9 Nisan 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

9 Nisan 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2” 8 Nisan (Baştarafı 6 ner sayfada) Bafiyo gibi bir isim, aruz bilirim. Arazöz geliyor. Hece bilirim, daha mahalle iken hecelemiye başlamış - tm. Serbest de biliyorum. Hani bizim) Mahalleden çıktılar, Sarışın bir kadın Diye tuttururdu. Büroda şefi ona bir yazı vermişti: — Yazmam, Dedi, şefinin canı sıkıldı; — Yazacaksınız. — Yazımıyacağım. Ankara borsası —.— Açılış , Kapanış 8 Nisun #40 fiatları Yazan: Hasan Adnan Giz alan diyorhmd. Gene eski günleri hatırladı. Annesi 16 — - i, ve düşündü: Tar edince; ağlamıya başlar: 7 > Z o — Bunların şürle ne alâkası olur Kl. — Ben seni babama söylerim de gö -İ|ğ Brükmi 100 Belga ma Kendi yazdı: ürsün, derdi. Gene ağlamıya başladı. |f Atina 708. razi os y 3 yi #o: 30 ik “Gülü Gukür, perine in inizi Sm Odaya girdiler. Şimdi bu taraflan da) raretini, kalbilerinin çarpıntısım duy « «Dün sai Mudapestm 180 Pengö 28.7075 zabitlerin saz ve kahkaha sesleri geliyor-|dular. ime ir ayakkabi, Mükren 100 Lay 0425 du. Yüzünü buruşturup yeğenine seslen-| (Karanlık ve ılık gecenin şiiriyeti on - değe bir vücude, vak 347 di. lara aşklarının ilk heyecanını hatırlat » 4Güş di dü ie Yokohama 106 X z ü KE ek iyi Ay eyi kkabiminn. derik ver Ek ii — Pencereleri indir. muş. Nayman, göğsünde yakalanmış bir , Süzdı ve beğendi. Çocukken söylediği demişti — Güzel! Diyenler de oldu. Küçükken de onun BAÇMA'arına, bazan hatır için, bazan da TAN evvel susması İçin: — Ne güzel söyledi. Dedikleri gibi, masıl beğendiyse bunu da öyle bes 'yümüştü. Dişçi mektebini bitirdi, dişçi oldu, kabine açtı, kahineye Pk gelen müş terinin birkaç dişi çürüktü. Usta bit diş çi onları tedavi ederdi. Mizah: Şımarıklar ilyürirse İ Yedinci şımarık erkek çocuğuydu, bü- Beki günleri hatırladı: Kendine oyuncak alırlardı. Oyunea - ğin bira bir yeri bozulsa: — Ben tamir ederim. Diyerek kurcalamıya başlardı: — Tedavi ederim, i Yorcu I pesin Fıbem ve tahellât Camlar inince sabahtanberi zihnini meşgu' eden meseleyi açtı: kuş gibi çırpınan bu zayıf ve narin vü Jeudti incitmekten korkar gibi tularak sordu: m — Bu akşam in mi. z Tür” borev II peşin 1 ARDİ) Genk kökeninin hile ve fesad imembeı| — Dün gece beni bekledin mi Zeynebi Biyan! 2004 — Bekledim amma gelmediğin daha A, Nama) 2005 ;| olan yeğeni rahat bir nefes alı. Oh? Am- -İretleri -dedi- üç saat kadar gözledim. Ya-! EA tağında yüzü koyun yalıyor, hiç bir şey (tik miyor, arasıra kalkıp Su içiyor, göz - Sivas.Yrruram 5 9 iyi oldu. Merkez Bunkasi peşin 11225 o "İcası gene kendine muhtac olmuştu. yiye Türk Ticaret Bankası &* © ozs| — Emrinizi yerine getirdik Melik har) “Misin? — Gekeydin muhakkak yakalanacak- Tatly fımltılarla ona geceki hödiseyi anlattı. Hikâyeyi sabırsızlıkla dinliyen se. PkürerREr — Yapma, etm la iye olmazdı. Evde kalınca odalar. DE öşya varsa hepsini birbirine ksarış- irırdı. Ve sonra o halde bırakır giderdi. Büyümüştü. Günün birinde talihi yar- dim etmiş, oldukça mühim bir işin baş Mü getirilmişti. Ne yapacaktı? Eski günleri hatırladı. >— Ben bu işi başarırım. i. O zamana kadar muntazam © Jan işleri altüst etti. İşler a'tüst oldukça| kereğim. e lee Me Ey >rie| Dedi. esini çekti. Ve gene eski gün Gi ya i, me a İYE- İleri “üsündü: an intizamına koyamıya li. Bir oyuncağın bir tarafını kırdıktan etti, çekildi. i e, '. - — Artik b oyuncaktan havır vok. Beşinci şimarık. çocuk büyüdüğü 7 -| överek. nareslar ve venisini aldırdı, ün aret yapmak itemi, fakat ir) Mürtersnin diler dileme de döküm- işlerini yürütememişti. du: — Müteahhid ol! - Punlam da erkereğim, dedi, size ee ei Ma Gini altlı öztlü takım diş yaparım. Muallimlerin verdiği derslere çalışmı , Yor, vazifeleri dikkatli yapmıyordu. Mu-| . da nı azar işitti. Sıfır aldı Anne- si, babası onun mektebâe barınamıyaca- | Bim anlamışlardı. Bir hususi muallim tuttular. Hususf mual'imin verdiği ders- lere de çalışmıyordu. Fakat hususi mu- alim seş çıkarmmyordu. Vazifelerin başı- Bı doğru dürüst yapıyor. Sonunu da öy- Ie. Orta tarafımı yalan yanlış çırpıştırı - Yordu. Hususi wwallim bu vazifelerin çırpış- Sim kısımlarını görmemezliklen gelir Dedi. Müşterinin dislerini o kurcalmt. Müşterisi kabineye günlerce gidip gel - di. Dişçinin tedav etiği disler 'vileşmi - yor, daha fena bir hâle geliyordu. Dişçi eski gün'eri düşündü. O; oyuncağın bozulan bir tarafını ta- mir etmek isterse. oyuncağın a tarafı tarafları söker çıkarırdı. Sekizinci sımarık, kız cocuuvdu, Bü- Betik, güzeldi de, sevenler o'du: — Sana gönül verdim. Diver olda O, eski sünleri hatır - Tadı. Kendine bir sav verili zman o- nu porta mara ederi. — Cena avni sevi vanarım. Dedi, Gönülleri parça parca etli, Dokuzuncu srmami, erkek çocuğuydu. Cok mızıkrıvdı. Rütin ovunları kazan - 'mak isterdi. Kazanmazsa mızıkçılık çı - karır, kavga eder, Pirafındakilere yum- ruk savururdu. Pivüdüğü zaman spora merak sarmış tı, Bihassa İvi #ibel eewuvordn. Ririn- e takımlardan birine a'd''ar. Rir gün birsmarts takımı masinh oluyordu. O eski sünleri hatırladı. — Hakem haksızlık vamvor. — Müteahbid olurum. Dedi. Birçok taahhüde girişti İşin £ö- 26 görünür tarafını mükemmel yapıyor. dlğer taraflarını üstünkörü bırakıyordu. Altıner şımarık, kız çocuğuydu. Bü - Yümüştü, bir büroya daktilo olarak gir- miti, Eski günleri hatırladı. Annesi: — Şu ufak işi de sen yap, dediği Za - man «öz dinlemezdi. — Yapmam da yapmam. lamrva, tekmelemive basladı. Çok şükür ki, her anne baba Siretin yüzünde e acı infial ve azab| büsbütün bozulurin. O zaman o bozularıİkâyım adlarında ki arkadaş, evveli — Bu dişler tedavi edilemiyecek, çe -İdesinde 122 sayda kahvesilik yapan Mus - Piwa bağırdı, Hakem aldırmadı. O kız- dı, Kimi karsısında mürtüvse, yumruk - çocuklar yet hissediyordu. Zevk duyan bir ka- ; e ye: Bir adımı ö dürmiya kalkışan |ieri kan içinde, belli ki çok ağlamış, iki kişi tevkif edildi a br pil eşi v — Bu gece yanını gitmiyorum. Bir gün! Ereiki gün Tophanede vukubulan kir öl İ dürmeğe bepanbünl Tadiamek dün Mm) ağaİ > vermek mm: Pukat yarın gilece - ceza mahkemesine iniika)” elniş ve duruş. | Rim; Eileceğim amma iitiyatir davsan - masına başlanmıştır. mah. Sen hekimbaşıya lâzem gelen ilâcı; Dünkü muhâkemenin cereyan tarzına gö-İyarın sabaha kadar yetiştirmesini tenbih | se vak'anın suçluları bulunan Hüseyin ve) ettin mi2. sün) — İlâç bu geceden hazır Melik haz - sarhoş bir halde Galatada Necatibey cad . retleril. — O halde yarın suya. da, yemeğe de korsunuz, Artık tahammülüm kalmadı, Nayman asıl meseleye gelmek istiyorda. - Güzel bir oyun oynamışsın «deği. şimdi asıl meseleye gelelim. Belki bu son gecemizdir, bir karar verebildin mi bari? Genç kız üzüntü ile inledi. — Son gecemiz mi Nayman? — Evet! İhtimal yarın Gerkten ayrı » hyorum, Vazifem öyle icab ettiriyor. — Bütün meş'emi kaçırdın Nayman. — Daha bir karar vermedin mi canım? — Kararımı vermiştim. jate dükkâmna gelmişler ve bir sandal, ye meselesin! bahane ederek bıçakla kah . vecinin üzerine yürümüşlerdir. bir an evvel arzuma nail olmak istiyo - Re — yapmak istiyorsun? Duruşmada suçluların sorgusu yapılmış ve i ii : # İle Se bağa bikiz eömdelizdir m Aşk nedir biliyor musun Necmet — Seninle yaşamak. i Müteniten kahvede vak'ayı gören şahid, | — Benimle yaşamak, benimle kaçmak ler dinlenmiş onlar ea, saç Hüzeyinle KA) Tilki yüzlü genç amcasının teklifsiz|demektir. — Seninle geliyorum Nayman. — O halde yarın beraber gideceğiz, neye üzülüyorsun? — İşte bunu düşünmemiştim. — Anlamıyorum, — Anlatayım: Uzun, uzun düşündüm. Sensiz yaşıyamıyacağan muhakkak, de- diğin gibi bu şekilde hayatımızın da bir sonu yok. Bu vaziyet karşısında ve senin mettin, nerede ise sevincinden amcasının için babamdan, hepsinden vazgeçerek KIŞLA YIKILIYOR. resin verir ve ve hn yi Tuğla, Marsilya kiremidi, hatta: kalas | — Evvel A'lah emelinize mubakkakİ, gn; davransık benim Gerkten çık - ve keresteler, demir vesaire euz fintla M|nail olacaksınız sultanım! diye sırı, | İran imkânsız bir şey. Babam kaleden zusın bıçaklarını çekerek Mustafayı öldür -| hitabına yılıştı. mek üzere üstüne suldırdıklarını söylemiş.) — Ah benim de ne canden bir hak âşi- lerdir. Muhakeme, gelmiyen Gğer şahidlerin cel ğı olduğumu bilirsiniz Melik hazretleri!, bi için başka bir güne bırakılmış ve mah .| — Yarın gece İnşallah arzuma nail © kemere saçletırın ikisinin de tevkifine ka ,'lacağım Necmettin. Bütün tertibatı sana| eye SÜNANDNR bırakıyorum. Böyle işleri iyi becerirsin. Eğer muvaffak olursam yok mu? Her di- | leğini yerine getiririm. Taksimde stadyom etrafındaki | Eğilip bükü'lmekten iki kat olan Nec- iz n 3 kuş uçurtmuyor. Benim kaçtığını duyu - Müracaat yerleri: Zindenkapı 13 mü, ÜÇÜNCÜ GECE lur duyulmaz hemen etrafı saracak ve iğ cahit Rasim Bekin. Telefonu 2274, — Zeyneb! ben yakulanacağım, ondan sonra bütün Sirkeci Orhaniye caddesi 28 Sabri Ares, — Nayman! babalık şefkatine rağmen beni öldürür. telefon: 20092. Mahallindeki satış meni. — Neredesin karanlıkta gözüm görmü-! — Müşkülât çıkarıyorsun Zeyneb! Bü- rumualan dühe farla izahat alınır. tün mesuliyeti ben üzerime (alıyorum. Ben yanında olduktan sonra kimse teji- ne dokunamaz. Sonra sana bir sir vere » yor. e iyimi hans eşim söndür- | Ve düm. Evvelki gece nöbetçiler görmüş, şu | Son Posta Matbaası taraftan gel. iyim. Saray muhafizmın Ber şeyden ha- N i — radan i i var, Arıkboğanın hemşerisi olan bu Neşayu Müdürü: Belim Ragıp Emeç | , > a2 Baradan glamyorun. ae e ça m gel SAHİPLERİ: 5. Ramp EMEÇ — Oldu mm? ze yardım edecek. A. Ekrem USAKLIĞİL | — Şimdi yola bu'dum. — Böyle söyleme Nayman! Ben kaç- — m en) Nuyman, bileğini kavrıyan küçük, ve | mak için temamlle tehlikesiz bir yol bul rını şımarık büyütmezler, Ve yukarıda yumuşak eli avuçları arasına alarak öp- | dum. Rahat, rahat kaçmak varken ne için anlattıklarıma pek o kadar sk teradüfltü. Karanlıkta eynıyan çocukların heye-'acele yüzünden imahvolalım. Hem ben etmeyiz. canile birbirlerine yaklaştılar ve bir müd- pe bir miyim? ört göğüs göğse Kalarak vefeslerinin ha- (Arkası ver) İsmet Mulüsi vapsaklı bir palmiyenin daha loş göl -|.dive cevab verdi: tabii ev sahibisim./x sesine sokuldular. Yanyuna yumusak İHem bizden daha üstün! kadife hir kanapeye yaslandılar. Elteri| o —. Övleyse siz artık evinize dönü - hili aynılmamıstı. nüz. Saat 'kive seliyor. Büvük dans salonunda “yöfeün hir; Siret derhal Hicranın beyaz hermin- müzik biraz sessizleşen insanları hâlâ (le süshi kanını sevgi dolu bir ihtimsmla|nin Bu dursun ve geç anında pıri peril darna davet etmiye cahalıvordu. Elek-|karısının sırtına sardı, ve koluna sire- İvecinlikn. Kalkola birbirine sokularak irikler bile uykusuz kalmış gözler gidiİrek sokak kanısma doğru yürütmiye|bir Iâhza durup yüksek beyaz bulut- sörük porıldayorlardı. Bütün bir gece) basladı. Dekter ve diğer yakm devam eden coskun hareketlerden son-İonlara refakat ed'vordular. Gelini hev- wen kucakhyarak indirdi. Köşk. gece- #Ölceleri birden sıyrılmış; şimdi yor - Bun fakat mes'ud bir heyecan Tengi dalgalanmıya başlamıştı. Yavaş ve de-|bir TİN bir sesle cevab verdi: , — Oh söyleyiniz Eferan!, Bu sözle TİNİzİN bana ne büyük bir saadet ver diğini tasavvur Hicran, yumuşak, ince ve beyaz elini;rmu kara ve sefi) *apraklardan Uzaterak Siretin hummalı avucuna tes- İm ettikten sonrar — Önce siz beni temin ediniz ki mü- teessir ve bedbaht değilsiniz. . Siret avucunun içinde duran eli de- rin bir sevgi ile sıkarak fısıldadı — Bilikis dünyanın en mes'ud ve talihli bir insanıyım. 'dın vücudünden tüten bu tatl, sıcakık sevilmek. ve okşanmak ihtiyacının beliğ #tirafıydı. Siretin ruhu sonsu? bir gaşviçinde ürperiyordu. Deminki ü- 'midsizliği ile şimdiki saadetini ölçecek muhakemeden mahrumdu. Yalnı? hir yığın ılık ve beyaz bulut İçinde syvakle- lerek ilâhi bir iklime uçtuğunu hisse - diyordu. Biraz evvel birbirinden ürküp kaçan. yalnız kalmaktan korkan genç gelinle güveyin şimdi etraflarını bir saadet ve zevk havasile saran yakın - lıklarını herkesten fazla sezen doktor İNihad uzaktan şaşkın bir sevinçle on- Tara bakıyordu. Fakat onlar birbirin - duvara! ve güze! sözlerini mütebessimehe dinli- yerlar ve birkaç tatb sözle mukabele- de bulunmyorlardı. Biraz kenarda bülimlmadı vavrum.. Sıhhatin mükem - ra dinlenmek ihtiyacile #eniş esmeme-İkeltraşe Fazılla İleri zaptetmive çalışan davetliler şim- di ortadan çekilen veni vevin boş masularını görünce ürer artık evlere çekilmenin vakti gel- i anladılar. Genç çiftle vedalaş - mak İstivenler nihayet onları çekilmişİlümceme, hafif ve kesik bir sözle İoidukları loş ve küçük salonda, hâlâİverdi: elele buldular Hicrenla Siret birbiri- nin elini bırakmedan davetlilerini teş-İği1 mi? vi için kücük salonun kapısında ayakta Kbab ve dostların İyi termemii İkararı gene değiştirebilir... manzaraya bakan doktor Nihad acıyarak yanlarına yaklaştı. gelinle gü - arabaya ikişer İkulağıra Retlduduz — Yarın seyahat var mı? — Se gibi? onlara İmel! Ne dersin? — Ne diyeceğimi? Bir doktorun tav- karikatürist Cevdet yerlestirirlerken; vedalaşan doktor Nikel tatlı bir istihza ile Siret — Bence artık seyahate ihtivacın| Kap'nın önünde kendilerini karşılayan “sadık Mustefanım gözleri de mes'ud bir in) gülüşle parlıvordu.. Oh her yerde, her İsevde aydınlık. sevinci! şen bir neş'e ve ümiğle karsılaşyorlardı. Siret derhal kızardı. Mahcub bir gi-| Merdiven başında Hicranın husus! coyab|ğizmetler için tutulmuş bir oda hiz - metçisi basında beyaz dantel bonesi, Tabi. Tabii: Karar karardır de.İsiveh veni elbisesile genç hanımını hürmetkâr bir tebessümle karşılayarak — Fakat bir doktorun tavsiyesi bırlomuzlsrından pelerinini ald: ve seri adımlarla kosup gelin odasının kapısını açtı. Geniş oda bir cennet köşkü gibi. süzel ve ferahlıydı. Genç çift kolkola odanın ortasına kader elrafa bakınarak ilerlediler. Yanyana. getirilmiş iki ya- tak beyaz ipekler ve tüller içinde gök- © dünün ince ipeklerden taşan tatlı sıcak- — O halde beraber oynıyalım Siret!den başkı biç bir kimsenin farkında bakınız ne güzel bir havadır. değildiler. Kendi yarattıkları mes'ud Elele kalktılar. hava içinde birbirine daha yaklaşan Siret kollarının arasına giren bulvücudleri döne döne kendilerini hay» harikulâde zarif ve güzel kadın vücu-İran ve mütebessim seyreden kalabalı- ğın arasından sıyrılarak, tenha ve loş- ça küçük bir salonun İsöşesindek irit ıwda mahrem bir itiraf ve teslimi - ten inmiş bulut parçalarına benziyor- — Siret Hicran hanım yoruldu -dedi: İsivesi karsısında #kan sular durur de- du. Turunen bir ışık içinde gülümseyen eğer beni de bir ev sahibi talâkki eder- İl mi? seniz sizin yerinize misafirleri teşyi edeyim. Siret büyük bir memnuniyetle: — Çok teşekkürler ederim kardeşim. kahkaha atarken Siret arabaya atlıya- rak Hicranın yanına yerleşti. Otomobil kapının önünde durunca - *ar bir bahçe manzarası vermisti. (Arkası var) İkisi birden mes'ud ve şen birer hafif İnedide orkide, gül ve Kirizantem de - etleri bu güzel odaya emsalsiz muat- d

Bu sayıdan diğer sayfalar: