Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.
i olan İstanbulun coğrafi vaziyeti, bu / cesi olarak halin ticari muamelelerinde Demiş. |miştir. Bu rahib tayyare mülâzimi idi. bilseydi?! — memleketi Türkiyenin en büyük ihra- herhangi bir değişiklik vukua — gelme- Uşak daha ertesi gün gene kapıyı İ Harb çıkar çıkmaz Romayı terkederek| Bir Fransız darbı meseli: «Tarihleri cat merkezi haline getirecektir. Memle- | miştir. Sıhht şartlar bakımından halde vürmüş: ıVaZîfeSİ başına gitmişti. Fevkalâde ma -| olmıyan milletler bahtiyardır!» der. 2 Sayfa TUT Sebze ve meyva hali ua Yazan: Muhittin Birgen stanbulda yaş meyva ve sebze hali kurulmazdan evvel, bugün bu mües- sese içinde yapılan işin nasıl görüldüğü- ni.I bilmiyorum. Herhalde parlak bir şe- kilde olmadığı muhakkaktır. Eğer bu- günkü hal, İstanbulun yaş meyva ve seb- ze piy hiç ol şeklen — biraz tanzim etmiş bulunuyorsa bundan evvel- ki vaziyetin çok acıklı bir facia olduğu- nı-;j;- gölerimizi kapayarak inanmak zarü- Fakat, biz geçmişi bırakalım da hu-' günkü vaziyete bir bakalım: İstanbulda bir yaş meyva ve sebze hali vardır. Bütün dünyadaki haller gi- bi bu halin de ifa edeceği bir vazifesi, temin eyliyeceği bir gayesi olmak icab ettiğini gözönünde tutarak bu vazifenin ve bu gayenin nelerden ibaret olabilece- ğini düşünürsek şu noktaları gözönüne| |© 1 — Hal, İstanbulun yaş meyva ve i Ne fazla inanarak aldan, ne de mütemadiyen şüphelene- |lâ tesirini muhafaza eden iki müdafaa doble Kiğlanabğını. da ghven yaşratimı. (, HU cüarekelte Cisan " bir v Biyek | Yesağit ada a ; DERMLE VAAÇ era. *|Haytlüeri Yumiel BADT Tçamıbde Tnt la n n ei fenalık yapmaya en fazla — müstaid olan — adam- rek hayatı kendine zehir et, müvazeneli o! ayat tera: Hi ve en açık bir ticaret nizamı içinde di bi M Y erla Döklündür yan acaba kaç kişi var? bir yere topliyacak ve belediyenin tan- - ——— İngiliz mütekaidinin kadirşinas — ifa« zim edici dıkkıtmm ı?tma alacaktır. AAA ŞRARRRARPRPPP PPP '1 desini okuyunca insan bu suali kendi 2i— Hal, büyük bir kısmı çiy olarak 1) I 5 ') kendine sormaktan fariğ olamıyor. Fa- yenilen bir takım mahsullerin temizliği-| ) s U A B 'D kat, acaba bu hususta kendimizi tahtıa ni temin eyliyecek ;aıtlnr ve vasıtalarla İ_ — a e AAA AAAAAARARAARARAARARARAARAARAAA AY |Etmele hakkamlız var Mit Milli safer desi SHMA Glseak vv b Bayade Hat dar |e z SS UC A C NC aa a e S ee eee eli eeei tti > tunbül için'bir nevi $ Ko ci.hazı Gandinin ( N 0 n bin z eııciy tanımızın sayısız mısraları arasında ayrt haline gelecektir. Bunlar, bütün dünyanın hallerinde hâkim olan esas şartlardır. * Bu şartlardan fazla olarak İstanbul halinin göreceği başka bir ış daha vardır ki o da şudur: İstanbul, Türkiyenin en büyük topla- —ma ve dağıtma merkezidir. Bilhassa yaş meyva ve sebze bakımından İstanbul, bizzat çok büyük bir müstehlik olduğu gibi, gerek şimali Türkiye için, gerek ihracat için en mühim merkezdir. Eğer günün birinde - pek yakın birkaç sene Amansız rakibi Gandi'nin en a- mansız siyasi ra- kibi, muarızı res- mini gördüğünüz ve Hindistan hal- kının 77 milyonu namına sgöz söy - lediğini. — onları temsil ettiğini id- di& eyliyen Müslümanlar cemiyeti re- isi Mehmed Ali Cinna'dır. Mehmed Ali Cinna da bir avukattır. içinde - Türkiye, portakal ve elma gibi| 1876 da doğmuştur. 1906 da Bombayl|; a güzel. torluk, — polislik, ; » 4 Gden, teyid ve tebid eden daha ne bir takım meyvaların ve bunlarla birlik-| barosuna aza seçilmiştir. 1910 dan be- Softa içeriden bağırmış: eh Ml;:mhk ve ’âî -hisimler var! ç te bazı yaş sebzelerin kuvvetli ihracat ri de imparatorluk teşrit meclisinde a- — Saatin iki, havanın da güzel ol- pishane — gardi - n Ha öilerinden bidi olarakde b le YAKT a < Ki duğu bizim' gibilerce esasen malüm- yanlığı etmiştir. |ç atrsğab“l fe'î;âîî Mohadla; '““ğî mutlaka İstanbul tavassut edecektır. Bi- dur. z - ;.. zim için en büyük müstehlik olan Mer- Tet kaldı. İ Ertesi sabah gene uyandırıp saatin Bir Fransız papazının — |setek 'ıns“k“h yaya, lm_m;':â Dm“ml“î;' kezi Avrupa ile olan muvasala yolları-| İş böyle olunca, yani hem tacirlik, (? ki ve havanın güzel olduğunu haber feda kâfllğl nar; ge M de" ism Mım “’.b e yr;o; mızın inkişafı, on seneye varmadan, bir Hem komisyonculuk fonksiyonları Aaynil? verdiği zaman softa det bir gün evvel ve huşu ile durun. Âlicenab İngiliz çok işlerin Tuna üzerine doğru yol de- giştireceğini gösteriyor. Şu halde, çeşid ve mal bolluğu bakımından da kuvvetli kette dikilmiş ve dikilmekte olan porta- kal ve elma ağaçlarının miktarına bakı- hnca, Türkiyenin, yedi, sekiz sene sonra, geniş ihracat yapabilir bir memleket ©- lacağı şüphesizdir. Şu halde İstanbul halinin bu bakımdan da oynıyacağı bü- yük bir rol vardır. Şunu da kaydedelim ki, bu hal tesis edilirken onun tesisini icab ettiren se- bebler arasında, belediye edebiyatı, bir de kabzımalların zülümlerinden — müsz- tahsili kurtarmak gibi. kendi gayelerine ve vazifelerine yabancı olan bir davayı, diline vird edinmişti. Demek oluyor ki bu hal, tesis edilirken, Belediye üzerine - bittabi kâğıd üstünde ve dostların alış- verişte görmeleri için - böyle husust bir davanın müdafaası rolünü almıştı. Bü- yük bir dava, halli Belediyenin vazifele- ri cümlesinden olmıyan bir iş, fakat, ne yapalım, Belediye bunu da sırtına yük- lenmekte tereddüd etmemişti. * insanlarda birleşince, Belediyenin yap- mak istediği en büyük iş, bir kelime - kılâbından ibaret kalmış ve bunun neti- bir salâh olup olmadığını anlamak için hali ve etrafını bir kere gözden geçir- mek kâfidir. Meyva ve sebze ticaretine hareket ko- laylığı, masraf ehveniyeti ve bilhassa ihracat bakımından kolaylık temini nok- talarına gelince, çok şükür bunlardan hiç eser yoktur. Bizim İstanbul iskelele- rinin başında mevcud olan yüksek tari- feli hamallık sistemi halda de aynen mevcuddur. Nakil bakımından hal, ma- kinenin en iptidaft şeklinin bile henüz icad edilmemiş olduğu devirde yaşıyor. Bu hal ve belediye resimleri de hesab e- dilince görülür ki hal, ucuzluk değil, pahalılık yapan bir müessese oluyor. İhracat bakımından halin gördüğü vazi- fe, mümkün olan bütün güçlükler? te- minden ibarettir. Hal o kadar dardır ki içinde eşyanın değil, insanların bile ha- reketine yer bulunamaz. Halbuki ihra- cat işi, geniş manipülâsyon dairelerine, depolara muhtaçtır; bütün bu işlerde Hergün bir fıkra . . TETERRME? y e Sizin gibilere malüm değil Kendinde keramet olduğuna her- kesi inandırmak istiyen bir sojta bir uşak tutmuş, uşağa tembih etmiş: — Sabahları odamın kapısını vu- rup beni uyandıracaksın, saatin kaç, havanın da güzel, yahud fena oldu- ğunu, haber vereceksin, Uşak ertesi sabah, softanın. kapısı- n vurmüş: — Saat iki (alaturka) demiş, hava söylediği gibi: — Saatin iki, havanın da güzel ol- duğu bizim gibilere malümdur. — Saat iki, hava da güzel, Demiş, softa bağırmış: — Saatin iki, havamın da güzel ol- duğu bizlm gibilere esasen malüm- dur. a Uşak gülmüş: — Sizin gibilere malüm değil işte, demiş, saat iki değil, üç; hava da gü- zel değil, yağmurlu. N. 4 Zigfrid hattına 100.000 “gül fidanı dikilecek Felemenk gazetelerinden biri mühim bir haber neşretmektedir. Alman ordu- ları başkumandanlığı Zigfrid hattıma ve bahçelerine dikilmek üzere Kânunusa - nide Felemenk çiçek müesseselerine taı_'n 100,000 gül fidanı ısmarlamıştır. Bu gül fidanlarından 25,000 adedi, ilk parti ola- rak sevkedilmiştir... İdere eden adam Cenubi Afrıka- ! da Zambezi'de sıt malı bir bataklık mintakası — olan Kaprivide kara - kolunu kuran ko- miser Britz tak - riben dokuz bin kilometrelik — bir arazide 10 bin yerliyi idare et - miş, sırasında dok Roma üniyersitesi profesörlerinden |Bernard Geoffroy adında bir Fransız ra- hibi geçenlerde vatanı uğrunda can ver- ilümat sahibi bulunması dolayısile sefa- rethanelerden birine tayin edilmişse de |cepheye gitmekte ve tayyarecilikteki va- 'zifesini almakta ısrar etmiştir, , Bundan yirmi gün kadar evvel ayni |bölükte bulunan bir tayyareci yüzbaşı - sina tehlikeli bir vazife verilmiştir. Yüz- başı evli ve Üç çocuk sahibi idi. Papaz rbu tehlikeli vazifeye evli arkadaşının gitmesine mâni olmuş, onun yerine ken- disi gitmiş ve uçtuktan yarım saat sonra Almanlar tarafından — düşürülmüştür. Şimdi Fransız kiliselerinde istirahati ruhu için âyinler yapılmaktadır. Holivudda bir saat içinde boşanıp evlenme Sinema yıldızı Edna Best, Amerikada Hevadoda, Las Vegasda sulh mahkeme- sine gelerek, davasını kazanmış ve ko - cası, aktör Herbert Marşaldan boşanmış- tır, İlâmını aldıktan sonra dışarıya çık- || mebzüul surette kar yağmaktadır. - SÖON POSTA Şubat ” 180 » simli Mak — Hayat terazisinin orta noktası — |( BUEM Hergün —— —i Sözün kısası Sade Şıpka ve Pleone mi? Va F lrüm Tüla E rzincan felâketzedelerinin, dost ça ve insanca, yardımlarına kü* şan İngiliz dostlarımızdan bazıları TLon" dradaki Türk - İngiliz komitesine — gön” derdikleri para veyahud ki eşyaya bir d€ mektub terfik ediyorlar. Bize karşı candan bir sempati ifade & den bu mektubların içinde çok şayanl dikkat olanları var. Hele geçen gün bi* zim gazetelere de intikal eden bir tanesi bende derin bir heyecan uyandırdı.. «Şıpka ve Plevneyi hatırlıyan müte- kaid bir ihtiyardan küçük bir iane; Bir şilin!..» Şıpka ve Plevne!. Yakın tarihimizin; daha ziyade zaferi andıran iki şanlı mağ- lübiyeti.. kahir bir üstünlüğe, hiyanete ve ihtilâle zebun olan kahraman ordu- muzun iki büyük hamaset ve celâdet destanı.. aradan altmış bu kadar yıl geç- tiği halde, yabancı ruhların üzerinde hâ- seçi yapabilir miyiz? Bir .yabancı onla»r rın hepsini bellemeyip te hayranlık düy- gusunu yalnız iki tanesine hasredebilir. Lâkin biz, şöyle rasgele saymaya koyul- sak yekünun azametinden ürkeriz. Şıpka ve Plevne.. evet! Oralarda te- celli eden maküs taliimize rağmen bu iki ismi ebedileştiren biziz. Fakat bu iki mücevher, Türk tarihini süsliyen paha biçilmez, göz kamaştırıcı şemsenin orta- sında bizim nazarlarımızı o kadar ehem- miyetle celbedemiyor. Şıpka ve Plevneden önce ve sonra Türk yiğitliğinin ulviyet ve azametini tumuz Şıpkayı ve Plevneyi hatırlamış; onların yüzü suyu hürmetine bize karşı sevgi beslediğini anlatıyor. Ya, dahasını Hayır.. bin kere hayır! Tarihi olmıyan millet bedbahtın bedbahtıdır!. E. Ehksem Talu Yugoslavyada birçok Nehirler taştı Belgrad 14 (A.A.) — Buzların çö- zülmesi üzerine birçok nehirler taşmış ve birçok mümbit mıntakaları sular istilâ etmiştir. Diğe: taraftan şimali Yugoslavyada İran - Japon dostluk muahedesi Tahran 14 (A.A.) — İran - Japon dostlak muahedesinin tasdiki hakkın - daki kanun Jlâyihası İran parlâmen- he - |makine kullanılmasına ihtiyaç vardır. onları ne kadar karika- tosunda tasdik edilmiştir. Bu muahe - ; Şimdi bir de bugünkü halin vaziyeti- Bixçokepyıer arasında meselâ, soğuk ha- âmş,tu;î&mmıumbuanîmu;cd;. miş, mahkeme binasının etrafında yak - de Şahinşah tarafından da tağdik o - B : tü va depoları bir hal için en lüzumlu tesis- aridat almak kas- | tığı sigarayı içip bitirinciye kadar dolaş- lunmuştur. : THalden övrel Çünkü bu hal, yalnız v. kas- | tığı Ç; SŞOT bu yaş meyva. ve sebze | 1erdendir. İstanbulun meyva ve sebze tile yaratılmış bir müessesedir. Fecii şu|Muş, tekrar mahkeme salonuna girerek, K am'__““"“"’ hangi şaçtlar ;ç’“d' piyasasının tanzimi her şeyden evvel bu İki onu dahi hakkile ifa edemiyor! orada kendisini beklemekte olan Holi - TAKVİM BZ skee'0 Buğün :: giynl şkartlar levam soğuk hava tesisatına muhtaçtır. Hülâsa, hal, Lütfi Kırdar için, diğer Vüd sinema kumpanyalarından — birinin ÜR ğ çi n kaanıl SaV Verilne veseirii bir çoklarile birlikte, bilhassa — iştigle direktörü Wallf'la bulaşmuş, ve mahke- —ŞUBAT İ - madrabaz w - ; meden onunla' olarak A , gmu elinde idi, bugün de - öyledir. Kararımızı ven!hh*: İstanbul hali, bi- Yet AŞ mmaun' a (/8. Bütün bu anlattıklarımız bir nım le.ı”:“. 15 h.::ba“ | İ vü Teti om_ zim Avrupanın bazı iyi şeylerini mem- Muhittin Dizgen 'cereyan etmiştir. şöbat — | Remlsne | y Ka —— 2 1940 100 çdK eee a L gÇ ; PERŞEM aet büiyelindi W aa lane İSTER İNAN, İSTER,; İNANMA! Te RŞEMBE ü ; takım klik- SRü 4 SAK lerin bir araya gelmesiledir ki bu iki un-| — Dünkü gazetelerin şehir haberleri arasında şu — satırları | "i 16 sosisten 14 ünün, Zİ yumurtadan 13 ünün ve 4 kutu || | s)D.| Muharrem —S İ sür md.n_hıkıbllir- Bu istihale olma- || okumuşmünuzdur: ” konservenin tşmamen bozuk olduğu görülmüşlür.> v 6 & Par dıkça bunları orhdınhldmm Şeğta Ü ta u ; -Bu vaziyet gahilinde şehir halkının satin alacağı gıda mad- ıti ' Viş daki Belediye iddiası yalnız akamete «— Belediyece muhtelif gıda maddeleri etrafında yapı- delerinin tazeliğine ve safiyetine İnanmasının kolaylıkla /— mahküm boş bir sözden ibâret olur. Ni-|| Tani bakteriyolojik muayene neticesinde 49 salamdan 32 si- | mümkün olguğuna: ikimii Hileee | Yan B | tekim, halde bu bakımdan yapılan &n ee — $ BU ÜĞ e AM Bay n ADaKÜN Ol Ü y ae ARE 3 ELİMEİ A ÖÇ $o)D.|s. |0.(s. |D. (s. ip. || | “büyük İnkılâb'da kâbzımal isminin etüc. İSTER LİNA N; — İSTER İNANMA | ee li ge bz |e las fislar Fabi F — | | “çar komisyoncu» ismine tahvilinden iba- : e S CKS y M e öeme v. j e Pakfiszfesi| iz p— Şurifras li i ğ Ğ e