19 Nisan 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

19 Nisan 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sünun mese Hilesiz ve temiz süt işi ile Sıhhiye vekâleti uğraşıyor Hükümet doklorları tetkikat yapıyor Sehirde halkın içtiği sütün mühim bir kısmı şa koyun sütü, diye satılıyor... Halbuki... B Ş satılan sütlerin bo- Olduğu ve içilecek süt bu- Zük :,—""““mn sebepleri hakkında q:âmlu yeni fikirler ileri ı,'_ der. Bunlara göre, süt hiğıy, götanlara 9 kuruşa mal olmak, ıı_v:u suretle kârile birlikte 15 Diğer ::_I::. süt satmak kabildir. n 10 kuruşa — satılan ! :.:"" kaymak altı ve kaymağı Yü ı'm'mercııı. Bunlar halka ko- İıp KA hamı verilerek satılmak- Tağy , koyun sütünün ki- hıı..î'""de 15 kuruştur. Sütler ı..,__“'ırılı köylerde kilosu 5-6 buk p Optan alınmaktadır. Hal- aa lar şehirde su katıldıktan ı.,—::l-'ı—:o kuruşa kadar satıl- q,h“'r Taraftan seyyar sütçüler — Bi söylemektedirler: :—hç h“ temiyet hiç bakmıyar —Yıı,,,ı bi yardımı dokunmuyor. 'h,.u.'!wik aldatlarımızı mun- Mahağı, Plüyorlar. * İle arasında seyyar bir süt- Va ! | t | .n Ğ | tl!a ı’“"“ Vekâleti, bütün Türkiye Yan yöçlerinde rıhtımi bulunmu - halkın her zaman €n mühim bir meseleyi İ K karar vermiştir. Bil « C| iz limanlarında gö- ş:“'lılyu yolcuların vapur- '& ve karadan da vapura % işldir. Bütün limanlar- .N İçin tarifeler bulunduğu İayık ve motörlerine bindir: Yolculardan bir çok vesait Yekiş ı Orla fazla para almak is- * Bundan başka da N“"—n.ı larda az yolcu da olsa 'e mecbur olduk- , bol , î%dlkllmk , k.n. dm gıdasını arttırmak Beğ L memleketimizde bu yıl n ZAta (yonca) ekimi ya - Atarlaştırılmış ve Ziraat kin <© bütün vilâyetlere 500 Ür, Ydüca tohumu gönderi! « lar kazalara taksim e- Ğİ Seocadın verile » ::"lıdmıe vilâyetlere bir *h’:nlnnuş ve yoncalık te- Ş iftliğin bundan istifa- v ni, senede kaç defa biç- *:..:hlçim Süküdar mah Sbliğ da Vekâlete bildiril- '.*x l roman: 46 f # ef Y edilmiştir. lesi: çü 12,5 kuruşa inek, 15 kuruşa ko- yun sütü satmaktadır.» Dükkâncı sütçüler de seyyar süt- çüleri ilham edererek şöyle de - mektedirler. * — Mahallelerde seyyar sütçü « lük yapanların cemiyetle hiç bir a- lâkası yoktuür. Ve cemiyet bunları arayıp sormaz. Hileli süt satan bun- lardır. Bizim gibi halis süt satanla- rı da bunlarla karıştırmaktadırlar, Halbuki biz dükkânlarımızda halis süt satmaktayız.» Diğer salâhiyettar bir zat da di- yor ki: — Siıhhat Vekâleti süt ve sütten yapılan maddeler için bir talimat- name hazırlamış ve bundan bir müddet evvel Sıhhat Müdürlüğüne göndermiştir. Burada kaza hükü - met daktorlarile belediye hekimle- ri bunlarla meşgul olmıya başla - mıştır. Fakat; hükümet ve belediye dok- torları, Belediye zabıtasının hak - Pur yolcularının inip binmesi işi t vekâleti bu işi bizzat yap- için tetkikatta bulunuyor ları halde motör ve kayıkçılar ve- saitlerini doldurmadan hareket et- memektedirler. Bu yüzden bir çok kimesler vapurlarını kaçırmakta « dırlar, İktısat Vekâleti bu şekildeki yol- cu nakliyatını da Denizyolları İda- resine vermeyi düşünmektedir. İdare buralarda teşkilât yapa - cak ve motörlerle halkı vapurlara ve karaya nakledecektir. Bu su - retle de idare varidatının mühim Miktarda artacağı ümit edilmek - tedir. Alâkadarlar bu iş üzerinde tetkikler yapmaktadırlar. Çenberlitaşta park Vakıflar müdürlüğü Çenberlitaş- ta güzel bir park yapmıya karar vermiştir. Bu park Çenberlitaşın yanlarında Evkafa ait arsalarla bu arsaların yanında olup — istimlâk edilmeleri — kararlaşlırılan — yerler üzerinde kurulacaktır. Bu parka Atatürkün de bir büstü konacaktır Park bu yaz bitirilmiş olacaktır, Lansbury - Hitler mülâkatı Berlin, 19 (A. A.) — İngiliz muhalefet liderlerinden Georges Lansbury dün buraya gelmiştir, Bu gün B. Lansbury B. Hitler ta« rafından kabul edilecektir. | “En de seveceksin! K'l(h.—ı"'dl ve hizmetçiyi uyan- B bir yemek yedi, &ç Y değil, bir kaç lokma, %Vş:m Uyuyamdar, Ku W*Ülıbıho:mu;- DA Yülmz ŞD O yatağıcda kun- *_' Ve yanımı boş buldu. ** Sitmiyen bir sabahtı? S ERE SKK 1 Ö alimya - *& WMÇHİMMM. ."hdırmıuhu. Öğleye doğru Etem İzzet Benice Dedi, salonda dolaşmıya başladı. Dudakları hiç durmadan mırılda « nıyordu: — Her şeyin bir haddi var. Öl « çüyü geçmemek lâzım, Eğer iş ina- da binerse ben daha çok inat etme- sini bilirim. Hem salih benim ina- dımla başa çıkamaz dâ! Onun bu dolaşışı ve mırıldanış - ları karşısında Zeliha da ne yapa - cağını şaşırıyor, kendisine çatılma- sından korkarak bir köşeye sin » miş hiç sesini çıkarmıyordu. Koranlık basarken Öfke sanki şahıslanmış ve Lüt - fiyeyi kendisine maske edinmiş gi- bi idi. 'TTekrar akşam oluyordu. Tabia- ftın hiç değişmiyen ve bir teviye hep ayni istikrar içinde giden a - | Buyıl tütünlerimizden çok iyi para aldık | kile süt işlerile alâkadar olamadı- | ğinı söylemektedirler. Bu' da hal - kın hâlâ mahlüt süt içmesile mey- dana çıkmaktadır. Bunun önüne geçmek için an - cak bir çare vardır. Bu da; şehrin süt satacak sütçülerini sabahleyin bir yerde toplayarak sütleri: mumi şekilde muayene ellerine sütlerinin kontrol edildi - Bine dair birer vesika verildiki sonra satışa serbest birakmalılır. | Ayrıca kaza Belediye hekimle - rTionde olduğu gibi lup olmadığını anlamak için nahi- || ye belediye hekimlerinde de dere- celer bulundurulmlar ve nahiye ve kaza belediye zabılası tarafından daimi sıkı bir kontrol yapılmalıdır. || Yukarıda söylediğim gibi bozuk ve || hileli görülen sütler dökülmeti ve || ağır ceza verilmelidir. Bunun için alâkadar biraz salâhiyelli bulunmaları lâzımdır. J | ! tün hileli g- memurların da | | Limanda Hamalların Aldığı para Çok görülüyor indirilecek Liman idaresi yapılan bir çok şi- kâyetler üzerine Tıkhtımlara yana- Şan vapurlardan dışarı çıkarılan eş. yalar için alınmakta olan hamma - liye ücretlerini tetkik etmiye baş- Tamıştır. Bugün her hangi bir va « purua içinden Tıhtım üzerine çı « karılacak en ufak bir çanta parçası için bile yirmi kuruş ücret âlın - malctadır. Eşya parçasının büyük- | lüğü arştıkça ücret de fazlalaşmak. | ta ve bir denk için elli kuruş gibi mühim bir ücret alınmaktadır. Hal- | buki hamalların yaptıkları iş va- purdar: eşyayı indirip rıhtım kapı- sında sahibine teslim etmektir. Ön- dan conraki nakliye için de ayrı bir hamallık — verilmektedir. Eskiden burada hamallık tarifesi ve teşki- lâtı olmadığı zamanlar eşyalar da- hâ çok ucuza taşınıyordu. Sonradan sözde halkın aldatılmaması için bu | şekilde bir tarife yapıldı. Halbuki, | bu suretle halktan müthiş surette : fazla ücret alınmıya bâaşlandı. Li - man İdaresi şindi bu Vaziyeti tet- kik etmektedir. Tetkiklerin so - nunda bugün parçasına göre 20. 30, 40 ve 50 kuruş olan hamallık üc - Tütünlerimiz Mahsul çıkar çıkmaz müşteri buldu ve derhal satıldı ge mintakasının bu seneki tü- | de açılmış ve bir ay içinde 23 mil « tün mahsulü çok bereketli ol - | Müuş ve hemen hemen bütün tütün- ler çok yüksek Hiatlarla satılmış- tır. Ege mıntakasınin - Tekoltesi 34 | milyon kilo olarak tesbit edilmiş- tir. Bu miktarın 16 milyon 900 bin kilosunu İzmir, 1 milyon 500 bin kilosunü aydın, 8 milyon 500 bin kilosunu Manisa, $ milyon 500 bin kilosunu Muğla ve 1 milyan 600 bin kilosunu da Ayvalık, Sındırgı ve « || Altınova mintakaları yetiştirmiş - tir, Bütün Ege mıntakasında satiş- lar 936 senesinin 26 teşrinisanisin- Avrupaya Gidecek İstanbul Üniversitesi talebele - rile profesörleri bu yıl tatil mevsi- minde Avrupanın bir çok yerlerin- | den davet edilmektedir. Bü davet- | ler fakülte talebelerine ayrı ayrı yerlerden vuku bulmaktadır. Ba a- rTada Almanya, Fransa ve İngiltere- üyük üniversiteleri de davet: n lerde bulunmuşlardır. Tati! mevsiminde Üniversite ta- Tebeleri gruplar halinde bu yerle - vte seyahat edeceklerdir. Bu seyahatlerde talebelere çok | mühim tenzilâtlar ve kolaylıklar yapılacaktır. Bundan başka üniver- site talebeleri Yunanistan, Bulga - ristan, Romanya ve Yugoslavyaya da bir seyahat yapacaklardır. Eşya gümrükte Bekletilmiyecek Bunun l—çî;ıîıdblrior alınıyor dahilindeki limanlar Memleket arasında nakledilecek eşyanın güm- rük depolarında bekletilmeden sa- hiplerine derhal saati saatine ve - rilmesi ve alâkadarlara âzami ko- laylık gösterilmesi hakkında alâ - kadar dairelere yeni bir tamim gönderilmiştir. Bunun üzerino Liman ve Güm - rük İdaresince lâzım gelen tedbir- lerin alınmasına başlammıştıt. Şatlardan çıkarılacak mallar an- barlarda ve derhal tasnif edilerek sahiplerine verilecektir. Diğer taraftan anbarlarda çalı - | şan hamalların yük taşıma tarife- sinde de ton başına bir tenzilât ya- retleri mühim miktarda tenzil edi- lecekir, sinirlerinin boşaldığını hisseden Lütfiye karanlığı görür görmez tüylerinin diken- diken olduğunu duyuyordu. Bütün bu hâdiselerin ::dı mes'ulü Zeliha imiş gibi hay- — Nerede kâaldı bu adam?, Zeliha hiç ses çıkarmadı. O, so- Tusunu tekrarladı: — Nerede kaldı bu adam?, Hizmetçide yine ses yoktu. Lüt » fiyenin iri, esmer gözleri karanlık- la sarmaşınca genç kadın bütün bütün azıdı: — Yoksa Salihin giderken söy « Tediklerini anlamadın mı? Zeliha korkak bir sesle: — Bana ne söyledi ise hepsini size naklettim, Dedi. — Seninle Türkçe mi, arapça mi konuştu?, — Türkçe, — O halde anlamamışsındır! Zeliha, bükük boynu ile temin ediyordu. hengi karşısında çıldıracak kadar — Anladım. Hepsini anlâadım. el .. pilması imkâmı da tetkik edilmek- tedir. Anlaşılmıyacak bir şey söyleme « mişti. — Öyle ise nerede bu adam?. Zeliha, bir kurtuluş çaresi arar gibi Lüzüle büzüle genç ve asabi kadının karşısında kıvrandı: — İsterseniz kışlaya kadar gi « deyim., Dedi, Lütfiye bu teklif karşısın. da durakladı. Düşündü: — Hizmetçiyi kışlaya gönder » mek, önu aratmak. Bu nihayet o - nun ihadına, ihtarına mağlüp ol « mak demektir. Kârarını verdi: — Hayır! Olmaz.. Onu aratamam, Tekrar düşündü: — O inat ediyor. Fakat, kaba « hatli mevkide de ben varım. Eve Beç kalan, gittiğim yeri haber ver- miyen benim. Kime söylesem suçu bana yükletecektir. A“A'm bir başka şey daha ge'di: — Acaba her hangi bir şey fi da kışlada hlplsmlellldn.”'. Kocasının hiyaneti, bir başka ye- Füniversiteliler c UKulırlar için | | ON 1 yon kilo satılmıştır. Bu miktar on gün sonra otuz | milyona yükselmiştir. Bugün Ege mintakasında satılacak bir damla tütün kalmamış gibidir. Satılan tü- tünlerin fiat nisbetleri vasati ola- rak 70-75 kuruştur. Yine Marmara havzasının rekol- tesi ayni senede 14 milyon kilodur. | Bunun 5 milyon 600 bin kilosu Bur- sada, 3 milyon 300 bin kilosu Koca- | elide, 1 milyon 720 bin kilosu Edir- nede, 1 milyon 400 bin kilosu Ba- hkesirde yetişmiştir. Buralarda sa- | F — 19 Nisan 1937 Halk Filözofu diyor ki: | Türkiye halkı açlık tehlikesi karşısındadır! Evet, ekmeksiz. ve aç kalmak tehlikesi karşısında bulunmak bü- yük bir telâşı mucip olacak bir hâ- disedir. Filvaki böyle bir tehlike o0- lunca, telâş etmiyecek kimse yök- tur, Çünkü gıda meselesi hayat me- selesidir, şaka götürmez, Eğer iş böyle ise o halde cidden Türkiye halkı açlık tehlik, e mü- Tüzdur. Gada, yani hayat meselesi toh - Hikededir. Çünkü: Gıdamız ve ekm i midemizin, biri dimağımızın, Bu gıdasız Türkiyede hayat olamaz. O halde dimağımızın ekmeği için de midemizin ekmeği kadar teliş etmeli değil miyiz? Midemizin ekmeği ise kitaplır. tışlar hâlâ devam etmektedir. Kereste Alınıyor : Romanya ile müzakere- ler var Yaş meyva ve üzüm ve incir i racatımızın en mühim bir derdi teşkil eden (kutuluk kereste) nin memleket den tamamen teda « rik edilemiyeceği anlaşılmışlır. Bu maksatla şimdiden Roman - yadan mühim miktarda kereste te- min etmek üzere Üzüm Kurumu Müdürü Bay İsmail Hakkı Voral İktısat Vekâletince Bükreşe gönde- rilmiştir. Ayni zamanda bu ihtiyacın temi- ni için hükümetimizce yüz bin İn- giliz litalık serbest döviz müsaa- desi de verilmiştir. Bu döviz ile 32 bin metre mikâbı kutuluk kereste getirilebilecektir. LA . Zirat kredi . . Kooperatifleri “ Çoğaltılıyor Mütehassıslar memle- kette dolaşıyorlar Memleketimizde (Zirat Krodi Kooperatifleri) ni çoğaltmak ve mevcut kooperatiflerin daha iyi bir şekilde çalışmaları için yeni | tetkiklere başlanmıştır. İktısat Vekâletince bu maksatla; muhtelif mıntakalarda tetkiklerde | bulunmak üzere mütehassıs heyet- | Ter teşkili kararlaştırılmıştır. İlk | olarak, Karadeniz bölgesine bir he- yet gönderilecektir. Ziraat Bankası Genel Direktör - lüğü müşavirlerinden Bay Şükrü Umay ve İktısad Vekâleti müte - hassıslarından Doktar Hans Hil - brant ile diğer bir kaç kişiden mü- rekkep olan heyet azaları bu hafta içinde şehrimize gelerek Karadeni- ze hareket edeceklerdir. Heyet ay- ni zamanda yeni teşkil edilmek ü- zere olan (Fındık kooperatifleri) üzerinde de fındik istihsal mer - kezlerinde araştırmalarda buluna - caktır. Te gidebileceği, bir hovardalık ge- cesine kapılabileceği, bir başka ka. dınla olabileceği hiç aklına gelmi , yordu. Gelse bile; — Ummam... O yapıda bir adam değil ki.. Diyordu. Daha çok hapislik me- selesi üzerinde durdu. | — Bu olabilir. Askerlik hayatı. | Her hangi bir kusur onu hapsetti « rebilir. Diyor ve: — Bu adam şimdiye kadar be - nim bir kabahatimi de görmüş de- ğil Birdenbire bu kadar şiddetle beni üzecek bir tedbire başvura - Cağını sanmıyorum. Nihayet çok - | kızdıysa azarlar, içini döker, bir | daha yapma.. der geçerdi! Dlye)wndikendhınlbuyohyı—l fırmıya çalışıyordu. Nitekim de en | | son o yola yattı ve Zelihaya: Haydi git bak kışlada mü?, Dedi. Dönüş ve gece Salihe ne kadar kızmış olursa ol-— Tun onu pencere önünde bekliyor; (Devamı var) | Türkiyede kitap basmak, meemua | çıkarmak, velhasıl neşriyat imkân- sız bir hale geliyor. Yahut o ka- | dar pahalılanmıştır. Buna karşı tedbirler almamız, bu mânevi açlık tehlikesi için de mi- de açlığı kada rtelâş etmemiz ge - rek değil midir? Haniya? Halk Filozofu Meyvacılık Inkişaf Ettirilecek | Mütehassıslar tetkikler yapıyorlar Meyvacılığımızın — inkişafı için Ziraat Vekâletince tetkikat yaptı- rıldığını yazmıştık. Mersin ve Adana mrmntakasında mütehassıslar tarafından tetkikler bitirilmiştir. Ayrıca Ankara Yük - sek Ziraat Enstitüsü mütehassıs - larından Fon Klüyzberk te bu mak- satla İzmire gönderilmiştir. İzmirden sonra Manisa, Kemal - paşa ve Akhisar kazalarını geze - cek ulan mütehassıs oradan şehri - mize gelecektir. İstanbül ve civa - rında da tetkikler yapacak olan mütehassıs Ankaraya dönüşünde Ziraat Vekâletine her mıntaka için ayrı kir rapor verecektir. Birimizin derdi Hepimizin derdi Mekteplerde imti- hanlar yaklaşıyor Geçenlerde bir Lise talebesi şöyle anlatıyordu: “İmtihanlar yaklaştı. Derslere daha ciddi sarılmamız için mu- allimlerimiz her gün nasihat edi. yorlar. Bazısı, Çok fazla söylü. yor. Âdeta korkutuyor. Hatlâ mekteplerin erkânından olan bir zat, bize, lise sınıflarından biri için: — Şimdi bu sınıf dört şube halindedir. Gelecek yıl iki şu- beye inecek, bunu mutlaka böye le yapacağız.. Hiç biriniz çalış miyor sunuz, Demek ki, bu sinie fin yarısı dönecek, , Bu talebenin söyledikleri, an« lattıkları işte yukarıdadır. Biz bir lisede iyi bir mevki sahibi olmuş bir mürebbinin bunları sgöyleyebileceğini zannetmiyoruz. Daha imtihanlara çok var, Bu gibi sözler talebenin daha ziya- da kuvvelmâneviyesini — kırar. İmtihan yapılmadan, yarı tale- benin sınıfta Gdöneceğini, nası! tahmin edebilirsiniz ?. Sonra, şunu hatırlamak lâ. zundır ki, sınıfta dönen talebe sayısı yüzde onu geçerse, mes' üliyet yalnız talebe omuzlarına değil, mektep idaresinin ve mu- allimlerin de omuzlarına taksim edilmiş olur.. Hele yözde elli muvaffakiyet temin — edilebilen mekteblerde bu cidden mühim bir meseledir. Biz çöyle diyoruz: Yukarıda- ki sözleri hiç bir lise mürebbisi söyliyemez. Ve söylememiştir, Eğer, şayet, söylemiş ise, bu bir lütifeden başka bir şey de- gildir. Yahutda, talebeyi tırmak için bir tehdit ise, çalış. mağa teşvik böyle yapılamaz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: