5 Eylül 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

5 Eylül 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© duğu için onu göz önünden ayırmak is. e; Yazan: Martha Richard memeği daha münasib bulmuştu. Çün-İden bir trene binmişlerdi. Parise gider © kü bu adamın söylediği doğru ise ar -İgitmez onu Montmarteye götürmüş - kadaşım için ortada hiç bir tehlike|lerdi. Birden o gördüğü sefahat haya- .yoktu. Değilse... O zaman görecekti.İtma girmiş bulundu. Az vakitte onun Herhalde bu vaziyette münde'ye dönmek en fenası idi. “daha devam etmişti. kadaşıma &arşı daha nazik Nihayet ona, yine o esrarlı sesi ile: İken Warne »İkarşısına bir İsveçli iş adamı çıkardılar. Bu bir gece resturanında idi. Vazifesi Bu deniz yolculuğu yirmi dört saat| bu adamı sarhoş edip ağzından lâf kap- maktı. Ona birçok emirler vermişlerdi Bu müddet zarfında genç adam ar -İamma, o bütün bu şeyleri anlamadan olmüştu. İdinlemişti. Jeanne böylece yemden casusluk — Madam, demişti. Ben bu gemiyi|hayatma avdet €miş bulunuyordu. çaldım. Bana tevdi edilmiş olan vazi - © İeyi yapamamış olduğum için artık AL manyaya avdetime imkân kalmamış - tır. Büyiik bir heyecanla Jeanneyi din. Bunun için yat emrinize amadedir. İlemiştim. Onda bitkin ve perişan bir Dünyanın ne tarafına gitmek ve neres|hal vardı. Sesi sanki tâ uzaklardan ge- © sinde karaya inmek istiyorsanız söyle. İliyor gibi idi. Onu dinlerken bir vakit. ler bana söylemiş olduğu şu sözleri ha. Bu vaziyet Jeann'a pek tuhat geli «| tırlamıştım: yiniz sizi götüreyim. - yordu. Demek şimdi bir gemi ile bütün — Mathe ben senin kızkardeşin ol « « mürettebatına hâkimdi öyle mi? Bulmak isterdim. Seninle beraber tehlike. — pek eğlenceli bir şeydi! Ertesi sabah uzaktan bir kara Parsİsena her şeyi anlatacağım! çası görmüştü. Sarışın adama: Wi maceralar yaşıyabilmek için... Evet Jeanneve bakarken düşi HATIRALARI Çeviren: Hatice Hatib Takib edilen kadın Jeann genç adama hiçbir şey söyle-|yonda tren değiştirmişler ve Parise gi.| Jeanne artık konuşmuyordu. Acaba |bardak su içti ve hikâyesine devam etti: uyumuş mu idi? Hayır... Gözleri açık. tı, ve tarasanın ötesindeki yola dalmış. tı. Bu yoldan ağır ağır bir otomobil geçti. İçinde bulunan fki adam bulun. duğumuz villaya bakmadılar mı? O, ortalık kararmıştı... Karanlik içinde her şeyden şüphelenmek doğru bir şeydi! vi Yerimden birdenbire kalktım perde. leri indirdim. Ve hiç düşünmeden ace. le ile gidip odenın kapısını kilitledim. Sonra arkadaşıma: — Jeanne, dedim. Çok geç oldu... Sana bir yatak var. Bu gece burada ka. lırsn. Jeanne sözlerime itaat ediyordu. Bir çöcük gibi itaatli idi. Onu yatırdım. U. yudu; fakat birsb sonra bu dalgınlıkn. dan uyandı. Lâmbayı (osöndürdükten sonra biraz hızlıca sigaramı yakmış » tım. Heyecanla yallığı yerde sıçraya- rak. — Mathe diye haykırdı. Oh. yan » ğın... Ve gayri ihtiyari bir hareketle elini , )gözünün üstüne götürdü. Birdenbire 3 um” “Son Posta, İÜ CEZASINI i Hikâyesi *" BULMUŞ #1 NER... Çeviren : H. Alaz allllNMN — Atfınızı çok rfda ederim, bana İki dakiikn daha müsaade edin. Şimdi hepsi. ni bitireceğim.. Size her şeyi sırasile an- Tatmak mecburiyetindeyim.. Ah, ne müt. hiş şey!.. Matbaamızı ziyaret eden kadın derin derin içini çekti; lkırdata lâkırdata bir — Her şeyi daha iyi anlıyabilmeniz için hikâyeme baştan başlıyorüm. Bu işte benim zerre kadar suçum yoktur. Hoş. siz şimdi kendiniz de buna kani olacakrınız!, Bütün bu olar bitenler, Marys Mihay - Iwma yüzünden oldu. Tabil siz Marya Mihaylovnarın kim olduğunu bilmezsi. niz?. Bu, çok kültürlü sarışın bir kadın. dir. Marya Mihaylovnanın bilmediği bir şey yoktur. O, kelimenin tam manasile her şeyi, her şeyi bilir.. Meselâ o, yarın sabah tam saat onda Petrovski pasajında harikulâde nefis kahve takımlarının; saat on birde de Dan'lovski pazarında çok şık tükürük bokkalarının satılacağını Yat'i. yetle bilir... Fakat rica ederim sözümü kesmeyiniz!, Ben'm daha muhtasar, daha ksa anlatmamı mı İstiyorsunuz? o Peki öyle ise.. Şimdi ben işi daha kısa tuta - rami, Evet; üç gün evvel bana sabah sa » bah Marya Mihalovna telefon etti, Tabii Petr Kuzmiçin, yani kocamın, sıhhatini sordu; bu arada da. Vahfangov tiyatro - sunda «Hasır şapka» oynandığını; Marya 2 Snellen şilenimenedi Casusluğun yeni bir kurbana ihtiyacı , Diye sordu. vardı. Bu kurban arkadaşım olacaktı! — Lahgeland! Danimarkaya aid kü. Bu kurbanın ben olmadığım için mem- izlel nundum! Arkadaşıma bütün kalbimle Jeanne her nedense bu maceraya|acağım halde içerimde bir ferahlık bir an evvel nihayet vermek istiyordu. | sardı! Onun yerinde olmadığım için © Genç adamdan kendisini gece olunca Pl ei © Du adaya çikarmasım söylemişti. Ora. da, bir deniz kazasından kurtulduğu. yaktığım küçük bir kibrit onun kâbus. Tarım uyandırmıştı. O, aramızda Jim Rodwelli görüyor. du. Bende o adamdan öyle hatıralar kalmıştı ki Teanne'nin dehşeti beni de kavramıya başlamıştı. (Arkası var) adlı üniversa! mağazada harikulâde ne - fis, harikulâde güzel halılar satıldığını bildirdi. Fakat bunlar halı değil, adeta İpek, adeta kadife imiş.. Hele renkleri, hele renkleri öyle nefismiş ki... Rica e. derim iki dakika daha müsaade ediniz!, Şimdi ben işi daha kisa tutarım, İşte, bu andan itibaren facia başlıyor. Evet, ben büyük bir suç işledim. Beni iş cadde ortasında oluyordu. Tabii otu - râcak bir yer bulmak mümkün değildi. Eğilirken kucağımdeki el çantası hareket etmeme sdamakıllı müni oluyordu. Vek hasıl bütün bunlar doayısile sol ayağım. daki iskarpini iyice çekemiyor, veyahuğ 8ol ayağımı iyice bastıramıyordum. E - limdeki el çantası yüzünden sol ayağı İyice giyemediğimi görünce yeğene dö. nerek: — Kuzum ne olursunuz, dedim, $ol ie. karpini giyinciye kada: çantamı biraz tu. tar Mısınız?. Yeğen: — Hay hay, dedi. Ben de ona çantamı uzatarak, Sol Iş « karpini rahat rahat giymek Üzere eğil . dim, Filhukika da iskarpin pek çabuk a. yağıma girdi. İkinei iskarpini de, böy lece, giydikten sonra doğruldum. Yeğeni karşımda göremedim. Sağıma, soluma bakındım: Yeğen görünürlerde yoktu. Sanki yer açılmış ta herif batıvermişti. Yeğeni bulmaktan ilmidimi kesince beni bir dehşettir aldı. Her tarafım tit - remeğe başladı. İşte şimdi bile ayni dek. şetin tesiri altındayım., Ziyaretçi kadın sözlerini bitirir bitir mez suya sarıldı, Dişlerinin bardağın ke narma çarpmasından mütevellid gürül tüyü uzaktarı bile işitmek kabildi. Ben, acıklı bir sesle; — Vâkıâ bu kadar para mühim bir şey. dir amma, felâketi soğukkanlılıkla kar , gılamaktan başka yapilacak hiç bir şey yoktur. Kadın büyük bir hayretle bana baktı: — Ne parası, diye sordu?. Burada pa- ranın ne münasebeti var?. Amma bak ben ne kdar budalayım!,. O kadar şaşır mışım ki asıl söylenmesi lâzım gelen en mühim şeyi söylemeği unutmuşum ve mu söyliyecekti! Uzun müddet de AL maryaya avdet etmiyecekti, Jeanne burada hikâyesini bitirmiş. © 8. Tam bu aralık telefon çaldı. — Allo! — Allo... Madam Jeanne Gerand ile görüsebilir miyim? z 'Teletonda konuşan ecnebi telâffuzlü © hiç tanımadığım bir erkek sesi idi. — Yanlış olacak... Size yanlış hir numara vermişler. Fazla dinlemeden telefonu kapamış. tım. Ve yavaş bir sesle arkadaşıma sor. dum: — Benim telefon numaramı kimseye vermiş mi idin? — Hayır. Fakat «onlar» daima be - nim peşimdedirler. © — Şimdi Jeanne yeniden bir halsizliğe düşmüştü. Hikâyesini anlatırken aldığı beyecanlı hali kalmamıştı, Şimdiki va. ziyetini öğrenmek için ağzından zorla © kelimeleri çekiyordum. Jesmne şimdi (Gufpfou)nun sik: bir tarassutu altında yaşıyordu. Vâkıâ ar. tık onlara bağlı kalmıya mecbur adde. dilmiyordu arma, vaktile ettiği hiz - metlerle pak çok gizli şeylere vâkıf ol. temiyorlardı. Ve ellerinden büsbütün kaçırmamak için kendisini mütemadi. yen yeni 'hir enirikaya sokuyorlardı. — Bir defa ellerinden kurtulabildim. Bir manastıra iltica ettim. Üç ay izimi bulamadılar. Jeanne bu manastır hayatından bü. yük bir aşkla bahsediyordu. Orada ge. çen üç aylık hayatında hissettiği saadet ve tatlılığı unutamıyordu. Alpların bir tarafında olan bu manastırda onu gelip bulacaklarını hiç zannetmemişti. Eğer, bu manastırdan bir diğer manastıra rahibelerin bir kısmile gitmek mecbu. riyeti olmasaydı belki de hâlâ o tatl © we sakin hayattan ayrılmamış olacak- 5 t. Fakat trenle bir başka manastıra gitmek icab etmişti. Ve küçük bir is. tasyonda meyva almak için trenden © İnmiş olan Jeanne, trenin hareket et. mek üzere olduğunu görünce önüne gelen bir kompartimana kendini at muştı. Koridordan arkadaşlarının yanı. na peçmek istiyordu. Fakat iki meçhul adam birdentine karşısına çikmış ve © Onu kendi yanlarında oturmıya icbar « “etmişlerdi. Jeanne yeniden yakalandı. © ğın: hissediyordu. Kâbus içinde gibi bir hareket bile yapamadan ilk istas - A Günün Bulmacası o. Srnuasas - Soldan sağa 1 — Hacıradın arkadaşmşart lâhikma. 3 — Lâzım gelen. 3 — Tenis sopası-kapayı tutan demirler. 4 — Tasvir-gümüş $ — Bir malın ağırlığının zamanla ekail- 8 — Feci-para almak için bırakılan eşya. — Arınm yaptığı tatir-koğuk. 10 — Küpü meşhurdur-bütün,. Yukardan aşağı: 1 — Pislik-mektebil. 3 — Tuttuğunu koparan - hisb. 8 — Tenis sopast-ağ, 4 — Garib-keder. 5 — Getirmek mastarından emri hatır. 8 — Ateş-hastalık. 7 -— Altın-içine mum yakılan. 8 — Nazım olmıyan-çizgi. 9 — Çünkü, 10 — Elekten geçirmek-rürubet, Geçen bulmacanın halledilmiş şekli; Soldan sağa: 1 — Kaflle-yak, 2 — Aetlen-ara. 3 — Palance-M. 7 — Azametli. 8 — Ya-metla 9 — Arafe Kamer-irad, Raşid Rıza - Ertuğrul Sadi Tek Tiyatrosu Bu gece Suadiye ŞENYOLDA BEŞTE GELEN wod#l 8 Perde Yarın ece Bakırköy MİLTİYADİDE SAÇLARINDAN UTAN Bir doktorun günlük notlarından Koüitler Yani kalın bürsakların müzmin Otiha- bi, bazan ishal ile ve sümük şeklinde ve bazan deri parçalarına benziyen movaâ- dı galta şekitnde bazan da bilâkis inkı- baz şeklinde fekat dalma sancı ile refa- kat eden müzmin. bir“hamtalıktr. “TENİ. wen değici. Hastayı oldukça rahatsız eder, Çök sıkı perhizi istlizam eder. Me- #elâ bu gibilerin üzüm yemeleri caiz de- gildir. Çiy meyva, ceviz, badem, fındık, kestane gibi şeyleri yemeleri o muvafık değildir, Derhal barsaklardak! arazın te- şeddüdüne sebebiyet verir. Kolit hasta- ğına müptelâ olanların tavada kızar- miş yemekleri yemeleri, hardallı, salçalı yemekleri yemeleri calz değildir. Daha siyade haşlama etler, patates, makarna, pirinç, francala, kompastalar, mahalle- bi gibi şeyler kendilerine pek iyi gelir. Kolitlerin cümiei asabiye ile alâkası yok tur. Ne Xadur çok hasta biliriz ki ken lerinde kolit mevcuddur ve ayni zaman- da çok ta asatıldirler. Herhangi bir $e - heyyüc, üzüntü, hırs, asabiyet gidi haller vukuunda derhal barsaklardaki arman 4iddet kesbettiğini gördük, Mürmin kalın barsak Hilhabina duçar olanlara gayet sakin, bulunmaları, hayatlarını intizama sokmaları ve bir de perhiz yemekleri ye meleri tavsiye olunur, Uzun süren bir has talıktır, Ekseriyelie hayat için tehlikeyi Hstilzam eden bir hastalık değildir. li Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan oczaneler şunlar- dır; İstanbul cihetindekiler: Şehzadebaşında; (İ, Hakkı), Bminğ - nünde: (Necati Ahmedi, (Şere, Alemdarda: yazıdda; (Cemi), din), Bakırköyünde; (Arli Beşir). Beyoğlu cihetindekiler; İstiklâl caddesinde: (Kansuk), Yük - sekkaldırımda: (Venikopulo), Takalmde; (Faksim), Yenişehirde: o (Parunakyan), Şişlide: (Halk), Galatada: (İsmet), Fin- dıkıda : (dustafa Nal), Beşiktaşta : (Nat) Halid). Boğasiçi, Kadıköy ve Adalardakiler; Kudıköyünde: (Diiyük, Yeldeğirmeni) Üsküdarda; (İmrahor) Sarıyerde: (Os - man), Adalarda: (Şineei Rıza). İzel halılar meğer tükenmişmiş.. Yenileri j ancak yarına gelebilecekmiş! iğa fırladım ve teyzesi dikkatle dinleyinizl!. Derhal yanıma bin beş yüz ruble aldım; iki katlı troleybüs. lerden birine binerek, ve galiba da Sa - motek caddesinden bir de aktarma ya - parak, vak'a yerine yollandım. Bu ana kadar her çey yolunda gitti. Ben troleybüsten indim. Marya adlı #ni. versal mağazaya doğru yürüdüm. Mağa. zanın ağzında, orta yaşlı, gayet gık bos yunbağbı a e İL Adam elinde bej renginde, daha ilk bakışta Av- rupalı olduğu anlaşılas bir çift kadın (s. karpini vardı. Ben tuhaf bir kadınım. Kunduraya fa. lan ihtiyacım olmadığı halde adamın ya. nma yaklaşarak kunduraların #atlarını sordum. Şık boyunbağılı adam, kibar ki- ber gülümsedi ve kendisinin «yeğen» ol. duğunu, kunduraların da teyzesine aid bulunduklarını söyledi. Fakat kundura - lar teyzesine biraz dar geldikleri için bunları satmak mecburiyetinde kalmış - lar.. Yeğen kunduralar için #ki yüz elM ruble istedi. Eh, baktım kunduralar iyi; fiat ta yük- sek değil!. Yeğene dönerek; — Vatandaş, dedim, ben halı satın al. nağa gidiyorum. Yanımda ancak bin beş yüz ruble var. Şayed hah satın alırsam, bu iskarpinler için param (O kalmıyacak. Bilâkis iskarpinieri alırsam, bu defa da beli için param çıkışmıyacak. Fakat doğ. rusunu İsterseniz halı benim için daha Kizumlu.;, çantamda topu topu yetmiş üç kapik pa. Ta vardi. — Ya bin beş yüz ruble ne oldu?. — Şu halı için ayırdığım bin beş yüz İrüble mi?. Bu nokta tipki bir masalı sp. dırıyor: Hah için ayırdığım bin beş yüz rubleyi, sözüm meclisten dışarı, koymu” ma saklarmıştım. — Peki şimdi siz ne istiyonsmunms?. NETE dimi ben de bilmiyorum. Şimdi bu hesaba göre ben Avrupa malı harikulâde güzel bir çift iskarpini 73 ka. piğe satın almış oldum, İşte benim canı. mı sıkan nokta burasıdır. Vakıl hak ye, Tini. hırsız da cezasını buldu. Fakat ben şimdi ne yapayım?. İsterseniz meseleyi daha iyi anlıyabilmeniz için size hikâ - yeyi baştan anlatayım.. İstemez mi?, Pe. ki öyle ise... Akıl danışacak kimseler yok. Hem yürüyor, hem düşünüyorum Şimdi ben bu iskarpinleri giyebilir miyim, gi. yemez miyim?, RADYO; Ankara Radyosu DALGA UZUNLUĞU 1648 m. 1813 Kes, 120 Kw. TAÇ 19,14 m. 15195 Kes 10 Kw. TAP. 31/70 m. 9405 Kez 20 Ke. SALI 5/9/39 1230: Program. 1235: Türk müziği: (O - kuyan: Müzeyyen Senar, Çalanlar: Vecihe Neyse.. ben gülümsedim, başımla ha. | Daryal, Cevdet Kozan, Kemal Niyazi Sey - fifçe bir selâm verdim ve mağazaya gir- | hun.) 1 — Zeki Arif - Maye garkı: (Açıldı dim. Mağazada hiç ummadığım bir ak, | bahçede güller) 2 — Paize - Nikriz şarkı; silikle karşılaştım: Bana methedilen gü. Ben bu Paberi alır almaz derhal soka. satılığı çv'karan «yeğen> i aramağa baş - Tadımı, (Gönül ne için ateşlere yansın.) 3 — Halk türküsü - CElvede dost deli gönül) 4 — Halk türküsü: (Şahane görler) 5 — Halk türkü- sü: (A Fadimem haydi senla kaçalım) 6 — Halk türküsü: (Kir oğlanın 4 > emleket t nin iskarpinlerini asiri, EE davarı) 18: Ayarı, ajans ve meteoroloji - Mi: Müsk (Karışık prog - ram.) 19: Program. 1905: Müzik (Hafif mü- “a aramama zum kalmadı;İzik - Pi) 1930; Türk müziği (Halk türküle- yeğen «. alanda imiş. Hemen yanma yak. 'ri, saz eserleri) 20.15; Konuşma. 20.30: Mem Taşarak: — Almak istediğim halılar tükenmiş, dedim. Yenileri ancak yarın gelecekler. miş. Bu vâzi: karşısında teyzenizin is. karpinlerini pekâlâ satın alabilirim, 'Tabit i#karpinleri tecrübe etmeden sa- tın alamazdım. Sağ ayak tipatıp geldi. Fakat 30l ayağa gelince ufak bir ârıza baş gösterdi. Sol ayağımın topuğu bir türlü girmedi. Bu işts biraz da içinde 2320: Mi (Cazband | bulunduğum vaziyetin tasiri vardı: Bu| zik pen azPa lekot saat Ayarı, ajans ve meteoroloji ha - berleri. 2050: Türk müziği: Ankara Radyo- su küme ses ve saz heyeti) 2180: Konuşma. 2145: Neşeli plâklar - R. 2150: Müzik (Bİr solist.) 22: Müzik (Radyo orkestrası.) Kon - ser takdimi - Halli Bedi Yönetken, 1 — Mo zart - Fiporonun düğünü operasının wver - türü. 2 — Boleldlen - Le Calife de Bağdad operasının uvertürü.'3 — Berodine - $, üncü Senfoni. 4 — Kodaly - Maroşek (o dansları. 23: Son ajans haberleri, ziraat, esham v8 sahvilât, kambiyo - nukut © boronm (fa) - Pİ) 3358 - M; Yar # 3 “di

Bu sayıdan diğer sayfalar: