7 Mayıs 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

7 Mayıs 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

P . SON POSTA Avrupanın garbinde ve şimalindeki muharebelere toplu bir bakış p em YAZAN iEmekli general H. Emir Erkilet! İ “ Son Posta ,, nın askeri muharriri ; imdiki halde yalnız Avrupanın garbında ve şimalinde harb bil. fiil mevcuddur, Fakat buralarda da bü- yük muharib devletler şiddetli ölüm, di- rim harblerine girmiş değildirler Biliyoruz ki, Alman ordular: geçen öe- ne Eylül ayınm bidayetinde Polonyaya yürürken Lehistanın müttefikleri, İngil- tere ve Fransa, Almanyaya harb ilân et mişlerdi; fakat Almanyanın garbda Fran- sız hududuna karşı inşa ettiği ve sonra Şimal denizine kadar uzattığı müstahkem sed Fransız ve İngiliz ordularının Alman- yaya girerek taarruz etmelerine mâni ol- wuştu Alman orduları Lehistan işini üç hafta gibi pek az bir zamanda bitirip serbest kalınca da, Fransızların Majino hattı on- ları Fransaya tearruzdan mehetti. İşte o zamanlardanberi, garb cephesinde vazi, yet hep öyle, yani iki taraf ordularının müstahkem mevziler gerisinde karşılıklı bekleşmelerinden ibaret kaldı. Filvaki, her iki taraf hatlarının ilerile- rinde dolaşan keşif kolları arasıra müsa- deme ediyorlar; bazı kere bu kollar hafi? toplarla takviye olunarak hasmın münfe. rif kalmış ileri karakol postalarına bas. kın veriyorlar; hattâ, nadir olarak, müs, tahkem hatların sahra ve orta ağır top- ları ahengi tamamlamak için koüsere ii rışıyor'ar; fakat, hepsi bu kadardır. Bi- hamil garb cephesinde harb var anıma mu- harebe yoktur; ve bu da . az değil - 8 aydanberi böyle devam ediyor; ve daha böyle devam edecek, Lehistan ve ordusu Almanlar tarafın- dan mağlüb edilince, Ruslar ardusuz, #i- lâhsız kalmış olan bu bedbaht memlekete müteaddid kollarla yürüyüp Alınanlarla birlikte Lehistanın taksim İşini kanama- dan kolayca bitirdiler. Garb devletleri Lahistanı Alman pençesinden kurlarâ madılar ve kurtarmak için hava kuvvet- lerini bile oraya yollayamadılarsa da hiç olmazsa Almanyaya harb Ilân etmişler ve onunla garb cephesinde ve denizlerde bilfül harbe girmişlerdi. Sovyet Rusys #se Lehistanın doğu ve cenub kısımlarını Almanlar Osloya asker çıkarırlarken mek istemiş idi. Bu maksadia onun Es- tonya. Letonya ve Litvanyadan, müzake. rs yolila, nasl birçok deniz ve hava İsti- nad noktaları aldığı ve nihayet Finlândi- velden anlaşmış ve ona başka semtlerde mühim konsesyonlar vermiş olması iktı- za eder. Bu tavizlerin nerelerda ne gibi şeyler ya körfezinin şirmalinde ayni şeyler: elde) ulduğunu bilmek ve keşfetmek elbetta| #*tmek için Finlândiye ile nasıl harbetti-| faydalıdır; fakat bu hususta ber ne ya 8i ve bu harbin neticeleri hatırlardadır. İpılsa tahminin hududları aşılamaz; onun Sovyet Rusya Lehistanda, ve Baltıkliçin bunlar hakkında şimdiden mütalon. devletleri sahillerile Finlândiyada eldellar yürütmek beyhudedir. Şu anda mü- almak için kan dökmek şöyle dutsun, gürb devletlerile bozuşmadı bile, Rusya bu suretle, Lehistanın beyaz Ruslarla ve Ukranya'ıdaria meskün yer- lerini kolayca alıp Sovyetler Birliğine kattıktan yani doğu Avrupadaki duru- munu takviye ederek batı hududların Romanyanın tâ şimalile Macaristana ka. dar sürdükten sonra doğu Baltıktaki coğ- raf ve askeri hudud vaziyetini düzelt ettiği netlicelerden mamnundur. askeri bakımdan doğu Baltıkta yani Fin- lândiya körfezinin şimal ve cenubda sağ. lam ve hâkim bir mevki sahibi olmuştur. Fakat buna mukabil Almanya, son Dani- marka ve Norveç hareketlerile Baltık de- nizinin methaline hâkim bir durum al mıştır. Baltık denizinin methali ile tâ es- xi zamanlardanberi küçük ve bitaraf şi- mal devletlerinin yani Danimarka, İsveç ve Norveçin toprakları arasında, Rus ge- milerinin çıkıp girmelerine açık ve ser- best bulunuyordu. Almanyanın Dani- marka ile Norveçi işgal etmesi üzerine ise vaziyet burada aruk değişmiş, Çünkü |him olan şey sadece bunun böyle oldu- ğumu bilmek ve Sovyet Rusya ile Alman- lar arasında ne şimal ve nede başka semtler meselelerinde şimdilik bir ihti'âf İçıkmıyacağını kabul etmektir. Almanya- nm Sovyetler Birliği ve İtalya ile hem. fikir olarak yürüdüğü meydandadır; bu- nun sonuna kadar böyle devam edeceği bilinemez. Ancak şimdilik hal böyledir. Hatti eğer Almanya, Norveçe Kategat İve İskajer#k boğazları üzerinden takviye kuvvetleri gönderemeyip te bunları İs- veç Üzerinden sevke mecbur olsa idi dahi bu yüzden Sovyetler Birliği ile onun &- yani | rasında bir ihtilâ? çıkabileceğini ummak Seland adasının kumanda ettiği Sund ve| yerinde olmazdı. Almanyanın İsveç üze- büyük Belt dar Baltık yollari Almanla- rın hükmüne girmiştir; hattâ Kategat ve İskajerak boğazları bile Alman kontrolu altına girmiş sayılırlar. Bir denizin met- Ballerine hâkim olan bir devlet şüphesiz 9 denize de hikimdir. Bu itfbarla Sovyet Rusya Almanların Danimarka ile Norveçi işgal etmesine na- sıl muvafakat etti diye bir lâhza düşünüp hayret etmemek mümkün değildir! Çün- kü Almanyanın bu iki memleketi işgal etmesi demek icabında Rusyayı Baltık denizinde hapseylemesi demektir. Yoksa Almanya bu şimal hareketin! acaba Sta. linle anlaşmadan mi yapmıştır?! Fakat Almanyanın, gümrükten mal kaçınır gi- bi Rusyanın malümat ve muvafakati ha- risinde yapacağı böyle bir hareket, bil hassa Sovyetler Birliğinin muhalefetine uğraması halinde, onun için büyük bir siyasi ve asker! tehlike teşkil etmez miy- di?! O, bilmezmiydi ki, müttefikler bu gi. bi hallerden istifadeye müterakkibdirler ve adamakıllı istifade edebilirler de! O halde Almanyanın epey evvel hazır- ladığı belli olan şimal hareketi için Sov- yetler Birliğile ve hattâ İtalya 'le daha evvel uyuşup anlaşımş olması lâzım ge- iyor. Gerçi Almanların Danimarka ve Norveçi istilâları İtalyaya doğrudan doğ- miihim ve hayati bir mesele teşkil ettiği. ni yukarıda gördük. Bu itibarla Alman- yanın Sovyet Rusya fle şimal işinde ev- rinden sövkiyat yapmaması, Rusya ile bir ihtilâf çıkacağından Okorkmasından değil, İsveç üzerinden asker sevkine za. ruret hâsıl olmamasındandır. Çünkü bir de İsveç ile, Hizumsüz yere, harbe girmek Almanya için büyük bir hata olurdu. Onun için Almanya, bahusus mütte- fikler kuvvetlerini Andalses (le Namtsos- tan çektikten sonra, Norveçte artık aer- best kalmış gibidir. Eğer müttefikler Narvik bölgesini ellerinde tutmak için $- cab eden tedbirleri almakta çok seri ve ejdd! hareket etmezler ise, buradaki AL man müfrezes'nin esir olacağım bekler ken, Almanların Narvik bölgesini tazyik ke başladıklarını bile görebiliriz. Çünkü onların Norveçi ufak Norveç müfreze ve çetelerinden temizlemek için bütün kuv- vetlerini sarlekmeğe Fatiyaçları yoktur. Bunu bir kısım kuvvetle yaparken müte- baki kıt'alaria Narvikteki müttefikler ü. zerine kara, hava ve hattâ denizden bile yürümeleri mümkündür. H. E. Prkilet lhlamur köşkü civarında inşaat yapılmıyacak Müzeler İdaresi İki ile bahçesinin ŞUNDAN BUNDAN Yeni köprü : Yeni köprünün ayaklarının çökmüş ol- duğu, bu köprüden ağır nakil vasitala - rının geçmeleri mümkün olamıyacağı hakkında son bir iki gün içinde çikan ri. vayetleri duyanlar konuşuyorlardı: — Gelen gideni arattırır, derler, bu doğru mudur? — Doğru olmaz olur mu, isbatı mey - danda. — İsbatı meydanda mu? — Yeni yapılan köprüden daha iyi is- bat mı olur? Sabık Unkapanı köprüsü ayda bir bozulurdu. Bu on beş günde bir bozuluyor. | * Gelecek otobüsler: Belediye, İngiltereye otuz beş tane o- tobüs sipariş etmiş, bu otobüsler Londra; caddelerinde işliyen otobüslerin ayni ola-| cakmış. Birkaç ay sonra İstanbula geti . rilecekmiş. | Bekliyoruz: Bizim caddeler otobüa. bu| otobüsler de cadde görsünler. * Değişen sokak İsimleri: «Fukir maymun» ve «Şebek» sokakla -| rının isimleri değiştirilmiş. «Fakir may- mun» sokağına «Kaplan», «Şebek> 80 -| kağına da «Ceylân, isimlerini koymuş - Jar. lacakmış, bu fabrikada unlar insan eli değmeden yuğurulacak. hamur İnsan eli değmeden fırınlara atılacak, ve ekmek in- san eli değmeden fırınlardan çıkarılıp makinelerle kâğıdlara sarılacakmış. Acaba biz bu ekmekleri yadırgamıya « cak miyiz? Bir fıkra vardır: «Hamalın biri vezir olmuş, aşçısının pişirdiği hoşafı beğenmez: — Benim pişirdiğim hoşaf pullu olur- du. Senin pişirdiğin pullu olmuyor. Dermiş. Aşçı ne yapsa, ne kadar itina jetse vezir olmuş hamala hoşafı beğen « diremezmiş. Çünkü vezir olan hamal bamalken ho, şafını kendi pişirirmiş. Bir tek tenceresi olduğundan temizliğe de pek itina etme - diğinden tencere dalma biraz yağlı kalır ve bu yağlı tencerede pişen hoşafın üze rinde pul pul yağlar yüzermiş» Ayakla, elle yuğurulan, kirli tezgâh - lara atılan, mıncıklanan, kâğıda sarılmı. yan ekmeği de bizim yadırgamamız: — Olmuyor, eski ekmekler daha iyi İidi.. Dememiz ihtimal dahilinde değil mi? * Havadisi gazeteye getiren: — Kartalda bir cinayet olmuş. on kişi Bunu duyan ve bizi tanımıyan biri: «Burası şehir mi, hayvanat bahçesi mi7» derse ne cevab veririz? 'Takılacak başka isim mi yok? La Ekmek fabrikası “ İstanbulda bir ekmek fabrikası yapı » ölmüş, yirmi kişi yaralanmış, dedi. — Atma, dedim. bu senin söylediğine cinayet değil, muharebe derler. Amma 'muharebenin böylesi gerb cephesinde bi. Te olmadı. 7 mai İlulüsi Buz denizlerindeki hayvanlar Buz denizlerin- de garib deniz hayvanlarına tese- /düf edilir. Deniz i videndirler. altındaki suda bü- > tün bir kış yaşarlar. Gene e havelide ay- ni tatlı ve tuzlu suda yaşayan balıklar mevcuddur. Bunlar yaz mevsiminde de- nize, kış geldiği zaman da nehirlerin membalarına doğru giderler. * Ana mektebinde okuyan büyükler Bu mekteb Mek sikadadır. Talebe sini anne ve baba olacak yaşta evli insanlar teşkil et- mektedir. Bunlar mektebde bir çocukla nasıl meşgul olmak icab ettiğini, çocu- ğun nasıl oynatılacağını öğrenmektedir- iler. Bu derslerin ekserisinde oyuncaklar | İortaya çıkar. Baba ve anne olacak kim. İseler bu oyuncaklarla oynamak suretile | çocuklarım nasl eğlendireceklerini öğ- renirler. YEAR GÖNÜLİŞLER İZ? Bir kadının mazisi Okuyucum benden soruyor: Bu bahiste mazi kelimesi neyi ifade eder? * Düşüncme göret Mazi kelimesinin ifade ettiği mana siyeti ve... olgunluğu derecesine tâbi olarak çok değişir. Erkek hassaş ve kıskcançtır. kızın gençlik değil çocukluk na kadar inmek ister, çocuk? ve gençliğinde bir erkek arkadaşı olabi leceğini kabulden itina eder, alın gandır, çabuk teessüre kapılır. hayatı i Sigara ile serinlik Bazı âlimler si- garanımn insan vü. cudündeki harare- ti azalttığını iddia etmişlerdir. Hattâ bu iddia o kadar kuvvetlenmiştir ki, A Jmerikada bulunan bir sigara fabrikası i«mcak havada serinlemek için sigara iç | melisinizie tarzında afişler bastırıp du- varlara aştırmıştır. * Kitabı mukaddesi ezber bilen dilenci İnsan hafızasının kuvvetine dair bir çok misaller vardır. Kuvvetli hafızası o. lanların başında Almanyalı bir dilenci gelir ki, bu adam bütün kitabı mukaddesi baştan sona kadar tek yanlış yapmadan ezberden okumaktadır. * Kristof Ko'omb'dan evvel Amerikayı keşfedenler Amerikaya ilk giden Avrupalının Kris tof Kolomb olmadığın: iddia edenler van dır. Bunlar Kristof Kolombdan beş yüt ene evvel, yani 1000 tarihinde İskandi * navların Amerika sahillerine vardıkları ni söylemektedirler. kendisi ve arkadaşı için zehir yapar, Buna mukabil ban erkek de vardır kfı Bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır sözünü düşünür. Mazinin genç kız ve ya kadınla tanıştığı dakikada başladı- ğına kanidir ve o şekilde hareket eder, Adamına göre, her iki kanaati de tasvfb ederim. Bununla beraber «dile gelmiş kadın hakkında» olmamak şer tile, * Kayseride Bay «H. Do» a: Ben sizin yerinizde olsaydım Kay « seriliyi tercih etmekte bir saniye dahi tereddüd etmezdim. Ayrı ayrı muhit- lerde büyümüş, ayrı ayrı peyzajleri görmüş iki genç arasında anlaşmak biraz güçtür. Biraz değil çok güçtür. İkinci kız size saadet getirmez sanırım, gözü dalma arada kalacak ve kulağı her vakit bir başka ahenk arıyacaktır, TEYZE AMK İNİN lik kk agi işe 8 insin lena felam 3L Binde bile Ge Sef ak iğ. ili

Bu sayıdan diğer sayfalar: