5 Nisan 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

5 Nisan 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA UN ADAMLARI Wan - Tsin - Wei Japonların kurdukları yeni Çin hükümetinin başına geçirilen adam asrı hazırın en büyük maceraperestidir Hemen hemen otuz yıldanberi Çinin siyasi hayatında, bazan imüsbet, “bazan menfi - fakat ekseriya menfi - rol oynı- yan bir şahsiyet var: Wan Tsin - Wei, Wan Tsin - Wei, Uzakşark hâdiseleri- nin gene bir kahramanı olara ortaya çık- tı. Üç, dört gündenberi Uzakşarka a'd! Fakat Wan burada du rahat durmadı. Eski «so prensiplerinden feragat ede- yek inkılâbcı teşekküllerle o mücadeleye girişti. | Gene hâlâ solluğundan, emperyalizm | idüşmanlığından bahseden Wan, & sırada Çan Kay-şi ile, Japonların ajanı olan EDEBİYAT Jj Reşid Paşanın halıraları Yazan: Halid Fahri Ozansoy Gerek edebiyat, gerek ilim ve tarih|dir. Bunlardan biri, Hürriyet ve İtilâf noktasından en kıymetli bir yazı pev'i/roisi olmakla öğünüyor ve cebinde taş hiç şüphesiz ki hatırattır, Vesikaları or- dığı bir tek mühürle kendisini o Mührü taya atarken ilme ve tarihe, fakat o ves | Süleymana sahib sanıyor! Reşid paşa, bu sikaları tahlil ederken (tablilin üslübu-/tiple ve diğer bunun gibilerile mükem- na göre) çok Kere edebiyata nümunelerİmel surette alay etmekte ve hatıratın bırakır. Bu nümuneler canlıdır, çünkü o| bilhassa bu kısımları, cazib üslüblu ha- geçmiş hâdiseleri gözönüne getirirken kiki bir hikâye olarak severek okunmak- Jtapkı bir romancının tekniğini kullana. tadır. İşle birkaç satır: İbilir. Bu teknik içinde hâdiselerin kendi! — «Halid Bey şöyle bir düşündü ve 89m- leri kadar, o hâdiseleri yapan veya o hâ-. ta kerikatürize edilmiş bis On dömlüncü gelen haberler, hep Wan Tsin - Weiden, Japanların ona Nankinde kurdurdukları hükümetten bahsediyor!, rın Nankinde teşkil ettikleri etin beşma geçirilen ba Wan «- Wei da kimdir “Wan Tsin - Wet, 1881 yılnda, cenübt Çinin Guandun Yilâyetinde doğdu. ve orta tahsilini Çinde, yüksek tahsilini ise, birçok Çin münevverleri gibi Japon- yada yaptı, 1905 yılında, Jâponyada bulunduğu es- in milli lideri Sun Yat - Sen'i i Tun Men - huey inkılâbcı teşkilâtına girdi ve Sun Yat - Senin en yakın laraftarlarından biri oldu. Daha sonraları, gizlice cenubi Çine gelerek, mensub olduğu cemiyetin fikirlerini vay» mağa başladı. Wan Tsin - Wei, 1910 yi- lında, şimdi Mançukonun hükümdarı o Tan, fakat o zaman Çinin 2 yaşında bir imparatoru bulunan Hanri Pu-i'ye karşı yapılan suikasde iştirak etti. Suikasd vaktinden evvel Wen Tsin - Wei yakalanarak küreğe mahküm edildi. Fakat Çindeki son imparator haneda- nımı silip süpüren 1911 Çin ihti'âli Wan Tsin - Wel'ı da hapishaneden kurtardı Aradan yıllar geçti, Sun Yat-Sen, 1920 yılnda Kantonda inkılâbeı bir hükümet kurdu. O sırada hatırına, güzel söz söyle- mesini bilen, ateşli ve genç taraftarların- dan Wanı hatırladı; ve onu Kanton hü- kümetinin başmüşavirliğin! tayi netti, Bu tarih, Çinin siyasi hayatında bir dönüm noktası idi. Bu tarihlerde 400 milyonluk muazzam Çin kütlesi, o zama- na kadar kendisini ezen ve muhtelif em- peryalist devletlerin birer ajanı olan Çin anlaşıldı. zrüebbed Çan Su-lin arasındaki yaücadelede, giz-| diselere şahid olanların da çehrelerini İlk) Wen - Tsin - Wei Wei, Sun Yat-Senden boşalan Gomindan partisi riyasetine, ve Kanton hükümeti- nin başına geçme çarelerini aramağa ko- yuldu. | 1926 yılında Gömündan partisinde, bi- İri sağ, diğeri sol olmak üzere, iki cere- yan belirmişti. Sağ cereyanın başında Çan Kay-şi bulunduğu için, Wan derhal İsol oereyanın başına geçti. Kendilerini Sun Yat-Senin hakiki varisleri sayan iki lider arasında şiddetli bir mücadele baş- ladı. O sıralarda Çinin büyük bır kısmı, ateşli lâflarına bakarak Wanın sâmimi- yeline inanıyor ve arkasından gidiyordu. Wan, Çan Kay-şi ile olan mücadelesinin en kızgın bir anında niem'eketi peşine taktığı kütleleri bırakörak OKantondan, sonradan Çinden kaçtı ve Fransaya yer- Teşti, Bu sirada Wan, Sun Yat- beğen- memeğe, onun kovduğu esasları ve pren- sipleri tenkide haşladı.. Wan 'Tsin - Wet, 1927 yılımın baharın- liden gizliye ideolojikman general Çan Su-line yardım etti. 1930 yılında Çan Su-linin mağlüdiyeti üzerine Wan «istirahate» em Fakat bunu takib eden yıllarda, Japon ordu- sunun Mançuryayı istilâsı üzerine Wan İTsin - Wet, tekrar sahneye çıklı ve Ja- ponlara mukavemet neden teslim ol duğu için Çan Su-linin oğlu Çan Sue- lana hücum etmeğe başladı. Bu arada| ştı ve Nankin hükümetinin harici siyası eline aldı, Yavaş yavaş Wandakt es «Japon dostluğur uyanmağa başladı. Fakat Wan | kurnaz bir diplomattır. Bütün memleke- tin Japon aleyhtar ile yanıp tutuştu- ,ğ bir sırada, Japon dostluğu yapmanın, kendi mevkii bakımından ne kadar teh- Tikeli bir şey olduğunu pekâlâ takdir et- mektedir. Onun için o fikirlerini açıkça değil de, dolambaçlı yollarla ifade etme- ğe koyuldu: O önceleri, Japonlara muka- vemet etmenin faydasızlığından bahset- meğe başladı; daha sonraları açıktan a- isığa Japonlarla bir anlaşma yolu bulma- jpan zaruretlerini vazettii Fakat Çan Kaysşi bu siyasete yanaşmak İstemedi. Çünkü böyle bir siyasete yanaşmak, em- iperyalizmin düşmanlığile ayaklanan Şin halkı nazarındaki itibarını tamamen kaybetmek demekti. Wan, fikirlerini kabul ettiremiyeceği- hi anlayınca, Gomindan partisini ve hü- kümet reisliğini ele geçirmeğe. çalıştı. Bü vaziyet tekrar Çan Kaysşi ile arale- rının açılmasına sebeb oldu. Wan gene «istirahate» çekildi. Sonra gene Çan Kay-şi ile anlaştı. Bu sırada, 19 uncu Çin ordusuna mensub, ve Japonlara muka- görürüz. Bu suretle en sade görünebile- jcek olan çocukluk hatırutından tutun da, die derece gençlik, orta yaşlılık hatı- raları insanın önce dimağında, sonra O| dimağdan üzerine aksettiği kâğıdia bir| kiya$ alır. Araya sıkışan omektublara ikalara gelince, bun- ve er cinsten vw Jar, atıratı yazan: san'at âlemindeki şahsi kudret ve iştiharı ile, yahud onun şahidi bulunduğu, yar- larında mühim bir kısım hâdiseleri takib edip not almağa imkân bulduğu X adamları mevzu olarak ele alması ile ğerlerini fazlasile çoğatırlar. İşte, Türk istiklâl ve inkılâ) savaşının başlangıçta bile en çetin cadelelerle kendini belli eden tarihinden böyle mühim bir safba- yı da, bu neviden bütün vesikalarile, 0 zamanki Sıvas valisi merhum Reşid Pa- ganın, bu defa, oğlu Cevdet Y. Yularkı- ran tarafından neşredilmiş olan hatıra tında buluyoruz. Reşid Paşanın bu hatıraları, merhu- mun, Sıvasta Harekâtı Milliye başlangı- &ndan Sıvas kongresi ve birinci Millet Meclisinin açılışına kadar not ettiği hâ- diseleri bir yere toplamaktadır. Bir kıs mı Atatürkün (Nutuk) unda da mevcud İbulunan telgraflar, mektublar (vesaire, eserin vesika kısmını teşkil ediyor ve bu! vesikaların arasını Reşid Paşanın O Za- manki Sıvası, Sivasta tohum halinde be- lirerek gittikçe şiddetlenen milli heye- canları safha safha açıyor. Bu batırattan anlıyoruz ki, İlk zamanlarda, yani daba iSıvas kongresinin aktinden evvel, vali, henüz tâbi bulunduğu Istanbul hüküme- tine bir türlü derdini anlatamamaktadır. Mustafa Kemalın Erzurumdan sonra Si- | generallerine karşı yer yer aysklenmıştı. da tekrar Çine döndü ve Şanghayda eski Çinin münevver kadrosunun en iyi bir düşmanı Çan Kay-şi ile buluştu, Derhal kısmı, şehir halkı köylüler, grup grup onunla, her nokta üzerinde mutabık kal- inkılâbc'ara iltisak ediyordu. dı, İki eski arkadaş, iki eski rakib, gene Siyaset denizinde bir balıktan iv 7» beraberce çalışmağa başladılar. Bu sıra- mesini, siyaset ipinde bir cambazdan iyi da her ikisi de müşlereken semperyâ- perende atmasını bilen Wan Tsin - Wei, Tizmle ve irtica'a mücadele edeceklerin»; derhal vaziyeti kavradı ve hemen &en- dair mühim bir beyanreme neşrettiler.. dişine güzel bir «siyasi mevki» yaptı. 1924 yılında toplanan, Gomindan par-! tisinin İlk kongresi, onu Gomindan par-: tisinin merke komiteşi azalığına seçti, Bu zaman zarfında Wan Tsin - Wei, San| Yat-Senin en iyi ve en sadık bir tatebesi Bibi hareket etti, Fakat 1925 yılında Sun Yat-Senin ölü- mile beraber vaziyet değişti. Wan Tsin- Yalnız bir işareti kâfi Bil yorum ki bu, benim için pek müthiş o'acak, çünkü ben de onun için başkaları gibi bir bebekten başka bir şs| olmiyacağım. Öyle iken onu seviyorum! £ Onün yanındayım... Hani bilmem ne söyliyeyim?.. Söylemesini beceremiyo- rum ki,.. onun hoşuna gitmek için yok mu, benden ne isterse (edaya hazırım... Delikanlı, kendi kendine yoksa bir kâ- bus çukurunda mı dolaşıyorum diye 80 rarak, bu sözleri, alnım elleri içine al miş, yeisle dinliyor, bir taraftansa şık genç kız sözlerine devam ediyordu: — Önce bu, bir hevesten, bir ask özen- tisinden kaşka bir şey deği'di. Hoşuma gidiyordu o; biraz da korku veriyordu bana; fakat hissediyordum ki hergün biraz daha fazla onun oluyordum. Bilnas- | sa ona hiçbir vakit bunu söylemevin! Dünyada size de inanmazdı. O hiç kim- seye inanmaz, — Rerelin... — O! sizi temin ederim ki, buna se- beb, beni bol bol lükse ve iltifata maz- har etmesi değil! Sonunda bütün bunlar benim için müsavidir. Bu işin bunlarla alâkası yok. Ve yavaş yavaş onu, hiçbir menfaat gözetmeden, deli gibi sevmeğe başladım! Şimdi artık onu hiç mem lâzım ge'se, mümkün değil yapa mam... hayır. yapamam! Bu, ne buda- Jak değil mi ha! Fakat Wanla Can Kay-şı bu anlaşma çök devam etmedi. Gomin- 'dan partisinin sağ ve mürteci ele- İmenları Çan Kay-şi taratın: iltizam etti ler, Wan, irticaa ve emperyalizme düş- men kalmakta devam etti Gomindanın diğer bazı şol liderlerile bir- likte Şanghaydan Hankova kaçtı ve ora- da. Uhan h in başına geçti. «Son Postawnın edebi tefrikası: 16 arasındaki Hemen 6 günün akşamı, Jak'ın met-! resini ziyarete geldiğini famdö;ambrdan haber alan baron, Rozelin'e âlâsından bir çıkıştı: O maşallah! ne de güzel şeyler agi | tiyorum! Anlaşilan bir âşıkınız var ve onu gizlice evinizde kabul buyuruyorsu- İnuz? Rozelin hiç şüphesiz bu derece a'aylı bir ittiham beklemiyordu. Fakat bir sa- niye bile şaşırmadı ve hiçbir infial gös- termedi, bu ise sonradan kendisine cür-! mün isnadına sebeb oldu? zira, yanlış yere ittiham olunan bir kızın haksızlığa karşı isyanla yerinden sıçramaması ka- bul edilecek şey değildi. Kordelia gibi sade, şu cevabı verdi: — O! kat'iyen öyle değil, mösyö, Jak benim âşıkım değil. Demiyorum ki ol mak istemiyordu. Fakat sizi temin ede- rim ki aramızda hiçbir şey yoktur. Dost- ça iki üç kere evime geldi, fazla değil. vemet edilmesi taraftarı bir sübay, ta- yasta da bir kongre aktetmek için teşeb- banca ile Wanı birkaç yerinden yaraladı. | büslere girişmiş olmasını Babiâli bir tür- 1935 yılından sonra, Japonların tekrar Yü bazmedemiyor. Valiye telgraf üstüne Çini istilâya başlamaları üzerine, Şan telgraf gelmektedir. Reşld Paşa, bir ta- Kay-şi, halkın dileğine ve Çinin menfa-İ raftan kaçamaklı cevablarla İstanbul atlerine uygun olarak, yurdu östilâya pökümetini avuturken, diğer taraftan kalkan Japon emperyalistlerine karşı bir Mustafa Kemal'in telgraflarını sevinçle Wan. ilk| kabul etmekte ve Sıvasta yapılan hazir- zamanlar buna tareftar gibi göründü lıklara göz yummaktadır. Maamafih, © Sonraları, bu O «emperyalizm düşmanı zaman Sıvas içinde âciz ve münafık bir mücahid, yavaş yavaş maskesini atarak, | kaç Hürriyet ve İtiâ! yâranı yok değil Japonlarla anlaşma siyasetini tervic ete | smmm meğe, Çan Kayssiyi de bu yola götürme-|dukları «Çin hükümeti: hin başına geti- ğe çalıştı. Olmayınca, tekrar Çan Kay-şi| rilen, Amerika ve diğer devletler tara- ile bozüştu.. ve açıktan açığa Japonlarla| fından tanınmak istemiyen Wan Tsin - birleşti. Wei, böyle bir zattır. İşte şimdi Japonların Nankinde kur- mil'i kurtuluş savaşına giriş Hasan Âli Ediz AŞKA INANMAYAN ADAM Link are EDEN :. HALİT FAHRİ OZANSOY Yazan: Jorj Delaki Onu bana &iz getirdiniz. Kendisine gi-| Nerede buluyorsun zevkini, ve ne imiş din diyemezdim. bakalım? l Baron şenlik yapıyordu. Vay kâfir!| Rozelin, bir lâhza, önünde duran ve ikurnaz kız, nasıl da, pek tabif olarak «si-| hani nasıl her şeye gülüyorsa gene öyle zö yemin ederim» değil, «sizi temin ede-| gülmeğe hazır bir halde gördüğü kud- İsime demişti! Nası) da hilekârlığına uy-|retli adama parlak mavi nazarı ile baka- gun bahaneyi ustalıkla kullanıyordu! |rak sükütu muhafaza etti, Hakikaten bizzat patron tarafından tak-| Nihayet biraz hülyalıca; dim olunan bir mösyöyü nasl reddetme-| — Eğer size bunu söylemiş olsa idim, li idi! Bütün bunlardan yalan ve mizan- | dedi, öyle sanırım ki benimle eğ ğlenirdi- İsen sızıyordu, Baron şenlik yapıyordu!... niz, Bu ise benim zevkimi o kaçıracağın- dan, bu sırrı yalnız kendime saklamağı — Fakat, küçük çulluk, seni tekdir et-| daha iyi miti miyorum. Hoşuna gideni yapmakta Ser-| .. Sen nasıl istersen, güzelim. bestsin. Eğer bu oğlan zevkine uyuyor- | A sn, ona hoş görünmekten kendini mah-| Fakat Rozelin gider gitmez, baron, rum etmene mana veremem. Canına yan- Jak'a telefon ederek gelip kendisini gör- dığım, biz vahşi değiliz ya! İnsan hayat-İmesini diledi. ta zevki nerede bulursa istifade etmeli! — Ey! genç arkadaşım, demek şimdi öyle değil mi? benim küçük muhibbelerimi elimden 2- — Ben de öyle yapıyorum, mösyö. hyorsunuz ha! Doğrusu bu, kibarca bir Şiddetle tecessüsü iğnelenen baron: - | hareket değil. — Yat sehi mi? dedi. Anlat şunu bana.İ Jak ne bir korkak, me bir hilekârdı. ! i İ Lowis biçimine girdi ve gülünç bir çalımı la şu acayib sözleri söyledi: «Hürriyet ve İtilâf fırkası da, halk ta, Sıvasta şu görü z jekir insandan ibarettir, Ben düşünürüm. söylerim. Fır- ka mührünü, halk ta kalıbını basar! Ve koynunlan bir kese, kesenin için lükte bir mü siyaset, ilim veya | hü , dedi, kimdeyer, Süleyman odur. İnşallah bu Si sizden höşe nud olur, siz de Süleymendan memnun kalırsınız. Şimdilik Allaka ısmarladık!» Bütün bir geri ve et bundan daha g nasıl slaya alınabilir? Fakat bu hacıraların cn çok alâka u- yandıran ve oldukça kuvvetli bir tahki- ye ile yazılan kısmı «Mustafa Kemal Paşa ile yüzyüze sernameli ikinci uzun babıdır, Reşid Paşa, bu kısımda, Musta- fa Kemalin ilk defa Sıvasa nasıl geldiği. ni, Sıvasa pek yakın olan Nümune Çif- liğinde nasıl karşılandığını bütün tefer- rüati ile anlatmaktadır. Sadece bu say- falar bu esere, bugün kadar yarın da en güzel hatırat nümüneleri olmak hakkını fazlasile verebilir, Nümune Çifliğinde Mustafa Kemali, validen evvel Tali Bey karşılamış ve bir müddet çiflikte dinlenmişlerdir. Nihayet vali, telgraf eline geç geldiğinden olo- mobili ile çifliğe yetiştiği zaman onları çıkmak üzere buluyor, Vali hürmetlerini arzeltikten sonra, çiflikte biraz daha ©- turup bir kahve içmelerini rica ediyor. Fakat Gazi: — Hayır, hayır, diyor, Kahveye lüzum yok. Hemen hareket edece; Bunun arkasından, İbrahim Tali Beyin yerini almak istememesin? rağmen, Re- şid Paşayı kendi otomobilinde yan:na © turtuyor. Aşağıki satırları hatırattan alıyorum: «Ömrümün en acı dakü:ularından bi. rini teşkil ettiği ciherle, bu vötuy köydetmek isterim. Otomobil şehre doğ- ru hareket edince - içimi kaplıyan neş'e nin zorile - bir şeyler söylemek ve Pw- şay da söyletmek arzusuna kapıldım. — İnşallah, dedim, yolculuğunuz iyi geçti! O, ruhumu okumak ister gibi, derin derin yüzüme baktı, en inadcı dimağlara her sırrı itiraf ettirecek bir sesle şu ce- vabı verdi: “Devamı 11 inci sayfada) Herhangi bir meselede hiç şüphesiz kart- dövizitini, hakkında ancak nefret duya- bileceği bu iri yarı adamın suratına fır- latirdi, Fakat ortada Rözelin vardı. Ni- çin ona keder vermeli, Blâkis, bu Fetrof gibi acayib herifin karşısında, mümkün olabildiği kadar kızın hesabına hareket etmek ve yerinden kıpırdamak istemiyen kendi küçük saadetinin tekerleğini it- mek daha hayırlı değil mi idi? Tarizi pek ney'eli karşıladı. — Aziz baranum, meseleyi facialaştır- imıyalım. Ve, bilâkis, size bütün tebrik- Terimi arzetmeme müsaad: buyurun. Siz, başınız şerefle haleli doğmuşsunuzdur ve her şey size gülümsemekte: servet, kudret, hattâ dilberlerin aşkı.. bu mevân- da körpe kızların bile... Baron bellibelirsiz kaşlarını çattı, bir yaprak sigarasi tutuşturdu ve, bir iş ko- nuşülurken, korkusuzca «meseleyi mü- eğe: hazırlanan bir adam gis nü biraz ileriye doğru kuvvetle dimdik uzatarak oturdu. — Şunu biraz bana izah edin bakalım. Jak, kendisi oturmadan, barona Kendi arzusile bunu «izah etmeğe» başladı. »— Hakikaten bu, gayet basit, Eğer si- ze Rozelin'le bir macera geçirmeği dü- şünmedim desem bana inanmazsınız, Si- zinle yalnız onun yüzünden münasebet tesis ettim, (Arkas var)... gülünç zihni

Bu sayıdan diğer sayfalar: