7 Mart 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

7 Mart 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sinema Sinemalarda hissi ve ahlâki filim- lere rağbet artmaya başladı Her köye radyo vermek istediğimiz şu sıralarda niçin her kazada bir küvçiı'k sinema olmasın? İren Dun gibi Barbara Stanvik te dram filimlerinden kemedi filmlerine geçmiştir. yu gülüşü” artık bize bundan Bugün her medeni cemiyet si- | nmemanın lüks ihtiyaçlara cevap vermekten çoktan — çıktığında | Demek oluyor ki | müttefiktir. sinema yemek, içmek gibi ihti - yaçlar içine girmiş bulunuyor. Halkın bu ih sini temin için de yü alabildiğine dev adımlarla yacının giderilme- sinema sana - ilerlemektedir. Sesli sinemanın icat edildiği kaç sene oluyor ki.. İşte bu icattan sonra sinemada büyük terakkiler birbirini takip etmeğe başladı. Rus sanayicileri milyonlarca halkın sinemadan istifade edebilmesi sinemadan yonlarını göğe çevirdiler, Ora- da kurmak istedikleri büyük perdelerden halka hitap etmek yolunu tuttular. Geçen yıl renk- li kordelâlar çevrildi ve niha - yet canlı film ortaya çıktı.. Si - nema sanayiinin daha ne gibi terakki safhaları geçireceğini şimdiden kestiremeyiz. Fakat bildiğimiz bir şey varsa gelecek senelerde daha bambaşka iler- lemelerle karşılaşacağımızdır. Dikkat edilirse film mevzuu - ları da birdenbire değişli. Bir kaç sene evveline kadar b'q_Vaz perde üzerinde bir kaç düzine mevzun bacağın kıvrak hare - ketlerini, ateşli iki çift dudağın birbirile kaynaştığını görüyor ve kanları kaynatan şuh nağ - meler işitiyorduk. Bugün bun'- lar halkı doyurmuş ve tiksindir- miştir. Bu şehvani filimlerin yerine hissi olanlar, onların ye- rine de korkunç mevzuları kaim oldu. Artık memnuniyetle öğ - Teniyoruz ki film kumpanyaları faaliyetlerini — ahlâki, içtimai Mevzular üzerinde yürütmek - 9 ga Şehveti tahrik edici filmler| artık halkı tiksindiriyor Haebüme talnaPa zi Bakisrie ğ evvelki filmlerindekl gör yaşlarını unutturuyor Farmer Frans tedirler. Gelecek sinema mev - | aliyetlerin en iyi şekillerinin na- siminden itibaren aile babaları | sıl olabileceği ve bunun dünya - geniş bir nefes alacaklar, Çünkü | da nasıl olduğunu gösterir par « çocuklarını, göğüslerini gere,ge- | çalar gösterebiliriz. En küçük re her filme götürebileceklerdir. | köylerimize bile radyo koymağa Filmler bu şekli aldıktan | çalıştığımız şu sıralarda, bu köy- lerde, hiç olmazsa nahiye mer - kurmakta hiç bir mahzur kal - | kezlerinde, kazalarda birer kü- maz. Hem köylülere bu şekilde | Çük sinema kürmak neden müm- ahlâki filimler hem de zirat fa- | kün olmasın? sonra köyler içine de sinema ğ beş ölı_'i Yaşıyor «T 5-SONTELGRAF — 7 Mart 1937 Ölüleri diriltmeye muvaffak oldular İnsanların hiç ölmemesini temine çalışılıyor Şimdilik beş dakika önce ölmüş olanlar diriltilebiliyorlar Ölüm dünyasın- dan dönen Rus ülimlerinden doktor Sergey | Brühonenko'nun on yıl önce yaptığı tıbbi bir tecrübe, bütün dünyada çok hayretle karşılanmıştı. Doktor, © zaman, bir köpeğin kafasını kes- miş ve kesik kafayı gövdeden İyice ayırdıktan sonra tekrar birleştirmiş, kanı cevelân ettiren bir ület sayesin- de kesik kafa ile vücudu ta maltı saat yaşatmağa muvafak olmuştur. Bu altı saat zarfında kesik kafa- daki, göz kapakları açılıp kapanmış, ağız işlemiş, burun aksırmıştır. Doktorun yaptığı Avtojektor ma- mmdaki sun'i kalb sayesinde, kan Bayet intizamla cevelân etmiş, kalbin dfmbanı, hakiki kalb darabanı gibi | Bir kaç yıl sonra doktor tecrü « belerinin ikinci safhasına geçmiştir. Bu seler, yalız kafayı değil, vücut- taki bütün azâları yeniden canlan - dırmağa muvaffak olmuştur. Ameli- yat masasına yatırılan hir köpeğin BÖğsü açılmış ve çelik bir kapakla kalb durdurulmuş, köpek tamami - le ölmüştür. Bir iki dakika sonra kalbin üze - Tindeki kapak kaldırılmış ve dok - tor Brühonenkö Avtojektoru hare « kete getirince köpek derhal diril - miştir. Doktorun bu tecrübeleri Rus hü- tor Brühonenko Avtojektörü hare - miş ve 1935 yılında doktorun tecrü» | belerine mahsts olarak ilmi bir fis | ziyoloji enstitüsü meydana getiril » | Miştir. (Pravda) gazetesinin yazdı - | Bina göre, şimdi bu enstitüde, İnsan | hayatınım uzatılması ve hattâ —ölüm | mefhumunun ortadan kaldırılması- na çalışılmaktadır. Doktor Brüho « | nenko, “Ölüme doğru giden bir in- | san muhtelif hastalık safhaları ge - çirmektedir. Biz, bu safhalar üze « rinde tefkikler yapıyoruz. —Anlayıp öğrenmek istediğimiz şey, ölüme se- bep olan safhayı bulmak Ve bunu tedavi ederek hayatı uzatmak ve hattâ ölüme mani olmaktır,, demek- tedir. Evvelce yapılan tecrübeler, öl - | dürmekle diriltmek arasındaki müd- detin beş dakikadan fazla uramama- sı, şayet uzarsa, diriltmek — imkâmı ; olmadığını göstermiştir.. | Sön yapılan tecrübelerde ise, kö- | | kalabilir. misiniz? Mavi ve yeşil balıklar e z Denizde 25 metre derinliğe | dalıp iki buçuk dakika su içinde En değme yüzücülerimizin — bu - marileti becerebileceğinden * şüpheliyiz. Halbuki Polinezya adalarında yerliler ellerinde ucu sivri demir- H iki buçuk metre uzunluğunda kargilar olduğu halde üç dört saat yorulmadan yüzerler. Mer- can dalları arasına sığınan mavi ve yeşil balıklarla bilhassa sarı pek öldürükdükten sonra aradan ya- rım saat geçmiş Avtojektor ölü vüs cuda konumuş ve köpek diriltilmiş- tir.. Bir kaç ay önce Brühonenko- nun enstitüsünde çok büyük bir mu- vaffakiyet daha kazanılmıştır. Ev - velce, öldürülenler yalnız diriltil - mektle ve dirilenler, ameliyattan en nihayet bir -gün sonra, tekrar öl - mekte imiş.. Fakat, şimdi, enstitü « de öldürülüp diriltilen beş tane kö » pek 1936 yılı Ağustos ayındanberi ve siyah çizgili balıkları avlamak için.. gözleri gayet keskindir, Su içinde, ellerindeki kargayı gördükleri balığa o kadar isa -' betle sallarlar ki, yarım santi « metre bile farketmez ve balık kargının ucundaki sivri uçlu de« mire takılır, kalır. Tahiti ada » larında dünyanın en nefis ba - lhıklarını yiyenler, bu zahmete katlanmaktan hiç te bıkmazlar, ikinci dünyalarını yaşamaktadırlar, Bu köpekler muhtelif şekillerde, bazası zehirlenerek, bazısı kanı aka» rak ölmüşlerdir. İkinci dünyalarını ise, tam sıhhatli ve normal bir halde yaşamaktadırlar. Binaenaleyh, dok- müddet yaşatmağa da muvaffak ol - muşlardır, kim bilir belki bu suret- le, ölüm mefhumu da büsbütün or » tadan kalkacaktır..

Bu sayıdan diğer sayfalar: