15 Şubat 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

Kalan görüntüleme: 0

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. Daha yüksek sayfa görüntüleme limiti ve diğer özellikler için abone olun!

Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i olan İstanbulun coğrafi vaziyeti, bu / cesi olarak halin ticari muamelelerinde Demiş. |miştir. Bu rahib tayyare mülâzimi idi. bilseydi?! — memleketi Türkiyenin en büyük ihra- herhangi bir değişiklik vukua — gelme- Uşak daha ertesi gün gene kapıyı İ Harb çıkar çıkmaz Romayı terkederek| Bir Fransız darbı meseli: «Tarihleri cat merkezi haline getirecektir. Memle- | miştir. Sıhht şartlar bakımından halde vürmüş: ıVaZîfeSİ başına gitmişti. Fevkalâde ma -| olmıyan milletler bahtiyardır!» der. 2 Sayfa TUT Sebze ve meyva hali ua Yazan: Muhittin Birgen stanbulda yaş meyva ve sebze hali kurulmazdan evvel, bugün bu mües- sese içinde yapılan işin nasıl görüldüğü- ni.I bilmiyorum. Herhalde parlak bir şe- kilde olmadığı muhakkaktır. Eğer bu- günkü hal, İstanbulun yaş meyva ve seb- ze piy hiç ol şeklen — biraz tanzim etmiş bulunuyorsa bundan evvel- ki vaziyetin çok acıklı bir facia olduğu- nı-;j;- gölerimizi kapayarak inanmak zarü- Fakat, biz geçmişi bırakalım da hu-' günkü vaziyete bir bakalım: İstanbulda bir yaş meyva ve sebze hali vardır. Bütün dünyadaki haller gi- bi bu halin de ifa edeceği bir vazifesi, temin eyliyeceği bir gayesi olmak icab ettiğini gözönünde tutarak bu vazifenin ve bu gayenin nelerden ibaret olabilece- ğini düşünürsek şu noktaları gözönüne| |© 1 — Hal, İstanbulun yaş meyva ve i Ne fazla inanarak aldan, ne de mütemadiyen şüphelene- |lâ tesirini muhafaza eden iki müdafaa doble Kiğlanabğını. da ghven yaşratimı. (, HU cüarekelte Cisan " bir v Biyek | Yesağit ada a ; DERMLE VAAÇ era. *|Haytlüeri Yumiel BADT Tçamıbde Tnt la n n ei fenalık yapmaya en fazla — müstaid olan — adam- rek hayatı kendine zehir et, müvazeneli o! ayat tera: Hi ve en açık bir ticaret nizamı içinde di bi M Y erla Döklündür yan acaba kaç kişi var? bir yere topliyacak ve belediyenin tan- - ——— İngiliz mütekaidinin kadirşinas — ifa« zim edici dıkkıtmm ı?tma alacaktır. AAA ŞRARRRARPRPPP PPP '1 desini okuyunca insan bu suali kendi 2i— Hal, büyük bir kısmı çiy olarak 1) I 5 ') kendine sormaktan fariğ olamıyor. Fa- yenilen bir takım mahsullerin temizliği-| ) s U A B 'D kat, acaba bu hususta kendimizi tahtıa ni temin eyliyecek ;aıtlnr ve vasıtalarla İ_ — a e AAA AAAAAARARAARARAARARARAARAARAAA AY |Etmele hakkamlız var Mit Milli safer desi SHMA Glseak vv b Bayade Hat dar |e z SS UC A C NC aa a e S ee eee eli eeei tti > tunbül için'bir nevi $ Ko ci.hazı Gandinin ( N 0 n bin z eııciy tanımızın sayısız mısraları arasında ayrt haline gelecektir. Bunlar, bütün dünyanın hallerinde hâkim olan esas şartlardır. * Bu şartlardan fazla olarak İstanbul halinin göreceği başka bir ış daha vardır ki o da şudur: İstanbul, Türkiyenin en büyük topla- —ma ve dağıtma merkezidir. Bilhassa yaş meyva ve sebze bakımından İstanbul, bizzat çok büyük bir müstehlik olduğu gibi, gerek şimali Türkiye için, gerek ihracat için en mühim merkezdir. Eğer günün birinde - pek yakın birkaç sene Amansız rakibi Gandi'nin en a- mansız siyasi ra- kibi, muarızı res- mini gördüğünüz ve Hindistan hal- kının 77 milyonu namına sgöz söy - lediğini. — onları temsil ettiğini id- di& eyliyen Müslümanlar cemiyeti re- isi Mehmed Ali Cinna'dır. Mehmed Ali Cinna da bir avukattır. içinde - Türkiye, portakal ve elma gibi| 1876 da doğmuştur. 1906 da Bombayl|; a güzel. torluk, — polislik, ; » 4 Gden, teyid ve tebid eden daha ne bir takım meyvaların ve bunlarla birlik-| barosuna aza seçilmiştir. 1910 dan be- Softa içeriden bağırmış: eh Ml;:mhk ve ’âî -hisimler var! ç te bazı yaş sebzelerin kuvvetli ihracat ri de imparatorluk teşrit meclisinde a- — Saatin iki, havanın da güzel ol- pishane — gardi - n Ha öilerinden bidi olarakde b le YAKT a < Ki duğu bizim' gibilerce esasen malüm- yanlığı etmiştir. |ç atrsğab“l fe'î;âîî Mohadla; '““ğî mutlaka İstanbul tavassut edecektır. Bi- dur. z - ;.. zim için en büyük müstehlik olan Mer- Tet kaldı. İ Ertesi sabah gene uyandırıp saatin Bir Fransız papazının — |setek 'ıns“k“h yaya, lm_m;':â Dm“ml“î;' kezi Avrupa ile olan muvasala yolları-| İş böyle olunca, yani hem tacirlik, (? ki ve havanın güzel olduğunu haber feda kâfllğl nar; ge M de" ism Mım “’.b e yr;o; mızın inkişafı, on seneye varmadan, bir Hem komisyonculuk fonksiyonları Aaynil? verdiği zaman softa det bir gün evvel ve huşu ile durun. Âlicenab İngiliz çok işlerin Tuna üzerine doğru yol de- giştireceğini gösteriyor. Şu halde, çeşid ve mal bolluğu bakımından da kuvvetli kette dikilmiş ve dikilmekte olan porta- kal ve elma ağaçlarının miktarına bakı- hnca, Türkiyenin, yedi, sekiz sene sonra, geniş ihracat yapabilir bir memleket ©- lacağı şüphesizdir. Şu halde İstanbul halinin bu bakımdan da oynıyacağı bü- yük bir rol vardır. Şunu da kaydedelim ki, bu hal tesis edilirken onun tesisini icab ettiren se- bebler arasında, belediye edebiyatı, bir de kabzımalların zülümlerinden — müsz- tahsili kurtarmak gibi. kendi gayelerine ve vazifelerine yabancı olan bir davayı, diline vird edinmişti. Demek oluyor ki bu hal, tesis edilirken, Belediye üzerine - bittabi kâğıd üstünde ve dostların alış- verişte görmeleri için - böyle husust bir davanın müdafaası rolünü almıştı. Bü- yük bir dava, halli Belediyenin vazifele- ri cümlesinden olmıyan bir iş, fakat, ne yapalım, Belediye bunu da sırtına yük- lenmekte tereddüd etmemişti. * insanlarda birleşince, Belediyenin yap- mak istediği en büyük iş, bir kelime - kılâbından ibaret kalmış ve bunun neti- bir salâh olup olmadığını anlamak için hali ve etrafını bir kere gözden geçir- mek kâfidir. Meyva ve sebze ticaretine hareket ko- laylığı, masraf ehveniyeti ve bilhassa ihracat bakımından kolaylık temini nok- talarına gelince, çok şükür bunlardan hiç eser yoktur. Bizim İstanbul iskelele- rinin başında mevcud olan yüksek tari- feli hamallık sistemi halda de aynen mevcuddur. Nakil bakımından hal, ma- kinenin en iptidaft şeklinin bile henüz icad edilmemiş olduğu devirde yaşıyor. Bu hal ve belediye resimleri de hesab e- dilince görülür ki hal, ucuzluk değil, pahalılık yapan bir müessese oluyor. İhracat bakımından halin gördüğü vazi- fe, mümkün olan bütün güçlükler? te- minden ibarettir. Hal o kadar dardır ki içinde eşyanın değil, insanların bile ha- reketine yer bulunamaz. Halbuki ihra- cat işi, geniş manipülâsyon dairelerine, depolara muhtaçtır; bütün bu işlerde Hergün bir fıkra . . TETERRME? y e Sizin gibilere malüm değil Kendinde keramet olduğuna her- kesi inandırmak istiyen bir sojta bir uşak tutmuş, uşağa tembih etmiş: — Sabahları odamın kapısını vu- rup beni uyandıracaksın, saatin kaç, havanın da güzel, yahud fena oldu- ğunu, haber vereceksin, Uşak ertesi sabah, softanın. kapısı- n vurmüş: — Saat iki (alaturka) demiş, hava söylediği gibi: — Saatin iki, havanın da güzel ol- duğu bizim gibilere malümdur. — Saat iki, hava da güzel, Demiş, softa bağırmış: — Saatin iki, havamın da güzel ol- duğu bizlm gibilere esasen malüm- dur. a Uşak gülmüş: — Sizin gibilere malüm değil işte, demiş, saat iki değil, üç; hava da gü- zel değil, yağmurlu. N. 4 Zigfrid hattına 100.000 “gül fidanı dikilecek Felemenk gazetelerinden biri mühim bir haber neşretmektedir. Alman ordu- ları başkumandanlığı Zigfrid hattıma ve bahçelerine dikilmek üzere Kânunusa - nide Felemenk çiçek müesseselerine taı_'n 100,000 gül fidanı ısmarlamıştır. Bu gül fidanlarından 25,000 adedi, ilk parti ola- rak sevkedilmiştir... İdere eden adam Cenubi Afrıka- ! da Zambezi'de sıt malı bir bataklık mintakası — olan Kaprivide kara - kolunu kuran ko- miser Britz tak - riben dokuz bin kilometrelik — bir arazide 10 bin yerliyi idare et - miş, sırasında dok Roma üniyersitesi profesörlerinden |Bernard Geoffroy adında bir Fransız ra- hibi geçenlerde vatanı uğrunda can ver- ilümat sahibi bulunması dolayısile sefa- rethanelerden birine tayin edilmişse de |cepheye gitmekte ve tayyarecilikteki va- 'zifesini almakta ısrar etmiştir, , Bundan yirmi gün kadar evvel ayni |bölükte bulunan bir tayyareci yüzbaşı - sina tehlikeli bir vazife verilmiştir. Yüz- başı evli ve Üç çocuk sahibi idi. Papaz rbu tehlikeli vazifeye evli arkadaşının gitmesine mâni olmuş, onun yerine ken- disi gitmiş ve uçtuktan yarım saat sonra Almanlar tarafından — düşürülmüştür. Şimdi Fransız kiliselerinde istirahati ruhu için âyinler yapılmaktadır. Holivudda bir saat içinde boşanıp evlenme Sinema yıldızı Edna Best, Amerikada Hevadoda, Las Vegasda sulh mahkeme- sine gelerek, davasını kazanmış ve ko - cası, aktör Herbert Marşaldan boşanmış- tır, İlâmını aldıktan sonra dışarıya çık- || mebzüul surette kar yağmaktadır. - SÖON POSTA Şubat ” 180 » simli Mak — Hayat terazisinin orta noktası — |( BUEM Hergün —— —i Sözün kısası Sade Şıpka ve Pleone mi? Va F lrüm Tüla E rzincan felâketzedelerinin, dost ça ve insanca, yardımlarına kü* şan İngiliz dostlarımızdan bazıları TLon" dradaki Türk - İngiliz komitesine — gön” derdikleri para veyahud ki eşyaya bir d€ mektub terfik ediyorlar. Bize karşı candan bir sempati ifade & den bu mektubların içinde çok şayanl dikkat olanları var. Hele geçen gün bi* zim gazetelere de intikal eden bir tanesi bende derin bir heyecan uyandırdı.. «Şıpka ve Plevneyi hatırlıyan müte- kaid bir ihtiyardan küçük bir iane; Bir şilin!..» Şıpka ve Plevne!. Yakın tarihimizin; daha ziyade zaferi andıran iki şanlı mağ- lübiyeti.. kahir bir üstünlüğe, hiyanete ve ihtilâle zebun olan kahraman ordu- muzun iki büyük hamaset ve celâdet destanı.. aradan altmış bu kadar yıl geç- tiği halde, yabancı ruhların üzerinde hâ- seçi yapabilir miyiz? Bir .yabancı onla»r rın hepsini bellemeyip te hayranlık düy- gusunu yalnız iki tanesine hasredebilir. Lâkin biz, şöyle rasgele saymaya koyul- sak yekünun azametinden ürkeriz. Şıpka ve Plevne.. evet! Oralarda te- celli eden maküs taliimize rağmen bu iki ismi ebedileştiren biziz. Fakat bu iki mücevher, Türk tarihini süsliyen paha biçilmez, göz kamaştırıcı şemsenin orta- sında bizim nazarlarımızı o kadar ehem- miyetle celbedemiyor. Şıpka ve Plevneden önce ve sonra Türk yiğitliğinin ulviyet ve azametini tumuz Şıpkayı ve Plevneyi hatırlamış; onların yüzü suyu hürmetine bize karşı sevgi beslediğini anlatıyor. Ya, dahasını Hayır.. bin kere hayır! Tarihi olmıyan millet bedbahtın bedbahtıdır!. E. Ehksem Talu Yugoslavyada birçok Nehirler taştı Belgrad 14 (A.A.) — Buzların çö- zülmesi üzerine birçok nehirler taşmış ve birçok mümbit mıntakaları sular istilâ etmiştir. Diğe: taraftan şimali Yugoslavyada İran - Japon dostluk muahedesi Tahran 14 (A.A.) — İran - Japon dostlak muahedesinin tasdiki hakkın - daki kanun Jlâyihası İran parlâmen- he - |makine kullanılmasına ihtiyaç vardır. onları ne kadar karika- tosunda tasdik edilmiştir. Bu muahe - ; Şimdi bir de bugünkü halin vaziyeti- Bixçokepyıer arasında meselâ, soğuk ha- âmş,tu;î&mmıumbuanîmu;cd;. miş, mahkeme binasının etrafında yak - de Şahinşah tarafından da tağdik o - B : tü va depoları bir hal için en lüzumlu tesis- aridat almak kas- | tığı sigarayı içip bitirinciye kadar dolaş- lunmuştur. : THalden övrel Çünkü bu hal, yalnız v. kas- | tığı Ç; SŞOT bu yaş meyva. ve sebze | 1erdendir. İstanbulun meyva ve sebze tile yaratılmış bir müessesedir. Fecii şu|Muş, tekrar mahkeme salonuna girerek, K am'__““"“"’ hangi şaçtlar ;ç’“d' piyasasının tanzimi her şeyden evvel bu İki onu dahi hakkile ifa edemiyor! orada kendisini beklemekte olan Holi - TAKVİM BZ skee'0 Buğün :: giynl şkartlar levam soğuk hava tesisatına muhtaçtır. Hülâsa, hal, Lütfi Kırdar için, diğer Vüd sinema kumpanyalarından — birinin ÜR ğ çi n kaanıl SaV Verilne veseirii bir çoklarile birlikte, bilhassa — iştigle direktörü Wallf'la bulaşmuş, ve mahke- —ŞUBAT İ - madrabaz w - ; meden onunla' olarak A , gmu elinde idi, bugün de - öyledir. Kararımızı ven!hh*: İstanbul hali, bi- Yet AŞ mmaun' a (/8. Bütün bu anlattıklarımız bir nım le.ı”:“. 15 h.::ba“ | İ vü Teti om_ zim Avrupanın bazı iyi şeylerini mem- Muhittin Dizgen 'cereyan etmiştir. şöbat — | Remlsne | y Ka —— 2 1940 100 çdK eee a L gÇ ; PERŞEM aet büiyelindi W aa lane İSTER İNAN, İSTER,; İNANMA! Te RŞEMBE ü ; takım klik- SRü 4 SAK lerin bir araya gelmesiledir ki bu iki un-| — Dünkü gazetelerin şehir haberleri arasında şu — satırları | "i 16 sosisten 14 ünün, Zİ yumurtadan 13 ünün ve 4 kutu || | s)D.| Muharrem —S İ sür md.n_hıkıbllir- Bu istihale olma- || okumuşmünuzdur: ” konservenin tşmamen bozuk olduğu görülmüşlür.> v 6 & Par dıkça bunları orhdınhldmm Şeğta Ü ta u ; -Bu vaziyet gahilinde şehir halkının satin alacağı gıda mad- ıti ' Viş daki Belediye iddiası yalnız akamete «— Belediyece muhtelif gıda maddeleri etrafında yapı- delerinin tazeliğine ve safiyetine İnanmasının kolaylıkla /— mahküm boş bir sözden ibâret olur. Ni-|| Tani bakteriyolojik muayene neticesinde 49 salamdan 32 si- | mümkün olguğuna: ikimii Hileee | Yan B | tekim, halde bu bakımdan yapılan &n ee — $ BU ÜĞ e AM Bay n ADaKÜN Ol Ü y ae ARE 3 ELİMEİ A ÖÇ $o)D.|s. |0.(s. |D. (s. ip. || | “büyük İnkılâb'da kâbzımal isminin etüc. İSTER LİNA N; — İSTER İNANMA | ee li ge bz |e las fislar Fabi F — | | “çar komisyoncu» ismine tahvilinden iba- : e S CKS y M e öeme v. j e Pakfiszfesi| iz p— Şurifras li i ğ Ğ e

Bu sayıdan diğer sayfalar: