29 Şubat 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

29 Şubat 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rp Kralı da geliyor Sı Bulgar Kralının ziyafeti - Kralla bir temas - Kırılan kahvealtı takımı ve kurtarılan Enderun Efendisi - Kral Ferdinanda verilen hediye - Sırp Kralına aid bir ( kırmızı - beyaz ) elbise hikâyesi Hünkâr tarafından kendi şerefine ve rilen büyük ziyafete bir karşılık olmak üzere Bulgaristan kralı da hünkâra bir Ziyafet vermek istedi, Bu ziyafet pek sa- de ve muhtasar bir öğle yemeği şeklin- de, Yıldızda ve bittabi gene sarayın ve- Saitile verildi. Enderun efendileri siyah setrilerile hizmet ettiler. Sofrada saraym beyaz gümüş takımı kullanıldı; hademei humayun yerine bir bölük asker istikbal tasimesini ifa etti, orkestra takımı yerine fanfare merasim dairesinin önünde çal- dı, davetlilerin adedi haddi ekaile inmiş oldu, kadınlar bulunmadı ve bu suretle ziyafet külfeti pek hafif geçmiş oldu. Kral Ferdinand ile doğrudan doğruya | ancak iki defa temasa geldim, bunları hikâye edeceğim: ii Misafiretinin ikinci günü idi, sabahle- yin Yıldızdan kralin maiyetine verilen yaverlerden biri Dolmabahçeye gelerek beni görmek istedi. Genç zabit dedi ki: — Kral hazretleri sizi görmek istiyo: Hayretle: — Beni mi? Acaba ne için? ye sordum. Sebebini bilmediğini ve he- men şimdi istediğini söyledi. Oldukça bir merek ile arabamı ısmarladım, he- men Yıldıza gitmekte istical ettim. Beni derhal kralın yanına götürdüler. O küçük salonda, kahvaltı masasının başında, yalnızdı. Selâm vererek bekle- dim. Ayağa kalktı, canı biraz sıkkın gö- rünerek: — Ben bu sabah, dedi; kahvaltı ederken bir kaza yaptım. Nasılsa yanlış bir harrketle o güzel Sövres kahvaltı ta- kımını devirdim, Bütün takım tepsisle berâber bir yığın enkaz haline geldi. B kıymetli takımı böyle kazaya uğratı o'maktan mahcubum. Sizden rica ediyc- Tum, şevketpenah sultana bunu arzedi-| niz... — Efendimiz bundan memnun öükdüle-| lardır, dedim; biz Türkler böyle kazaları! uğur sayarız... Tebessüme benzer bir şeyle mukabele! etti, ve başını hafifçe eğip selâm vererek mülâkatı bitirii. Çıkarken kapının di- şında o güzel takımın kırık parçalarını ' gördüm. Biraz ötede süklüm büklüm krala kahvaltı hizmetini yapan genç en- derun efendisi duruyordu, yanıma kadar geldi, ilkönce resmi saray temennasını jona bir hediye götürmeğe memur etti. SON POSTA £ < | ! göstermekle beraber hasla adamın mira- Altıncı Balkan güreşlerinde takımımızın vaziyeti Çok iyi çalışmış olan güreşçilerimizin karşısında en kuvvetli rakib olarak Yugoslav güreşçileri dün geldiler Bu hediye Herekede dokunmuş, bir şal sını paylaşmak zamanı gelince biribirinin kadar İnce, İranın meşhur halılarından hasmı kesilmeğe namzed ediler. Bunun da birinin resmine göre pek iyi işlenmiş ol zamanı tecellisi 1912 harbi oldu. dukça büyük bir parça idi. Mefruşat ida-' resi onu al ipek bir bohça içinde sararak hademeden birinin refakatile arabama koydurdu, ve kralın Yıldızda serbest bu- lunacağı saati tahkik ederek yola çıktır Yıldızda, bu sefer kralın yaverine racaat ederek sebebi ziyareti anlattım, hali böhçası içinde büyük salona nakle dildi ve krala malümat verildi. Ben ayakta muntazırdım, geldi. — Şevketpönah efendimiz, zatı © haş- metanelerine küçük bir yadigir gönde riyorlar; dedim. Hemen bohçayı açtırdı, halıyı yere serdirdi ve eğilerek halıyı okşadı, bir y- cunu kaldırarak altına baktı, elile yok- ladı, ve doğrularak tekrar halıyı, gözle- rinde hayranlığa delâlet eden bir mara le, temaşa etti. Sonra bana hitab ederek: — Bu bir hah değil, bir şal! dedi, ve sordu: — Bu san'at harikası nerede yapı- het — Hazinel hassaya aid olan Hereke i- malgâhında... — Ne kadar ince, tersi yüzüne benzi- yor; dedi. Malümatfuruşluk ederek izahat verdim: — Bu neviden halılar pek geç, ve âncak üç dört san'atkâr tarafından doku- nur; dedim, ve ilâve ettim: — Bir $ metre murabbaında otuz dört İl; dır, derler,.. Benden Hereke*haki zun tafsilât istedi. Sarayların bütün ipek | arının da orada yapıldığını ilâve eri geri durmadım. - Pek ziyade teşekkür ederim, bunu sarayda bir duvara gerdireceğim. Kraliçe buna hayran o'acaktır, dedi ve küçük baş eğmesile izin verdi. * Bulgaristan kralından sonra Sırbistan kralının da ziyaretine intizar etmek gayet tabii idi. Bulgaristan ve Sırbistan Türki- yeye karşı ayni alâkaları, maksadlar; ta- kib eden az çok fark ile ayni ırktan iki komşu idi. Her ikisi de doğrudan doğruy: Rusyanın himayesine güvenirlerdi. Sır- bistandan ziyade Rusyanın tesir ve nüfu- © hemen a Oldukça dolaşık olan bu Balkanlar şi- yaseti içinde herkesçe keşfedilen bir bö- jdahet vardı: Türkiyenin yeni padişahını igörmek için Bulgaristan kralı bir lüzum ihissedinee ayni Kizumu Sırbistan kralının da duyması idi, Öyle ki birincisinin vüru- du haberini ikincisinin de ziyareti takib edince bunu hayretle telâkki edecek tek (bir ferd yoktu, | Kral birinci Pierre Karageorgeviteh komşusu kral kadar başmete, tantanaya münhemik bir adam değildi. Sade, hattâ mahviyet derecesine yak muttasıf bir hükümdar idi. O da memle- Romanyalılar görülüyor ketinde pek müfid bir ıslahat devresi a$- Burkan güreşçilerinden dördü, sağdan 80 la: $6 kiloda Yugoslav liç Pano, kiloda Yunan Kazarias, 66 kiloda Yu goslav İvan, 61 kiloda Yunan Biris mış ve bütün milletini kendisine aşka benziyen bir rabtta ile bağlam i bir kurşun darbesile çok genç yaşında ahtından ayrılan bedbaht oğluna ve bu- gün Sırbistan kralı olan torununa karşı Sırblıların muhabbet ve merbütiyeti on- dan tevarüş edilmiştir denebilir. Birinci Pierre pek iyi tahsil görmüştü. | Gençliğinde Parisin meşhur Saint-Cyr| ask inde bulunarak güzide bir nişi yatında idi, hatta 1870-71 Fran- y arebesinde Fransız ordu- sunda hizmet etti, Sırbistan kralı hakkında ayni merasim | icra edildi, Dolmabahçe ve Yıldız saray.) larında ayni şekilde ziyafetler Oo verildi, Hürriyetiebediye tepesinde gene bir geçid resmi yapıldı ve bu sefer ilk tecrübeden sonra geçid resmine daha muvaffak olmuş denebildi. Dolmabahçe sarayında verilen büyük ziyafet gecesine 8d bir hatıra var. O gece gene sarayın orkestra takımile hademei humayun kırmızı ve beyazdan terekküb | eden resmi kıyafetlerinde idiler, Sırbisten | kralının resmi büyük elbisesi de aynile| kirmizı ve beyazdan teşekkül ediyordu. / Yemek bitip te herkes büyük salonda! toplandıkları sırada kralın maiyetinde gelmiş olan Sırb hariciye nazırı bir aralık | benim koluma girdi — Görüyoruz ki sa- İkımımız 58 küoda Küçük yaptıktan sonra ellerime sarıldı ve öpe- Zu altında bulunan Bulgaristan Türkiyeye rek ağlıyan bir sesle: — Kral hazretleri, | karşı ayni vaziyette olmakla beraber Sır- dedi; beni kurtarmak için kabahati ken- bistarnın Bulgaristana nisbetle zayıf bir di üzerlerine aldılar. Kazayı ben yap-| ciheti vardı ki o da daha ziyade Avustur. (renkler onun tım... yanın tehdidi altında bulunmasıydı. Ruş-| Bu sual iki mana; Bu saf çocuğu tervih ettim, ve avde-| ya ile Avusturya arasında Balkanlar şe renklerini hademeye vermek e tmde hünkâra hikâyeyi naklettim. Sa- hasında mevcud olan rekabet neticesile onun renklerine karşı bir cemile dece gülerek dinledi. Onun için kralın Çarlığın himaye nazarı Sırbistanın üze işi tevil edilebilirdi. ii bu hareketi pek tabii idi, onun yerinde | rinden de eksilmezdi. Nitekim 1914 te Bü! İzah ettim: — O renkler vee ei kendisi olsaydı © da elbette böyle ya: |yük Hürbde bunun tesiratı sarahaten gö- “Türkiyesinin intihab ettiği renklerdir. ray hademesi beyaz ve kırmızı giymişler» dir, Kralın da renkleri budur. Acaba ayni ; onun için mi İntihab edilmiştir? fakat ilarak | pacaktı. Yüldü. Balkanların bu iki komşu've kar- Gördüğünüz kıyafetler de yeni padişahın Krahn hareketi günü idi, hünkâr beni A Kollejde iken bir tabilye hoca di. Arasıra bize: — Çocuklar şimdi siz emin bir li - asınız. Şayed hayata çıkarsanız. tına atılırsanız fırtınayı o zaman z. Buna göre hazırlanmak MZ var hocasını pek bedbin bu-! urdık. Adamcağızın yerden göğe ka: dar hakkı varmış.. hayat mütemadi fır- tınaların, tayfunların. kasırgaların ka-| sip kavurduğu Atlâs Okyanusuna ben- ziyordu. Sakin hali bile korkunç vo) masâlar. ne halleri varsa | lâkin rahatım pek uzun Diğerlerini çok çabuk düşürmekten, yahud o raddeye getirmekten mütevel. ir emniyetle ve cesaretle bazi me- lar bana da sataşmıya başlad Hele karşımızdaki odada kendisini si- Altıncı Bölkan güreş şampiyonası, İki #8. nelik bir fasıladan sonra, gene memleketi - mizde yapılacak ve müsabakalar önümüz - deki Cumartesi başlıyarak Pazar ve Pazar. tesi günleri devam edecektir. Müsabakalara iştirak edecek takımlardan Yugoslavya e - Kibi dün sabah şehrimize gelmiş ve Tokat - Uyan oleline misafir edilmişlerdir. Yugos - lavlsr yedi güreşçi ve iki idareciden mürek - kebdir. Yunan takımı bugün, hareketlerini dün telgrafla bildiren Rumenler de yarın şehrimize geleceklerdir. Müsabakalar arasında Balkan güreş kon. gresi de acaklır. Kongrede gelecek Balkon oyunlarının nerede yapılacağı ka - rurlaştırılacaktır. Bundan sonraki güreşlerine Mısırlıların da kabul edümesi ve Grekoramenden maada serbesi güreğie .| İsini rin Ae programa konulması kongrede mev. zan! ir, an güreşlerinin memlekete büyük a- Miku uyandıracağı muhakkaktır. Maalesef büyük bir kapalı salonun mevcud olmama » İsi yüzünden pek çok meraklılar Çemberlitaş sinemasındân geri dönmeğe mecbur kala - caklarıır. Çünkü sinema en çök 1600 kişi alabilecektir. Bu verile ile de İstanbulun ka. palı bir spor salonuna me kâdar çok İhtiya. &1 olduğuna tekrar işaret etmeliyiz. Müsabakalara girecek Türk takımı aşağı, yukarı belli olmuştur. Söylendiğine göre #a. Hüseyin, 81 de Ankaralı Suad, 66 da Ankaralı Yaşar, 72 de Ankaralı Celâl, 79 Ga Mersinli Ahmed, 87 de Büyük Mustafa ve ağırda Çoban Mehmeğ teşkiisedesektir. 56 de ciddi bir seşme yapılmamasına rağ. men, her İkisi de hemen hemer müsavi kuv- vetie , Büresçilerden Küçük Hüseyinin tecrübesi, Kenanın enerji ve atikliğine ter. ih edilmiş bulunmaktadır. 61 de Berlin o0- kınabilirdi. Kralin |rın kral hazretlerinin renklerile mutabık| ber nişanlarının düşmesi bir güzel tesadüf #barettir. SY nazırı bu cevab ile mulmain oldu. neticesinden * Başmübeynci 'ile başkâtib Bulgaristan deş memleketi, Türkiyeye : karşı birlik çülüsunu müteskıb yaptırılmıştır. Bunla-'ve Sırbistan kralları tarafından en mute- «Son Posta» nın tefrikası; 46 zumu olmadığı halde bana öteberi s0- ruyor, Ne zaman koridara çıksam, siri tarak karşımda buluyorum. Firafın nazarı dikkatini celbedecek şekilde sırnaşıyor. alnız o mu? Yukarı servislerde çalışan bir kaç genç daha mevcud ki, onların küstah - lıkları berikinden aşağı sayılmaz. Bi bürodaki kadın arkadaşlarına. yaptıkları mutad toplantılara beni de getirmeleri için yalvarıyorlarmış... Teklifleri her defasında o babamın nema artisilerine benzeten. ince bı - yıklı, omuzları pamuk dolu. saçları brivatinli bir şef muavini'var ki. ikide bir. iş bahane ederek odaya geliyor. Yü. hastalığını bahsine ederek reddediyo - Tüm, “Bana iyi muamele eden, hürmetkâ; gözilken yalnız bir insan vardı: İhsan bey. İhsan bey, bizim odada çalı iki erkek memurdan biri i larında. kibar tavırlı, nazik, terbiyeli bir adam. İnsanlara daha diş yüzün - den numara vermek hâtakın, : pi A getme na ne ka En büyük fenalığın kibar, terbi beni himaye eder gen dan geleceğini nasıl tahmin ed. dim? Asil yüzlü, ciddi ye karşı olan hü; lerde başladı. Yaşıyor, hiç bir du. On şan i. Otuz yaş yeli, adam ebilir .| görünen İhsan be- irmetim daha ilk güne Dalma başı önünde çe- şeyle alâkadar olmuyor- un diğerleri gibi bankada türlü dalaveresi yoktu. Bazıları gibi köşe - de bucakta daktilo kızlar sıkış - tırmiyor, Kaşla göz arasında Okoridor muaşakaları yapmıyordu Bana gayet nazik hitab ediyor, hiç Bâlkan İyeni İtin karşılaşmalar yapmak Umpiyadı birincisi Yaşar güreş minderin « den usun zaman ayrı kalmasının cezasın Ankaralı Suddin tercih edilmesile çekmiş - tir, 66 da Avrupa ikincisi Yaşar ve 72 do Ce « JAl genç ve istikbal vüdeden kuvvetli göreş. gilerdir. Mersinli, Büyük Mustafa ve Çoban da muhakkak ki Balkanların en iyi güreş. gileri olduklarını tekrar isbat edebilecek kıymetlerini muhafaza ediyorlar, Takımımıza en ciddi rakibin Romanya gü reşçileri olacağı muhakkaktır. İçlerinde Ro- mauya tebaası Macarlar da bulunan bu ta- assa 66, 61 ve 66 kilolarda kiz — Rumen (takımının nl ve Iki sene zarfında çalışıp, ça. 1 henüz bilmiyoruz, Yugosiâv vo Yunan güreşçilerinin ekseri. yeni elemanlar teşkil etmektedir. SI ki- temsil eden Yunun Biriz, geçen sene. lerde 56 kilo Balkan şampiyonluğunu ka. zanmış kuvveti! ve tecrübeli bir güreşçidir. Yüşoslarların da eski 56 ve yeni 6i kilo çü- reşçisi Mozolyak bu siklette bizim Suada eldât rakiblerdir. Bu aikletlerde Rumerle - rin de kuvvetli oldukları gözönünde iutu - İlursa en elidi müsabakalar 56 ve 61 kilolar. da osreyan edecek, K. Hüseyinle, Suad çe - mecburiyetinde kalacaklardır. Eğer kadroda mevcudsa Rü- men Eorlovan 68 da Ankaralı Yaşera teh - Mkeli bir rakibtir, Diğer kilolarda takımı mızın galebesi, büyük bir şanssızlık olmazsa, muhekkak sayılabilir. İyi çalışmış bulunan âli güreş takımımızın 6 ncı Balkan gü - reşlerinden de şampiyonlukla çıkması muh- temeldir. Takımımıza ve Balkanlı dost gü. reşellere muvaffakiyetler temenni ederiz. Tarık Özerengin (Spor haberlerimizin devamı 9 uncu say. fadadır) birinci o rütbelerile - Grand Cordon - taltif edildiler, Elbette bizden başkalari da münasih surette tal tif edilmişlerdir, nitekim Türkiye hükü- meti tarafından da misafirlere münasib nişanlar verilerek “bu krallar ziyareti işi hüsni suretle itmam edilmiş oldu. Halâ Ziya Uşaktıgil meyin, Jaşabilir, Öyle saf öyle temizim ki, bu küçük alâka beni minnet dolu gözlerle ken - disine hararetli teşekküre sevketti. A- ramızda samimi bir arkadaşlık tecessüs etmesine vesile oldu. Dostluğumuz ksa bir müddet zar- fında bir hayli uzun mesafeler katetti, Birbirimize pek çabuk ısındık. Tztırab- larımla, derdlerimle. Üzüntülerimle cidden yakından alâkadardı. Beni muh- tac olduğum derecede teselli etmesini beceriyordu. Onun arkadaşlığını ka. zandıktan sonra kendimi ; ize bundan: sonra daima bu - bir şüpheyi çekmiyecek derecede iti - İP nalı bir arkadaşlık gösteriyordu. Nebahatle aramızda geçen “İnin akşamında, yanıma yakl — Güner hanım. dedi. bu kadımls kat'iyen ehemmiyet vermeyiniz. Bun- lar karaktersiz, dejenere Omahlüklar.. onlarla uğraşmağa bile değmez. Siz de görüyorsunuz Nebahat sürtüğün biri. ona cevab vermeğe tenezzül dahi et . — Güner kanım, dedi.. birkaç daki- Jerseniz beraber çıkalı i inle mühim bir mesele konuşmak Bekledim ve.. beraber çıktık, yi (Arkas var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: