9 Nisan 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

9 Nisan 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ Resimli Makal Ekmeğimiz Yazan: Muhittin Birgen .#| ürkiyenin gıdası ekmek üzerine kurulmuştur. Bununla beraber, acaba, Türkiyenin ber tarafında insan - lar, bu “esas gıda maddesini temiz olarak elde edebilirler mi? Bu, hakikaten üzerin de durulacak mühim bir meseledir. Türk iktmadiyatının tarihi tekârülü, Türki - yeüe milli bir piyasa tesisini temin ede -! memiş olduğu gibi bizim milli bir ekme-! imiz de yoktur. Türkiyenin her tarafın: da bir başka türlü un, başka türlü ek - mek, başka türlü fiat vardır. Birçok ik- sadi meselelerimiz gibi, ekmek mesele- miz de öylece hwledilmemiş bir halde duruyor ve bizden kendisinin hallini is -| tiyor. Beni bugün bu meseleden bahse sev-| keden sebeb şudur: Son günlerde geze -| telerde belediye kimy nde tahlil edilmiş bir takım lere aid bası neticelere tesadüf ettim. Eğer gazeteler- de okuduğum İravadis yanlış değilse, be lediye kimyahanesinin muayene eti birçok istih'âk maddelerinin mühim bir kısmı bozuk zuhur etmiştir. Bir kere, belediye kimyahanesinin yaptığı bu mua- yenelerin her zaman yapılıp yapılmadı- | ğı, her zaman elde edilen neticelerin Ss © 2 böyle olup olmadığı, böyle olduğu tik - dirde buna karşı alınan tedbirler vesaj- , re, vesaire, hep üzerinde ehemmiyetle | 1.000-000 Colara durulması icab eden bir takım mese'eler- Sig ortalı bacaklar dir. Bu meselelerin içine gitmek, onlardan OBu (o kasikatür lâzım gelen neticeleri çıkarmak müşkül meşhur (o sinema olduğu için bunları bir tarafa bırakaca- Yı'dızı Sonja He- ğım. Fakat, yüzde kırka kadar çavdarla ni€nin Kariketü- mahldt, yahtd içinde canlı kurdiar bulu- rüdür. Güzel yık nan onlara tesadüf edi'mekte olması, her €z ayni zamanda halde, başl başına tetkike değer bir mükemmel ve eş- mevzudur. İsiz bir patinaj * İ şampiyonudur. Ba İstanbulda yaşıyan sekiz yüz bin nüfu- caklarını her türlü Sun ana gıdası ekmektir. Hezgün kesilen kaza ve hastalik- ime lke ek a ppi Esme ee Türkiyede bir insanın hissesine isabet “5 Kİ den etin miktarı, etsiz Almanyada halen Çıpalak dansları ile şöhret insan başına vesika ile tevzi edilen et ş gi miktarını ya bulur, yabud da bulmaz. Şu, Pulan bir kadının sefaleti halde, İstanbul için et, bir nevi lüks gıda! Amerikada Los Angeleste oturan sayılır, Kütlenin gıdası, İstanbulda bile, Patricia Winfrey adında bir kadın son ekmek üzerinde duruyor; bu muhakkak- aylar içinde pek büyük bir sefalete düş- tır. pmüştür. Günlerce aç kalmış, nihayet ha- Ayni zamanda, İstanbul iki büyük im-;plshaneye girmeği ve böylere açlıktan paratorluğun bin senelik merkezi olmak kurtulmağı tasarlamıştır. Günün birinde vasfını taşıyor. İki büyük imparatorluğun bir tuğla almış, büyük bir eczanenin came bin senelik merkezi olmak, bu şehirde kânını parçalamış, yakalansrak mahke - devlet ve şehir hayatının binbir tecrübe-İmeye sevkedihmiştir. Hâkim kendisini den geçmiş olması ve bu tecrübeler ara-|17,821 dolar nakdi cezaya mahküm et — sında mütemadi surette ıslâh edilmiş bir|miştir. Fakat kadının zarureti “nazari nizam vücude gelmiş bulunması demek-|dikkate s#lmarak ancak haftada 15 doler| tir. Çok uzak geçmişi bırakalım, İstan -İ vermesi kararlaştırılmıştır. bul, modern Türkiyenin, o kadar methü| (Vaktile çıplak dansları ile büyük bir senası edilen Tanzimatın en eski bele- şöhret kazanmış olan Patricia Winfreyin - diye teşkilâtına sahibdir. Eğer, bu şehir-' acıklı âkibeti Anderson Jardin isminde de de halkın ana gıdasını teşkil eden ek- bir protistan papası tarafından öğrenil- » mek kurdlu ve karışık undan yapiliyorsa miş. zavsllı kadın papasın evine misafir bu demektir ki biz henüz bu asra mahsus olmuştur. bir şehir hayatı tanzim edebilmekten çok uzağız. © Halbuki, İstenbul belediyesi ekmeği ve fırmı mütemadi bir nezeret ve teftiş ak ii tında tutar, Hattâ, belediyenin en büylük yeti sltmda bulunuyor. Büyük de-| “ işlerinden biri de şehrin ekmek iktısağı- | Zirrcenciliği de belediyeler ellerine ala- yatile meşgul olmaktır. Eğer, buna rağ- cak olur'arsa, devletle belediyenin elele “men, vaziyet belediye (o kimyahanesinin vermeleri ve sermayelerile birbirlerine | gösterdiği gibi ise, arlik söy'enecek söz müzaheret etmeleri sayesinde Türkiyenin | yoktur. un meselesi, evvölâ büyük şehirlerden! başlanmak suretile, tedrici bir hal yolu. | gelince fayda | ması Tözimdir. vermek için olgun my yağ İsin vüyük şehirlerde ve büyük değirmen | merkezlerinde selele vererek yapmaları- ir. kiyenin buğday ticareti o ofisin » Tecrübe, kiyaset ve ihtiya'kârlık yaş ile gelir, SON POSTA e: & Anlamadan yaşayanlar & fakat bir baş bul Her yaşamış adamı görmüş sanma, her göreni de gördü - ğünü anlamış bilme, görmeden ve anlamadan yaşıyanlar ekseriyetteğirler, ARASINDA e e Hergün bir fıkra Unuton kim ? Evli bir kadın, kocası evden çık. ken bir mektub vermiş, ve siki sik tembih etmişti; — Sakın bu mektubu postaya v meyi unutmasın. İ OAkşum, kocası eve döner dönmez $ sordu: — Mektubu postaya verdin mi? — Vermedim karıcığım, dur anla teywm. Kadın sinirlenmişti: — Ben sana unutma, diye tembih etmemiş miydim? Sen işte böylesin Canı sıkılan Pars Londra hayva- nat bahçesinde bu- lunan o hayvamlar , da harb rejimine $, (Abi tutulmuşlar- dır. Bu rejim bir çok (o hayvanların canını sıkmakta- dır. Burilar meyu- nında bulunan 'bir y pars son günlerde Ü fazla asabiyet gös- termeğe o başladı- Zından kendisine hergün iki saatlik gez- meler yaptırilmâktadır. Bu sayede tek- rar yiyecek yemeğe başlamıştır. Resim parsı ve bekçisini göstermektedir, Canlı papağan beyni gezstecileri beslermiş!... “Meğer canl papağan beyni yorgun gazeteğilere yeni bir hayat, fikirlerine küşayiş bahşedermiş!..» nuturyor muyum? Müsaade et te karıcığım söyi — Ne söyliyeceksin, bir alay ma zeret değil mi? — Hayır karıcığım hele dinle, sen bana verdiğin zarfın üzerine adres yazmayı unulmuşsun. e 7 p mıştır. Şanghayda bulunan ve ekserisi Erkeklere mahsus yem Çin ve Japondan mürekkeb gözeteciler bir saç modarı günün yorgunluğunu çikermek ve Av- Bir vakitler erkeklerde alabros saçlar |rupa havadislerini aralarında münakaşa moda olmuştu, Yeni harb bu modayı ye-|eylemek üzere akşamları şehrin “en #Wu - niden meydana çıkarmıştır. Bu defa bu-İtena bir gazinosunda top'anmaktadırlar. bu ortaya koyanlar Fransızlardır. Fakat | Toplantı başlar başlamaz hemen «beyin» bü yeni saç şeklinin ismi «alabros> değil. |fas'ına geçilmektedir. - Mevzuubühs ölan dir, tanklara karşı yapılan manialara'beyin papağan beynidir - aşçı gözelecile- Şimdi Fransız ordusunda antitank o saç-İiçinde bulunan canlı papağanlar getirip arzu edilen miktarda papağan beymi gi - karıp onlara vermektedir. Bu papağan beyni çiy olarak şarabla yermektedir. Beyinleri yemek saadetine mazhar bu- Yunan göyeleciler, kendilerinde fikri kud- ret hissediyorlarmış!... Tavuğun gözile horoz nasıl görülürmş! Komşumun tavuğu komşuya kaz gö - rünür derler!,, Amerikada Nevyork *ta- Arabi sene 1459 ei na girmiş bulunur. © ime MM e ii amantirileğe bu davanın halli bu ka- , ayet . en anbulda && - ir, - hatlı iyorsak, mek fiatlarını narka tâbi tutan belediye, ei e İstanbulda değirmencilik işlerini de eli-! ne alır. İstanbul istihlâk piyasasının a-İğe cs olarak piyasadan istediği şarttaki| © ISTER İN Elimize geçen bir Macar gazetesini okuyorduk, gözümü- ze Türkiyeye gelen bir mmharririnin ya: mütaleslarının ve hükümlerinin mühim bulduk, fakat bir noktası bilhassa dikkatimize çarptı: Muharrir Küçükçekmeceyi geçiyor ve birdenbire harab, tohta ve tenekeden yapılmış mahallelerle modern apartı - mariların teşkil ettiği tezad karşısında kalıyor. Üzerine çö- ken ilk tesir tamamen menfidir. mbul, Ankara, İzmir vesalre gibi bir cım şehirlerde bizzat bu ofisde y » Daha iyisi, bu işi ofisle belediyele:| Yazısının yarilış asımlarını bir kenara bırakalım, bu İSTER. iNAN, büye âlimleri müzesi © profesörlerinden tetkiklere göre tavuk horozu kendisinden tam altı mis - li büyük görürmüş! Ya'nız büyük gör - mekle kalmaz, ayni zamanda horozu fev kalâde güzel ve cazib bülür vebu Amil ler dolayısile ona Tam olmayı büyük bir, zevk sayarmış!... İNANMA! noktada muharririn haklı olduğunu kabul etmek meeburi- yetindeyiz. Yedikuleden tâ Sirkeciye kadar uzanan saha İstanbulumuzun en güzel, fakat ayni zamanda da en harab ksmını teşkil eder, Buna mukabil hemen #iç denilecek ka- dar az bir para İle tamamen satın alınması, kolaylıkla tan- 4 zim edilmesi. Üstelik belediyemize &âr temin etmesi de mümkündür. Bunu görmemiş, anlamamış, hatti üzerinde de düşünmemiş değiliz, fakat işte seneler var ki, söyleriz; sonra işi gene olduğu noktada bırakırız. iSTER INANMAT AN, İSTER zdığı mektub ilişti, bir kısmını yanlış Bu mühim havadis Şanghaydan alın - benzetildiğinden antitank ismini almıştır, İrin bulundukları büyük salona kafes! Nisan 9 — am Sözün kısası Ben imişim nürteci! €. Ekrem Talu ünevver Adanada, İcrast #iteğmdn ökaliptasları budıyan ve kagrilari hortiatan zihniyet, Şehir Meclisinde ken, İsmi mfdafan ederken, ba sütunda o ile. ri takbih eder yollu çikan yazılarımda do. iayı bana â. hücum etmeyi ihmal eyleme, miş... Adanadaki muhabir arkadaşımızın bildir. diğine göre bu müdafaa ve hücum esnasın. da © zihniyet şöyle cevahirler de sövur.. şaşı Oknliptos hiçbir vakit şehir ağacı ola , maz. Vaktile bunu dikenler huta er, Gazeteler bunların kesilmesinin irin olduğumu şezdilar. Halbuki bunlar; mmuha faza arzusu bir irticadır!! Şu halde, demek obuy ağaç koruna ka, mununu yapan devlei makamı ve onu Ol ıyan milet vekilleri mürteci, Adananın mağdur kaliptaslarını etmek iktedikleri için teşekkür mekt deren Orman Muhafajâ Genel İteline sürükleyip de fecaati müşal ren heyocenlı Adana gençleri sat hir Medlisinde beldelerinin men: dafaa eden zevat mürteci, niha; e mürteci de.. Geriliğin sembolü kağnıları ma. İsinin örümcekli çukurundan çekip medeni, yetin ortaşma salıveren zihniyet ileri öyle ml? Fa:zedelim &i bu Kidia bir hakikat olsun, O zaman, o kağmici zihmiyetin de bu ağaş kitalini terakkiperverliğinden dolayı yapma, dığını isbat elinekle £ kendisini de biim O mürteciler zümresine katmakta gene güç - Yök çekmiyecek ve bu husustaki delileri İonun Zavallı müdafaanamesinden alacağız: — Bu 'rğaçlar, elektrik tellerinden birini ikoparm:ş ve ölüm tehlikesine bizzat maznZ kalmıştım. Bunun için bunların kesilmesine emir verdim! Demek ki bu işle herhangi biş dler reketi yok. Sadece menfaat var; şahs 4e var; Üstelik de “hısım, akraba gayreti var, Zira, kesilen ağaçların #kseriyeti teyae ha, nurların, amca beylerin. bey pederletin ew, lerini, izasıma düşen Calihsiz ağaçlardır, /Baska yetlerdeki ağağların kesilmemiş mast da kağhiyi kortlatan #hniyetin böyle bir iaemleket davasını mugalâtaya boğmak istediğini mükemmelen iâbat eder Yalmı? hiz 6 zihmiyele, hakkımızdasâr . fetmiş olduğu sözleri reddetmek ve bilme - der. kullandığı .ztica tabirinin hangi yer . terde kullamlarağını bildirmek e” Mamur ve medeni hir beldenin manyarası, pt tahrib edenlere karşı, anesk memleket aşkile ayaklananlara mürteci denmez. Mürteci öldür "ki, tayyare, demizyolu, olo. mobil ve kamyon asrında keğniyi hora , tar! Devalarım ele almakla iftihar duyduğum İmuhtereme Atlanalı yurddaşlarıma, her tür. lü şahsi endişelerden âzlde neşriratıma kıy. mel verdiklerinden dolayı sonsuz teşekkür, lerimi arzederim, GERİ Afrodit kitabı Pierre Louys'un Amalya meb'usu Na- suhi Baydar tarafından tercüme edilen Afrodit Kitabı wleyhine açılan davanm beraetle neticelenmesi ve kararın tem yizee tasdik edilmesi üzerine escr satışa çikarılmış, kısa bir zaman içinde mevcu- du kalmamıştır. Kitabın bütün tabılari- nın hasılatını zelzele oİelâketzedelerine #eberrü etmeğe karar veren Semih Lüldi Kitabevi, halkın ısrarlı taleblerini cevab- sız bırakmamak için, Perşembe günü ye- ri tabım çikaracaktır. ; Fakat piyasada eserin şöhretinden isti- İade etmek istiyen bazı kitabcilar, bu ki- tabı tercüme ettirerek hemen neş'etmiş- lerdir. Büyük bir fikir davasma mevzu teşkil eden bu kitab artik bir kâr ve istismar mevzuu olmamak Jâzm gelirdi. Eserin vaağdi ve manevi birçok kültetlerine kat- lanan tabii Semih Lütfi Erciyas bile, ki- tabı maruf mafbaalarımızdan birinde ve kanirol altında bastırarak bütün sefi ha- sılatını felâketzedelere vermeğe hazım landığı hâlde, diğer kitabelların, hem meslekdaşlarına sid bir fedakârlığı, hem de felâketzedelere aid maddi hisseyi İs- tismar ederek kapışmak istemeleri elb-t- te doğru olamaz. Her bakımdan tenk fis İni mümkün ve Kizumlu bulduğumuz bu İ gibi teşebbüslere alet olmak istemiyi okuyüculara «Afrodit. eserinin Nasuhi Baydar tarafından yapılan ve Semih İLüti Kitabevi tarafından çikarılan tam ve hâkikt tabını birkaç gün beklemeleri» ni tavsiye ederiz. 'Böylece hem eksik tercümelerin vere- ceği yanlış fikri önlemek ve hem de fe- *iketzedelere aid bir teberröün başkeile- rı tarafından azaltilmasına meydan ver- memek Hzım gelir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: