3 Mayıs 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

3 Mayıs 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 May L İngilterenin tarihi “| Fransa ile yüz yıl süren harb nasıl bitti ? Altıncı Şarlın kızı İngiltere Kralına nişanlandı ölümünden sonra m tacımı götürecekti Kız babasının yeli necati olarak Üç milyon altın ekti tes bit edilmiştir Meme ketine dönen Jan |ö Bon, fidyel necatını İngiltereye ödemesi Mm gelen zaman içinde kendi eğlence ve zevklerine 3 mil yon altın eküden fa7- la harcadı. Paran İngiltereye © verilüx zaman: gelince da hazırda hiçbir şeyi bulunmadığından ha kiki bir şövalye ola, rek, kendisini götü - rüp teslim etti ve 1964 de, İngilterede esarette öldü. Beşinci Şar! Fransa kralı ol- dı. Fransa, Bretenyi sulhünden sonrada rahat nefes alamadı. Yer yer türeyen bü - yük haydud çeteleri, krallığı o baştanbaşa SON POSTA Amerikadaki Türk dostlarının verdikleri ziyafet “Türk milleti ile hükümeti kadar hiçbir millet ve hükümet biribirlerine bağlı değillerdir ,, (Nevyork muhabirimiz yazıyor ) Buradaki Türk dostları Amerika - hlar sefirimiz Münir Ertegun'un Şere- fe Waldori Astoria otelinde 225 kişi- lik bir ziyafet verdiler. Ziyafette bir çok tanınmış iş adamlari- le sosyeteye mensub kadın ve erkek - ler, zarif Türk kadınları hazır bulunu- yordu. Hususi şeref mevkii olan hitsbet ma- #asında Yunan setiri Cimoan Diamanto- poulos, Romanya sefiri Radu İrimescu, Yugöslavya sefiri Constantin oFotiteh, Rum ortodoks kilisesinin Amerika kıt'a- sındaki memuru olan başpiskopos Athe- İmogorus. robert kolleş müdürü Walter Wright ve İstanbul Amerikan kız koleji mulalimlerinden birkaçı oturuyordu. Ra- hatsızlığı dolayısile Floridayn gitmiş o - lan Bulgar sefirinin yeri boştu. Fakat zi- yafette hazır bulunan Balkan konsolos - olması, Balkanlılar ahengin bozmamıştı. Yemek listesi çok enteresandı. Ame - rikalıların hiç yemedikleri ve isimlerini dahi işitmedikleri tavuk çorbası, tas ke- babı, pilâki ve bakla ön safı teşkil eği- yordu. Yemek esnasında bazen alatur - ku. bazan alafranga hevâlar çalan bir or- kestra da mevcuddu. Ziyafet gefirimizin bir nutku ile açık dı, Münir Ertegun Türk - Balkan - Ame rikan gecesine iştirak edenlere teşskkür ettikten sanra sözünü Avrupa harbine in- tikal ettirdi ve nilkassa şunları söyledi: «— Biz Balkanlılar iyi komşuluk his- ilerile birbirimize bağlıyız. Türkiye sulh Jtaraftarı bir memlekettir, tablatile sulh ve demokrasi prensiplerini müdafas «e meğe çalışan memleket'erle daima ii liği yapmak arzusundadır. Türkiye ha - İriçten bir hücuma maruz kalmazsa ve deruhde ettiği omükelleliyetleri ifaya mecbur bir vaziyete gelmezse gerek şi- İmali şarkide ve gerekse Akdenizde sulhü İmuhafazaya çalışacaktır. Çok alkış'anan bu nutuktan sonra kür geldi ve bir sant kadar süren nutku ile ları arasında Bulgar konsolosu Doyeheftin | Tanıdıklarımızdan biri; Pireyi de 'Tanıdıklarımız srasında sık sık tese. düf ettiğimiz bir tiptir. Minimini bir pireden bahsedecek olsa, pireyi öyle tarif eder ki, dinliyenin gözü önüne pire yerine bir deve gelir. İşte bundan ötürüdür ki ona, pireyi deve ya- pan, demişlerdir. Pireyi deve yapan anlatır: Elimde büyük bir yara veyda olmuştu.| | Yara gittikçe daha büyüyordu, koluma “tesir etmeye başlamak üzere idi, ameli- yata razı olmazsam kolumun kangren 0-! lacağını söylediler. Çarmaçar razı oldum. Ben de biraz cesurum Hiç kıpırdan. madan durdum. Çok şükür ameliyat mu- | vaffakiyetle neticelendi. İ Pireyi deve yapanın anlattığı ameli- İyat hikâyesinin hakikati şudur: Elinde ufak bir sivilce çıkmıştır. Karısı sivilce- yi iğneyle delip kanını akıtmıştır. | Pireyi deve yâpan anlatır: — Dün gece geç vakit eve geliyordum. Müthiş bir taarruza uğradım. | Dinliyenler: İ — Aman geçmiş olsun. Derler. — Hakikalen büyük bir tehkike atlat.| tım efendim. Haydud bunlar — Haydud ha — Evet. dün gece işte geç vakitti. Be-| İnim cesaretim fazladır. Eve geç dönmek- ten hiç çekinmem. fakat insan dalma| tetik bulunmalıdır. Nitekim ben de öyle-| dum gitti idi. Haydudun biri karşıma yağma ve tahrib edi, Sugün İngilterenin en büyük mekteblerinden olan (Etonj yorlardı. kolleji, 500 yal evvel altıncı Hanri tarafından yaptırılmıştı. Türkiyeye dair cok faydalı şeyler anlat- çıkıp: Dur. diye bağırmaz mi, durdum.| ta. Doktor Wright bu arada Türkiyenin Şöyte bir baktım. Elinde koskocaman bir| Harbin ikinci safhası, Bretanya düka. tında idi. Korkusüz Jan diye meşhür olan dah lığında biri İngiltere kralına, diğeri Fransa kralma güvenen iki müddeinin yüzünden 1369 da başladı. Bu Pransızlar Bertran Dü Geklen adında kıymetli bir generale sahibdi. Şarl, bü- yük meydan muharebeleri kabul etme - den, düşman ordusunun amansız çele mruharebelerile mahvedilmesini emret- mişti. Dü Geklen, bu suretle Bretenyi muahedesile teslim edilmiş şehirlerin bir çoğunu geri aldı. İngilizlerin elinde yal- nız Ka'e, Bayon, Bordo, Brest ve Şerburg kaldı. Asil adı Edvard olan «Kara prens 1376 da. babasından bir yıl evvel, genç Burgondiya dükası, Parisi yalnız başıma müdafaa edemiyeceğini görerek, dahili onun tarafında bulunan velishâ prens e ulaklar gönderdi. Fakst, bu nazık ziyette. Or'ean dükasının suikasdeile, ri tarafından öldürüldü. Bunun üzerine veni Bürgondiya dilkası Filip lâ Bon, der- hal İngiltere kralı ile anlaştı, Fransaya ve mecnun kocasına sevgi ve sadakat ile bağı olmıyan Fransa kraliçesi Bavv İzaba da Burgondiya dükası ile bi ol. du. Bu suretle, Fransa iç'r bir siyasi fe- lâket olan Truva muahsdesi imzalandı» Altıncı Şarlin kızı Katerin dö Frans -asetinden bahsederken şunlari söyledi: Türk millet ve hükümeti birbir - sefer! münazasları bırakarak Orlean fırkasına, lerine pek sıkı bir surette bağlıdırlar ve müsbet gayelere erişmek için kırılmaz bir azimle ilerliyorlar. Dünyanın hiç bir ve- rinde, hiç bir miilet ve hükümetin bir « birlerine bu kadar bağlı oldukları görü memiştir. Doktor bundan sonra sözü Erzincen zelzelesi felâketine geçirdi. Anadolunun bu bedbaht köşe'nde tabiatin oynadığı büyük facia hakkında tafslât verdi ve Amerikalıları zelze'e (İelâketzedelerine yardıma davet etti. Dr. Wright, zelzele mıntakasına ilk gideni ecnebi müşahidler- yaşında öldü. 1377 de de, Üçüncü Edvar- İngiltere kralına nişanlandı. Kız, babası. den birl olduğu için birçok acıklı vak'ala- dın yerine tahta torunu ikinci Rişard 0. turdu. Bu ölümler, yüz sene harbine, bu sefer imzasız. mütarekesiz, tabil ve oldukça u- zun bir fanla verdi. Rişardın yirmi iki yılı dolduran zamanı, bilhassa Lankasir hanedanının sebebiyet verdiği dahili ka rışıklıklar!a geçti ve 1309 da Lankastr hanedanından dördüncü Hanri İngiltere tacını giydi. nın ölümünden sonra, cihaz olarak koca- İsma Fransa tacını götürecekti. İngiltere kralı bü suretle resmen Fransanın mesru ve'iahdi olda, Veliahd Sarlin de. bunun haklarından mahrum edildiği ilân olun. du. 1422 de, besinci Hanri ve altıncı Sarl rı gözlerile tesbit etmiş bu'unuyordu. Erzinosndaki felâketi müteskıb canları- n'dislerine takarak çalışan ve birçok ha- yatları kurtaran wahkümlardan bahse - derken dedi kt Bu mahkümların ekserisi oğır ve - birbiri arkasından öldüler. Beşinci Han-|zâlı kimselerdi. fakat felâket zamanında| rinin oğlu altıncı Hanri, Pavista hem İn.'bu adam'arın insaniyete karşı gösterdik- giltere. hem de Fransanın kralı ilân e- leri sayanı takdir gayret ve fedakârlıklar bıçak, üzerime atılacak, Ben ondan ev- İvel davrandım. bileğini yakaladım... Bı- çak vere düştü. Bir tokat bir yanağına, bir tokat öteki yanağına. Haktkattir. Fakat hakikaten onun an- lat; arasındaki fark: da söyliyeyim: Geç vakit, yani hava kararirken evine dönüyordür. Sokakta oyrıyan çocuklar. dan biri karşısına çılemış, dur diye ona oyun yapmak İstemiştir. Çocuğun elinde çelik çomağın yalnız çeliği vardır. O, ço- cüğun minimini bileğini yakalamış. İki yanağına iki tokat vurmuştur. Pireyi deve yapan anlatır: — Efendim mobilya işlerine pek ak- hm erer. Merak'ısıyımdır. Bizim eve gö- lin görürsünüz. Salondaki mobilyayı biz. zat kendim yaptım. | — Mobilvayı siz mi yapımız? — Evet ben yaptım. Niçin garib gâ- rib bakiyorsunuz. Yapamaz miyim zan- pettiniz. Bu o kadar mühim bir sey de. Kil ki. Biraz tahta. bir parça kumaş, zev - kim de buna inzımam edince oldu bitti, — Yani modelini siz çizdini2?. — Hayir efendim. bizzat ben yaptım, | İdildi, Yüz. yıl harbinin Yransa için çok) (Diğer taraftan. meşru veliahd Şar! de, meş'um olan yeni bir devri, 1413 de, Fran. Burj sehrinde. yedinci Şar! adı ile kral sa kralı altıncı Şarl ile İngiltere krah be- lığını ilân etmisti. şinci Hanri zamanında başladı. Burdond'va “dükasının ittifakı saye- Şarl 1380 de kral olmuştu. Krallığının | s'nde, İngilizler bütün simali Fransava on ikinci yılında cinnet getirmişti. Tam | hâkim olrmıslardı. Fransanın meşru hü. otuz yıl da mecnun bir kral olarak salta-| kürsdarı vedinei Sarle, istihza ederek nat sürdü. Kralın cinneti, vasileri ara.| .Buri kral» diyorlardı. sında kinler, kardeşi Orlean dükasile ye- ğeni Burgondiya dükasının sonsuz ihtiras |len Sarl, bir takım gözde genelerin ars. ları ve bu yüzden çıkan dahili harbler, | sında vakit gecirivor, elinde bulunan kü- İngiltere kralına derhal taarruz fırsatını) cücük arazisinin var'datını da bu suret'e verdi. İngilizler, Orlean dükasının ordu: | herervordu. 1478 de id! İnsilir. Luvar sunu 1415 de Azinkur mevkiinde büyük | mıntakasının kilidi savilan Orlean üze. bir hezimete uğrattılar; ve Paris özerineİrine o vürüdüler. İste o sıralardadır ki, yürüdüler. O zaman Paris ve kral. Bur.| Fransızlar hirdenbire uyandıran, Fran- gondiya dükasının elinde ve müfozu ak| “Devamı 8 inci sayfada) Zevk ve eğlence düskünü bir, prens o-İh İpek büyüktür. Bundun da Türklerin ne kadar merhametli ve insaniyet sever ok duklarını anlarsınız. Mahkümiyetleri za- manında bile böyie hareket eden bir hal kın masumiyet ha'indeki insan! meziyet ve fazileti çok yüksek bir mertebede ol - malıdır.» Bunu müteskib Amerikada intisar et- mekte olan Tumca Atlantis gazetesinin sa ib! Sotiros Lantos kürsüve gelerek zek zele felâketinden sonra gazetesinin A - merkadaki o Yunanlılardan U topladığı 4082 do'ar miktarındaki teberrüü Türk gefirine verdi ve binden memnuniyet duyduğunu sövledi. Teberrüe iştirak e - denlerden hepsinin «Trük; kardeşlerimi- zin bu felâket gününde yardımına koşa - (Devamı 8 inci sayfada) Hakikaten kendi yapımştır. Bir mağa- zadan aldığı mobilya evine getirild'pi 7- man kaltuklardan birinin kenarı biraz cizilmiş, arkasının da bezi o yırtılmıştır. İBezi yamamış, çizilen kısma biraz boya sürmüştür. Pireyi deve yapan bir iş sahibidir. İşe aid konuştuğu zaman şunları söyler; — Ben olmasam müdiri umumi hiçbir işe yapamaz, çünkü ne yapacak olsa ben- den şorar. Ben ona ne yapacağını ne sü. retle hareket edeceğini tavsiye ederim, — Siz mi? — Tabii ben, ufaktefek gördünüz de Karamörsel sepeti mi zannettiniz? Sözünün hâkikat tarafı vardır. Çünkü o bir müdiriyeti umumiyede yükle ve yapan İsmet Hulüsi Müdiri umumi bir yere telefon edeceği İzaman numarayı ona buldurur. Pireyi deve yapan ava gitmiştir. Av- lanmıştır, Av dönüşü anlatır: — Karşıma bir sürü kurd çıkmıştı. Büyük bir tehlike, Metanetimi muhafaza etmesem mahvolmuştum. Düşünün insan bir tek kurddan korkar. yüzlercesi bir- den.. fakat ben biran ndüm ve kurd- ların üzerine doğru yürüdüm. Tüfeğiniz vardı tabii. — Tabil vardı. Fakat kurşuna yazık, bir sürü kurd diyorum. Birini vursam ö. teki kalacak, tüfeğime hiç dokunmadı: Hepsini birer birer ayaklarım altında e- zip düm: — Ayaklarınız altında mi ezip öldür. dünüz.., — Tabii, ben cesur insanımdır. Hakikaten ava gittiği zaman bir sürü kurd görmüştür. Fakat bu kurdlar saldı- ran, parçalıyan neviden kota kurdlar de. ğil, tirtil nevinden minimini kurdlardır ve © bu kurdları ayağının altında ezip öldürmüştür, Pireyi deve yapan Gram yerine: Kilo. Bir yerin: i Ev yerine: Apartıman. Marul yerine: Çam. Otobüs yerine: Lüks otomobil, Ter'ikçinin kızı yerine: Fabr'katörün süye Robert kolej müdürü Dr. Wright! yimdir. Tetik bulunmam:ş olsam, mahvol. | Kızı, tabirlerini kullanır. Bunlar da ne demektir, niçin? Diyecekler bulunur. ps demek, niçin olduğunu anlatayım. Pireyi deve yapan, santim yerine mei- re tabirini kullanır. Yüz santim yüksekten atlamıştır. — Günün birinde, yüz metre yüksek- likten atladığımı hatırladım, der. Pireyi deve yapan gram yerine kilo tabirini kul'anır: Bir oturuşta yirmi gram rakı içmiştir. — Bir oturuşta yirmi kilo rakı içtiği- mi bilirim, der. Pireyi deve yapan bir yerine bin ta. Birini kullanır: Bir lira bozdurmuştur. Hepsini sarfet- miştir, Akşam evine dönerken cebinde bir kuruşu bile kalmamıştır. — Bir bin liralık bozdurdum, der, bin Tira insana büyük bir şey görünür amma, Hiçtir. Emin olun akşama evime döndü- Büm zaman bir liram kalmamıştı. Pireyi deve yapan ev yerine apartıman tabirini kullanır, Minimini bir evde oluruyordur. Adre- sini istiyenlere: — Bay «...» nin apartıman: dersiniz. İBizim semtte herkes gösterir. der, Marul yerine çam tabirin: kullanma. sının minimini marulu koskocaman çam kadar büyütmesinden ileri geldiği kadar, daha başka sebebleri de vardır. Marul mevsiminde hir gün, sevgilisile Yedikule bostanlarına gitmiş, marulla- rın arasında oturmuşlardır. — Bir ilkbahar günü Adada sevgilim- İle çamların altında oturmuştuk, der. Yedikuleye sevgilisile (otobüsle mişlerdir. Pireyi deve yapan olobüsü deha bü- yütmesi lâzım gelirdi amma, onu Yapa- mamış, fakat daha kıymetlendirmiştir. — O gün sevgilimle lüks bir ötomebile binmiştik, der. (Devamı 9 uncu sayfada) git.

Bu sayıdan diğer sayfalar: