12 Ocak 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

Kalan görüntüleme: 0

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. Daha yüksek sayfa görüntüleme limiti ve diğer özellikler için abone olun!

Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

< > SÖON POSTA e | İnkişaf yolunda Ekrem Uşaklıgil on 24 saat içinde Tadyo ve telgraf siyasi hâdiselerin muh- temel inkişafları üzerinde düşünen için yeni muhakeme ufukları açabilecek ma- hiyette iki haber getirdi. Bu iki haberin birincisinden öğrendik ki; İtalya hükümeti Macaristana muhte- mel bir Rus taarruzuna karşı garanti ver- miştir. Macaristana; bir Rus istilâsı önün- de kalacak olursa silâh kuvvetile yardım edecektir. Fakat bu haber dün gece radyoda tek- zib edilmiştir. İkinci haberden öğrendik ki; İtalya hükümeti kara yolundan Finlândiyaya yollamış olduğu tayyare partisinin Al - man toprağında tevkif edilmiş olmasını Alman hükümeti nezdinde protesto et - Miştir. Bu dakikada bilinmiyen tek nok- ta her iki —hâdisenin de — ma - nada ve — mahiyette genişliğinin derecesidir. Yoksa işte iki aydan fazla bir zaman oluyor ki, Romanın ga- zetesi ve radyosu hemen her gün Sovyet ordusunun Balkanlara doğru akmasına lâkayd kalamıyacağını söylemektedir, İtalyadan Finlândiyaya kara yolu ile gönderilmiş olan tayyare partisinin Al - manyada tevkif edilmesi hâdisesinin Üzerinden de bir ay geçmiştir ve bu bir ay içinde iki hükümet arasında bu mesele münasebetile birçok konuşmalar yapılmış olması tabiidir. Her iki hâdise de eskiydi, gözönündeydi, biliniyordu. Bu dakikada dahi bilinmiyen kısım bu iki eski hâdi- senin ehemmiyetlerini ve şümullerini ne dereceye kadar genişletmiş oldukları nok tasıdır. Evet bu noktayı bilmiyoruz. Fa- kat bu noktayı henüz kat'iyetle öğrene - memiş olmaklığımıza mukabil bu iki hâdise bize bazı hakikatleri hatırlatmamış ve yeni muhakeme ufukları açmamış değildir. * Siyast — tarih; — Avrupanın — bü - yük —faciayı “henüz —göze — alma - miş —olduğu — devirlerde sulhü ko- rumak için yapılmış olan en büyük te- şebbüsü muhakkak ki, Alman - Fransız dostluk beyannamesinin neşrinde bula - caktır. Bu beyanname 6 Birincikânun 1938 de Pariste Fransız ve Alman hariciye na - zırları arasında imzalanmıştı. Fransız hariciye nazırı beyannamenin akdinden bir fhafta sonra Fransanin Berlin, Londra, Brüksel, Roma, Barselon sefaretlerine bir tamim yolladı. Bu ta - mimde Fransız - Alman beyannamesinin akdi münasebetile Parişte Alman hariciye nazırı ile yapmış olduğu mülâkatları an- katıyordu. Bu tamimde şöyle bir cümle vardır: «— Mösyö Ribbentrop bana İtalya - Almanya ve İngiltere - Fransa gibi ayrı ayrı iki devlet manzumesinin mevcud oluşunda dört devlet münasebatının ar - monize edilmesine mâni teşkil edebilecek hiç bir şey görmediğini söyledi. İtalyan - Alman siyaset birliğinin esasını bolşeviz- me karşı mücadele teşkil ediyormuş. Mösyö Ribbentrop bana açıktan açığa söylememekle beraber hissettirdi ki, Berlin - Roma mihverine eatfedilebilecek başka gaye yoktur.> * Alman hariciye nazırı Alman - Fransız beyannamesinin neşrinden sonra Berline dömüştü. Orada Frasız sefirile muhtelif mülâkatlar yaptı. Hariciye nazırı hep ayni fikri müdafaa, ediyordu. Fransanın Berlin sefiri Mösyö Coulandre tarafından 'T Şubat 939 tarihinde Fransa hariciye ne- zaretine yazılmış olan raporda Şu satır'ar vardır: «— Ribbentropla konuştum. Bana şun- ları söyledi: «Bizim harict sahada takib ettiğimiz hedef ikidir. Birincisi antiko - mintern paktından istifade ederek bütün vasıtalarımızla bölşevizme karşı koymak. İkincisi de müstemlekelerimizi geri al - maktır.» * 'Tarihe dikkat edelim: Sovyet düş - manlığını din haline getiren Almanyanın ğından can dostluğuna geçi- şini ayıran müddet ancak 6 aydan ibaret-|| tir. Almanyayı bir uçtan ötekine atan rmayı tarihe bırakalım, bugün lan nokta şüdür: — Alman - L ğunun — müşterek - Sovyet can dü: saiki araştı muhakkak 0 İtalyan dostlu Resimli Makale: E Bir mukayese — daki fark sarhoş ile ayık benzer, İradesine hâkim olan ile olmıyan adam arasın- letin sıfıra iner. İyi düşünmek, iyi karar vermek çok mühim bir haslettir, adam arasındaki farka — fakat iradesizlik yüzünden kararını tatbik edemezsen has- SÖ AAA Dünyanın en zengin Kadını ve kocası Dünyanın en zengin kadınla - rından Amerikalı Doris Duke'nin ya kışıklı ve genç ko- tası Cromwell, A - merikanın Kana - da zefirliğine ta -« yin — olunmuştur. Amerikanın Ka - nada elçiliği iki senedenberi mün- hal — bulunmakta idi. Madam Crom- well'in babası tü - tün kralı idi. Ha - vay adalarında, ç Nevyorkta, Rud adasında, Karolinada ve Amerikanın müteaddid şehirlerinde ev - leri, sayfiyeleri ve mülkleri vardır, Resimde bu kadının sefir olan koca - sını görüyorsunuz. İngiltere bankasının 170 milyon İlirası İngiltere bankasının son haftalık pi- lançosunda «harice verilen» ler hesa - bında on milyon İngiliz liralık bir ye- kün fazlalığı görülmüş, bu paranın hangi devlete verildiği anlaşılamamış- tır. Alâkadarların tefsirlerine bakıla - cak olursa bu pâra, Çekoslovakyaya vâdedilen 10 milyon İngiliz lirasıdır. Ve şimdi de Finlandiyalılara verilmiş- tir. Fakat hâdise gizli tutulmaktadır. Bir batında dört çocuk doğuran kadın Mısırda İsmaba Şebata isimli bir Arab kadiını, bir batında dört çocuk doğurmuş- tur. Bunların dördü de kızdır. Bundan evvel de bir batında üç çocuk doğuran kadın 25 yaşlarındadır. Kocası bir ha - murkârdır. Günde 30 kuruş tevmiye ile çalışmaktadır. Yeni doğan kız'arına, kral Faruğun hemşirelerinin, isimlerini ver - miş, onları Fevziye, Faize Faika, Fethi- ye ile adlandırmıştır. düşmanlığında küvvet alan temeli sar - sılmıştır. Sarsıntı devam ediyor ve her geçen gün aralarına biraz daha menfaat ayrılığı sokuyor. Bununla beraber siyaset dünyasının muühtelif cereyanları henüz kat'i ve nihai mecraya girmiş olmaktan uzaktır. Ekrem Uşaklıgil Hergün bir fıkra 14-20-45 Saat beşi elli geçe, köprüden Ka - diköye hareket eden vapurun yan kamarasına bir adam girmişti. Ken- dinden evvel kamaraya girmiş olan- ların bakışlarından birbirlerini iyi tanıdıklarını anlamıştı. Kendilerini orada yabancı hissetti. Fakat bir ke- Te girmiş olduğu için çıkmadı, bir yer bulup oöturdu. Ötekilerden biri: — On dört! Dedi, hep birden güldüler, bir baş- kası: — Yirmi! Dedi, gene hep birden gü'düler. Bir başkası da: — Kırk beş! Dedikten sonra gene güldüklerini görünce merak etti, yanındukine sor- du: a — Affedersiniz, bana merak oldu. Aranızdan biri bir rakam söylüyor, hepiniz gülüyorsunuz.. On dört, yir - mi, kırk beş gibi rakamların gülü - mnecek nesi var?. — Size anlatayım, bu gördüğünüz kimseler hep arkadaşız, senelerden - beri bu vapurun yan kamarasında se- yahat ederiz. Birbirimize birçok hi - kâyeler anlatırdık. Hikâyeleri o ka - dar fazla tekrarladık ki, yeniden telk- rarlamak güç ge'iyor. Hepsine birer numara koyduk. İçimizden biri bir hi- kâyeyi hatırlıyor, numarasını söylü - yor, biz de hikâyeyi hatırlayıp gülü - yoruz, a v 4 Sel baskınında ikiz doğuran kadın İspanyada Sevilde Guadalkebir neh - rinin taşması üzerinde şehir baştan başa su altında kalmıştır. Bu sırada sel mın - takasındaki evlerden birinde bir kadın ikiz doğurmuştur. Çocuklarla anası kur- tarılmıştır. Şrapnel adının aslı Burada şrapneli izah edecek değiliz, şrapnel isminin nereden geldiğini bildire ceğiz. Şrapneli icad eden adam Shrap - nell adinda bir İngiliz topçu binbaşısıdır. İspanyaya karşı olan harblerde şrapneli icad etmiştir. Ve Wellingtonun orduları da ilk defa olarak bunu kullanmışlardır. VAA 1940 m';enl Bir modası Kukulete yalnız İstanbulda değil, dün- yanın her köşesinde revaç bulmaktadır. İsviçrede Senmoriste kış safasına çıkan- lar resimde gördüğünüz gibi kukuletalı kürkler giymektedirler. Villiam Powele yirmi yaşında bir kızla ev!lendi Sinema san'atkârları içinde pek mü- him bir mevki işgal eden William Po - well 6 Kânunusanide Diana Lewis a - dında yirmi yaşında bir aktrisle ev - lenmiştir. Bu aktris tamamile meçhul bir kızdır. Eddie Cantor'un yakında çevirecek olduğu — «Dört küçük anne» filminde oynamak üzere angaje edil - miştir. Uzun bir hastalıktan — sonra henüz ayağa kalkan William Powell bir film çevirmeğe başlamıştır. Bu sırada, yani tam altı hafta evvel bu kıza rastgel - miş ve ona delice âşık olmuştu. Diana Lewis Williamın üçüncü karısı olacak- tır. San'atkârın, böyle habersizce he - le kimse tarafından tanınmamış olan bir aktrisle evlenmesi Amerikada bü- yük bir heyecanı mucib olmuştur. S TER daşımız: İNAN, Genç istidadlar, eski nesil addettikleri Reşad Nuri, Yah- ya Kemal, Fazıl Ahmed, Akagündüz gibi edib ve şairleri inkâr ediyorlar. Bu bahis üzerinde konuşurken bir arka - — Fuzuliyi, Şinasiyi, Nef'iyi, Nedimi inkâr etmiyor - İSTER lar mı? harfleri bilmezler. İSTER İNAN, iSTER İNANMAL Diye bir sual sordu. Bir başka arkadaş: — Hayır, diye cevab verdi, bu saydıklarmın eserleri he- nüz yeni harflere çevrilmemiştir. Bu yeni istidadlar da eski Ö İNANMA! Felâkeuedelâr için Featihte evler tutuluyo? (Bastarafı 1 inci sayfadaâ) çi sında felâketzedelere yapılan na dımın yekünu 720,847 lirayı DMM Dün komitede tesbit edilen ; yekünu bu miktara dahil değildir. 4 Yalnız dün İstanbul vilâyet ll““w, sında 38,141 lira teberrü temin Mım tir. Bunun 19,362 lirası İstanbul Bej' mümessilliği tarafından toplanmış, )) oğlu kazasında 9146 lira, Beşiktaştâ M lira, Üsküdarda 43 Hira, Kadıköydt çoti lira, Adalarda 94 lira, Eminönünde M Hra, Bakırköyde 151 lira, Eyübde 54 gilit Fatihte 1561 lira, Beykozda 64 lira, W ) ride 134 lira, Şilede 17 lira yardım tEP olunmuştur. yi Şehrimize gelen felâketzede'erin Füi ve iaşesi işile meşgul yardım komites! d de faaliyetine devam etmiştir. Vali mi' vini Halük dün Sirkecideki göçmen T i-. safirhanesine giderek, buradaki felâk . zedelerin ihtiyaçlarile meşgul olmü a Ankara merkez milli yardım - komit . şehrimize gelen fe'âketzedelere yapıla * cak yardıma sârfedilmek üzere ilk Olâ ” rak 20 bin lira göndermiştir. y Felâketzedeler için komite tarafmdd Fatih semtinde evler tutularak tefrij dilecek, misafirhanedeki felâketzed bu evlere yerleştirilecektir. Felâket2€ * delerin giyecek ihtiyaçları tamamen f€ ” min olunmuştur. Felâketzedeler hamaff İ larda yıkattırıldıktan sonra eski elbist yi leri alınmış ve kendilerine yeni çamâ ve elbise verilmiştir. Dün bazı aileler vilâyet komitesine mi racaat ederek felâketzede çocuklarcıaıl kimsesiz olanları manevi evlâd olarak mak için müsaade istemişlerdir. yeni felâketzede gelmemiştir. Havas Ajansının yardımı Ankara 11 (A.A.) — Havas ajansınlf Ankara bürosu, hareketiarz felâketzedi” lerine bir yardım olmak üzere, yardif komitesi adına 100 lira teberrü etmiştif Milli iktısadı koruma kanunu Ankara 11 (Hususi) — Milit iktısadi koruma kanununu tetkik edecek Va komisyonu Receb Pekerin reisliğind' teşekkül ederek çalışmasına başladı' Başvekil ve vekillerin huzurile bu; yapılan toplantı geç vakte kadar devâlf etti, Komisyon hükümete verilecek salâhi* yetleri birer madde halinde çerçevele * mektedir. Bu proje yakında Meclise V& rilecektir. Bu süretle bu projenin Mecli * sin kış tatilinden evvel kanuniyet kesbet” mesi temin edilecektir. İ lcra veiflâs kanuruda tadi ât (Baştarafı 1 inci sayfada) Mucib sebebler lâyihasında yeni tadil projesile şimdiye kadar mevcud mev * zuata biraz daha ilâveler yapıldığı v© mevcud bazı hükümlerin değiştirildiğİr alacaklılar lehine bazı hükümler vazo * retle hulâsa edilmektedir: maksızın ilâmların icrası. za üzerinde tetkikat yapmak salâhiyeti * nin verilmesi. C — Tetkik merciinin imzayı tetkik ederek itirazların muvak * katen ref'ine karar verilmesi. vam veya taliki hususunda mercie salâ * hiyet itası. şı iflâs dairesine itiraz hakkı tanınmask F — Müddetlerin tevhidi. v TAKVİM İKİNCİKÂNUN Rumi sene Do 198 AA l Büiui_k-iıııı Resmi sene K:ıı BO 1940 68 CUMA NL? İMSAK - Zâlhiece- FT ? | 25 5 |8 2 |25 2 12 |80 Öğle İkindi Akşam Yataı 8. (D. 0 S- (D ÜS İbelş- b g. Jiz 22 |4 |47 |16 Joofia |87 V. | 7 (21f 9 | <sfia | —| 1 ( 58 Dün zelzele mıntakalarından şehrimi” lunduğu bildirilmekte ve fadiller şu su* A — Ödeme emri tebliğine lüzum kab B — Merci hâkimine inkâr olunan im*: inkâr olunan — E — İflâs idarelerinin kararlarına kar” J B İi < EEBSEK. SESSPEETEELAEFİŞ - aunr Fw FTEA .—— —. D — İstihkak davalarında icranın de- —

Bu sayıdan diğer sayfalar: