18 Ocak 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

18 Ocak 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

paz” “Son Posla,, nn Hikâyesi Müessir bir çare | yn KAV. zem Hasan Âli Ediz — ANNEN Son zelzele bu güzel kasabada da bir! — Vallahi kardeşim. dedi. şu otur -İrafme» bunu mutlaka kutlulamak isti- May tahribat yapmıştı. Kerpiç evler |duğunuz evin damını aktarak bir haf-İyoruz. Bu kasabada sizden başka ahba- İliamen yıkılmış, mukavemetleri azjta bile olmadı. Malüm ya, zelzele bü : da yok gibi bir şey.. Binaenaleyh eski taş biralar da dağılıp göçmüş vel-İtür. kiremidleri yerinden oynalmıştı.İizi kırmıyacağınızı umarım. hasıl kasabanın içinde oturulabilecek un neticesinde esaslı Bir tamir koy-İ Ev sahibi biraz nazlandıktan $ lmaştı. mak icab etti. Evin akabileceğine hiçİdaveti kabul etti. Veli Boyle ER Münire ile kocası Vek bey. zefzele-İaklım ermiyor. e d ün sonra ba: — Fakat Rica ederim yalan söyliye-İ yrünize, min m yi. cek değilim. Oda olurulamıyacak birl tünire, ev sahibini büyük bir neza- &. Bin bir beli ile € kaetle karşıladı. Usta bir ev kadını elle ME zelzeleden nasılsa sağlam kalebil - gp germiş. hazırlanmış masayı göstererek: MİŞ. bir ev bulabilmişlerdi. syria İ — Bevefendi rica ederim a bu- Veli bey bu harab kasabaya mert -İbir eda ile: yurunuz. dedi. ME t gelmişti. ğ — Gözleri örmedikçe sözlerini- Tiyeti icabı Yeni evli olduğu Gözlerimle görm İçin kanısını bir türlü İstanbulda bıra-'ze imannmıyacağım. dedi. kamamış, onu da beraber getirmişti | Veli Bey: Münir» le Velinin kasabaya il ge-) — Öyle ise zehmet edip eve kadar! işlerinde Bavalar kurak gitmişti. Fakat|teşrif ediniz. o zaman sözlerimin doğ > aradan bir müddet geçtiğten sonra s0 -|raluğuru siz de tardik edersiniz. dedi. F biraz kırılmış, bolca bir yağmur) Ev sahibi geceleyin keyfini bozarak ; Ve ev sahibini öneeden hazırlanmış koltuklardan birine oturttu. Ev sahibi #ki kadeh yakı yurarlamağı vakit bul madan tam ense köküne buz gibi bir sevin damladığını hissetti, ürkek bir e da İle tavana baktı ve tavanda, yanya- başlamıştı. sokağa çıkmak istemedi. Müsaid bir/na geniş, düşmek için (sıra bekf'yen Bir akşam Veli bey işinden evine| vaktinde uğrayaeafını wâdederek Veli|yir yeğin su damlalarının titreştikleri - kü zaman oldukçe hazin bir man |bevi basından safvdı. ni farketti. Fakat hiç renk vermeden). Zara ile karşılaştır Karısı Münire peri-| Vek Bey evine döndüğü zaman ka -İiçmesine ve yemesine devam etti. Çok $am Bir Kalde odarım eşiğinde oturuyor, (rısını leğenin başında ağlar bir vezi -| geçmeden, tavanda gördüğü damlalar Ve odanın ortasındaki leğene (perişan yette buldir. Karısını okşıvarak: lardarda ensesine dülşmeğe başladılar. azarlar bakıyordu. Tavandan, mun- Mm en Şe OTU “| Ev sehibi ensesini kıst. Fakat bu da ya a gp e a mİ e -n S am Belr kü e yerin, Zansih Veli Bey gelek sökünceye ka ps 'e âdeta ince bir sicim halini al- Odanın, tam ortasına isabet eden kr- ERİ yar ri Münire ile Veli, âdeta hiş bir şey ol- Mali tavan parçası (sapsarı olmuş |dolup tastıkça gö“ imi ;. Mamış gibi ev sahibini Iza7 ve ikram et Yer yer âdeta küflük bir manzara slmış-|sabahlevin, yağmurun dinmesinden is- ki ç e “ özlerini yömdi. mekte birbirlerile yarış ediyorlar, zer- Yemek masası odanın kenunma ce -|tifade ederek biraz göz p © < İre kadar vaziyetlerini bozmuyorlardı. kilmis, odanın içindeki diğer eşyalar) Bir saat bile uyumağa imkân bula. e Şİ ye m z w bini e Ev sehibt bir müddet daha bu hale Masanın altına yığılmmışiz maden. karısı, ev sahibinin (geldiğini a Ç ame menin e vel r vererek onu uyandırdı. ilan etti Yukat — su eya Yin adamakıllı canı sıkıldi. Rarıama dü-| Odadan içeri giren ev sahibi, uzum |oninte sonunda öyle bir Tal aldi ki, ev Derek: müddet tavanı tetkik ettikten serra, iki|sah'bi İyiye a inme me En ii 2 a armağile slt dudağından tutarak: vazivet biraz daha devam ederse Karı- Sm Si a5 an * — Doğrusunu İsterseniz ben her -İkocanın gırtlağına samlacağını. ortalığı elbet su tavanın bir imi bi hangi bir akıntı görmüyorum. dedi. kırıp gecireceğini bissetti, Ve deli gibi Münire zor zaptedilir bir öfke ile: — Fakat rica ederim yağmurun ke -İavata fırladı. Bir tavana bir de kar - — Ne yapalım. dedi. başa gelem çe-|“Ütİ"" sörmüyor musunuz? kocanın vüzüne bakarak deli gibi ken - kilir.. şeker değiliz ki eriyelim.. buna| , J— Dü” #*<€ Yeğrmır yağıyor muy -İdini sokağa attı. da katlınacağız. Yalmız Veğeiğim ne c- du? Bir hâdiseden hemen bir gün sonrx Jursun, şın İeğeni götürüp. döksenel, . Tabii, hem de bardaktan boşanır- damın aktarıldığına “bilmem ki yazma- Veli Bey merhametle kamsınır balet, | 3771 fa ihi'vaç var redır?. Hiç hir sev söylemeden yerdeki su doh | — Sü halde Kabahat benim evin da- ana shp döktü ve tekrar boş olarak — . yağmurda imis.. anın orta yerine- getirdi. Mer bunları söyledikten sonra > iv Veli Bey bir müddet düşünceli bir daha fazla durmağa lüzum görmeden giden heyat döndü ede ile kâh karısına, kâh muntazam. hir|evden GkTp gitti Bursa (Hususi) — Evvelki gün par- karısına, kâh Z fssilar ile tavandan yere damlıyan sr -| Kars koca. ev sahibini hasıl yola me-|ts başkanı Nurettin Öğünç Kımlay reisi lara bakti. Sonra Karısma dönerek: “rebileceklerini uzum uzadıya araların. |Osman Nivazi. Türk Hava kurumu baş. — Münire, dedi, ben ev sahibini buğ- | da görüştüler. Nihayet hileye müracaat !kan, Rüşdü Egel ve Cevattan müzek- Mağa siliyorum. Vakıa şimdi onların)etmekten başka çane olmadığına karar keh bir heyet tetkik için M. Kemalpaşa burnu Kaf dağında; fakat ne de olsa|verdiler İya gitmişler ve dün avdet etmişlerdir. Yalvamı yakarır şız kiremidlerin bir ça| (Bu hâdiseden bir kaç gün sonra, Ve- Beraber götürdükleri yüz battaniye ile Tesine baltmasmı temin ederim. İK Bey bir akşam işinden dönerek evine (3040 çift ayakkabı muhtae olanlara tev- Veli Sev bunları söyledikten sonra döndüğü zarsan ortalık kararmış, gene'zi edilmek üzere orada bulunun yardım Pardesüsünü. giyerek ev sahibine git -| timali baş göstermişti. Veli komitesine testim edilmiştir. Verilen tu Bursadan M. Kemalpaşaya kaştın. Büyük bir samimiyetle: | 1800 Kişi inşe edilmektedir. Su bir bu- Tvorde. Veli bey herhangi bir mu sı — Bu alişam yemeğe teşrifinizi rica|çuk metre alçalmış; Karacabey ve M. Mizum görmeden vaziyeti İZA ediş Ve datmı zlktarmasını rien et -İetmeğe geklim. dedi. Bu gece evlenişi-| Kemalnaşada sükünet avdet etmiştir. Se sahili suratını ekşiterek: zim yıldönümü. Gurbette olmamıza | Herkes işile, gücile meşgul olmaktadır. «Sen Pant,. debi İt. Annemle babamın: on paraları yokmuş, e e (Evlenince çok sıkıntı çekmişler. Saziye m. Hanım imduadlarına yetişmiş Miralay > bundan fazla bir sey anlatmadı. Giderken: — Seri gördüğüme çok mem yun 6'dum. Ben de biz smean saydırım. da adresim, Bir işin olursa yaz. Elimden. — geleni esirgemem. de Nakleden: Neyyir Kemal || |“ Değ, © kamaştıran bir hayata ika nca -| — Heyyv... dedi, siz benim çok iyi biz | — Düğünüme çağırsam ge'ir misiniz? ye İsmin Kızısınız. Babanızla gençliği - | Yakında evleniyorum. Simi Fakat Bir tarafli saadetin me mizde bir alsyda Çok güzel hir. — Elbette... Gelmez olur muyum? N Yeni Sez Kadinlar Bayılırlardı. Fakat ve- math senf alacak erkeğe... * fasızdı. Birini bırakır öbürüne geçerdi. | Akssmüstü Leyli Hammefendi ile ge- Maçka — Kim bilir belki hayattan öyle zevk ' ne bir otomobil gezintisine çıktık. Bir iki Öğle yemeği haz, Cums (gece) o İaliyordu. Yazık ki en güzel çağında öl - ziyaret yaptık. Sonra da İstanbal tarz - döndüğü vulkik çen gecti Muhlis Bey eve müş. ş fına. geçtik. (V...k oteline uğradık. Me - nım tağmin. — Bir zamanlar Nazire Hanımeten - diha Hanımlar (R...) dan gelmisler. Ön- Yüzük, bilezik öyle nişanlıydılar. Tânırsınız değil mi? Jarr gördük. Levlâ Hanım yolda halasın - yn la al ağ lan dal ee e e . san »İ| o — Hep de bu mevsimi izları alır, ge- dostla sofraya du. Ne çare ki araya Şaziye Hanım gdi. yir İstanbel tarafında kendi iliği kötü bu Babacığım da her halde zayıf bir 0- kötü terzilere götürür. Kazara bir iki de herkes N sinemaya wee. ne saadet". Bir haf m — Zayıf olmıyan erkek yoktur. ta ,on sün ka'ıralacaklarını elir döner- Sasem i 5 Demek sonra Şaziye Hanımı da bi- Jop. Seçtikleri kumaşları, biçimleri görsen #mnemi aldı, öyle mi? (Anneme sid | gülmekten katılrsın. 8 onları saat -| otel odasında dört hz gene başbası vermiş iş işlemek, ördü örmekle meşgul. “İdüler. Leylâ Hammefendi takıldı. — A enmım. burası İstanberi,.. Başını- 21 kaldırım da ne oluyor diye bir etrafını- za bakınız. Mediko Hanımefendi Leylâ Hamımuz| h yanmdı beni görünce adımakıltı bozul - du. (Ç...) den ayrılır ayrılmaz sile ile münasebetimin kesileceğini düşünürken kızlerımm karşıma çıkışıma içer O akşam Ahmed de İstanbula ge- mükemmei beceriyorum. hu emekie yanımda hoş bir yaşlı bey -|9e Yordu. Mütekald miralay imiş. AKh- m. e Şimdiye er in e e Minee; Sr MMS Bu söz doğrumu mak başina ..- demişti. Yİ BİNBİRDİREK #BATAKHANESİ Yazan: Reşad Ekrem Mühim bir mektub Allah halimize mâyeniz ii e) j ! e rızası Oiğin bizi (kendi larını üstünde kumral bir bıyık terlemiş koyun. bize sizin hi -lidi; gözlerinin ürkek çocuk bakışı kay- gerekmez, padişahımız Sul-| bolmuş, sesi kalınlaşır gibi olmuştu. tan Murad han sağ olsun! . dedi! Hünkârin geldiğini görünce, Güllü ile, Fahat, bu sözlere ehemmiyet veren olmaliki yüz bostancının gözleyip koruduğu (dı. Ze Çalık Derviş dör -|İncili köşkün kapısına çıkıp karşıladı - dürcü Murada: lar. Padişahın ellerine" sarılıp öptüler, — Biz bundan sonra sana bu efendi-! Murad, Musa Çelebinin omuzuna dayan» leri emniyet edemeyiz, bunlara zarar et-|dı, Güllü Fatma da çizmelerini çekip çı - miyeceğine bize kefil ver!.. kardı. Çekmeceden getirdikleri çocuklar- bağırdı. dan biri de işlemeli bir terlik çevirip koydu. Deli Hüseyin de sırtından deri ge- i İlme De Günü ak di ie | ü ayı ivanını merak &- ie bir hal almıştı. İatilâlciler | diyorlardı. Fakat, padişaha bir şey sor- arasında bir panik a Birinci se. mağa da korkuyorlardı. Deli Hüseyinin lu, birkaç dakika içinde höşalıvermiş, yüzünden bir şey anlamak mümkün de - ikinci avluda, halk, birbi çiğniyerek ! ğildi. Yalnız, Melek Ahmed ağanın, dai- orta kapıya atılmıştı. Dördüncü Murad ma fıkır fıkır güler gibi bakan gözlerin- tahttan inmiş, şehzadelerin arkasından de bir domukluk vardı ki, divanın havli içeriye girerken, zorbabaşılar, yalın kılıç gürültülü ve tehlikeli geçtiğine delâlet “Şe kedi ver... Bize kefil İnk yorulpaşa banyoda. Enli SA — e Biz ver... yı , ün islâm, en önde bulunan Çalık -g il denize bakan büyük odasında kendisini Dervişi ü bir sedirin üstüne attı: — Bre yiğit.. ben kefil,.. Ben kefil! — Can pazarından geldik... Diye bağırıyor. Dedi, Sonra s#ilâhtar ağaya döndü: Receb Paşa da: — Melek Akmed, şimdi e baka — Ben kefilim şehbazlar... Ben ke -İyeridir... p ğe ler dilim e Me'ek Ahmed ağa koynundan bükü! - Diyarda. müş bir kâğıd cıkardır m ikinci avlusu, on dakika içn) — Ula padişahım, Rum Mehmed ku - boşalmıştı, Kar hırunası ünündem kâ-'lundan gelmiş arizadır.. dedi Padişah; san ihtüülciler o civardaki hanlara, kah-| — Oku bakalım nedemişo yiğit... ivelere, dükkânları ve hamamlara dol -| Diye emretti, Silâhtar, sipahi zorba « pa Zorbabaşılar da gene Sultarah -İbassmın gönderdiği mektubun mumu - pena mı bamya dene med kâğıdı açmadan, bir an mii sadrazam in yam ve yim ve Hüreyin- Sultan Murad de, arz odasında srtma )lâhtar ağa, adlan Hiv Barit De el bir deri gocuk attıktan sonra, arkasındarin yanına yaklaştı. Diz cöktü ve, odada e — Mia Mn . kadar bir sesle oku - e beraber, g alina) i mağs başladı. Rum Mehmed bu mektubu dördüreü avlulardan geçmiş, yollarda bir hayli örselenmiş bir kâğıd üzerine ken (selâme duran Enderunu hümayun halkı- di eltle yazmıştı. Yazısı, mk'a İle #ölikin ize arada bir selâm vererek, sahilde İneili ywelezi i8i. bircok harflerin noktaları kon pe e iii ya İmamıstı. Melek Ahmed bam kelimeleri | yle kar br araca, AZ Ve güçlükle erkarsbiliyorda: Marmara, ne güzel olurdu, Filiz yeşili deri mn şevkelld devet ulu padişa - İnize püskürme köpüklerden oyalar işle - a ha il nir, Kar sağmeğı, dentem yüzünü öle | Jip gök Murada. Ben senin bir giz İcekmiş sarılır, fakaz, böpümetş filte ye -| eahkAr kulunum. Bizi bu fitneye teşvik em Aa —— Ee * eden wv Paşı ve Receb Paşadır. Se- ez e kei TMMİERANİ inin için bize bir sefih ve kanlu padişahtır kudretini gösteriyordu. Dördüncü Mu -İköçepe veri denilir Demem lam Ye rad, İncili köşkter kar fırtınası seyret »| i letlü i : rd. Günü Pr Mi, SER bir heybetlü devletlü ulu padişansın, hag çağri er le badi | bu devleti Âli Osmana ve ümmeti mu - İ . kN “| hârmmede lâzımdır. Benim padişahım Mu sahlarını sabırsızlıkla bekliyorlardı. rad han, vezirin Receb Paşa bu fitnenin BİR MEKTUB İbaşıdır. Yeniçeri ve sipahi zabitleri anın Musa Melek ile Güllü Fatma, padişalı, emrindedir. Receb Paşanın kasdi, Allah İncili köşküm saray bahçesine bakan ar. seni başımızda daim etsin, çehzade Be - ka odasında bekliyorlurdı. Birinci fitne- | Yazdı İclâstir. Amma yeniçeri ve sipahi İdenberi, Muradin hareme uğradığı yoktu. |Sultan Muradı hal için madde yoktur Gündüzleri, Yale köşküne yahud Alay der. r A köşküne gidiyor, deniz yahud sokak sey-' Aman padişahım, vezirin eline madde İrediyor, geceleri de İncili köşkte kalıyor- | verme, Beş on mazlüm ve masum ve Sa“ du. Mus Melek Çelebinin Mine valiliği-) dik ve sevgili kulan uğuru hümayonun- «Musa dm feda olsun. Bu yandan, ileri gelen si- Base, e .İ âsünü ev s9-İmalümata göre bu komite tarafından!ni, Receb Paşanın tavsiyesi ile, “ y z <v sahibi pek de uzakta o -|bey derhal pardesönünü giyerek ai Çelebiyi dile getirmemek için» tehir et- paha hal sözün etirmem ve ilâ ki beni e Di m ei iğ ö örüyü ki, Musa'yi de ri zap gerektir. Meleke — diz da Si ölme bindenbize ağa kulun &a nefsinde bir zabit ve yarer "boy atmış idi; eli ayağı büyümüş, dudak-' ağadır. CArknsı var) İlecekmiş, Leylâ Hanım bir kâğyd o yazıp'lım seninle gelmek ister mi, gelebilir mi? İbıraktı, yemeğe çağırdı. Gelse de anlaşabilir misiniz?» Ayrıldık. N Gene bir huzursuzluğun pençesine düş * © Merdivenleri inerken Leylâ Hanım: O |müştüm. Ne düşündüğümü, ne yapacağı» İ Valleki İneieğik diyordu. şu kız - ma bilemiyordum. Macera yalundu gün larda akıl olsa bu hayata bir gür taham- güneş kerede?.. İnsanın içi her an bir ka- mil ediemez'erdi. Düşün bir kere on gön sırga kopacakmış gibi titriyor. <E için İstanbula gelmişler. Burunlarını iş -) — Görüyorsun ya İncigül, Senin için ten kaldıramıyorlar. Kırk yılâs bir anna-| Vahid Beyle evlenmekten başka çare leri bir sinenraya götürür, savallıların bü-; yok. Doğru değil mi? tün görüp görecekleri budur. Bu kadar zengin olmasalar insanın canı yanmaz.| Hakkı vardı. Yok ta yapamıyorlar denir. Aman, iyi kil — Doğrusunu ister misin, hem genç, bu aksam gelmek istemediler. Onları ve- | güzel, beklir olmak, hem de hür bir ö - nen kimi bir'avım da komuş-)P'ür sürmek hayaldir. Seni rahat bırak- rk sasırırım. Ne kimseden kaş. mazlar. Çirkin vaziyetlere dügersin. İarırlar, ne hoşa gitmeyi hilirler. İnsan, — Haklısın» böyle vasıvacağına ölsün daha iyi. Gözlerim bee saçmacılık eder de Yeğenlerini acı acı tenkid. ediyordu. | Yağının dye meyil? Bana karsı da sefkat! tutmuştu. Yalnız! ve m ii — ik bırakın gideceğine çok üzülüyormuş, Ne | Şüzeme benim dn Gain eki yapacnğıraı, hereve gideeeğimi k önlüme biricik teselli bü... dırmazsam vakamı bırakmıyacakmış. £ Si e e ime işi Sofrada allı kişi idik, Leylâ Hanımla kanlı ve briç merak'ısı orta yaş bir ha « nım, Muhlis Bey dalgın görünüyordu. Fas kat ilk gün gibi somurtkan değildi. Ara * sıra karsina hayran bayran bakıyordu. Ley'â Hanımefendi hakikaten bu durgu" adamın bile yüreğine heyecanlar verme - sini biliyor. (Yolculuk zamanları müsteğ* na.) Yemekten kalkınca ötekiler oyuna 0 * turdular. Biz Ahmedle başbaşa — Sizi çok özledim İncigil Hanım. amda nasıl bir yer tattağunuza 4 tadım. ktan sonra daha iyi ee veri ım. — Senin kadar güzel bir kız pansiyon. da tek başına nasl kahr? Ben sana bir yapamaz mıyım? Pansiyonda da, pansiyondan avrılımca da sana mahak - kak bir hâmi lâzım. — Ben hâmiyi bu'dim. Azmemin sağ - eğmeis bir dadım varmış. Sonradan da gördümdü. Fatih taraflarında bir yerde oturduğunu söylemişti. Onu arıyacağım. i Bulursam bir'ikte hayatımızı yoluna Koy-! veya cahsrız. — Ya bulamazsan ...Bulsşn da baka - İ , | 1 i vi

Bu sayıdan diğer sayfalar: