26 Şubat 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

26 Şubat 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ndiyada bugünkü vaziyet ve fitili askeri yardım meseles JEmekli general H. Emir Erkilet “Son Posta,, nın askeri muharriri e ir e Ml li meli aaa M üttefik bah büyük devletle rin siklece müdafaa ve korun- maya inhisar eden sevkülceyşlerinden en çok gene kendileri şikâyet etmek'e- dir, Filvaki 1939 harbi başlıyalıberi amme çek harbin inisiyativini el - rine aldıklarına dair hiçbir vak'a ve- ya Lir emare görülmemiştir. ii ise, zayıf olduğu denizler- : dahi İaarruz halindedir. Alman de- hizaltıları müttefiklerin harb ve tira- Tet filolarına hücum ediyor. Alman deniz uçakları İngiliz Iman ve geri- e bombalıyor, Alman maynleri yoyuna gem: batırıyor ve Alman harb Uvazörleri denizlerde av arıyor ve yakalıyorlar, Müttefikler ise bunlara mi sujece müessir müdafaa ve ko- » lam Şarelerile meşguldürler. k “unun sebebleri İngilterenin henüz âz'r olmamasıdır. O kara ve hava or- dularını kurmakla meşguldür. Onun saya mürettab olan 32 fırkası an- çek ilkbaharca tamam olacaktır. Mi- m ve Filistin İngiliz kuyvetleri henüz kevvün ve kuvvetlenme devresinde- dirler İngilterenin hava müdafaası gö- Tülmemiş makraflar ve fedakârlıklar. en geniş ölçülerde olmak üzere, hay terakki etmekle beraber çok üstün Uçak ordusunun vücüde getirilmesi işi © yolundadır. İngilir donanmasının 7 ve büyük savaş zırhlısı, beş yeni e uçak gemisi, 22 yeni ha- 17 24 yeni muhrib ve İZ yeni denizaltı İnşasma ald olmak Üzere 1937 - 38 senelerinde büşlivan büyük deniz takviye programı bile an- Pa 1941 . 42 yıllarında bitebilecek - « Elhasıl İnciliz İmparatorluğunun Beçon dört büvük harb senesinde se - T edebildiği cem'an 87 fırkavı bu b de yeniden elde etmek için da- *pay zaman beklemek lâzımdır. le Fransa hazırlıkta İngiltereye ME daha ilerdedir. Fakat onun da “©R müstemleke askerlerinden İsti - v ederek tasarladığı askeri birlik - tamamile seferber edebilmek için maki muhtaç olduğu kabul olu- Bunları müttefiklerin arh, anlatmaktan o maksadım. İğ Miven e» i regram . setiviri ele almaları için lü- bis gördükleri kuyvellenme işinin dn ine daha epey bir vakit oldu - unu göstermektir. Fakat Finlandiyı nin 0 kadar bir zaman Sovyet Rusva- Ya karşı yalnız başına muvaffakiyetle 2-b edebilmesi şüphelidir. Bu mem - mii Benelkai ve hatta zafere bile €cel vej K SİN aakeçi yanlamıdır.. <deciklerin Bunu böylece tesbit etti Finlandiyadaki vaziyeti BA alaz ,Malümdur ki 7 nei Sovyet Ruş bei düsü en'aşağı 16 fırka, külliyetli ağir toprüüsu, binden ziyade ve örta M3 muharebe stabası. yürlerce bam barlıman uçağile Subatın iptdasın - dânberi "Kareli berzahındâ Maner — hayın mevsii adile tanılar Fin müş - müdafda hatlarına alarus ta - ml edivorlar. Bu taarrurlar * her hevi İhcelikten ve teknik ve taktik us talklardan ari sade İürütal vani çeb- Hİ bir sufette vâki olmuş. ve Ruslüra bihlerce İnsan hayatına mukabil katl hiçbir netice kazeıdırmamıstır. - Bununla beraber Finler. Finlandiya körfezi yakinlerinde Manerhavm hat- tinin sağ censhtaki birinci hatlarını terkederek ikinci hatta çekilmeğe mec bur clmuslardır. Bunun sebebi şüphe Yok ki Finlerin buradaki birinci hat mevsilerinin Sovyet Rus ağır topçusu İle bombardıman uçakları tarafların - dan, artık içinde barınılamaz ve mü - YAZAN Pinlândiyada bugünkü defaa edilemez surette tahrib edilmiş olmalarıdır. Diğer cihetten anlaşılı - yor ki Finler Rus topçusunu. Maner - haym yakından dövüp tahrib edebilecek mevzilere girmek - ten ve bu mevzilerde çalışmaktan men için kâfi miktarda ağır bir topçuya ma lik değildirler. Bu sebeble onların, Rus ağır topçusunun tesiri altında bu- Yunan bir mevzide durup beyhude te - lefat vermekten ise ikinci mevzle çe- kilmeleri bittabi doğru idi. Kareli berzahında bugün muharebe vaziyetinin teferrüğimı ve her iki ta- rafın mevzilerinin karşı karşıya hangi noktalardan nasıl geçtiklerini tamami- le bilemiyoruz. Bununla beraber yu - karıdaki hârita takribi bir fikir ver - meje kâfidir. Burada görülür ki Rus- lar Vinlandiya körfezi sahil bölgesin- de ve Summa yakininde Viborg'u u - xun menzilli ağır topları fle dövebile - cek kadar Jlerlemişler ve sahildeki Ko ivisto kalesini simışlardır. Bu durum şimdilik berzahtaki Fin- lerin vazivetine herhangi bir tehlike teşkil etmez. Çünkü buradaki arar, göller va gerilerdeki çapraşık tahki - mat hatları her kaybedilen yerin he - men rerisinde ve yanında yeni bir mu kavemet hatt, kurmağa müsaiddir. Nitekim birinci Manerhaym hatti - mn tamamile sukut ettiğini farzetsek bile daha #eride berzahin birinci hatta narsran 15 kilometre daha kısa ve kuv vetli Vibörr - Kakisalmi hattı daha ye- Br ki Sovyet Rus kit'alari birinci hat- tari zavtını tamamlamak. ve aradaki mevzileri de almak ve nihayet Vibarg- Kak'salmi son hattmn önüne gelmek için haftalar isterler Zaten Finler için bütün mesele Mar- tm sonunu getirmektir. Bu tarihte bü- tün. Kareli göl ve ırmaklarının buzları çözüleceğinden Sovyet Rus kıt'aları i- çin artık burada, geçilmez göller ve A gerisindeki, Fin müstahkem mevzilerine laarruz imkânl, şimdi - kinden kat kat güçleşmiş lük Mart nibayetine kadar Finlerin ber zahta, Sovyet Rus hücumlarına kolay- İıkla dayanmaları için onlara birkaç fırka fle bir miktar ağır topçu, bol ce- mmm iy SON POSTA vaziyeti gösteren harita pane, tank topu. bombardıman uçağı ve uçak dafii top lâzımdır. Föer Petsamoya bir müttefikler kuv vel şeferiyesi çıkarılacak ve bu kuv - vet cenuba doğru sarkacak elursa Fin ler şimal bölgelerinde bulunsm kuvvet- lerinden fırka tasarruf ederek Ka reliye sevkedebileceklerinden mak. - sad tamamile hasıl olur. Eğer mütte - fikler bu yardımı az zamanda yapamaz- larsa Finler devam edecekleri muhak- kak olan cebri Rus hücumlarına karş berzah mevaziini adım adım müdafaa ederek belki de nihayet son Viborg - Kakisalmi mevziine çekilmeğe mec - bür olacaklardır. Halbuki eğer mütte- fiklerin bir kuvvei seferiyesi Petsamo- ya gelirse Finler. Kareli berzahının bu son mevziine çekilmek şöyle dur - sun berzahtaki Sovyet Rus kıt'alarına muvaffakiyetli mukabil taarruzlar bi- le vapabileceklerdir. Görülüyor ki Finler yalnız başları- na kelmakta devam etseler bile ber - zah'. Martın sonuna kadar Ruslara müdafaa ve mukabelede devam edebi- lirler. Martin sonunda buzler çözüldü- Bü *akdirde ise artık Sovyet Rus kıt'a- lar: Kareli berzahında partiyi tamami- le tavbetmiş olacaklardır. Fskat buna mukabil Tadoga gölü şimalindeki harekât Ruslar için kolav- İasacak ve Finler için bilâkis yeniden tehlikeli olmağa başlıvacaktır. Çünkü büz ve'don berzahta Rusların göller ve ırmaklar üzerinden hücumlarını ko - laylartırmasına mukabil Ladoga şölü şimalindeki harekâtı fevkalâde güç - lestirmektedir. Ruslar. ş#tmalin buzlu ve karlı Kutub iklim ve arazisinde ha- rekete talimli ve hazırlıklı değildir - ler Finler ise bunun aksine olarek güya bu iş için yaradılmış gibi harika- lar wöstermektedirler. “Fihasıl Finlandiya !le alâkadar bü- tün dünya kamunu Martın sonuna kas dar berzahtaki savaşlar dolayısile ve Nisandan itibaren de Ladoga gölü şi- mal bölgelerinde tekrar başlıyabilerek harekât sebebile heyecanlanacak (oo ve bize öyle geliyor ki. müttefiklerin se - feri bir kuvveti Petsamo'ya çıkmadan dünye rahat bir oh çekemiyecektir. H. E. Erkilet ir sarhoş bir kahveye kâhvedeki radyoyu Yere atıp kırmış. Diyorlar ki: tığını bilmiyordu. Radyoyu yakalayıp yere atlı, kırdı. Sarhoş olmasaydı da, ayık radyoyu yakalayıp yere alsaydı, radyo MArılsaydı; — Kim bilir, diyeceklerdi, belki para- zit dinlemek yüzünden haklı olarak si- nirlenmiş, bu yüzden radyoyu kırmıştır. girz yakal * Bu vak'a bana daha birçok olmamış, fakat olabilecek vak'aları hatırlattı; Meselâ bir sarhoş günün birinde bir mağaza camekânına bir yumruk vurup kırsa, derler ki; — Sarhoştu, ne yaptığını bilmiyordu. Camekâna yumruk vurup kırdı. Sarhoş olmasa da, ayık olsa, camekâna neden yumruk vurup kırdığını merak e- derler, Gidip camekân içinde bulunan, eşyaya bakarlar. * — Kim bilir, derler, belki de came -| kânda bulunan ve beş kuruş kıymeti ol- mıyan eşyanın üzerinde «elli kuruştan aşağı etiket görmemesi yüzünden sinir- lenmiş, kırmıştır. * Meselâ bir sarhoş bir gün bir tram- vayda cama yumruk vurup kırsa, derler ki: — Sarhoştu, ne yaptığını bilmiyordu, cama yumruk vurup kırdı, olsaydı, |“ * Meselâ bir sarhoş vapur iskelesinde asılı duran tarifeyi yırtsa, derler ki: — Sarhoştu, ne yaptığını bilmiyordu. Tarifeyi yırttı. Sarhoş olmasa da, ayık olsa, tarifeyi neden yırttığını merak ederler. Başka bir tarife bulup bakarlar ve tarifeden değme ârifin bile bir mana çıkaramadı ğını anlayınca; — Kim bilir, derler, tarifeden bir ma- ha çıkaramayınca sinirlenmiş, yırtmıştır. * Meselâ bir sarhoş, kendine siyasetten bahseden birini tokatlasa, derler ki; — Sarhoştu, ne yaptığını bilmiyordu, kendine siyasetten bahsedeni tokatladı. Sarhoş olmasa da ayık olsa, tokatla- masının sebebini düşünürler. Siyasetten bahsedenlerin yalan yanlış haberler an- lattıkları, akıllarına geleni söyledikleri, herkesi boş yere sinirlendirdikleri akıl - larına gelir. — Kim bilir, derler, sivasetten bahse den ne sacma sapan şevler söylüyordu ki sinirlendi ve tokatladı. Kli Sette | Bunlar biliyor mu iniz? | Hastalanmamak mecburiyeti Cemibi Afri - kanın içeri tara - fında yaşıyan bir kabilede, ölüye el sürmek en büyük | | günah o addedilir. Ve kabile halkından hiçbiri böyle bir güreh işlemek istemezler. Bu yüzden onlar öleceğini hissettikleri hastaları da ha ölmenen gömerler. Fena bir âdet. Fakat bu âdeti bilen kabile halkı has - talanmamak için kendilerine çok dik- kat ederler. ** İngiliz tiyatrosunda milli marş 1745 senesin - | de, Londrada bir | ZA | tiyatroda bir tem 4 İ sil sonunda bu ka dın artist «Allah krali (o korusun şarkısını söylemiştir. O zamandanberi İngillerede, tiyatro biter bitmez, mil Yi marş çalınması âdet olmuştur. Bir hatanın tamiri etrefında İstanbula yakın şehirlerden birinde oturan bir genç kızdan şöyle bir mek- bub aldım; — «Ben bir hata yaptım, büyük bir hata yaptım. Şimdi bu hatayı tamire bıraksam istikbalimi şu veya bu $€- kilde koruyabilmek ümidini ebediyen kaybedeceğim, kepaze olacağım, uçu- düşeceğim. Anlıyorum... yorum. Bu mesele medeni memleketlerde çok konuşulmuş, üzerinde çok düşü- milmüş, bazı ahval ve şeralt altında kısmen hal çareleri de bulunmuştur, fakat bizde henüz bakir bir mevzu 6- larak durmakta, alâkadarları taratın- dan gelişi güzel hal çareleri ile karşı- lanmaktadır. Meselede okuyucuma faydamın do- kunamıyacağını söylemiştim ya, bu “Fakat okuyucuma faydamın dokunamıyacağını da görü- Kauçuk nallar Amerikalılar, demir at nalları yerine (o kauçuk hallar kullanma» ya başlamışlar - dır. Kauçuk nal» & lar, demir nallardan daha ucuz olduğu gibi at bu nallarla daha rahat yürüye- bilmekte ve bilhassa insanlar, demir nalların taşlara vurmatsından hasıl o lan sesi dinlemekten kurtulmaktadım. lar. #* Sabunun tarihçesi Pompei harabelerinde bir sabun a - telyesi tekmil teterrüatile bulunmuş - tur. Arablar sabunu ilâç yapmakta ve çamaşırları beyaklatmakta kullanmış. lardır. Sabun kelimesi Jâtince sapodan gelir ki bu da Lâtinlerin sabunu bil - diklerine delâlet eder,» Bugün kullandığımız sabuna müşa- bih sabunların on beşinci asırdı yapıl- dıkları muhakkak addedilmektedir. daha ziyade muhiti ve vaziyeti hak- kında malümat vermemiş olmasından ileri geliyor, gazete sütununda açık muhabere ile bir aile sırrının tetkik edilmesine tabil imkân yoktur. Eğer biraz daha itimad göstererek adresini gönderecek olursa bahis Üzerinde in- celeme yapabiliriz. * İzmirde Bayan «İ, Ci» ye: — «Kurulacak hayat şirketine diğer hissedarın da ne sermaye koyacağını anlamak istiyen erkeği» pek haksız görmeyiniz. Tabil bunu anlamak için bazısı münasebetsiz hareket eder, ba- zısı İse kurnaz davranır, karakter, düşünce, terbiye meselesidir. Esası mahküm edemem. Esasen bizde «afle- nin servetini, «müstakbel mirasa konma ihtimallerini; araştırmak şek- linde eötedenberi yapılmıyor da de gidi. * Ankara Bay Hüsnüye: Evli kadının çalışmamasını tercih ederim, fakat mutlak mecburiyet he- linde çalışmasına da cevaz veririm. TEYZE

Bu sayıdan diğer sayfalar: