1 Ağustos 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

1 Ağustos 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Erkekler diyorlar Ki “Şehir kızlarından gözüm korktu. Bir köy kızı ile evleneyim, dedim. Talib oldum. “60 lira maaşlı bir adamla evlenemem!,, © Hüseyin Taştepe (Biga): «Bekârlar niçin evlenmiyorsunuz diye soruyorsunuz. Bunun cevabı çok basit ve gök acıdır. Bizim kadınlarımızın pek çö- ğu «erkeğe kendini sevdirinek> san'atını bilmez. Onun için bir erkeği mes'ud ede-! mez, On dokuz yıl evvel evlenmiştim. Bir kadını müretfehen yaşatacak gelirim var- dı. Fekat ne yazık ki, yastık arkadaşıma karılık Bağdaddan uzak. Ben münevver ve mütaleayı sever bir adamım. Tam ©- kuduğum bir şeyin tatlı yerinde iken «80- ğan bitti, yarın unulmal» diye seslenir, evin ihtiyaçlarını sokağa çıkarken söyle- mesini defalarca tembih ettim, dinlete medim, Sesim güzeldir, musikiye merakım werdır. Bir şarkı söyliyecek olsam sesle- nir, egürültü etme, uykum varis On de kuz yıldır ana sevgisini karımın kabin- den çıkaramadım. Evde bir tatlı yerken ber zaman: «Biz bu akşam kadayıf yiyo- ruz, fakat biçare annem acaba bu akşam pe yedi?» diye sızlanır, soframı zehir 6 der. Boşandım da saymakla tükenmiyen « buysuzluklarından kurtulabildim. Artık kendimi bilerek cehenneme «tar mı - yım?» © Sami Tan (Beyoğlu): «Niçin evlenmiyorsunuz? diyorsunuz. Herkesin bir derdi var. Kiminin parası &z, kimi gönlüne göre bulamıyor. Kimi gimdiki OKızların Oosadskatsizliğinden bahsediyor. Benim evlenemeyişimin s0- bebi büsbütün başka. Param var, zengi- nim, hem pek çök. İşte evlenmeme mâni olan paramın çokduğudur. Belki size tuhaf gelecek ev- velâ.. Mikin biraz düşünürseniz bana hak vereceksiniz. Param çok, amma yaşım da az değii,, Allah arttırsın kırkındayım, Olmadı, kısmet değilmiş, bu yaşa ge- Minciye kadar bir türlü evlenemedim. Şimdi bu #htiyacı, çölda günlerce susuz kâlmış bir insanın Iştiyakila duymakta yım. Birçok genç. güzel, beğendiğim ba- yanlar evlenmek için bir İşaretime bâkı- Kalbime değil, üstündeki cüzdana. Biliyorum ki, saadeti para ile satın al- ma vaziyetindeyim. Bu çok sun'i bir hal, Düşünün, karım bena param için katla- cevabını almıyayım mı?,, Jayni gözle bakacağım. Bu düşünce benim | uzurumu kaçıracak, karıma bu gözle İ baktığım zaman da mücrim vaziyetinde olacağım. İşte bu düşünüşle evlenemiyo- rumi bir türlü.e —>>> © Osman Amasyalı (Ankara Ti- taş Basımevi): «Niçin evleneyim? Kadın denilen yır- ıcı malhlüku (başıma püsküllü belâ yap- mek için mi? Yolum uhrevi dünyanın ce- hennem azabını dünyada çekip ahirette cennete gitmek için mi?.. Orada saadete ulaşmak için dünyada ıztarabı yudum yudum içmek Mzımsa ben o saatten çekten vazgeçtim. Hele o sürü boğmuş kurdun kanlı ağzı gibi kırmızı dudaklar bana busenin haram olduğunu haykırı- yor. Nerede ise incir yaprağına, Havva gibi mükemmel bes diyecekleri bekle- nen kadınların kafasından nasıl bir ar- kadaşlık bekliyebilirim. Sosyete hayatı denilen girdaba düşüp her gece sabahla- ru kadar poker masasında kâğıd hışırtısı dinlemek bana cehennemdeki ağaçların yor. Bütün kazancımı onun Tüks masraf- larına bağlıyacak olduktan sonra günde sekiz on saat ter dökkmeğe niçin katlana- yım, Maalesef medeniyeti, asriliği ve mezi- yeti yanlış telâkki eden bugünkü kadın #üs halinden çıkıp tam manasile ev ka - dırı olmağ yüz çevirinciye kadar öyle zannediyorum (ki benim gibi nefsine ve iradesine hâkim olanlar dünya evi demi- Jen bu korkunç cehenneme dönüp bek - mıvacaklar bile.. Her şeyde bir istima aramak elzem olduğu gibi, bu saydığım ef'al ve hare- kâttan uzak olan 'kızlarımız da yok de ğildir. Lâkin bu müstesna zümrenin, ya- ni tam manasile kadınlık meziyetlerine sshib olanların elınlarında damgaları yok ki tefrik edebilelim. Tesadüfe bel bağlamak cesaretini göstermek için her- halde ayrılık hususunda mahkeme kapı- sirin kapanmaması medeni kanunun ta- dil edilmesi icab eder. 24 yaşındayım. Askerliğimi o yaptım. 60-30 lira arasında tehnlüf eden bir ks- zarncım var, Bundan hir sena evvel ev- lenemğe teşebibiis ettim. Şehir kızların İdam yüreğim yanık olduğu İçin saf bir idan gelen cevablara dikkat ettim. Bu ce- İvabları yazan kadınların hiç biri, erkek- hışartısını dinlemek kadar korkunç geli-| hülya ile yaşar. Sevdiği bir erkekle ev- Kadınlar diyorlar ki “ İzdivac hayatına, kadın hayata ise hayatı bitirmek maksadile başlamak, erkek gelirler. Aile yuvalarındaki bütün anlaşmamazlıkların sebebi budur, © Melâhat (Sapanca): Kadınlarda hicab . vardır. Bekârlar, ankete cevablarında başlarından geçen- İeri açıkça, hem de ilâvesile yazıyorlar. Halbuki şimdiye kadar ankete kadınlar- Bayanlar, susmayınız! lerin yaptıkları gibi şahsan kendi hayat tecrübelerini yazmıyorlar. Onlar kendi şahsi felâketlerini saklıyorlar. Erkeklerin bu iftiralarının önüne geç- mek için ben kadınlarımızı afaki konuş- muaktan vazgeçip kendi başlarından ge- çen şeyleri ve kendi hayat tecrübelerini, kendi şikâyetlerini yazmağa davet edi- yorum. O zaman erkeklerin genç kızlara ve genç kadınlara ithsmalr savurmakla nasıl haksızlık ettikleri ortaya çıkacak- tır. Ben (bekâr erkeklere değil, kadınlara bitab ediyorum. Bayanlar sıkılmayınız, evlenirken (bu müşterek hayattan neler beklediğinizi, fakat erkeği yakından *a- rıdıktan sonra nasıl sukutu hayale uğra- dığınızı anlatınız. Genç kız bütün genç kızlı, ediyorlar. Yazan : Suad Derviş Bekâr erkekler günlerce bir anketi #dip kadınların wleyhinde Wp tuttular. Bu ba- w yan elim. on Pota: da yazdığım bir yun nda bir tek lenmek ve onunla mes'ud bir aşk havası içinde ölünceye kadar yaşamak. Erkek nacak, paramı sevdiği bana gülme- | KÖYÜ kızını kendime hayat arkadaşı yap- Pe, beni memnun NK Elk ape mak istedim. Moda denilen üfetin tesi- Hakikatte param için değil de, şahsım rinden uzak kalabilinekliğim için böyle için benimle evlenmeğe razı bir bayan | düşünmeğe meoburdum, niheyet Anado- bulsam bile, gene ona - ayib değil ya - Edebi tefrikamız: 32 (Devamı 10 uncu sayfada? KOYDEKİ DOST Dedim ki: — Buraya kadar yalnız gelmek ce- » saretini gösterdiğinize göre dönmekte hiç tehlike yok. “yam dedi. Ayni tebessümle cevab verdim: — Ben de sizin hesabınıza düşün - müş olayım ne farkı ver? Otomobili hareket ettirdi: Anlaşıldı efendim. Siz münaka - şâyı çok seviyorsunuz. — Bilâkis. Hiç sevmem. — Fakat inadçısınız? — O da yanlış. Hayatta en sevdiğim şey sükünettir. — Anlaşılmaz bir insanım deseniz. — Kimbilir. Belki. Fakat herkesin kenidine göre bir kapalı tarafı olabilir değil mi? Ben kendimi ancak tebii his- Terime göre tehlil ederim. Ve anladığı- ma göre yaşamak isterim. Kendimi ne zorlarım, ne heyecana» kaptırırım. — Elinizde ise bravo. ninem Ozlilil — Kafasile yaşamasını bilen insan- İtar için heyecan ancak bir zevk olabi- bir. Ve bu sıkıcı bahsi kapatmak için ce- vab vermesini beklemeden ilâve ettim: — Lâkin mükemmel. bir hafta için. de.. bu ne güzel viraj alış hanımefen- di. — Benin değil, hocamın mahareti. — Evet istidadınız olduğunu keşfet- İmiş ve söylemiştim. Önümüz açık. Bi- gaze basınız da düz yoldaki sürü- zü de göreyim. Yetmiş, seksen, doksan, yüze yakla- Şıyoruz. Bakıyorum hiç telâş etmeden ve yolun sağını bırakmadan gidiyor. — Kâfi hanımefendi. Kesiniz. — Nasıl? — Mükemmel. yok. — Nereden anladınız? — Acemiler biraz sür'at yaptılar mi korkudan yolun ortasından giderler. sağa sokulamazlar. Birdenbire hatırıma geldi: Acemilikten eser için bu böyle değildir. Erkekler, hayatım her türlü zevklerinden bıkıp usandıkları zaman yorgun varlıklarını dinlendirmek için bir melce ibulmak ümidile kadını a- rarlar. İzdivaç hayatını kadın hayata başlamak, erkek ise hayatı bitirmek meksadile gelirler ve işte izdivaç hay tandeki bütün arlaşmamazlıkların sebe- bi budur. Genç kız yaşımak İster. Nasıl erkek bekârlığında gezmisse, eğlenmiş- 6e, dansetmişse, güneşe, havaya çıkmışsa kadın da evlendikten sonra kocasile ay- ni şekilde hayatın, gençlikte zevk telâk- ki edilen bütün çılgınlıklarını yapmak iş- ter ve evleninceye kadar hayatta ae geyi sevmiş olen ve yabancı par gezdirmekten zevk duymuş olan erkek | karısının her akşam bir yere çıkmasını bir tarafa bırakın, senede bir baloya git- mesini de çok görür. İzdivaca binbir hevesle gelmiş kızın bütün neş'esini, bütün yaşamak arzusunu mütemadiyen arzularına sed çekerek is- tediklerini yapmıyarak öldürür. Sonra ona çocuk verir. Çocuk dünyaya gelece- ği sıralarda, erkeklerin yüzde doksanı, çirkinleşmiş, adetâ iğrenç bir manzara almış karılarına tshammül o edemezler. Evlerinden uzak kalmağı başlarlar ve | YA” bu müddet içinde muhakkak başka ka-| Bundan sonra kadınım çocuğile meş- Nihsyet unutmayınız ki ben de bir - çok erkekler arasında çalışan ve bu sü- tunu erkek meslektaşlarımın sütunları arasında 4336 temin eden bir bek içadı- nım. Mekhubiarınm bekliyorum. Yoksa ken- Elimizi mağlüb mu ilân oidireceğiz? Çok haklı ctduğumuz bir davanın Şi dır. zl zaman eski hayatlarının eski hatıraları dınlarla bir münasebet tesis ederler ve o | gul olduğu senelerde erkeğin haftada bir — Fakat benzini kontrol ettiniz mi? | Mevzuu tekrür değiştirmek için: Yolda kalmıyalım? — Nasıl, dedim. Bahyolarinızdan Bir kehkaha attı memnunsunuz değil mi? — Bir haftadanberi depoyu tamam | — Çök Şamlar gölünün ufak kum- üç kere doldurduk. salını siz görmediniz değil mi? — Yal — Hayır. Fakat garib değil mi? Ba- — Kilometreye baksanıza. Bıraktı-İna çiftliği keşfettiren bu Şamlar gölü Zınız zamandanberi dört yüz kilometre | oldu. yaptım. Amma arabanızın bir tarafı | — Ne diyorsunuz? bozulmadı. İsterseniz duralım. Mus. | — Evet. Osman beyle tanışmama se- yene edin. beb bu göl oldu. — Durmayınız efendim. Çiftliğe bir| Ve ilk macerayı hikâye ettim. an evvel varmak daha iy — Evet, dedi, şu bize yemiş getirdi- — Çiftliği siz de seviyorsunuz? giniz gün- — Diyebilirim ki ömrümün en kiy-| — Bravo. metli tesadüfü pederinizle tanışmak “| —O halde bü gölü biz de tekdis e tır. Ve gene itiraf ederim ki bebaniz İdelim. düşüncelerim üzerinde kudretli tesir| Cevab vermedim. yapmış yegâne insandır. O da yeni bir şey söylemedi. — Babam da sizden çok hoşlarimış| Osman bey bizi yolda karşıladı. Cevad bey. Sizi temin ederim ki her| Sıhhati kadar neş'esini de muhafaza a&şam sizden bahsediyor. etmesini bilen yaşlı dostum merakla — Teşekkür ederim. Babanız bana İsordu: » tabiati daha çok sevdirdi. oKendime| — Nası! buldunuz Cevad bey? göre bâzı düşüncelerim vardı. Onlara) — Mükemmel beyefendi. Bir hafta- kuvvet verdi. da büyük muvaffakiyet. — Düşüncelerinizi sır gibi saklıyor.) —O halde bir otomobil hak etti de- sunuz zannederim. mek? — Benden başkasını alâkadar etme- | — Eğer benimki kâfi gelmezse tabit. diği için... — Hayir. Hiç olmazsa yazın bir a - Sesi biraz kırık gibi gelâk yında çiftikte oturmak şartile bunu — Haklısınız. Söylenmesi faydasız | kendisine hediyö im. © şeyleri insan kendine saklamalıdır. Genç kadın bir çocuk gibi kollarını ea kk dak eği iki veya üç eğlence günü olur, evinin dr şında sattler geçirir. Kadın kıskanmağa, üzülmeğe başlasa kavga çıkar... Ne manen, ne maddeten müsavi şart- Mar içinde olmayan karı kocanın hayatı namusuna ber şeyden fazla kıymet veren kağınlar için bir cehennem azabıdır. Di. erleri için ise bir isyan vesilesi olur. Kedırı evinden soğutan şey erkeğin İzdivaç hayatına kendisi gibi tertemiz ve yepyeni gelmeyişidir. Birisi sevgiden; Mieyecandan, eğlenceden bıkmış, diğeri sevgi, heyecan ve eğlence arayarak bu (birliği yapmışlardır. Erkekler hiçbir zaman kadınları an- Jamazlar. Sanki onlar da kendileri gibi deleğin çemberinden geçip dünyânın bü- tün zevkine kanıksamış gibi onlardan neler istemezler. Erkeğin dinlenmek ih- tiyacı kadın için fedakârlıktır. On sekiz yaşında genç kızla evlendiler mi otun elli yaşında bir kadın gibi uslu ve akıllı olmasını isterler. Kendilerinin on sökiz yaşında ne yaptıklarını hatırla- mazlar bilel... Ben şahsan böyle bir izdivaç yapmış olan bir kadınım. Ön dokuz yaşımda kır- kında bir erkekle evlendin. Kendisini deli gibi sevdim. Hayatla bütün saadeti kendisinden bekledim. Kendisinde ne aşkıma karşı aşk, ne çılgınlıklarıma karşı müsamaha, ne kıs- kançlığıma karşı anlayış buldum. Sevişmek için evlendim. Her genç gi- bi sevip, sevilmeğe, ağlamağa, gülmeğe welhasıl keyecanlarile, fırtınalarile aşk yaşamağa ihtiyacım vardı. Bunların hiç birini kocam bana ver- medi ve (beni hoppalıkla, çılgınlıkla ft- ham eti. Sevgi, tehalük, hamle ne varsa hepsini bende öldürdü. Sonunda bir baş* ka erkek karşıma çıktı. Beni elde etmek için bütün muhtaç olduğum şeyleri bana verir gibi görünüyordu. Güya seviyor, kıskanıyor, deli oluyordu. Hayztta ko- camdan başka hiçbir erkekle en ufak münasebetim çimamıştı, Bu yabancı erkeğe kapılacağım his #etlikçe kocama daha sokulmağa başlar dım. O benim bütün sevgi tezahürlerimi soğuk karşılıyor, içine düşmekte old ğum feliketi hissetmiyordu. Süslenseri «Ne lüvumu vardı» diye çıkışıyor, yahud da: «Sana pek yaraşır!» diye Tüzumsuf bir istihfaf gösteriyordu. Halbuki öteki Yabancı bana şayanı perestiş bir kadın g olduğumu, kadmların en güzeli olduğus mu, benden bu kadar yaşlı olan kaba ko beni anlamadığını söylüyordu. (Devamı 10 uncu sayfada) açarak babasımn boynuna sarıldı: — Otomobil olsun bütün yıl yanın dayım baba, i — Mesele bundan fbaretse kolay des gil mi beyefendi? Osman bey kızının altın kafası tünden cevab verdi: — Hattâ bir kapalı bir açık. Genç kadın gen gibiydi. Gicıklayıcı şefkat ve sevgi sahn epey sürdü. Meşhur havuz başındaki yerimize yitmezden evvel Osman bej getirdiğim şeker paketini uzatım: — Emin olunuz hâlis şekerdendi” En güvendiğim yerden aldım. e Vildan bahasınm elindeki baktı ve sağ elinin parmağını dudak larına götürerek: — Braw Cevad bey, dedi, Bense paketi bana getirdiğinizi zannediyor dum. İnsan talebesini böyle mi teş eder? n Osman bey kızdırmak ister gibi: t — Yoo, kıskanma Vildan, dedi. na bir hafta otomobilini bıraktı. D ne istiyorsun? Elleri iki yanına düştü. Önüne tı ve mırıldanır gibi: — Evet, dedi. Daha ne istiyebi Müdahale etmek sırası gelmişti — Teliş etmeyin, dedim. Talel hediyesini unutmuş değilim (Arkası vari camın p

Bu sayıdan diğer sayfalar: