8 Ağustos 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

8 Ağustos 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

köpek i Kaybolan AA AK. Çe Zzeze — Mösyü.. Mösyö kırmızı bir taksi|diye benziyordu. Şapkası başından uç - gördünüz mü? muşlu, saçları ıslanmıştı, Adam dinlemeden geçiyordu, kadın| — Kırmızı bir taksi içinde küçük bir israr etti, Jköpek gördünüz mü? Jikimi,.. Onu ber — Kırmızı bir taksi mösyö, içinde birİminimini iken almıştım. Biberonla besle- köpek bulunan bir kırmızı taksi! Gör «| miştim. Eve mi gireyim hayır?.. Eve dö- mediniz mi? İnemem., Eğer köpeğimi bulamazsam ken- Burası Parisin bir kenar mahallesinin |dimi Sen nehrine atacağım.. Ben yalnız bir dörtyol ağzı idi, rüzgâr müthiş estiği| bir insanım, tek başına yaşıyan bir kim- için, yağan 'kar taneleri anafora tutul -İsesiz insan, Jiki benim her şeyimdi.. O © muş gibi havada dönüyordu. beni severdi, beni anlardı. Rica ederim Bu sokaktan otomobil nadir geçerdi. beni bırakmayınız. Kenarda az ışıklı iki kahvehane” vardi.) | Geçicilerden biri durmuştu, onu dinli. Birsz ötede vitrinler arkasında psstaları- yor, ona cevab veriyor, onu teselliye ça- nın acayip şekillerini teşhir eden bir pa3- galıyordu. tahane bulunuyordu. Elinde masraf çıkınile geçen bir ibti-), yar kadın durdu: — Vah, vah köpeğinizi mi kaybettiniz madam? diye sordu. iz Bu suale hıçkırıklar içinde boğulan © bir ses cevab verdi: — Kırmızı bir taksi içinde bir kö- pek gördünüz mü madam? Jiki... Benim cici Jikim... Onu taksiye yer leştirdim. Üşümesin diye,.. Kendim pas - tacıya girdim. Bir kirazlı pasta aldım... “Döndüğüm zaman, otomobil çekmiş git- mişti. Jiki ortalarda yoktu. — Üzülmeyiniz ınadam... Köpeğinizi size getirirler. Komiserliğe gidip söyle - yiniz kâfi... Ve ihtiyar kadın ağlıyan kadının ya - #ından uzaklaşırken Bir köpek için de böyle ağlanır mı? Bu kadın deli diye söy- Jeniyordu. * Rüzgârın ortasında Şapkası bir tarafa devrilmiş, yüzü ağlamaktan ve soğuktan kızarmış kadın ondan ona koşarak kırmı- 2i taksiyi ve köpeğini saruyordu. Elinde tuttuğu pasta ezilmiş, kiraz x. tatlısı mantosunun üstüne akmıştı. İ P Karakola gitmiyecekti, Eğer şoför © yaptığı işe nedamet edip te geri dönecek olursa kendisini bulması için icab ederse sabaha kadar burada bekliyecekti. Herkes sicak bir yere gitmek için ta - Jâşlı telâşlı yürüyordu. Kimse bu biçare suale cevab vermek © — için tevakkuf etmiyordu. © — Karmızı bir taksi içinde küçük bir köpek gördünüz mü? iş Omuzundaki ucuz tilki sırsıklam ol - muş, bedbaht gözlerile boğulmuş bir ke. — Emine hanım niçin kendi bu halimi © “herkese teşhir ettiğimi istiyorsunuz? — Aşağıda herkes yok; yalnız bizim- kiler var. Kızlar bile denize gittiler. Yal- © nız Kadriye kaldı. Bir dakika sonra Eminenin arkasından © merdivenleri inen Osman Tezcan: © —Sizinde bütün diğer o dınlar Okadar merhametsiz ola - bileceğinizi o hiç düşünmemiştim; diyordu. Benibu halimde onların ka - Kalbinde bu küçük kıza karşı büyük bir merhamet duyuyor. Ancak genedi, pek, pek yirmi beş yağlarında olmalı. Bu kuvvetli ümidsizliği içinde bütün çocuk. Yuğu saklı... Yüzünün boyaları, göz yaş- ları ve karla silindiği için gençliği büs - bütün meydana çıkmış. yi Yabancı adam: — Yavrum diyordu. Bütün gece bu - rada kalamazsınız... Evvelâ gidip kara- kola köpeğinizin kaybolduğunu haber ve- ririz. Sonra da, Biraz tereddüdden sonra: — Sonra da dedi, ne yapacağımıza ka- rar veririz. Karakolda genç kadına fazla ümid ver meğiler. Şoförü tanımıyor. Sarı bıyıklı mı, kumral sakallı mı nedir?.. Hatırlamı- yordu. Ecnebi şivesile konuştuğuna göre galiba Rus.. Hayır.. hayır İspanyoldu. Taksi kırmızı idi amma, Karla kapandığı için numarası meçhuldü. İfadesini alan memur: — Bu köpekten ümidinizi kesmek lâ - zım, dedi. Böyle bir tarifle nasıl şoförü İ buluruz. Genç kadın &arakoldan çıkarken: — Kendimi şimdi kaldırıp Sen nehri- ne atacağım diyordu. Genç adam bin belâ ıle onu bir bira - hâneye gidip sicak bir şey yemeğs ikna eti, Birahanede erkek onun mantosunu çı- karmağa yardım etti. Islak mantoyu as- tı. Düz hir etek giyiyordu. Üstünde tatlı renkte örme bir bluz, belinde bir deri kemer vardı. Çok güzel bir kızdı. Bugını çevirdiği zaman erkeğin kendisine hay - ranlıkla baktığını görünce kederine rağ- | İ : Hatice Hatib 2 Imen - kadın olduğu için - tatlı, tatlı (güldü. İ Sİştiha ile yemek yemiyordu. Genç adam: — Matmazel,, Matmazel, dedi. İsmini- r. Evet Matmazel iniz. settiler. bir mekanisyenmiş. | Genç e evli kalmış. Bir sene İsonra kocası bütün ev eşyalarını alarak | kaçmış gitmiş. Şimdi dul ve yalnız yaşı- yan bir insanmış. * Eve gitmek saati gelince yeniden ke -| adı, yok... Ben eve giremem. Diye hıçkırmağa başladı. — O halde'bana geliniz. — Peki, Delikanlının odası çok sıcak, fakat çıp- lak ve mağmum bir oda idi. Kadınsız bir oda. Genç kadın, evvelâ bir koltuğa otur - du. Delikanlı onun karşısına yerleşti. Sonra yanina yaklaştı. Onu kolları ara- sma aldığı vakif kederini unuttuğunu zannetmişti. Fakat genç kadın o yanina gelir gelmez müthiş surette oağlamağa başladı. Bir çocuk gibi sesli sesli ağlı - yor: — Jiki benim yavrum.. Bu akşam sü. tünü içmedi, diye inliyardu. | Delikanlı kalbinde arzunun yerini bir-| Genbire büyük bir şefkatin aldığını his- setti, | Onu kolları arasında tutarak yatağa| götürdü, yatırdı. Bir anne gibi üstünü| örttü ve saçlarını hafif, katif okşıyarak| onu uyuttu Küçük kadın içini çeke, çeke d.imıştı. O zaman uzun, uzun yüzüne baktı. İ Ne güzel, ne sıcak bir varlığı vardı. (Sanki bütün odası oirdenbire bir bahar havası içine dalmıştı. Ona bâkarken, eğer yarın gidecek 0- lursa bu odanın alacağı mahzun manayı gözönüne getirdi. Şimdi yatağı yanın - İdan kalkmış, koltuğa oturmuştu. Ona bakıyordu. Acaba onun mevcudiyetile kendi yal SP BREMA TE TEERİNASI. 39 yorsunuz. Ellatte... Annem: «Dü. © Karşısına götürerek bana yaptığınız ezi- — yeti bilmiyorsunuz. ne kadar haktmiş-|)şünmek daha iyi olurdu.» cevabını ver- siniz. mişti. O zaman ben de düşündüm, ve — Hele aşağıya inelim o zaman ne ka-| karar verdim. Osman Tezcanla evlene” © dar hain olduğumu ve size ne büyük bir|ceğim. © fenalık yapmak istediğimi anlıyacaksı - hız. Osman "Tezcan iyi bir şey ümid etme- diği içi © — Aklına ne geldi de bunu yapıyor? Diye kendi kendine söyleniyordu. z Salona girdikleri zaman demin bırak- — uğı insanlardan bir fâzla olarak Müker- © rem Alpın da gelmiş olduğunu gördü. Kadriyenin yanına oturmuştu ve önün “da biraz heyecanlı bir hali vardı. Salona giren genç kız babasına doğru! © yürüyerek: © — Baba; dedi. Sana söyliyecek bir Şe. yim var. a e ruldu, : © | — Nereye gidiyorsun Mükerrem! © İçimizde yabancı yok, sen de kalabilir. sin. Bu sırada Mükerrem yerinden doğ-| — Mümkün mü?. Emine hanım mümkün mü? Osman Tezcan kulaklarına inanamı- yordu. Genç kız: — Eniştem de Hayrı amcam da ona İcesaret vermişler, onu intihab etmiş. lerdi. Hadi beye yölince zahnederim maddi ve manevi bütün şeraiti haiz olduğu için vazgeçtiği ilk tipi Osman Tezcandı. Sevinçten çılgına dönmüş olan Os. İmana elini uzatarak: — Haydi, dedi. Tutunuz elimi, iş ol- du. İnşallah ilerde pişman olmazsınız. — Fakat Emine hanım.. buna nâ karar verdiniz. o zaman reddettikten sonra... — Size düşündüm, diyorum. Şimdi 2 n oluverince şöyle bir mülâhaza Ve ona bakmadan babasının yanına | vürüttüm. Parasız olduğum zaman be. yaklaştı. Babası kızının arkasından ge-|nimle evlenmek isteyen erkek yalnız — Jen Osman Tezcana bakıyordu. İsizdiniz.. şimdi ben zengin oldum. O Genç kız: — Babacığım dedi. Anneme yazdı- ğım meklubda Osman Tezcan beyin © benimle evlenmek istediğini bana söy- emiş olduğunu yazmış ve bunu size © Midirmesini de rica etmiştim. Ben o — Zaman kendisine hayır demiştim. Bunu halde sizinle evlenmekle en doğru bir! hareketi yapmış olacağım. Çünkü beni servetim için değil, kendim için iste. ven yegâne erkeğin siz olduğunuza da- ima emniyetim olacak... Sizin de iti- razınız yok değil mi baba.. — Hayır kızım. Nakleden: Hatice Hatib Osman Tezcan: — İlerde sizin pişman olmıyacağı nıza emniyetiniz var mı? Diye kekeledi. Genç kız: — Evet, dedi.. bir şeyden dolayı pij- imanlik duyacağım. Neden... — İsminizden.. Size doğrusunu söy- lemek lâzimgelirse, Tezcan ismi hoşu /ma gitmiyor. Mahkemeye müracaat ederek soyadınızı değiştirmeyi vade. dersiniz değil mil. Bayan Tezcan öl. mek ime dokunuyor, o kadar.. Söz veriyorum, hangi ismi isti- yordunuz.. — Onu sonra beraber düşünürüz. Bu sırada nişanlısının yanından ay” rılan Emine, Hadi beyin yanma taşmış, onun kulağına şimara, Şi bir şeyler fısıldayordu. Hadi bey: | — Elli senede biriktirdiğim servet İsenin eline geçince nası! eriyip gide. cek, şimdi anlıyorum dedi. Peki iste - diğini yap. Genç kiz şimdi Mükerremin yanına 'eldi. Onu elinden tutarak: — Gel buraya, dedi. Sana bir söyli. yeceğim var, Bir kenara çekildiler: — Mükerrem, dedi. Senden bir şey —Lady Solikokla evlenmek için mes leğin! terketmekten vazgeçmeni! İtiraz etm... Senin bu yaşlı kadıncağızı sev- . sus Maarif Vekilliğinden: Ankarada Kız Meslek Öğretmen okulunun biçki « dikiş, moda, çiçek, ev ida- resi - yemek pişirme, nakış, çamaşır ve resim ihtisas şubelerine Kız Enstitüsü mezunlarından 22 yaşını geçmemiş olanlar arasından ve Kız Enstitüsü bulunan merkezlerde yapılacak bir müsabaka sınavı neticesinde parasız yatılı, paralı yatılı ve yatısız talebe alınacaktır, Müsabaka smavma kabul edileceklerin mezun oldukları Kız Enstitülerince namzed gösterilmeleri gerekli olduğundan isteklilerin en çok 10/8/939 Perşem b akşamına kadar mezun oldukları Kız Enstitülerine bir dilekçe ile mü rTacaatları ve hangi ihtisas şubesi İçin ve hangi merkezde sınava girmek istedik. lerini tasrih etmeleri. £ (5893) ROMATİZMA LUMBAGO SİYATİK ARKA - BEL - DİZ - KALÇA AĞRILARINI TESKİN ve İZALE EDER Sıhhat Vekâletinin9 - 10 - 935 tarih ve 4-93 numaralı ruhsatını haizdir. İstanbul Üniversitesi A. E. P. Komisyonundan Almacak malzeme Muhammen bedeli İhale günü 4350 lira 24/8/939 saat 15 Teminatı 3277 Li, İkinci hariciye kliniğine bir aded epidiaskop Tedavi kliniğine bir a- ded Bazol metobolima alâti Cam ve sair lâboratuvar levazımı 8 aded buz dolabi 252B » 190 > >» 55 Yukarıda yazılı 4 iş ayrı ayrı Üniversite Rektörlüğünde açık eksiltmeye ko- nulmuştur. İsteklilerin ihale günü Ticaret Odası kâğıdlarile gelmeleri liste ve şarinsmeleri Pazartesi, Perşembe günleri Rektörlükte görülür. (6009) İDİ Re rn » ÇOCUK HEKİMİ a e e Dr.Ahmed Akkoyunlu Şi“ yanak olan ba vesaları Taksim - Talimhane Pulus No. 4 bulanların Viyaza otelinde 4 numaraya gön © Pazardan maada hergün sasl iöten (| dermelerini inasniyet namını rica ederim, sonru Tel: 401277 Getirenler ayrıca memnun edilecektir. Komal Esen m m m a m m m m m m m nız geceleri sona ermiş miydi? künç gelecekti, Acaba o israr etse yarın burada kalır| Gitmemeli idi, Mademki o da yalnız- mıydı? &. Gitmemesi, beraber kalmaları, yal - Birkaç saat evvel tanımadığı bir in - | ruzlıktan kurtulmaları lâzımdı. sanın buradan gitmemesini niçin isti *İ oDışarıda kar yavaş, yavaş ve sanki; yordu. Odası birdenbire sanki dolmuş -İ yarının sevgilileri etrafıma, onları bir - tu. Ve o giderse bu oda ona bir Okyanus | birlerinden eyırmıyacak pamuktan bir İ ortasında bulunan hâli bir ada gibi ür -| kale örmek istiyordu. Başka çıkar yol olmadığını gören Mükerrem: — Kabul ediyorum; dedi. Mademki öyle istiyorsun. Emine onun elinden tutarak ve yük- sek sele konuşarak: 7 — O halde gel; dedi. Kaç gündür yalnız bâna rica etmekle iş olmaz Şim- di gidip bizzat Kadriyeden soralım Annesinden babasından kendisini iste- miye müsaade edecek mi? İl 60 » ©» ». » > 55 1468 » 10 » 20/6/939 “» 15 FR İgiliz kadını değil, mene imkân yok. onu parası için alâ- caksın.. değil mi? Senin istediğin İn. para sus diyo - rum, konuşma... Bütün idealin ne idi, serveti olan bir genç kızla evlenip mes dek hayatinda diğer diplomatlardan yüksek bir hayat geçirebilmek değil miydi? Ben sana işte bu imkânı vere. ceğim.. Mükerrem Alp : vet sahibi okur olmaz bir antika herifi bana tercih etmek.. neler söylüyorsun, sen mevzuubahıs olabilir miydin. Be. inim için ve şimdi ben senin için mev. zuubahs olabilir miyim. Dinle beni. ben sana başka bir şey teklif ediyo -İram. Kadriye ile evlenmeni. — Kadriye ile mi?.. — Evet Kadriyeye bir kaç yüz bin liralik bir para vereceğim.. sana de « Kadriyey — Ne söylüyorsun... Bana karşı be. ni evlendirecek kadar lâkayıd mısın? — Mükerrem biz çocukluk arkadaş. lariyız.Bu Jâkırdıler: bırak, birkaç yüz liralık güzel bir kızla evlenmek ister Kadriye başını kaldırdı. İki genç | el ele ona doğru yürüdüler.. Kadriye hayretle ve sevinçle onlara bakıyordu. Mükerrem: Mi — Kadriye hânım, dedi. Eğer küçük Emine bana yardım etmeseydi size 8. | çılmıya cesaret edemiyecektim. | Genç kız gözlerini yere indirmişti: — Evet... 4 Bu ara salonun Kapısı aralanmıştı Plâja gitmeden evvel Fazlı Şakir sar © ionda reler olup bittiğin! bir kere gör mek istiyordu. Emine onu görür görmez seslendi: Fazlı Şakir bey hemen içeri giriP bizi tebrik ediniz. — Hayro'a ne var? — Nisanlandık. Güldü. — Ben Osman Tezcanla, Kadriye Mükerrem Alpla.. haydi ne duruyor sunüz gelsenize... | g Fazlı Şakir kımıldanamadı. Sesi tulmuştu. Bu kadar zengin iki parti bi. iki budalaya mı kalmıştı. Yarım yam lak bir ifade ile: — Tebrik ederim. Saadet dileri dedi. İ Ve onlar arkasından gülüşürlerke” sen Kadriye ile evlen. Bu suretle hem mesleğini feda etmiş olmazsın, hem de hepimizi memnun ettiğin gibi ken. din de mesud olursun. İhtiyar İngilizİmünhal kalan Lady Salikok'a bas İkadınile evlenmek için mesleğini bıra» |talip çıkmadan evvel ele geçirmek içir karak generali ne kadar sıkacağını bir |holden taş merdivenlere koştu. tasvir et. SON

Bu sayıdan diğer sayfalar: