunların cevablarını aramıyâ çahışıyorlar. Şimdilik bu nevi suallere ce- veb vermeğe çalışmık beyhude emek sarfetmektir; Avrupada ve Uzakşarkta cereyan etmekte olan hâdiseler inkişaf eylemedikçe Amerikanın maksadını an - lamak güçdür. * Japonya He Amerika arasındaki fktı - sadi münasebetler çok geniştir. Bu mü - masebetlerin genişliği şimdiye kadar dai- Ma Japonyanın lehinde idi. Bilhassa gar-| bi Amerikayı dolduran Japon mamulâtı, Japonyanın gene ayni sahadan çektiği bam maddelerle karşılaşmak o suretile, büyük bir sanayi memleketi haline gel -| imiş olan Jeponya için çok faydalı bir mü- badele unsuru vücude getiriyordu. Bun - dan dolayı, hatıra gelebilir ki Amerika, Japonyayı iktısaden tazyik için böyle bir karar almış olsun. Fakat, Japonya, bugün €ski vaziyette değildir. Bütün Mançuko sahasını kendisine bir pazar olarak aç - mış, Çinin iktesader en mühimi sahaları - nı da buna İlâveye çalışmakla meşgul bu- Tınuyor. Bundan böyle mütem; Iacağı tedbirlerle Çinde İngilterenin, Fransanın, Amerfkanın sahib oldukları iktısadi mevktteri kendi almıya çalışa - cak ve binâenaleyh kendi kendisine yeni ve geniş bir faaliyet sıhası açacaktır. Aymi zamanda, Amerikanın bozduğu bir ticaret muahedesi yerine, Japonya, #yni günlerde Almanya ile bir ticaret anlaşması imzaladı. Bu ticaret anlaşması, Japonya ile Almanya arasındaki mü! dele işlerini, hessblaşma bakımından A manyanın altınsız alış veriş sistemine uys| duracaktır. Şu halde, Japonya Amerika! gibi mühim (bir ticaret partönerini kaybe- derken bunun yerine Almanya gibi, oda mühim olan, diğer bir partöner ilâve et- miş bulunacaktır. Bu hâdiseye dikkati celbeden Alman matbuatının dediklerine | bakılırsa Japonyada kuvvetle aktif o -| lan Alman ihracatı, Mançukoda ayni de-| recede passif imiş. Şu halde, biri diğe - Tini #kmai edecek olan iki muhteli sa - l olduğum gibi, dünya, siyaseten olduğu Muhitinişde yaşıyanları iki sınıfa ayırınız, birinci kısma «idareli maslahat» politikasını takib edenleri koyunuz, ikin- ci kısma da her teşebbüsü tam, kat'i, mutlak olarak yap - mak istiyenleri diziniz. Her zaman, her yerde ilk kısmın dıha Kalabalık olduğunu görürsünüz. kibe» olmayınız. İnsan, dajma işin kolayını seçmiye mütemayildir. Bunun içindir ki idarei msslsheti her vakit için cazıb görür. Hal- buki idareli maslahat #e, yarım tedbirle iş görülmez, mu- vaffakiyet tam tedbire, kuvvetli tedbire, bele «fikri ta - fMtiyaç vardır. Hiç bir zaman idareli o maslahalçı SÖZ ARASINDA Yepyeni | Bir kadın sandalı Fransada açılan kadın (ayakkabıları sergisinde, resmini gördüğünüz sandal mdelleri teşhir edilmektedir. Zarif ve boş olduğunu elbette ki bayanlar daha iyi takdir ederler. ——————— —— ———e caret mushedesini feshetti? Sualin ce - wabını vermeğe, hiç olmazsa, şimdilik imkân yoktur. * 1 Bu cevebla zihnimizi yormaktan vaz- geçersek, şimdilik şu müşahedeleri yap- mıya yer kalır: Bir müddet evvel yazmış gibi, iktısaden de ikiye ayrılmıya doğru süratle inkişaf ediyor. Almanya ile Ja - ponya arasında sktedilmiş olan yeni an- laşma ve bilhassa bunun muhtemel neti- celeri hakkında Alman matbuatının ver- diği malümata İnanmak icsb ederse, bil- hassa Amerikanın bu son kararından 30n- ra, Japonyanın Alman alış veriş sistemi- ne dağru bir inkişaf hareketi içine gire « ceğini kabul etmek, zaruri gibi görünür. Bu, Fransız - İngiliz - Amerikan iktısad sistemi karşısında bir Alms“ - İtalyan - Japon iktısad sistemi vüsude getirmeğe doğru giden bir harekettir. Dünyayı iki-| ye ayıran bu hareket, ayni zamanda, mu-| halif ve nd iki iktısad sistemini, günün birinde birbirine, silâh kuvvetile çarpa - cak olan hareketin de tâ kendisidir. Şu halde, Uzakşarkın yakın hâdiselerini mü- iyata bakmayı protesto etmiştir. talea ederken, Amerikanın ne yapmak fikrinde olduğu bahsi üzerinde 2'hin yor. maktansa bu kaydettiğimiz harekete dik- kat etmek daha faydah görünür: Dünya siyaset bakımından he kadar yumuşak görünürse görünsün, İktwad bakımından, Manila Hergün bir fıkra ) i Gayritabii İ o Tiyatro muharriri yazdığı piyesi tiyatronun rejisörüne okumuştu. Re- Jisör: — Piyes fena değil, yalmz göyri tabit kısımlar var! i Muharrir şaşırmıştı: — Gayri tabii hiç bir nokta yok. — Nasıl olmaz, pivesin birinci per- demle üçüncü perdesi aranda bir ay geçmiş oluyor. Üçüncü periledeki hizmetçi birinci nerdede var.. Bir hizmetçi bir ay bir evde kalır mı? Ya hizmetçiyi değiştisin, yahud bi - rinet perdeyle üçüncü perde arasında geçen zamanı on güne indirin! N EE? 60 franga, Eski İngiliz Kralını Görebilirsiniz Kan (Paris - Soir) — Vindsor dükü hiddetlidir. Büsbütün haksız sayılamaz. Nis gelirinin kayıkçıları 60 frank mu- kebilinde bir deniz tenezzühü tertib etti- ler. Seyyahları Croğe çatosunun karşısı- na götürüyorlar. Müşterileri teşvik için de Vindsor Dükünü ve refikasını banyo yaparlarken göstereceklerini söylüyor - lar, Herkes dürbün götürüyor, sanda) şa- tonun önünde duruyor ve gerçekten san- dalın içinde bulunanlar sabık İngiliz kra- lanın bahçesinde güneş banyosu yaptığını, yahud. sahi tuğunu Dük vali nezdinde bir turistik teces - süsü derecesine çıkarılan bu hususi ha - Fakat maalesef deniz umumun malıdır ve san- dalcıları şatonun karşısında istedikleri kadar uzun müddet demir atıp durmak - tan menedebilecek hiç bir vasıta yoktur. Eski Arnavudluk kraliçesinin teyzesi Eski Arnawudluk kraliçesi Jeraidinin İki zd kuvvet halinde, günden güne kar. | teyzesi Kontes Apponyi kraliçeyi görmek ş karşıya geliyor! Muhittin Birgen İSTER haya dayanmak suretile Almanya ile Ja- ponya arasında mübadelenin kuvvetle in- /kişafı mümkün olacak gibi görünüyor ve bu başlangıç arkasından. gene sırf Ja - ponyaya dayanmak suretile, Almanlar, Çin ile olan ahş verişlerini artırmak ü - midlerini besliyorlar, Şu halde, Amerika, neden dolayı bu ti- — Şehrimize 100 seyyah geldi, diye o kadarı da geri gider. İSTER İNAN, Dün hemen bütün gazeteler ayrıca bir başlık altında: 'Tesadülen ayni günde bir Frensız gazetesinde küçük bir seyahat istatistiği gördük ve öğrendik ki, senenin en kuru aylarında dahi Paris şehrine günde 300,000 seyyah gelir, bir İNAN, üzere Pariste tevakku! ederek, oradan Budapeşteye gidecektir. Şimdi Londrada bulunmaktadır. İSTER haber veriyorlardı. İstanbul şehrine Şük olduğuna: ISTER Parise gelen seyyahların sayısı 300,000 dir. Bunlar Paris şehrinin lokamlasında yemek yerler, eğlence yerlerinde eğlenirler, otellerinde yatarlar. böyle 100 kişidir. Bunlar gemilerinde yerler, orada yatarlar ve şehirde sadece bir gezinti yaparlar. Aradaki farkın kü INANMA! Kadınlardaki taklid Kudretine bir misal Meşhur Amerikan sinema yıldrn Cons- /tance Bennett geçenlerde Londraya gel- di. Artist yukarsda solda gördüğünüz yepyeni ve orijinal bir şapka ile saat 10,30 da şehre çıkmış, bir saat sonra dâ, yeni saat 11,30 da, Hyde Parkta bir İn- giliz kadın ayni model şapka ile görün- müştür. Kadınlardaki taklid kudretini görüyor musunuz? Dünyanın en esşiz boroşu kayboldu Londrada bir dükkânda #iyah, beyaz ve pembe ve dünyada eşsiz üç İri inci ile sayısız clmaslardan yapılma ve paha bi- çilmiyen bir boraş unutularak kaybolmuş tur. Vektile zamanımın en güzel kadın- larından birine aki olan bu boroş, ressam Sargemt tarafından ayni İngiliz kadının yaptığı bir yağlı boya resm: ile san'at tarihine geçmiştir. gâha koymuş, sonru da unutmuştur. Bir falcı kadının rüyası : Hitler Londraya gitmiş ! i ; ş : i i İlandalı kadının söylediklerinin ekserisi- i nin çıktığına dikkat edenler, bu falcı,İ; daha doğrusu kâhin kadının son günler- i de yeni bir iddiasına şahid olmuşlardır. Kadın güya rüyasında Hitlerin Londra- ya geldiğini ve Lord Halifaks ile birlik- te başvekâlet dairesinden içeriye girdi- Bini görmüştür. Kadın bu rüyasını Av-|: rupada uzun sürecek bir sulh başlarıgıcı ; i ; 4 | olarak tâbir etmektedir. INANMA! gelen seyyahların sayım ise işte bazan Şimdiki hakle Leydi Dunn da. ö mâ-li ğazada bluzumu değiştirirken, boroşu tez Londrada Dolles Hillde oturan bir İr- Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı Tekler heyeti dü bir toplantı yaptı Ankara 31 (Hususi) — Vekiller He - yeti bugün doktor Refik Saydamm reis « liğinde geç vakte kadar devam eden bir toplantı yapmıştır. ite çe Bankalar ve müesseseler baremi izahnamesi hazırlanıyor Ankara 31 (Hususi) —- Maliye Vekâ » leti Divanı Muhasebatla müştereken ban- kalar ve müesseseler barem kanununun İzahnamesini hazırlamağa başlamışlar - dır, Bu izahname hafla sonuna kadar *a- mamlanabilecektir. Bu izahnamenin ha - zırlanmesı tamam olduktan sonra bir de nizamname projesi kaleme alınacaktır. İzahnamede kanunda derece tesbitin- de esas olarak gözönünde tutulacak hiz- met mahalleri sayılırken zikredilmekte olan «fabrikaları dan maksadın teşviki sanayi kanunundan istifade etmekte o - lan müesseseler bulunduğu tasrih edil - iyi haherler i | (Baştarajı 1 inci sayfada) ; i i İngiliz askeri heyetinin başında bir amiralin bulunması İngiltere İle Sov- yet Rusya arasında yakında başlıya - cak olan agkeri konuşmaların yalnız $ hava ve kara sahalarma inhisar et - * miyerek ayni zamanda denizlerde de işbirliği edilmek istendiğini gösterir. Velhasıl İngiliz ve Fransız askeri heyetlerinin Moskovaya gönderilme - lerinin resmen takarrür etmesi siya- si müzakerelerin çok ilerlemiş olduk- larını göstermek ittberile ehemmi - yetlidir. Bununla beraber üç aydan - beri sürüp giden Moskova müzakere - lerinde hangi meselelerin görüşül - düğü ve bunlardan hangilerinin hal - ledilerek anlaşmamazlığın bugün han- gi noktalara inhisar ettirildiği malüm i değildir. Çünkü bütün bunlar şiddet- * le mahrem tutulmaktadır. Ya'nız Fransız hariciye nazırı Bonenin geçen hafta nazırlar meclisinde Moskova müzakerelerine dair verdiği izahat - tan İngiltere, Fransa ve Sovyet Rus- ya arasında esaslı siyasi noktalarda mutabakat büsil olduğu ve siyasi sa - hada balle muhtaç yaltız bazı nüans ve teferrüüt meselelerini. kaldığını ve bu sebeble askeri müzakerelere başlanabileceğini öğrenmiştik. Her ne kadar Çemberlayn dün Moskova müzakerelerine dalr yeni ve müsbet bir şey söylemediyse de b tün mütefe malümatla beraber o- nun Avam Kamarasında askeri he » yetlerin gönderileceğine dair vaki resmi beyanatı gösteriyor ki, Mosko- va müzakerelerinde bir gerilik değil, bilâkis bir İlerilik vardır. Ve üç dev- ilet arasında esaslı siyasi meselelerde, âskeri meselelerin müzakeresine he » imen başlanabilecek kadar mutabakat hâsıl olmuştur. Şüphe yok ki bu netice Avrupa barışı üzerinde müessir olmaktan ha- li kalmıyacaktır. Bahusus İngiliz mec- lisinin mutad yaz tatilinin tehiri ve- aramama TaOEaANETI. İ | i i | i | kümetince lüzum görülmemesi ve bu husustaki muhalefetin suallerine hü- kümetin verdiği nikbinane cevablar Çemberlaynin solhün muhafazası hu- susunda hiç te bedbin olmadığını gös- terirler. İngiliz başvekilinin bu hususta gösterdiği deliller geçen sene Eylüle nâzaran sulli cephesinin daha kuvvet- p ya kısaltılmasına Büyük Britanya hü- li olduğu ve bilhassa Leh ve Türk it | tifaklarile sağlamlanmış bulunduğu - dur. Filvaki İngiltere ve Fransa bu- gün. bir harbden korkmıyacak kadar kuwvetlenmişlerdir. Üstelik doğuda Lehistan ve cenub doğuda Türkiye müvazeneyi sulh cephesi lehine tadi! etmişlerdir. Moskova siyasi ve aske- | Ti müzakereleri de nihayet beklener neticeye iktiran &derlerse Avrupa be Yışının herhangi asabi bir hareketle bozulmıyacağından artık tamamile €- min olabiliriz. e | | |

Bu sayıdan diğer sayfalar: