26 Şubat 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

26 Şubat 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kır koşuları, bisiklet müsabakaları eş ane dig maçlarınn geri kalan im dün üç sahada birden yapıl - Bölen. Kasımpaşa maçı müstesna, a olarda pek çok göl atılmıştır. liken Kadıköyde oynanan Fener- sre - Topkapı maçı 14-0 Fenerin le- de bitmiştir. futbol maçlarından maada bir- Sok Spor hareketleri yapılmıştır. Fenerbahçe 14 — Topkapı O Dirde kuvvetli ve zayıf takımlardan ii vin dünkü karşılaşmasında! ge- BE ği devrede. gerek ikinci dev- m futbol bakımından Fenerin gü - Oyunundan başka birşey görmek Pesib olmadı ve olamazdı da, i papa takımı azdimf bir müdafas ei maçtan az bir sayı ile çıkmağı iş in bir şekilde oyuna başladı. Fe - dayı evin sistemli oyunu daha “Ik a izde tesirini göstermeğe Top- b an zayıflığı meydana çıkma- li Pas ve her yerde şüt atmak su “© oyuna başlıyan Fenerbahçe 12 ve İG ncı dukikelardn Fikretin sıkı Şütlerile iki gol kazandı. Bir müğdet iraz da talihli oynıyan Topkapı iyi - den İyiva day . ei anarak kelesini mükem- müdafaa ediyordu. Tonkanı vi apı kale İse, gittikce büytven tehlike artık — i Yeremiyecek bir hale gelinde; Mv *0 nc: dakikalarda Fe - iel Sayı dah# yaparak devreyi İkindi devre. artik birinci Eg takım Te #râsmdaki oyun şekli mile çıktı, yun şeklinden tama - Fener tan, opk bahçe karsısında kâh topu tu- kâh kaleye giren topları topl Dı kaleci van #İ, güzel ve takdire de - * Oyununa rağmen 7 si Melihten ol- Pap 14 gölden kurtaramamış ve maç m Süretle 14-0 Fenerin galibiyeti- bitmiştir. j Uyg lataamray 8 — Fillo ii kuvvetli bir vaziyette olan asarayla, zayıf bir halde olan Hi- 5 köşeye atılmış irfan ve iz'an ip eri husran içindedirler; yokluk yü öğ en varlıklarını verememektedirler; up biye içinde yükselttikleri ip vaze) kaybolur; ln aybolur; onları işiten Bunlar. yüzmekle yürümek arasnda! İttri bir farka malik olduklarından bo - Ilmağa mahkümdurlar, Koyun, at, fa. Te, öküz, kedi, eşek ve köpek, su hayvan. olmadıkları halde, suyun içinde de, e karadaki gibi, yürüdükleri için yü. Or görünürler ve bu fitri ve tabil ha. en Yüzünden boğulmadan (sahile Sıkabilirler, Halbuki suya ilk defa gir- m İnsan ise suyun içinde, kara- Bü gibi, alelâde yürüyüsle yüzemez, i a evvelden, hususi şekilde mesai #ir. ederek, yüzmesini, yani kollarımı da yaklaştırarak dört ayaklı olmasını öğ - Tenmemişse ölümden yakasını kurtara « Haz. İnsanın, bir çokları arasında, bir Müstesnalığı da buradadır; hayvanlaş adan suda boğulmaktan O kurtularak gemi yaşamanın yrlunu bulamaz; fe - 4 çaya veya denize hiç düşmemiş olaf. Bilmem, maksadımı © izah edebiliyor Baiyum? Sözleşmişiz gibi ikimizin teşekkür kelimeleri İri LD Bir.müddet sustu, Yeşil gözünü bize in *k karımı da, beni de uzun uzun söz - Sonra bir, iki defa parazit yapar gi- e İstanbulspor - Beşiktaş ma lâl maçı hemen hemen tabif bir netice ile sona ermekle beraber. dünkü maç- ia Göülatasarayın oyunu kimseyi tat - min eder bir şekilde değildi. Oyun başladıktan 14 dakika sonra Cemil ilk golü yaptı. Yirmi sekizinci dakikaya kadar birkaç sayı kaçıran Ga latasaray Salâhattinin kafa vuruşile ikinci golü ettı ve devre kaçıfılan bir- cok sayılardan sonra 2-0 Hilâlin'mağ- übivetile bitti. İkinci devre, işe büyük hâkimiyetle başlıyan Galatasarayın devamlı ve iç sıkan hücumlarile dolu idi. Galatasaray! hu devrede attığı 6 golden fazlasını| kacırmış, Hilâl takımı daha çok gol ü mid ettiği bu maçta biraz daha mu fak olmuş bir şekilde sahadan ayrılmış! Dünkü maç Galatasaray için mu - vaffakiyetli sayılmaktan bir hayli u - zaktı. Ömer Besim Besiktas 6 — İstanbulspor O Haftanın en mühim makı Beşiktaş la. İstanbulspor arasında idi. Beşikta- isa karşı büyük bir mukavmet gösteren İstanbulspor devrenin 42 nel dakike- bi ölürdü ve nihayet şu suali sordu: — Beni ne diye satın aldınız? Cevab verdim: a Hulki Soyerin hikâyesini dinlemek için... — Eski snhtbim anlatmadı mı? — Eşref Şener mi? Anlattı, fakat ya - rım kaldı. — Nereye kadar bil'yorsunuz? — Maryoranın Türkiyeye gelişine; ba doğrusu senin © eve girerek X ile karşılaşmana kadar... İ —Şimdine İstiyorsunuz; oradan aşa- ğısını mı anlatayım? — Eveti... — Pekâili Sihirli, yeşil, tek açıp da Maryora ile annesini kar mda İgörünce, bir makine olmama rağmen, çok şaşırdım. O kadar ki müş'irem Bükreşte | iken Ankara istasyonunun bütün mede- İniyet dünyasına karşı bağırtlığı havalar- dan, Garnıma gaçtı ıh Goynüme şaştı | Haydaana S5 POR Dün İstanbul en canlı bir spor günü geçirdi Fenerbahçe Topkapıya 14 gol attı, Galatasaray Hilâle $ - 0, Beşiktaş istanbulsporu 6 - 0 yendi “Son Posta,, nın tefrikası : Sihirli çöz konuşuyor! SON POSTA «Son Posta» nım tarihi tefrikasr 152 tl — Bre Mehmed ağacığım bohçalar değişti... Tayyarzade ondan gelmemiş - Bal Mehmed ağa hazinedarı tepeden tırnağa dikkat ile süzdü. Gümrükçünün emektar ve namuslu bendegârundan o -| lan bu adamın rengi kül gibi olmuştu. Elleri titriyordu. Mehmed ağı kendini güzel oldu im Kapı yoldaşım ne olursun... Yüzün- İde kan yoktur... Bre söyle büna bu boh- işa hikâyesini... İ ji — Benim Mehmed ağacığım... Dünkü İgün Tayyarzade, efendiden izin alıp a - İnasının evine gittikde efendi beni çağır- İdi; «Tiz bir mükemmel bayram bo | donatıp Tayyarzade oğlum tür» dedi. Ben dahi bir mükemmel boh - ça donattım: Bir altın sırma işlemeli sa- İrik ve bir çiçekli Hindkâri şal ve mas kabzalı bıçak ve bir çift ipek'i iç do nu ve iki altın sırma işlemeli uç bir incili yağlık ve bir sırmalı yüz hav - İusu ve bir incili ibrişim hamam peşti - malı ve bir takım ipekli hamam Kavlu - su ve bir ipekli Tosyanın hama ve bir çift mücevherli tas bir aded gümüş tel kesecik n bahşişciği koydum. Bre m ol, . Bre ben rüm bü derd ile Mehmed ağacığım... Vallah gü- nüm sayılıdır... — Kapı yoldaşım vallah bon de ölü -| rüm meraktan,.. Ti, asıl kaziyeyi anlat. sında Hakkının yaptığı bir sayı ile dev! — Benim canım kapı yoldasım Mir reyi 1-0 mağlüb bitirmiştir. İmed ağacım... Bre dün aritedir... İşim İkinet devrede oyuna derhal hâkim | başdan asmıştır... Tayyarzadenin at- olan Besiktaş ciddi bir uğraşmadan Jas bohçasını odama. işte yuracığa, pen - sonra 22 pci dakikadan itibaren cere içre kovmusumdur. bizim arabacı yapmağa başlamış ve sira ile Rifat. Ve'i Mahmud e NE bü m y mişti, «canım âğa, ahş veriş bilmem, İ - pre Ea piya nayet keram edersin. Berim aylık &k - e N jçem ile bana bir kat ruba alıver ve bir İstanbulspor ikinci devrede birine | bohca donat, demişti, Ona dahi bir ır -! ğerreye Siran od Xoeç | ga bohcası danattım idi. O bohça da ka- e ve OYUM XL sakamıla uri DübEü giri Mayis) İ varzadenin bohçasını dönattım, pencere | içre koydum. Hazine varırdım o kapı ku- ilumun bayram harelıkların ve ihsanlarn cıkarmağa, Veli Mahmnd — «hani * benim bohçam: diye sordukta «benim odada - dır, kapı ardındadır.» dedim. Bre ben! öldüm... Günüm sayılıdır... Ot... Ah... Gin çından heyecanlı bir safha gol Beykoz 2 — Altantuğ 1 ne savısını yapmıştır. Müskül vaziyet. ten kurtulmağa calışan Bevkoz bera - epey zorluk çektikten temin etmiştir. — Bre kapı yoldaşım kendini topla Devrenin ortalarında bir gol daha - Benim Mehmed ağacığım ben bit- yapan Beykoz 2-1 galib vaziyette ikenİdim.. Ben yandım... Ben kâl oldum... devre bitmistir. Simdi külüm savrulur... Mel'un Veli İkinci devre #ikı cekismelerle #ec-| Mahmud Tayyarrade bohçasını alıp git- mis. Altuntuğ bu arada bir penaltı ka- çırmıştır. (Devamı TI inci sayfada) miş... Bal Mehmed ağa şöyle bir düşündü. | Hazinedarın hikâyesini dinledikten son- 25 Yazan: Zeynel Besim Sun — Depeleri aştı h diye hâlâ üç sarın cılız sesine (evazife Türküsünü çalmağa başlamışım. Are- icab ü'gün, ülgün okuyan bir kadın , sırada bel kalınlığında bir sesle: veya erkek feryadı katarak, dünya istas-| Asşâdan gıvır anam yonlarının yanında basta bir Yahudi kâ-; da, sedire çekip oturttu: JAyağına düştüm... » görmüştü. İlk aklına gelen de, bu Sayfa 9 BİNBİRDİREK BATAKHAN 284, xazan: Reşad Ekrem Yeni bir çubuktar aranıyor! ra, Tayyarzadenin anasının kapıyı sura- una çarpar gibi kapadığını hatırladı. Ye- rinden fırlayarak bazinedarı kolundan tuttu: — Tiz seninle Şehreminine gidelim... Dedi. Hazinedar şaşkın şaşkın söyleni- yordu: — Meded benim Mehmed ağjacığım.. Çotuk'arıma Beni kurtar. Tayyarzademıizi alıp geti - telim... Ayaklarını öpeyim oğlanın... Bir merhametli civan yiği Aftet « sin,.. Vallah bu bir büyük iştir... Hüse yin efendimizin kulağına gittikde Oben ölürüm... Bal Mehmed ağa, hazinedara, Tayyar- mücevh yarzadenin ınlık'ar ge- ağa da kapıyı çak nadı. Bir daha çaldı. kocuman vurarak u- bir mücevher kançer ile saat almasını tembih etti. kapısı önünde haz çirirken Bal Mel dı. Fakat kapı Gene açılmadı. Üçüncü defa, demir halkayı birkaç kere hakkak ki kendilerinin ge reden gören Tayyarzadenir açmak istemiyordu. Bu son ısrarlı çalış üzerine nihâyet kapı aralandı ve kadının sesi işitildi: — Kim 09! — Tayyarzade Mehmed ağa »vde mi?, 'Tayyarzadenin ânası, Bal Mehm fayı arkadaşı ile beraber penc med ağanm, Tayyarzadevi konakta bu- lamaması üzerine kim bilir ne için. bek ki de kapı yoldaşları arasında eksik olu miyan kıskançlıklar v n, Tavyar. zadenin uğradığı istiskal üzerine oğlu ile istihza-etmek için ge'miş olmasıydı. Tayyarzade evde idi. Midilli ile beraber evin babçe üzerindeki bir odasında idi. Azıcık evvel de, anasına, Gevherli Esma hanım sultanın kendisine attığı işlemeli çevreden bahsetmiş, fakat Fazli Paşa sarayının kapı halkı hakkın- da anlattıklarını söylem kapıya, oğ'una haber verm , Bal Mehmed ağaya, hiç tereddüd etme- den, mağrur ve sert bir sesle cevab vör- di: z — Tayyarzade yok.. Tayyarzade Gey« herli Esma hanım sultan hazretlerinin çubuktarı olmuştur ve şimdi Fazli Paşa sarayındadır!. Dedi ve evvelkinden daha hızlı, olan« ca kuvveti ile kapıyı kapadı. Gümrükçünün hazinedarı sendeledi — Ben... Ben bittim... Mahvoldum Mehmed ağacığım... (Arkası var) Hayat değişti; hele Türkiyede baştan» başa, büsbötün değişti, Çocuklarınız ba- balarına: — Baba. fes ne demektir. Diye soruyor; kadınlarınız büyük an nelerine: — Kuzum haminneciğim, şu çarşafı bana tarif etsene. Ricasında bulunuyor. Şer'iye mahkes melerini hatırlıyanlar, pilâvın üstündes ki karabiber kadar azalmıslardır.. Hal böyle iken musfki eserleri bahsinde, iki veya üç müstesnasile, en a7 eli sene ew Demesin! bile unutmuyordum. Hog;'nsi vaziyetinde kalıyor?. Memleketiniz- tomboktoyu da hatırlasaydım gene bir|de bir musiki hareketi “olmıyacak mı?. zımbırtı ile bir dümbelek çalarak kesik Eslâftan kalma beş, on eseriniz ölmasa! ve monoton seslerle: çalacak, okuyacak şey bulamıyacaksınız. Galavira sagora İşin en feci tarafı, gazino sazlarınızın! Nayavanl badora İyüzde seksen beşinin istasyon sazınıza Dum, dum, dum jmütefevvik olmasıdır. Tanınmış sazende| Zum, zım, zem İve hanendelerinize karşı istasyon boyko- Diyecek değil miydim?. Allah razı ol-| taj mı yapıyor; yoksa obstroksiyon mu? velisinden bir adım beriye geçemiyete sunuz; maksimum tarafı ise 450 seneye kadar yükseliyor. Geçenlerde kırk beş sene evvel «Naz'r olmaz sana âlemde teksin» şarkısını besteleyen İzmiri bir zatı «yeni bestekâr! arasmda radye ile Hân garabetini bile gösterdiniz. Bu- nun sonu ne olacak”, sun, radyo istasyonunuz bazı, bazı beni uzaklardan ses almak zahmetinden kur-; yüklettiği yüke ne demeli?. Besteleri Ba-| | — Gâhi ki eder turresi dâmâninı çiyde Bestesinden, yahud: 3 İtarıyor. Fakat bu himmetine mukabil O — Yine zevraki derunum. | Güflesinden yeni nesil nasıl mana çı- tutaya sığmaz seslerle okunan bir kısım karsın?, Dede efendi, Hacı Arif Bey, bes. şarkıların kulak yırtıcı avazelerini plâk- tekâr Lem'i, tamburi Cemil; anladık ardan naklederken neler çekiyoruz, bir (amma bu muhterem zevata vaktile veri- bilseniz halimize acırsınız. len güfte malzemesi bugün antika olmuş- Anlamıyorum; Mısır istasyonu Obile tur, Artık resmi, hattâ hususi ziyafetle- «İncesaz» 1 piyanolu, düdüklü, borulu,irin menülerine «tarhana çorbası, irmik cazlı, irili ufaklı viyolonlu bir orkestra| helvası, patlıcan musakkası, tatar böre- kıyafetine sokmuşken sizin istasyon ne gi, yoğurtlu pideli kebab girmiyor. — Susuyorsunuz; yani cevab vererik yorsunuz. O halde sizi üzmemek için bahsi değiştirmeliyim. Evet; Maryora ile annesini karşımda görünce şaşırdım. Demek ki şu Türkle evlenerek buraya gelmişti. Maryora da beni görünce alâkalandı amma yeni lev. hamdaki yeni tarihle karşılaşınca sesini çıkarmadı. Aşk olsun; şöyle böyle amma gene iyi (arkam var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: