31 Ağustos 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

31 Ağustos 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa SON POSTA Ağustos 31 Hergün Rus - Alman Paktının mahiyeti Yazan: Muhittin Birgen nternasyonal diplomasi âlemi. nin altmı üstüne getiren Rus » Alman anlaşması dünyayı o kadar pâ- şartlı ki henüz bu bahis Üzerinde derin derin düşünmeğe kimsenin vakti olmadı. Hattâ, paktın hakiki ve bunun açık veya gizli hedefleri hakkında, ne mevsuka benzer gazete malümatı, ne de bu mal. mat üzerine bina edilmiş objektif müta- ealar görülmedi. Paktın birdenbire dün. yayı harb ihtimalleri karşısında birak, ması, bu İhtimallerin henüz şu dakikada dahi ortadan kalkmamış bulunması, bü sahada zihin yormak için henüz kimseye kâfi mülâhaza ve mütalen imkânı ver. memiştir. Bir kelime ile, şu dakikada, tozdan, dumandan ferman okumaya kim. senin mecali yoktur! Okuyucularım hatırlarlar ki ben daha pakt sözü çıkar çıkmaz. henüz imzalan ma İşi emri vaki dahi olmadan, bu hâdi. senin bütün enternasyonal politikayı de. ğiştirecek ve Avrupa memleketlerinin siyasi münasebetlerinde mühim tahav. vüller vücüde getirecek bir hâdise ola. rak telâkki ettim. Beni bu kanaate sevke- den sebeb, böyle bir anlaşma için pek w. um bir zamandan, hattâ benim ilk defa olarak bu bahse temas ettiğim Mart ayın. dan daha evveldenberi iki memleket a, rasında çok gizli bir takım konuşmalar cereyan ettiğine dair olan kanaatirâ idi. Alelâde bir kehanot veya falcılık şeklin. de değil, iriM ufaklı bir takım hâdisslerin tetkiki neticesinde edinmiş olduğum bu kanaat, bana, fik dakikadan İtibaren, ye- ni anlaşmanın alelâde bir ademi tecavüz paktı olamıyacağını, bunun bir takım mühim hedefleri bulunacağını göstermiş. tir, Önümüzdeki hâdiselerin bu fikri te. yidde gecikmiyeceğine eminim. U Yeni pakt hakkında büyük dünya matbuatı henüz vazıh bir fikir söyleme. mekle beraber, Alman ve İtalyan mat.|£ buatı üç gündenberi hayli çeyler yazr- yorlar. Bunlara göre, pakt, uzun zâman. danberi yapılan müzakerelerin mahsulü imiş. Bay Mussolini keyfiyetten haber. dar imiş. Nihayet, bu gazeteler, paktın çok ekemmiyetli bir hâdise olduğunu ve bunun bütün enternasyonal münssebet. lerde büyük değişiklikler yapacağını söy. İemekte müttefiktirler, Bu neşriyat mübalAğalı olabilir; gerek Aman, gerek İtalyan matbustı, bu hâdi- seden istifade ederek dahildeki efkârı yi lehinde yeni bir harekete çekmek Üzere, işi Hizumundan fazla büyütmeğe, bu pökt sayesinde Mihveri dünyayı fethetmiş gibi göstermeğe tabisti ile ça, Mışacaklardır. Bunun için, Alman ve İtal, yan matbuatının yaptıkları - mübalâğah neşriyata, Mizumundan fazla İnanmak yanlış olur, Fakat, bu neşriyat ta şunu gösterir ki pakt, alelâde bir ademi tera. VÜZ anlaşması değil, belki de mühim bir politika hareketinin, meydanda görünen Hik aletidir. * Bence, bu paktın mühim siyasi hedef. leri olduğunda hiç şüphe yoktur. Fakat, bu siyasi hedefler nelerdir? Neler olabi- bir? Bu suallere cevab vermğee, çok fa. razi bir şekilde dahi, şimdilik imkân gö. re - Geçenlerde beynelmilel siyasi müna. sebetlerin tanzimi işinin yeniden gizli diplomasi eline geçmiş olduğundan şi. kâyet ediyordum. Halbuki, bu iş sade klâsik diplomasinin elinde kaldığı müd- detçe gene o kadar gizli sayılamaz. Dip. lomatların mahremyeti seven ellerile ha. zırlanan işler, demokratik memleketler. de kismen olsun nihayet parlamento ö. nine kadar gelir. Biz de, parlamento ö- hünde cereyan eden milzakere ve müna. kaşalardan, bir dereceye kadar bir mana çikarebiliriz. Halbuki, Rus . Alman paktı ve bu paktı ihata eden bütün müzakereler, zannedersek, ne klâsik diplomatlar tara. fından idare edilmiştir, ne de bunlarm verdikleri kararların parlamento huzur. Jarma gelmesi imkânları vardır. Bünye Yaşlı deli genç deliden daha delidir. Mahruti Şekilde Sığnaklar Hergün bir fi ikra | O zaman daha çok duaya muhtaçtım Bir adam bir otele gitmiş, iki gece ? kalmıştı, Otelden çıkarken, kendine hizmet eden garsona iki lira vermiş » “ — Bununla çoluk çocuğuna b şeyler alırsın; mhhatimedua edersi şiş veren müşteriyi tanırdı. Bir sene evvel gene otelde iki gece kalrıişti. Ve çıkarken sıhhatime dua edersiniz, £ diyerek on ra bırakmıştı, Garin ; bunu hatırlattı. Mişteri: : — Ha, dedi, hen de hatırladım. Fa. : kat o zaman #hhatim bugünicü kadar : ki değildi, Deha çok duaya muhtaç - drada Kral sarayı olan (Buckingham Palasa da mahruti şekilde çelikten 8. ğnaklar göndermişlerdir. Bu sığınak - lar iki üç kişiyi istisb edecek büyük - lüktedir. Devletler bir harbde ne kadar asker çıkarabilirler? Londra belediyesi tarafından şaya »- Dünyada mevcud kırk sekiz devlet|,, dikkat bir kitab neşredilmiştir. Bu tarafından derhal silâha | almabilecek|y;şay, Londradaki nüfus o hareketleri, elan askerlerin miktarı 35 milyondur. | ondranın ticari hayatı müessesatı hak Bu rakamları hesab eden Amerikan ında malümatı ihtiva eylemektedir. askeri makamatıdır. | Bu Kitaba göre Londranım nüfusu Silâh altında bulunan ve fiilen harb/4 233.942 dir. Nüfus günden güne ço » eden bir milyona yakın Çin askeri hes) zajmaktadır. Londrada günde vasat saba katılmadığı halde mevcud devletle| olarak 120 izdiraç merasimi yapılmak. rin ordu erimi ihtiyatları ile be. tadır. raber 54.412 E. * . Silâh altında en fazla asker bulun -|, Se poo ge #eveliidanın mik duran devlet Sovyet Rusyadır. : im f | Otel garsonu, kendine iki tira bah- N, Londraya ait Şuyanı dikkat Bir istatistik e du 1.540.000 em vefiyatn miktarı dir. 6 bd i Londrahlar günde ancak üç saat 12 Ci 19490.000 amel asker | dakika güneşi görehiknektedirler. iki Londrada bir senede hemen 187 gün —————— — --— mek güçtür. Avrupanın beynelmilel iş-| yağmur yağmakta, 42 gün desisol- leri yeniden gizli diplomasinin eline geç-| maktadır. ti, diye tesesüf ederken şimdi, bu yeni) Her sene Londrada fazla sarhoşluk hâdise de, onun elinden de çıkmış oldu-| yüzünden zabıtaya getirilen adamların Bunu görüyoruz. Bu, işin daha derinlere)savısı 17.000 dir. dalmış olduğunun alâmetidir. Toptan ve perakende ticarette çah - Bununla beraber, herhangi bir hâdise, |sanların sayısı 500.000 dir. ne kadar derinde cereyan ederse etsin, Otel ve 'okantalırda çalışanların sa- mutlaka satıhta kendisine dair alâmet.) vısı ise 120.000 dir. ler vermekten hâli kalamaz. Biz bu alâ-| Ucuca getirildiği takdirde, Londra metileri bekliyeceğiz ve derinlerde dola. |90kaklarının uzunluğu 2325 mili bul - şan hareketin mana ve mahiyetini anla. | maktadır. Yani takriben (o Londradan makta gecikmiyeceğiz. Terre Neuve'e kadar olan mesafe... kk hi z (B; Londrada bir sene içinde vesaiti nak irgen liye kazaları neticesinde vefat eden - ISTER İNAN, İSTER Harb mi olacak, sulh mü olacak? Siyaset fbresinin sulh tarafına meyietmekte olmasına rağmen henüz kat” bir bü. küm verilemez, tehlike elân mevcuddur, Bununla beraber sik dakikalarda hissetmekte olduğumuz asabiyetin eksildi- ğine dikkat ettiniz mi? Dün gece radyo başında Londranın söyliyeceği son sözü beklerken Büyük Muharebede 4 sene askerlik etmiş hir ar. geliyordu. #ibarfle birbirine çok benziyen ve belki de mahiyet itibarile birbirinin ayni olan iki Inkılâbeı rejim, aralarında dip'omat- arından ziyade mutemedlerile konuş. muşlardır. Bu mutemedlerin ne düşün. düklerini, neye karar verdiklerini, “bu kararların kuvvet ve sağlamlılık derece. sinin neden İbaret bulunduğunu kestir. kadaş anlattı; «— Hiç korkmam, diyenlere inanmayınız, kıt'amla Ça - nakkaleye gitmiştim, kisa bir istirahati müteakib Arıbur nunda bir siperi teslim aldık. Orada geçirdiğim ilk geceyi hiç umirimam. küçük bir gürültü mü oldu, mazgaldan bir İSTER İNAN, iSTER ii Resimli Makale: Li İspanyol darbı meseli mm > Yaşla uslanmıyanın yeri timarhane değit mezardır. SÖZ ARASINDA “| #ransız İstasyonlarında Hamal buhranı Fransız istasyonlarında hamat buh - ranı başgöstermiştir. Son günlerde memleketlerine dönen Amerikalılar ve diğer memleket tebaaları İstasyonlar - da valizlörini kendileri taşımak mec - buriyetinde kalmışlardır. Resimde Pa. riste Sen Lazar garında Transatlantik vapur trenine binmeğe giden Ameri - kan Kızlarmı görüyorsunuz. “ Tayyare ile gönderilmiyecek , etiketi Felemenkte dış memleketlere gönde. “ İlarken, çaldıkları, parçaların Sözün kısası Alaturka DT. Musiki * Jaturka mus kinin alafranga « Jaşması bahsine karışacak de. Bilim. çünkü bu sahada söz söylemek işin ehillerine düşer. ben alaturkacı « nın, alafrangalaşmasına taraftarım. Bu- nun lâzım, hattâ elzem olduğuna kanaatim var, İ Kendi nefsime alatranga müzik olan bir bahçeye, bir gazinoya gitmeyi, ala » turka çalınan bir bahçeye bir. gazinoya gitmiye tercih ediyorum. Alaturka mu , sikiyi dinlemeyi severim, fakat alatur « kayı seyretmiye tahammül edemiyorum. Sahne denilen ufak, güyri munlazam peykenin üzermde dizilmiş sandalyelere sıralanan elbiseleri renk renk; yakud da göze gönle kasvet verecek gibi simsiyah erkek çalgıcıları, hele onların önlerinde; yen yana konulmuş dürt beş iskemlede görücüye çıkmış kızlar gibi kırım kırım kırıtan bazan birbirlerile lâfa dalan ka» dın şarkıcıları seyretmek hiç hoş bir şey; olmuyor. Müzik gerçi kulak içindir amma, ku « lağın zevkini tamamlıyacak olan şey, gÖM .6ğidir. Kulağımızdan zevk duyarken gözlerimize görünen manzaradan düy « duğumuz zevk, yarı yarıya iniyor. | Alaturka çalanlar, alaturka ler de alafranga çalanlar ve İ gibidirler. Bulundukları yere, mevsime, |söyledikleri, çaldıkları parçalarin vasıfs Yarma göre gitmek meeburiyetindedirler. Çalgılı bir bahçede simokinle Lâz havası İğrek, ve tuvaletle «Ey Mustafs Musta. İa!5 şarkısın söylemek kadar garib bir şey olamaz. Alafranga çalanlara, ve söyliyenlere bakalım. Onlar ki bu işin bizden eskisi, bizden ustasıdırlar. Senelerdenberi bar. larda, bahçelerde çalmışlar, söylemiş « lerdir. Çalgıcıları bahçenin ve muhitin ve ekseriyetle çaldikiarı parçalarm u « yarı elbiseler giyerler. Hepsi beyaz ek biseli, beyaz gömlekli. lâciverd pantalon. Tudurlar. Yahud ne bileyim.. hepsinin el. biseleri ayni açık renk fanilâ kumaştan « dır. Boyunbağıları ayni renktir. Çalar « ahengine: göre kendilerine hareket verirler. Ve dalma çalgı ile ve halkla münasebattar « dırlar.. Kendi aralarında konuşmazlar, hele münakaşa ettikleri hiç vaki değil rilecek postaler hep tayyare ile ve fazla iz ücret alınmaksızın sevkedilmektedir. Bundan Felemenklülerin metrmun ol. duğunu sanırsanız yanılırsınız. Çünkü 1939 senesi başındanberi o ka. dar frimaler vukubulmuştur ki Fele. menkten sevkedilmiş olan postalar he- men her vakit yirmi dört saat ve doha fazla teshhür ile gelmiştir. Felemenkli tüccariar, bu teehhürün kendilerine mühim zararlar verdiğinden bahis fle posta idaresine müraccat etmiş. ler ve mektublarının hangi yol ile sevki icab etmesi lâzım geldiğini sormuşlardır. Tüccarları bu müracaatı Üzerine, Ve. Temerik posta idaresi «Tayyare ile gin. derilmiyecek» ibaresini havi etiketler bastırmıştır. Şimdi başka memleketlerde «Tayyare İle sevkeğilecek: etiketler kullamlırken Felemenkte bilâkiş «Tayyare ile gönde. rilmiyecek: estiketleri istimal ediimekte- dir. lerin sayısı 57.000 dir. Hastanelerde hergün 43.000 kişi te. davi edilmektedir. 'Timarhanelerde ve sıhhat müesseselerinde o bulunanların sayısı 28.000 dir. INANMA! taş parçası aşağıya m: yuvarlandı, uzaktan münferid bir tü- isk sesi mi geldi? Bütün vücudüm buz kesiliyordu. O ge. en gözüme hiç uyku girmedi. Fakat Ikinci gün biraz sakin. leştim, üçüncü gün kum çuvalları arasından dışarısını gö. zetlemiye teşebbüs ettim. Sonra da karşı sipera bir baskın yapmayı düşünmiye başladım, Artık bu hayat bana tabif Vaziyet şimdi de öyledir. İlk gün sinirlendik, ikinci gün endişeye düştük, üçüncü gün ise sinirden de, endişeden de bıktık, tevekkül başladı. Bu şekilde bir hafta daha geçse muharebenin zuhurunu sadece bir: — Ya öyle mi? Nidasile karşılıyacağız?» NANMA! Kadın şarkıcılar hiç bir zaman sıray& İ dizilmezler. Sahneye çıkarlar, şarkıları, İn söylerler ve tekrar şarkı sıraları ge « İlince sahneden çekilirler, Bundan iki sene evvel Tepebaşı bah « İçesine kadınlardan mürekkeb bir Rumen çalgı takımı gelmişti. Birkaç defa onları dinlemiştim. Fena çalmıyorlardı. Fakaf asıl zevk onları dinlemekten ziyade çal « dıkları ve söyledikleri zaman seyretmek. İs, Bir saat kadar süren çalgı müddetin- de birkaç kere elbise değiştirirlerdi. Ça « larlarken mütebessimdiler, vöcsdlerini çalgının ahengine uyar tarzda hareket et. tirmesini biliyorlardı. Beğeniinslerinin, zevkle dinlenilmelerinin en büyük amilt dinleyicilerini yalnız kulaktan değil, ku, Taktan olduğu kadar da gözden mesteda, bilmeleriydi. Alaturkacının yalnız saz çalması, şark söylemesi, alaturkanın bahçede, gazino. da muvafiakiyetini temin etmez.. Alatun, kacı alafrangacı tarzında sahnede görün. düğü, onun etvarile söylediği zaman mu vaffak olacaktır. Aik TAKVİM

Bu sayıdan diğer sayfalar: