13 Nisan 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

13 Nisan 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

W tesiri ile çarpışılamayınca kendiliğinden İ daha ziyade devam edemezdi. İlk günler! £ de ileriye sürülmüş olan iddialara rağ- SON POSTA Harbin şimale yayılması Müttefikler hesabına Mühim bir Muvaffakiyettir Ekrem Uşaklıgil arbin şimal denizine yayılması müttefiklerin hesabına mühim bir muvaffakiyet ifade eder, : Garb cephesinde hem maddi, hem ma-| Devi, ayni zamanda da ruhi sebeblerin İeewüs eden karşılıklı intizar vaziyeti Men senelerce sabretmek mümkün ola- Müzdı. - Harb esnasinda muhakeme durur, be- del ölmeden öldürmektir, dimağ yalmz Ob düşünür, fakat dövüşmeye fasıla gel- diği zaman harekete geçen muhake dir. Âsab ile maneviyat ta en ziyade bu vakitlerde bozulur, Dövüşmeden seneler- ce beklemek bir defa bu bakımdan mah- zurluydu, sonra da Almanya o meşur teşkilât kuvvetile iktısadiyatım düzelti- yor, harb içinde sulh hayatı tesis etme- ih imkânlarını temine çalışıyordu. Bu Vâziyetin mutlaka önüne geçmek lâzım- dı, işte yapılan da bu oldu. Bir tarafın lehine olanın diğer taraf aleyhine çıkacağı muhakkaktır. Alman- Ya bizzat kendi şefinin dili ile bu defa 1014 dekinin tamamen zıddına olarak tek cephede dövüştüğümü birçok defalar gu- rurla kaydetmişti. Hakikat öyle, 1914 de bütün dünya (le ve Avrupanın dört kö- gesinden başka Asya ile Afrikâda da dö- vüşmüş olmasına mukabili bu harbde yalnız iki düşmanı vardı, bu iki düşman- Ya da arasında bir kuvvet müvazenesi te- min etmişti; üstelik, üzerinde harbedile- miyecek dar bir sahada hesım'arile karşı karşıya hareketsiz duruyordu. Hakikati bize göründüğü şekilde kaydedelim, e- min vaziyetteydi, çelik zırh içinde bulu- Nuyordu. kalmaz, tamamen müsavi olurlar. Fiim İhracatının Evamiri aşeresi Film ihracatçılarının en büyük düş manın sansör teşkil eder. Her memleket bir başka bakımdan, İmuayyen filmlere düşmandır. Meselâ Çin, ecdadı tahkir eden herhangi bir fil mi as'a memleketine sokmaz. Almanyu- ya bir zamanlar, harbi fena gösteren Askeri hareketlerin Şimali Avrupaya | inler sokulmuyordu. yayılmcasile bu zırhta mühim bir delik a-| Japonyada, hükümdar ailesini tezyif çılmıştır, vaziyet te Almanyanm Tehin.Jeden filmlere müsaade edilmez. Son ze- den müttefiklerin lehine dönmüştür. Va- menlarda İspanyada «Don Juan: filmi. kıâ şimal muharebesi müttefiklerin de- nin gösterilmesi menedilmiştir. Sebebi mir kaynağın kesecekleri İde, kadınların ahlâkı üzerinde fena tesir ansızın harekete geçmiş olan Almanların | Yapması Ihtimalidi. bir sürprizi ile başladı, bu sürpriz de i'k! O Bazı memleketler, siyasi bakımdan ba- adımda bir muvaffakiyetle neticelendi. 21 rejimlerin propagandaları omemle- Fakat muvaffakiyetin devam edebilme-| ketlerine sokmazlar. Bu itibarla, meselâ | gine mantıkan ihtimal verilemez. | Amerikada, başka memleketlere (ihraç Alman donanması ne kadar iyi idare için bir fm yapılacak oldu mu İlk işo- edilirse edilsin, müttefik donanmanın a-|larak her memleketin memnuiyet mad-| dedee kahir fajkiyeti İarşısında elbette deleri gözönüne konur. silinip gidecektir. Alman erkânı harbiye-| Buna «Film ihracatı evamiri aşeresi> si de p'ânlarım tertib ederken ne gibiladı du verilmektedir. imkânlara istinad etmiş olursa olsun de- niz muvasalasını kaybedince denizaşırı Miss Resimli Makale: 'Tabiatin bazı lütufleri, bazı ihsanları vardır ki, yalnız bir kısım insanlara inhisar eder, onların da bu lütafler'e bu ihsanlardan istifade etmeleri zamanı mahduddur, ve en ni- hüyet bir zaman gelir ki, talihli insanlarla talihsiz insanlar bir noktada birleşirler. Aralarında en küçük bir fark dahi şöyle demişti; > İnsanları müsavileştiren ihtiyarlıktır & Fzransız içtimaiyatçım La Rochefoucauld üç asır evvel — «Genç olmadan güzel olmak, yahud da bunun aksine olarak güzel olmadan genç olmak fayda temin etmez. İki Jât- $ü birden temin eden insan azdır ve o da bir müddet sonra ihtiyarlayınca büsbütün talihsizle müsavi olacaktır. SOZ ARASINDA va Hergün bir fıkra Şairi azâm ve vatman Şairi âzâm Abdülhak Hâmid tram- vayın ön sahanlığında duruyormuş. Tramvay, evine yakın mevkife yak- laştığı zaman vatman: — Burada durdurun da ineyim. Demiş, vatman ceveb o vermemiş, Tramvayı mevkifte de durdurmamış. Bir sonraki mevkifle evinin arasın- daki mesafe fazlaca olduğundan şairi Azâmın canı sıkılmış. Tramvay tam evinin önüne geldiği zaman vatman, frenleri sıkmış, tramvayı durdurmuş. Şairi âzâm şaşırmış; vatman kapin açmış: Şairi üzüm nerede inmek ister- se orası mevkijtir. Demiş. bir memlekete yolladığı orduyu (bes'e- mekten elbette Aciz kalacaklır. Bu netice tesirile bu dakikaya kadar gecikmiş ola- Çemberlayn evlenme d iiresinde yal ız ka'dı M. Çemberlaynin kuzini henüz mahiyeti anlaşılamıyan el İngiliz genç bilir, fakat mantıkan ergeç tahakkuk et- bime lp ani ileri mesi lâzımdır, meğer ki bir harika ile | Mfiddettenberi Antoni Daniel adında bir karşılaşalım. Bu harika pe olabilir? Vu. Pahriye zabiti dle nişanlı bulunmakta kuunu düşünmek dahi yersiz görünür, İmiş. Bundan on gün kadar evvel izdivaç Üzerinde durmak tamamen faydasızdır. merasiminin derhel icrası kararlaştırıl - Bununla beraber Şimali Avrupada hari-'mış. Mis Çemberlayn kiliseye gitmiş ve ka harlei mühim teşevvliş ihtimalleri yok dört gözle nişanlısı beklemeğe başla - değildir. bu ihtimaller Alman muvaifa- mış. Bir sant kadar boşuna beklemiş, ni- kiyetinin artıp oeksilmesine, Norveçin |hayet ağlıyarak evine dönmüş. Az sonra Alman işgalinden çıkıp müttefiklerin iş-| nişanlısından bir telgraf almış, genç 2a- gallne girip girmemesine göre artıp ek-İpit bir alarm işareti dolayısile gemisini silecektir, yalnız sira benz bu noktaya! terkedemiyecek vaziyette bulunduğunu gelmemiştir. Bu dakikada muhakkak 0-| bildirmiş. Yan nokta Norveçte Alman muvatfakiye- Mis Çemberlayn hemen kiliseye koş- tinin devamı takdirinde dahi harb saha-| maş ve orada beklemekle olan adedleri mii gm mn gereki iki yüzü mütecaviz davetlileri evine gö- pın istemediği bir vaziyete düştüğü, Ş» kayıbda olduğudur, kaldı ki, bu bahse m Hâve edilecek dâha başka noktalar da| > e re yapılacaktır. vardır. > * Müttefiklerin harb meclisi Londrada yan mücadelenin İyt bir safhaya &ktettiği son toplantıda ablukayı teşdidİsini bekliyeceklerdir. Zira bu sahada Al-İmodeli idi. Davetliler burada tıpkı Al Londrada son günlerde yapilan n da) Bir sigara ne kadar zaman içinde içi- 8 amman amaaan | yapılan ve Montevideo önlerinde kendi|lir? Ekser #igara tiryakileri bir sigarayı rübe edecekler, herhalde şimalde kaşlı kendisini batıran Graf Spee Alman ceh| on dakika zarfında içiyorlar. Bir pipo do- girme- |kruvazörünü tanziren yapılan bir gemillusu tütün yarım santte bitiydr. Holândadan Almanyaya yiyecek ii Kaçakçılığı Holândanın Almanya ile hemhudud olan bir gümrük mevklinde, bir Alman opera kümpanyasınm eşyasını muayene eden memurlar, bu eşyanın lüzumundan fazla ağır olduğunu görerek ( şüphelen- mişlerdir. Bavulları açtıkları zaman içerisinde aktörlerin elbiseleri arasına ve müzis- iiyenleri musiki “aletleri mahfazalarına | doldurulmuş birçok kahve ve yiyecek bulmuşlardır. Bilhassa bir keman mahfazası tıklım tıklım kahve ile dolu bulunmuştur. Holündadan dışarı ancak pek az mik- tarda kâhve çıkarılabileceği için memur- lar bu malları müsadere etmişlerdir. sese yasaamama eyes sera, Vezü yanar dağı da ışık söndürme tecrübelerinde kapatılıyor! İtalyada hava hücumlarına karşı ışık söndürme tecrübeleri yapılırken, tabis- tin sönmek bilmiyen ışıklarını da perde- lemeği unutmuyorlar, Meselâ, Napoli makamları, ışık osön- dürme tecrübeleri yaparken, Vezü ya- nardağının üzerini de siyah dumanla ka- patmaktadırlar. Bu suretle yukarndan ge İçen tayyareler, şehrin mevkiini tayin e demiyorlar. En çok mektub yazan milletler Dünyada en çok mektub yazan mille- tin İngilizler olduğu meydana çıkmıştır. İSenede vasat! olarak her İngiliz, yetmiş beş hususi mektub yazıyor | Amerikalılar altmış yedi mektub ya- İriyor. İtalyanlar ve Portekizillerin sene- de yirmi hususi mektub yazdıkları gene Amerikahlar tarafından yapılımş bir is- Dİ | tatiştikten anlaşılmaktadır. düğün merasimi davetlilerin en büyü e İneş'e ve sevinç tezahürleri arasında sa: baha kadar devam etmiştir. Bu düğü, hususiyeti düğün evinin geniş salonu En geç sigara içmek rekoru Bir Pransız, son zamanlarda bir tek etmeye karar verdiği zaman bilhassa de-manya haricinde Rus ve İtalyan tesirleri iman bahriyelileri gibi giyinmiş olan gar-| vaprak sigarasını tam iki saat kırk beş mir ve petrol getiren yolları tamamen meselesi de mevcuddur. kapatmaya dikkat edeceğini kaydetmiş-| Ekrem Uşaklıgil tik, Demir getiren yol bugün kapanmış, daha doğrusu kapanma fashasına girmiş , fakat petrol getiren yol| ardına kadar açıktır ve bu yol petrolün! rolü itibarile demir getiren yoldan daha ebemmiyetlidir. Bü itibarla o ablukanın! şeklini değiştirmek kararı ilk tesirini şi- malde göstermiş olmasına mukabil ikin- eli tesirini cenubda gü: » Yalnız #yle görünüyor ki, müttefikler bu saha- da evvelâ iktısadi bir harb yepmeyı tee-j | ISTER İSTER İNAN, Gazeteler Beyoğhı kaymakamlığı dahilinde yapılan teftiş esnasında belediye nizamlarına riayet etmedikleri için bir ay zarimda muhtelif cezalara çarptırılan esnaf iNAN, İsonların dağıttıkları bol içkilerle zevkli matler geçirmişlerdir. İSTER Tişhk yoksa Bey zamlarını hakkile maf kaldığına: FSTER sayısı İdakikada içmekle «en geç yaprak siga - İrası içmek» rekorunu kurmıştır. İNANMA! (17.000) e baliğ olduğunu yazıyorlar. Eğer rakamda bir yan- ı kaymakamlığı dahilinde belediye ni- tatbik etmiş, yani cezadan kurtulmuş «#- INANMA! Sözün kısası İki büyük adam E. Ekran Talu Emil Zola Branly Muharebe artık Kabak tadı verdi. O- nun ortalığı velveleye salan, rahat, hu- zur kaçıran haberleri arâsinda insanlığı- mızı unutuyoruz. Efkâr: umumiye daimi endişe yüzünden donmuş bir haldedir. Öyle ki, etrafımızda, harbe taallük et- meyenden gayri, her ne bâdis olsa bigâ- ne kalıyoruz. Son on beş günün içinde beşeriyetin şerefile alâkadar Iki hadise oldu. Telsiz telgrafın ve radyonun ası) kâşifi sayılan Branly öldü.. Cihan ede â ladığı eserlerden ziyade lesinde oynadığı Tol ji, şöhret temin ey'iyen Emile Zolanın yü- züncü doğum yıldönümü geldi, geçti Başka zamanda olsaydık, bu iki hadi- se böyle, sessiz sadasız, hiçbir akis uyam- dırmadan, gazetelerde sütun sütun neşri yat yapılmadan mı maziye mmtikal eder di? Yazık insanlığa! Evvelâ Branly.. Bugün, fikrimizi, duy- gularımızı, binlerce kilometrelik mesafe- ye bir lâhzada akseitirebiliyorsak, geçen ayın yirmi dördünde hayata veda eden bu büyük alimin sayesindedir. Denizde fırtınaya tutulan, kazaya uğrıyan va Branly'nin keşifleri olmasaydı, göremeden batıp gidecekti. Gene Brariy- nin çalışmalarıdır ki insanlar arasında İtelsiz ve radyo gibi Iki büyük ve öpemli rabıta kurdu. Zolaya gelince, hakiki hayattan mül- İhem o muazzam Rugon Makarlar silsile- İsile, ve üçünü tamamlayıp da dördüncü- sünü yazmağa ömrünün vefa etmediği «dört İncil ile hem realizm meeitebini, İhem de kendi edebi şöhretini ebedi esas- Tar üzerine kurdukturı manada, Dreyfüs İmeselesi Franşâyi temelinden sarsarken jmeşrettiği, «İtham ediyorum;» sörlerile İbaşlıyan beliğ hitübesile tarihe geçmiş İbir şahsiyettir. Dreyfüs meselesi . Bu dava, o zaman buraya, bize kadar bile eksetmiş, iftira- ya uğrıyan genç Fransız Yahudi yüözba- şının leh ve #leyhinde fakat daha ziyade lehinde, bizim efkârı ursumiyemizde hes İyecanlar uyandırmıştı. v O vakit ben mekteb sıralarında idim. Dreyfüsün, bütün inanet ile müdefii bu- lunan Zolanın Fransa gazetelerinde © meshur beyannamesinin intişar ettiği gün duyduğum heyecandan, gönlümde hâlâ şimdi serpintiler vardır. Bu heyecanı diryan yalrız ben öeğik dim, 1898 yılını idrak etmiş olar bütün gençlik, vicdanındaki hak ve hakikat aş- kımı Zolayu borçludur. Hak ve hakikat. Ne güzel şeyler! Bu uğurda ömrünü tüketen menfaya giden ve nihayet ölen büyük mütefekkirin ne hazin tecellisi varmış ki, â n yü züncü yıldönümü, nice hakların boğul- zamana ras- E. E. Talu Öğle RE fs .isje PSU Uma »Esroz w

Bu sayıdan diğer sayfalar: