9 Eylül 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

9 Eylül 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 Sayfa SON POSTA Eyiai 9 LL Fiieie Keremi) Alo Ankara radyosu eni bir radyo istasyonu çalış- mağa başladığı zaman; bu rad. yo istasyonile cıvar, ve uzak istasyonlar arasmda sesin nasıl geldiğine, parazit yapıp yapmadığına dair konuşmalar olur. Ben bugün bizim Ankara radyosunun, neşriyata yeni başlamış bir istasyon ol- duğunu, ve kendimi de İstanbul dan onu kontrola memur bir kim. se İarzediyorum. Onun söylediklerini yazmıyorum amma benim söylediklerim kelime kelime aşağida yazılı olanlardır. * — Ankara radyosu. alo Ankara radyosu! «.. Sesimi işitiyor musunuz? . Alo işitiyor musunuz? « İşittiniz demek.. burası İstanbul s Alo Ankara radyosu burası İstan. bul, » Burası İstanbu), 7 Eylül Perşembe, «.. Tekrar ediyorum: Burası İstanbul yedi Eylül Perşemie.. ... Saat on bir on beş. «.. 'Dekrar ediyorum, sast on biri on beş geçiyor. Ankara Yadyosunu uzun dal- gadan dinliyoruz. . Alb Ankara radyasu.. sesi çok fena geliyor.. arkadaki istasyon fazla kuvvet. KE veriyor, ... Evet evet Parisi işitiyorum, .. Evet karışıyor, hem bazan radyonun sesinden daha fazla düyuluys: ... Alo Ankara radyosu. o makinede bozukluk mu var?.. Yoksa Fransiz 1stas. | Bunları biliyor mu idiniz? | Garib bir şelâle Monblan da Pelerin şelâlesi, gördüğü. nüz gibi kayalık bir havuza dökülmekte ve oradan tekrar fırlayarak 20 metro - dan tüksek bir koy yapıp tekrar akmak. tadır. * Amerikada hayat sigortaları Amerikada aktedilmiş olan hayat &i- gortam miktarı 3.800.000.009 u bulmuş - tir. Biraz beklemek Lâzım Bayan «Şe.» ye: «— Nikâhhyız, bu ay içinde evle. necek, yuvamız; kuracaktık, fakat ni- kâhlım birdenbire dünya ahvalinin karışıklığını göstererek tehiri teklif etti, haklı mı değil mi? Derhal hüküm vermek istemiyorum amma İçime bir şüphedir düştü, acaba başka bir sebeb olmasın diye düşündüm: İMormm sizi fazla müvesvis görüyorum. Dün. ya ahvali gerçekten karışıktır. Bugün ateş bize çok uzaktadır. Uzakta kal. masna da çalışılmaktadır. Fakat ateş bir defa çıkmaya görsün. Nereye kadar gideceği belli olamaz. Biliyorsu.. Kadın Köşesi Şapka modeli yonu mu farla kuvvetli veriyor?.. s. Alo Ankara radyosu kilovatı biraz #azlalıştırmanız acaba öteki istasyonun #eslni körletemez misiniz?. ... Ale alo burs İstanbul on biri yir. mi beş geçiyor. ... Alo Ankara radyosu. alo Ankara rTadyosu.. istasyonu uzun dalgadan alıyo- Tuz. Ses pek fena geliyor. Radyo başında beş dakika sonra verilecek ajans haber. lerini dinlemek istiyen binlerce isnan dinliyemiyecekier, s. Alo Ankara radyosu.. makineleri. İhize bakmız, cihazları kontrol ediniz. İvereyan kuvvetini hesablayınız, arkada. ki istasyon çok kuvvetli; ses karışıyor. ... Alo Ankara, aln Ankara,. ajans ha berlerini duyamıyorum. ... Makineyi son haddine kadar açtım, öteki istasyon karıştı, ... Makineyi kısıyorum. Gene olmadı. Bu siyah (tok) tri dehkli bir tülle be. zermiştir. Alnındaki beyazlık, şapkaya meçlrmn e e ekl e GRİ .. Kulağımı hoparlöre dayadım, Öyle | ou Kopkoyu görünmekten kurtar - İdinliyorum, Köni «.. Anlıyorum. fakat çok güç! İ .. Ajans haberleri bitti. Alo Ankara Jradyosu... istasyonun kontrolü lâzım, bu halinde fben İstanbuldakilerin istifade etmeleri mümkün değil! ... Alo Ankara radyosu, bu işi bitirin, geciktirmeye gelmez. .. Alo Ankara radyosu, burası, İstan. |bul.. şimdilik Allaha ısmarladık. Gene | görüşürüz. . Dün gl, dlüsi Bolero- etek Gl Sigara içme rekoru Zaman zaman z Avrupa ve Ame . rikanın muhtelif şehirlerinde siga- ra içme rekorları tesis edilmekte. dir, Bu cümleden olarak bundan bir ay kadar evvel İn gilterede «en fazla müddetle (sigara içmeke o müsaba - kası yapılmıştır. Bu müsabakayı bir Fran sız kazanmıştır. Tam 12 saat 12 dakika| müddet ile sigara içmeğe muvaffak ol . İri mainler düz örgünün üstüne sonra. dan o şekilde dikilmiş kordonlardan iba- yettir, Ayri kordon boleronun kenarın bir zikzak ile çevrelemektedir. Yanyana dikili dört sıra kordon sentür yerini tut. maktadır, Göz tuvaleti Göz Kapakları. mizi ne zsman ie yüyorsunuz? Pu - * j radımızı, allığınızi b. sürdükten: sonra Mes'ud ihtiyarlar 7m? İşte bu pek «Yeni Zelânda» yanlış... da ihtiyarlar için ) Pudranızı, &re, j sok hayırlı bir ka, irk minizi (sürünüz nunun — tatbikine Zarar yok, hatt$ İaydası var: Son . râdan gözlerinizin başlanmıştır. Bu kanuna göre 60 ya ki şını ikmal eylemiş kapağına © pudra olan her ihtiyar bulaşmasın: ün - her hafta öç İngi. emiş olursunuz. liz Uralık bir te - Fakat sakin göz kapağınızı allığı - nızdan, rujunuzdan #onraya bırakmayı - niz. Allık; yüze sürülesek renklerin en canlısıdır, Ruj da öyle... Yalnız rujun göz kapağile pek alâkası yoktur. Allık bemen göz altından başladığı için, önce onu sürerseniz. sonra gözünüzün kapağı. mı ne kadar boyarsanız âz gibi gelir. Kara rını kaçırabilirs'niz. O vakıt boyanızın rengi gözünüze ne kadar uygun olursa ve ne kadar yolile sürülmüş olursa olsun bir güzelliği kalmaz. Çünkü tabiilikten çık. ksüdiye alacaktır. Bundan manda, bas « talik halinde ücretsiz olarak tedavi göre nuz, mantığın emrettiği ihtiyat tedbir. lerini alıyoruz, yarın nikânlınız da va. zife başına çağırılabilir, hayatını ida. meden âciz kalacağı evi kurmamış el. mıştır. ması müreccahtır. Tekrir ediyorum, Göz kapaklarmıza ne renk boya sürü . müvesvis davranıyorsunuz. yorsunuz? * Mevi, yeşil, mor, gri, mavi, bu boya. nın türlüsü var. Hangisini ve ne düşüne- rek seçiyorsunuz? Göz kapağı boyasında dikkat edilecek en mühim nokta şudur: Boyanın rengini gözün rengine uydur . mak. * Gözleriniz yeşilse, boyanız yeşil veya İzmirde Bayen «H. H.> ya: yeşilimsi gri, mavi ise, boyanız gök ma. — Fotografı bana gönderiniz. sima || | isi bö lavanâ; gözleriniz koyu kestane ilmi mütehassısımıza göstereyim, ala. ay yi e Daya kayn gib ni Kalk vimsi gri veya mor; açık kestane veya cağım reticeyi bildiririm. elâ ise, boyanız açık gri, yosun yeşili, ve- ya toprak rengi olmalıdır. Ankarada «Buy Günay» a Mektubunuzu alâkadarını göndere- ceğim, lüzum görürse size doğrudan doğruya cevab verir. TEYZE OCUK Monoloğ işaretle anlatmak usulü (On yaşında rek): ekseriyetle © ayni cinsten hayvanlar ayni hareketi ya. Pıyorlar. İşte aklı- ma geldi; meselâ civcivler küçücük ayaklarile toprağı eşerler, sonra bı . raz geri çekilip minimini gagala. rile eştikleri yeri karıştırırlar. (Ay. ni hareketi teklif eder), Bütün kediler yalanmaları bitti mi ön ayaklar. »: birkaç defa yüzlerine (o sürer. ler. (Dilile dudaklarını yaladıktan sonrü| sağ elini birkaç defa yüzünün üstünde gezdirir.) Güvercinlerse boyunlarını içeri çeke « rek ve dışarı çıkartarak yürürler. (Din - Miyenlere yan döner, boynunu uzalta, kı. salta yürür.) Velhasıl bütün hayvanların hiç kim. seden öğrenmeden yaptıkları pek çok ha. roketler vardır ki bunlar hiç değişmez, hep birbirinin aynidi: Bir kuluçka makinesine yumurta ko - yun, civcivler çıksın; küçük bayanlar, anneleri bayanların nasıl eşindiğini gör. melerine lüzum hissetmeden gayet güzel «şinirler ve bay civcivler babaları bay horozların nasıl öttüğünü hiç duymadan sanki musiki dersi almış gibi: — Üüneüülü! Diye öterler, Söyleyin bakayım; şimdiye kadar hiç bir çocuk kendisine öğretilmeden; «Bir kuzu aldım ben beyaz, Haha ha haha, Tüyleri gayette beyaz, Ha ha ha ha ha.» Şarkısını söylemiş midir? | Amma da uzattım lâfı, anlatmak iste diğim şu idi: Bizim de hayvanlar gibi öğ» retilmeden yaptığımız hareketler vardır. Meselâ (parmağı ile burnunu karıştı « Tarak) bütün dünyadı ne kadar çocuk varsa bunu yapar. Her halde i.. anne « sinden, ne babasından, ne de hocasından bunu öğrenmiştir. Daha bitmedi; tırnak yemek, parmak» larını ağzına sokup çıkarmak; daha dabi buna benzer şeyler. Fakat hepsi de fena hallerdir. İlk iş, bunları insana bıraktırırlar. Eh kendi kendine yaptıkları fena şeye dir. Vazgeçirildi, âlâ... Fakat yerine baş- ka hareketler yepmağı öğretmek lâzım değil mi? Bana öğrettiler. (Reverans yapar) bü, selâm vermek; bunu babam öğretti. Bir de büyük babam öğretti. (Yerden te . menna eder) sonra, sonra şuradan bu « radan kaptıklarım.. İyi bir şey yenildi mi nasıl anlatıla. cak işte (elini kârnının üzerinde tutarak avurtlarımı şişirir) böyle yaparsınız. | Bir şeye sevindiniz mi, ellerinizi ça « buk çabuk birbirine sürersiniz (yapar). Bir şeye sıkıldınız me elinizle çene. nizi tutarsınız; anlamıyorum amma İnsan elile çenesini tutsa sıkıntısı geçer mi Az kaldı unutacaktım; (başını kaşır). Bir şey hatırınıza gelmedi mi başınızı ka” şırsınız. Soruyorum, insan başını kaşıyıme * nuttuğu aklıma gelir mi? Eğer öyle © - muş olsa tiyatrolarda hiç süflöre ihtiyaş kalmaz; yalnız aktörler başlarını o Liraş İfazla fazla kaşitlar. Her şey hatırlarına gelir. (Saatine oakar). Ben de çok söylemişim, bir kinse çok söylerse dinliyenler ne yaparlar? (Elinin tersini yanaği üzerinde yuka « dan aşağı jilet gibi indirir) yok! Yapın diye söylemedim; artık söyliyeceklerim bitti; bitti dedim, ne duruyorsunuz, hay di hep beraber, m a bilmiyor musünüzü Bari onu da ben öğreteyim (ellerini bin. birine yurârak alkışlar), İşte böyle yapın canım, beni alkışla & yı Yalanlar. Aklım vardır, alğanmam,., Ben, ber söze İnanmam. Bu dünya toparlakmış; Kim anlamış, kim bakmış. Hak veriniz siz ammal, Olur mu böyle saçma? Üstte isen, ne da; Pakat n181 bir belâ. Buna, hiç imkân mi var? Orda nasil dururlar? Baş aşağı yürünemez; Kabilse tavanda gez; İçi ateş doluymuş!, Kim söylemiş, ktm duymuş İnanırsan hemen gir, Oturun çorba piğir. Daha bir alay şeyler.. Buzlara, insnn güler, Anlatırlar ders diye, Soramazsınız, niye? İster isen, yalan del. Çikarır'ar tik elde, Karşınıza bir ispat, Onu da bir yana at, İnanmış bütün dünya... İnannırlar olur yal Fakat benim de sözüm, Yalandır iki gözüm! P Yeni bilmecemiz 5 Kayıkçı kayığının kürekler —'en biri, ni kaybetmiş., arıyor arıyor, bulamıyor. jJSız bu adama yardım ediniz, bulunuz. |bulursanız olduğu yere bir işaret koyup resmi gazeteden kesiniz ve bize gönde, riniz.. doğru bilenlerden bir kişiye bir kol saati, yüz kişiye de ayrı ayrı güzel ve kıymetli hediyeler vereceğiz. Bay Temel, ken dine bir otomo- bi almıştı. Bay otomobilin yanına gelince top- Tekin otomobüi raktaki ufak bir delikten içeri boyadı. Güneşte kaçtı. Karaburun fareyi delik- bıraktı. Bay Te- ten çıkarmak niyetile olsa ge - kinin köpeği Ka rek deliğin başında ayeklarile raburun bir tar Ia faresini kova 'Tabfi Karaburun da onun pe- şini birakmelı, Tarla faresi toprakları geriye almağı başla- dı. Toprak heniz boyasi ıslak Buy 'römel bu hah .- #üktan görmüş, çok canı sıkılmıştı, Koşa koşa kö - peğin yanına geldi. Köpe- ğe birkaç kere vurduktan sonra yakaladı. Boynuna tasma taktı. Bunuda az görüp köpeği bir kafes i- çine hapsetti. Fakat neye kyordu. Tarla otomobile yapışıp boyayı berbad o yarar, evvelden düşünüp faresi otamobi - (ettiler, küpeği bahçede başıboz in önüne kadar bırakmamlıydı, koştu. İ |

Bu sayıdan diğer sayfalar: